Arama

Hayata Dair - Sayfa 5

Güncelleme: 2 Ekim 2013 Gösterim: 240.085 Cevap: 1.657
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Şubat 2006       Mesaj #41
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Harcamalar

Sponsorlu Bağlantılar
Mektuplar aldım sevindim,
Birinde denmiş geliyorum
Öbüründe yazılmış geleceğim.
Bekledim bekliyorum.
Bir yasam verdim.

Açtım bir başkasını,
Uzun-uzun yazmış gel.
Okumadan arkasını
Gittim gidiyorum
Bir başka yaşama bedel.
Heeey Hayat..! ! ! !

Heey Hayat..! !
İstediğin kadar üstüme üstüme gel..! !
Direniyorum.
Israrlarına rağmen,
Yıkılmayacağım.
İstediğin kadar ez beni,
İstediğin kadar zulüm et..! !
Dimdik ayaktayım.! !
Çünkü..! ! !
Yaşama sevincimi,
Aşktan almaktayım..! !
Ne sen.....
İşte Beyaz,İşte Yaşam,İşte Aşk..

koridorlar
tren istasyonları gibi pürtelaş
vagonlarda yaşam kavgaları...odalar
beyaz melekler üzgün
doktorlarda bir telaş
hayat memat meselesinde insanlar
aşk varmı?
gözlerde küçücük flörtler
odalarda hayat anları
feryat... figan... can pazarı...
ah hayat,ah yok olma duygusu
sevgililerde tereddütler,
heyecan
yaşama..yaşatma meslesi...dertler
anlarda kücücük meşkler
gönüllerde kaybolma korkusu
gözlerde hatıralar..
beklenen sevgililer..
ve özlenilen anlar...
aşk varmı?
olmalımı
olmamalımı derken
olmalı
hemde yüreğin tam ortasına konmalı
gülümsemeli yaşam
aşk gülümsemelerde tutuklanmalı..
hiçbirşey unutulmamalı..
koridorlar
tren istasyonları gibi pürtelaş
ve vagonlarda yaşam kavgaları...odalar
beyaz melekler umutlu
doktorlarda bir telaş
işte aşk,
işte beyaz,işte yaşam

Yaşamayan Ölmez ki!

Bir gülün tomurcuğu gibi hayat patır patır.
Açar gönlümde, kırar kabuğumu çatır çatır.

Zulümlere sitemli bakan gözlerim yaş ama,
Kadifemsi nazarla hep gülümserim yaşama.

Hiç dirilir mi hayat, ölümü ıskalayarak.
Bilinir ölümsüzlük gerçeği yakalayarak.

Yaşamayan ölmez ki, hayatın gerçeği ölüm.
Yaşayana şan ölüm, yaşam sonsuzdan bir bölüm
Sahte çiçekler

Görünürde daha bir canlısın kendince
Ama sahte yüzün vuruyor cansız yaşamından
Kandırma beni güzelim diye
Sen sahtesin can damarların kesik

Ömründe bir çiçek yeşerttin mi yaşama
Toprak eşeleyip tohum ekmek gibi
Can suyu verip bir fidan ekmek gibi
Ya gönlündeki sevgisiz yaşam

Boyalı bebekler demişler hayat içinde
Ya boyalar olmasaydı ne yapacaktın
Yada varlıklar yokluk olaydı
Sen sıfırdan var ettin mi hayatı

Ekmeği bölüşmek gibi düzene
Düzensiz sevgisiz kaldınmı günler boyu
Hep sevdin mi sahte sevginle
Ya da hayatın ödünü patlattınmı ölürcesine
Gerçekten severek
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Şubat 2006       Mesaj #42
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Hayat

Sponsorlu Bağlantılar
Hayat o kadar acımasız ki bazen,
Aradığını bulduğunda engel çıkartıyor karşına,
Hayat o kadar zalim ki bazen,
Ya sevdiğini elinden alıyor, ya da sevgini yüreğinden.


Yüreğinde kalan bir parça sevgi,
Aklında kalan bir parça tebessüm,
Ve yüzünde kalan ufacık bir umutla,
Yalnız bırakıyor bu zor sınavda.

Hayat kimi zaman gülüyor insana,
Kimi zaman ağlatıyor verdikleriyle,
Ne seveni sevene veriyor,
Nede seveni mutlu ediyor.

Hayat bu dedim ya,
Kimi zaman zalim, kimi zaman acımasız,
Ama bazen mutluluk dolu ve doyumsuz,
Ne bu hayatta mutlu olmak kolay, ne de yılmadan ayakta durmak.

Ben başarırım sandım bu sınavdan geçmeyi,
Belki mutlu olurum dedim ömür boyu,
Ama mutluluk ve huzur uğramadı yanıma,
Ne mutluluk var hayatımda ne de huzur sadece yaşıyorum.

Yaşarken mutluluğu bulmaya çalıştım,
Sevgiyi ve aşkı birbirinden ayırdım,
Bir gün olsun dilediğim gibi yaşamadım,
Hep beni seveni aradım ama bulamadım.

Ahmet ÖZYURT

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Şubat 2006       Mesaj #43
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
1.Seni sen olduğun için degil, seninle birlikte olduğumda ben olduğum için seviyorum.
2.Hiç kimse gözyaşlarını hak etmez, onlara layık olan kişi ise seni ağlatmaz.
3.Sen istediğinde sana aşık olmaması, sana aşık olmadığı anlamına gelmez.
4.Gerçek arkadaş, elini tutan, kalbine dokunandır.
5.Birisine yabancılaşmanın en kötü biçimi yanında oturuyor olup ona hiç bir zaman ulaşamayacağını bilmektir.
6.Hiç bir zaman gülümsemekten vazgeçme, üzgün olduğunda bile! Gülümsemene kimin, ne zaman aşık olacağını bilemezsin..
7.Tüm dünya için sadece bir kişi olabilirsin fakat bazıları için sen bir dünyasın.
8.Zamanı onu seninle birlikte geçirmeye hazır olmayan biriyle geçirme. 9.Belki de Tanrı uygun kişiyi tanımandan önce yanlış kişilerle tanışmanı, onu tanıdığında minnettar olman için istedi.
10. "Bitti" diye üzülme, "yaşandı" diye sevin.
11. Her zaman seni üzecek birileri olacaktır, yapman gereken insanlara güvenmeye devam etmek, kime iki defa güveneceğine daha fazla dikkat etmektir.
12. Birini daha iyi tanımadan ve bu kişinin senin kim olduğunu bilmesinden önce kendini daha iyi bir kişiye dönüştür ve kim olduğunu bilerek kendine güven.
13.Kendini çok zorlama, en güzel şeyler onları en az beklediğinde olur.
"YAŞANAN HERŞEYiN BiR SEBEBi VARDIR"


Gabriel Garcia Marquez
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Şubat 2006       Mesaj #44
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
HAYATA DAİR

Bir fesleğen kokusunda duyumsamak ve olduğu gibi kabullenmek, zamanı geldiğinde tüm zorluğuna rağmen bir gökkuşağı renginde seyredebilmek, bazen de bir annenin şefkatiyle sarılmak hayata. Her ayrılığı bir kavuşmaya döndürebilmek en zor anlarda. Beyaz bir mendil semada ayrılıklara ortak olurken, eller acı acı sallanırken ve istasyonda son bakışlar dolaşırken merhabalara yelken açmak.

Bir balıkçı gibi umutlara doğru ağ atmak ve bir deniz yıldızının yorgunluğunda kıyıya vurduğunda kendini yeniden maviliklere teslim etmek hayatın ta kendisi belki. Bir martı edasıyla acıların üstünden geçebilmektir hayatın özü belki de.Belki de geçmişi ve geleceği masal tadında yaşayabilmektir aslolan.
Ne olursa olsun hayat gerçektir. Ne uyandığında gördüğünü hayra yorabileceğin bir rüya, ne de çocukken bir uçurtma kadar renkli sandiğın hayallere benzer.Bazı an gelir deli bir fırtına gibi tutar kolundan savurur, bazen kışın ortasında baharı yaşatır gönlüne. Çıkmazlara girersin, patikadan yürürsün,yokuşlar tırmanırsın. Birgün bakmışsın düz yola çıkmışsın. Kocaman bir kutu gibidir hayat, içi süprizlerle dolu.Tahmin etme, hep yanılırsın.
Gençlik bahar mevsimidir yaşadığın ömrün. Hayat kovalar, sen kaçarsın. Sonra sonbahar gelir çalar kapını. Eskiden başında esen kavak yellerinin rüzgarı üşütür içini, kendine sarılırsın. Güz yaprakları gibi sararır düşlerin, düşlere kırılırsın. Ardından kış gelir. Peşini yaşlı bir gölge izler. Güzdüzler siyah bir sise bürünüp gece olduğunda karanlıklar serpilir üzerine ağır ağır. Yıldızlar parlasa da gözün yine karanlığın o serin o esmer koyuluğunda gezinir. Saatin sesi gecenin sessizliğinde sana yalnızlığını haykırır, sen unutmak istedikçe. Müptelası olduğun bir gülüş, özlediğin bir çift göz sonsuzlukta gözlerinden geçer durur, kimbilir kaç kez? Herşeye rağmen kışı yaşarken bile her şafak yepyeni umutları getirmeli, uçup giden hayallerinden bomboş kalan avuçlarına. Binlerce kez solsanda bir çiçek saflığında tekrar açabilmeli ve aynada kır saçlarınla kendine gülebilmelisin. Ta ki; hayat sana sırtını dönüp gidene dek!
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
19 Şubat 2006       Mesaj #45
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
HAYATIMIZDAKI BUYUK TASLAR

Bu hikaye Northwestern Universitesi is dairesi master ogrencileri ile zaman yonetim dersi profosoru arasinda gecer:

Profosor sinifa girip karsisinda duran, dunyanin en secilmis ogrencilerine kisa bir sure baktiktan sonra, Bu gun zaman yonetimi konusunda deneyle karisik bir sinav yapacagiz dedi.Kursunun altindan kocaman bir kavanoz cikarip ardindan yumruk buyuklugugunde taslari alip buyuk bir dikkatle taslari kavanozun icine yerlestirmeye basladi.Kavanozon daha fazla tas almayacagindan emin olduktan sonra ogrencilere dondu ve bu kavanoz doldumu? diye sordu.Ogrenciler hep bir agizdan doldu diye cevapladilar.

Profosor oylemi? dedi ve kursunun altina egilerek bir kova micir cikarti.Miciri kavanozun agzindan yavas yavas doktu sonra kavanozu sallayarak micirin taslarin arasina yerlesmesini sagladi.Sonra ogrencilere donerek bir kez daha bu kavanoz doldumu? diye sordu.Bir ogrenci dolmadi heralde diye cevap verdi.Dogru dedi.

Profosor yine kursunun altina egilip bu defa bir kova kum cikartti ve kumu kavanoza bosaltarak taslarin ve micirlarin arasina yerlesmesini sagladi.Tekrar ogrencilere kavanozun dolup olmadigini sordu ogrenciler hayir diye cevapladilar.Guzel dedi ve bu defa bir surahi su alarak kavanoza bosaltti.Sonra ogrencilere donerek bu deneyin amaci ne? diye sordu.Uyanik ogrencilerden biri zamanimiz ne kadar dolu gorunurse gorunsun aslinda ayirabilecegimiz zamanimiz mutlaka vardir diye yanitladi.

Hayir dedi Profosor bu deneyin esas amaci Eger buyuk taslari bastan yerlestirmezsen kucukler girdikten sonra buyukleri asla kavanozun icine yerlestiremezsin gercegidir.

Profosor devam etti nedir hayatimizdaki buyuk taslar?Cocuklariniz, esiniz, sevdikleriniz, arkadaslariniz, hayalleriniz, sagliginiz, egitiminiz vs vs.. buyuk taslariniz belki bunlardan biri belki bir kaci belkide hepsi.Bu aksam uyumadan once iyice dusunun sizin buyuk taslariniz hangileri iyice karar verin.
Bilinki buyuk taslarinizi kavanoza ilk basta yerlestirmezseniz bir daha asla yer bulamazsiniz
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
19 Şubat 2006       Mesaj #46
kambis - avatarı
Ziyaretçi
KISKANÇLIK KRİZİ
ADAM- Kiminle konuşuyordun?
KADIN- Tanımazsın.
ADAM- Tanısam sormam zaten.
KADIN- Tanımadığın birini neden soruyorsun?
ADAM- Tanımak için.
KADIN- Peki... Diyelim ki Ahmet diye biri.
ADAM- Tamam iste... bu kadarını merak etmiştim zaten.
KADIN- İyi.
ADAM- Yalnız... şeyi anlamadım:ADAMIN ismi Ahmet değil ama biz şimdilik
Ahmet mi diyelim diyorsun? Olur ya, çocuğa şimdilik geçici bir isim
takmışlardır, büyüyünce değiştirebilsin diye. Aferin, çağdaş bir aileymiş.
KADIN- Hangi aile?
ADAM- Ahmet'in ailesi.
KADIN- Neden?
ADAM- Baksana tedbirli davranmışlar. Çoğunluk böyle yapmıyor. Bir isim koyuyorlar, ölene kadar kalıyor. Hatta öldükten sonra da kalıyor. Bu yüzden sağda solda bir sürü Recai isminde talihsiz bebek var. Böyle haksızlık olmaz. Çocuğun ismi Berk olur, babanın ismi Recai olur.
KADIN- Baba da bir zamanlar çocuktu...ADAM- Ama o zaman Recai de iyi bir isim sayılıyordu.
KADIN- Haklisin.
ADAM-.... Gerçek adi ne?
KADIN- Kimin?
ADAM- Ahmet'in?
KADIN- Neden bu kadar ısrar ediyorsun ki? Sonuçta tanımadığın biri.Adı Ahmet
olsa ne olur, Ferit olsa ne olur?
ADAM- Peki tanimadigim birinin adini soylemekte neden bu kadar
zorlaniyorsun veya soruyu soyle sorayim; kod adi olan biriyle ne
konusuyorsun sen? Belli ki yasadisi birADAM.
KADIN- Hayatim, iyi misin sen?
ADAM- Bilmiyorum. Ama simdiye kadar yasadisi bir sey yapmadim, yazi
yazmanin disinda tabii. Cunku bizim yasalarimizda "Yazmak mecburidir" diye
bir sey yok, "Yazmasan daha iyi" diye bir sey var. Hatta kutsal kitabimizda
da yok. Tanri "Oku" diyor, "Yaz" demiyor.
KADIN- Cok haklisin sevgilim, bu yuzden sen yazini yaz, ben de islerime
bakayim.
ADAM- Ama boyle yazi yazamam ki!.. Su anda kafamin ici cok karisik.
Beynimin yaziyla en ilgili yerinde mesgul birADAM oturuyor. Adama adini
soruyorum, celiskili cevaplar veriyor. Bazen Ahmet diyor, bazen Ferit
diyor."Peki senin karimla ne ilgin var" diye soruyorum, cevap vermiyor.
"Neden cevap vermiyorsun Ahmetcigim" diyorum, "Benim adim Ferit"diyor.
"Peki Ferit kardesim, o zaman sana sorayim, karimi nereden taniyorsun"
diyorum, "Benim adim Ferit degil, Ahmet'e sor" diyor.
KADIN- Peki o genis beyninin icinden mantikli birisi cikip "Ya kardesim
neden bu kadar taktin bu meseleye" demiyor mu? Yoksa mantikli dusunceler
senin beynine ugramiyor mu?
ADAM- SanaADAMin adini soruyorum. Basit bir soru. Salaklarin bile en az
ecnebi dilde karsiligini bildigi, evrenin en basit sorusu:ADAMin adi ne?
KADIN- Cok mu istiyorsun ogrenmeyi?
ADAM- Evet cok istiyorum!
KADIN- Adi Ilhan.
ADAM- Ilhan?
KADIN- Evet. Iste sana tanimadigin birADAMla ilgili ucuncu bir
isim.Rahatladin mi simdi?
ADAM- Hayir. Saniyorum daha rahatlamama cok var. Bes soru sonra belki...
Birincisinden baslayalim: Kim bu Ilhan?.. Dikkat edersen cok kolay sorular
soruyorum. Ne de olsa karimsin, niye kazik sorayim!
KADIN- Ilhan ozel birisi degil.
ADAM- Ama ozel isim kullaniyor. Simdi biz nereye Ilhan diye yazsak,ilk
harfi buyuk yazmak zorundayiz. Yoksa bu Ilhan, Ilhan olarak silik biri de
Ahmet olarak mi bir karizmasi var? Peki ne zaman Ferit oluyor, resmi
islemlerde mi?
KADIN- Tamam tamam, anlasilan sen bu isi romana donustureceksin. Bu Ilhan
Bey bir doktor.
ADAM- Sen ne bicim konusuyorsun sevgilim,ADAM koskoca bir doktor, ama sen
ozel biri degil diyorsun. Bunu Tabipler Odasi duymasin... Simdi geldik
ikinci guzide soruya: Nereden taniyorsun bu Doktor Jivago'yu? Gordun mu
senin Ahmet, Ferit veya Ilhan'a bir isim daha buldum.
KADIN- Yeni tanistik.
ADAM- Ya?
KADIN- Neden bu kadar sasirdin? Ben insanlarla tanisamaz miyim?
ADAM- Tanisabilirsin de, nerede tanismis olabilirsin onu merak ediyorum
ben. Okulda desem degil cunku sen tip okumadin. Askerde desem,omurboyu
tecillisin... Yok yok ben bu isin icinden cikamayacagim. En iyisi sana
sorayim: Nerede tanistiniz bu sayin Doktor Ahmet Ferit Ilhan
Jivago ile?
KADIN- Muayenehanesinde.
ADAM- Gercekten mi? Ne hos... Aslinda sanildiginin aksine romantik mekanlar
her zaman deniz manzarali, agaclikli yerler olmayabilir.Bazen pekala bir
muayenehane de olabilir: Biraz ilac kokulu ama yine de pencereden suzulen
los isigin yarattigi duygusal hava, surekli calan telefon sesine israrla
cevap vermemenin yol actigi tatli gerilim ve duvardaki rafta kardiyolojiyle
ilgili benzersiz kitaplar... Vay be insan daha ne ister ki
KADIN- Kardiyolojiyle ilgili kitap yoktu. Ilhan Bey jinekolog!
ADAM- Jinekolog mu? Yasasin! Iste hep karimin birlikte olmasini istedigim
kisi.ADAM jinekolog! Yani bir kadinin ic yapisini en iyi bilen insan!Biz
diger erkeklerin ancak hissedebilecegi seyiADAM acik acik goruyor.Hatta
elle tutabilir bile... Tuttu mu?
KADIN- Gayet tabii.
ADAM- Eee? Durumunuz nedir? Ciddi misiniz yoksa anlık bir elektrik sonucu mu?
KADIN- Valla Ilhan Bey cok ciddi. Ona kalirsa -ki dedigin gibi bir kadinin
ic yapisini cok iyi biliyor- kesinlikle ve iki aylik HAMILEYIM!
ADAM-........................................................
KADIN- N'oldu hayatim, sustun?
ADAM-.........................................................
KADIN- Bir de ise olumlu tarafindan bak. Cocugumuza isim bulmakta
zorlanmayacagiz. Elimizde bir suru isim var: Ahmet, Ferit, Ilhan veya
Jivago....
''Yılmaz Erdoğan''
Ya işte böyle,bir birimizi dinler ve anlamaya çalışırsak ve de güvenirsek mutlu olmamak içinhiç bir neden yok.
Zaten mutluluk bir nefes kadar yakın,çünkü nefes aldığımız için mutlu olmalıyız.
Dr.Cenk Kiper
Son düzenleyen Blue Blood; 20 Şubat 2006 07:21
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Şubat 2006       Mesaj #47
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
SEVGiNiZi SÖZE DÖKMEDEN GÖSTERMENiN 101 YOLU

1- Bir arkadasiniza sevgilinizi ne kadar çok sevdiginizi anlatin

2- Ona koca bir öpücük verin

3- Sevgilinizin kendini önemli hissetmesini ve saygi görmesini saglayin

4- Onu öpün

5- Birlikte eglenin

6- Onu önemseyin

7- El ele tutusun

8- Uzun bir bisiklet turuna çikin

9- Özel bir armagan verin

10- ihtiyaci oldugunda yaninda olun

11- Birlikte vakit geçirin

12- Sinemaya gidin

13- Ormanda kol kola gezinti yapin

14- Ask sarkilarindan olusan bir kaset hazirlayin

15- Hisleriniz hakkinda açik konusun

16- Hayallerinizi paylasin

17- Birbirinize sarilarak uyuyun

18- Beraber parka gidin

19- Yürüyüs yapin

20- Yemege çikin

21- Piknik yapin

22- Kagit oynayin

23- iltifat edin

24- Küvette rahatlayin

25- Birlikte yüzün

26- Ona her anlamda yakin olun

27- Alisverise çikin

28- Birlikte yemek yapin

29- Birbirinize dokunun

30- Ev ödevlerinizi birlikte hazirlayin

31- Bir araba yolculugu planlayip, yola koyulun

32- Beraber bir parti verin

33- Kurabiye pisirin

34- Kütüphaneye gidin

35 -Müzeleri gezin

36 -Sadece orada olun!

37- Onun için özel olan seyleri ögrenin ve gerçeklestirin

38- Birlikte spor yapin

39- Birbirinize bakin

40- Birbirinizin arabalarini yikayin

41- Balik tutun

42- Birbirinizle konusun

43- Üzüntülerinizi paylasin

44- Bir is projenizi beraber hazirlayin

45- En sevdigi sarkiyi bilin

46- Sevinçlerini paylasin

47- Ona sarilin

48- Özel bir konusma yapmak yerine hislerinizi gözlerinizle anlatmaya çalisin.

49- Birbirinize mektup yazin

50- Telefonda konusun

51- Birbirinize güvenin

52- Ona bir yüzük hediye edin

53- Birbirinizin aileleriyle tanisin

54- Birlikte uzun yürüyüsler yapin

55- Birbiriniz için fedakarlik yapin

56- Ona seker yollayin

57- Birbirinize saygi duyun

58- Ayisiginda yürüyüse çikin

59- Ona notlar yazip evinin dört yanina saklayin

60- Birbirinize seksi bakislar atin

61- Bir siir yazin

62- Çiçek yollayin

63- Mum isiginda yemek yiyin

64- Birlikte konsere gidin

65- Gün batimini birlikte seyredin

66- Beraber araba kullanin

67- Birbirinize isimler takin

68- sehir disina çikin

69- Film kiralayin

70- istedigi bir seyi o söylemeden yapin

71- Evlenmeyi teklif edin

72- Kulagina hos seyler fisildayin

73- iyi birer arkadas olun

74- Birlikte faytona binin

75- Beraber dans edin

76- Birlikte müzik dinleyin

77- Daima flört edin

78- Birlikte kahkahalar atin

79- Sadik olun

80- Birbirinizi etkileyin

81- Begendiginiz yönlerinin bir listesini çikarin

82- Kitap okuyup tartisin

83- Birbirinizin arkadaslariyla tanisin

84- Birlikte ata binin

85- Sevdigi yemekleri pisirmeyi ögrenin

86- Onu neyin mutlu ettigini bilin

87- Birbiriniz için hediyeler yapin

88- sefkatli olun

89- Günesin dogusunu seyredin

90- Mücevher hediye edin

91- Radyoda bir sarkiyi ona armagan edin

92- Komik kartlar yollayin

93- Basarilarinizi paylasin

94- Masaj yapin

95- Özel sakalari paylasin

96- Birbirinizi düsünün

97- Onu neyin üzecegini ögrenin

98- Birlite paten yapin

99- Sevdiginiz bir esyanizi ona verin

100- Dondurmanizi onunla paylasin

101- Birlikte resim çektirinYOLU
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Şubat 2006       Mesaj #48
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Her karanlığın içinde bir ışık vardır görmesini bilirsen eğer...

O küçücük karanlığı sonsuzlastırdığımızda içindeki o küçücük ışığı da kaybettiğimizin farkına bile varmayız.Yaşamı kör gözlerle izliyorsak eğer , ellerimiz bağlı zaten kor kuyuya atılmışızdır..!
Sonra da bir tek çıkıntısı bile olmayan o kuyudan tırmanmaya uğraştıkca , her seferinde daha hızlı , daha ac şekilde yere düşeriz.
Kanamayan kalbimizin kabuk bağlamasına sebep oluruz...
Her karanlığın içinde bir ışıkk vardır , görmesini bilirsen eğer...
Her siyahin içinde beyaz , her iyiliğin içinde kötuluk , her sevginin içinde nefret olduğu gibi...

Tut gecenin rengini.Birakma.Izin verme ellerinin arasindan kayip gitmesine.Yıldızla gözlerini , karanlikla ellerini , isikla kalbini birlestir.Gulumse , gulumse ki seni aglatmak isteyenler utansın...
Bir gece ayaz çıktığında at kendini sokaklara.Yağmur vursun suratina.Hatta birak kendini sonsuzluğun kollarina.Birak kendini rüzgara.Savrulsun saçların uğultularla.Şimşekler çaksın gökyüzünde , ağlasın bulutlar.Sen ağlama...

Fırtınalara bırak kinini.Alıp götürsün uzaklara , başka diyarlara.Kararsın hava , üşüsün bulutlar , aç kendini bir kartal gibi ; sen pes etme.Yas yakışmaz yüzüne ışıltılar varken.Gülümse!...


Unutma ;

HER KARANLIĞIN İÇİNDE BİR AYDINLIK VARDIR , GÖRMESİNİ BİLİRSEN EĞER...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
20 Şubat 2006       Mesaj #49
Misafir - avatarı
Ziyaretçi


İnsan gecenin bir vakti yatağından fırlayıp, 'Seni seviyorum 'diye bağırmalı;
İnsan sabah uyandığında, Yatağının başucunda bir gül ile not bulmalı; 'Uyandırmaya kıyamadım..'
İnsan heyecan duymalı, Yeni günün getirdiği ışıklar için;
İnsan biraz sinirlenmeli,kavga etmeli; İnandığı değerler için...
İnsan bazen sarhoş olmalı, Bir türkü tutturup sokakları arşınlamalı,
İnsan anlamsızca beklemeli, Telefonun çalmasını 'belki arayan o'dur diye
İnsan ara ara kocaman olmalı; Dünyalar kadar herkesi kucaklamalı.
İnsan bazen kendi olmalı, Bazen herkesten bir parça,
İnsan bazen de aptal olmalı; İnanmak istediği şeylere inanmalı!
İnsan gerçek olmalı, Rüya görebilmek için.
Ve insan çekip gitmeli zamanı gelince; Ama zamanı gelince....
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
22 Şubat 2006       Mesaj #50
kambis - avatarı
Ziyaretçi
Başarı deyince aklımıza farklı şeyler gelir.

Toplumun gözünde başarı iyi maddi gelir getiren


bir kariyer,büyük bir ev,lüks bir arabadır.Aslında bunlar


başarılı olmanın tanımı değildir.

Aşağıda


Ralph Waldo Emerson'un başarı tanımına kulak verelim:


BaşarıMsn Confusedık sık gülmek ve çok sevmektir.Akıllı insanların


saygısını ve çocukların sevgisini kazanmaktır.


Dürüst eleştirmenlerin onayını almak,sahte dostların arkadan vurmalarına dayanmaktır.


Güzeli sevmektir.Herkesteki en iyiyi bulmaktır.Karşılık


beklemeyi hiç düşünmeden kendiliğinden vermektir.


Geride ister sağlıklı bir çocuk,ister kurtarılmış bir ruh,ister


bir parça yeşil bahçe,ister iyileştirilen bir sosyal


durum bırakarak dünyanın iyileşmesine katkıda


bulunmaktır.Gönlünce eğlenmek ve gülmek,kendinden geçerek şarkı


söylemektir.


Tek bir kişi bile olsa,birinin sizin varlığınızdan ötürü daha


rahat nefes aldığını bilmektir.


İşte bu başarılı olmaktır.

Değerli dostlarım nice başarılara !


Benzer Konular

27 Kasım 2010 / Ziyaretçi Cevaplanmış
7 Mart 2012 / Misafir Soru-Cevap
20 Temmuz 2009 / _PaPiLLoN_ Psikoloji ve Psikiyatri