Arama

Gitmek mi Kolay? Yoksa Kalmak mı? - Sayfa 54

Güncelleme: 29 Mayıs 2012 Gösterim: 254.702 Cevap: 1.073
CyniX - avatarı
CyniX
Ziyaretçi
3 Mayıs 2007       Mesaj #531
CyniX - avatarı
Ziyaretçi
SON VEDA
bir sonbahar günüydü..
Sponsorlu Bağlantılar
kiripiklerimden yağmur boşalıyordu
ve sen gidiyordun...
dağlıyordu her bir adımın
yüreğimini en gizli köşelerini..
sen.. bakmadan ardına
savrulan kuru yapraklar
estiriyordun üzerime..
yıkılıyordum her çiyneyişinde
ıslak yolları..
sen yüreğimin kurşunlandığını
bense sensiz geçecek günlerin sayısını bilemiyordum
ve sen..
büyük bir kararlılıkla
gidiordun sevdiğim..
yer ayağımdan kayıyor,
düşüyordum..
ve yağmur yağıyordu
ölü toprağı kokuyordu heryer
sen giderken...

ÖLÜYORDUM...


GÖRMÜYORDUN...

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
3 Mayıs 2007       Mesaj #532
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Kendisiyle barışık olmayanlara
söyledi Peyote: Yüreklerinden nehir
Sponsorlu Bağlantılar
geçen insanlar var... hayat dolu
insanlar... Onlara gıpta edip, kendileri
gibi olmasını isteyenlerimiz var.
Onlar için uygun gördükleri tek şey,
siyah bir aynadır. Görebildikleri tek
şey budur, çünkü kördürler der
Peyote... Hayat dolu insanlara da bir
sözü vardır Peyotenin: Seni
anlamayanlara, seni çekemeyenlere,
kalbini kıranlara
şöyle bir gülümse... İçindeki çocuğa
sarılmak istediğinde Peyote ve onun
gibi dosların için
ne kadar değerli olduğunu hatırla...
Bir kitap al eline... Sayfaları arala... Ve
tekrar gülümse...

Aysema Arslan

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
3 Mayıs 2007       Mesaj #533
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Gönül çeşmesini tâ durulunca pâk...
Etmeye bir ömür yetmedi.
Güller ki neyden fazla inlerken,
Nemli gözlerle bir mâzi,
Ve tâlik yazılı çeşme
Nerdeydi?
Zemin denirdi, arz denirdi, sağlam
Ve sıkı basarken ona biz neden?
Serviler, kekik otlarıyla bir âlem,
O eski âlem neden kaydı?
Ölüm beklemezdi serviler gerçi,
Bilmem hangi hayal kırıklığı, yâhut
Hangi kederle müntehir onlar,
Kına giren kılıçlar misali,
Yeraltını süslemektedir şimdi.
Güller, yılanlar ve bütün
O eski âlem’in çocukları,
Semada ararken servileri.

Hüsrev Hatemi
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
3 Mayıs 2007       Mesaj #534
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Kal diyemedim

Neden gittin sanki o karanlik gecede, bilsen gidisinle seni hayati sayani boynu bükük biraktigini
Ardindan bakakalip belki geri gelir diye saatlerce öylesine yola baktigini
Elinden tek ümidini ve yasama gücünü alip onu cikmazlara saldigini
Sevdasi ugruna herseyden ve herkeslerden vazgecip birtek seni kalbinde sakladigini
Her an seninle birlikte nefes alip adini dilinde dua yaptigini
Her gece uyumayip avuc acip Allah´a sana kavusabilmek icin yalvardigini
Kal diyemedi sana belki yanan yüregi oysa icindeki atesi ele veriyordu yasli gözleri
Sana ne kadar ihtiyaci oldugunu anlatmaya yetmiyordu sözleri
Simsicak kollarinda tutunacagi dali bulmus yeniden sensizlige dogru gitmek istemiyordu dizleri
Yüzüne son kez dokundugunda incitmekten korkarcasina titriyordu elleri
Böyle bir sevda, böyle bir tutku bu sekilde sona ermemeli
Belki bu dünyada olmasada bambaska bir alemde kavusacaktir birgün mutlaka seven kalpler
Yarim kalmayacaktir bir hic ugruna sevgiler
Onlari ayirmaya gücü yetmeyecektir kalmayacaktir engeller
Iste seven gönlüm bunun yolu ölümden bile gecse seve seve sevdasinin izini sürer...


Melahat GÖZ
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Mayıs 2007       Mesaj #535
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ayrılık Değil

Gün ışığına söyle
Boğamaz içimin karanlığını,
Hep yağmurun sesine karışır,
Hüzün dolu bir şarkı.
Ve hep bir şeyler eksik kalır,
Sende ben,
Bende sen...
Umutsuzca özleriz birbirimizi....

Gün ışığına söyle

Seyhan Demiroğlu
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
4 Mayıs 2007       Mesaj #536
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
şimdi yaz yağmuru yağıyor durmadan
gözyaşım gibi sessiz ve durmadan
sen seni kurtarmadan ve evini kurmadan
hem yedi günlük ölüyü bile koymadan
yaz yağmuru yağıyor şaşkın ve durmadan
deniz üzerine gelirken biraz daha doluyor
biraz daha gün yüzüne acı vuruyor
şimdi yaz yağmuru yağıyor durmadan

Ethem Vayvaylı
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
5 Mayıs 2007       Mesaj #537
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Her satırı
mendireğe dizili karabatağa benzeyen
bir mektup bırakarak
balıkçı koyundan
sisler içinde uzaklaşan kayık gibi
bir sabah usulca ayrıldın
koynumdan

Bütün yolcularını
boğaz köprüsünün çaldığı
araba vapurunun
boş seferleri
gibi yalnızca rüzgar
gezinir sensiz
yüreğimde

Durgun bir sudur aslında deniz
ki çocukların
acemi oltalarını denedikleri
kuytu bir iskelenin
tahtaları altına yazdığım
ayrılık şiirini okudukça
dalgalanır

Sunay Akın
CyniX - avatarı
CyniX
Ziyaretçi
5 Mayıs 2007       Mesaj #538
CyniX - avatarı
Ziyaretçi
sen git aşk bana kalsın
her gidişine ayrı anlam yüklüyorum.yapma allah aşkına; ya hep kal benimle söz etme gidişlerden ya da silinsin isminde cisminde. oynama benimle dengemi bozuyorsun. aşkı yaşayacak yürek bırakmıyorsun insanda, böyle değildin sen ne oldu sana. bittiyse heyecanın bileyim bende. seni çok seviyorum diye başlayan ve ama ile devam eden cümleleri duymaktan bıktım. seviyorsan seviyorsundur aması olmaz bu işin. üstelik. bir cümleden ama varsa bir önceki yargının bir hükmü yoktur artık.
seni çok seviyorum ama birlikte olmamız imkansız. ya ya imkansız diyebiliyorsan eğer sevmiyorsun dmektir. bahanelerin arkasına sığınma. insnların hayatına sorgusuz sualsiz girip darma dağan eden sonrada hiçbirşey söylemeden gitmeye çalışanlardan nefret ediyorum. böyle misin sende, gerçekten gitmek mi istiyorsun? yürekli ol birz hadi konuş söylemek istediğini söyle iki çift sözü haketmedimi bu aşk? yaşanılan bunca şeye hiç mi saygın yok. ah ben niye yanılıyorumhep, niye tam işte bu dediklerim sömürüyor aşkımı? biraz daha mı katı olmalıyım, biraz daha mı kapalı tutmalıyım kapılarımı? bazen bu dünyadan olmadığımı düşünüyorum. bu devrin kadını değilim. oyun çeviremiyorum, hesap yapamıyorum, bana ait olmayan kişiliklere bürünüp bir plan dahilinde hareket edemiyorum. insanız biliyorum hepimizin zaafları var hepimizi egolarımıza boyun eğebiliyoruz. yi de hep beni mi bulacak bunlar.
hiçbir kaygıya yer vermeden hiçbir hesabı dşünmeden açsaydın eğer bana yüreğini, ozaman görürdün bir aşkın nasıl bir efsaneye dönüşebileceğini. sen gözlerini kapıyorsun bir sen varsın başka hiç kimseye bakmıyorsun. herşey senin çevrende şekillenmeli her şey sana göre düzenlenmeli. beceremiyorum kusura bakma. şimdi gidiyorum.
aşk tam teslimiyet ister. kendini aşkın kollarına ya bırakırsın ya da bırakmazsın. bir yanım dışarda kalsın dediğin nokto da aşkı boğarsın , yok edersin o güzelim duyguyu. bu yüzden hep cesurların işidir aşk.
kaçışları, yalanları, aptalca oyunlar kabul etmez. aaşk saf duru insnları sever. kafasında bin bir tilki döneneler aşkı yaşayamaz, isteseler de yaşayamaz. arınmalısn. en saf duru halien dönmelisin ki yaşayabilesin aşkı. kısacası sevgilim sna göre değil bu iş. senin yolun açık olsun. hadi hadi git şimdi, git ki ben yaşayayım seni , ben seveyim seni. yokluğun beni boğuyor ama olsun bunu bilmek bile bana huzur veriyor.

bırak beni sevgilim bırak, bırak ki aşk yakışanda, aşk bende kalsın....
NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
5 Mayıs 2007       Mesaj #539
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
Ayrılık'ta Ömre dahil

okumam yazmam yok
doğrudan dolambaçsızdır düşüncelerim
Patika, aşındırılarak oluşturulmuş yolarım
üzerinden en az bin kez geçtim sevdanın

Kurgu değil, senaryo olmadi sevmelerim
Anlık heves, Günlük yalan olmadi düşler
Topuğuna hiç sıkılmadı acılarımın
Tükürdüm, Yalamak yakişmazdi, o nedenle sevdim hep seni

Tiryaki umutlaım
Tövbekar, ölümlü tüm hayallerim
İlkbahar Kış'ı unutturan mevsim
Sonbahar hep sensizlik

Düşene vur bir tekme'de sen
Gocunmasın yüreğin
Kasvetinde derin dondurucuda sakla
Pişir pişir yedir, Sevdik ya seni , bize hasret'i

Ahçı'ya zeval birde elçi'ye Kırılmadı gönül .............

Ne söylesen yalan dinlediklerin gibi .......... yazdıkların
Yaşadıkların, Görüp'te göz yumdukların bilipte inkar ettiklerin
Hepsi yekün'de sen Tuttu güzelim...........

M.K. Versac
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
5 Mayıs 2007       Mesaj #540
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Yaralı bayramlar geçti
Mevsimler, bütün anlamlarıyla
Yüreğin koyu yerinde birikenler
Kendi takvimleriyle gelip geçtiler
Gelip geçti şehirler ve ölüler
Unutmadık
Topraktan çobanyıldızına değin
Hey yer
Her şey
Mümkündü
Nazım kadar coşkulu
Aragon kadar aşık
Lorca kadar yaralıydık
Unutmadık
Orada bir coğrafya yağmalanıyor
Orada gazetelerin ofset baskısı
Orada yeniden yazıyorlar 835 satır
Ve umudunu kaybetmeyen şehirler
Gökyüzünün karanlık kefeniyle örttük
Yıldızların delik deşık ettiği ölüleriz
Adsız ölüleriz
Adları bir coğrafya ile yan yana yazılan
Gövdelerinizi unutmadık, unutmadık hiçbirinizi
Savaşlar ve pazarlar çağıydı
Aynı silahlardı kullandığımız
Aynı çarşılar aynı kandı
Sevgiye ve kurşuna açılmayan yüreklerden geçtik
Pusu yataklarından, dağılmış bahçelerden
Viran tarihten
Uykuları çevik, namlularını oğulları gibi seven
Çocuklar gibi küsüp
Kırda gelincikler gibi gülümseyen
Musademe çocuklarını gördük
Geçip gidiyorlardı
Tarihin en uzun gecesinden
Pazarlarda aynı kan
Aynı paranın değiş tokuşunda
Karanlık çarşılar
Aynı kanlı tarih her defasında
Bir biz kaldık bu kadar içindeyken hayatın
Ölüme yakın duran
Bir de on binlerin korosunda haykıran
Intifada intifada intifada
İki güzelliğimiz vardı bizim
Ufkumuzdan inen
Ve bir daha geri dönmeyen iki güzelliğimiz
Birini kurşunlar, ötekini ofset baskılı resimler aldı
Otuz üç kurşun sıkıldı her birimize
Kutuplar kadar uzak, baba ocağı kadar yakın
Doğunun gündüz ve gecelerinde
Otuz üç yıldız
Hala ışığınıi gönderiyor bize
Birkaç çakmaktaşı cebimde gezdirdiğim
Birkaç karanfil
Yol için ipek, uyku için maya
Kalbiniz için
Kara bir yemin gibi çırılçıplak
Kelimeler getirdim
Kaybolmuş yüzyılların vatanında
Ölümün erken takibe aldığıi çocuklar
Dağlarda değilim sizinle birlik
Yalnızca mataranıza su vermeye geldim
Nazım kadar coşkulu
Aragon kadar aşık
Lorca kadar yaralı
Serap ile hakikat arası
Çağın aşamadığıi uçurumlarda
Gider gelirim gider gelirim
Efsanelerin çeşitlendiği yol ağızlarındaki büyük kamaşma
Anda gizlenen zaman
Ateşin avesta dili
Bitkiler, otlar, kökler
Dağlanmış dil, narin rengi
On binlerin dönüştüğü uğuldarken
Doğunun yeni defteri
Topraktan çobanyıldızına değin
Her yer her şey karanlık bir pusuda
Yazının, tekerleğin, tarihin
Ilk çocuklarından
Ey büyük mezopotamya
Iki bin yıllık gece
Dön geri bak
Kardeşlerim ölüyor kalbimin doğusunda

Murathan Mungan

Benzer Konular

2 Ekim 2008 / Sedef 21 Taslak Konular
10 Ekim 2012 / Misafir Soru-Cevap
14 Şubat 2016 / Safi X-Sözlük