Aşkın, taraflardan biri için sonsuz, diğeri için ise bitmiş olması ve bu kavramların iki kişi arasında bazen değiş tokuş edilmesi kadar acıklı durum pek az yaşanır herhalde…
…
Bir gün önce, artık eskisi kadar hoşlanmadığımız birine, bir gün sonra yeniden âşık olabiliriz biz…
Duygularımız, istemsiz bir biçimde, algılarımızı ve tahminlerimizi son sınırlarına kadar zorlayarak değişebilmeye programlanmış gibidir. Duygularımızdaki dengesizliklerimize ‘yanılgı’ deriz, sebepler öne sürerek aslında ne kadar dengeli insanlar olduğumuzu kanıtlamaya çalışırız; belki de en çok kendimize…
Yapılması istenmeyen ve hatta beklenmeyen fedakârlıkları bir silah olarak kullanabiliyoruz. Aşk bir savaş gibi yaşandığında, sevgilimiz, esir alınması gereken bir düşman askeri gibi görünüyor gözümüze…
Tüfeğimizin şarjörünü fedakârlıklarla doldurarak, sonsuz bir aşk uğruna daracık bir alana hapsedip, özgürlüğünün efendisi olmaya çalıştığımız esirimizin başına doğrultuyoruz.
Ama esir, başına dayanmış silahın sahibini sevemez…
Sonunda silah ya esirin eline geçiyor ve biz en güçlü olduğumuz anda vuruluyoruz, ya da esir alınmış birinin, sonsuz aşkın aktörü olamayacağını anlayıp esiri vuruyoruz…”
Sponsorlu Bağlantılar
Bir gün önce, artık eskisi kadar hoşlanmadığımız birine, bir gün sonra yeniden âşık olabiliriz biz…
Duygularımız, istemsiz bir biçimde, algılarımızı ve tahminlerimizi son sınırlarına kadar zorlayarak değişebilmeye programlanmış gibidir. Duygularımızdaki dengesizliklerimize ‘yanılgı’ deriz, sebepler öne sürerek aslında ne kadar dengeli insanlar olduğumuzu kanıtlamaya çalışırız; belki de en çok kendimize…
Yapılması istenmeyen ve hatta beklenmeyen fedakârlıkları bir silah olarak kullanabiliyoruz. Aşk bir savaş gibi yaşandığında, sevgilimiz, esir alınması gereken bir düşman askeri gibi görünüyor gözümüze…
Tüfeğimizin şarjörünü fedakârlıklarla doldurarak, sonsuz bir aşk uğruna daracık bir alana hapsedip, özgürlüğünün efendisi olmaya çalıştığımız esirimizin başına doğrultuyoruz.
Ama esir, başına dayanmış silahın sahibini sevemez…
Sonunda silah ya esirin eline geçiyor ve biz en güçlü olduğumuz anda vuruluyoruz, ya da esir alınmış birinin, sonsuz aşkın aktörü olamayacağını anlayıp esiri vuruyoruz…”
Pirana Kovalayan Çılgın Hamsi...