Arama

Sonsuz Aşk - Sayfa 224

Güncelleme: 26 Ekim 2014 Gösterim: 554.796 Cevap: 2.787
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
17 Haziran 2008       Mesaj #2231
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
SevgiLim

Sponsorlu Bağlantılar
sevgilim
ecza dolabinin raflarinda bekle beni
bir tüp diş macunu, bir şişe siyanür
ve zambak kokulu sabunlar

sevgilim
Büyük Millet Meclisi'nde bekle beni
kürsüdeki yerimi isit
Güzel Konuşma Dersi verecegim hiç agzimi açmadan

sevgilim
iki bilinmeyenli bir denklemde bekle beni
matematik tanrisinin sonsuzluk evi
ve akil hastanesinin sisli bahçesi

sevgilim
bir kedi pençesinde bekle beni
yüreginde deltali tirmik izleri
ve karikatür saraylar

sevgilim
polis otolarinin firil mavi işiginda bekle beni
sakalli kaldirimlar, guguklu saat Suçlari
ve tarçin kokulu şizofren

sevgilim
Çocuk Kalmişlar Dernegi'nde bekle beni
' hepsi pekiyi ' süt dişlerin, korsan gemilerin
ve altini islatmiş bez bebegin

sevgilim
bu şiiirin çikişinda bekle beni
saat kulemizi geçenlerde yiktilar.

Akgün Akova

MYDMR - avatarı
MYDMR
Ziyaretçi
18 Haziran 2008       Mesaj #2232
MYDMR - avatarı
Ziyaretçi
Genc kiz yine acilar icinde odasinda yatiyodu.Henuz hayatinin baharinda olumle yuz yuzeydi.Babasi onu kurtarmak icin gazetelere ilan vermis,para teklif etmisti.Ama onun teklemesi degil,onu kalbinin icindeki sizi etkiliyordu.Sevdigi aklina geldi bir damla yas daha dokuldu gozlerinden.Ayrildiklarindan beri tam 5 cile dolu yil gecmisti.Aslinda sevgilerinin arasina o kahrolasi para girmisti.Hatirliyorduda sevdigi ona bir keresinde:
-Ben zengin degilim ama seni seven bir kalbim var.Sana sadece onu verebilirim demisti.
Sponsorlu Bağlantılar

Zaten sevgiye muhtac birisi baska ne isteyebilirdi ki.Kendisini sevmesi yeterdi.O en cok saclarinin dokulmesine uzuluyodu.Cunku sevdigi opmus koklamisti saclarini.Her dokulen sac yuregine hancer olup saplaniyodu.Simdi tek istedigi sevdiginin son anlarinda yaninda olmasiydi.Ne olurdu onu birkez daha gorebilse,koklayabilse.Bu dusunceler arasinda uykuya daldi.

Babasi heyecanli bir sekilde kizinin odasina girdi."Mujde kizim kalp bulundu"dediginde kizinin peri guzelliginde,sevdiginin ozleminden islanmis yuzune bakti ve cikti odadan..

Genc kiz bir hafta sonra kendine geldiginde sanki baska bir dunyadaydi.Icinde acayip bir his vardi.sanki bu dunya ona cok farkli gelmisti.Aklina yine sevdigi geldi.Kalbi eskisinden daha hizli atmaya basladi.KAlbi deismisti ama sevdigini eskisinden daha cok sever olmustu.

Bir gece kiz ansizin uyandi uykusundan kalbi cok hizli atiyordu.Bu durum surekli boyle devam etti.Doktora gitti,durumu anlatti.Doktor:
-Bir aya kalmaz gecer"demisti.
Ama aradan aylar gecmesine ragmen durum ayniydi.

Bir gun bahceye cikti cicekleri seviyordu.Kirmizi gullerin yanina gitti.Kalbi hizli hizli atmaya basladi.En cok kirmizi gulleri severdi,cunku sevdigi onlara benzedigini soylerdi hep.Birden kapi caldi,kapiyi acti kimse yoktu.Yere bakti bir mektup vardi ve onaydi.Mektubu acti ve kalbi hizli hizli atmaya basladi.Ve onun kokusuydu koltuga zar zor oturabildi.Zarfin icinden mektubu titreyen elerle zar zor cikardi ve okumaya basladi:
-"Sevdigim bugun sevdamisin altinci yili".Seni hep sevdim.Seninle ayrilmak zorunda kaldigimizdan beri,Bir kalbe iki sevginin sigmayacagini bildigimden ne kimseyi sevdim ne de evlendim.Her gunum cile ve azap la gecti.Her gun sana siirler yazdim,her gun okudum ve her gun agladim.Tam bes yil boyunca her gun yazdim,okudum,agladim.Bir gun onume bir firsat cikti.Bu firsati red edip kendime daha fazla haksizlik edemezdim.Belki seni unuturum diye senden cok uzaklara gittim.Ama simdi seni daha cok ozluyorum.Her gece yanina geliyorum o masum yuzunu oksayip yanaklarina binlerce opucuk konduruyorum,sen uyaniyorsun benim geldigimi anladigini saniyorum ama sen o tatli uykuna yine geri donuyorsun.Sevdigim hep ben geldim senin yanina artik sen egel olurmu.Kirmizi gullerimize iyi bak.Ve unutma icinde seni senden daha cok seven bir kalbin var artik.Ona iyi bak olurmu.Kirmizi gullerimize ve kalbimize iyi bak.Seni yanima gelene kadar bekleyecegim sevdigim Hoscakal...

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Haziran 2008       Mesaj #2233
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Süzülmek ya da süzgün durmak üzülmenin karesi gibiydi; öyle işliyordu kadının ciğerine. Boynu bükük, bağrı yanık, -sanki tecavüz kurbanı gibi- öylece oturuyordu sokağın kuytu bir kenarında. Kara gözlerini kimselere göstermeyip, kendine saklıyordu. Ego vardı biraz ruhunda ama göstermemeye hakkı vardı o zeytin gözleri...

Saat, sabahın sigarasını gösteriyordu ki sokaklarda ateş yanıyordu... Yanıbaşında trilaylom ezgiler, can sıkıntısı sevişmeler... Kafa kağıdını aradığı bir rüyada gibiydi İstanbul.
Yanı başında uzun saçlı, ince ruhlu, “abe fal bakam” cinsi bir çingene boylu boyunca uzanmıştı. Gözleri, gözlerine bakacak bir ikinci tekil şahıs arıyordu ki birden o da İstanbul’a özendi:

“Adam acımasız, kadın bir yerlerden tanıdık, filmse epey eski –kopmasa iyidir-... Neyse ki izlemeye değer iğneli ayrılık diyalogları koymuş senarist:
- Seni seviyorum, diyordu kadın. Ve severken de sevilmek hakkım. Küçük bir fedakârlık istiyorum senden! N’olur...
Adamın konuşmaya hâli yoktu ki zaten:
- yıldızlar, martılar, anılar falan... mutsuzluk, yalnızlık, fedakârlık filan... ayrılmak, sevmek vesaire...
- Açık konuş lütfen, diye diretti kadın. Ne yatıyor sözlerinin altında? Konuşman yastık altı! Anlamlı cümleler kur, n’olur! Sentaksı akıcı olsun...
- Konuşmak, yastık, sentaks filan...
- yapma artık şunu, diyerek sinirlendiğini dile getiriyordu kadın. Zaten hüznüm var ayrılıklardan ve özrün yok biliyorum diyalogdan... doğru dürüst bir şeyler söyle! Be bileyim; bir şiir oku “ağlasam sesimi duyar mısınız mısralarımda” şairinden.
- Diyalog, Şiir, Orhan Veli filan...
- Gelişme kaydettin doğrusu Orhan Veli’den. Ama anlam özrün! Sevmeyi anlat şimdi, haydi!
- Ayrılmak yatar her zaman sevmek yalanının altında... Tüm yalanlar bir asit yağmuru gibi üzerimize yağmakta. Ah, özrüm kabahatimden de beter, biliyorum ama ayrılık... Ayrılalım, yeter.
- Ne kolay söyledin “ayrılık” sözcüğünü! Nasıl ayrılırsın benden? Dur, gitme; yönelme kapıya! Bilmez misin ne kötülükler bekler seni o kapının ardında? Bilmez misin ben korkarım yalnızlıktan? Hem ne oldu bizim büyük aşkımıza?
- Yalan oldu, diye kestirip attı adam!
Perde, kıskanç ve hüzünlü bir ayrılıkla kapanıyordu böylece...Kadın korkularda!”

Uyandığında bir hareketlenme gördü çevresinde. Ateş hâlâ yanıyordu sokaklarda... Beyaz bir torbaya soktular polisler yanındaki çingeneyi. Etrafta “soğuktan donmuş olmalı”bakışları vardı. Kadın yattığı yerden ve umursamadan:
- Aşktan öldü, dedi.
- Neden, diye sordu polisler?
- Bizim oralarda hep aşktan ölünür!
Aşk Ölümsekti...
Kuşluk vaktiydi... Ölmenin tam sırasıydı...
TiglonBoYs - avatarı
TiglonBoYs
Ziyaretçi
25 Haziran 2008       Mesaj #2234
TiglonBoYs - avatarı
Ziyaretçi
Acı sevda



Seni her bitirişimde
Nefesim kesiliyor
Sen tükendikçe bende
Gözlerim karanlıklara bakıyor
Gidişinin mevsiminde
Ortalık yaz bende kış başlıyor
Sen gelsen bile
Ben dönmem
Sen sevmeye karar versen bile
Ben bu yüreği bir daha kanatmam
Senin gelişini düşündükçe
Sevda beni çarmığa geriyor
Bu aşkı kimseye söyleyemesem de
Her bakan anlıyor
Sen gelsen bile
Ben dönmem
Ben yaramı çok kanattım
Canımı çok yaktım
Sevdam acıdıkça ben ağladıkça
Sen bittin
İşte asıl gidiş bu
Ben senden yavaş,yavaş gidiyorum
Geri dönmemek üzere
Sen gelsen yada gelmeyi düşünsen bile
Bu acıların bedeli
Sensizliğin bensizliği
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Haziran 2008       Mesaj #2235
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yılların üzerine asırları bindirmeden
Geleceksen bekliyorum, geç olmadan gel...
Saçlarımın aklarına, arkadaşlar eklemeden
Geleceksen bekliyorum, geç olmadan gel...
..
Yanıp da kor olmuş gönül bağıma
Sayende doymadığım gençlik çağıma
Karları yağdırmadan hasret dağıma
Geleceksen bekliyorum, geç olmadan gel...
..
Geleceğim karanlık, geçmişim hüzün
Rüyalarıma rehberlik eder o melek yüzün
Beklediğim tek şey yemyeşil gözün
Geleceksen bekliyorum, geç olmadan gel...
..
Almadan son nefesimi, sensiz dünyada
Ellerini tutar, saçlarını okşarım yalnız rüyada
Buluşmadan sevgilim öbür dünyada
Geleceksen bekliyorum, geç olmadan gel...





Metin Kaya İlhan
€c€m - avatarı
€c€m
Ziyaretçi
26 Haziran 2008       Mesaj #2236
€c€m - avatarı
Ziyaretçi
Aşk Bize Çok Yakış(mış)tı...


Sanki gözümü kapatsam gideceksin,kaybolacaksın!
Sabaha kadar gözümü kırpmadım, bırakıp beni gidersin diye...


Oysa söz vermiştin! Beni bırakmayacaktın!


Susma zamanı,
Susmak bazen içerde bir yerde
Kanamaya başladığı zaman acıyı usulca örtüveriyor.


Ne kadar vaktimiz varsa sevgiye,sevmeye o kadarına razı olduk.


Belkide aşkı aşk yapan bitimli olması!


Simdi geriye baktığımda,yaşadıklarım beni ben yapmış


"Ben" olma maceramı sevdim.
Her şeye rağmen üstelik!
AYRILIK...


Defalarca giyip prova yaptığımız bu giysi üzerimizde hiç iyi durmadı!



AŞk ßiZe CoK YakışmıŞtı...



Göremedim bakarken Seni, Ya da görmeyi istemedim.


Kapattım sana tüm kapılarımı...


Olamazdı
Bekleyenim var geride, Seninse önünde özgürlüğün
Üzerlerine basıp tırmanamazdım, sana doğru
Sonrasında bakamazdım kimseye, eski ben olarak
Olmazdı....


Gereken görmemekti seni, karşımda olsanda
Hissetmemeye çalışmaktı içimdeki sızıyı
Derindeki acıyı yok saymaktı, farketmemekti...


Nefes alamadığımı belli etmemekti...


Yok sayamadığımı farkettiğim an bu hissi;
Aynaları bile kaldırdım etrafımdan,
Kendi kendimle yüzleşmemek, kızdığım Ben'i görmemek;
Aynada gördüğüm aksimde,
Aslında Seni gördüğümü inkar edebilmek için....


Üzerine attığım külleri hiçe sayıp sönmeyen,
Daha da alevlenen duygularımı yok saymak için


Şuan, ardından en zor olanı kaldı bana,
Kendi kendime itiraf edemediğim
Görmesi kolay bir düş, yaşaması zor bir keder.
Kördüğüm, kor ateş,
Eskiden olmazmış gibi gelen,şimdiyse içine düştüğüm bir alev.


Aslında öylesine özlemişim ki yanmayı
Seneler sonra...


Sevebildiğimi öğrenmek , hissetmek
Şimdiyse...
Geç öğrenmişliğin verdiği,isyanıma dur diyebilmek.


Ben artık SEN diye baslayan siirleri sevmiyorum..


Bu satırlar sana;
Yakıp yıktıkların, Kanatıp bıraktıkların için.


Bu satırlar sana:
Bir avuç kırıntı sevgilerin,Yetersizliğini yüzüme fırlattığın için.


Bu satırlar sana;
Öğrettiklerin için...
Yaşattıkların için.


BEN GiDiNCE SEN BiTECEKSiN...



YA HEP,YA HİÇ....


Beynimden atamam biliyorum ama....


Yüreğimden söküp atacağım bu gidişle
Ve bu gidişle kulağım kapalı olacak sesine,
Ne de gözlerimde sen olacaksın.
Kış uykusuna yatıracağım tüm anıları;


Sana ait ne varsa....


Sabrım tükenecek birgün,
Ve sonunda isyan edip,
Şöyle haykıracağım sana;
Ben'de ben'i tüketmeden gel...


Öylesine arama beni,
Öylesine gelme bana;


GELECEKSEN ADAM GİBİ GEL...
TiglonBoYs - avatarı
TiglonBoYs
Ziyaretçi
27 Haziran 2008       Mesaj #2237
TiglonBoYs - avatarı
Ziyaretçi
AşK... !! ...KUTSAL DUYGU...


Günah olmayacak kadar mahsum
Köle olmayacak kadar özgür
Ulaşılmayacak kadar derin
Unutulmayacak kadar yakın
Seninle yaşanacak kadar özeldir


Sen gözlerimde ateş
Damarlarımda kansın
Bırak bu deli gönlüm
Izdıraptan yansın
Sahipsiz yüreğimde
Tükenmeyen imansın
Sevmek en kutsal duygu
SEVMEYENLER UTANSIN
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
27 Haziran 2008       Mesaj #2238
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
İçimden Söylüyorum...

Seni seviyorum diyorum sürekli, ama artık içimden..
Sessiz sessiz yapıyorum konuşmalarımı, ne sen duy ne ben duyabileyim..
Kimse bakmasın gözlerime.. Kimse konuşmasın hatta benimle çünkü kendimden çok sendeyim son günlerde.. Sessizliğim bundan..
İçinde huzursuzluk çıkartmayayım diye çabalıyorum.. Söylediğim tek cümle var, nakarat oldu; seni seviyorum.
Sen, huysuz bir ev sahibi gibisin aslında.Sürekli atmaya çalışıyorsun beni yüreğinden.
Ya da kendine bile yabancı biri.İnsan bunca zaman emin olduğu şeylerde yanılır mı?
Bu kadar uzak, kayıtsız nasıl davranabilir ki.Anlamadım ben seni.. Anlayamadım..
Hatta seninle göz göze gelmek kabusum son günlerde, nedendir ki savunduklarımı görmek istemiyorum senin gözlerinden akan..
Şimdi ben gidiyorum.. Daha doğrusu uzaklığım seni kaybetmek istemediğimden aslında..
Ama misinalar var elimde fark etmediğini sanarak yakın olmaya çalışıyorum çoğu zaman ve bu o kadar rasyonalize halde oluyor ki kendime inkarım kolaylaşıyor.. Kızıyorum sana..
Neydik ne olduk diyorum sonrasında.. Başlıyor durduramadığım göz yaşlarım ve hıçkırıklarla adını anıyorum.. Yine aynı cümle sessizliğimde aklımdan geçen ve yüreğimde avazı çıktığı kadar bağıran; seni seviyorum.
Zamansızım aslında.. İlerleyen hayat beni içine alıyor gibiyim.. Rutinler devam ediyor, biraz sen varsın aralarında o kadar..
Zaman sızım oluyor bir anlamda da.. Senden uzaklaşıyorum ve bunu kabul etmek zorluyor.. Canımı acıtan şarkılarda güçleniyorum şimdi.. Giderim diyorum..
Denedim diyorum.. Sevda yerine dokunmadım onun diyorum.. Ve ne var biliyor musun..
Değersizliği görüyorum en çok, senin duvarlarına çarptığım yerlerime bakıyorum o değersizlikle.. Sonrası boşluk..
Sonrası yalnızlık biraz.. Ve sonrası yine her şeye rağmen sessiz sedasız bir seni seviyorum.İçimdekileri bildiğini sanırdım.. Gülümsediğinde sıcacık olurdum..
Anladıklarımı anlattığım yerde vardın diye düşünmüştüm.. Ama yoksun.. Şans mı şanssızlık mı bu yaşantılar..
Biz demeye çalışmak şimdi zor.. Senin sessizliğin benden de öte..
Duyamıyorum.. Sadece içimden düşüşünü fark ediyorum.. Sıyıra sıyıra geçiyorsun yüreğimin sen yerlerinden..
Kanıyorum.. Ve biliyor musun bu yaralar kapanmayacak.. Kendime ulaşamıyorum artık sende var olan.. Yaşatıyor musun bilmiyorum beni iç dünyanda..
Var olmasam bile son cümlelerim yine sitemle karışık; seni seviyorum.Anlamıyorsun beni diyorsun ya hep, evet anlamıyorum.. Anlamayacağım da..Çünkü senin aşk demeye çalıştığın, ömrü en çok bir günlük kelebek.. Sen beni anlamayı denesen birbirimizi sevmek için elde olan nedenlerin sonu yok, göreceksin..
Nefes aldığım her saniyede çünkü ile bağladığım seni seviyorumlar var içimde.
Baktığın yer neresi şimdi duygulara bilmiyorum.. Her görüş ve her uzaklık eski yakınlıklarla yan yana duracak hep.. Üzüleceğim ben.. Sen ne yaşıyorsun artık bilmiyorum..
Evet yaralıyor bu da.. Gülümsemeye mecalim yok, biraz senin yüzünden aslında..
Bende kalanları istediğin zaman alabilirsin diyeceğim ama sen bana hangi duygunu bırakmıştın ki..
Sana verdiklerimi almayacağım merak etme çünkü onlar gibisi olmayacak bundan sonra sana sunulan sevgilerde.. Sakla.. Göz yaşların ıslatır bir gün.. Korkma sessiz sessiz söyleyerek cümlemi, kendine bırakıyorum kiracısı olduğum yüreğini.. Zarar ziyan yok..
Hissettiklerin için mücadele edersin sanmıştım, yanıldım..
Kendinle kal şimdi..
Avuntu sevdalarda yalnızlığınla kal...

*
alıntı*
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
27 Haziran 2008       Mesaj #2239
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Bilemedim


Hep ağladım gülemedim
Doyasıya sevemedim
Aktı gitti gözyaşlarım
Bir teselli veremedin

Bilemedin bilemedin
Gözyaşımı silemedin
Sel oldu dağlar taşlar
Benim gibi sevemedin

Vurgun yedim gözlerinden
Zehir saçan sözlerinden
Ne istedin yüreğimden
Bir teselli veremedin

Bilemedin bilemedin
Gözyaşımı silemedin
Sel oldu dağlar taşlar
Benim gibi sevemedin

Dağların dumanı bitmez
Sevdaları baştan gitmez
Şu zalıma gücüm yetmez
Bir teselli veremedin

Bilemedin bilemedin
Gözyaşımı silemedin
Sel oldu dağlar taşlar
Benim gibi sevemedin


Salim Erben

TiglonBoYs - avatarı
TiglonBoYs
Ziyaretçi
28 Haziran 2008       Mesaj #2240
TiglonBoYs - avatarı
Ziyaretçi
baslik
Bugün; bütün ağaçlar yüreğimdeydi.
Bütün çiçekler gözlerimde.
Güneş, ışıklarını dudaklarıma kondurmuştu.
Neydi kanımı kaynatan bu güzelliğin adı?
Mutluluk muydu?

Bugün,
Ne varsa hüzünden yana
denize fırlattım az önce.
Sanki beklermiş gibi hepsini,
hop hop hoplatıverdi dalgalarında.
En güzel maviliğiyle oynaşıp durdu.
"Bak" dedi "fırlattığın hüzünlerine...
İşte; onların bendeki hükmü sadece bu!"

Sonra, şakalaşırcasına
bir kaç tuzlu damlasını
sıçratıverdi yüzüme.
Gülümsedim mahcup mahcup,
onun bu neşesine...
Duruldu.
Bir deniz yıldızı bıraktı avuçlarıma.
Yoksa mutluluk bu muydu?

Herkes kalabalıkken,
içimdeki yalnızlığı
alıp, gidiverdi sihirbaz martılar!
Bir de arkasından o bildik
şen kahkahalı bağırışmalar!
Hiç bu kadar güzelini görmemiştim.
Beyazmış meğerse
beni, onlarla bütünleştiren mucize!
Kanat çırpa çırpa,
yüreğimdeki isyanları uçurdular...
Yaşamaktan aldığım tad; işte buydu!
Yoksa mutluluk bu muydu?

"Sen mutluluğun resmini
çizebilir misin Abidin?"
Evet... Adım İNSAN...
Ya, tabii ki, çizerim!

Az önce;
ağaç oldum,
çiçek oldum,
güneş oldum,
deniz oldum,
martı oldum,
ölümsüzleştim...

Meğerse, hep
yanıbaşımdaymış
bu güzel resim!
Ben çizdim. Adı umudum'du!
Yoksa tüm umutlarım
beni hiç terketmeyen
mutluluğum muydu?

* * *

Mutluluk,
hepimize sadece
kendi çizdiğimiz resimler
ve uzaklıklar kadar
yakındır!


Nedret Türer

Benzer Konular

6 Kasım 2015 / ThinkerBeLL X-Sözlük
11 Mart 2012 / Mira Edebiyat
 Sonsuz
14 Şubat 2013 / buz perisi Matematik