Arama

Çanakkale Şiirleri - Sayfa 2

Güncelleme: 18 Mart 2017 Gösterim: 54.442 Cevap: 57
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
1 Temmuz 2006       Mesaj #11
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Çanakkale

Sponsorlu Bağlantılar
Bir efsanedir Çanakkale Savaşı,
Kalktı binlerce şehidin naaşı,
Destanlaştı Mehmet oğlu Koca Seyit Onbaşı
Vurdu kardaş,kardaşı...

İnglizler kurdu tuzakları,
Siper ettiler zavallı Anzakları
Düşmanlar Türk'ün gücünden ürktü,
Baş mimarımız Atatürktü

Kahramanca savunduk tepeyi,dağı,bayırı
Destanın adı Anafartalar,Seddülbahir; Conkbayırı
Bayrakları bayrak yapan kandı,Çanakkale'de döktük kanı,
Satmadık hiçbir zaman bu cennet vatanı

Tarihin akışını değiştiren,
Türk'ün şan ve şerefini zirveye eriştiren,
Vatana sevgi duygusunu geliştiren,
İman gücünü bayraklaştıran,
Ve orada savaşanları kutsallaştırıp kahramanlaştıran,
Görkemli bir destandır Çanakkale

Mayın gemimiz Nusred'ti
Yüce Rabbim'e bin şükür bize yardım etti
Şehid oldu binlerce er,
Çanakkale ebedileşen zafer...

Çanakkale 250Bin şehidin kefensiz yattığı,
Türk'ün şanına şan kattığı,
Ve bir devrin battığı yerdir...

Şuheda yetmez sana abide,anıt,
İşte Çanakkale en büyük kanıt...
Son düzenleyen Safi; 17 Kasım 2016 03:14
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
16 Temmuz 2006       Mesaj #12
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Çanakkake Şiiri
Önce bir mermi patladı sağ tarafımdan,
Sponsorlu Bağlantılar
Fark ettim, bir anda girip çıktı sol şakağımdan...
Sardı gözlerimi bir an kıpkızıl bir karanlık,
Yükseldi çavuşumdan, vurulduk diyen o son çığlık,
Sanırım, çavuşumla aynı mermiyle vurulmuştuk,
Zaten köyden çıkarken de, el ele tutuşmuştuk...
Yine el ele geçtik ışıklı yoldan, son menzilimize,
Birlikte kucaklaştık, özlenen o eşsiz efendimizle...
Ne de çabuk başlayıp bitmişti, o uzun seferimiz,
Geçti Sırattan yıldırım hızında, binlerce neferimiz...
Sustu bir anda top sesleri, söndü denizi yakan ateşler,
Bir anda sunuldu Rabbine, iki yüz elli üç bin nefer,
Her nefer için ayrı yapıldı, tarifi imkansız törenler,
Taşıdı sancağı önde, alemlere rehber olan peygamber...
Aradı gözlerim; babamı, anamı, bizlerle övünsünler diye,
Beklerim, her an, bu Cennet kapısında görünsünler diye...
Hâlâ ayaklarımın bir adım ötesinden Çanakkale görünüyor,
Tabyadan bir adım sonrasında, vaat edilen Cennet görünüyor...
Nasıl kesildi birden, o binlerce çığlık ve avaze sesler,
Tutuldu sanki, bu ulvi haz rüyasında, bütün nefesler...
Boğaz’da, ateş kusan gemiler, nasıl buharlaştı birden,
Nasıl çekildi aniden, binlerce Mehmet siperlerinden...
Hani az önce, denizler kabarıp üstümüze dökülüyordu,
Çocukken seyrettiğim yıldızlar, yerinden sökülüyordu...
Bu gün 18 Mart 2005, dediler doksan yıl geçmiş aradan,
Hayret, hâlâ bir kan sızmada bizi şehit eden yaralardan...
Gördüm, bir mermer taşı oyup adımı üstüne yazmışlar,
İşte bu Lapsekili, Hasan oğlu Ahmet diye tanıtmışlar...
Biz hiç ölmedik ki, neden insanlar burada ağlıyorlar...
Biz herkesi görüyoruz, onlar galiba bizi görmüyorlar,
Bütün Anadolu çocuklarıyla beraber buradayız biz,
Gerçekten göremiyor mu, o nur damlayan gözleriniz...
Bakın, bu Harputlu Mehmet, eşine mektup yazıyor,
Bu Lapsekili Ahmet, bıkıp usanmadan siper kazıyor...
Diyorlar ki, Mehmet’in mektubu eşine hâlâ ulaşmamış
Bakın, Koca Lapsekili de, nöbetini hâlâ bırakmamış...
İşte bu Kınalı Mehmet, gelirken anası kına yakmış başına,
Demiş ki koçumsun sen, vatanımın 18 Mart bayramına...
Anlamıyorum, peki siz neden ağlıyorsunuz hâlâ...
Son düzenleyen Safi; 17 Kasım 2016 03:14
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
17 Temmuz 2006       Mesaj #13
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Çanakkaleden Bir Ses
Çanakkale den dün inmedik mi biz düşmana salalarla
Boşuna mı kurtardık vatanı Allah Allah nidalarıyla
Neler çektik siz övünün diye bağımsızlık sedalarıyla

Namus dedik koruduk vatan toprağını destan yazarken
Öldük bittik göremedik yirmi yaş çağını kar yağarken
Kefensiz gömdüler çoğumuzu yan yana güneş batarken

Yemeklerimiz hiç sanmayın hep üç öğün çoğu zaman yavan
Nedir bu banka batırmak sahte rakı kapkaç telaşı be hayvan
Atatürk olmasa görürdünüz hak özgürlük nasıl derler yalan

Sahip çıkın bize sizde öleceksiniz hiç uğruna bak göçen göçene
Bir kere dua gönderin ruhlarımıza bari yapmayın boşa çene
Bin yıl sonra bile abidemiz tarih anlatacak oradan geçenlere.
Son düzenleyen Safi; 17 Kasım 2016 03:15
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
13 Eylül 2006       Mesaj #14
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
ÇANAKKALE DESTANIYıl 1915
18'indeyiz Martın.
Kendine gel biraz!
Pek tekin değildi Çanakkale'nin suyu,
Geçilmez bu boğaz...
Geçilmez bu boğaz...
Bizi
Ne topun yıldırır,
Ne kurşunun.
Çünkü artık
Başladı cengimiz.
Er meydanında bulunmaz dengimiz...
Sen misin Mustafa Kemal'im ileri diyen?
İşte fırladık siperden.
Sırtına yüklenmiş kahraman
Seyit 276 kiloluk mermiyi,
Koşuyor bataryasına ateşler içinden.
Bu mermi denizlere gömecek Elizabet'i Buvet'i...
Yanıyor bugün Anafartalar yanıyor,
Denizler yanıyor,
Dağlar yanıyor.
Zafer bizimdir artık
Düşman zırhlıları batıyor...
Türk'üm,
Muzaffer olarak doğmuşuz bir kere.
Bir karış toprak uğruna Kimimiz şehit oluruz.
Kimimiz gazi.
Hiç değişmez bu yazı.
Dünyada her yer geçilir belki
Lâkin geçilmez Çanakkale Boğazı..

Son düzenleyen Safi; 17 Kasım 2016 03:15
AriThmetiCs - avatarı
AriThmetiCs
Ziyaretçi
21 Aralık 2006       Mesaj #15
AriThmetiCs - avatarı
Ziyaretçi
ŞiirLer...
ÇANAKKALE

“Söyle arkadaşım “dedi Anadolulu Mehmet
Yanıbaşında ki Anzak erine
“Nerelerden kopup gelmişin
Neden çökmüş bu mahsunluk üzerine”
“DÜNYANIN ÖBÜR UCUNDAN” dedi gencecik Anzak
“Öyle yazmışlar mezar taşıma
Doğduğum yerler öylesine uzak
Örtündüğüm topraksa gurbet bana”

“Dert edinme arkadaşım” dedi Mehmet
“Değil mi ki yurdumuzun koynundasın ilelebet
Sende artık bizdensin
Sende bencileyin bir Mehmet”

Çanakkale toprağının
Üstü cennet altı mezar
Kavga bitmiş mezarlarda
Kaynaş olmuş yiten canlar
“Ya sen” dedi Mehmet
Oyun çağındaki İngiliz erine
“Yaşın ne senin kardeş
böylesine erken buralarda işin ne”

“Yaşım sonsuza dek on beş”
dedi ufak tefek İngiliz eri
“Köyümde askercilik oynar
coştururdum trompetle bizimkileri

Derken kendimi cephede buldum
Oyun muydu gerçek miydi anlamadan
Bir sahici kurşunla vuruldum
Sustu boynumdaki trompet

Son verildi böylece oyundan bozma işime
Gelibolu’da bana bir yer kazıldı
Mezar taşıma ON BEŞİNDE TRAMPETÇİ yazıldı
Öyküm de künyem de bundan ibaret

Yağmur yağıyordu usul usul toprağa
Gözyaşları düşerek üstüne sanki
Damla damla ağlıyordu uzaktan uzağa
Sahibini yitiren bir trompet
“Ya sizler” dedi Mehmet
Dünyanın dört kıtasından
Mezar dolusu erlere
“Hangi rüzgar savurdu sizleri
bu bilmediğiz yerlere”

Kimi İngiliz’di kimi İskoç
Kimi Fransız dı kimi Senegalli
Kimi Hintli kimi Nepall
Kimi Avustralya’ dan Yeni Zellanda ’dan Anzak
Gemiler dolusu asker
Her biri niye geldiğinden habersiz
Gelibolu’nun oya gibi koylarından sızarak
Tırmanmışlardı dağa bayıra
Siper siper yara gibi yarılan toprak
Mezar olmuştu savaş ardından onlara

Kiminin BURADA YATTIĞI SANILIR
Kiminin ADI BİLİNSE DE MEZARI BİLİNMEZ
Kiminin de mezar taşında
On altı,on yedi on sekiz yaşında
EBEDİ İSTİRAHATE ÇEKİLDİĞİ yazılı
Çanakkale topraklarında
Her birinin erken biten yaşam öyküsü
Eski yazıtlar gibi taşlara böyle taşlara böyle kazılı
“anlamaz mıyım”dedi “halinizden kardeşler”
adına yazılı taşı bile olmayan asker
Anadolulu Mehmet

“Bende yüzyıllarca yaban ellerde
Neyin uğruna bilmeden can vermişim
Kendi yurdum uğruna can vermenin tadına
İlk kez Çanakkale’ de ermişim

Uğrunda can verdikçe vatanlaştı ancak
Ekip biçtiğim padişah mülkü toprak
Değil mi ki sizler alamazsanız bile
Bu topraklar almış sizleri basmış bağrına
Sizlere de vatan sayılır artık Çanakkale “

Çanakkale toprağının
Üstü cennet altı mezar
Kavga bitmiş mezarlarda
Kaynaş olmuş yiten canlar

Bir garip savaştı Çanakkale Savaşı
Kızıştıkça kızgınlığı dindiren
Ara verdikçe ateşe düşmanı kardeşe
Döndüren bir savaş
Kıyasıya bir savaştı
Ama saygı üreten bir savaş
Yaklaştıkça birbirine
Karşılıklı siperler
Gönüllerde yakınlaştı
Düştükçe vuruşanlar toprağa
Dostlar gibi kaynaştı

Savaş bitti
Ölenler kaldı sağlar gitti
Köylü köyüne döndü evli evine

Kır çiçekleri geldiler akın akın
Çekilen askerlerin yerine
Yaban gülleri dağ laleleri papatyalar
Kilim kilim yayıldılar toprağa
Siper siper
Toprağın savaş yaralarını örttüler
Koyunlar koruganları yuva yaptı kendine
Kuşlar döndü gökyüzüne kurşunların yerine
Çiçeğiyle yemişiyle yeşiliyle
Silah yerine sapan tutan elleriyle
Geri aldı savaş alanlarını doğa
Can geldi toprağa silindikçe kan izleri

Yeryüzünde cennet oldu öylece
O cehennem savaş yeri

Şimdi Çanakkale Gelibolu
Bahçe bahçe
Ülke ülke
Mezar dolu

Üstü cennet altı mezar
Çanakkale toprağının
Kavga bitirmiş mezarlarda
Kaynaş olmuş yiten canlar
“Huzur içinde uyusun”
Vuruştukları topraklarda
Kavgadan kinden uzakta
Yanyana dostça yatanlar

BÜLENT ECEVİT
Son düzenleyen Safi; 17 Kasım 2016 03:16
NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
18 Mart 2007       Mesaj #16
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
Çanakkale

Çanakkale conk bayırı geçilmez,
Türk yüreği çelik olur ezilmez,
Bu toprakta hiç izinsiz gezilmez,
Çanakkale şehitlerin kucağı.

Kocatepe Atatürkle yürüdü,
Şehid gazi düşmanları sürüdü,
Düşmanları Türk kokusu bürüdü,
Çanakkale mehmetlerin diyarı.

Bırak anafartalar söylesin,
Söylesinde bunu dünya dinlesin,
Dumlupınar gerisini söylesin,
Çanakkale kahramanlar diyarı.

Ümüt Güngör
Son düzenleyen Safi; 17 Kasım 2016 03:16
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
22 Ağustos 2007       Mesaj #17
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ÇANAKKALE SEVDASI

Bin dokuzyüz on beşti. Sanki zaman durmuştu,
Denizin mavisinde, bulutlar kararmıştı
Çanakkale ufkunu bir toz duman sarmıştı

Akıbeti belliydi gelmişti bile bile
Binlerce şehidimin makberi Çanakkale.


Tekbirlerle çınlarken vatanın dağı taşı
Dağıttı bulutları Türk'ün iman güneşi
Bulunur mu cihan da Türk'ün başka bir eşi

Hiç karşı durulmazdı, bu kuret-i celâle
Binlerce şehidimin makberi Çanakkale.

Hikmetî Elitaş
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 17 Kasım 2016 03:16
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Ağustos 2007       Mesaj #18
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ağlama Çanakkale

Ne yiğitler geldi yurdumun her bir tarafından
Vatan uğruna kaç Mehmedim vazgeçti vatanından
Çanakkale, öyle hazin hazin akma Ege' ye
Adın Conkbayırına yazılacak Mehmedimin şehit kanından
" Çanakkale Geçilmez "

Kaç anne evladını son kez öpüp kokladı
Kaç taze gelin kınası kurumadan eşini yolladı
Çanakkale öyle boynu bükük durma
Kaç Mehmedim canını bu toprağa adadı

Şahadet kelimeleriyle doldu tim siperler
Bayrağı uğruna şahadete koştular birer birer
Her biri kahramandı, rütbeleri ise şanlı bir er !
Bayrağım dalgansın Mehmedime bu sevinç yeter

Havada kurşun sesleri, barut kokusu
Sanki her adım kör mevzi ve kanlı pusu,
Peygamber çağırırken Cennete
Mehmedim' de kalır mı ölüm korkusu

Mehmedimin dilinde dua elinde kırma bir tüfek
Düşman dökülmeden bitmeyecek Şanlı cenk!
Şahadetinde göğsüne takılacak yaldızlı çelenk
Ağlama Mehmedim
Kanınla sulanan bu toprakta
Elbet bir gün çiçekler açacak renk renk

Ne büyük kahramanlık ne bu Yüce Şahadet
Güneşle kaç kez zafere uyandı bu Millet
Hangi millete görülmüş ölümüne cesaret
Ağlama Çanakkale ağlama

Mehmedim bak görüyor musun ?
En gökte benim bayrağım dalgalan
Çanakkale Geçilmez diye tarihi kanınla yazan
İki yüz elli bin Mehmedimdir Cennette yatan

Ağlama anam, bayrağım en nazlı göklerde
Sil gözyaşını bacım, Mehmedin gülümsüyor sana Cennette
Böyle Mehmet' ler yaşadıkça canım memleketimde
Çanakkale' ler Geçilmez ve Bayrak Gökten İnmez.


İsmail Sarıgene
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
23 Ağustos 2007       Mesaj #19
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Çanakkale

Şüheda fışkırdı,şüheda ulaştı haber
Kürdü lazı çerkez'i meleklerle beraber
Almış mermi omuza vatan deyipte gider
Mehmet allah diyerek gazi en önde gider

Kibir taşıyan kafa gördü kara bahtını
İngiliz, semirmişti mehmedime ahdını
Gelince çerkeşli bırakıp kaçtı tahtını
Unutmuşlar ha kosova'yı ine bahtını

Bunların kalp gözü kör,görmez gözleri tabi
Geçilmez çanakkale aldı kutsal kitabı
Ya istiklal ya ölüm mehmetçiğe hitabı
Ahde vefa budur bak daldı koca hüseyin

İnanmayan gönüller gemi elden gidince
Tabur tabur kaçtılar yenilgiyi sezince
Savaşta yenemedi şimdi plan çok ince
Bunlar delik ararlar hadi mehmet deyince

Ömer Ekinci Micingirt
Son düzenleyen Safi; 17 Kasım 2016 03:18
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Ağustos 2007       Mesaj #20
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kırmızı Toprak -Beyaz Gök Çanakkale’m

Toprakların kızıllığında güneş batmadaki,güneşler
Doğdu bir ulusun bağrında,
Doğmak yada doğmamak, bir milletin avuçlarında
Doğan memedlerdi bilesiniz .
Kırmızı toprak beyaz gök , Burası neresi?koynundan
Hıçkırırcasına damlarken kırmızı yağmurlar,
Top mermileri ile süngülerin yüreğinde topraktan
Mezar kazan eller kimindi ki?
Bir çift göz ararken gecenin eteklerinde,binlerce
Yıldızı buldum cesur cesur parlayan,
Savaşın türkülerini destan diye denizlere yazan
Yüreğimin parçaları ölmeden ay ışığında.
Mor dağları yürüyerek geçerken memedim ölmedi ki
Anam, kurtuluşa bir gün kala,
***** bir kalleş kurşun tuzakların içinden
Nefeslerken vatanı vurdu gizli yarama .
Soğuk ayaz gecelerin kan çanağı gözlerinde
Çelikten kalkan siperde dururken memedim,
Ayrılıklar diyarımı oldun sen kırmızılara boyanmış
şehir, martıların kanatlarında.
Ayın on sekizi bu son veda gibi analara geri
Dönmeyecek tebessümü verirken,
Bu gün ben ağlayacağım,
Süngülerle alınmış emanetler emaneti can
Parçam Çanakkale’m ,
Meleklerin cennet türkülerini söylediği memedlerim uyurken koynunda
Toprakların kan ağlıyor
Ölüm bile bu ölüme inanmazken hâlâ.
Haykırıyorum avuçlarından şehitlerimin
Yıl dönümü on sekiz martlarında,
Düşmanların ulusu olmaz.
Ki,
Ulusu olan düşmanlarda duysun,
ÇANAKKALE
Geçilmedi,
Geçilemeyecek,
ve
Geçemeyeceksiniz,
İlelebet…

H.Hüseyin Anmak

Benzer Konular

26 Ağustos 2022 / nünü Osmanlı İmparatorluğu
29 Ağustos 2020 / Yavru_Aslan Edebiyat
2 Ekim 2016 / HANDSOME Genel Mesajlar
25 Şubat 2012 / Ziyaretçi Soru-Cevap
19 Nisan 2010 / The Unique Eğitim Bilimleri