Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 223

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.643.669 Cevap: 12.492
ramsstein - avatarı
ramsstein
Ziyaretçi
5 Haziran 2006       Mesaj #2221
ramsstein - avatarı
Ziyaretçi
SEN YOKKEN

Sponsorlu Bağlantılar

Sen yokken gittim
Korkularımın üstüne
Hiç ardıma bakmadım
Gümüş şiirler yazdım sen yokken
Çok yangın çıktı yüreğimde
Küllerini bile savurmadım
Irak denizlerin fırtınasıydım
Uzak iklimlerin sert rüzgarları
Kulaçlarken denizinde gurbeti
Kanlı savaşlarım,
Belalı sevdalarım olmadı hiç
Ama hep sustum,
Hep ağladım, hep yandım sen yokken.
Bekliyorum dönüşünü yeniden,
Bir gelsen,
Hayatın önünden alsan beni
Bir gelsen,
Sellerin önünden alsan beni
Bir gelsen,
Ölümlü düşlerimden alsan beni.

Çok durdum güneşe karşı bir başıma
Savrulurdum rüzgarlarında sensizlik denizinin
Sen yokken,
Az dolaşmadım gönlümün kuytularında
Üşüyen karanfilim şimdi buruşuk parmaklarda
Bir kırağı ayazıydım gecenin kollarında
Zifirlerinde sadece ben üşürdüm.
Hiç aldırmadım esen rüzgara
Hiç dinlenmiş bir yürekle çıkmadım ortaya
Yinede hiç yıkılmadım giden trenlerin ardından
Ama bütün yangınlar beni yaktı önce
Hep ortasında kaldım vurgunların
Vurgun nedir ki? deme
Bir babanın serzenişi nasılsa öyle
Bayrakları indirilmiş,
Bozguna uğramış bir hisardım sen yokken
Hep sustum,
Hep yandım, hep ağladım sen yokken.
Bir gelsen,
Yangınlardan alsan beni,
Bir gelsen,
Dünyalarımdan alsan beni,
Bir gelsen,
Şafaksız gecelerden alsan beni,
Ama ne zaman gelsen,
Akşam kızılı gözlerimle bulacaksın beni
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Haziran 2006       Mesaj #2222
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sarı Sevda!

Sponsorlu Bağlantılar


Tortusuna el sallarken gecenin
Duman dumandı göğsü, bitimsiz
Çığlıklara boğulduğunda bir cenin
Ağladı; yer, gök, kaldığından yetimsiz!.

Rüzgarlar geçmiş elemlerin şarkısını çığırdı
Tükendi bulutlar eski ayrılıklar kahrıyla
Sonsuzluğun mâtemi sevincinden ağırdı
Yığıldı mutluluk âniden yere acıyla!.

Bir sarı sevdâydı boşluğu buran
Vîran, harap bir bakıştı anlamsız
Boşaltınca, aşk zembereğini, kuran
Yıkıldı dirençliler, çöktü zamansız!.

Sonra yeniden dirildi erken ölenler
Yeniden hayat buldu aşkla, küsenler hayata!.
Canlarını zamana pâre pâre bölenler
Dövündü: düştüklerinden ve yaptıklarından, hatâ!.
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
5 Haziran 2006       Mesaj #2223
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Aşk
Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git.
Gözlerin durur mu onlarda gidiyorlar. Gitsinler
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin
Oysa Allah bilir bugün iyi uyanmıştık
Sevgiyeydi ilk açılışı gözlerimizin sırf onaydı,
Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun oturmuştu
Bir sevişmek gelmiş bir daha gitmemişti
Yoktu dünlerde evvelsi günlerdeki yoksulluğumuz
Sanki hiç olmamıştı

Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu

Şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı İstanbullular
Şurda da etin çoğalıyordu dokundukça lafların dünyaların
Öyle düzeltici öyle yerine getiriciydi ki sevmek
Ki karaköy köprüsüne yağmur yağarken
Bırakasalar gökyüzü kendini ikiye bölecekti
Çünkü iki kişiydik

Oysa bir bardak su yetiyordu saçlarını ıslatmaya
Bir dilim ekmeğin bir iki zeytinin başınaydı doymamız
Seni bir kere öpsem ikinin hatrı kalıyordu
İki kere öpeyim desem üçün boynu bükük
Yüzünün bitip vücudunun başladığı yerde
Memelerin vardı memelerin kahramandı sonra
Sonrası iyilik güzellik.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Haziran 2006       Mesaj #2224
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kayıtlardan Silinen Rüyalar



Can dostum Vuslat'a

Yıldızları birlikte seyrettiğimiz eylül akşamları
İnce bir sızı giriyor kalbime.
Kurbağa sesleri ve çakal ulumaları melodimiz olurdu bizim.
Melodimize karışırdı bekçinin düdük sesi.
İçimizdeki ışığın göğe yansımasıydı Çobanyıldızı.
Karakoyun çalan kavalın titreşimleriydi yüreğimizi saran.
Yalnızlığımıza şahitlik ederdi ay dede.
Kalbimizde kopan fırtınalar uçurumu olurdu delikanlı rüyaların.
Birlikte ağlardık yağmur altında Gavurboğan'da.
Kaç tavşan ürküttük biz öyle, kaç tilki numarası gördük.
Nice namlu soğuttuk gelelerinde Palandöken'in.
Aras artık kudurmuyor balıklarını kıyıya vurdu
Hezâl nenenin firûze fistanını hatırlardık bulutlar üzerimize çökünce
Şeyh Hüsameddin de yok ki birlikte ağlayalım
Arap Yaşar toprak oldu serâzad çığlıkları kaldı kulaklarımızda.

Şimdi bir derin bakış şehlâ gözlerden kalbimize süzülen
Çıplak bir dünyanın önünde diz çökmüş.
Nefes kesen billur gökdelenler küstürdü güneşi.
Beyaz melek elini çekti üzerimizden.
Mor menekşe, servi söğüt boyun bükmüş.
Katran renkli bahçelere bıraktık elimizdeki son gül'ü.
Nerede kaldı kalbimizi emanet ettiğimiz o âşık kahvehaneleri!
Hangi yürek dayanır buna, hangi vicdan kaldırır bu viraneleri!
Geçti üzerimizden bir kâbus gibi rüyâlarımızı emânet ettiğimiz cellat.
Şimdi unuttuklarımızı siliyorlar kayıtlardan, alın size diyorlar;
Yüreğimizde açılan uçurum, yanaklarımıza süzülen yaş, avâzımızdaki feryat...

Vermiyoruz kalbimizi birlikte ağlamayı öğrendik:
Sabır ve dua aydınlatıyor içimizi.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Haziran 2006       Mesaj #2225
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var
yaşadın mı büyük yaşayacaksın
ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına..
çünkü ömür dediğimiz şey hayata sunulmuş bir armağandır;
ve hayat sunulmuş bir armağandır insana..
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
6 Haziran 2006       Mesaj #2226
kambis - avatarı
Ziyaretçi

Yabancıyım

Ne seni sevdim aslında,
Ne de çicekleri...
Doğan güneşi, kuşları...
Hiçbirini sevemedim...

Bir yer vardı bilmediğim;
Ama özlemini çektiğim...
Ve hep biri vardı,
Beni bekleyen,
İhanet edemediğim...

Tüm insanlar gibi,
İşime gidiyorum,
Yolda gazetemi okuyor,
Sonra yemeğimi yiyorum...
Tanıdıklara selam verip,
Çocukların başını okşuyorum.
Herkes beni iyi bilsin diye,
Kendimden veriyorum...

Aslında yabacıyım buralara...


Eren Kahveci
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Haziran 2006       Mesaj #2227
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kartallar



Kartallar yüksek uçar
Etrafta horozlar, tavuklar
Ah o zavallılar uçamayacak
Boşuboşuna kanatları var.

Kartallar yüksek uçar
Budur onları kartal yapan
Sıradanlaşmalarını beklemeyin
Kartallar civciv olmayacak.

Kartallar yüksek uçar
Her yanda alçaklar
Silahları gülücük ve entrika
Alçaklar yüksek olmayacak.

Kartallar yüksek uçar
Yoldaşları karlı, zorlu dağlar
Avcıdır kartallar
Hiç kimselere av olmayacak.

Kartallar yüksek uçar
Doğasında asil yaratıklar
Süzülmelerini engellemeyin
Sakın ha! Meydana pençeler çıkar.
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
6 Haziran 2006       Mesaj #2228
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Kalbinin Hapsinde


Nasıl ah çektiğimi duyar mısın
İçimden geliyor,icim yanıyor
Kalbim acıyor, bunu anlar mısın
Özlemin yakıyor, sevdan yakıyor

Bulutum ol, yağmur ol, ıslat beni
Aşkınla yanan ateşimi söndür
SALMA, kalbinin hapsinde tut beni
Sen ölürsen bir gün, beni de oldür.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Haziran 2006       Mesaj #2229
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Gecenin Hüznü



gece çökmeye görsün
şehrin sokaklarına
eski bir şarkı düşer
insan dudaklarına

gerçekler uzaklaşır
bakışlar donuklaşır
umutlar kanatlanır
hayal rüzgarlarına

korkudur geçer dersin
sızıdır diner dersin
çiledir biter dersin
ruhun feryatlarına

yıldızlar yanıp söner
ay çatılara konar
mehtap uykuya yatar
dalar rüyalarına

perdeler iniverir
ışıklar yanıverir
sohbetler kayıverir
akşam sofralarına

çocukluk hatırlanır
hüzünler körüklenir
anılar fısıldanır
yarin kulaklarına

bu gece de bitecek
tanyeri ağaracak
güneş tekrar doğacak
seher sabahlarına
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
6 Haziran 2006       Mesaj #2230
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Bekleyiş

Bu kaçıncı kağıt sözlerimle kirlenen,
Bu kaçıncı serzeniş kaçıveren dudaktan,
Bu kaçıncı saate bakışım,
Bu kaçıncı gece birbirnin aynı...

Hani öldüren sevgili,
Ölümcül duygular nerede?
Hani sabaha açılan pencerem
Beyaz elbisem nerede?

Benimkisi sersemlik, ceza değl kendme,
Benimkisi, inanmılık sevgiye

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya