Arama

Sonsuz Aşk - Sayfa 55

Güncelleme: 26 Ekim 2014 Gösterim: 555.121 Cevap: 2.787
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Kasım 2006       Mesaj #541
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
her şeyi silebilir mi insan
yok sayabilir mi yaşanmışı
Sponsorlu Bağlantılar
zaman unutturur mu geçmişi
formatlayabilir mi insan yüreğindeki izleri
takip edebilir mi ardısıra pembe düşleri
koyabilir mi yerine bambaşka birini
değiştirebilir mi mekanı zamanı
geçmişi geleceği
tutabilir mi insan bir başka eli
gidenin ardından bakarken hala
sevebilir mi insan yeni birini?
zor olan aşk mıdır gerçek aşk
zor demek ne demek
anlatabilir mi bana
içinizden biri?

feather

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Kasım 2006       Mesaj #542
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
AŞK İKİ KİŞİLİKTİR

Sponsorlu Bağlantılar

Değişir yönü rüzgârın
Solar ansızın yapraklar.
Şaşırır yolunu denizde gemi
Boşuna bir liman arar.
Gülüşü bir yabancının
Çalmıştır senden sevdiğini,
İçinde biriken zehir
Sadece kendini öldürecektir.
Ölümdür yaşanan tek başına
Aşk, iki kişiliktir.

Bir anı bile kalmamıştır
Geceler boyu sevişmelerden
Binlerce yıl uzaklardadır
Binlerce kez dokunduğun ten.
Yazabileceğin şiirler
Çoktan yazılıp bitmiştir.
Ölümdür yaşanan tek başına
Aşk, iki kişiliktir.

Avutamaz olur artık
Seni bildiğin şarkılar.
Boşanır keder zincirlerinden
Sular, tersin tersin akar.
Bir hançer gibi çeksen de sevgini
Onu ancak öldürmeye yarar.
Uçarı kuşu sevdanın
Alıp başını gitmiştir
Ölümdür yaşanan tek başına
Aşk, iki kişiliktir.

Yitik bir ezgisin sadece,
Tüketilmiş ve düşmüş gözden.
Düşlerinde bir çocuk hıçkırır
Gece camlara sürtünürken.
Çünkü, hiç bir kelebek
Tek başına yaşamaz sevdasını.
Severken hiçbir böcek,
Hiç bir kuş yalnız değildir.
Ölümdür yaşanan tek başına
Aşk, iki kişiliktir.

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
15 Kasım 2006       Mesaj #543
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sevgi’yi yaşadık ama sevgili olamadık
Oysa ben bir seni sevdim,
Bir de seni sevmeyi,
Seni yaşarken de kendimi keşfettim
Gerçeklerimle yüzleştim,
Farkına vardım ,
Neyin mi?
Karşılaştığımız güne kadar,
Yazarın dediği gibi 40. oda’ nın
Kapısını hiç açmadığımı
Yaşamda,
Bir damla gözyaşı, bir kahkaha,
Kaçamak bir bakış,
Utangaç bir gülüşün,
Hayatın rengi olduğunu
Pamuk ipliğinin bile bazen
Koparılamayacağını
Yaşanılan her güzel şeyin birkaç damla
Gözyaşı ile süslendiğini öğrendim.
Öğrendim,
İnce belli bardaktan yudumlanan çayın,
Her zaman aynı tadı vermediğini
Her sarılmanın aynı sıcaklıkta olmadığını,
Çalan her telefonun aynı heyecanla açılmadığını
Kelimelerin kifayetsiz kaldığı yerde gözlerin anlamını
Ve...........
Bunları öğrenmenin, yaşamanın değerini,
Ve sevdiğim,
Hüzünlü bir tebessüm bıraktın yüzümde
Ertelediğim veda vakti geldi işte
Ama her anı yaşanmaya değerdi inan
feather
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
15 Kasım 2006       Mesaj #544
arwen - avatarı
Ziyaretçi


Aşk ve bulut

Aşk buluta benzer
Aşık olanlar
Bulutlar gibi havada
uçuşurlar

İki bulut uyuşmazsa
Yağmur
İki seven uyuşmazsa
Gözyaşı

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Kasım 2006       Mesaj #545
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Son bir defa elveda demeyi dilerdim.Ama dayanamam yapamam..
Senin hiçbişeyden haberin yokken gitmeliyim.
Yok olmalıyım.
İçimden haykırmak,bağırmak geliyor.Ama yapamam..
Sana kıyamam..
Hep kendimden kaçtım..Ama senden kaçamıyorum.
Şu an sarılmak isterdim..
Ama yapamam..
O zaman hiç gidemem..
Gitmem gerek..
Belkide korkuyorum.Sana bağlanmaktan
Neden?Çünkü bende bilmiyorum
Tek bildiğim şey..
Bişeyleri yapmak zorunda olduğum...Senden ayrılmak gibi
İçimde bişeyler var..Sana anlatamam..
Olması gereken bu..Üzülmeni istemem
O zaman bende üzülürüm Ve bi anlamı kalmaz
Ama şunu biliyorum
Tek Dileğimsin ; teksin yüreğimde.
Yokluğunda isyan eden içimdeki fırtınalar gözpınarlarım dolu,kırpmıyorum.
Ölüm vuruyor seni bekliyen yüreğime. Yine ayaz oluyor göz bebeklerim.
Yoksun ki!
Senli her aldığım nefesi içimede tutabildiğim kadar tutuyorum..
seni daha iyi hissedebilmek için.
Ama Sen yoksun!
Öleceğimden korkmuyorum,
korkum dokunmadan zavallı ellerim gül yüzüne, korkum aşar dağları da.
Çekemem mi dersin kokunu içime.
Hep ben değil miyim gördüğünde seni, yüreğinde kelebekler çırpınan.
Kanatları canımı yakıyor bazen.
Olmadığında sen, olamıyorum ben. Yalnızlığım aleni.
Yaptığım en güzel şeylerden biriyken yazmak,
kalemime mürekkep yerine gözyaşılarımı dolduruyorum.
Ama beceremez oldum galiba bunu da,saçma sapanım.
Nedensiz sandığın suskunluğumun hep sebebi sensin..
İsyanıma tek sebep yanımda olmayışın..
Tesellisi yok biliyorduk bu sevdanın..
Elbet birgün geçer yaralarım. Unuturum belkide..
Çaresizliğimi hissettirmeden sana, rüzgarına kapılıp gitmeliyim sensiz diyarlara...
Bilmiyorum Bilmiyorum....
Tüm haklarım size ait...
Benden arta kalan ne varsa,senin gözlerinde ki sevgide sabit...
Öylece kalsın lütfen...
İzlemek istiyorum masmavi gökyüzünden gülerek..
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Kasım 2006       Mesaj #546
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
AŞK SINIR TANIMAZsmile)

Sınırsızlığın bir başka adıdır aşk. Hiçbir ölçü birimi ölçemez aşkın
yoğunluğunu.
Bir telefon sesini yıllarca bekleyen aşık için zamanın önemi var mıdır?
Ya da onu sadece 5 dakika görebilmek için binlerce kilometreyi heyecanla
giden biri için uzaklığın ne önemi olabilir?
Karşılıksız seven birinin yüreğinin ağırlığı kaç tondur bilen var mı?
Kural tanımaz aşk, yazılmış ve yazılacak hiç yasa aşka engel olamaz.
Bir isyandır aşk.
Hangi tank, hangi top, hangi nukleer başlıklı füze durdurabilir bu isyanı?
Hangi ordu karşı koyabilir?
Aşk güçtür. Bütün bu silahları aşkın gücü durdurabilir ancak.
Hiç görmediğiniz birine aşık olabilirsiniz. Hatta adını bile bilmediğiniz
birine tutkuyla bağlanabilirsiniz.
Matematikle açıklayabilirmisiniz bunu? Ya da fizikle, kimyayla? Ve ya başka
bir pozitif bilim dalıyla?
Hesap yapamazsınız aşk üzerine.
Yapmaya kalkarsanız hep yanlış sonuca ulaşırsınız.
Çünkü aşkın tek ve mutlak bir doğrusu yoktur.
Aşkta iki kere ikinin kaç ettiğini ancak siz bilebilirsiniz.
Durup dururken ağlarsınız. Ya da hiç olmadık bir yerde kahkaha
atabilirsiniz.
Tıbba göre siz ya delisiniz ya da delirmek üzeresiniz.
Ama aşk için olağandır bunlar.
Özlem dayanılmaz olduğunda, terk edildiğinizde, bir söze alındığınızda,
unutulduğunuzda gözlerinizden süzülen yaşların taşıdığı anlamı hangi doktor
anlayabilir?
Daha önce sevgilinizle gittiğiniz bir lokantada onun yemeği üzerine
dökmesini hatırlayıp kalabalığın ortasında gülmenizi engelleyecek bir ilaç
var mı?
Birbirinize dokunurken, öperken, içinizden vücudunuza yansıyan o sıcaklığı
ölçebilecek bir termometre icat edilmedi daha, edilmeyecek de…
Aşıksanız, ne yaşadığınız ülkenin adı önemlidir, ne de hangi ulustan
olduğunuz.
Politik görüşünüz, ideolojiniz, aşka galip gelemez asla. Solcu olabilirsiniz
sağcı da. Ya da her neyse… Sizi buluşturacak tek ortak noktadır aşk.
Ve siz bu aşkı yaşarken aslında sol, sağ, ön, arka gibi kavramların küçücük
birer ayrıntı haline geldiğini hayretle izlersiniz.
Ya ölüm…
İnsan hayatının sınırı olan bu soğuk gerçek bile aşka sınır olamaz. Çünkü
ancak bir aşık göze alabilir sevdası için ölümü. Ancak bir aşık sevgilisi
öldükten yıllar sonra bile aynı aşkı içinde taşıyabilir.
Sevgilinizin gözüne dikkatlice bakın. Sınırların nasıl yıkıldığını
göreceksiniz.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Kasım 2006       Mesaj #547
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ARTIK VEDA VAKTİ

Havada nemli ve tuzlu bir serinlik
Karanfil yağları damacanayla
Gül yağları, bergamut, lavanta
Akşam güneşine bulandı
Limanda boydan boya

Ne dedilerse yaptım bavullar hazır
Geçmişi sığdırdım içine
Ağır değilmiş o kadar
Geçiştirmişiz zamanı
Ateş ve su ve güzelim deniz
Buluşmuşlar arasıra

Her yerden akıyor gün
Suyun üstünde esintiler
Bir yolculuk vaktidir şimdi
Köklerinden koparak yolculuk
Yerinde sayarak yolculuk
Rüzgarlara karışıyor kalbim
Yamaçların, yarların en ucunda
Kızıl kuşlar gibi titreyerek

Ey benim güzel aşkım
Sen hiç kış görmedin ki
Poyraz nedir, kar, tipi bilmezsin
Yalnızlık bile
Ağzının kenarında
Açıveren çiçekti

Bütün gece limanlarda
Beni alacak tekneyi aradım
Yabancı yıldızların altında
Bir göktaşı gibiydim
Işığım gitgide eksildi

Unutmazsın beni bilirim
Pencerene yine
Beyaz bir gül bıraktım
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Kasım 2006       Mesaj #548
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
SENİ SEVİYORUM
Seni seviyordum ve senin haberin yoktu.
Saçlarını izliyordum uzaktan, kulağının arkasına
düşüşü ve burnun herkesten başkaydı işte.
Güldüğün zaman yukarıya bakardın. Yukarı kalkan
başın ve gülen gözlerin vardı, ne güzeldiler...

Sen bilmiyordun, ben seni seviyordum.

Kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler. Duvarlara,
vitrin camlarına kaldırımlara çarpıyordu. Geri dönüyordu
çoğalarak. Senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum
herşeyi, her şeyi erteleyişim oluyordun. Kalp ağrısı
oluyordun, birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun.
Mevsimler değişiyor ve büyüyorduk. Dönemeçler geçiyor,
köprüler göze alıyor ve bazen tekin olmayan suların
üzerinden atlıyorduk. Cesurduk... Ufuk çizgisi maviydi,
gün batımı hep turuncu ve kırmızıydı bütün karanfiller.

Ben seni seviyordum, bilmiyordun.

Sevinçlerim oluyordun arasıra, sen hiç bilmiyordun.
Sonra herhangi biri oldun. Bütün sevinçlerim bittikten
sonra yağmurlar yağdı serin haziran akşamları...
Sonra bir gün uzaktan gördüm seni. Saçların
bana inat, başın her şeye meydan okuyarak.
İşte yine aynı... Kalbimi acıttın. Her zamanki gibi.
Değiştik sanıyordum.

Ve sen yine bilmiyordun.


İclal Aydın
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
16 Kasım 2006       Mesaj #549
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Elemli, kırgın yüreğim,
hüznü söyleyin şimdi şarkılar.
Bir ayrılık, seherinde
söyleşirken şebnemlerle,
saçlarımı dağıtırken,
rüzgar.
Unutulan tutkular için,
gelmeyecek umutlar için,
vazgeçilen duygular için.
Haydi, hicranı söyleyin şarkılar.
Soldu gönül diyarında güller,
hazanı söyleyin, şarkılar.
Açılmadan kırılan kanatlar için,
hayal bile edilmeyen vuslatlar için,
korkuyla uyanılan, sabahlar için.
Hüsranı söyleyin, susmayın şarkılar.
Sevdaları üşüten zemheri yüreklerde,
rehin kaldı yarınlar.
Prangalar çözülsün,
özgürlüğü söyleyin şarkılar.
Zamansız gelen mevsimler için,
vakitsiz giden zalimler için,
sevgiyi bilmeyen avere yürekler için.
Vefayı söyleyin şarkılar.
Uyanılmaz uykulara yatma vaktidir,
ümitlerin şimdi.
Vedayı söyleyin şarkılar.
Nicedir doğmamış şafaklar için,
ışığı körelmiş şavklar için,
biriciğim, gülüm, sevdiğim için.
son kez elvedayı söyleyin
ve
susun yüreğimde artık,
ebediyete kadar...
feather
gizem_mechul - avatarı
gizem_mechul
Ziyaretçi
16 Kasım 2006       Mesaj #550
gizem_mechul - avatarı
Ziyaretçi
Sonsuz Bir Tuvalden

1.
sonsuz bir tuval mi dünya ömrümüze
aşk mı anılar kadar uzaktan
unuttum sesimi yüzümü unuttum
kilitlenmiş kapılarında günlerin

sizin sustuğunuz yerdeyim
içimde yıllardan süzülen tuz tadı
anılara yeni yüzler katılıyor
anılara yeni sesler acı kipinde
her geceye bir ömür sığıyor şimdi

2.
bu akşam bütün türküleri al yanına
tuz tadını al güze yaslanan günlerin
uzundur gece kulak ver suların sesine
yanına son sözlerini al bu akşam
öyle kal uzanıp dağların ufkuna
acıya sığmayan bir ses olsun adın

ömrünü çizen yolculukları düşün
geçip yıkılmış köprülerinden yaşamın
kaç kentin kapısından süzülmüştün yağmurla
anımsa bir kıyı gecesi eski yüzünü
öyle kal dokunup bir selamın sıcaklığına
yalnızlıklara sığmayan bir ses olsun adın

sessizliği dostun gibi al yanına
unutma kayan bir yıldız olduğunu
solgun fotoğraflara dalıp öyle kal
gecede kalsın anlatamadığın

Benzer Konular

6 Kasım 2015 / ThinkerBeLL X-Sözlük
11 Mart 2012 / Mira Edebiyat
 Sonsuz
14 Şubat 2013 / buz perisi Matematik