Arama

Sonsuz Aşk - Sayfa 213

Güncelleme: 26 Ekim 2014 Gösterim: 555.028 Cevap: 2.787
nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
18 Ocak 2008       Mesaj #2121
nünü - avatarı
Ziyaretçi
Senin İçin

Sponsorlu Bağlantılar
Sevmek böyle özdeşleşmemeliydi isminle. Ve sen bunca yoğunluklar içinde sıyrılıp sonsuzlaşmamalıydın içimde. Kaçsam bu duygudan, kurtulabilir miyim(?) bilmiyorum. Kurtulmaya çalışsam pesimden gelir mi bu sevgi? Bilmiyorum. Sen bir bilinmez olarak devam edip gidecek... Ne yazık , çok yazık! Ben seni insanlarla paylaşmak istiyorum. Oysa insanlar seni kendilerine ait kılmak istiyorlar. İnsanlar seni benimle paylaşmak istemiyorlar. Korkuyorlar benden. Evet, içimdeki yüceliğini, içimdeki sonsuzluğunu biliyorlar da korkuyorlar benden. Seni benimle paylaştıkları zaman seni çekip alacağımı ve hatta senin kendiliğinden bana geleceğinden korkuyorlar. Ve susmadığım zaman biliyorlar ki sen büyüyeceksin içimde. Benim sözcüklerimle yüz yüze gelmek istemiyorlar onlar. Biliyorlar ki sözcüklerle gelsem sığdıramayacağım seni hiçbir şeye. Ve onlar bütün bütün bunlara rağmen seni küçük sevgileriyle anlatmakla yetiniyorlar. Seni büyülten ve yücelten bir duyguya bir sevgiye karşı durup, onu sindirme cesareti bulamıyorlar kendilerinde ... Ve sen, tüm bu insanlar içinde evet sen bile o küçük hisciklerle yetinmek istiyorsun., istiyorsun çünkü o hisçikleri görüyor, kabulleniyor ama beni farketmiyorsun bile. Düşüncelere sürüklüyor bu beni. İnsanlar evet korkuyorlar ama ya sen? Sende öyle olacaktın? Sende mi onlar gibi olacaksın? Anlamıyorum ya senin korkun nedir! O küçük göllerde yüzmekle yetinip bu koca deryadan neden kaçarsın bilmem? Enginliği ve sonsuzluğu mu seni korkutan, limansızlığı, geriye dönüsü olmamasından mi? Evet, bu yola girersen geriye dönemeyeceğinin korkusunu yaşıyorsun. Oysa ben seni yüreğimin bir yerlerine hapsedecek değilim. Sevgi tutsaklık değildir hiçbir zaman. Sevgi hapsetmez seni yaşatır. Sevgi salar, sevgi özgür kılar sevgi özgür kılar. Aslında sen o küçük hisçik göllerinin içine hapsolmuşsun da, haberin yok be sevgili! Bana gelsen, tutsaklıktan çıkacaksın oysa. Oysa! Biliyorsun iste! Bilsen! Bilsen! Bilsen benimle yeni bir doğuşa varabilirdin. Sevmeden de sevilebileceğini görürdün. Ben seni insanların yasadığı bir yerde bekliyordum... Belki de biliyorsun. Nedir sendeki olup bittiler bilmiyorum ki, bir kerecik olsun bile onlardan sıyrılıp da "SEN DE BENİMSİN" demedin ki bana. Nerden bileyim. Sen benimdin ama ben senin değildim. Sen sana ait olmayanlara sahiplendin, bense yaşadıklarıma. Sen, ah sen! öyle uzaksın ki... Öyle uzaksın ki ey sevgili, SENİN İÇİN ÖLEMİYORUM AMA, SENİN İÇİN YAŞIYORUM
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Ocak 2008       Mesaj #2122
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
SONSUZ AŞK
Dalga ile kıyının aşkını bilir misin?
Sponsorlu Bağlantılar
Öncesinden başlayıp, sonsuza giden dalga,
Hep aşka kavuşma özlemiyle atılır kıyıya.
Dalga, seven - kıyı, sevilendir.
Dokunur parmaklarının ucuyla sevdiğine dalga
Ve döner hep geriye
Bilir kavuşamayacağını ama hep koşar kıyıya
Her bir dokunuşunda aşkına verir bedenini hesapsızca
İşte, ben de seni böyle severim yar.

Yar, bilir misin dağ başında açan uçurum çiçeklerini?
Bilirler görünmeyeceklerini...
Sevilmeyeceklerini...
Koklanmayacaklarını...
Okşanmayacaklarını...
Ama inatla açarlar aşkla, sevgiyle, özlemle.
Hep beklerler gelmeyecek sevgilinin onu kucaklamasını
İşte, ben de seni böyle beklerim yar.

Yar, ipek böceğini bilir misin?
Onun kozasının içinde ördüğü o ipliğe olan aşkını
Bilir o, ördüğü ipliğin kendisinin ölümü olacağını
Ama aşkına feda eder kendini.
Öyle verir kendini yarenine korkusuzca
İşte, ben de kendimi böyle veririm sana yar.

Yar, ağaç ile meyvesinin aşkını bilir misin ?
Meyvesini vermelidir ağaç yeniden doğmak için
Öyle zorludur ki ayrılmaları
Verir meyvesini ağaç
meyve tohum olur, tohum kök olur
Ve yeniden doğar ağaç kendi meyvesinden
İşte bende böyle
yar;
Yok olmayı göze aldım, tekrar sende doğmak icin

Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
18 Ocak 2008       Mesaj #2123
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Sıcak Ve Soğuk

O sıcak havalardaki
Sıcacık gülüşünü özledim
Kar yağan soğuk gecelerde,
Kafamı bile kaldıramaz oldum
Seni düşündüğüm her yerde.

Burçlarımız birmiş fark etmez
O kar yağdığındaki penbe düşüncelerde,
Çünkü ben
Havanın sıcaklığında da, soğukluğunda da
Seni seviyorum
Bunu bilmesen bile.

Onur Karanak
devilinside - avatarı
devilinside
Ziyaretçi
18 Ocak 2008       Mesaj #2124
devilinside - avatarı
Ziyaretçi
ölüm
yıldızlarla


ölüm

yıldızlarla bezenmis gecede
rüyada gormek seni...
koklamak,öpmek...
ve uyanmak,
aynı gecenin sabahı
bu olsa gerek
ölüm dedikleri


zeki baris beyoglu
Son düzenleyen devilinside; 18 Ocak 2008 20:14 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
jöly - avatarı
jöly
Ziyaretçi
22 Ocak 2008       Mesaj #2125
jöly - avatarı
Ziyaretçi
Aşk

Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git.
Gözlerin durur mu onlarda gidiyorlar. Gitsinler
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin
Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık
Sevgiyeydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı,
Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun oturmuştu
Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti
Yoktu dünlerde evvelsi günlerdeki yoksulluğumuz
Sanki hiç olmamıştı

Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu

Şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı İstanbullular
Şurda da etin çoğalıyordu dokundukça lafların dünyaların
Öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi ki sevmek
Ki karaköy köprüsüne yağmur yağarken
Bırakasalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti
Çünkü iki kişiydik

Oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya
Bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
Seni bir kere öpsem ikinin hatrı kalıyordu
İki kere öpeyim desem üçün boynu bükük
Yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde
Memelerin vardı memelerin kahramandı sonra
Sonrası iyilik güzellik.


Cemal Süreya
DreamLiKe - avatarı
DreamLiKe
Ziyaretçi
22 Ocak 2008       Mesaj #2126
DreamLiKe - avatarı
Ziyaretçi
sonsuz aşk

sona çok uzak
öylesine sevmek
romanların ve şiirlerin düşlerle kesiştiği
çok uzak bir ülkede kaldı
gençtik bilmiyorduk her şey
hele sevmek çok kolaydı

ne sonu bilinmedik yollar korkuturdu bizi
ne de karanlıklar
olmaz yabancıydı bize
gerekince seller gibi gözyaşı akıtırdık
ümitsizlikten uzak
ve faydası varmış gibi denize

biten bir sevda ile ölebilir
hiç gerçekleşmeyecek bir aşk için
doğabilirdik yeniden
gülü severdik de
bülbülle diken arasındaki ilişki
olabildiğince uzaktı bizden

gizin güze dönüşmesi uzun sürmedi
ve gülün dikene
doğar öğrenir ve ölür insanlar
bir tek yaşamamışlık kalır geriye
miss_didem - avatarı
miss_didem
Ziyaretçi
22 Ocak 2008       Mesaj #2127
miss_didem - avatarı
Ziyaretçi
GÖZLERİM GÖZLERİNDE
Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin?
Hep böyle içinde bir uzak ışık mı yanar?
Bakışlarında beni dinlendiren bir şey var;
Kıyısındaymışım gibi en sakin denizlerin…

Bir yelkenliyim şimdi ben senin limanında;
Fırtınalardan geldim sende dinleniyorum.
Bu huzur, bu sessizlik hiç bitmesin diyorum;
En eşssiz dakikalar sürsün senin yanında…

Hiç yumma gözlerini, ışığın hiç eksilmesin,
Gündüzüm, aydınlığım, ipekböceğim benim!
Güz bahçemde açılmış o son çiçeğim benim!

Yorgun kalbim seninle elem nedir bilmesin;
Ayırma gözlerimden çocuksu gözlerini,
O sakin, o yalansız, o kuytu gözlerini.

Ümit Yaşar Oğuzcan
diabloazul - avatarı
diabloazul
Kayıtlı Üye
22 Ocak 2008       Mesaj #2128
diabloazul - avatarı
Kayıtlı Üye
Sonsuzluk Parmak Uçlarımda
öpüşünü hissediyorum parmak uçlarımda!
devir alıyor sonsuzluk bir mutluluğu

anılar dolu albümler
dakikalarla yaşayan kalb
zihnin her köşesinde isminle çarpışan olasılıklar
çırpınan güvenimin zayıf adımları
halkaları kalbime düşen taşlarının
her halka da kat edilmiş yalnızlıklar kilometreleri
her kilometre de sana uzanır ellerim!

ellerimde eriyen kimsesizliğim,
Ömer Faruk Akbıyık
jöly - avatarı
jöly
Ziyaretçi
23 Ocak 2008       Mesaj #2129
jöly - avatarı
Ziyaretçi
Aşkta Yarın Yoktur Sevgili

Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili.
O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır.
Gelir ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur.
Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar.
Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş,
anneler ve korkular yoktur.
Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili.
İnsan bir başka ışığa teslim olur...
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil,
içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir.
Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur.
Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.

Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın
hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de...
Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının
çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir
sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...

Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili,
kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı
hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye.
Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda,
gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri,
o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim.
Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...

Aşk çok eski bir şeydir sevgili.
Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer.
Sevdiğimiz insanların çocuklukları da...
Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer.
Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider,
hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...

İnsan bazen nedensiz yere umutsuzluğa kapılır.
Kimselere veremez sevgisini, kimselere kendini anlatamaz, evlere kapanır...
Bazen denizler, kıyılar çeker insanı.
İnsan bu kapılmayı anlayamaz, oysa çok eski bir yerde
yaşanmasından korkulup vazgeçilmez aşkların sızısıdır bu.
Bu sızı, bu yenilgi mevsimlerle yıllarla devredilir başka insanlara...
Bir insanın yaptığı bir hatanın tüm insanlara yayılması gibi...

İşte şimdi biz de sevgili, ya olmadık zamanlarda
umutsuzluğa kapılıp, soluğu evlerde alacağız, ya da denizler,
kıyılar çekecek bizi. Nasıl biz başkalarının
korkaklığını taşıyorsak, başkaları da bizim korkaklığımızı taşıyacak, yenilgimizi, umutsuzluğumuzu...

Birazdan sabah olacak...
Para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş,
anneler ve korkular başlayacak...
Bunlar varsa ve bizim için geçerliyse aşk yoktur ve
hiç olmamıştır sevgili. Birbirimizi kandırmayalım...

Hadi güne hazırlan. Yaşadıklarımızı unutmaya çalış.
Aşk bize güvenip verdiği büyüsünü, sırlarını,
cesaretini, bilgeliğini ve o ilkel, o yaban ağrısını geri
alacak. Bunlar olurken içimiz bir an çok üşüyecek, sonra geçecek...

Hadi, oyalanma birazdan yarın olacak...

Aşkta yarın yoktur sevgili...


Cezmi Ersöz
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Ocak 2008       Mesaj #2130
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Hiçbirşeyi algılamıyor yüreğim,bildiğim tek doğru sensin.Sana uzanıyor her gökkuşağının o esrarengiz renk karmaşası.Bakıyorum herkes birşeyler yazıyor. Yazdığını okuyacak vakit bile bulamıyor.

Daha dün gibiydi iki kenti birbirine zincirleyen aşkların çözeltisi.Aşk aşksa eğer zincir nedir bilmezdi.

Düşünürken seni,düşünmek hayallerimin en güzel yerinde kurgusuz bir gerçekti.O hep anlatılan martılar vardıya hani,şiirde,şarkıda,öyküde.

Gördüm ilk defa.Bana iki beden büyüktü sevdalar sen olmayınc****orkmakmı asla.Asla seni sevmekten korkmadım.Yüreğim sendin,sen yüreğimde taşıdığım. Sonra herkes geldi,oturdular karşıma.

Anlat dediler nasıl gidiyor aşkı yazdığın yazılar. Güldüm ve döndüm geceye,
Anlattı gece,aşk aşksa eğer anlatamaz yaşamadan aşka yazılanlar.

Bir mevsimin tam ortasındaydım.Ne yöne baksam çıkışı olmayan bir labirent gibi yalnızlıktım.Beni öptüğün her şiirde ben zaten aşk gibi aşktım.

Sonbahar'da bir Ekim,tıpkı Temmuz'a benzer gibiydi.O ilk yazılanlara,o ilk okunanlara benzer bir şeydi.

Değiştirmek mümkün olmadı mevsimi.Ayları çıkarıp atamadım mevsimlerden.Seni tanıdığım gün,sanki hiç yaşanmamış bir balayı ve belkide yüreğime vurdu hayat senin ellerinden en büyük damgayı.

Eskisi gibi uyuyamıyorum artık.Kuşlarda yok nedense,öldümü yoksa mevsimi olmayan doğurganlık. İnanmam asla şimdi nerede o savurganlık.

Aşk aşksa eğer ölüm bir anlık.

Ve başa dönüp düşünürsem beni düşündüğünü ve kalemi elime yapıştırıp yazabilirsem eğer kağıtlara, beyazlığına çizebilirsem güzelliğini, sözlerinden geçebilirsem gecelerin suskunluğuna, bir adım fazladan karışıp öpebilirsem buza kesmiş dudaklarının renginden,aşk aşksa eğer dediğim,her kelimeden cümleler kurabilirsem sana,
Ne mutlu bana.

Benzer Konular

6 Kasım 2015 / ThinkerBeLL X-Sözlük
11 Mart 2012 / Mira Edebiyat
 Sonsuz
14 Şubat 2013 / buz perisi Matematik