Arama

Babam - Sayfa 65

Güncelleme: 19 Mart 2012 Gösterim: 119.261 Cevap: 756
Demir YumruK - avatarı
Demir YumruK
Ziyaretçi
23 Şubat 2008       Mesaj #641
Demir YumruK - avatarı
Ziyaretçi
...Koca Çınar...Babam...

Sponsorlu Bağlantılar
Sen koca çınar
Babam...
Köklerin sıkı sıkıya toprakta
Gövden kocaman,
Dallarında büyüdüm ben
Beni hayata kattın BABAM...

Vurmadın ellerime
Dokunulmaza uzandığımda.
Nefesin, kelimelerin yettiğince
Olurları, olmazları anlattın
Baba sesinle....

Kucağında büyüdüm
Sarılmalarını saklamadın uykulara
Sevmek dokunmaktır öğrettin bana
Baba sevginle...

Dürüstlüğü öğrettin bana,
Saklanırsam yalan kapılarının ardına
Kilitli kalırdım köhne odalarda.
Sen kattın doğruları hamuruma...

İnadı öğrettin baba bana,
Direnebilmeyi öğrendim
Dedin ki 'İnanıyorsan doğrulara
Savun sonuna kadar
karşındaki baban bile olsa'

Aşkı,
Anneme bakarken gördüm gözbebeklerinde,
Bakla ayıklarken onunla birlikte
Elinizde birer fincan çay balık tutarken
Sahilde elele
Aşk bu olmalı dedim
Gözlerinin, yüreklerinin içinde...

'Sarı Papaça'n oldum bazen
(Papaça küçük papatyaymış, bu da senden!)
'Fındık' idim sırtına binerken...

Ben de kızdım elbette sana bazen
Öfkeler de sevgiye dahildir
Bunu öğrendim hiddetimden.

İnanmayı öğrendim yarınlara
7 senedir ayağa kalkamayan hayat arkadaşına
Can verirken canınla,
Herşeye rağmen
Yarınlara inanabileceğini öğrettin baba bana..

Hep çocuk kalabilmenin tadını tattırdın bana...
Eş ya da Anne olsa da artık adımda,
'Funda Hanım' dese de birileri bana
Biliyorum küçük kızınım senin,
Küçük kızın olarak kalacağım
İkimiz de olduğu sürece dünyada.
İyi ki varsın BABA...

Funda Bilgili

Demir YumruK - avatarı
Demir YumruK
Ziyaretçi
23 Şubat 2008       Mesaj #642
Demir YumruK - avatarı
Ziyaretçi
Hayat’ın Perde Arkası

Sponsorlu Bağlantılar
Çıktık geldik bir yerlerden
Bize buralar han oldu, buralar şart oldu
Kimi zaman bakındık etrafımıza
Yok olurcasına küçüldük
Kahrolurcasına içlendik
Kimi zaman etrafımıza meydan okuduk
Heykelimizi diktik kendi dünyamıza
Tahtımıza çıkıp oradan baktık dünyaya
Ve kendi esirimiz, kendi cariyemiz olduk

Bilirsin, her daim eskilere dalarız
Kim kopmuş anılarından, atalarından
Kim unutmuş aşklarını; belki seni, belki beni
Hissedemediğimiz gözleri üzerimizde birilerinin
Birilerinin kalp atışları şakaklarımızda atıyor
Gel gör ki çok kez yalnız kalırız
Çok kez anlatamayız
Bizi biz yapan o düşleri
Sonsuzluga perde açar gibi...yalnizlik

Ben de, bir “Baba” gibi, bir deli yürek gibi
Avucumun içine aldım dişi benliğimi
Korkmadim körelecek duygulardan,
Sezintiye dönüşecek anlamlardan
Çılgına dönmekten, haykırmaktan,
Yerden göğe uzanıp yine de nefessiz kalmaktan
Dünyanın daralmasından, yetersizliğinden
Anlaşılmamaktan korkmadim!
Avucumu sımsıkı tutamadım ki hiç...

Ve parmaklarımın arasından süzülerek
Pamuklu, ipekli, çiçekli, güllü hisler
Baba yüreğimin etrafında halkalanıverdiler…

(Leuven,2003)


Sevil Yiğit

LaDymm - avatarı
LaDymm
Ziyaretçi
24 Şubat 2008       Mesaj #643
LaDymm - avatarı
Ziyaretçi
Baba (Mın) Kokusu
Babama...

Sıkıntılarını ılık esen rüzgârlara anlat demişti bir dostum…
“Ilık esen rüzgâr, sıkıntılarını alıp giderken huzurla doldurur içini…”
Bu gece rüzgârla randevum vardı; hanımeli kokan terasımızda… Dost sohbetini esirgemedi benden rüzgâr.
Sıkıntılarımı alıp giderken hanımelinin eşsiz kokusunu bıraktı yanıma…
Yıldızlar ortak oldu huzuruma… Dalıp gittik uzaklara…
Güzel yaz gecelerin evlere girilmez sıcağında, bir başka olur saçak altı dost sohbetler
Çocukluğumun büyülü yıllarında, bizzat yaşadığım eşsiz güzellikteki huzur gecelerine gittim bu gece.
Büyümemle birlikte büyünün bozulduğu, çocukluğumun huzur dolu yılları arasında saklı kalan bir güzellik tebessüm etti bu gece yüzüme…
Sıcak yaz gecelerinin en güzel anlarıydı, komşularımızla bir arada geçen bitmesini istemediğim sıcak yaz geceleri…
Dumanı üstünde tüten çayların yanında ikram edilen kurabiyelerin o eşsiz tadı…
Çocuklara yapılan paşa çaylarının mayhoş kokusu…
Büyüklerin şen kahkahaları arasında, bilinçsizce oynadığımız oyunların en tatlı yerinde muhakkak bastıran o tatlı uykular…
“Çocuklar uyudu” diyerek dönülmezdi evlere.
Teraslara dizilen sedirlerin üzerine yatırılırdık…
Yıldızların eşsiz güzelliği, annelerin şen kahkahaları arasında dalardık huzur uykusuna…
Annelerin şen kahkahalarının ninni gibi gelişimidir, hanımeli kokusunun rüzgâr eşliğiyle burnumuza getirdiği o eşsiz güzelliğimidir bilinmez, evimizde, rahat beşiğimizdeki uykumuzdan daha tatlı gelirdi sedir üstü uykular…
Gecenin geç saatlerinde eve dönüş seferleri…
Baba kucağında çabucak bitiveren yollar…
Uykuda kucağa alındığımı anlardım çok zaman ve daha bir yerleşirdim o alındığım kucağa…
Bilirdim ki babamın kucağındayım… Bilirdim ki güvendeyim…
Uykuda olsam da kokusundan tanırdım baba kucağını…
Babam tütün kokardı…
O tütün kokusu huzur verirdi bana…
Sadece babam tütün kokardı…
Şimdi benim ellerim tütün kokuyor…
Tanıdık bir koku
Ama huzur vermiyor…
Baba kucağının o eşsiz huzuru kalmadı içimde…
Üzerime titreyen ellerin olmadığı…
Ateşimi ölçen dudakların alnıma değmediği bir dönemdeyim artık.
Kendi çayımı kendim yapmak zorunda olduğum, misafirlerimi hanım eli kokan terasta ağırlamanın, çocukluğumdaki gibi neşe vermediğinin farkındayım artık…
İzliyorum… Düşünüyorum…
Benim yaşadığım o çocuk huzurunu yaşayan kaç çocuk kaldı geriye?
Özlüyorum…
Baba kucağının o eşsiz huzurunu özlüyorum…
Üzerime titreyen elleri…
Endişe içinde alnıma dokunan o dudakları özlüyorum…
Babamın kokusunu özlüyorum…

Babama …
Gönül Sevinç
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
24 Şubat 2008       Mesaj #644
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
BABAMA MEKTUP

NE ÖZLEDİM SENİ BİR BİLSEN
NASIL TÜTÜYORSUN BURNUMDA
YUTKUNAMIYORUM SENİ ANDIKÇA,
HATTA NEFES ALAMIYORUM.
CÜZDANIMDAKİ RESMİNE BAKTIKÇA,
ISSIZ GECELERDE
HAYALİNE KAPILIYORUM SESSİZCE.
ŞİMDİ OLSAYDI DİYORUM,
OKŞASAYDI SAÇLARIMI,
ISLAK GÖZLERİMİ SİLEBİLSEYDİ
BU KADAR ERKEN GİTMESEYDİDE,
TELİMİ, DUĞAMI GÖREBİLSEYDİ.
YAŞASAYDIDA DAĞ DAĞ GERİLERDE OLSAYDI.
TELEFONDA DUYABİLSEYDİM SESİNİ,
RÜZGARLAR GETİRSEYDİ KOKUSUNU,
BİR MEKTUBU, BİR SELAMI GELSEYDİ,
YILDA BİR, HATTA ON YILDA BİR GÖREBİLSEYDİM,
O BENİM BUĞULU GÖZLERİMDEN
BEN ONUN MİS KOKULU ELLERİNDEN ÖPSEYDİM.
KOKLASAYDI BAĞRINA BASA BASA.
SAÇININ HER TELİNE, BİN BUSE KONDURSAYDIM.
GÖĞSÜNDE UYUSAYDIM,
BASTIĞIN YERLERE SÜRSEYDİM YÜZÜMÜ,
AMA HASRET KOYMASAYDI GÖZÜMÜ.
BERABER YUDUMLASAYDIK ÇAYIMIZI,
BERABER YAŞASAYDIK YAŞAMADIKLARIMIZI.
SADECE RÜYAMDA DEĞİL ,
YANIMDA GÖREBİLSEYDİM.
BABACIĞIM, KEŞKE SENİNLE AYNI GÜN ÖLEBİLSEYDİM,
ARDINDA, ASLINDA MUTSUZ BİR NEFES BIRAKTIN.
KULAĞIMDA ÇINLAYAN HOŞ BİR SES BIRAKTIN,
HAKKIN YOKTU İNAN, HİÇ HAKKIN YOKTU.
BENİ ÇOK ERKEN YETİM BIRAKTIN,
AH BİR BİLSEN SENİ NE ÇOK ÖZLEDİM.
İNAN O ÇOCUK RUHUMLA GELİRSİN DİYE AYLARCA BEKLEDİM.
HİÇ İNANMADIM "ÖLDÜĞÜNE"..
O ÇİZGİLİ PİJAMALARINLA
PENCERENİN ÖNÜNDE BULUVERECEĞİM SANDIM HEP,
UZANSAM TUTACAĞIM SANDIM,
GÜNDE BİN KERE UZANDIM
BİR KEZ BİLE TUTAMADIM.
GÖRDÜĞÜM HER ADAMI,SENSİN SANDIM.
ZAMAN ZAMAN KARŞIMDASIN GİBİ GÖRDÜM,
KİMİ AN KAYBOLDUN DUMAN DUMAN,
AH BİR BİLSEN BABACIĞIM.
BU YETİMLİK NE YAMAN,
SEN GİTTİN GİDELİ SEVMİYORUM BAYRAMLARI,
YALAN DEĞİL KISKANIYORUM BABALI OLANLARI.
HELE O "BABALAR GÜNÜ" VARYA BABACIĞIM,
İŞTE O GÜN KAHROLUYORUM.
SANKİ DERİN
SANKİ DİPSİZ KUYULARDA BOĞULUYORUM............



GAMZE (ANTALYA)
Demir YumruK - avatarı
Demir YumruK
Ziyaretçi
25 Şubat 2008       Mesaj #645
Demir YumruK - avatarı
Ziyaretçi
Misafir

Sert bir kış akşamıydı,
Miladi 79 un ilk ayıydı,
Sonu mutluluk olan bir sancıydı,
Sancıyı çeken cefakar bir anaydı........

Nüfusta yine bir değişme vardı,
Bunu ilk Nurdan ebe anladı,
Yeni misafir nefes alınca ağladı,
Dışarda gözleri yaşaran bir babaydı.

Sonra aylar yılları kovaladı,
Yine gözlerde yaş vardı,
Bu kez ağlayan ne baba na anaydı,
Kış akşamı doğan bir delikanlıydı

Sebebini içine attı sakladı,
Benzi soldu,yüzü sarardı,
Derdini kimselere anlatamadı,
Gözyaşlarının sebebi kara sevdaydı

İlk önce ana sancıdan ağladı,
Sonra baba mutluluktan ağladı,
Delikanlıyı ağlatan kara sevdaydı,
Nikah gecesine gelince,...herkes ağladı

Aydın Kansıray
jöly - avatarı
jöly
Ziyaretçi
25 Şubat 2008       Mesaj #646
jöly - avatarı
Ziyaretçi
Baba İle Kızı

Ay kızım kınalı kızım
Gelin olup gitti bugün
Sensiz ne yaparım kuzum
Gelin olup gitti bugün

Ağlayınca avuttuğum
Ninni çalıp uyuttuğum
Öpe seve büyüttüğüm
Gelin olup gitti bugün

Şahballı’yım sinem tüter
Benim derdim bana yeter
Ayrılık ölümden beter
Gelin olup gitti bugün


Hilmi Şahballı
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
26 Şubat 2008       Mesaj #647
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Babam Bir Göçmen İşçi


Hani bir gün ansızın
çıkıp gitmiştin ya baba.
Hani çocuktum ya ben.
Hani amansız bir kış vardı ya
Dağların oymaklarında ayaz çatlardı
sanki bir fısıltıya yıldırım çakar gibi.
Sanki bir çığ düşer gibi gözyaşına
göz kapakların hapsederdi düşecek damlaları.

Düşüncelerin sultada
tetikte bekliyordu
sessiz baba.
Dam evlerde mertekler
ker*** duvarlar üstüne oturmuş uçları.
Buz sarkıtları bir kılıç gibi.
Beyaz karlarla örtülü dağların kıvrımından
bir oymağı geçince ilk yaz dilleniyordu.
O ilk yazda çiçek açtı yeni diktiğin fide.
Issızlıklar gömülmüştü vadiye
biz hala seni bekliyoruz baba.

Emeğini yüreğine yüklemiş babam !..
Koskoca şehirde yalnızdı çaresizdi.
Çocuklarının düşü uyandırırdı
çalar saatten önce işe.
Sabah sessiz ve soğuk kaldırımlara düşerdi
uykusuz gecelerinin mahmurluğu.
Ve buz keserdi parmak uçları
su alan ayakkabıları içinde.
Ya plastik eldiven içindeki
sızlayan elleri
nefesine tutardın ısınsın diye.
Sonra kaldırımlarda ateş yakardınız değil mi baba.
Dudaklarınız titrerdi çaresiz kelimelere.
“Şimdi bir çay olsa
içilir” derdiniz demli.

Bir göçmen işçiydin bu koskoca şehirde
Bir göçmen işçiyi aydınlatırdı
Gecenin odalara sinen karanlığını kovarken
yaktığın lamba.
Uyanır mıydın şimdi bir tatlı nefese
Unuttum diyordun kadınımın yüzünü
unuttum çocuklarımın gülüşünü.
ve çomarın havlamasını olur olmaz sese

Bu koskoca şehrin sokaktan damarları
Dolup dolup boşalıyordu insanlarla ve dertle
Asfalta siydiren delik su borusunun
tamiratı için ordaydılar
Sen hıncını kazdığın toprakta
sabah ayazını içiyordun mutluluğu için çocuklarının
Kiminin içine yel girmiş gibi
gurbet çeken sevişmenin düşünde
sarı saman tınazında mevsimin
aşklarını düşündün çocukluğunun.
“Aşkımız kuşluk vaktinde güzeldir” dedin.
Ya mahmur dudaklarda öpüşmenin tadı
bir hayal görür gibi.
kaldırıldığın hasta hanenin yatağında
başın dönüyordu hala
düşüp bayılışından bu yana.

Bir gelini bezer gibi papatya.
Güneşe selam durur gibi ay çiçekleri
gerdan kırarlar boyunlarını büküp.
Çiğ taneleri yaprak uçlarında
damlalarını döküp
birazdan buhar olacaklar
yazdan kalma güneşin tortusundan.
Ve sonra üşüyecek sıcaklar içinde
bir zemheri ayazında.
Dokunacak doğanın elleri gizli
belki de bir pastırma yazında.
Kendine geleceksin babam.
Yalnızca hasret nöbet tutacak
yanı başında.





Ahmet Canbaba
LaDymm - avatarı
LaDymm
Ziyaretçi
27 Şubat 2008       Mesaj #648
LaDymm - avatarı
Ziyaretçi
Gitme babacığım beni bırakıp
Yalnız başıma
Kınalı kuzum derdin bana
Başımı yaslardım omuzuna
Beyaz saçlarını koklardım,ellerini öperdim
Ağlayarak içimden birşey kopardı
Yüreğimden sağnak yağmur akar,çeşmelere karışır duygu selinde boğulurdum
Gözlerinin içine bakardım
Geçirdiğimiz mutlu günleri hayal eder,mutlu olup ağlardım

Babacığım nerdesin
Kızın seni arıyor
Seni herkesten kıskanıyorum bir kelebek gibi yüreğim
Kara gözlerini,içindeki sıcacık yüreği
İçimde taşıyorum canım babacığım.


Gülçin Şahin
Demir YumruK - avatarı
Demir YumruK
Ziyaretçi
28 Şubat 2008       Mesaj #649
Demir YumruK - avatarı
Ziyaretçi
Babama Sitem

Bir baba düşün cahiliye devrinden
Sırf kız diye sayılı nefes alan kızını diri diri gömen
Öz kızını öldüren bir baba
Yani bir baba
Baba
Baba yani
Yani baba
Allah’ın verdiği cana kasteden baba
Annesinin kocası diye kendini baba sanan baba
Yani baba diyor diye diğer evlatları
Baba olduğunu düşünen baba
Baba
Bir baba nasıl eder çocuğun ömrünü heba
Bir dilim ekmek
Bir bardak su
Sana da veren var taşıdığın ruhu
Baba
Ey baba
Ey baba kılıklı varlık
Sen kendini baba mı sanıyorsun babalık
Sen ve senin gibiler sadece kuru kalabalık
Baba yani iki hece ba ba
Sadece iki hece
Ne gündüz hayatımdasın
Ne rüyamdasın gece
Bırak beni
Yok bırakma
Diri diri göm beni toprağa
Bırak bedenimi kemirsin börtü böcek
Babam bugün olmasa da yarın beni gömecek
Sonra bir melek
Sonra bir nur
Belki Peygamber beni görecek
Bilirim
Babam beni sevmese de
Sevecek
Bağrına basacak Resûl…

Baba
Yani baba
Hani koca yürekli dediğiniz
Hani yiğit
Hani fedakar
Hani evladı için yarası kanar
Hani sizin tabirinizle
Baba
Hani baba
Hani
Hani nerde baba
Kardeşimin babası
Yani babam
Babam yani
Babam
Bak adın beş harfe çıktı be adam
Saçında ki aklar beşe çıktı
Beşi vurdu saat
Sabah ezanı okundu
Baba
Sana babam demek
İnan canıma dokundu…


Selman Urluca
kaynak:antoloji

Demir YumruK - avatarı
Demir YumruK
Ziyaretçi
1 Mart 2008       Mesaj #650
Demir YumruK - avatarı
Ziyaretçi
Kızından Babasına...

Ben sana baba dedim;
Gidenler gelmez diye,
El kıymet bilmez diye,
Babalar ölmez diye,
Ben sana baba dedim!

Ben sana baba dedim;
Yüz sensiz gülmez diye,
Ufkumu delmez diye,
Yâr yaşım silmez diye,
Ben sana baba dedim!

Ben sana baba dedim;
Baba cevher, öz diye,
Hasret ateş, köz diye,
Benliğimi ez diye,
Ben sana baba dedim!

Ben sana baba dedim;
Kıymet bulur söz diye,
Sana yollar düz diye,
Sensiz bahar güz diye,
Ben sana baba dedim!

Ben sana baba dedim;
Kavuşuruz tez diye,
Asılmasın yüz diye,
Düşlerimde gez diye,
Ben sana baba dedim!

Ben sana baba dedim;
Sensiz ömür az diye,
Sana çıkar iz diye,
Her derdimi sez diye,
Ben sana baba dedim!

Ben sana baba dedim;
Dost beni almaz diye,
Öz felah bulmaz diye,
Sensiz yurt olmaz diye,
Ben sana baba dedim!

Ben sana baba dedim;
Yiğitler yılmaz diye,
Göz yolda kalmaz diye,
Hakikat solmaz diye,
Ben sana baba dedim! ! !

3.8.2005
Zülfikar Yapar Kaleli

Benzer Konular

8 Ocak 2018 / Misafir Cevaplanmış
26 Ekim 2016 / Misafir Soru-Cevap