Arama

Şiir Nehri -1- [Arşiv] - Sayfa 224

Güncelleme: 2 Aralık 2006 Gösterim: 1.643.862 Cevap: 12.492
melish - avatarı
melish
Ziyaretçi
6 Haziran 2006       Mesaj #2231
melish - avatarı
Ziyaretçi
_________Aşığım Demekle Aşık Olunmuyor__________

Sponsorlu Bağlantılar
Aşk aşk diye inliyoruz durmadan,
Duygularımız akıp gidiyor satırlara,
Kelimeler,dizeler,şiirler,ardı sıra
Geçek aşk'ı yaşıyormuyuz aceba?

Şimdiki aklım olsay dı eğer,
Sorardım kendime,aşık olmadan önce
Bu güç,bu hırs,bu azim varmı diye.
Sorardım sevdiğime
Beni sevmek yürek ister,
Sende bu yürek var mı diye.

Aşığım demekle aşık olunmuyor,
Sevmek,ölesiye sevmek yetmiyor.
Sevği karşılık ister,özveri ister.
Aşk verdiği kadarını almak ister.

Aşığım demekle aşık olunmuyor,
Bozulmuş'sa terazinin bir kefe'si
Gelmiyor sa verdiğin sevği geriye
Kabuslar görürsün tüm gecelerin de.

Aşığım demekle aşık olunmuyor
Çalışacaksın,üreteceksin,hep vereceksin.
Seviyorsa o da seni,senin sevdiğin gibi,
Elbet dönecektir sana,verdiğin sevgi.

Cemal Şimşek

KafKasKarTaLi - avatarı
KafKasKarTaLi
Ziyaretçi
6 Haziran 2006       Mesaj #2232
KafKasKarTaLi - avatarı
Ziyaretçi
ÇOCUK
Göğüslerde koklanıp okşanacak tomurcuk,
Sponsorlu Bağlantılar
Üfül üfül esen tertemiz râyihasıyla;
Ötelerin en büyük armağanıdır çocuk,
Masmavi dünyâsı, neş’e tüten havasıyla...
Millet ulu bir çınar, çocuksa bir çekirdek,
Atkılar salar her yandan toprağın bağrına;
İşlediği iş, Fâtih ordularınkine denk,
Her tohum bir başka iklimi alır ağına...

Çocuk bir neş’e kaynağıdır yuvada inan!
En tatlı nağmeler gibidir soluğu -sesi..
Çocuksuz yuva eksik, onsuz mutluluk yalan,
Tıpkı Cennet meltemlerine benzer nefesi...

Goncalar gibi tebessüm eden çehresinde,
Ardarda başka güzellikler tüllenir durur..
Çocukla seslendirilen hayat bestesinde,
Ebediyet âleminden şarkılar duyulur.

Yuva çöl gibidir filizleninceye kadar,
Tomurcuklar arasında ev Cennet’e döner..
Filizlere giden yollar kapalıysa eğer,
Millet pâyimâl olur, yuva devrilir-gider.

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
6 Haziran 2006       Mesaj #2233
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Ben geldim

Dönüp dolaşıp yine, bak ben geldim kapına!
Biraz ürkek, çekingen; yapıştım kulp sapına
Kim O, diye hiç sorma! Ben, bildiğin serseri
Hem mahcûb, hem de arsız, döndüm bir daha geri
Bilsen ki, pişmânlığım ne mertebede şu an;
Beslemezdin hakkımda, şüphe dolu sû-i zann

*****

Aylar var ki; avâre, şaşkın, dolaştım durdum
Girdâblarda benliği, meçhûllere savurdum
Bir ümid belirtisi, ışık; uzak noktada
Taktı peşine beni; o önde, ben arkada
Ha bu gün, belki yarın; erişmek bahâsına
Günleri nezîr ettim, umutlar hülyâsına
Fakat, kapandı yollar; beyhûdeymiş güzergâh
Kabûl etmedi beni, o şatafatlı dergâh
Yazık oldu mesâim, boşunaymış tüm gayret
Ne kadar ahmakmışım, ettim kendime hayret...

*****

Geldiğim yöne doğru, gözlerimi çevirdim
Şöyle süzdüm, düşündüm; Kaç Bin Fersâh devirdim?
Varmış olduğum mevkî, topu topu esâret
Bir geri adım için, gerek Milyon cesâret
Tekrar katetmek çok zor, bu kadar uzun yolu
Bu yolda mahcûbiyyet, bu yolda gurûr dolu

-Dedim; hisleri bırak! Mantığını duy, dinle!
Her şeyden evvel şimdi; barış kendin, kendinle!
Karınca`nın mîsâli, uzaksa da mesâfe,
Gün gelir de aşılır, zuhûr eder izâfe

*****

Yaradan`a sığınıp; Bismillah, attım adım
Hem yürüdüm sessizce, olanlara ağladım
Bir taraftan yürürken, kendimle hesâplaştım
Cevâb yok, yorum yok, yok; haddimi çoktan aştım
Bilmecenin çözümü, "NEDÂMET" tek kelime
Affet, affet, bağışla; âh dolandı dilime
Sayıkladım ha bire; mekânsız, yurtsuz, yersiz
Çâreyi sende buldum, yine senden habersiz
Nihâyet vardım sana, dayandım eşiğine,
Al beni, yatır beni; merhâmet beşiğine...
Sen olmayanı teptim, gurûrları da deldim
Bu son dönüşüm sana, aç kapıyı ben geldim!
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Haziran 2006       Mesaj #2234
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Rüzgarın Busesi



Rüzgarın bir yaprağı okşayışı
Kadim derinliklerinde bir dişinin
Esrarengiz zaman tılsımlarının
Kara öğretisidir
Tohumu kendinden olup
Kendini çoğaltan
Bilgeliğe soyunmuş
Çıplak kalmış
Ötekinin örgüsel örtüsünü öteleyemiyor

Noktalama işaretlerinin arasından
Sıyrılıp da gelmiş
Bir nutfeyi büyütüyorum
Kadim çıkıntılarında sabun köpüklerinin
Ve "üfleme zamanı"nı bekliyorum
Rüzgarın busesi konarken
"var" ile "yok" arasına
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Haziran 2006       Mesaj #2235
Misafir - avatarı
Ziyaretçi


Seni Ölüm Gibi Seviyorum


Sevmek, ölüm gibidir,
Ne zaman karşına çıkacağı belli olmaz!

Ölen insan değer kazanır,
Ve sevince insana değer vermeye başlarsın!

Seni bir ölüm gibi seviyorum..
Kendi ölümüm gibi..

Ne zaman seni sevsem beyaz giyiyorum, ölmüşüm gibi,
Sevdam kefenim oluyor.
Ne zaman seni sevsem siyah giyiyorum, ölmüşsün gibi,
Sevdam yasım oluyor.

Yeşili kırmızı, kırmızıyı yeşil görüyorum..
Kör oluyorum seni sevince..
Ben, kör olmayı seviyorum..

Seni sevince çıtırdayan bir şeyler oluyor içimde,
Yağmurlu havalarda ortaya çıkan salyangoza basıldığında çıkan sese benziyor biraz..
Ben ölmüyorum bu çıtırtıyla..
Yaşamıma yaşam katıyor içimdeki çıtırtılar..

Çaya batırıldığında, bir parçası kopup kalan bisküviye benziyorum şimdi..
Seni sevdikçe bir parçam hep kopuyor..
Hep, ‘Sen’ oluyor o parçam.

Yağmurdan sonra bir yaprak üzerinde eğreti duran su damlasıyım seni sevince..
Her yağmurdan sonra, sana süzülüyorum..

Sulandıkça uzayan sarmaşıklar gibiyim..
Seni sevdikçe uzuyor, dolanıyorum her yanına..
Sarılıyorum dallarımla sana..

Rüzgar oluyorum seni sevince..
Bazen durulmuş bir meltem,
Bazen şiddetli bir kasırga..
Ama hep sana esiyorum.

Beyaz giymeyi, içimdeki çıtırtıları,
Bisküvi gibi parçalanmayı,
Dolanıp sarmalamayı seni,
Esmeyi,
Bazen yavaş, bazen şiddetli..
Siyah giymeyi..

Seni bir ölüm gibi seviyorum!
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Haziran 2006       Mesaj #2236
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Aşk Mimlidir Hüznün Tavernasında



çölde kum tanesi yar içimden geçen kıyam
sen aşk de ben masal virane tenhalığa
artık sonlansın devrik tüm zaman
katlanmak mı diğer adı yaşamışlığın
bir son bahar ezgisi gibi beklemek mi son yaprakta
ulaşmak için sana dürüp içimin mevsimlerini
ey yar koma bende; bir masal da olsa yaşanmışlık
düşlerin kıyısı tenhadır bilirim
bir işaret beklemek belki tüm dervişliğim gel diyen
gel diyen bir işaret şimdi tüm sonbahardan...

sonbahar hüzünüdür yakışmaz bana
ben kardelen yetimliği taşırım içimde
bir başkaldırıdır aşksızlıklara aşkım
ben kardelenim ki kışta hazan yaşayan.
Düşmek vardır bilirim açmayan çiçeklerin uykusuna
Girse de toprakla arama beyazlık
Eritir rengim renkleri başlar masal

ağlamaklığım sorma ey gece
gizliyim tüm renklerden fırça çizmez aşkı
ben ki haylaz çocuğu geçmişin
ben ki gelecek de yalnız kalan...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Haziran 2006       Mesaj #2237
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Öl Deseydin Ölürdüm

Yalnız seni düşündüm hep seni hayal ettim
Sarılıp da öpmeyi düşlerimde görürdüm
Hüsranımla yaşadım ümidimi tükettim
Eğer benim olsaydın “öl” deseydin ölürdüm

İnadını kırmadın hiçe saydın çağrımı
Ateşimi görmedin yaktın benim bağrımı
Kollarını açıp da dindirmedin ağrımı
Eğer benim olsaydın “öl” deseydin ölürdüm

Sen hemşire değilsin beni rahip zannetme
Arzum kölen olmaktı sakın sahip zannetme
Nefesimi sen kestin yağlı bir ip zannetme
Eğer benim olsaydın “öl” deseydin ölürdüm

Bir araya geldik de sana elim değmedi
Duygularım bastırdı gurur boyun eğmedi
Ben bir volkan gibiydim senden ışık gelmedi
Eğer benim olsaydın “öl” deseydin ölürdüm

Yeter artık en fazla birkaç günlük sabrım var
Sakın beni kınama açık seçik tavrım var
Böyle benden kaçtıkça dayanılmaz kahrım var
Eğer benim olsaydın “öl” deseydin ölürdüm

Sen gönlümün tahtında bense kader ağında
Bilmeyen mutlu sandı beni gülün bağında
Dikenine razıydım kaldım hasret dağında
Eğer benim olsaydın “öl” deseydin ölürdüm

Hislerimi saklamak gelmiyor ki elimden
Dudakların istese bal damlatır dilinden
Haz vermiyor yaşamak anla artık halimden
Eğer benim olsaydın “öl” deseydin ölürdüm

Yazdığım bu son şiir söyleyecek sözüm yok
Ellerinde ellerim gözlerinde gözüm yok
İtirafım bu kadar daha fazla yüzüm yok
Eğer benim olsaydın “öl” deseydin ölürdüm
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
6 Haziran 2006       Mesaj #2238
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Ben seni
Rutubeti emen
tozlu arşivlerin sarı yapraklarında
suretli aşklar gibi değil,
Hüznü yunmuş
umudu temize çeken
Ak sayfanın esasında sevdim…
bullet
Ben seni
İnfazı yargısız
tutuklu yüreklerin puslu sevdalarında
kurşini aşklar gibi değil,
Maviye doymuş
özgürlüğün göğsüne uzanan
Pak ruhun esaretinde sevdim…
bullet
Ben seni
Ar-ı gitmiş
Şehvet bedenlerin siyah arzularında
Kirli aşklar gibi değil,
Nefsi bilmiş
Masumiyetin tenine teslim
Saf suyun doyumunda sevdim..
bullet
Canım
Diğer yarım
Ben seni
Özümden Sevdim…

Özlem Gökdem
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Haziran 2006       Mesaj #2239
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ölümsüz Aşkin Vuruluşuna Dair:



"Böylesini bir daha hiçbir 2 kişi yaşamayacak
hiçbir şarki, hiçbir film anlatmayacak
hiçbir sevgili bir daha
bu kadar duyarsiz olmayacak
Sagduyunu uyanik tut, kulaklarini kapat...

Ah!
Uludagin sabahlari yok mu
sabahin 6'si
beni yola koyan o dinmez özlemin yok mu
giderdikçe özleten
merhem sürdükçe acitan içimin tatli sizisi
karla mücadele ekipleri henüz uykudayken
beni yola koyan
kari buz eriten üşütmeyen
yolu çizilmemiş yeri bilinmeyen şehirlere sürükleyen
o sonsuz sevdan yok mu
böylesini kim yüregine sigdirabilir ve ölümüne taşiyabilir
Haritayi çöpe at, mektuplarini bana birak...

sensiz gecelerimin zifiri karanligi yok mu
ne yana dönsem karşima çikan yüzün
gözümü yumsam kulagimda çinlayan
içimi aydinlatan o tatli sesin

Hangi agaç
dallari kesildikçe gölgesini koyultabilir
hangi limanin kalabaligi
her giden gemiyle çogalabilir
hangi kor hangi ateş
söndürdükçe alev alev yakabilir
tek başima sensiz öyle büyük ki sevdam
öylesine büyüyor ki gün gün
bunu böyle hiçe saymak
senden başka kimin haddi olabilir
yüregini aydinliga aç, işigi kapat...

Ah!
Senin şehrinin bitmek tükenmek bilmez yolu yok mu
memleketinin yazi, tozu, kişi, buzu, ayazi yok mu
soguk gecelerde sarindigim bulut, tutundugum umut, içimi isitan sevdandi
su da olsan ateş de seninle oynardim
bu oyundan ben caymadim sen caydin
kullanişli anlarda hayati ben zamani sen iskaladin
ömrümü yollarina sermeye hazirdim, serdim de
seni ölümüne sevmeye hazirdim, sevdim de
nereye gitsen, nerde olsan, bir an özlesen gelmeye hazirdim
geldim de.

Yüregimin kapisini kitle
anahtari denize at
bu yürek bu bedende artik
hiçbir aşkla çarpmayacak
sen olmazsan hayatimin anlami yaşama sebebim olmayacak

Artik susuyorum
"seni seviyorum" kelimesini artik benden kimse duymayacak
müzigin sesini aç, gözlerini kapat.."
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Haziran 2006       Mesaj #2240
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
kırmızı gül

Geçen yıl sonbaharda,
Kırmızı bir gül,
Bırakmıştım kapına,
Onu alıp kokladın mı,
Kurutup koynunda sakladın mı,
Baktıkça beni hatırladın mı?
Kırmızı gül aşkı anlatırmış,
Aşkımı anlatabildim mi?
Bu sonbaharda da,
Kırmızı güllerle geldim kapına,
Binlerce kırmızı gülle,
Evini gül bahçesine,
Yüreğimi aşk cennetine
Çevirecektim...
Kapın kapalıydı,
Sen yoktun,
Gitmiştin,
Kırmızı güller kaldı elimde,
Bir acı var yüreğimde,
Kırmızı güller kurudu,
Sahipsiz öksüz kaldı,
Bense bi çare,
Kapında nöbetteyim hala...

Benzer Konular

18 Ocak 2010 / virtuecat Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya