Arama

Özlem -1- [Arşiv] - Sayfa 55

Güncelleme: 3 Aralık 2006 Gösterim: 179.535 Cevap: 1.193
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Eylül 2006       Mesaj #541
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
....sen ağlama bir damla gözyaşın yeter
sen üzülme gülüm
Sponsorlu Bağlantılar
gamzende güllerin biter
yollarıma taş koysalar döneceğim
gözlerinden yaşlarını sileceğim.....
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
18 Eylül 2006       Mesaj #542
kambis - avatarı
Ziyaretçi
zalim
hala anlamıyorsun değil mi
Sponsorlu Bağlantılar
gelmem değil gelemem dediğimi
seni göremediğim her an
benim de ne acılar çektiğimi
bilmiyorsun seni görebilmek için
yasaklarla baş ettiğimi
zalimi yakıştırıyorsun
sonra da *****yi
bilmiyorsun söz verip te
evden kaçıp sana geldiğimi
unuttum sanıyorsun
geçen günlerde seni.
sürekli söylüyorsun
sadece senin acı çektiğini
zalim derken görebiliyormusun içimi
görebiliyormusun neler çektiğimi
senin gibi uykularımı hiç ettiğimi
her şarkıda seni hissettiğimi
her nefeste seni içime çektiğimi
görebiliyormusun içimde
çığ gibi büyüyen ateşi
sana göre ben bozdum dimi...

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Eylül 2006       Mesaj #543
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ÖZLEDİM SENİ


Ayrılık yüreğimi karıncalandırıyor nicedir...
Beynimi uyuşturuyor özlemin...
Çok sık birlikte olmasak bile benimle olduğunu bilmenin bunca yıl
içimi nasıl ısıttığını yeni yeni anlıyorum.
Yokluğun, hatırlandıkça yüreğime saplanan bir sızı olmaktan çıkıp
sürekli bir boşluğa dönüşüyor.
Sabahlara seni okşayarak başlamaları, akşamları her işi bir kenara koyup
seninle baş başa karşılamaları özlüyorum; oynaşmalarımızı,
yürüyüşlerimizi, sevimli haşarılığını, çocuksu küskünlüğünü...
Nasıl da serttin başkalarına karşı beni savunurken; ve ne yumuşak,
bir çift kısık gözle kendini ellerimin okşayışına bırakırken...
Ya da kolyeni çözdüğümde kollarıma atlarken...
Hasta olduğunda, o korkunç kriz gecelerinde günler,
geceler boyu nöbet tuttuk başında... O şen kahkahalarına
yeniden kavuşabilmek için sessiz dualar ederek...
"Atlattı" müjdesini kutlarken yorgun bedenindeki yaraları okşayarak,
doktorun böldü sevincimizi: "Yaşayamaz artık bu evde...
Yüksek binalar ve beton duvarların gri kentinde" dedi,
"O gitmeli... Ve kendine yeni bir hayat çizmeli..."
Bilsen ne zor, gitmen gerektiğini bile bile "Kal" demek sana...
Ne zor, senin için ebedi mutluluğun beni unutmandan geçtiğini bilmek...
Gitmeni asla istemediğim halde, buna mecbur olduğumuzu görmek
ve sana bunları söyleyemeden "Git artık" demek...
"Beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk kavuşacaksın
mutluluğa" demek sana ne zor...
Sesimi, kokumu çekip alıvermek beyninden,
sesin, kokun hala beynimdeyken...
Seni görmemek ve belki yıllar sonra karşılaştığımızda
bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden...
Yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek...
Ve sonra kendi ellerimle bindirip seni yabancı bir arabanın
arka koltuğuna, birlikte güneşlendiğimiz onca yazı,
yan yana titreştiğimiz onca kışı, paylaştığımız bunca acıyı,
onca kahkahayı ve bütün o uzak yeşillikleri katıp yorgun bedeninin yanına,
arkadan pişmanlık gözyaşları dökmek ne zor...
Ne zor hiç tanımadan seni emanet ettiğim bir şoföre "Hızla
uzaklaş buradan ve gidebileceğin kadar uzağa git" demek...
Yokluğunu beklemek, ne zor...
Bunları düşündükçe, şu anda uzaklarda bir yerlerde
üşüdüğünü sezinleyerek panikliyorum. Bütün engelleri aşıp,
terk edilmiş caddeleri, kimsesiz sokakları, yalnız bulvarları arşınlayarak
sana ulaşmak, sessizce başını okşamak, kulağına sevgi sözcükleri fısıldamak
ve yavaşça üzerini örtmek geliyor içimden...
Paylaştığımız bir mazinin, yitirdiğimiz bir geleceğe
dönüşmesinden hicran duyuyorum.
Gizli gizli hüzünlendiğim akşamlardan birinde,
terk etmişlere özgü bir terk edilme korkusunu da
yüreğimin derinliklerinde duyarak sana koşmak,
yaptıklarım ve daha çok da yapamadıklarım için özür dilemek
ve "Dön bebeğim" demek istiyorum:
"Geri dön... Kulüben seni bekliyor..."
mydarling24 - avatarı
mydarling24
Ziyaretçi
18 Eylül 2006       Mesaj #544
mydarling24 - avatarı
Ziyaretçi
Ağlama

alışamadım vedalara
ağlama
dayanamam

çıplaktı ellerim
tutamadım güneşi
söküp yerinden yüreğimi
veremedim bir çingeneye
heba ettim gençliğimi de
güçsüz kalmış bedenimi
teslim edemedim Azrail’e
Allah kahretsin

öksüz sabahlara uyanırken
yetim gecelerin kucağından düşüyorsun
bir yanın hep kırık
bir yanınsa hep yanık
ve boynuna geçirilen bu yazgının
isyanını yaşıyorsun
ağlama
kıyamam

bir sigara içimi daha bakayım gözlerine
bir nefes daha çekeyim kokundan
izin ver avuçlarından öpeyim doya doya
sonra vakit tamam
ağlama
bırakamam

az sonra
öksüz kollarını boynuma dolayacaksın yine
ve yine isyan edercesine tutulacak dilin
ben ezikliğini hissederken gidişin
sen kalmak istemeyeceksin
hiçbir sözün kar etmediği
ve hiçbir vaadin anlam içermediği
vedalardan birinde daha
“seni seviyorum” demeğe utanacağım
Allah kahretsin
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
18 Eylül 2006       Mesaj #545
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Ağlama makamı

yaralıyım, peşimsıra düş avcıları
harcım değil ki, ellerini bırakayım.
Bozkır vadilerde etimi kemirdiler
öptüğün güneş renkli dağlarda
hala ben
ağlama makamındayım.

Hırçın kuşların yüküdür, ellerin yorgunluğu
toprağımı itirazsız çağırıyorum
gözlerime üşüşen güvercin sürüsüyle.

Usul usul açılır ellerin
kıyısında gölgemi kaybettiğim denizlerime
çığlığımı kaçırıyor yüreğinden uğurladığın gemi
haylaz ergenliğimle
ellerinden ümid sağıyorum.

Adem Özbay
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
18 Eylül 2006       Mesaj #546
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
O SENSIN

Hani bazen dersin ya;
Elim ayagimsin sen.
Hani hissedersin bazen;
O sensindir
Kokun kadar sana yakin
Agrilarin kadar gerçek
Sesin kadar sendir
Onunla gülümser güne günes
Ve onunla aydinlanir
Zifiri karanliginda,
Gecenin aydinligi ay odur
Kazinmis bir gecmisim;
Yasanacak hayallerimdir
Belkide sende biliyorsundur
Belkide o sendeki
Sesin kadar yakin olan bendir...
Dreamcatcher - avatarı
Dreamcatcher
Ziyaretçi
18 Eylül 2006       Mesaj #547
Dreamcatcher - avatarı
Ziyaretçi
Hasretin Senfonisi

2727k1922kd9

O hasret var ya o hasret!
Doğum gibi,ölüm gibi beklenti
Her şeyden fazla etkili
Sürücü güç hayallerin şehrine
Bin atlının koşturduğu çöllerde
Hasret yalın ayak bir koşucu katranda
Kızgın çakıllarda olabildiğince...
Bir de bağırda ateşbaz kumlar,
Dökülür ateş nefesten konuştukça
Camlaşırlar

Ah o özlem
Çıplak vücudumda yalnızca çivi bir gerdanlık
Olan delice özlem...

Ateşlerde yürüten fırtınalar yaratan
Hasret çiçeği kokan aramalar,anmalar,arınmalar
Hangi çağlardan kalma tablet
Bu delici gökyüzü bakışlar...
Tüm yıldızlarla ay aşksa eğer
Hasret kızgın lâvlar gibi yakar.

Kanıyor özlemlerim ağlıyor...
Özlemek doğanın bir hediyesi insana
Ve onun kadar muhteşem bir şey de yok ya!

Hangi renk hasret kokar burcu burcu
Ve dağılır karalara,denizlere gömülür
Hangi ağaç kızıl, ıslak yaprak
Döker özlem olarak tek tek...

Sevgimle bitişik hasretim
Tüm özlemlere talibim, ipoteğim

Sevgi Damlaları




Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
18 Eylül 2006       Mesaj #548
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Odamda yanan mumu üfledi bir çan sesi.
Gözlerim halka halka gördü bu uçan sesi.
Önümden bir hız geçti, aktı ateşten izler;
Açıldı kıvrım kıvrım toprak altı dehlizler.
Şimşekler yanıp söndü, şimşekler sönüp yandı;
Derindeki sarnıçta durgun sular uyandı.
Sağa sola sallanıp, dan, dan, dan, çaldı çanlar,
Durmadan çaldı çanlar, durmadan çaldı çanlar,
Sular ürperdi, eşya ürperdi, tunç ürperdi;
Çanlar, kocaman çanlar, korkunç korkuç ürperdi.
Gördüm ki, adım adım, gölge gölge keşişler.
Ebedi karanlığın mahzenine inmişler...
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
18 Eylül 2006       Mesaj #549
arwen - avatarı
Ziyaretçi
sevdaya bulanmış ellerim boyuyor
gönül sayfalarımı
beyazdan siyaha dönen satırlarım
içime dökülüyor
gülün rengi yağıyor yüreğe

kalem
gün batımı kızıl..lığında..
uç veriyor

özlem
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
18 Eylül 2006       Mesaj #550
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Çaresizliğimin Altında
Zaman geçtikçe, bunadığımı değil
Bunaldığımı görüyorum
Hayatın keşmekeşliğinde,
Bir bir umutlarım suya düştükçe,
İçinde bulunduğum ortamda
Benim iyi olmam bana yetmiyor,
Başkalarının gözyaşlarını gördükçe
Kahroluyorum!
Çekilmezlerin, çekilmesinin eşliğinde
Yok olmak için
Şu minnacık bedenimin naklini, nere ve nasıl
Aktarabileceğimi bile beceremiyorum
Kaçmak istememe rağmen bir yerlere,
Deli miyim ne, yoksa, deliriyor muyum?
Eskiden ben böyle değildim, yaşıtlarımın ki
Gibiydi saçlarım,
Şimdi aynalara bile bakamıyorum
Bitip tükendiğimi görmemek için,
Kazaen, her aynaya baktığımda
Dağıtmak istiyorum her yeri
Boşalan şişeleri kırarak,
Sonrada, sarhoşluğuma sayarlar korkusuyla
Sarhoş olmadan sızıyorum
Sefilliğimin altına sığınarak,
Yüreğimin derinliklerindeki isyanlarıma ses katıp
Sessiz sessiz ağlayarak,
Bunun böyle nereye kadar gideceğini,
İçimde ki hırs yanardağının ne zaman patlayacağını,
Hangi sevdaları yakıp, kavuracağını,
Ve son ikamet yerimin neresi olacağını bilemeden
Tekrar başa dönüyorum,
Bilinmezlerimi bilmek için, öylesine,
O da olmuyor,
İç dünyamın karanlığında kaybolmak için
Hiçbir yaralının yarasını tımar edemeden
Her olumsuzluğun sorumlusu benmişim gibi
Mahzenime doğru uzanıyorum usul usul
Çaresizliğimin altında ezilerek!
Çaresizliğimin altında!

Benzer Konular

18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
7 Mayıs 2008 / estudiantes Spor tr
11 Aralık 2015 / asla_asla_deme X-Sözlük
16 Şubat 2015 / Jumong Basın/Magazin tr