Arama

Hayata Dair - Sayfa 133

Güncelleme: 2 Ekim 2013 Gösterim: 240.753 Cevap: 1.657
SiyahLALE - avatarı
SiyahLALE
Ziyaretçi
29 Ekim 2008       Mesaj #1321
SiyahLALE - avatarı
Ziyaretçi
sırılsıklam....

Sponsorlu Bağlantılar
Hava karanlık, hiçbir şey yok yıldız namına...
Üstüm başım sırılsıklam...
Çıkıyorum merdivenlerden ağır ağır, arkama bakarak...
Üstüm başım sırılsıklam...

Hayal meyal hatırlıyorum çağırışını...
Yağmur yağıyor bardaktan boşanırcasına...
Yere bırakıyorum kendimi hemen...
Üstüm başım sırılsıklam...

Ellerinin titreyişinden anlıyorum...
Yağmur içe işlemede, geri durmamada bir an olsun...
Bir hayli ıslak mı ne?ağzından dökülenler...
Üstüm başım sırılsıklam...

Beni rüzgara bırak, beni ufkun her gün geçip giden kızıllığına...
Çiğ de bir tür yağmur sayılmalıdır...
Ne yana açsan avucunu, hangi yüze haykırsan,
Üstüm başım sırılsıklam...

Bir merdivenden bir başkasına... Hayat bu işte... Arada düzlükler...
Paltonun işe yaramadığı ortadadır...
Bunca sözcüğü, arda arda bulmadasın sen, nereden?..
Üstüm başım sırılsıklam...

Otobüse biniyor, yürüyorlar, dünden, evvelsi günden, geçen haftadan yorgun insanlar...
Alnımda yine ıslaklık... Terlemişim...
Savruk sesler çıkaracak bugün yine, iş makinaları...
Üstüm başım sırılsıklam...

Okula giden küçükleri düşün... Her yer karanlık...
Düşün, nasıl kuruyacak, ne vakit, yağmur suyu almış defter ve kitap...
Eğilir bükülür ateşte, lastik çizmeleri sınıfın...
Üstüm başım sırılsıklam...

"O yan" dediğin ne yan?.. Bulamıyorum bıraktığım yerde,
Islak kirpiklerini, korugan kaşlarını, seğirişini ellerinin, su birikintilerine...
Sen, ben, ellerimiz sırılsıklam diye midir ki,
Bütün dünya sırılsıklam?..


Alıntı

SiyahLALE - avatarı
SiyahLALE
Ziyaretçi
29 Ekim 2008       Mesaj #1322
SiyahLALE - avatarı
Ziyaretçi
İnceldiği yerden koptum...

Sponsorlu Bağlantılar
İnceldiği yerden kopuyor hayat.
Düşüyorum.
Düş-tüm.

Dağınıklığımın çatlak sesleri yükseliyor göğe.
Yıldızlar kendini gökyüzüne asmış.
Müstear sevdalar doldurulmuş yüreklere,
Şakağıma dayıyorum mavileri.

Akşam yoklamış olmalı duygularımı.
Bir ölü ne kadar soğuksa, bende o kadar üşüyorum.

Hayatın gölgesi var birde kendisi ..
Uyduruk kahkahalarımın arkasına gizlenmiştim oysa…
Sobelendim!

Gece el sallarken rüyalarıma.
Rüzgarların çirkin sesi vuruyor yüzüme.
Fırtınalar koparken alnımın çizgilerinde,
Dört mevsimi bir arada yaşıyor düşüncelerim.
Ve kuşlar intiharları koparıyor gözlerinde.

Beynim İstanbul kadar karışık, ..
Karadeniz kadar hırçın.

Zaman tik tak sesleri eşliğinde ninnilerini okurken kulaklarıma,
Sorgusuz gidişlerin , sualsiz kahramanlar yaratıyor

Alıntı

SiyahLALE - avatarı
SiyahLALE
Ziyaretçi
29 Ekim 2008       Mesaj #1323
SiyahLALE - avatarı
Ziyaretçi
ARKADAŞ

Güzellik dediğin gelipte geçer
Baharda açan güldür arkadaş
Saman alevidir parlayıp söner
Elinde kalan küldür arkadaş

Güzel huy tatlı dil önemli olan
Güzellik zenginlik hepside yalan
Sevmeyi bilendir en güzel olan
Sana yâr olmayan eldir arkadaş

Her insan bir yürek taşır sinede
Nedense sevmeyi bilmez yinede
Güzellik yüzdedir, sevda gönülde
Yüzde sevda, esen yeldir arkadaş

Bir halkayla güzel sanma yâr olur
Sevmeyi bilmeyen elden el olur
Güzellik sadece göze kâr olur
Oysa aşkın gözü kördür arkadaş

Güzel gözde derin bakışlar yoksa
O dudakta tatlı söz çıkmıyorsa
Ne fayda gönlüne yâr olmuyorsa
Koynuna alsan da eldir arkadaş

Güzelleşir sevgiyle bakarken gözler
Bir sevdalı bakış dünyaya değer
Gerçekten sevmeyi bilirsen arkadaş
Güzelde çirkinde birdir arkadaş


Alıntı
GÜLGECELER - avatarı
GÜLGECELER
Ziyaretçi
30 Ekim 2008       Mesaj #1324
GÜLGECELER - avatarı
Ziyaretçi
YIKILMAYACAĞIM

Yeni bir güne gözlerimi acar gibi,
Seninle yeni bir hayata başlangıç yaptım.
Nasıl ki güneşin sımsıcak pırıltılı ışınları insana huzur verir.
Seninde gözlerinin gülümsemesi, yüreğinin konuşması bana huzur verdi.
Nasıl ki sonbaharın en değerli varlığı yapraklarıdır.
Sende benim icimi serinleten en değerli rüzgarımdın.
Nasıl ki ay yıldızlara hasretse,
Bende seni tek olduğun için sana hasrettim.
Nasıl ki bir avuç toprak sahip olduğu tek papatyayı kaybetmek istemezse,
Sende benim suladıkca kaybetmek istemeyeceğim tek gerçeğimdin.
Ama şimdi bunlardan çok uzakta bir hayat var,
İçinde benim yaşamak zorunda olduğum bir hayat.
Nasıl ki sen beni bu hayatta yıkmaya çalıştıysan,
Ben ise sana inat;
Yıkılmayacağım.
Hayata sımsıkı tutunacağım,
Beni hiç bırakmayacak yerlerinden...


Alıntı
SiyahLALE - avatarı
SiyahLALE
Ziyaretçi
30 Ekim 2008       Mesaj #1325
SiyahLALE - avatarı
Ziyaretçi
Herseyi Seninle Senin Kalbinde Öğrendim

Her seyi seninle senin kalbinde öğrendim
GülümsemeyiAğlamayı
Herşeyi sevginle ögrendim
Severken delice sevilmeyi ; sevilirken vuslatın gecmez saaatlerinde seni beklemeyi

Sevdaya sürgün kalbime hayatın en güzel mutluluklarını bıraktın
Sevgisizligin toklugunda bir kuru ekmegi seninle paylasmanın ne kadar güzel oldugunu
Dünyada siyahtan başka renklerin olduğunu
Gözlerindeki bana olan sevginin yarınlarına umut olduğunu
Senin bir gözyasının benim yüregimde bin ölüm kadar ağır
Ve tatlı bir gülüsünün kalbimin karakıslarında binbir cicegi kadar güzel oldugunu
Seninle ve sevginle ögrendim

Sana olan sevgimi anlatmakta aciz kalbimin sevda ciceği
Seviliyorken geceden sabaha seni heyecanla beklemeyi
Deli severken ugrunda canımdan da feragat etmeyi
Seninle anladım
Düsünmeden hicbirseyi, sadece özleminde derin bir nefes cekmeyi
Yalnızlık cölünde bile olsam senin tatlı yüzünle yasanbilecegini
Seninle ve sevginle ögrendim

Dünümdeki acılarıma seninle tatlı gülüşlerle bakabilmeyi
Bugünümdeki mutluluklarımda seni sevgininle yasayabilecegimi
Yarınlarımdaki beyaz umutlarımı senin yüreginde beklemeyi
Senin yasama sevincleyde dolu gözlerinden ögrendim

Her bir gülüşünle kalbimde bir baharın güzelligini yaşamayı
Korkunun ecele karışmıs gecelerinde dizlerinde uyuyakalmayı
Senin yüreginde yeni bir hayata delice sarılmayı
Senin bahar kokan sevdanda ögrendim

Gözlerindeki ısıltılardan umutsuz yarınlarıma yasama sevinci eklemeyi
kalbindeki sevgi damlalarından yaralı yüregimi yeniden iyileştirmeyi
Yüzündeki tatlı gülüşlerinden karakıslarımda bile en güzel baharı görebilmeyi
Senin mutluluklarından öğrendim

Hersey; senin sevgini öğrenmek gibi güzel olsa
Her nefeste bir kez daha asık olurum sana
Her sevda , senin gibi mutluluk koksa

Alıntı
SiyahLALE - avatarı
SiyahLALE
Ziyaretçi
31 Ekim 2008       Mesaj #1326
SiyahLALE - avatarı
Ziyaretçi
Azat Etmişim Güneşi..

Mavinin Sevişmeleri Sarmış dört bi yanı
Uzamış sakallarım, yola benzemiş,
Gün batımı sevişmelerine yakalanmış gemim
Aceleden olsa gerek demiş, hayra yormuşum...

Mavinin sevişmeleri sarmış dört bi yanı
Ağlamaklı olmuş, yaşmaklı gelin;
Bebesine sarılmış, usulca kundağına eğilip,
Anadoluya akmış hayallerim,
Yorğun akşamlarda rakılar içimişim Egede,
Yazmışım seni gün bitimi yollarda,
Hayallerin kalmış, karanlığın girdabında..

Dökmüş rengini Mavimiz, kalmış Grisi,
Ne yana dönsem, iki dağ arası,
Usulca sokulmuşum yanına, geceden
Kaldırmışım hayallerini üzerinden,
Dokunmuşum dudaklarına hafiften.....
Ve sevişmelere açmışız; arzulu gemilerimizi...
Sana söylemiştim, ansızın ölürüm diye...
Kalakalmışım göğsünün üzerinde......

Ve uyanmışım ansızın hayallerimin ortasında..
Atmaz olmuş, bu yürek sensiz...
Bırakmışım hayallerde gönlümü..
Bırakmışken herşeyi senle..
Güneşi de azat etmişim geceden...

Duran Çam
SiyahLALE - avatarı
SiyahLALE
Ziyaretçi
31 Ekim 2008       Mesaj #1327
SiyahLALE - avatarı
Ziyaretçi
CAN IŞIĞIM



canışığım
ben sana aşığım
bir hançer gibi saplısın yüreğimde
çıkarmak istemediğim
seni ıssız bir gecede
sokak lambalarının altına
terketmeye çalışıyorum
kıyamıyorum
sensiz de olsa
seni yaşamaya doyamıyorum

sabah bir renkken gözlerin
akşam başka renklere dönüyor
sen açtın mı gözlerini canışığım
şehrin ışıkları sönüyor

saçlarını tarıyorum usuldan
gözlerinde baharlar açıyor
güvercinler su içerken ellerimden
haberler bekliyorum
yağmur kokulu seher yellerinden
gelmiyor
hüznümü gülüşlerimde gizliyorum
kaç bahar kaldı ömrümüzde
kaç gece düş görebileceğimiz
hasrete katmışız günlerimizi
gün diyebileceğimiz

canışığım
bu akdeniz ikliminde
rüzgara verdim ömrümün yelkenini
o yüzden dalgalı
o yüzden karışığım
her yönden geliyor kokun, sesin, nefesin
ne tarafa gideceğim
karar veremiyorum
gökkuşağının arkasındasın
ufuk çizgisindesin
gemiler yaklaştıkça uzaklaşan limanlardasın
biliyor musun
aslında yalnızca benim söylediğim şarkılardasın
bir anlasam
kaç ışık yılı uzaktasın
bu yollar hiç bitmiyor
ben sana hiç ulaşamıyorum
ben hep başındayım yolların
hep sarılmaya açık kollarım

sabah bir renkken gözlerin
akşam başka renklere dönüyor
sen açtın mı gözlerini canışığım
gökte yıldızlar sönüyor

canışığım
bu yaşadığım
bitmesidir kocaman bir kalabalık yalnızlığın
çiçeklerin açması
yağmurların yağmasıdır
ve yansıyan sulardan, pırıl pırıl
senin aydınlığın
ellerini uzat al beni, götür
nereye diye sormayacağım
sen durmadan
ben durmayacağım

sabah bir renkken gözlerin
akşam başka renge çalıyor
hüzün varsa gözlerinde canışığım
aklım sende kalıyor

sesini duymaya koşuyorum
şarkılar çalıyor sanki
sanki düğün var, coşuyorum
geceyi içmiş bir sarhoşun yorgunluğunda
son sigaramı yakıyorum gün doğarken
karşımda kızıl bir tanyeri
yakamozlar çekilmiş sulardan
düşüyor toprağa yavaşça
güneşin renkleri

canışığım
sen uykudasındır şimdi
öperek çıktığımı hissettin mi odadan
bin yıllık geleneği hiç bozmadan
bu masalı kim taşıyacak yarına
bu güzelliği kim anlatacak çocuklarına
bu şiirlerde kim anacak beni

sabah bir renkte açarken gözlerini
akşam bir başka renkte görüyorum
sen güldün mü gözlerini canışığım
bir derviş gibi etrafında dönüyorum

kolay mı sanıyorsun
gecede yıldız, yürekte ateş olmak
kolay mı sanıyorsun
çiçeği soldurmadan,
ateşi söndürmeden yaşamak
kolay mı karanlıkta yol bulmak
canışığında saklanmak
gözyaşı dökmeden ağlamak
hayatın manasını bir su damlasında bulmak
bir su damlasında
ruhunu yıkamak
tertemiz kalmak

inan ki meleğim
sakındığım, esirgediğim
sevdiğim, gözbebeğim
en güzel baharlarda hep seninleyim

sabah renklerini ışıtırken gözlerin
akşam yıldızları yansıtıyor
sen yumdun mu gözlerini canışığım
karanlık beni korkutuyor

içimden hazanları silip de atıyorum
hayatın akışına kendimi bırakıyorum
bir mahcup duyguydun bende
bir dışa çıkmaz sevgi
patlamaz volkan gibi gizli gizli yanarak
yağmayan yağmur gibi bulutlarda kıvranarak
geçen zamana ah edip de dağılarak
yaşamak pek anlamsız
yaşamayı yok edip
elimde kalan ömrüm nerde bitecek bilmem
mutluluk varsa eğer
bil ki artık kaçırmam
alev alev yanacak içimde canışığım
hayat ne kadar güzel
ben hayata aşığım

sabah tenime değince gözlerin
akşam ruhumu coşturuyor
sen baktın mı gözlerinle canışığım
içimi sevdan dolduruyor

Alıntı
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
1 Kasım 2008       Mesaj #1328
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Seni Seviyorum



SENİ SEVİYORUM....
Daha düne kadar
Hayata dair ne varsa akılımda,
Seni gördükten sonra
Değişti bildiğim her şey
En ufağından en büyüğüne kadar.

Bir hal oldu bana
Bu eski ben değilim.
Durgunlaştım durumum fena,.
İnan alışkanlıklarım bile değişti
Seni yansıtıyor her bir bakışım.
Yansıyorsun ,yayılıyorsun etrafıma,
Kalbim daha hızlı atmaya başladı.
Her atışı seni hatırlatıyor.
Yanaklarımda kızıllık...
Gözlerimde sarılık...
Ama sen gizlisin her yerinde.
Ve hafifte titriyor elim.
Kulaklarımda dinmeyen bir uğultu,
Dinle...Seni SEVİYORUM..

Bilmem ki soluğumu nerden alıyorum?
Kanım donuyor o an.
Nefesim tir tir titriyor,
Boğazıma düğümleniyor her bir kelimem
Ama her şeye rağmen söyleyebilirim hala,
...Seni SEVİYORUM...

Esir düşmüşüm gözlerine ışığında kayboluyorum.
Düşündükçe o yüzünü uyuyamıyorum.
Ve o an..
İçimde kopuyor fırtınalar.
Elimde bir kalem ,bir kağıt
Ne olacağını bilmiyorum ama
Bir şeyler yazıp çiziyorum
Sonra bir bakmışımki
O sihirli söz yine karşımda
...Seni SEVİYORUM...

Aşkın tam ortasındayım.
Artık ne açlık var aklımda,
Ne susuzluk,ne de başka şey.
Tek ismin kilitlenmiş beynime
Sanki satır satır mıhlanmışsın her yerine.

Bilmezdim böyle durgun olmayı.
Bilmezdim ve bilemezdim daha önce,
Bir sevdanın insanı,
Günden güne erittiğini..
Düşünmezdim ve düşünemezdim
Tohumun toprağı çatlattığı gibi,
Kalbimin de sevda diye çatladığını
Ve anladım ki ,
Ve anlıyorum ki,
Seninle çatladı bu kalp.

Ve ne bilirdi ki,bilemezdi ki
susamadı ki daha önce
meğer yanıyormuş gönüm aşk diye.
Ver elinden içeyim bereketini.
Aşk sen ol, ben su
Bırak akıp çağlayayım da
Seni SEVİYORUM diye inleyip
Sırılsıklam ıslanayım.
Yazın güneşi sevdiği gibi
Karanlığın aydınlığı istediği gibi
Nasıl hasret kuru toprak suya,
Ben işte öyle hasretim sana.
Yağmurun yere yağdığı gibi
Sana muhtacım diye haykırıp ağlamazsam gör.
Boşalacağım bir kara bulut gibi
Yağdıracağım sana sevgimi damla damla...

Artık doğan güneşi bekliyorum.
Tükeniyorum ama sabrediyorum.
Güneş nerdeyse doğacak..
Vakit geçmek bilmiyor.
Akrep aynı ,yelkovan aynı....
Az kaldı......
İnan bu sefer söyleyeceğim
Seni sevdiğimi sana delicesine.
Dinle sevda çiçeğim dinle,
Seni SEVİYORUM.......
Anlıyor musun?
Duyuyor musun?
Ya da hissedebiliyor musun beni?
Seni SEVİYORUM......
Seni SEVİYORUM......
Hem de çok ama çok SEVİYORUM....


Mahmut Özcurt
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
1 Kasım 2008       Mesaj #1329
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Yaşamak




yaşamak esrik bir rüzgar gibi
mor dağlarda yeşil rüyalara yeniden uyanmaktır
gündoğarken ermiş dağların ardından
eski güne ağlamaktır
kurmak geçmiş zamanı ileriye
zamanın önünde durmaktır
isyanın bütün lezzetiyle
devrana mualif olmaktır
yaşamak yüce dağlar başında
çelik kanatlı rüzgarlarla sawrulmaktır
ğultulu türkülere yeniden uyanmaktır
güzelliklerin yaratıcısı olacagın inancıyla...



Mert Uğurlu
jöly - avatarı
jöly
Ziyaretçi
2 Kasım 2008       Mesaj #1330
jöly - avatarı
Ziyaretçi
AÇIK ATLAS

Hayattan ders veriyor diye öğretmenleri kızdıran
Tuzu bir bulmuş çocukları saklamadan güldüren dünyaya
Su kaçırmaz bir eşeğin sesine açıktır penceresi
Bir sınıfın, batı son dersinde, kuşluk vakti

Meşeler yapraklanınca bir tuhaf olurlar işte
Koparılmış kürt çiçekleri, hatırlayarak amcalarını
Azınlıkta oldukları bir okulda bile, sorarlar soru
Neden feriklerin ve eşeklerin memeleri vardır?

En arka sırada çift dikişliler, sınavda en öne
İntihara ve denizde nasıl boğulmaya çalışırlar
Yalnız Orta Doğu'da el altında satılan bir atlas
Kim demiş on sekiz yaşından küçükler okuyamaz

Bakıldı ki kum saati, ters çevrilmiş, çıt, usul isa asi olmuş
İkinci karnede babası yarısını silahıyla dışarda bırakıp
Öyle öğretildiği için saygılı, sınıfa giren parmak çocuğun
Boş yerine, girilmeyen bir dersin denizi, gelip oturmuş

Açık kalmış atlası, deniz taşmıştır, darılmasın Fırat ama

Hayatın orta öğretmeni sustu, dondu gülmeleri çocukların
Bir cenaze töreninde daha ölümlü karşılamaya götürüleceğiz

Efendiler! Eşekler susabilirler
Ne yani çocuklar hiç gülmeyecekler mi?


Ece Ayhan

Benzer Konular

27 Kasım 2010 / Ziyaretçi Cevaplanmış
7 Mart 2012 / Misafir Soru-Cevap
20 Temmuz 2009 / _PaPiLLoN_ Psikoloji ve Psikiyatri