Arama

Hayata Dair - Sayfa 120

Güncelleme: 2 Ekim 2013 Gösterim: 267.638 Cevap: 1.657
LaDymm - avatarı
LaDymm
Ziyaretçi
21 Şubat 2008       Mesaj #1191
LaDymm - avatarı
Ziyaretçi
Hayat üç günmüş, topu topuna üç gün yaşarmışız
Birinci günde doğarsın,
Sponsorlu Bağlantılar
Ayaklanırsın ikinci güne hazırlanıp, kavramaya çalışırsın herşeyi
Güneş doğuyor,batıyor ay doğuyor,
İnsanlar var etrafında komik ve kibirli,
Bazen kahkahalarla gülüyor, bazen çığlık çığlık ağlıyor..
Ne garip bir yaratık ve ben ne garip bir yaratığım dersin,
İkinci güne bi bakarsın gözlerin görmüyor, her yerde sadece görmek istediğin birşey
Acaba nedir bu dersin, aşk derler sana, gördüğünde aşkın...
Seversin sevilirsin, ya da öyle sanırsın ne bileyim yaşarsın işte bir şekilde bu yalanı..
Üçüncü güne gireceksin ya yaşaman gerek, bir hazırlık ya da sınav diyelim..
Vee nihayet üçüncü gün..
Ne oldu
Neden elin boş
Acısından öldün.. Bilmiyor musun. Bedenin mezarda ruhun azapta..
Göremedin sevmenin karşılığını işte onda...
Yazık sana garip yaratık, çok yazık..
Hiç yoksa şimdi ağlama...BAHADIR GÖÇÜK

Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
22 Şubat 2008       Mesaj #1192
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Şaşkın Dünya

Sponsorlu Bağlantılar
Değil, işlerimiz yolunda değil;
Kaybettik eski düzen havasını.
Dağda çoban, denizde kaptan dahil,
..........
..........



Cahit Sıtkı Tarancı


LaDymm - avatarı
LaDymm
Ziyaretçi
24 Şubat 2008       Mesaj #1193
LaDymm - avatarı
Ziyaretçi
Ne anlatılır, nasıl anlatılır hayat. Hangi kelime yeterlidir. Hangi cümle telaffuz eder hayatı anlatmaya bilmiyorum. Korkuyorum. Alabora ruhum. Gelgitler yaşıyor içim. Şimdi ölümün ertesindeyim. Yaşama dair her şey toz pembe gözüküyor gözüme… Her acıda hafif. Ama içimdeki sancılı bekleyişte çekip gitmiyor benden.
Nedenleri, niçinleri aştım. Kader diyorum artık her şeye. Sadece kader, hiç birşeyi değiştiremediğim yer. Süslü kelimeler gereksiz hayatı anlatmaya. Yaşıyor olmak en büyük süs bu günümüzde, çoğu zaman bilmesekte… Yarına dair koymak başını yastığa, yandığında yarınlara dair hayaller büyütmek içinde, o kadar büyük bir lütuf ki anlatamam. Anlamanızı da beklemiyorum. Anlaşılacağım tek nokta, neler yaşadıklarımı bilenlere ait. Ve yaşadıklarım yaşayanlara… Yoksa düne kadar bana da sıradandı her şey. Ama değilmiş. Bakmakla görmek arasındaki farkı, ancak arasıra ölümün ensemize patlattığı şaplakla anlıyoruz. Dilerimki siz yaşamadan, sadece benim anlatabildiklerimle anlayın hayatın kıymetini…
Şimdi denizle burun burunayım.

Bir koyuna sokulup oturdum bankların. Pazar muhabbeti dudaklarımızda, hayata dair ne varsa yani. Bir simidin çıtırdısında keşfediyorum hayata dair tüm güzellikleri. Hele birde üzerine, bir bardak demli çay varsa, değmeyin keyfimize. Ruhlarımız martıların kanadına takılmış giderken göz ucuyla karıştırıyoruz gazeteleri. Sonra yeniden bilmem kaçıncı kez dalıyoruz olmayacak hayallere… Yapboz gibi yarına dair özlemlerimiz, kurup kurup bozuyoruz. Ağlanacak halimize, yine biz gülüyoruz.

Ardından kırıntılarını güvercinlere armağan ediyoruz. Bize yeniden armağan edilen hayatın karşısında, hiç kalıyor bu kırıntılar. Uzaktan şehri izliyoruz. Bugün içi boş biliyoruz. Pazara ait bir boşluk şimdi yanımızda tek tük insanlar geçiyor. Biz onlara, birde ardımızda kalan şehre dönüp bakıyoruz arasıra. Yarım kalan her cümle, başka şeylere götürüyor bizi. Uzaklaşan geminin güvertesindeki insanlara sessiz çığlıklar atıyoruz bizide götürün diye. Sırf içimizden geldiği için, en içten günlerimizi yaşıyoruz bugün. Kırılan tüm dallarımızı, yeniden onarıyoruz. Hayatı çilek tadında yaşıyoruz yani. Yaşama dair büyük zaferi kutluyoruz. Ama genede korkuyorum. Yaşamaktan öte büyük bir sihir istemedikki hayattan. Şimdi bunun keyfini çıkarmak istiyoruz doya doya.

Hayata dair ne denli keyifler yaşamış bilmiyoruz ama, ağır aksak yürüyordu yanımızdan geçen amca. Yıllar mı sırtını bu denli bükmüştü, yoksa yıllara yaslanır gibimi yaşlanıyordu bastonuna bilmiyorduk. Hafif bir tebessümle baktı bize yüzündeki çizgiler neyin imzasıydı, kaderin mi, mutluluğun mu? Anlamaya çalışarak tebessümüne tebessümle karşılık veriyorduk. Yanımızdan gelip geçerken neler geçiyordu aklından kimbilir. Şimdi genç olmak vardır diyordur herhalde içinden. Oysa bizde, yılların belimizi bükecek kadar ömrümüz olacakmı diye hayıflanıyorduk, yanımızdan uzaklaşan amcanın ardından. Bu aralar ölmekten çok korkuyorum. Daha doğrusu ölüme giden hastalıklar yolunda yürümekten korkuyorum. Bu araya kocaman oflar koymam gerek herhalde. Çünkü şimdi oflayıp duruyorum. Oflarımı çocuk kahkahası bastırıyor. Hayata dair zaferini kutluyor o da. Artık yürümüyor, koşuyor, koşmayı öğrenmiş çünkü. Ve onların sevinç çığlıklarını atıyor, babasının ardından koşarken. Ara sıra dönüp bakıyor adam çocuğa, düşersin oğlum diyor. Çocuk tınmıyor ama. Hayatının sadece 3 yada 4 yılını harcadığı için düşmeye dair tecrübesi yok çünkü çocuğun. O da ona göre büyük bize göre küçük adımlarla koşarak gidiyor yanımızdan.

Artık insanları inceleyecek kadar tek tük değiller. Yürekleri yüzlerinden okunmuyor yani. Kalabalıklardan mı ürküyoruz ne, yavaş yavaş kalkmaya niyetleniyoruz. Hayata dair bu denli keyif yeter diyoruz. Martıların kanat çırpmasına eşlik ediyor yüreğimiz. Bir nebze huzur doldu şimdi içimiz. Geldiğimiz gibi gidiyoruz, koca şehri ardımıza atıyoruz. Ardımızda kalan hiçbirşeye dönüp bakamıyoruz. Vazgeçemiyoruz, vazgeçmemiz gereken her şeyden.

Şimdi hangi demine ağlamak gerekir hayatın bilmiyorum. Yüreğimizdeki dertleri yine yüreğimiz teselli ediyor. Sırtımızı sıvazlıyordu hayat. Acımıyordu hiçbir yara. Yarına dair ne varsa bugün silinmiyordu. Ne yarınlarımızı nede hayallerimizin silinmesini istemiyorduk çünkü. Biz silgi kullanılmadan yazılan her yazıya hayat diyorduk…

Beren BÜYÜK

nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
27 Şubat 2008       Mesaj #1194
nünü - avatarı
Ziyaretçi
Yaşamak İçin

Bazen parmakların uçları olmak var
Dokunulmak için.
Bazen ay olmak var
yeryüzüne merhaba demek için.
Bazen tutku olmak var
söyletmek için.
Bazen tomurcuk olmak var
her mevsim gönüllerde açmak için.
Bazen mavi olmak var
sonsuzluğa yayılmak için,
bazen eflatun olup
küçücük bir yüreğe sığınmak için.
Bazen uzak olmak var
özlenmek için...
Ama ille de insan olmak,
insan olmak var çırpınarak,
çağlayan olup yüreklere akarak,
yaşamak için...
Demir YumruK - avatarı
Demir YumruK
Ziyaretçi
28 Şubat 2008       Mesaj #1195
Demir YumruK - avatarı
Ziyaretçi
İşte Beyaz,İşte Yaşam,İşte Aşk..

koridorlar
tren istasyonları gibi pürtelaş
vagonlarda yaşam kavgaları...odalar
beyaz melekler üzgün
doktorlarda bir telaş
hayat memat meselesinde insanlar
aşk varmı?
gözlerde küçücük flörtler
odalarda hayat anları
feryat... figan... can pazarı...
ah hayat,ah yok olma duygusu
sevgililerde tereddütler,
heyecan
yaşama..yaşatma meslesi...dertler
anlarda kücücük meşkler
gönüllerde kaybolma korkusu
gözlerde hatıralar..
beklenen sevgililer..
ve özlenilen anlar...
aşk varmı?
olmalımı
olmamalımı derken
olmalı
hemde yüreğin tam ortasına konmalı
gülümsemeli yaşam
aşk gülümsemelerde tutuklanmalı..
hiçbirşey unutulmamalı..
koridorlar
tren istasyonları gibi pürtelaş
ve vagonlarda yaşam kavgaları...odalar
beyaz melekler umutlu
doktorlarda bir telaş
işte aşk,
işte beyaz,işte yaşam

Nevin Kalafatoğlu
18 Mayıs-18 eylül 2003

içbükey yaşam dansı anları
Antalya Tıp Fakültesi koridorları

Nevin Kalafatoğlu

kaynak:antoloji
CaNaRY - avatarı
CaNaRY
Ziyaretçi
3 Mart 2008       Mesaj #1196
CaNaRY - avatarı
Ziyaretçi
Kırık bir veda döküldü gözlerimden ayak uçlarıma.
Başımı döndüren yüreğini yüreğime niyet tutarken
göz yaşlarımı ardından kaybettim.
Hükümsüzdür sadece yüreğine..
Kırık bir veda..


Belki dostane belki de ölümüne sevdalı bir masalın kahramanıyım.
Toprağıma kaybettiğim yaşlarımın ömründeyim.
Musallamı sorarsalar bilinsin adımı unuttum..


Mazi gözlerimden bulut misali yağarken;
sisli bir sabahın ilk mahmurluğuna çalıyor yarınım.
Gecenin koynundan düşen bir meçhulüm.
Bana bir ad var mı?


Alyazmalım, gönülsazım, yanık türküm..


Yüreğime düştüğün o sonbahar ikindisinden beri
aklım hep hayalinle ayazlarda.
"Üşüyor ellerim "dediğinde yanında yoksam
bilki ellerim kayıp ayazlarımda.


İlkbahardan kalma en sevdiğin papatyalar var sol yanımda.
Sesin hala kulaklarımda;
"Gelecek baharda sözüm olsun sana papatyalardan taç yapacağım"..

Alyazmalım, gönülsazım, yanık türküm..
Gelmiyor bahar..
Baharlar uzak..
Baharımsın ama yoksun..
Papatyalarım soluk..


Biliyor musun sana susmalarımın adını koyamadım.
Yüreğime damlayan sızıyı duydum ama adını koyamadım.
Bana bir ad var mı?


Ne çok birikmişim var gizimde.
Sarhoş ellerimi daldırdığım umutlarımı tek tek kaldırıyorum ömür defterimden.

Kırık bir vedanın ardı sıra yanık bir türkü tutturmuşum,
sol yanımdan sızlayan bir yaranın izine..


Yazan ben söyleyen yine ben.
Duymazsın ki bilesin..
Bir garip aşık dediler yüreğimin kör kuyularına
En kuytularda saklım adını görmediler sevdama
Mehtaplı gecenin en koyu aydınlığı dediler
Çöllerde bulunan serabın kum taneleri dediler
Kaybolan yıldızın çobanı dediler
Bilmediler yüreğine yüreğimi
Ömrüne ömrümü bildiğimi..

Seni gördüya gözlerim, ah gözlerin ah, benim çeyizim..
Gözlerin derdimin merhemi yüreğimin sihirli sözü ela gözlerin..


Gönülzenginim, ömür nazarım, sevdam..
Yağmur yağıyor zamanın ipine astığım sabahlarımı gecelere sallıyorum.
Sen yine yoksun ve ben senin yoksulunum.
Her güne bildiğim nefesimi ömrüne vermekteyim..


Ömrüme biçilen yazıma razıyım..
Gel desem biliyorum ama dilime vurulan kilidin ucu kırık,
kelimelerim ömür boyu muhabbet.
Gardiyanımın gözleri kör..
Bir çiçek olsam hep yanında kalsam.
Beklediğin çiçeğin..
Hani her daim söylediğin;
"Ben ömrümde hiç çiçek almadım" dediğin, işte o çiçek olsam.
Bir gül, bir karanfil, bir menekşe..


Yüreğime düşen çocuksun, içimde kıpır kıpır büyüyen..
Bugün acaba hangi yaramazlığı anlatacak diye beklediğim içimdeki bensin.


Sevdam, aşkıma nefes bildiğim, ömür kuşum..
Ellerime değen yüreğini kıskanırım gözlerinin değdiği nazarlardan.
Gamzene vurulduğum tebessümünden gözlerimi,
ben seni benden kıskanırım..


Varsın mecnun desinler yüreğimin atışına.
Ömrüne yağan yarınıma bugünsüz desinler.
Bilmesinler seni benim ellerimde..
Ben seni sensiz yaşıyorum buralarda..


Dostum, ömrüm, karanlık ışığım, canım..
Seni seviyorum ömrüme mühürlüm..
Varsın yanık sevdalara değmesin adımız benim masalım sensin..


Kırık bir veda; masalımın sonu..
Bir yürek naaşı var, adım yok..

Elif İşyar
jöly - avatarı
jöly
Ziyaretçi
3 Mart 2008       Mesaj #1197
jöly - avatarı
Ziyaretçi
Hayat Gül kokulu Saganak Yine


gözlerimin önünde islak daglarin kabaran yalnizligi
ne varsa uçurumlar esiginde
hüzünlerle yalpalayan ne varsa
gözlerimin önünde

ve hayat gül kokulu bir saganak yine
birseyler anlatmak istiyor hayat
ve alip götürmek bir seyleri kurt sofralarina
gün batiyor
gün batiyor bukagisi pasli bir sevinç oluyor yalnizligim

unutuyorum sevgilim suretini
durgunlugun "niçin" di unutuyorum

gün batiyor ürkek yildizlar dolaniyor yalnizligima
umurumda degil ne yagmur ne ayaz
ne de ker*** kokusu havada
unutuyorum/sabaha/kadar/ gün batiyor
sonra bir akasyayi oksuyor gözlerim
geciken sabahlara kosuyor kuslar
gözlerimin önünde
ve hayat gül kokulu bir saganak yine

Yılmaz Odabaşı
yüksel2 - avatarı
yüksel2
Ziyaretçi
14 Mart 2008       Mesaj #1198
yüksel2 - avatarı
Ziyaretçi
ACININ DUVARI

Kendisi çatlamadan
Toprağı çatlatamaz tohum

Aşmışım sınırını mutsuzluğun
Ayrımsayamıyorum bile öyle mutsuzum

Acısını artık duyamıyorum
Ki kendim öyle bir acı olmuşum

Nasıl görmezse göz kendini
Kendimi arıyor bulamıyorum
jöly - avatarı
jöly
Ziyaretçi
22 Mart 2008       Mesaj #1199
jöly - avatarı
Ziyaretçi
BOŞLUĞUNU SOLUDUĞUN HAYAT



Öğrendiğin her şey,
Susup arkanı döndüğün.
Yenildiğini unutup,
Güzelliğini sonuna dek yaktığın her şey
Seni senden kurtarmıyorsa
Ne anlamı var sana hayatının sevgili…
Masumiyetin kimi zulümden kurtardı, söylesene
Hem bu arzuda onun adı bile geçmez…
İstikbalin sıradan bir ayrıntı
Bu telaşta…
Ne yapsan göğsünde hayatında yabancı bir zaman
Birikiyor…
Borçlu değilsin ömrüne üstelik…
Ama ne yapsan boşluğa açılan
Bir kapı oluyor hayat,
Ne yapsan büyüyor o boşluk…
Ne yapsan suçlu değilsin,
Sadece yerçekiminden muafsın…
O derin ıstırabınsa
Seni hayata alışmaktan koruyor sadece…
Oysa bu bile umurunda değil…
Geleceğin ellerinde sıcaklığı üşüyen
Bir mum sadece…Gördüm…
Geleceğin ellerine yapışan o soğukluk…
Durmadan ömrüne yapışan o gerçeği soluyorsun sen…
Durmadan o aşkı soluyorsun…
Durmadan ciğerlerini yakan o büyük soğumayı…




Cezmi erSöz
RuYa - avatarı
RuYa
Ziyaretçi
25 Mart 2008       Mesaj #1200
RuYa - avatarı
Ziyaretçi
Hiçbir vakit tam karanlık değil gece...
Kendimde denemişim ben,
Kulak ver, dinle...
...
Her acının sonunda açık bir pencere vardır...
Aydınlık bir pencere,
Hayal edilecek bir şey vardır...
Yerine getirilecek istek,
Doyurulacak açlık,
Cömert bir yürek,
Uzanmış açık bir el,
...
Canlı canlı bakan gözler vardır...
Bir hayat vardır, hayat
Bölüşülmeye hazır...
(...Paul Eluard)


Benzer Konular

27 Kasım 2010 / Ziyaretçi Cevaplanmış
7 Mart 2012 / Misafir Soru-Cevap
20 Temmuz 2009 / _PaPiLLoN_ Psikoloji ve Psikiyatri