Arama

Sonsuz Aşk - Sayfa 217

Güncelleme: 26 Ekim 2014 Gösterim: 555.394 Cevap: 2.787
LaDymm - avatarı
LaDymm
Ziyaretçi
14 Şubat 2008       Mesaj #2161
LaDymm - avatarı
Ziyaretçi
Beklerim seni sevgilim
Adres ver, aynı yermi
Sponsorlu Bağlantılar
Üzüntümü asla tanımam
Terkedilmek mi kafama takmam
Sevgilim mi var evet bekliyorum
Biliyor ama hep söyluyorum
Ben onu çok seviyorum
Saat geç oldu ama şimdi gelir
Bir öpücük her şeyi bitirir
Ölüm mü ne gereği var
Yanımda sevgilim
Azraile söyleyin ertelesin
Düğünüm var o da gelsin
Beklerim seni yarim
Ömür tükenmez
Gelir diyorum
Kimse inanmaz.
Benim kalbim aşk yolunda
Kimseyi tanımaz
Beklerim yarim
Beklemek kalbimi acıtmaz. CANKAAN ŞİMŞEK

Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
17 Şubat 2008       Mesaj #2162
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Sevdan Beni

Sponsorlu Bağlantılar

Terketmedi sevdan beni,
Aç kaldim, susuz kaldim,
Hayin, karanlikti gece,
Can garip, can suskun,
Can paramparça...
Ve ellerim, kelepçede,
Tütünsüz uykusuz kaldim,
Terketmedi sevdan beni...


Ahmed Arif

CoCuqibi - avatarı
CoCuqibi
Ziyaretçi
17 Şubat 2008       Mesaj #2163
CoCuqibi - avatarı
Ziyaretçi
SONSUZA KADAR


Dalga ile kiyinin askini bilirmisin
Oncesizden baslayip sonsuza giden
Dalga hep aska kavusma ozlemiyle atilir kiyiya
Dalga seven
kiyi sevilendir
Dokunur parmaklarinin ucuyla sevdigine dalga
Ve doner hep geriye
Bilir kavusamayacagini ama hep kosar kiyiya
Her bir dokunusunda askina verir bedenini hesapsizca
Iste bende seni boyle severim yar

Ya bilirmisin dag basinda acan ucurum ciceklerini
Bilirler gorunmeyeceklerini
Sevilmeyeceklerini
Koklanmayacaklarini.
Kksanmayacaklarini.
Ama inatla acarlar askla sevgiyle ozlemle
Hep beklerler gelmeyecek sevgilinin onu kucaklamasini
Iste bende seni boyle beklerim yar

Ya bilirmisin gunebakanin gunese olan askini
Hic kucaklayamayacagi bir sevgilinin pesindedir
Bir bakisina verir omrunu
Bir bakisinin ozlemindedir sevgiliden gelecek olan
Ve gunesin her batisinda boynu bukuk kalir
Sariya boyanir yuzu sevgiliden aldigi ilhamla
Bilsede kavusamiyacagini
Her dogan gunu umutla bekler sevgiliye kavusmak icin
Bende seni boyle beklerim yar
DreamLiKe - avatarı
DreamLiKe
Ziyaretçi
18 Şubat 2008       Mesaj #2164
DreamLiKe - avatarı
Ziyaretçi
BİZİ AŞKTAN BAŞKA KİM AYAKTA TUTABİLİR

bulutlar deli sağanaklar gibi dağlardan koptuğunda
yasemenler eserken açık pencerelerden
bahar başka bir damar gibi kalbimize sızdığında
zulümler kol gezerken
ve şehirler uzanırken dağların ardında
bunca yılgın
ve kederliyken
yenilgiler kanarken derin bir yerlerimiz
kederler yığın yığın ışığımızı kapattığında
bıkkınlık her adımda kalbimize battığında
yer gök yalnızlıktan karardığında
yine de
böyle bir dünyaya karşı
kim ayakta tutabilir
bizi aşktan başka ...
miss_didem - avatarı
miss_didem
Ziyaretçi
18 Şubat 2008       Mesaj #2165
miss_didem - avatarı
Ziyaretçi
SANA TAPACAĞIM

Bilmem kaç yıl aradım seni bulana kadar
Temizledim içimi tek sen kalana kadar,
Seninle bir bütünüm,seninle varım şimdi,
Bil ki SANA TAPACAĞIM toprak olana kadar!!!!
Suat ATAR
LaDymm - avatarı
LaDymm
Ziyaretçi
18 Şubat 2008       Mesaj #2166
LaDymm - avatarı
Ziyaretçi
Çektiğim çileyi gel de benden sor
Sensizlik içimde yanan ateş kor
Bilmezsin ayrılık öylesine zor
Ne olur gitmesen benimle kalsan

Sen güneşsin, sensiz görmüyor gözüm
Sen gülsün, açmadan gülmüyor yüzüm
Adını anmadan çıkmıyor sözüm
Ne olur gitmesen benimle kalsan

Sensin hep aklımda olan düşünce
Bak ne hale geldim, seni sevince
Gitmiyorum de ki, bitsin bu işkence
Ne olur gitmesen benimle kalsan

Sensin şu dünyamda en güzel çiçek
Düşün sensiz ömrüm nasıl geçecek
Yalnız sensin beni mutlu edecek
Ne olur gitmesen benimle kalsan...RAMAZAN EROĞLU
yaremce - avatarı
yaremce
Ziyaretçi
19 Şubat 2008       Mesaj #2167
yaremce - avatarı
Ziyaretçi
Satırlarıma ‘sen’ değil,
Özlemin dökülüyor…

Olmazsa olmazım ‘sen’…
Yoksun işte…

Bir hayalden ibaret özlemlerim…Yastığıma başımı koyduğum da sadece sen'li hülyalara bırakıyorum ruhumu...

Dışına çıkılması zor bir yol gibisin…

Çıksam, düşeceğim sanki uçurumundan…
Oysa yoksun, varlığımın sınırlarında…

Anladım ki sen kolaylaştırdıkça anlamını, ben zorlaştırıyorum seni…

Oysa basit bir oyunsun, beynimin içinde karmaşaya sebep olan.
Ve karmaşık olan sen değil, sensizliği anlamak…

Hangi kelime, hangi cümle sensizliği anlatabilir ki ?
Düşünüyorum da düşünecek bir şey yok özünde…


Varlığının yerine yokluğunu kabullenmeyi öğrenmeli avaz avaz…

Bir sensizliği bir de yalnızlığı yaşayabilmeli içimde ki sesliliğe rağmen…


Oysa,
Bıraksam çığlıklarımı terkini sindirecek suskunluğum…


Bu yalnızlık, suskunluğuma eşit olacak sensizliğe giden her adım da…

Biliyorum, kendimi kandırıyorum zamana karşı…
Ve bilmek bahane değil ‘bana’…

Olmazsa olmazım ‘sen’…
Yoksun işte…


Ve görmüyorsun…

Sana gözlerim değil,
Yüreğim…
Bedenim…
Ağlıyor !
LaDymm - avatarı
LaDymm
Ziyaretçi
19 Şubat 2008       Mesaj #2168
LaDymm - avatarı
Ziyaretçi
O nasıl güzellik yaktı kavurdu
Güzelliğin seyretmeye doymadım
Zaman değirmenin hızlı çevirdi
Biran gibi gelip geçti saymadım
Aynı yere giden iki yolcuyuz
Sevgiye susamış iki elçiyiz
Gönül duvarına tutmuş alçıyız
Gönül yollarında sesin duymadım
ürkek ceylan gibi baktın yüzüme
Kavurdun köz attın özün özüme
Zehirli okları attın gözüme
Verdiğin acıyı acı saymadım
Deli rüzgar gibi estin de geçtin
O kibar ellerde kefenim biçtin
Gönül sarayımı izinsiz açtın
Sensiz geçen ömrü ömür saymadım
Kıyamadım mah yüzüne bakmadım
Senin kokun yetti güller takmadım
Mest oldum da has bahçeden çıkmadım
İnce ince seni sevdim doymadım...SABİT İNCE
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
20 Şubat 2008       Mesaj #2169
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
AŞK

Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin,
Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin.
Bir ısıtır,bir üşütür,bir ağlatır,bir güldürür;
Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisin.

ÖZDEMİR ASAF
DreamLiKe - avatarı
DreamLiKe
Ziyaretçi
20 Şubat 2008       Mesaj #2170
DreamLiKe - avatarı
Ziyaretçi
Bir Leyla Düşlemesi

Bir Leyla düşlemesidir aşk. Yanmaktır bir gülün kırmızısında, türküler yakmaktır sevgiliye. Gün batımlarında tutulan sevdaları gün doğumlarında aramanın adıdır aşk. Seherlerde bülbülün yanık nağmelerinde gül hasreti çekmektir; güle rengini veren, yüreğini veren bülbül olmaktır aşk.
Ve biz şimdi büyüsü kaybolmuş zamanlarda aşkın peşine düştük. Pazar pazar gezinen Zeliha olduk aşkımıza bir Yusuf bulmak için. Yusuf, esrarını gizleyen ebedi iffetti.

Mecnun’a özendik sevdamızı bir Leyla’ya yüklemek için. Leyla bir ışıktı, ab–ı hayattı aşkı filizlendiren.
Ferhat olup Şirin’ler hatırına gönül kazmasını yamaç yüreklere vurmak istedik. Şirin, gönül aynasında aşkı büyüten bir suretti.
Bitmeyen özlemler büyütüyoruz bağrımızda. Leyla’ya, Şirin’e, Aslı’ya adadığımız yüreklerimiz vardır. Suretten öte aradığımız bir yâr vardır. Yârin adıyla yan yana bilinsin istediğimiz adlarımız vardır.

“Aşk” ile “ilgi duyma”nın karıştırıldığı bir dönemde yaşıyoruz. Artık güllerimiz Leyla kokmuyor, sevda kokmuyor. Aşkın ilk basamağına dahi çıkamadık. Tutkulara takılıp kaldık. Dergâha gelen delikanlıya şeyhin “Sen git, âşık ol da gel, aşkı bil de gel!” dediği kadar dahi olsa, yüreklerimize işleyemedik aşk nakışını. Gönül toprağına atamadık aşk tohumunu. Nadasa bırakılmış yüreklerimize bir Leyla tohumu düşmedi.

Biz ölümsüz ve günahsız aşklara değil, günübirlik sevdalara takılıp kaldık. Cismaniyetin ağında ateş böceklerini yıldız sayanlar gibi, tutkuları aşk sandık. Talihsiz yanılgılarla yanlış ateşlerde yandı ruhumuz.

Sonu “kaf”la biten, “aşk”ta kalb vardır. Kaf, kalbidir aşkın. Aşkın kalbini çıkarıp aldığınızda geriye “aş” (k) kalır, ceset kalır, madde kalır.
Mecnun’un aşkına özenip de yürüdüğümüz yollar, çöl değil. Oysa aşk, çölde haz verir insana. Kalb, çöl yanmışlığında kanıyorsa aşk vardır. Aşk, yanmışlıkla daha bir lezzet verir aşığa. Susuzluktan çatlayan dudaklardan dökülen Leyla adı, cânân adı, can verir ölür ruhlara. Çölde ceylanların sürmeli gözlerinde Leyla’yı görenler, aşka uyanır seherlerde. Ve aşkın büyüsü örülür seherlerde. Toprak öperken alınlarımızdan, aslında Leyla’dır buseler konduran.
Bizim seherlerimizde ceylanlar yok artık. Biz seherlerimizi uykulara feda ettik, göremiyoruz Leyla bakışlı ceylanları. Üstümüze güneşler doğar oldu. Geceler boyu yıldızlarla söyleşip de onlara elveda diyemedik gün doğumlarında. Biz, ceylanların gözlerini öpemedik, bu gözler Leyla’nın gözlerine benziyor diye. Uykulara feda ettiğimiz seherlere ağlayamadık. Leylasızlığa akmadı göz yaşlarımız.

Biz sevemedik yaratılanı Yaratan’dan ötürü. Yunus mektebinde diz çöküp okuyamadık aşk kitabını.
Oysa, varlığın özünde sevda hamuru vardı. O hamuru besleyen aşkın pişmanlık gözyaşı vardı. Adem ile Havva’dan dökülen. Şimdi ezeli pişmanlıklara değil, günübirlik sancılara akar oldu gözyaşlarımız.

En sevgiliye iltifatlar vardı sevgililer sevgilisinden, “Ben sana âşık olmuşam ey şerif!” hitabının tatlı sıcaklığı vardı. “Levlake...” hitabıyla başlayan bin bir renkte iltifatlar vardı. Âşık ile mâşûkun ezelde yazılı, göklerde yan yana asılı adı vardı.
Aşk medeniyetinin sevda pazarında, gönlümüzü bir Leyla’ya, son Leyla’ya, en Leyla’ya sunmanın hesabındayız. Yere göğe sığmayan Sevgililer Sevgilisini gönül Kâbe’sinde misafir etmenin telaşındayız. Misafirlikler bir olmak içindir, tek olmak içindir.Tıpkı kapısına gelen âşıkına seslenen sevgilinin tek olma hayali gibi.
“Kimsin?” diye seslenir kapısını çalana. Aşka tutulan âşık “benim” der. Ve tekrar seslenir sevgili. “Burada iki kişiye yer yok. Gönlüm teki arzular.” Tekrar kapının tokmağına dokunan ve ısrarından vazgeçmeyen âşık, benlik libasından sıyrılır. “Sen’im” der. Vahdete adım atar, bırakır ikiliği, küfrü bırakır, çokluğu bırakır. Sevdiğinde fânî olur. Aşkın bekâsını bulur.

Ebedî aşkı arzulayanlar, sevdiğinde fânî olup ölümsüzlüğe kucak açanlardır.

Ve sevenlerin dilinde sevilenlerin adı bayraklaşır. Dillerde hep Leyla kitabı okunur. Kulağa gelen her nağmede Leyla, esen her rüzgârda Leyla... Buram buram hep Leyla... Kuşların ötüşünde, güllerin kan kırmızı kıvrımlarında, göğün mavisinde, ağacın yeşilinde hep Leyla vardır. Yağmur damlaları vuslata koşar, düşer toprağa. Toprak, Leyla’sıdır yağmurun; toprağın Leyla’sı yağmur...
Mecnun’a adını sorarlar, Leyla der. Geldiği yeri sorarlar, gideceği yeri sorarlar yine Leyla, hep Leyla der. Hep aşk...

Gönlünü Leyla’ya kaptırmışların şafaklarında, güneşin ışıldayan çehresinde gamzeli tebessümler saklıdır. Dağların doruklarında hiç kaybolmayan beyazlıklar, Leyla’nın yüreğe serinlikler bahşeden sevdasıdır. Aşk, kar beyazı vefalar saklar bağrında.

Yüreğine yasak koyanlar, vefalara bezenmiş aşklarında ölümsüzlüğün kapılarını aralar. Gecenin mavi karanlığında yıldızlardan taç yapan âşıklar. Leyla durağında sevda yağmurlarıyla ıslanırlar.
“Cennet gözlüm” dediğimiz ve yarım kalmış yanımızı tamamlayan sevgiliyi alıp da yanımıza...
“Sen ey cenneti müjdeleyen Sevgili, Sevgilim!” deyip düşüp de peşine, tutunup da eteğine aradık mı hiç gecenin ve gündüzün Leylasını? Sevdanın ve Leyla’nın aşkına kaç gün doğumlarını sancıyla yaşadık? Gün batımlarında kaybettiğimiz Leyla’yı bir gülün kırmızısında bir bülbülün feryadında aradık mı hiç? Leyla’dan başkasını görmez oldu mu gözlerimiz?

Yanıklığıyla ve ceylanlarıyla kendisini aşka çağıran çöldedir Mecnun. Dolaşır bir baştan bir başa. Yüreğinden aşka ırmaklar akar çöl kumlarında. Gönlünü avutur. Dolaştığı günlerden bir gün... Fark edemez namaz kılan bir dervişin önünden geçtiğini. Leyla’dan başkasını görmeye yasaklı gözleriyle göremez, namaz kılan dervişi. Namaz biter. Kırk yıllık bekleyiş yükünü bilen derviş kızar Mecnun’a. Özür kuşanmış kelimelerin ardından, paslı vicdanlara bir hançer gibi, saplanan sözler dökülür Leyla kitabı okuyan dudaklardan. “Kusura bakma derviş baba, ben Leyla’nın aşkından seni göremedim. Ya sen, huzurunda bulunduğun Mevla’nın aşkından beni nasıl gördün?”
Aşk yanılgısıyla avunan yürekler sıtmaya tutulur. Yeni bir sevdanın, ezelî ve ebedî Leyla’nın eşiğinde aşka uyanır canlar, Leyla’ya uyanır. Vuslat kokan düşler Leyla’ya uzanır.

Osman ALAGÖZ

Benzer Konular

6 Kasım 2015 / ThinkerBeLL X-Sözlük
11 Mart 2012 / Mira Edebiyat
 Sonsuz
14 Şubat 2013 / buz perisi Matematik