Arama

Medya Haber - Sayfa 161

Güncelleme: 13 Ekim 2017 Gösterim: 659.935 Cevap: 1.864
RuffRyders - avatarı
RuffRyders
Kayıtlı Üye
13 Nisan 2011       Mesaj #1601
RuffRyders - avatarı
Kayıtlı Üye
Cumhurbaşkanı kalemi cebe indirdi
Çek Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, bir tükenmez kalemi gizlice cebine koyarken görüntülendi.
Sponsorlu Bağlantılar

110413cekbaskan300w
Çek Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Vaclas Klaus, Şili'de bir basın toplantısı sırasında bir tükenmez kalemi gizlice cebine atarken görüntülendi.

Çek Cumhuriyeti devlet televizyonu tarafından Klaus'un Şili'deki basın toplantısındayken çekilen görüntülerde, Çek Cumhurbaşkanı Şili Devlet Başkanı Sebastian Pinera'nın yanında otururken görünüyor.


Klaus, Pinera kendisine 'hoşgeldin' derken bir kalemi eline alıyor, dikkatlice inceliyor, ellerini masanın altına alıyor, ceketinin düğmelerini açıyor ve sonra boş ellerini masanın üzerine tekrar çıkarıyor.


Uzun yıllardır siyasette olan ve basın toplantılarına alışık olan 69 yaşındaki Klaus, olayla ilgili olarak, bu tür toplantılarda bir kalemin alınmasının sıradan birşey olduğu, bunun pahalı ya da değerli bir kalem olmadığı açıklamasında bulundu.


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
RuffRyders - avatarı
RuffRyders
Kayıtlı Üye
21 Nisan 2011       Mesaj #1602
RuffRyders - avatarı
Kayıtlı Üye
Castro devri 'resmen' kapandı
Küba lideri Fidel Castro, Komünist Parti yönetiminden vazgeçtiğini teyit etti.
Sponsorlu Bağlantılar
HAVANA - Resmi yayın organları tarafından yayımlanan makalede Fidel Castro, Merkez Komite'den ayrılmak istediğini belirtti ve ''Raul (Castro) parti bünyesinde hiçbir sorumluluk istemediğimi biliyordu'' ifadesini kullandı.

84 yaşındaki Fidel Castro, 1965'ten beri Komünist Parti'nin Merkez Komite Genel Sekreterliği'ni yürütüyordu.


Bu arada Küba, vatandaşların bundan böyle ev alıp satmalarına izin verecek.


Karar, Küba Komünist Partisi'nin kongresinde alındı ancak mülk satışlarının nasıl olacağı hakkında ayrıntı verilmedi.


1959'daki Küba devriminden bu yana vatandaşlar oturdukları evi sadece çocuklarına miras bırakma veya değiş-tokuş hakkına sahipti.


Devlet başkanı Raul Castro kongrede yaptığı konuşmada, konut alım satımına izin verilmesi kararına rağmen mülkiyetin bazı ellerde toplanmasına izin verilmeyeceğini söyledi.


Castro, üst düzey siyasi görevlerin de 5 yıllık iki dönemle sınırlandırılması gerektiğini söyledi ve hükümetin sistematik olarak gençleştirilmesi sözünü verdi.


Görevini kardeşine bırakan eski Küba lideri Fidel Castro, Küba medyasında yayınlanan yazısında, değişiklikleri onaylayarak, komünist sistemin yaşamasını garanti etmek için geçmişin hatalarını düzeltecek yeni bir kuşağa ihtiyaç olduğunu belirtti.


Kaynak: AA - ntvmsnbc

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
RuffRyders - avatarı
RuffRyders
Kayıtlı Üye
21 Nisan 2011       Mesaj #1603
RuffRyders - avatarı
Kayıtlı Üye
Devrimin eksik parçası
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, New York Times için kaleme aldığı makalesinde, Arap ülkelerindeki halk ayaklanmalarının eksik parçasının İsrail ve Filistin arasında barış olduğunu belirtti.

110421tahrirwidec
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Amerikan New York Times gazetesi için ‘devrimin eksik parçası’ adlı bir makale kaleme aldı. Makalede Ortadoğu ve Kuzey Afrika’daki ayaklanma dalgasının 1848 ve 1989’da Avrupa’da yaşanan devrimler kadar tarihi olduğu savunuldu.

Makelede şu cümleler dikkat çeti;


“İnsanlar sadece evrensel ilkeler için değil aynı zamanda uzun zamandır baskı altındaki ulusal gurur ve itibarlarını geri almak için de ayaklandılar. Ancak bu ayaklanmaların demokrasi ve barış ya da zulüm ve çatışma getirmesi kalıcı bir İsrail-Filistin barış anlaşmasına bağlıdır.”


“Bu çalkantılı zamanlarda geleceği iki güç şekillendirecektir; insanların demokrasi çığlıkları ve bölgenin değişen nüfus yapısı. Er ya da geç Ortadoğu’ya demokrasi gelecek ve demokratik bir hükümetin tanımı insanların gerçek isteklerini yansıtacak.”


İSRAİL ARAPLARIN DÜŞMALIĞI İLE ÇEVRİLİ YAŞAYAMAZ

Cumhurbaşkanı Gül, sürdürülemez statükonun, İsrail'i daha fazla tehlike altına sokacağı uyarısında da bulundu. Makalede, “ İsrail, Araplar’ın öfke ve düşmanlığından oluşan bir denizle çevrilmiş bir ada olmayı sürdüremez” denildi.

Cumhurbaşkanı, Türkiye'nin sorumluluklarının bilincinde olarak, barış sürecinde yardıma hazır olduğunun altını çizdi ve İsrail-Filistin barışının tün dünya için hayırlı olacağını söyledi.


Gül’ün altını çizdiği bir başka konu da ABD’nin bu süreçteki konumuydu. Cumhurbaşkanı, uluslararası yasaların ve doğruluğun ABD’ye tarafsız bir arabuluculuk vazifesi yüklediğini vurguladı.


Kaynak: ntvmsnbc
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
AndThe_BlackSky - avatarı
AndThe_BlackSky
Ziyaretçi
24 Nisan 2011       Mesaj #1604
AndThe_BlackSky - avatarı
Ziyaretçi
110424 042630 346569 CB

Çanakkale Kara Savaşları'nın 96. yıldönümü, Şehitler Abidesi'nde 11 ülke temsilcilerinin katılımıyla düzenlenen törenle anıldı.


Törenler; sabah saat 09.00'da Çanakkale Savaşı'na katılan Türkiye, Avustralya, Yeni Zelanda, Güney Afrika, İngiltere, Kanada, Pakistan, Almanya, Fransa, İrlanda ve Hindistan adına Şehitler Abidesi'ne çelenklerin konulmasıyla başladı. Saygı duruşunun ardından 11 ülkenin milli marşları eşliğinde bayrakları göndere çekildi. Törende, Türkiye Cumhuriyeti adına konuşma yapan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, "Çanakkale Türk milletinin doktoru, mühendisi, çiftçisi, memuru ve hatta öğrencileriyle bir neslin en parlak temsilcilerini yitirdiği bir yer olmuştur. Ancak, geride kalanlar ve sonraki kuşaklar, şehitlerimizin kanlarıyla sulanan bu topraklar üzerinde onların fedakarlıklarına layık bir gelecek inşa etmek için canla başla çalışmışlar ve bugünün güçlü Türkiye'sini kurmuşlardır.

Bugün burada 96 yıl önce vatanını korumak için her şeyi göze alan bir millet ile tanımadıkları toprakları işgal etmekle görevlendirilen uzak diyarların çocukları arasında yaşayan kanlı bir savaşı anmıyoruz. Bugün, savaşın karanlık ve acı verici yüzünü bize en açık şekilde gösteren bu mücadeleden çıkardığımız dersleri hatırlamak için buradayız. Yine bu sebepledir ki Türkiye, 88 yıldır dünyanın en istikrarsız bölgelerinin birinden bir istikrar adası olmuştur. Bugün Türkiye'nin bölgesinde ve ötesinde sorunları çözme, işbirliğini artırma ve istikrar üretmeye dayanan yapıcı çok boyutlu vizyoner ve barışçı dış politikasının temelinde de bu ilke ve anlayış yatmaktadır. Bugün ülkemiz, farklı kültürler arasında daha fazla diyalog ve işbirliği sağlanması, karşılıklı anlayışın geliştirilmesi, küreselleşme olgusunun bizi birbirimizden ayıran ve zayıflatan değil, daha fazla kaynaştıran ve güçlendiren bir karakter kazanması için uğraş veriyorsa, bu köklü tarihimizin bize sağladığı birikimin bir sonucudur. Bunlar arasında belki de en önemlisi Çanakkale'de bir yandan kıyasıya savaşırken, diğer yandan insanlığın temel değerlerini ve barışın anlam ve önemini bütün çıplaklığıyla görebilmemizdir" dedi.

"ATALARIMIZIN AÇTIĞI YOLDA SEVGİ VE SAYGI İÇERİSİNDE YÜRÜYORUZ"

Davutoğlu, Çanakkale Savaşı'nın önemine dikkat çekerek, "Bugün dedelerimizin Çanakkale'de tüm imkansızlıklara rağmen sergilediği cesaret, azim ve esaretten ilham alarak, bize bırakılan emaneti daha parlak ve barışçı bir geleceğe taşıma kararlığıyla çalışmaktayız. Zira Çanakkale'nin hikayesi aynı zamanda cumhuriyetin temelinde yatan insan faktörünün, geleceğe dönük umutların ve engin hoşgörünün mucizevi bir bütünleşmesini temsil etmektedir. Türkiye'nin geldiği bu noktanın Türkü ve Anzakı ile bu topraklarda şehit düşen tüm evlatlarımızın ruhuna huzur verdiğini ve kaybettikleri yaşamlarına anlam kazandırdığına samimiyetle inanıyorum. Bugün Çanakkale Savaşları'ndan aldığımız dersler sayesinde atalarımızın açtığı yolda karşılıklı saygı ve sevgi içerisinde yürüyoruz. Acı bir savaşı birlikte anabiliyor ve birbirimizin yüzüne samimiyetle ve dostça bakabiliyoruz. Bunun insanın ruhuna dokunan çok değerli bir tecrübe olduğuna inanıyorum" diye konuştu.

"1915'TEN BERİ İKİ ÜLKENİN DOSTLUK BAĞI GELİŞTİ"

Avustralya Gazi İşleri Bakanı Warren Snowdon ise, Çanakkale Savaşı'nda Avustralyalıların çok büyük sıkıntılar altında savaştıklarını belirterek, "1915'ten bu yana Avustralya ve Türkiye güçlü bir dostluk bağı kurdular. Bu dostluk, Türk komutanı Yarbay Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının savaştığı Avustralyalılara duydukları saygıda temelini bulmuştur. Çanakkale'deki savaştaki tecrübeler ve burada savaşıp ölenlerin hikayeleri, her iki ülkenin de şekillenmesinde önemli bir rol oynamıştır.

Biz Avustralyalılar için bunun milletimizin tarihinde belirleyici bir yeri vardır" şeklinde konuştu.
Törende ayrıca Tuğgeneral Serhat Özgen de günün anlam ve önemi ile ilgili bir konuşma yaptı. Anma programı, tören geçişinin ardından Mehteran Bölüğü ve Türk Yıldızları ekibi ile TSK birliklerinin tören geçişi gösterisi, Mehmetçik Abidesi defterinin imzalanması ve şehitlik ziyareti ile sona erdi. Katılımcılar, daha sonra sırasıyla Fransız ve İngiliz anıtlarındaki törenlere katıldı.

Törene katılan Anzak askerlerinin torunları ile Türk askerleri birlikte fotoğraf çektirdi. Törene Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Çanakkale Valisi Güngör Azim Tuna, 1. Ordu Komutanı Orgeneral Hayri Kıvrıkoğlu, Avustralya Hava Kuvvetleri Komutanı Hava Mareşal Mark Binskin, Yeni Zelanda Dışişleri Bakanı Murray McCully, Avustralya Gazi İşleri Bakanı ve Anzak 100. yıldönümü törenlerinden sorumlu Başbakan Yardımcısı Warren Snowdon, Yeni Zelanda Savunma Kuvvetleri Komutanı Korgeneral Rhys Jones, Avustralya'nın Ankara Büyükelçisi Ian Biggs, Yeni Zelanda'nın Ankara Büyükelçisi Tony Browne, Avustralya Gazi İşleri Bakanlığı Müsteşarı Ian Campbell, Eceabat Kaymakamı Bülent Uygur ile civar belediye başkanları, askeri mülki erkan ve 11 ülkenin diğer temsilcileri katıldı.


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
RuffRyders - avatarı
RuffRyders
Kayıtlı Üye
25 Nisan 2011       Mesaj #1605
RuffRyders - avatarı
Kayıtlı Üye
Schwarzenegger'e 'AB Başkanlığı' teklifi
Arnold Schwarzenegger'e yakın çevresi tarafından Avrupa'ya dönmesi tavsiye edildiği ortaya çıktı.

110423schwarzeneggerwid

Eski Kaliforniya Valisi Arnold Schwarzenegger'a politika kariyerine Avrupa'da devam etmesi teklif edildi. Yakın çevresi, Avusturya asıllı olan Schwarzenegger'e Avrupa Birliği Konseyi Başkanlığı’na aday olmasını tavsiye ediyor. Brüksel'deyse bu durumun tebessümle karşılandığı belirtiliyor.


İki dönem Kalifornia Valiliği yapan ünlü oyuncu Arnold Schwarzenegger siyasi kariyerine Avrupa'da devam edebilir. Zira Schwarzenegger'in Avrupa Birliği konseyi Başkanlığı için yarışması isteniyor.


Adaylık fikrini ortaya atan, 63 yaşındaki Schwarzenegger'in kabinesine başkanlık etmiş bir isim olan Terry Tamminen.


Newsweek dergisine konuşan Tamminen, "Önümüzdeki yıllarda Avrupa Birliği, daha geniş bakışlı, Avrupa'yı birleştirebilecek bir başkan bulmalı. Schwarzenegger'den daha iyi bir aday düşünemiyorum" diye konuştu.


Bu fikir Brüksel'de rahatsızlık ve tebessümle karşılanırken, birçok Avrupa Birliği yetkilisinin Schwarzenegger'in şansı bulunmadığı görüşünde olduğu belirtiliyor.


Avrupa Birliği Konseyi'nin şu anki başkanı Herman Van Rompuy'un görev süresiyse bir yıl sonra dolacak.


Kaynak: ntvmsnbc
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
RuffRyders - avatarı
RuffRyders
Kayıtlı Üye
26 Nisan 2011       Mesaj #1606
RuffRyders - avatarı
Kayıtlı Üye
Çanakkale siperlerinde skandal
Çanakkale Savaşları'nda, Mustafa Kemal'in "Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum "direktifiyle Mehmetçik'in süngü hücumuna çıktığı siperlerin içler acısı hali yürekleri sızlatıyor.

110425anakkalesiperleri

Çanakkale Kara Savaşları'nın 96'ncı yıldönümü heyecanının yaşandığı Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı'nda, 57. Alay Şehitliği ile Conkbayırı arasındaki bölgede bulunan Türk siperleri bakımsızlık nedeniyle utanç abidesine dönüştü.

Düztepe mevkiinde bulunan siperlerin içindeki tahtalar zamanla çürüyüp yok oldu. Yağışların etkisiyle toprak siperlerin içine kaymaya başladı. Temizlenmeyen bitki örtüsü de siperleri kaplamaya başladı. Son olarak yağan yağmurlar, bakımsızlık nedeniyle siperleri adeta göle çevirdi. Bir su gideri açılmadığı için yarısına kadar suyla dolan siperlerin içindeki sağlam kalan tahtalar çürümeye başladı.


Ziyaretçiler, Türk askerinin 96 yıl önce gösterdiği cesaretin tanığı siperlerin kaderine terkedilmesi nedeniyle tepki gösterdi.


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
RuffRyders - avatarı
RuffRyders
Kayıtlı Üye
27 Nisan 2011       Mesaj #1607
RuffRyders - avatarı
Kayıtlı Üye
Uzmanlar 'Çılgın Proje'ye onay vermedi
Başbakan Erdoğan'ın bugün açıkladığı 'Çılgın Proje'ye uzmanlardan eleştiriler geldi: 'Doğal olarak oluşmuş bir sistemi öyle yapay müdahaleler yaparsanız, ne olacağını kestiremezsiniz', 'Buradan çıkacak toprağı İstanbul'un üzerine sersen, İstanbul'un yüzölçümünü 10 santimetre yükseltirsin', 'İstanbul'un çok sorunu var, bunları daha da çoğaltacak gibi görünüyor'
110427projegrsel789246h

Hacettepe Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemal Saydam, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan ''İstanbul Hazır; Hedef 2023'' projesine ilişkin soruları yanıtladı.

Karadeniz'den boğazları geçerek Akdeniz'e ulaşan suyun karşıtının tuz dengesini sağlamak için, Akdeniz suyunun da boğazın altından Karadeniz'e ulaştığını anlatan Saydam, ''Bu denge, 3 bin yıllık bir denge, yani çok yeni'' diye konuştu.


Projenin, Marmara'nın yüzey akıntılarına ne yapıp yapmayacağına ilişkin kesin bir şey söylemenin mümkün olmadığını belirten Saydam, ''Doğal olarak oluşmuş bir sistemi öyle yapay müdahaleler yaparsanız, ne olacağını kestiremezsiniz'' şeklinde konuştu.


Projenin çok detaylı olarak incelenmesi gerektiğini vurgulayan Saydam, şu görüşleri ifade etti:


''Ancak ilk olarak söyleyebileceğimiz bir şey var. Doğanın düzeni ile yapay şekilde oynadığınız zaman geri dönüşü olmayan iyi ya da kötü değişimler oluyor. Boğazlardaki su rejimini değiştirirseniz, İstanbul'un kanalizasyon deşarj sistemini mahvedebilirsiniz boyutuna kadar gidebilir olay. İstanbul'un kanalizasyonu boğazın altına veriliyor ve bu su Karadeniz'e gidiyor. Bu sistem 1990'ların başında çalışmaya başladı. Onun öncesinde 5-6 yıl biz bilim adamları olarak bunun araştırmasını yaptık. Bunun için bu şehir çok yatırım yaptı. Senelerce araştırma yapıldı bunun için. Ben boğazın altını dört defa kırmızıya boyayan ekibin başıydım. Sistemi biliyorduk. Ama siz bu dengeler üzerine kurulmuş Marmara Denizi'ne tek taraflı bir suyla girerseniz, o da derinliği çok önemli yani 25 metre olduğu zaman mutlak Karadeniz suyu gelir. Akdeniz suyu oradan geçemez. Çünkü Marmara'daki tabakalaşma 25 metre. Keşke 50 metre olsa, ikinci boğazı orada yaratır gibi olacak.''


''Daha açık bir ifadeyle Karadeniz Marmara'ya bir musluktan boşalıyordu, şimdi ikinci musluğu açarsanız Karadeniz'deki su dengesini değiştirirseniz, ne olacağı kestirilemez'' diyen Saydam, Marmara Denizi'nin yapısının dünyada tek olduğunu vurgulayarak, ''Dünyada böyle bir deniz yok. Bu nedenle burada hassas dengeler var. Oynadığınız zaman Marmara'da ne olacağını kestiremezsiniz, balık olsun, üst akıntısı olsun, su rejimi olsun. Marmara'nın su bütçesi ile oynamaya başlarsanız sistemin nasıl cevap vereceğini hiç kestiremezsiniz'' dedi.


'BURDAN ÇIKAN HAFRİYAT İSTANBUL'U 10 SANTİM YÜKSELTİR'

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Murat Taşdemir de kanal projesini ''imkansız ve çılgın'' olarak değerlendirerek, projenin siyasi etikten, bilimden ve teknikten uzak olduğunu savundu. İstanbul'un siyasete alet edildiğini öne süren Taşdemir, şöyle devam etti:

''25 metre derinliğinde, 150 metre genişliğinde, 45 kilometre uzunluğunda bir kanal açmak demek, 168 milyon 750 bin metreküp toprak harfiyatı demek. Bu da yaklaşık 17 milyon kamyon harfiyat demek. Buradan çıkacak toprağı İstanbul'un üzerine sersen, İstanbul'un yüzölçümünü 10 santimetre yükseltirsin. Bu alanda çok ciddi ekolojik tahribat ve orman katliamı yapılacak, çok ciddi bir kentleşme problemi olacak. 45 kilometrelik güzergahta yaşayan insanlar, yerinden yurdundan edilecek.''


Projenin İstanbul'un nüfusunu artıracağını ileri süren Taşdemir, İstanbul'un deprem bölgesinde olduğuna da işaret ederek, projenin deprem olması durumunda bir felakete neden olabileceğini öne sürdü. Projenin bölgedeki emlak fiyatlarını da artıracağını belirten Taşdemir, proje ile hukuki olarak mücadele edeceklerini de kaydetti.


'PROJENİN BÜTÜNÜNÜ GÖRMEK LAZIM'

Şehir Plancıları Odası Genel Başkanı Necati Uyar da kanal projesinin fikir düzeyinde olduğu için değerlendirme yapmadıklarını, ancak Başbakan Erdoğan'ın açıklamalarını izlediklerini söyledi.

Projenin üzerinde kapsamlı bir değerlendirme yapmak için projenin bütününü görmek gerektiğini belirten Uyar, ''Kısmen bakıldığında İstanbul Boğazı'nı rahatlatmak, gemilerin geçişini hızlandırmak anlamında yapılabilir böyle bir kanal. Ancak tek başına kanaldan değil bir yerleşimden, havaalanından, 3. köprü projesinden söz ettiğinizde İstanbul için vahim bir durum ortaya çıkıyor'' şeklinde konuştu.


Projenin detaylarının henüz kesinleşmediğini, bu nedenle ilk izlenimlerini anlattığını dile getiren Uyar, şunları söyledi:


''Bütün bir proje olarak bakıldığında, İstanbul'un çok sorunu var, bunları daha da çoğaltacak gibi görünüyor. Hızlanacak bir deniz trafiği Çanakkale Boğazı'nı da risk altına alacaktır. İstanbul'a açıkçası çok somut faydasını tespit etmek mümkün değil. Boğazda bekleyen petrol firmaları açısından mutlaka faydalıdır ama İstanbul kentinin sorunlarını artıracak gibi görünüyor. Yeri, konumu, yaratacağı etkiler, ayrıca değerlendirilmeli.


Temel sorun şu, planlama açısından geçerli mevzuata herkes uyacaksa, İstanbul'un 1/100.000 ölçekli çevre düzeni planı yeni yapıldı. Hedef yılı 2030 olarak belirlendi. Bu planlar gelecek için yapılır. Bu planın içinde ne 3. köprü ne de bu kanal var, ne de Başbakanın 2 kenti var. Dolayısıyla bu söylenenlerin tamamı buna aykırı. Bu planlar, İstanbul ya da herhangi bir kentte herkesi bağlayan açık hükümlerdir. Keşke Başbakanın projeleri buralarda yer alsaydı.


Mutlaka planlar değişebilir ama bu bir ihtiyaç değil. Seçim öncesi bir proje, gündemi oluşturmak üzere belirlenmiş. Burada beklenildiği gibi büyük bir çılgınlık yok. Kenti Trakya'ya doğru genişleten proje, İstanbul'u bitirir ve ancak bu yönüyle çılgınlık olur.''


'350 HEKTAR ORMAN YOK OLACAK'

Orman Mühendisleri Odası Başkanı Muhammet Saçma da teknik altyapısıyla oluşmadığından Başbakan Erdoğan'ın açıklamaları doğrultusunda ilk izlenimlerini paylaşmak istediğini söyledi.

Projede Silivri'den Yalıköy'e uzanacak bir kanaldan söz edildiğini belirten Saçma, şöyle konuştu:


''Boğaz trafiğinin yükünün azaltılması noktasında genel çerçeveye bakıldığında doğru bir yaklaşım. Ancak burada öngörülen kanalın genişliği 150 metre olacak, tahmini uzunluğu 45 kilometre, bunun 20 kilometresi ormanlardan geçiyor. Burada aşağı yukarı 300-350 hektar civarında orman yok olacak, bir kısmı da zarar görecek. O civarda Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından geyik ve yaban hayvanı yetiştirme alanı olarak belirlenen yerler de var. Bu nedenle bu güzergahın yaban hayatıyla ilgili de ciddi zararları olacağı düşüncesindeyiz. O yöredeki gerek orman alanları, gerek bitki, gerek hayvan türleri yönünden de proje hayata geçirilmeden önce detaylı inceleme yapmak lazım. Burayı, sadece gemilerin geçeceği yer olarak görmemek gerekir. Bizim önerimiz, Büyükçekmece'den, Ormanlı köyü civarına uzanacak bir güzergah. Bu da kısmen coğrafi yapısı itibariyle de kanal geçirmeye uygun bir yer. Hem mesafe daha kısa, hem de ormandan geçecek bölümü 7-8 kilometre. Bu güzergahın hem maliyeti azaltacağını, hem doğaya daha az zarar vereceğini düşünüyoruz. Bu gibi şeyler ihtiyaçsa 'karşıyız' demek doğru değil, alternatif öneriler sunmak lazım. Biz de ilk bilgiler ışığında böyle bir öneri geliştirdik.''


Kaynak: ntvmsnbc - AA
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
RuffRyders - avatarı
RuffRyders
Kayıtlı Üye
2 Mayıs 2011       Mesaj #1608
RuffRyders - avatarı
Kayıtlı Üye
Erdoğan ÖSYM Başkanı'nın notunu kırdı!
"YGS'de kopya yok, şifre ise neticeyi ilgilendiren bir konu değil" diyen Başbakan Erdoğan, ÖSYM Başkanı Ali Demir’in "süreci iyi yönetemediğini" de söyledi.

110502demirhaberv2
27 Mart’ta gerçekleştirilen YGS’deki şifre iddialarıyla ilgili 3 Nisan’da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 12 Nisan’da da Başbakan Erdoğan, ÖSYM’den gelen açıklamalardan tatmin olduklarını belirtmişlerdi.

Geçen Salı yapılan Bakanlar Kurulu toplantısının ardından basının karşısına geçen Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek de, bir soru üzerine "...O gün itibariyle ben tatmin oldum, onu birkaç gün sonunda savcılık soruşturması sonucunda tekrar değerlendirme yaparız" demişti.

YGS’deki 'şifre' hakkında son açıklama ise Başbakan Erdoğan’dan geldi. "Şifre neticeyi ilgilendiren bir konu değil" diyen Erdoğan, Başkan Ali Demir’in süreci iyi yönetemediğini de söyledi.

Show TV'deki Siyaset Meydanı programında soruları yanıtlayan Erdoğan, ÖSYM Başkanı Demir'e "YGS'de kopya var mı?" diye sorduğunu belirtti ve şöyle konuştu:

"Aslolan nedir, kopya var mı yok mu?

Kopya varsa tehlike ama yoksa şifreydi, sehvendi bunlar detay ve teknik şeyler. Neticeyi ilgilendiren şeyler değil.

"BAŞARI ORANI DÜŞTÜ"
Ben bunu Başkan’a sordum ve 'kesinlikle kopya yok' dedi. Daha sonra teknik bir takım şeyler önümüze geldi ve değerlendirme yaptık. Baktık ki, önceki imtihanlara göre alınan neticelerde düşüş var yani başarı oranlarında düşüş var.

Başkan süreci iyi yönetememiştir ama bu kopya ya da öğrencilere zulüm değildir..."

SURİYE VE 1 MAYIS
Öte yandan Erdoğan, Suriye'den Türkiye'ye mülteci akının devam edebileceğini söyledi. Erdoğan "Suriye'nin bölünmesini istemiyoruz" şeklinde konuştu.

Erdoğan, 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlamalarına ilişkin de, ''Ben bu yıl için gerçekten mutluyum, memnunum, şundan dolayı; sendikalarımız bu defa gerçekten güvenlik güçleriyle çok iyi bir diyalog içinde oldular, ellerinden gelen bütün tedbiri aldılar'' ifadelerini kullandı.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
RuffRyders - avatarı
RuffRyders
Kayıtlı Üye
2 Mayıs 2011       Mesaj #1609
RuffRyders - avatarı
Kayıtlı Üye
Bin Ladin öldürüldü
El Kaide lideri Usame Bin Ladin İslamabad yakınlarında öldürüldü.

110502binladinnnnkpkwid
11 Eylül saldırıları sonrasında ABD'nin bir numaralı hedefi haline gelen terör örgütü El Kaide lideri Usame Bin Ladin Pakistan'da yapılan bir operasyonla öldürüldü.

Amerikan AP ajansı, Pakistanlı ve ABD'li yetkililere dayanarak, Usame bin Ladin'in Pakistan'ın başkenti İslamabad'ın kuzeyindeki bir bölgede bulunan büyük bir evdeyken helikopterle düzenlenen baskında öldürüldüğünü duyurdu.


Ajansın haberine göre, Pakistanlı istihbarat yetkilisi, evin bulunduğu İslamabad'ın yaklaşık 100 kilometre kuzeyindeki Bilal bölgesine dört helikopterle baskın düzenlendiğini, helikopterlerden birinin yerden açıldığı sanılan ateşle vurulduğunu anlattı.


Pakistanlı yetkili, helikopterlerin ülkenin kuzeyindeki bir hava üssünden havalandığını kaydetti.


Amerikalı bir yetkili de baskının İslamabad yakınındaki büyük bir eve düzenlendiğini belirtti.


ABD Başkanı Barack Obama, Bin Ladin'in öldürüldüğünü ilan ederken askeri operasyonun dün düzenlendiğini bildirmişti.


Öte yandan AP ajansı, Bin Ladin'in İslamabad yakınlarında öldürülmesinin, şimdiye kadar nasıl yakalanamadığı ve ne kadar süredir orada bulunduğu sorularını gündeme getireceğine dikkat çekti.


Bugüne kadar ABD istihbaratının, Bin Ladin'in hep Pakistan ve Afganistan arasındaki sınırda kanunların uygulanamadığı bölgede saklandığını düşündüğü belirtiliyordu.


ELÇİLİKLER ALARMDA
ABD Dışişleri Bakanlığı vatandaşlarına, Usame Bin Ladin'in öldürülmesinin EL Kaide örgütünün misilleme saldırılarına yol açabileceği, daha büyük güvenlik riskiyle karşıya karşıya oldukları uyarısında bulundu.

Bütün Amerikan büyükelçiliklerini alarm düzeyine geçiren bakanlık, yurtdışındaki Amerikan vatandaşlarını El Kaide ve bağlantılı örgütlerin olası saldırılarına karşı uyardı.


ÖLDÜĞÜ YER KONUSUNDA FARKLI YORUMLAR
Öte yandan Usame Bin Ladin'in öldüğü yer konusunda ABD medyasında farklı bilgiler yer alıyor.

CNN televizyonu, bir kaynağa dayandırdığı haberlerinde, Bin Ladin'in ABD tarafından Pakistan'ın başkenti İslamabad'ın dışındaki bir konakta öldürüldüğünü belirtti.


Reuters Ladin'in öldürüldüğü yer konusunda aynı flaşı geçti, AP haber ajansı ise Bin Ladin'in nerede öldürüldüğünün ve ABD tarafından nasıl ele geçirildiğinin henüz bilinmediğini kaydetti.


'HİÇ BU KADAR MUTLU OLMAMIŞTIM'
Bin Ladin'in öldürüldüğünün açıklanmasıyla Beyaz Saray'ın önünde binlerce Amerikalı sevinç gösterisi yapıyor.

Beyaz Saray önünde toplanan ve ''USA, USA'' diye bağıran göstericilerin bazıları Amerikan bayrakları salladı.


19 yaşındaki John Kelly adlı bir öğrenci, ''Hiç bu kadar mutlu olmamıştım. Bu o kadar uzun zamandır beklediğimiz bir şeydi ki'' dedi.


Jon Garcia isimli bir başka öğrenci de, ''Adaletin yerini geldiğini düşünüyorum. 11 Eylül kurbanlarının aileleri için adalet yerini buldu. Bu Afganistan'daki görevimize bir anlam verdi'' diye konuştu.


'SIFIR NOKTASI'NDA KUTLAMA
ABD'de geceyarısı olmasına rağmen New York'un Times Meydanı ile 11 Eylül 2001'deki terör saldırılarında İkiz Kuleler'in yerle bir olduğu Ground Zero adı verilen alanda toplanan binlerce kişi sevinç gösterileri yapıyor ve saldırılarda ölenleri anıyor.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
RuffRyders - avatarı
RuffRyders
Kayıtlı Üye
4 Mayıs 2011       Mesaj #1610
RuffRyders - avatarı
Kayıtlı Üye
El Kaide uzmanı: ABD’ye neden inanalım?
Usame Bin Ladin ile röportaj yapan 3 gazeteciden biri olan Abdülbari Atwan, El Kaide liderinin ölümüne ilişkin şüpheleri dillendirdi ve 'ABD’ye neden inanalım?' diye sordu.

110503attawan11300w
1 Eylül, Madrid, Londra ve İstanbul dahil olmak üzere çeşitli bombalı saldırıların arkasındaki isim olarak bilinen El Kaide lideri Usame Bin Ladin, bu kez ölümüne ilişkin sorularla dünyanın gündeminde.

Bin Ladin’in ölümüyle ilgili şüpheleri, El Kaide'nin bundan sonra ne yapacağını, Bin Ladin'in öldürülmesine ilişkin komplo teorilerini dünyadaki sayılı El Kaide uzmanlarından biri NTV’ye değerlendirdi.


Bin Ladin'le röportaj yapabilmiş dünyadaki 3 gazeteciden biri olan Londra merkezli El Kuds El Arabi Gazetesi'nin Genel Yayın Yönetmeni Abdülbari Atwan, "ABD’ye neden inanalım?" diye sordu ve Irak örneğine dikkat çekti.


Canlı Ana Haber’de Can Dündar’ın sorularını yanıtlayan El Kaide uzmanı Atwan’ın açıklamarından dikkat çeken noktalar şöyle:


"Ben, Usame Bin Ladin ile Kasım 1996’da bir mağarada tanıştım. Son derece kibar ve konuksverdi. Yavaş sesle konuşurdu, siz konuşurken asla müdahale etmiyordu. Uzun boylu, son derece mütevazi, alttan alan, yavaş yavaş ve bağırmadan konuşan biriydi; adeta fısıltıyla konuşurdu. 3 gün o mağarada kendisiyle zaman geçirdim...


11 Eylül’ün ardından çok şaşırmıştım. Benim tanıştığım o kişinin, böylesi bir saldırıyı bu kadar mütavazi bir mağaradan düzenleyebileceğini hiç aklım almadı.
"OBAMA ONUN İSTEĞİNİ YERİNE GETİRDİ"
Ona ne istediğini sorduğumda, ‘mümkün olduğunca kısa sürede bir şehit olarak ölmek, yoldaşlarımla ve mücahaitlerle biraraya gelmek istiyorum’ demişti. Obama onun ilk dileğini yerine getirdi. Şehit oldu ama cennet mi cehenem mi ona tanrı karar verecek.

Ben onun şu ana kadar hayatta kalacağını bile düşünmemiştim. Dünya ve insanlık tarihini değiştirecek kadar uzun süre yaşayacağına inanmamıştım.
ABD’NİN OPERASYONU
Beni epey bir şaşırtmış durumda. Binanın ele geçirildiği, insanların öldürüldüğü söyleniyor ama biz hala hiçbir şey görmedik. Tek bir fotoğraf bile yok. Ceset nerede, denize gömdüklerini söylediler ama neden biz görmedik.

ABD, Saddam’ın iki oğunu öldürdüğünde basın için özel görüntü ayarlanmıştı. Saddam’ın asılmasını da gördük. Usame Bin Ladin neden kameralara gösterilmedi ki biz emin olalım. Ve neden denize atıldı; o bir Müslüman ve bu durum İslam kurallarına aykırı, etik ve insanlık dışı...
"BU İNSANLAR ZATEN YALANCI"
Ben inanmıyorum ve bu insanlar zaten yalancıdır. Daha önce Irak’ı, Saddam kitle imha silahlarına sahip diye işgal ettikerini söylediler ama öyle bir şey yoktu; yüzbinlerce insan öldürüldü. Şimdi nasıl inanabiliriz. Bütün bu hikayeyi uydurmuş olabilirler, belki çok uzun zaman önce öldürüldü, belki tutsak ya da öldürülmedi...”

Kaynak: ntvmsnbc
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.

Benzer Konular

28 Ekim 2016 / ThinkerBeLL İletişim Bilimleri
20 Ekim 2015 / Jumong Genel Mesajlar
24 Ekim 2008 / CrasHofCinneT Bilgisayar
18 Kasım 2010 / ThinkerBeLL X-Sözlük
21 Şubat 2010 / ThinkerBeLL Bilim ww