Sonsuz Aşk - Sayfa 246

Buram Buram Sevda



bu aralar bu sokaklar
buram buram sevda kokuyor
bilmem nedendir
bu aralar bu sokaklarda
olmayacak şeyler oluyor
ne köpek kediye havlıyor
ne kedi fareye miyavlıyor
bu aralar bu sokaklarda
buram buram sevda kokuyor

bu aralar bu sokaklar acayipleşti
bilmem nedendir
herkez birbirine gülümsüyor
gerçi bu hal insanoğluna yakışıyor
düşman düşmana şevkat gösteriyor
bu aralar bu sokaklarda
buram buram sevda kokuyor
bilmem nedendir

Mert Uğurlu

Unutalim Bu Aşki Yaşanmamiş Sayalim



Sonuna dek zorladım ama işte olmadı
Ey teni gül kokulum, gönlü sevda mayalım
Doluya koydum taştı, boşa koydum dolmadı
Açalım gözümüzü bu uykudan ayalım

Bir dakika görmese gözlerim seni arar
Ama bazı şeyler ters almalıyız bir karar
Bu sevda daha fazla vermeden bize zarar
Gel el birliği ile biz bu işten cayalım

Her şeyden fazla önem versem de bu sevgiye
Bir türlü yürümedi anlamıyorum niye?
Ayrılıyoruz ama dost kalacağız diye
Bu aşkın bittiğini dört bir yana yayalım

Yol yakınken dönelim daha çok incinmeden
Zorlaştırma bu işi hiç sorma sakın neden?
Parıldayıp dururken birden intihar eden
Mechul yıldızlar gibi uzaklara kayalım

Kırmak istemiyorum hatanı kendine sor
Nerede yanlış yaptım diye biraz kafa yor
Daha fazla yakmadan yüreğimizdeki kor
Unutalım bu aşkı, yaşanmamış sayalım


Mustafa Çetiner

Aşk



Aşk
Akmaksa
Ahenk aralarına
Ansa
Akıl almaz sa

Acemiyse ahu
Ağ atmışsa ahaliye
Aç gözlüyse aşkın akarsuyu
Akar akar

Aşk
Akmaksa
Ahenk aralarında
Ansa
Akıl almazsa
Akkor aksesuarsa
Aksilik aksiseda sa
Akide ağızlarda

Aşk
Aktörse
Aşk adamı Aktiris se
Aktualite alarm da
Albümün albenisiyle

Aşk
Aldanmaksa aldatmacalardaysa
Alem alazlarda
Alfabeyse alımlı alizelerde
Aşk ana dilse
Anahtarı arzularda


Asiye Gül

Anlattıkça kış vuruyor satırlarıma

Anlattıkça üşüyor, anlattıkça ısınıyor yüreğim.
Bugün sardunyalarım da açmadı
Belki de küskün renklere
Ellerimde günah gibi yaşayamadıklarım
Sensiz soluyorum anlayacağın
Mavi mavi ölüyorum

Duyuyor musun, orada mısın,
Var mısın, yok musun?
Bir tek şeyi unutma!

Seni sevdim ben.

Yanarak, yıkılarak
Aklıma her geldiğinde ağlayarak....

Seni Içiyorum



ihaneti çağrıştırıyor hayalin
karanlık sefil bir gece gibi!!

adın bulaşmış çamurlu yalanlara
sesin karışmış sahte kahkahalara
kandırmışsın kendini pembe masallarla

.....bir nisan yağmuru yalnızlığın
............seni içiyorum
.................yüreğimin kaldırım taşlarında.

pusu kurmuş karamsar düşüncelerin
kalbindeki en ücra damarlarında!!

salmışssın kendini dürüst sandığın yollara
bırakmışssın kendini masum görünen kollara
vefasız bu alemin sahte dostluklarına

.....bir nisan yağmuru yalnızlığında
............seni içiyorum
..................yüreğimin kaldırım taşlarında




Ahmet Akbaş

Bir başkasıyım ben bugün ben değilim
Ölümün esrarlı gölgesinde aşkın delisiyim
Bir buhranlı sevdadır dolandı gönlüme
Annemin öğütlerini tutamadım asiyim

Miladi sevmeler takviminden aşkı çaldım bugün
Mecnunların suçunu satın aldım bir akçe yüreğe
Ben de bildim Leyla nasıl sevilir
İmkansızların menzilinde imkanı buldu Ferhat
Ben de gördüm dağlar nasıl devrilir

Canına kıymış ayrılık vuslatın
Menekşeler tanık olmuş ölüme
Bir sızılı masal kaymış yüreğimin yüzyılına sevmek adına
Geceleyin karıncalar ezilmiş
Bir ihtilal aşkın er meydanında akılla yürek arasında
Asırlar var gözlerine vurgun gözlerim
Vurdumduymaz bir bakışın tenhasında
Asırlar var sarayda sürgün beklerim
Firarıma gönüllüdür gözlerin
Gözlerin bir ömür gözlerin ömürsüz
Vurdumduymaz bir bakışıun tenhasında
Gözlerim firarı tattı gönülsüz

Sevgili
Aklın yüreği yoktu yüreğin de aklı
Seni severken yanılmalıydı kendinden emin bir ben
İçimde buzdan volkanlar eriyip bütün bütün
Huysuz sevdam hasar almalıydı
Gözlerinin adaletsiz iklimlerinden
Büyümeliydi bir dağ
İçimizi oydukça sevmek ve sevmemek çelişkileri
Sevgili
Tarih yalan söylüyor
Tarih tarif edemedi
Mecnunun ikliminde dem tutmuş o ateş sevgileri

Alaca sevdaların intiharıdır şimdi
Gündemde sitem gündemde feryat
Bir ipte aşka boyun eğdiriyorlar
Bir keder damlıyor kan yüklü bulutlardan
Beklemek ölümle ateş arası
Hayır
Mecnun gelmeyecek imdama sevgili
Alnı ak aşamadık bu badireyi
Başıboş hikayeler bıraktık tarihe
Üç geceye aşkı sığdırdık ve ihaneti sevgiye

Bir ucuz devir rüzgarı esiyor
Sevmeler günlük tadında
Mecnun'un miladında bilinmez sevgili
Aşk kaç yaşında


9 Nisan 2003/Dadaşşehir

Severim Delicesine



dünya gözü yar eyleme
beni yarimden eleme
düş gönlüme dost eyleme
mevlam hor görür beleme
yarim seni sevdim deleme
ciğerim yanar koşupta beleme
sultanların büyüğü
beni burda yalnız eyleme

ey yar , yar deyip geçme
seluktekinin yanıp bitecekse
beni burda bırakıp gitme
ciğerim yanacaksa bekleme

aşkın yaktı beni öldürdü
nice sevdaları böldü
seluktekinin söylerki karacaoğlana
ben yarimden ayrılamam severim delicesine

Mücahit Seluktekin

Canım yanıyor. Kalbim benim değil artık. Bana ait olan içimin parçası ona yapışmış bana geri dönmüyor. Gece olduğunda, bana benden daha yakın, içimin tükendiği, bildiğim tüm gerçeklerin yalan olduğu noktadayım. İçimin bana çektirdiği acıya tarif bulamıyorum. Gözümün hep görmek istediği, kalbimin hep yanında olmak istediği, ellerini tutmak istediği yok yanımda artık.

Ulaşamıyorum ondan vazgeçipte kendime, ulaşamıyorum ayrılığın kuruttuğu bedenime. Konuşamadığımı hissedebiliyorum da, ona konuşamıyorum. Anlatamıyorum içimin onu nasıl istediğini. Yakınımdan gelip geçer bazen, bakmaz eskisi gibi gözlerimin içine. Gözlerimin suçu ne? Kalbimin suçu ne? Bana çok görüyorsun bu aşkı?

Uyumak istemiyorum artık geceleri, beni benden alıp gittiğinden beri, benden kalan yarım bana yetmiyor acılarımı dindirmeye. Uydurma yalanlarda kar etmiyor kendimi kandırmaya, kendimi sensiz biçare, zavallı hissettiğimden beri uzaklaşıyorum ben bu şehre.

Karanlık gecelerine akıp sabahlara kadar içmek son çaredir besbelli, unutturamıyorum kalbimin ruhuna seni, belki unutur diye şarkılara gömüyorum kendimi. Sadece seni anlatanlara değil, her şeyi anlatanlarda da ağlıyorum. Artık hiç dinlemediğim arabesk müziklerinden vazgeçemiyorum. Başımı yaslayıp masanın üzerine oracıkta sızıp kalmak istiyorum.

Kendime isyan ediyorum bak şimdi! Keşke kendimden nefret ettiğim gibi senden de nefret edebilseydim KEŞKE! Artık pişmanlıklarımın dibine vurdum gözlerimden akan yaşlarla.
Haklı olmak istemiyorum, ben haklı olsaydım, şimdi benimle olurdun. Şimdi tam karşımdasın. Bana bakarken görürdüm seni. Ya da bana gülerken, ya da yanıma gelirken…

Son sözümü diyemedim. Son sözlerim içimi yakar, gitmek istemiyorum bir el gibi uzaklara. Ama git dersen bana, bakmadan gözlerinin içine, ellerine hasret kalarak, kendimi sende bırakarak giderim uzaklara…