Arama

Sonsuz Aşk - Sayfa 89

Güncelleme: 26 Ekim 2014 Gösterim: 554.987 Cevap: 2.787
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
2 Şubat 2007       Mesaj #881
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Ya Seninle Ya Sensiz

Sponsorlu Bağlantılar
Ya hep ya hiç sevgilim
Ya seninle ya sensiz
Olamaz başka biri
Ya seninle ya sensiz!

İstersen al at beni
İstersen yarat beni
Dağ gibi deniz gibi
Ya seninle ya sensiz!

Olmasa da sevenim
Ağlayanım gülenim
İlk sözüm son yeminim
Ya seninle ya sensiz!

İstersen sevme beni
İstersen bekle beni
Taş gibi toprak gibi
Ya seninle ya sensiz!

Yalnız bir mevsim değil
Yalnız bir bahar değil
Her zaman her yerde bil
Ya seninle ya sensiz!

İstersen öldür beni
İstersen güldür beni
Gün gibi güneş gibi
Ya seninle ya sensiz!..

Ahmet Selçuk İlkan
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
2 Şubat 2007       Mesaj #882
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Hadi

Sponsorlu Bağlantılar
Ver elini sevgilim,
Gidelim buralardan,
Sıkıldım yalandan, dolandan,
Hadi sevgilim, hadi gidelim.

Yaklaş bana sevgilim,
Öp beni dudaklarımdan,
Gider sana olan hasretimi,
Hadi sevgilim, hadi öp beni.

Anlıyorum sevgilim, seni de anlıyorum,
Bıkmışsın, bezmişsin yaşamaktan,
Belli zaten, hal ve tavırlarından,
O zaman sevgilim, bir dakika bile durmadan,
Hadi ölelim sevgilim, hadi ölelim.

Ferhat Çolak
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
2 Şubat 2007       Mesaj #883
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Ben, dağlarda boynu bükülmüş,rengi solmuş bir sümbül,
Sen ise gül bahçelerinde, mutluluktan habire şakıyan bülbül,
Ben, elinden imkanları alınmış,hasret kalmış bir tas suya,
Sen ise sevda denizlerinde,boğulmadan yüzen güzel kokan bir gül.

Ben,aşkın hamuruyla yoğrulmuş ama, sevda fırınında pişmeyen ekmek,
Sen ise oturmuş sevda meclisinde, işin gücün yalandan sevmek
Ben, hasret kalmış aşkın çöllerinde,sevgiliye duyulan özlemlerin özlemi,
Sen ise karnı doyduktan sonra şükür edilmeyen en leziz yemek.

Ben, sevdiği uğruna her türlü fedakarlığı yapan sevgi hamalı,
Sen ise her sevdadan nasibini alan, gül desenli elbisesi yamalı,
Ben, ellerinde canhıraşane çırpınan,kendini savunamayan sevda mahkumu,
Sen ise öfkesinden şaşırmış,gözünün önünü görmeyen eli kamalı.

Ben,kapı kapı,sokak sokak,hatırın için, sevgi toplayan bir dilenci,
Sen ise görmek istemiyorsun,seni canı yürekten seven genci.
Ben,Mecnun,Kerem,Ferhat, Tahir misali bu yolun aşk abidesi,
Sen ise saçlarını sevda rüzgarlarında uçuşturan en yaman fenci.

Ben,her güzeli sana benzeten, acaip garip bir yufka yürekli insan,
Sen ise şatır bir güvercin,sevda ağacının dallarına konup konup uçan.
Ben,sana zarar vermeden seni avlamak isteyen elinde tüfeği bir avcı
Sen ise beni arkansıra habire koşturan,aşkta ve sevdada fettan bir uzman



ibrahim halil demir
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
3 Şubat 2007       Mesaj #884
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Efkarlanırım

Mektup alır, efkarlanırım;
Rakı içer, efkarlanırım;
Yola çıkar, efkarlanırım.
Ne olacak bunun sonu, bilmem.
"Kazım'ın" türküsünü söylerler,
Üsküdar'da;
Efkarlanırım.

Orhan Veli Kanık
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
3 Şubat 2007       Mesaj #885
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Yüreğimde tufan koptu yel gibi,
Hasret pınarları coştu sel gibi,
Çevirme yüzünü benden el gibi,
Dünya fani,ömür kısa gel gayri.

Tatlı dile dayanamaz yılan da,
Elbette keramet olmaz yalan da,
Vicdanınla bir başına kalanda,
Ya gel,ya gönülden beni sil gayrı.

Yağmur gözlüm,sitem bende,naz sende,
Sevda bende,sevgi neden az sende,
Hiç değilse iki satır yaz sende,
Çok naz aşık usandırır bil gayrı.



celal odabaş
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
3 Şubat 2007       Mesaj #886
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Ödünç Sevda

ne ödünç verir sevdalarından
ne kuşlar yuvaya döner
bir mevsim bahanesi söker umutlarımı
ellerim boş
başım döner
yolumu bulamam

ne sevdan geçer başımdan
ne gözlerimin feri söner
sen yolunu ararsın
zincirlerin taşır izini
koşarım ardından

İsmail Cem Doğru
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
3 Şubat 2007       Mesaj #887
arwen - avatarı
Ziyaretçi
PENCEREMDEN HER BAKTIĞIMDA
SENİ GÖRÜYORUM
HİÇ BİTMEYEN YOLLARDA,
BİRAZ ÜZGÜN,
BİRAZ KIRGIN,
BİRAZ SOLGUN BİR HALDE,

PENCEREMDEN HER BAKTIĞIMDA
SENİ GÖRÜYORUM
SONU GELMEYEN YOLLARDA,
GÖZLERİNDE YAŞLAR,
YÜREĞİNDE YASLAR,
VE DİLİNDE AŞK ŞARKISIYLA,

PENCEREMDEN HER BAKTIĞIMDA
SENİ GÖRÜYORUM
SİSLİ KARANLIKLAR ARDINDA,
BEYAZLAR İÇİNDE BANA DOĞRU GELİYORSUN
KARANLIKLARIN ARASINDA,
BEYAZLARIN İÇİNDE O KADAR MAHSUMSUNKİ
ANLATAMAM...
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
3 Şubat 2007       Mesaj #888
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
yıldızlara takılır ya bazı geceler gözlerin
alamazsın kendini saatlerce
beni hatırlarsın yüreğinde
işte o an
yıldızlardan sana baktığım içindir

bir şarkı mırıldanırsın ya bazen
sonu gelmez bestesinin
sözlerinde beni bulduğun içindir

hani bir çocuğu seversin ya bazen,
doyamazsın
gözlerinde beni gördüğün içindir

hani bazende bir kalem alıp eline
bir şeyler yazarsın kağıtlara
sonunu getiremezsin
işte o, ben olduğum içindir

13.05.1993
Cengiz Azman
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Şubat 2007       Mesaj #889
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Aşk ı Kıyamet Terk edilmiş bir sokaktayım,
Bütün bütün duvarlar bana dargın,
Dargın bana bütün yollar,
Seni sevdiğim için,
Ardından ağladığım için...

Oysa.
Yıldızlı gecelerde gözlerini gölgeleyen bendim,
Şafağın ışıklarını birer birer ben söndürdüm,
Bulutları ben iteledim dağ başlarına,
Sevdalılarını sığ denizlerde boğan bendim...
Nehirleri ben kuruttum
Ve Ask'ı ben yaktım, sen gitmeyesin diye!
Bir labirentin sonundayım şimdi,
Ya yasayacak ya da öleceğim,
İkiside benim elimde...
Bütün sokaklar dilsiz, bütün sokaklar sağır.
Teker teker geçtim karanlık odalardan,
Yüreğim paramparça aştım engelleri,
Takıldım, düştüm, çok beter hırpalandım,
Ama inan bana güzeller güzeli,
Sevdandan bir nefes,
Tek bir nefes olsun usanmadım...

Bütün sokakların gözü benim üzerimdeydi
Aklımda, sen varsın diye
Beni en zayıf yerimden vurdular.
Çok uzaklardaydın, nasıl bilecektin
Geceydi... Karanlıktı... Sarhoştum... Beterdim...
Neye yarardı ki sensiz Ask?
Bir kez daha gitmeyesin diye,
Ask'ı ben yaktım!

İnce yağmurlu bir gecede,
Kör bir bıçak gibi saplandın yüreğime,
Kan çıkmadı mı sanıyorsun gözlerimden,
Bir sırrımı daha öğrendi gökyüzü,
Ne ay anladı, ne güneş ıslak yüreğimi,
Kara dumanlar yolladım sana,
Sarsın diye vefasız bedenini.
Soğuktu, karanlıktı, çiseliyordu.
Sesimi sana nasıl duyuracaktım,
Isıtmak için sensiz bedenimi,
Ask'ı ben yaktım!

Sevapsız bir günahkârım şimdi,
İşte çırılçıplak karşındayım,
Dalgaları elinden alınmış bir gemi,
Yıldızları çalınmış bir gökyüzü,
Buzulları erimiş ılık bir kutup
Ve karanlıkta çalınan bir ıslık gibiyim.
En mahrem sırrımı doluyorum boynuna,
Masum çocukların uçurtmalarını ben parçaladım,
Oyuncaklarını kıran bendim bebeklerin,
İçimdeki yangınlara sığdırıyorum,
Gözyaşlarım ince ince.



Bir kıvılcım oldu ismin dudağımda,
Geceydi, karanlıktı, sarhoştum, beterdim.
Deli gibi yollara düştüm,
Belki ölürüm diye... Olmayınca.
Aşk'ı yaktım...

Bir baksana şu halime, ellerim kan ter içinde.
Bir diken yüzünden bütün gülleri,
Birer birer ateşlere attım.
Gitti dediler senin için,
Bilmiyordum...
Ne senle oluyor, ne de sensiz.
Yokluğun cehennemin diğer adıymış.
Ben deli, ben divane,
Nerden bilecektim,
Ey güzeller güzeli,
Ben Aşk'ı Sen Gittin Diye Yaktım.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Şubat 2007       Mesaj #890
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ÖLMEYEN SEVGİ

Genç adam ellerinde bir buket çiçek, sahile koşarak geldi... Gözleri şöyle bir sahilde gezindi, aradığını göremeyince ilk gördüğü banka oturup sevdiğini beklemeye başladı. Ellerinde her zamanki çiçeklerden vardı. Sevgilisinin en sevdiği çiçekler bunlardı. Kırmızı , kıpkırmızı, kan kırmızısı güller... Sanki dalından yeni koparılmış gibi tazeydiler, buram buram kokuyorlardı, sevgi kokuyor, aşk kokuyor en önemlisi de özlem ve hasret kokuyordu güller... Hepsinin üzerinde damlalar vardı. Sanki ağlıyor gibiydiler. Genç adam güllere baktı, sanki onlarla konuşuyormuş gibi, "Neden ağlıyorsunuz, bakın ben ne kadar mutluyum" dedi. Az sonra sevdiğini göreceği için kalbi yine deli gibi atmaya başlamıştı. Ne zaman onu düşünse, onunla buluşacağını hayal etse kalbi aynı böyle yerinden çıkacakmış gibi oluyordu. Senelerdir birbirlerini sevmelerine rağmen ikiside sevgisinden hiç bir şey kaybetmemişti.. Onları hiç bir şey ayıramazdı... Ne hasret, ne ayrılık, ne de ölüm... Genç adam telaşla saatine baktı. Sevdiği yine geç kalmıştı, 1 dakika geçe kalmıştı. Üstelik o, sevdiğini bekletmemek için dakikalarca önce koşarak geliyor, onu beklemeyi bile seviyordu. Ama sevdiği her zaman bunu yapıyordu. Devamlı kendisini bekletiyordu. Herkesin bir kusuru olurmuş diye düşündü... Ve gözlerini önündeki uçsuz bucaksız denizlere dikti.. Denizin sonu yok gibiydi, tıpkı sevdiği kıza karşı olan aşkı gibi denizinde sonu yoktu. Sonsuzluğa uzanıyordu. Aslında bugün onlar için çok özel bir gündü. Kendi aralarında sözleneceklerdi. Delikanlı önce bunu sevdiğine açmış, sonrada gidip iki yüzük almıştı. Bu kadar önemli bir günde bari onu bekletmemeliydi.. Ama alışmıştı artık beklemeye, zararı yok biraz daha beklerim diye düşündü. Güllerin yaprakları nedense hala yaşlı idi. Bir türlü anlamıyordu onları. Her şey bu kadar güzelken neden ağlıyorlardı ki? İşte az sonra sevdiği gelecek, ona sarılacak, kucaklaşacaklardı... Sonra söz yüzüklerini takıp, evliliğe ilk adımlarını atacaklardı. Genç adam öyle heyecanlıydı ki sevdiğine kavuşmak için can atıyordu... Martılara baktı, birbirleriyle oynaşıp, uçuşan martılara... Ne kadar güzel dansediyorlardı havada. Tekrar saatine baktı genç adam. Endişelenmeye başlamıştı. Sevgilisi yine geç kalmıştı, hem de çok... Bu kadar geç kalmaması gerekiyordu. İşte her gün burada buluşmak için sözleşmiyorlar mıydı? Her gün sahilde, martılara bakarak, denizin onlara anlattığı masalları dinleyerek birbirlerine sarılıp hasret gidereceklerine söz vermiyorlar mıydı? O zaman neden gelmemişti yine??... Aklına kötü düşünceler gelmeye başladı. Hayır.. hayır.. olamazdı. Sevdiğine bir şey olamazdı. Onsuz hayat yaşanmazdı ki... O ölse bile devamlı benimle yaşar diye düşündü genç adam. Bunun düşüncesi bile hoş değildi. Gözlerini yere indirdi. Gözyaşlarını kimsenin görmesini istemiyordu. Zaten nedense etrafındaki insanlar ona sankı kaçık gibi bakıyorlardı. Rahatsız olmaya başladı bakışlardan. Artık bıkmıştı... Yine sevgilisi geldi aklına.. Neden gelmedi acaba diye düşünmeye başladı. Gözlerini kapattı. 7 sene oldu dedi. 7 senedir her gün bu sahildeydi, sevdiğini bekliyordu. Daha fazla dayanamadı. Kalbi parçalanacak gibi oluyordu. Gözlerinden 1 damla daha yaş güllerin üzerine damladı... Yine gelmeyecek galiba, en iyisi ben onun evine gideyim diye mırıldandı... Hiç olmazsa gülleri her zamanki gibi yanına koyar, ona vermiş olurdu... Genç adam ayağa kalktı. Sevdiğiyle buluşmak üzere, yeşil tepenin ardındaki kabristana doğru yürümeye başladı.

Benzer Konular

6 Kasım 2015 / ThinkerBeLL X-Sözlük
11 Mart 2012 / Mira Edebiyat
 Sonsuz
14 Şubat 2013 / buz perisi Matematik