Arama

Medya Haber - Sayfa 96

Güncelleme: 13 Ekim 2017 Gösterim: 661.640 Cevap: 1.864
HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
4 Kasım 2008       Mesaj #951
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
Önyargıları yıkma partisi


Sponsorlu Bağlantılar
Medya Haber


"Önyargıları yıkmak" isteyen psikolog anne Şule Akdağ, 12 yaşındaki kızı Ezgi'nin "ergenliğe adım" anlamına gelen ilk reglini davetle kutlayacak..

Doğum, girilen her yeni yaş, sünnet, askere gidiş, evlilik kutlanıyor da, kadınlar için ergenliğe ilk adım, doğurganlığın başlaması anlamına gelen ilk regl neden kutlanmasın? Ankara'da bu soruyu soran bir anne kızının ilk reglini kutlamak için davet verecek. Genç kızların kadınlığa ilk adımını kutlamak için tören yapılması fikri uzun yıllardır feministlerce tartışılıyor. Türkiye'de bir tabu halinde yaşanan reglin toplum tarafından ayıp, utanılacak bir konu olarak görülmesini eleştiren kimi feministler, ergenliğe ilk adım olarak görülen bu günün çok önemsenmesi ve kutlanması gerektiğini düşünüyor. Bu konudaki önyargıları yıkmak isteyen kadınlardan biri de iki kız çocuğu annesi Şule Akdağ...

'BU EŞİTSİZLİK NİYE?'

Kadının insan hakları eğitimi programı kapsamında ev kadınları ve çalışan kadınlardan oluşan gruplara eğitim veren psikolog Akdağ, 12 yaşındaki kızı Ezgi için "Gençliğe ilk adım" kutlaması yapacak. Kutlama için yakın çevresine ve kızının arkadaşlarına davetiye gönderen Akdağ, bu davetiyede, "Önyargıları yıkmak için Ezgi'nin gençliğe ilk adım partisinde sizleri de aramızda görmekten mutluluk duyarız" çağrısı yaptı. Ankara'da yarın bir restoranda yapılacak kutlama için gönderilen davetiyede çağrıcı olarak anne, baba ve ablanın isimleri yer aldı. Anne Akdağ kutlama kararını neden aldığını SABAH'a şöyle anlattı: "Bir erkek çocuğu dünyaya gelince, sünnet olunca, askere gidince, askerden gelince, evlenince kutlama yapılıyor, hediyeler alınıyor. Kız çocuğuna ise bir kez dünyaya gelince, bir de düğün yapılınca kutlama yapılıp hediye alınıyor. Bu kadar eşitsizlik niye? Ayrıca adet görüldüğünde tokat atılması, adetin kirli pis bir şey olarak görülmesi var. Bir kadın olarak adet görmenin üremenin başlangıcı olduğunu, doğum yapmanın kadınlığın en güzel yetilerinden biri olduğunu biliyoruz. Sünnetin alternatifi değil ama önyargıları yıkmak adına bir kadının böyle kirli sayılan, oysa çok önemsenmesi gereken bir gününün, gençliğe ilk adımına böyle olumlu bakılmasına inandığım için kutlama yapmaya karar verdim."

TEPKİ DE VAR DESTEK DE

Topluma mesaj vermek, çocuklarına önem verdiğini göstermek için böyle cesaret isteyen bir işe kalkıştığını anlatan anne Akdağ'ı destekleyenler de var, karşı çıkanlar da. Anne Akdağ, kutlamanın bir ilk olduğunu belirterek, "Eminim birileri özenip bunu yapacak. Doğum günleri kutlanıyor, bu da anlamlı bir günse kutlanmalı" dedi.

Ezgi önce 'saçma' dedi

İlköğretim 7'nci sınıf öğrencisi olan 12 yaşındaki Ezgi'ye bu düşünce ilk önce "saçma" gelmiş. Annesine bu öneriyi ilk getirdiğinde kızdığınısöyleyen Ezgi, daha sonra bunun doğallığını görüp,basketbol takımındaki bütün arkadaşlarının da gelmek istediğini öğrenince heyecanlandığını ve kutlamayı kabul ettiğini anlattı.

Baba katılmayacak

Eşinin de kendisi gibi psikolog olduğunu anlatan anne Akdağ, davetiyede eşinin isminin olmasınakarşın kutlamaya katılmayacağını söyledi. Aldıklarıkarara eşinin saygı duyduğunu anlatan anne Akdağ,"Siz yapın ama ben gelmeyeceğim' diyor. Gelmesi için elimizden gelen çabayı göstereceğiz, ama onu daanlıyorum. Erkek egemen toplumda yaşıyoruz" dedi.


SABAH
HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
5 Kasım 2008       Mesaj #952
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
Medya Haber


Sponsorlu Bağlantılar
ABD'nin yeni başkanı Obama


Demokrat Parti adayı Barack Obama Cumhuriyetçi rakibi McCain'i geçerek ABD'nin 44. Başkanı oldu.

ABD seçimlerinde sonucu Virginia eyaleti belirledi. Daha California'da sandıklar açılmadan, sonuç ortaya çıktı.
Zeynep Gürcanlı YAZIYO
Ohio, Pennsylvania ve en son, kritik eyaletlerden Virginia düştü. Virginia'da oylamanın ilk saatlerinde McCain önde gidiyordu. Ancak sonradan Obama'nın oyları gelmeye başladı. Ve Virginia, yüzde 51'e yüzde 49 gibi az bir farkla Obama'nın oldu.

Amerikan medyası, daha California'da oy verme işlemi bitip de, sandıklar bile açılmadan, Obama'yı "44. Amerikan Başkanı" ilan etti.

Bunun nedeni, ABD'nin en büyük eyaleti California'nın geleneksel bir Demokrat destekçisi olması. Ve California'ya ait 57 delege de hesaplandığında, Obama daha sandıklar bile açılmadan, "kazanan" ilan edildi.

İşte dünyanın yeni patronu

ANNESİ Kansaslı bir beyaz, babası ise Kenyalı bir siyah. 4 Ağustos 1961’de Hawaii’de doğan Barack Hussein Obama, ilkokulun bir sınıfını Endonezya’da okudu. 1988’de girdiği Harvard Üniversitesi’nde burslu olarak hukuk okuyan ve sınıfındaki 10 öğrenciden 9’unu not ortalamasında geride bırakan Obama, okulun çıkardığı prestejli "Harvard Law Review" dergisinin ilk Afrika kökenli Amerikalı başkanı seçilince ABD medyası ile tanıştı.

1996-2004 yılları arasında Illinois eyalet senatörü olan Obama, 2004 yılında ABD Senatosu’na seçildi. 2007 başında başkan aday adayı oldu ve Senatör Hillary Rodham Clinton ile girdiği önseçim mücadelesini geçen haziran ayında resmen Demokrat Parti Başkan Adayı seçilerek kazandı. Etkileyici bir hatip ve ABD’de çok satan iki kitabın yazarı. İşte her yönüyle, ABD Başkanı:

Doğum tarihi : 4 Ağustos 1961, Hawaii.

Etnik köken: Baba Kenyalı bir siyah, anne Kansaslı bir beyaz. Atalarında, Çeroki Kızılderilisi, İrlanda ve İskoç kanı da var. Barack ismi, "bereket" kelimesinden geliyor. Göbek adı Hussein.

Dini ve mezhebi : Reformcu ve radikal olmayan bir cemaate sahip Hz. İsa’nın Birleşik Kilisesi’ne bağlı bir Protestan. Dedesi bir Müslümandı.

Eğitim durumu: İlkokula Endonezya’da, ortaokula Hawaii’de gitti. Columbia Üniversitesi’nde siyaset bilimi, Harvard’da hukuk okudu.

Mesleği: Avukat, akademisyen ve 2005’ten beri federal düzeyde Senatör.

Medeni hali: Michelle LeVaughn Robinson (44) ile evli. 10 ve 7 yaşlarında iki kız çocuk sahibi.

Askerlik durumu: Hiç askerlik yapmadı.

Lakabı: Ailesi ve arkadaşları ona "Barry" diyor, anneannesi ise "Bear" (Ayı). Gizli servis korumaların taktığı ad ise "Renegade" (Kaçak).

Hayatını değiştiren an: 2004’te Boston’daki Demokrat Parti Ulusal Kongresi’nde yaptığı etkileyici konuşma. Illinois’den Senatör adayı olan Obama, "Liberal ve muhafazar iki Amerika yok. Ayrılığı bir kenara bırakalım. Tek bir Amerika var, o da Amerika Birleşik Devletleri. Benim hayat hikayem, başka hiçbir ülkede mümkün olamazdı" dediği konuşmasıyla ilk kez dikkat çekmişti.

En çok tekrarladığı laf: "Bakın size bir şey söyleyeyim."

Mezar taşında ne yazacak: İyi ve dürüst bir adamdı. İyi bir baba ve kocaydı. Dünyayı daha iyi bir yer yapmak için kendisinden birşeyler verdi.

Kullandığı otomobil: Chrysler 300C

Evcil hayvanları: Henüz yok. Ama kaybetse de kazansa da, seçimden hemen sonra kızlarına bir köpek alma sözü verdi. Bu sayede kızlarından seçim desteği aldı.

Başlıca sloganları: "İnanabileceğimiz değişim" ve "Evet, yapabiliriz."

Başlıca vaatleri: Devletin aktif müdahalesiyle mali krizi çözmek. Orta sınıfın vergi yükünü azaltıp gelir dağılımında adalet sağlamak. Amerikan askerlerini Irak’tan çekmek ve Afganistan’da terörle mücadeleye hız vermek.

Rakipleri nasıl karaladı: Cumhuriyetçiler ona "Paris Hilton gibi bir meşhur" dediler. Genç kalabalıkları çekmesi nedeniyle "rock yıldızı" diye nitelendi. Gizli Müslüman olduğu, sosyalist eğilimleri bulunduğu ima edildi. CNN, ismini El Kaide lideri Usame bin Ladin ile karıştırdı.

Destekleyen ünlüler: George Clooney, Scarlett Johannson, Robert de Niro, Tom Hanks, Matt Damon, Halle Berry, Bruce Springsteen, Oprah Winfrey.

İstenmeyen destekçileri: Hamas, Hizbullah ve İran Yönetimi.

Bir numaralı önceliği: Kapitalist sistemdeki tıkanıklığı açarak ABD’de ekonomiyi düzeltmek, ABD’nin dünyadaki imajını iyileştirmek.

Seçilince ilk işi ne olacak: Öncelikle, taraftarlarının aşırı yükselttiği beklentileri düşürecek. Herşeyi bir anda değiştiremeyeceği yönünde gerçekçi bir mesaj verecek ve ilk yılı büyük oranda "başkanlığı öğrenmekle" geçecek.

Siyasi kahramanı: Martin Luther King Jr, Mahatma Gandhi ve 1993’te ölen insan hakları savunucusu Cesar Chavez.

En sevdiği filozof: Friedrich Nietzsche ve 1971’de ölen Protestan dinbilimci Reinhold Niebuhr.

En sevdiği özlü söz: "Senin önünde garibiz, yabancıyız, atalarımız gibi. Yeryüzündeki günlerimiz bir gölge gibidir, kalıcı değildir." (Zebur’da, Hz. Davud’un duasını içeren "Tarihler" bölümünde 15’inci ayet. Obama, yazdığı biyografiye de bu ayetle başlamıştı)

En sevdiği kitap: İncil ve Nobel ödüllü Tony Morrison’dan "Song of Solomon."

En sevdiği şarkı: Fugees - "Ready or Not"

İzlediği ilk film: Born Free (Afrika aslanları hakkında 1966 yapımı bir film)

En sevdiği film: Baba (The Godfather)

İzlediği son sinema filmi: Shrek 3

En sevdiği aktör: Jeff Bridges.

En sevdiği TV programı: 1970’lerin Vietnam Savaşı konulu klasik komedi dizisi M.A.S.H ve bir spor programları.

En sevdiği süper kahraman: Örümcek Adam ve Batman.

En sevdiği yemekler: Acılı yemekler ve pizza.


HÜRRİYET
peaceful - avatarı
peaceful
Ziyaretçi
5 Kasım 2008       Mesaj #953
peaceful - avatarı
Ziyaretçi
ABD'NİN İLK SİYAH BAŞKANI SEÇİLİRKEN HATIRLANANLAR
Medya Haber

ABD'de ırk ayrımcılığında KARA tablo
Siyah Demokrat senatör Barack Obama'nın ABD başkanlığına seçilmesi, bu ülkede siyahlara karşı yapılan ırk ayrımcılığını tekrar öne çıkardı.

Amerikan tarihinde ilk kez bir siyah başkan seçilirken, siyahlara karşı keskin ayrımcılık hala devam ediyor.

İşte hayatın belirli alanlarında bilimsel araştırmalarla belirlenen bu ayrımcılığın çarpıcı sonuçlarının örnekleri:


SAĞLIK:
- Siyah kadınların yeni doğan bebeklerinin ölüm oranları beyaz kadınların yeni doğan bebeklerinin ölüm oranlarından 2,4 kat daha fazla.
- Doktorların göğüs kanserinin erken dönemlerinde ameliyat ettikleri siyah kadınlara radyoterapi uygulama ihtimalleri, aynı durumdaki beyaz kadınlara göre daha düşük.
- ABD'deki siyahlar kanser ve benzeri hastalıklarda beyazlara göre daha kötü tedavi ediliyor, doktorlar ise hala bunun nedenlerini bulmaya çalışıyor.
- Beyazların ortalama ömrü, siyahlarınkinden 5 yıl daha fazla.
- Kadınların doğumda ölüm oranı siyahlar arasında beyazlardan 3,3 kat daha fazla.

EKONOMİ
- ABD'de bu yılın 3. çeyreğinde genel işgücünün yüzde 6,1'i işsiz iken, aynı dönemde işsizlik oranı siyahlar arasında yüzde 11,4.
- Beyaz aileler için ortalama yıllık gelir geçen yıl 64 bin 427 dolar iken, siyah aileler için 40,143 dolar idi.
- Geçen yıl beyaz nüfusun yüzde 10,6'sı resmi yoksulluk sınırı olan 4 kişilik bir aile için 21 bin dolarlık yıllık gelirin altında iken, siyahlarda yoksulluk sınırının altında olan nüfus oranı 24,4 idi.
- Sosyal sigortadan yoksun olan beyazların oranı geçen yıl yüzde 14,3 iken, siyahlarda bu oran 19,2 idi.
- Beyaz Amerikalıların yüzde 72'si kendi evine sahipken, kendi evine sahip olan siyah Amerikalıların oranı yüzde 46.

SUÇ VE ADALET
- Hapse düşen erkek oranı beyazlarda yüzde 0,8, siyahlarda ise 4,6.
- 30-34 yaş arası siyah erkek nüfusun yüzde 10,7'si hapse düşerken, bu oran beyazlarda sadece 1,9.
- Genel nüfus içinde hapse düşen kadın sayısı erkeklerden daha az, ancak hapse düşen siyah kadın sayısı beyaz kadınlardan yine fazla.

EĞİTİM
- Los Angeles'taki California Üniversitesi'nin insan hakları projesinin değerlendirmesine göre Yüksek Mahkeme'nin Haziran ayında verdiği bir karar nedeniyle, giderek daha çok devlet okulunda ırklar ayrı ayrı eğitim görüyor ve bu trendin daha da hızlanması bekleniyor.
- Okullarda ırkların ayrılması, toplam öğrencilerin yüzde 43'ünü oluşturan beyaz olmayan öğrencilerin aldığı eğitimin kalitesini tehdit ediyor.
- Eğitimde ırkların ayrılması beyaz olmayanlar arasında okulu bırakma oranlarını artırıyor ve üniversiteye hazırlanma başarısını düşürüyor.
- 1968-2005 arasında devlet okullarına giden beyazların oranı yüzde 80'den yüzde 57'ye düşerken, devlet okullarına giden Latinlerin oranı aynı dönemde 4'e katlandı.
Kaynaklar: ABD İş ve İşçi İstatistikleri Bürosu, ABD Sağlık ve Sosyal Hizmetler Bürosu, ABD Adalet Bakanlığı, ABD İstatistik Bürosu.

AA
peaceful - avatarı
peaceful
Ziyaretçi
5 Kasım 2008       Mesaj #954
peaceful - avatarı
Ziyaretçi
SAKARYA NEHRİ'NDE TOPLU BALIK ÖLÜMLERİ GÖRÜLDÜ
Medya Haber

Sakarya Nehri'nde çevre faciası - Foto
Sakarya Nehri'nde henüz nedeni belirlenemeyen bir kirlilikten dolayı binlerce balık ölümle pençeleşiyor.

KARELER İÇİN TIKLAYIN

Nehirdeki oksijenin azalması sebebiyle irili ufaklı yüzlerce balık öldü. Binlerce balık ise oksijen alabilmek için su yüzüne çıktı.

Sakarya Nehri'nin Geyve ilçesi Alifuatpaşa beldesi ile Karaçam Köyü bölümünde nedeni henüz belirlenemeyen kirlilikten dolayı balık ölümleri yaşanmaya başladı. Bu sabah saatlerinden itibaren görülmeye başlanan balık ölümlerinin ardından oksijensiz kalan irili ufaklı on binlerce balık su yüzüne çıktı.

Daha fazla oksijen alabilmek için suyun sığ olduğu yerlere gelen balıklar vatandaşlar tarafından el yada ağlarla yakalanıyor. Belediye hoparlörlerinden ilçe ve belde halkının nehirdeki balıkları tutmamaları ve yememeleri konusunda uyarılar yapılıyor. Bazı vatandaşlar, sersemlemiş balıkları hayata döndürmek için seferber oldu. Balıkçılar bir yandan kıyıya vurmuş balıkları yakalayarak kovalarda oksijen takviyesi yaptı.

Yaşanan çevre felaketinin ardından Sakarya Çevre ve Orman Müdürlüğü'ne bağlı ekipleri nehirde inceleme yaptı. Ekipler ölü balıklardan ve sudan incelenmek üzere numuneler aldı. Yapılan incelemeler sırasında Geyve ilçesindeki Beylikhendeği Deresi'nden nehire kirli atık aktığı belirlendi. Atığın bölgede bulunan tekstil fabrikaları tarafından dereye boşaltılmış olabileceği ileri sürüldü.

Sakarya çevre Orman İl Müdürü Nurettin Taş, balık ölümlerinin görüldüğü nehirde çok sayıda balığın da oksijen yetersizliğinden su yüzüne çıktığını bildirdi.

Konuyla ilgili inceleme başlattıklarını anlatan Taş, numunelerin sonuçlarının gelmesinin ardından balık ölümlerinin nedeninin kesin olarak belirleneceğini ifade etti.


04.Kasım.2008 19:24:06
HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
5 Kasım 2008       Mesaj #955
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
En Avanak Hırsız!


gp 300041



Oto hırsızını dövmesi ele verdi


LONDRA - İngiltere'de 21 yaşındaki Aaron Evans adlı oto hırsızı, polisin 'yem' olarak bıraktığı arabadaki gizli kamera, boynundaki soyadı ile doğum tarihini gösteren dövmeyi görüntüleyince yakayı ele verdi.

Geçtiğimiz Ağustos ayında Bristol kentinde meydana gelen olayda, polisin oto hırsızlıklarının çok olduğu bir bölgedeki otoparka bıraktığı Peugeot 106 model araca giren Evans, polis tarafından kısa sürede yakalandı.

Yetkililer, genç hırsızın boynunda 'Evans 19.9.87' yazılı dövmesinden ismi ve doğum tarihine ulaştıklarını, böylece Evans'ı kısa sürede yakaladıklarını söyledi.

Mahkeme tarafından 7 ay hapis cezasına çarptırılan Evans'ın avukatı, okuma-yazma bilmeyen müvekkilinin kötü bir çocukluk geçirdiğini ve son 4 yılda çeşitli suçlardan birçok kez hapse girdiğini söyleyerek, genç hırsızı yeniden hapse göndermenin bir çözüm olmadığını öne sürdü.


GAZETEPORT DIŞ HABERLER
HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
5 Kasım 2008       Mesaj #956
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
gp 312255


Dünyanın en büyük kristal mağarası


LONDRA - Meksika'daki Chihuahuan Çölü'nde bulunan Naica Dağı'nın 300 metre altında yeralan 'Kristal Mağarası', dünyanın en büyük doğal kristallerine ev sahipliği yapıyor.


1985 yılında 2 madenci kardeşin dağdaki bir gümüş madenine yeni bir tünel açma çalışmaları sırasında tesadüfen ortaya çıkarılan mağarada boyları 12 metreyi, ağırlıkları ise 55 tonu bulan boyutlarda kristaller bulunuyor.

Sıcaklığın 58 dereceyi, nem oranının ise yüzde 90'ı aştığı mağaradaki kristallerin, 600 bin yıl önce, mağaranın 2.5 kilometre altındaki magma tabakasının soğumaya başlamasıyla oluştuğu tahmin ediliyor.


Araştırmacıların hayatlarını tehlikeye atmamaları için özel kıyafetler ve solunum tüpleriyle girdiği mağaranın girişi, olası hırsızlıkları engellemek için dev bir çelik kapıyla kapatılmış durumda.


GAZETEPORT
HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
6 Kasım 2008       Mesaj #957
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
'Allah yok' dediler PKK'dan kaçtım


Kuzey Irak'taki PKK kamplarında askeri ve siyasi eğitim aldıktan sonra örgütten kaçarak güvenlik güçlerine teslim olan PKK'lı 2 terörist çıkarıldıkları mahkemece 'Etkin Pişmanlık Yasası' çerçevesinde serbest bırakıldılar.

PKK'NIN İNANÇSIZ OLDUĞUNU BİLMİYORDUM

PKK'nın halk için savaştığına inandığı için Kuzey Irak'a giderek örgüte katıldığını anlatan PKK'lı terörist, "Kampta siyasi eğitim veren eğitmenlerin 'Allah yoktur' demeleri üzerine örgüte olan inancım silindi. Ben PKK'nın inançsız olduğunu bilmiyordum" dedi.

ALLAH YOK DEYİNCE ÖRGÜTE OLAN İNANCIMI YİTİRDİM

Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan duruşmada söz alan PKK'lı İ.F., örgüte inanarak katıldığını ancak pişman olduğunu söyledi. Fırat kod adlı PKK'lı İ.F. pasaportla Kuzey Irak'a geçtiğini belirterek, "Ben önceleri yaşadığım yörede PKK'nın terör örgütünün halk için mücadele ettiğini, ondan dolayı savaş yaptığına dair inancım vardı. Bu nedenle örgüte sempati duyuyordum. Temmuz 2008'de pasaport çıkararak Kuzey Irak'a gidip buradaki Zaho şehrinde örgütün bürosu ile irtibata geçerek, Mahmur kampına gittim.

spacerÖrgüt kampında siyasi eğitim verilirken, 'Allah yoktur' demeleri üzerine örgüte olan inancım silindi. Ben PKK'nın inançsız olduğunu bilmiyordum. 15 gün kaldıktan sonra kaçarak IKDP güçlerine oradan da güvenlik güçlerine teslim oldum. Yaptıklarımdan çok pişmanım bundan sonra vatanıma milletime yararlı bir insan olacağım" şeklinde konuştu.

Mahkemede, PKK'nın Kuzey Irak'taki sözde Gever cephe sorumlusu Reşit Dost kod adlı teröristin atını alarak örgütten kaçtığını söyleyen Sipan kod adlı A.Ç. ise, örgüte tanıştığı kişinin eve götürme vaadiyle kandırıldığını söyledi.

ZORLA HAKURK KAMPINA GÖTÜRÜLDÜM

Kuzey Irak'taki PKK kamplarında askeri ve siyasi eğitim aldığını belirten A.Ç. savunmasında, "Mayıs 2008 tarihinde çalışmak için İstanbul'a gittim ve 2 ay bir lokantada çalıştım. Daha sonra Yüksekova'ya döndüğümde annemin bir şahısla evlendiğini görünce, Kuzey Irak'a giderek Diyana ilçesinde çalışmaya başladım. Burada telefon kartları satıyordum. Hakkarili olduğunu söyleyen Serhat kod adlı biriyle tanıştım. Beni evine götüreceğini söyleyerek arabayaspacer binmemi söyledi. Ancak beni evi yerine
PKK'nın Hakurk kampına götürdü. Derviş kod adlı bir şahısla görüşerek örgüte katılmak istemediğimi anlattım. Ancak gitmeme izin vermediler, bir kez kaçmaya teşebbüs ettim ancak yakalandım. Daha sonra örgütün Gare kampına götürüldüm ve burada bana askeri ve siyasi eğitim verildi. Eğitimden sonra Zağros kampına gönderildim. Gever cephe sorumlusu Reşit Dost'un yanında koruma olarak görevlendirildim. Bu şahsın yanında 5-6 ay kaldıktan sonra, atını alarak lojistik almak bahanesiyle kamptan kaçarak IKDP güçlerine teslim oldum" dedi.

PKK'lı A.Ç., IKDP güçlerinden kendilerine katılması yönünde teklif aldığını ancak, hava harekatı sırasında bombalardan korkması nedeniyle kaçmaya karar verdiğini söyledi.

HAKİM SERBEST BIRAKTI

Mahkeme heyeti ayrı ayrı yapılan duruşmalarda "Terör örgütü üyesi olmak" suçuyla 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan PKK'lılar İ.F. ile A.Ç.'nin silahlı eyleme katılmadığı gerekçesiyle Türk Ceza Kanunu'nun 221. maddesinin 'Etkin Pişmanlık' hükümleri uygulanarak serbest bırakılmasına karar verdi.


KORSAN HABER
HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
7 Kasım 2008       Mesaj #958
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
Alarm! Atmosferde ozon deliği rekor boyuta ulaştı


ozon


Ozon tabakasındaki delik 27,2 milyon kilometre kareyi aşarak yıllık en geniş boyutuna ulaştı. NASA'nın Aura üzerinde bulunan Ozon Gözleme Aygıtı (OMI)'nin 21-30 Eylül tarihleri arasında yaptığı ölçümlere göre, ozon deliğinin 27 milyon kilometreyi geçtiği saptandı. NASA'nın atmosferik bilimcisi Paul Newman, bu genişliğin orta derecede olduğunun dikkate alınmasını istedi. Bu yılın ozon deliği kayıtlarda 5. büyük delik olurken, tüketilen ozon maddesinin miktarı ise 2000 yılındaki en yüksek seviyeden yüzde 3,8 oranında azaldı.

Bugüne kadar görülen en büyük ozon deliği 2006 yılındaki kayıtlara göre, 27,4 milyon kilometre kareydi. Antarktika üzerindeki ozon tabakasında her yıl beliren boşluk, normalde yaklaşık Kuzey Amerika boyutlarına kadar genişliyor. Ozon deliği, eylül sonu ya da ekim başında en büyük haline ulaşıyor. Bu tarihten sonra deliğin alanı azalarak Güney Afrika, Güney Amerika, Avustralya ve Yeni Zelanda'nın da içinde yer aldığı güney orta enlemlere doğru yayılıyor. UV radyasyonundaki artış sonucunda bu bölgeler bitki ve hayvan türlerini etkilediği gibi insan sağlığını da potansiyel olarak etkiliyor.
HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
9 Kasım 2008       Mesaj #959
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
Danıştay'dan yürütmeyi durdurma kararı


Medya Haber


Danıştay, okullardaki "Atatürk Köşesi" ile ilgili kararını verdi.

Medya HaberDanıştay 8. Dairesi, Milli Eğitim Bakanlığı'nın bu yıl 8 Mart'ta yürürlüğe giren Özel Eğitim Kurumları Yönetmeliği'nde, özel eğitim kurumlarında 'Atatürk Köşesi' oluşturulması zorunluluğunu kaldıran düzenlemenin yürütmesini oybirliğiyle durdurdu.

Atatürkçü Düşünce Derneği, söz konusu düzenlemenin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay'da dava açmıştı.

Dairenin kararında, özel eğitim kurumlarında 'Atatürk Köşesi' olması zorunluluğunu öngören yönetmeliğin yürürlükten kaldırıldığı hatırlatılarak, şöyle denildi:

'Yerine, bu zorunluluğu devam ettirecek şekilde bir düzenlemeye yer verilmemek suretiyle hazırlanan dava konusu yönetmelikte ilgili anayasa hükmüne, dayanağı olan yasalara ve Türk milli eğitiminin temel ilke ve kurallarına uyarlık görülmemiştir.

Her ne kadar davalı idarece okullarda 'Atatürk Köşesi' bulundurulmasına Özel Öğretim Kurumlarına Ait Standartlar Yönergesi'nde yer verildiği, ayrıca dava konusu yönetmeliğin 63. maddesinde de 'Bu yönetmelikte yer almayan hususlarda resmi benzeri kurumların ilgili mevzuat hükümleri uygulanır' düzenlemesine yer verilmek suretiyle bu uygulamanın devam ettirileceği öne sürülmüşse de daha önceki yönetmelikte yer alan ve yine yönetmelik normu olması gereken bir düzenlemenin, yönetmelik hükmü olmaktan çıkarılarak yönergeyle yapılmasına hukuken olanak bulunmadığı da açıktır.'

AA

HABERCEM
peaceful - avatarı
peaceful
Ziyaretçi
9 Kasım 2008       Mesaj #960
peaceful - avatarı
Ziyaretçi
GÖRENLERİ HAYRETE DÜŞÜRÜYOR
Medya Haber

16 parmaklı bebek dünyaya geldi !
Çin'de her 30 sanide bir bebek sakat doğuyor. Son olarak 16 parmaklı bir bebek dünyaya geldi.

Çin'de her 30 saniyede bir bebek sakat olarak dünyaya geliyor. Hürriyet'in haberine göre Çin'nin Lezhou bölgesinde bir hastanede iki ayağında 16 parmak olan bir çocuk doğdu. Küçük yavrunun ellerinde ise beş parmak bulunuyor ama baş parmağı yok.

3.4 kilogram ağırlığındaki bebeğin başka bir sakatlığı ise bulunmuyor. Uzmanlar Çin'de son dönemde sakat doğana çocuklardaki önemli artışın nedenini ülkedeki büyük çevre kirliliğine bağlıyor. İngiliz The Guardian gazetesinin haberine göre de Çin'de her yıl 400 bin kişi, sis, toz ve kirli havaya bağlı nedenlerle yaşamını yitiriyor. Dünyanın en kirli 20 şehrinden 16'sı da bu ülkede bulunuyor.

Ancak ekonomide büyük bir devrim yaşayan Çin'de çevre sorunlarını dile getirmek devlet tarafından pek hoş karşılanmıyor.


09.Kasım.2008 18:26:21

Benzer Konular

28 Ekim 2016 / ThinkerBeLL İletişim Bilimleri
20 Ekim 2015 / Jumong Genel Mesajlar
24 Ekim 2008 / CrasHofCinneT Bilgisayar
18 Kasım 2010 / ThinkerBeLL X-Sözlük
21 Şubat 2010 / ThinkerBeLL Bilim ww