Ziyaretçi
Eski zamanlardan birinde çok bilge ve çok ama çok zengin bir adam yasarmis.
Çokta mutluymus bu adam üstelik. Birgün yolu oradan gecen bir genc, bunun
sirrini ögrenmek istemis. Bilge adamin sarayina gitmis ve ondan bu sirri
istemis.
Bilge adam, gencin eline bir kasik tutusturmus ve
"Simdi o koca yag testisinden bu kasiga silme yag doldur demis.
Genc söyleneni yapmis ve kasigi yag ile doldurmus.
Bilge adam:
"Simdi bu kasiktaki yagin bir zerresini dökmeden,
benim sarayimin her tarafini gez ve tekrar buraya dön" demis.
Delikanli denileni yapmis, yaklasik bir saat sonra geri dönmüs.
Gercekten de elindeki kasik halen yagla doluymus.
Bilge adam sormus:
"Salondaki o asma avizeyi gördün mü, paha bicilemiyor ona, tamami altin
ve üzerinde de yüzlerce elmas var."
- Hayir demis genc adam. "Peki, o bahcedeki büyük havuzu gördün mü,
etrafinda kugular, cesmeler ve cicekler olan."
- Hayir görmedim demis genc adam."Sarayin bahcesini de mi görmedin,
oradaki agaçlar dünyanin dörtbir yanindan getirilip, en iyi bahçevanlar
tarafindan yillarca büyütülmüs cok nadide agaclardir. Her yerden görmeye
gelirler o güzelligi."
- Yine hayir demis genc adam. Ve eklemis:
"Cünkü ben sadece bana verdiginiz bu kasiktaki yagi dökmeden
sarayi gezmeye ugrasiyordum. Bu benim görevim ve sorumlulugumdu.
Bunu yapmak icin de sadece bu kasiga bakiyordum, heryeri dolastim ama
hiçbiryeri görmedim.
Peki, demis bilge adam.
"Simdi sarayi tekrar gezmeni istiyorum. Tüm güzelliklerini gör,
doya doya tadini cikart. Ama yine bu kasikla gezeceksin.
Ama bu sefer bosver o kasigi, sarayi gör." demis.
Genc, tekrar baslamis sarayi gezmeye. O ne muhtesem güzellik,
o agaclar, çesit çesit kuslar, bahceler, havuzlar, sarayin odalari
görkemli,
mutfak harikulade,derken yaklasik 2 saat sonra, gördügü güzelliklere
hayranligi
yüzünden de okunarak geri dönmüs.
"Harika, muhtesem! diye bagirmis. Omrümde bu kadar güzelligi bir
arada görmedim.
" Bilge adam gülümsemis. "Simdi elindeki kasiga bir bakar misin?" demis.
Genc adam bunca güzelligin arasinda unuttugu o kasigi tekrar hatirlamis
ve
kasiga bakmis.
" Bir de ne görsün..??? kasigin ici bombosmus. Bütün yag dökülmüs.
"Iste, genc dostum" demis bilge adam,
"Hayatin anlami, elindeki o yagin bir zerresini bile düsürmeden,
tüm güzellikleri de görebilmektir..."
ne sorumluluklarimiz, evimiz, isimiz gücümüz derken,
hayatin güzelliklerini kaciracagiz, sevdiklerimizi ihmal edecegiz,
ne de güzel bir hayatimiz olsun diye sorumluluklarimizi ihmal edecegiz......
Sponsorlu Bağlantılar
sirrini ögrenmek istemis. Bilge adamin sarayina gitmis ve ondan bu sirri
istemis.
Bilge adam, gencin eline bir kasik tutusturmus ve
"Simdi o koca yag testisinden bu kasiga silme yag doldur demis.
Genc söyleneni yapmis ve kasigi yag ile doldurmus.
Bilge adam:
"Simdi bu kasiktaki yagin bir zerresini dökmeden,
benim sarayimin her tarafini gez ve tekrar buraya dön" demis.
Delikanli denileni yapmis, yaklasik bir saat sonra geri dönmüs.
Gercekten de elindeki kasik halen yagla doluymus.
Bilge adam sormus:
"Salondaki o asma avizeyi gördün mü, paha bicilemiyor ona, tamami altin
ve üzerinde de yüzlerce elmas var."
- Hayir demis genc adam. "Peki, o bahcedeki büyük havuzu gördün mü,
etrafinda kugular, cesmeler ve cicekler olan."
- Hayir görmedim demis genc adam."Sarayin bahcesini de mi görmedin,
oradaki agaçlar dünyanin dörtbir yanindan getirilip, en iyi bahçevanlar
tarafindan yillarca büyütülmüs cok nadide agaclardir. Her yerden görmeye
gelirler o güzelligi."
- Yine hayir demis genc adam. Ve eklemis:
"Cünkü ben sadece bana verdiginiz bu kasiktaki yagi dökmeden
sarayi gezmeye ugrasiyordum. Bu benim görevim ve sorumlulugumdu.
Bunu yapmak icin de sadece bu kasiga bakiyordum, heryeri dolastim ama
hiçbiryeri görmedim.
Peki, demis bilge adam.
"Simdi sarayi tekrar gezmeni istiyorum. Tüm güzelliklerini gör,
doya doya tadini cikart. Ama yine bu kasikla gezeceksin.
Ama bu sefer bosver o kasigi, sarayi gör." demis.
Genc, tekrar baslamis sarayi gezmeye. O ne muhtesem güzellik,
o agaclar, çesit çesit kuslar, bahceler, havuzlar, sarayin odalari
görkemli,
mutfak harikulade,derken yaklasik 2 saat sonra, gördügü güzelliklere
hayranligi
yüzünden de okunarak geri dönmüs.
"Harika, muhtesem! diye bagirmis. Omrümde bu kadar güzelligi bir
arada görmedim.
" Bilge adam gülümsemis. "Simdi elindeki kasiga bir bakar misin?" demis.
Genc adam bunca güzelligin arasinda unuttugu o kasigi tekrar hatirlamis
ve
kasiga bakmis.
" Bir de ne görsün..??? kasigin ici bombosmus. Bütün yag dökülmüs.
"Iste, genc dostum" demis bilge adam,
"Hayatin anlami, elindeki o yagin bir zerresini bile düsürmeden,
tüm güzellikleri de görebilmektir..."
ne sorumluluklarimiz, evimiz, isimiz gücümüz derken,
hayatin güzelliklerini kaciracagiz, sevdiklerimizi ihmal edecegiz,
ne de güzel bir hayatimiz olsun diye sorumluluklarimizi ihmal edecegiz......

Hayata Dair

İkinci türe geçiyoruz: 'Çünkü' türü sevgi. Toyotome bu tür sevgiyi şöyle tarif ediyor: "Bu tür sevgide kişi bir şey olduğu ya da bir şey yaptığı için sevilir. Başka birinin onu sevmesi, onun sahip olduğu bir niteliğe ya da koşula bağlıdır. Örnek mi? Seni seviyorum. Çünkü çok güzelsin (yakışıklısın). Seni seviyorum. Çünkü o kadar popüler, o kadar zengin, o kadar ünlüsün ki. Seni seviyorum. Çünkü bana o kadar güven veriyorsun ki. Seni seviyorum. Çünkü beni üstü açık arabanla, o kadar romantik yerlere götürüyorsun ki."
