Arama

Erkekler Neden Aldatır? İhanet Eder? - Sayfa 9

Güncelleme: 1 Aralık 2018 Gösterim: 471.269 Cevap: 233
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
27 Ağustos 2006       Mesaj #81
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
Erkekler aldatır, çünkü bu işi kadınlara oranla çok daha kolay yaparlar. Kadınlar daha duygusaldır ve aldatmak yerine terk etmeyi tercih ederler.

Sponsorlu Bağlantılar
Uzun süreli ilişkilerden çabuk sıkılan erkek başka kadınlara yanaşarak heyecan duyar. Bazen bir ilişki ne kadar iyi olursa olsun, heyecan bittiği için erkek yeni bir oyuncak bulmuşçasına başka kadınlara yönelir.
Son düzenleyen perlina; 11 Temmuz 2016 13:52
*TeoDora* - avatarı
*TeoDora*
Ziyaretçi
27 Ağustos 2006       Mesaj #82
*TeoDora* - avatarı
Ziyaretçi
Beyler adatmanın artık nelerden kaynaklandığını az çok biliyoruz tabii,çuvaldızı tabikide kendimizede batırmalıyız,ama erkekler neden hemen kaçışı aldatmak olarak görüyolar,?neden hemen sığınacak lliman ararlar?,,işte asıl erkeklerin bu zayıf yönlerinden bahsetmek gerekir,Hiç başıma gelmedi,ama az çok etraftan,çok yakınlarımdan birebir görüp değerlendirmeler yaptım;gördümki erkekler çokçabuk pes ediyolar..Maalesefki çok azı iradesine sahip çıkabiliyo..Kadınlarda aldatıyo ama en azından erkekler gibi çabuk pes etmiyolar.Kadınlar aldatıyosa gerçekten ilişki kötü durumdadır,canları yanmıştır.Bazı kadınlarda varki zorla adamı dışarı teşvik ederler buda çok rastlanan bişey günümüzde..Erkeğinin cinsel,manen isteklerine cevap vermeyen kadın dolu etraf..burdada erkekleri suçlamamak gerekir tabii.Birde partnerlerin ortak yanlarının olması gerekiyo bana göre,frekanslar uyuşmalı..daha sağlıklı bir ilişki olur bence..
Sponsorlu Bağlantılar
Son düzenleyen perlina; 11 Temmuz 2016 13:53
nobody34 - avatarı
nobody34
Ziyaretçi
27 Ağustos 2006       Mesaj #83
nobody34 - avatarı
Ziyaretçi

Hürriyet pazar ekinden aldatma.


İnternetteki aldatanlar kulübünün bin üyesi bir araya gelip aldatmanın ahlakını yazdı. Aldatmanın da etiği mi olur demeyin, bileninden işin raconunu öğrenin.

Meğer aldatmanın da bir raconu, kendi incelikleri varmış. Öyle ya savaşta bile uyulması gereken kurallar var. Aldatma itiraflarının yazıldığı aldatanlarkulubu.com sitesi üyeleri bir oylama yaptı, aldatırken uyulacak 10 önemli etik kuralı belirledi.
Eşi hamileyken yeltenmenin günahı ayrı, hanımına yapmadığı harcamayı öbürüne yapmanınki ayrı. İşyerindeki bir çıtırla birlikte olmak farklı; en yakın arkadaşıyla aldatmak ya da kendi yatağında yapmak farklı. Kurallara uygun oynamak, belden aşağı vurmamak istiyorsanız evli olduğunu saklamak da yasak, birlikte olduğun kişiye aşık olmak da. Umut Elçioğlu vatani görevindeyken, onu Tony Teodoridis’le aldatan Pınar Altuğ en önemli kuralı çiğnedi mesela: Tezkere bekleyen erkeğe, çocuk bekleyen kadına yamuk yapılmaz.

Etik kurallara toslayanlardan biri de yapımcı Erol Köse. Eşini şarkıcısıyla aldattı, yetmezmiş gibi televizyona çıkıp popçu Gülşen’e aşık olduğunu da söyledi. Aldatmanın üstadlarına göre göre bu vaka ’duygusal aldatmaya’ giriyor ki fiziksel aldatmadan bile daha tehlikeli. Seksin yanında bir de sevgi-aşk, kadının affedemeyeceği, boşanmanın kesin olduğu bir durum. Allah’tan Ajlan Hanım kulüp üyeleri kadar katı değil de, Köse çiftinin evliliği kurtuldu.

Camlı Aldatma dükkanındaki fillerden biri de Kaya Çilingiroğlu. En çok ’popüler mekanlarda yapmamayı’ düzenleyen 8 numaralı kuralı ihlal ediyor. Ama işin ilginç tarafı, Çilingiroğlu’nun aldatanların belirlediği diğer 9 kuraldan tam not alması.

Aldatanlar Kulübü’nün yaptığı çalışma sadece kurallarla ilgili değil. Temel aldatma çeşitleri, en sık başvurulan mazeretler ve "saygıdeğer" aldatma örnekleri de bir güzel derlenmiş. Buna göre aldatma, sadece beyinde de olabilir, eşler arasında danışıklı da.

Mesela yönetmen Kudret Sabancı oyuncu Sanem Çelik’le tek eşli aldattı. Umut-Tony-Can-Yağmur karesini tamamlayan Pınar Altuğ’unki ise multi-aldatmaya giriyor. Aldatmasıyla gündeme gelenlerden sadece tek bir isim bu kategorilerden hiçbirine sığmıyor, tam oturmuyor: O da aldattığı eşini üstüne bir de döven Konya milletvekili Halil Ürün.

ALDATIRKEN UYULACAK 10 KURAL

1. Kadın hamileyken aldatmayacaksın
2. Erkek askerdeyken aldatmayacaksın
3. Birlikte yaşadığın yerde aldatmayacaksın
4. Eşinin yakın arkadaşıyla aldatmayacaksın
5. Eşine yapmadığın harcamaları birlikte olduğuna yapmayacaksın
6. Aldatma macerasına girdiğin kişiye asla aşık olmayacaksın
7. Evli isen, evlilerle aldatmayacaksın
8. Popüler mekanlarda aldatmayacaksın
9. Evli olduğunu saklamayacaksın
10. Onu aldattığını partnerine asla söylemeyeceksin

TEMEL ALDATMA ÇEŞİTLERİ


BEYİNDE ALDATMA: Aklından geçirip, hayal edip icraat yapmamak. En kötüsü yatakta başkasını düşünmek.

SANAL ALDATMA: İnternetten chat yapıp, "henüz" icraat yapmamak. Deneme çalışmalarının ilk aşaması

DENEME 1-2 ALDATMALARI: Buluşmak fakat cinsel ilişkiye girmemek, vicdan yoklama çalışmalarının bir adım sonrası tabii ki seks.

FİZİKSEL ALDATMA: Sadece seks amaçlı aldatmak. Duygusal bir şey olmadığı için bazılarına göre aldatma sayılmamaktadır.

PLATONİK ALDATMA: Sadece uzaktan, beğeni, aşık olmak ama o kişiye yaklaşmamak.

İNAT İÇİN ALDATMA: Karşı taraf çok kıskanç olduğu için, "madem bana güvenmiyorsun ben de yapayım bari" diyerek aldatma.

KISASA KISAS ALDATMA: "Sen yaptıysan ben de yaparım" denilerek, karşısına çıkan ilk kişiyle aldatmak.

MULTİ ALDATMA: Birkaç kişiyle birlikte aldatma, partnerini aldattıklarını da aldatmak.

DANIŞIKLI ALDATMA: Karşılıklı, anlaşmalı bir şekilde aldatmak. Olmaz demeyin. Boynuz.Org’u okuyun.

DUYGUSAL ALDATMA: Seksin yanında aşk veya sevginin de olması ki bu en tehlikelisi. Boşanmanın kesin olduğu bir durum.

EN POPÜLER 5 ALDATMA MAZERETİ


1. Heyecan arayışı% 31
2. Değişiklik arayışı% 23
3. Beklentilerin partneri tarafından karşılanmaması% 19
4. İlgisizlik% 19
5. Sevgisizlik% 8

TALTİF EDİLEN ALDATMA BİÇİMLERİ


1. İşyerinizden bir çıtırla beraber olmak.
2. Spor salonundaki, alışveriş merkezindeki hatta yoldaki biriyle beraber olmak.
3. Eğer partneriniz evliyse onun aldatılması da caiz ve de farzdır.
Son düzenleyen perlina; 11 Temmuz 2016 13:58
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
28 Ağustos 2006       Mesaj #84
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
Erkek Neden Aldatır? Çapkınlık,hovardalık,aldatma,aldatılma konuları insanlık tarihi boyunca hep olmuş ve tartışılmıştır.
Çapkınlık."bir insanın sık,sık partner değiştirmesi,daldan dala kanması" olayıdır.Çoğu kez duygusallık aranmaz;anlık hazza dönük eylemdir.Her çapkın insan aynı kategoride düşünülemez.Örneğin manik bir hasta,düşünce,ve davranışlarındaki aşırı hareketliliğe paralel olarak cinsellikte de aşırı istekli olur ve hiç bir sınır tanımadan önüne gelen karşı cinsle ilişki kurmaya çalışır
Yoğun kaygı ve sıkıntısını kumar oynayarak,alkol ve uyuşturucu alarak yatıştıran insanların yanı sıra ,değişik insanlara koplimanlar yapıp onu "düşürmenin"hazıyla yatışan,sakinleşen insanlarda var;Çevresine hava atmak için ne kadar değişik insanla ve fazla sayıda sex yaptığını anlatanlarda vardır...
Gizli homoseksüel eğilimleri olan bazılarının,bu dürtülerinin verdiği rahatsızlığı bastırmak,adeta erkek olduklarını ispatlamak için sürekli kadın"dizmeleri de" görünürde çapkınlıktır...
Telkine yatkın,zeka problemi olan bir insan,etki altında bırakılarak veya kandırılarak değişik insanlarla sex yaptırabilirler.Bunu'da bazılarının çapkınlık gibi gördüklerini biliyoruz.Ekonomik ve sosyal statünün birden değişmesine bağlı hazımsızlıklar vardır.imkan bulamamıştır;bulduğu anda;ne oldum?hissiyle,büyük bir açlıkla saldırabilirler.
Ayrıca yaşamın diğer alanlarında yeterli başarıyı gösteremeyen bazıları,seksüel alandaki " başarıyla "avunabilirler.Çapkınlığın başka boyutları da vardır. Dürtüleri kontrol edememe, aşırı istekli olma(hiperseksüel)boyutu da vardır.Kişi biyolojik,sosyal ve psikolojik açıdan yeterli olgunluğa ve denetim mekanizmasına sahip olmadığında da çapkınlık görülebilir.seks hormonlarının aşırı salgılanması da(çeşitli hormonal,tümöral veya başka nedenlere bağlı)kişiyi aşırı seksüel davranışlara itebilir.
Sık partner değiştiren bazı insanlar ;özellikle iktidarsız olan bazı erkekler,bu durumlarının verdiği baskı ve stresi atmak için ve de"daha ölmediklerini"kanıtlamak için genç ve güzel bayanlarla çıkarlar ve onlara pahalı hediyeler alarak, devamlı iyi davranarak bu durumun deşifre olmamasını isterler.Görünüşte"çok hızlı adamlardır"Buna benzer durumları yaşlı zengin,sosyetik,ünlü birçok bayanda da görüyoruz.Onlar da barlardan 18-25 yaş arası gençleri toplayıp götürebilmektedirler"
Birde"kırkından sonra azma"olayı vardır.seksüel yaşam,yaşın ilerlemesiyle birlikte azalır;bu doğaldır.Fakat"teklemeye başlayanlar,büyük bir panikle:"Eyvah bugüne kadar farklı bir şey yapamadık,"teklemeye de başladık,bari bundan sonra hızlı yaşayalım!düşüncesiyle çapkınlığa başlarlar.
Çapkınlık olayında genetik faktörler rol oynayabilir,fakat yukarıda sıralanan nedenler dışında be de model alma,taklit etme boyutu vardır.Erkek veya kadın,çevresinde hep bu tip insanlarla yüz yüzeyse,değer yargıları buna müsaitse o da bu kervana katılabilir.insan davranışları çevre faktörüyle de çok ilişkili olduğundan eğilimli insanlar negatif ya da pozitif yönde değişebilirler.
Netice olarak;çapkınlık,genetik,biyolojik,psikolojik ve sosyo kültürel faktörlere bağlı,çok yönlü bir evrensel durumdur.
Son düzenleyen perlina; 11 Temmuz 2016 13:59
ELeCtRiC - avatarı
ELeCtRiC
Ziyaretçi
31 Ağustos 2006       Mesaj #85
ELeCtRiC - avatarı
Ziyaretçi
"Erkeklerin Duası Diye" duymuştum bir ara:" Elham dürüsü ile kızlar sürüsü ile her gün birisi ile olmamı nasip eyle Yarabbim!" Bu şekilde idi sanırım.
-Yanlış hatırlamıyorsam tabi, pek emin değilim.

Gelelim, söylemek istediklerime, ben bu güne kadar karşı cinsten hiç bir şahısla beraber olmadım. İnanılması güç olabilir size göre.

Ama neden?
-Öncelikle güvenebileceğim bir şahsiyet çıkmadı karşıma.
-Çekici bulabildiğim biri çıkmadı karşıma.
-Davranışları ile örnek olabilecek biri çıkmadı karşıma.
-Görünümü ile yeterince etkileyici biri çıkmadı karşıma.
-Bunun gibi ve daha fazlası...

Peki ben neyi arıyorum: Dört dörlük birinimi arıyorum yoksa. Hayır bence yukarıda sıraladığım özellikler bazı kişiliklerde bulunur. (4 Özellik) Yoksa ben Kör Salih'miyim. Toplumda denildiği gibi!

İşte böyle!
Ben gördüm, duydum, kokladım ve dokundum ama karşı cinsten istediğim şeyi alamadım. Bu yüzden de istediğim şeyi alacak olursam aldacağımı sanmıyorum.

Hem ilişki boyutuna bile gelmemiş bir çömezden, aldatma beklenebilir mi?
İstediğim mutlu bir yuva kurmak. Çocuklarıma analık yapacak bir annenin eşim olması. Çok istiyorsam mağdur görün...
Son düzenleyen perlina; 11 Temmuz 2016 14:01
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
31 Ağustos 2006       Mesaj #86
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Karşı kıyıya geçmesi için kurbağa akrebe yardım eder. Karşıya geçen akrep, bu yardımı için kurbağaya, onu sokarak teşekkür eder. Ölmek üzere olan kurbağa akrebe, bunu neden yaptığını sorar. Akrep de der ki:
- Bu benim doğam da var..
kompetankedi - avatarı
kompetankedi
VIP Bir Dünyalı
31 Ağustos 2006       Mesaj #87
kompetankedi - avatarı
VIP Bir Dünyalı
Erkeğin aldatmasının temelinde yatan en önemli başlık tatminsizliktir. Dişi dişiliğini her fırsatta erkeğine gösterdiğinde aldatma bir hikaye bir mizansen yada fantezide kalan bir piyes olur.

Unutulmaması gereken şudur. İnsan aç gözlü bir yaratıktır ve bilinç altındada şu saklıdır beğendiği her şeyin kendisine ait olmasını ister buda insan doğası
Son düzenleyen perlina; 11 Temmuz 2016 14:01
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
31 Ağustos 2006       Mesaj #88
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
BEN DEĞİL GENİM ALDATTI..

''Beni aldatıyor mu?'' Belki de dünyanın en can acıtıcı sorusu budur. Arkasından gelen ''Neden aldatıyor?'' sorusunun yarattığı acı da az buz değildir. Birinci soruya değil ama ikinci soruya bilim adamlarının bir yanıtı var. Onlar nedenin 'aldatma geni' olduğunu düşünüyorlar. Yani, ''Kusura bakma, genim bozuk, seni o yüzden aldattım'' diye bir yanıt alırsanız, şaşırmayın. Muhtemelen doğru söylüyor. Bunun en iyi tarafı 'tedavi edilebilir' olması. Ne zaman mı? Daha zaman gerekiyor.
Türk filmlerinin senaristleri haklı çıktı. Hani, köyün güzel ve masum kızına hiç hak etmediği halde, “Sen de anan gibi ..... olacaksın” diye kehanette bulunan kötü adam ve kadınlara replik yazan senaristlerden söz ediyoruz. Ya da annesi pavyonda çalıştığı için kızı gelin olarak istemeyen esas oğlanın taş kalpli ana-babasına kötü sözler söyleten senaristlerden...

Bilim adamlarının 21. yüzyılda keşfettikleri bir gerçeği, anlaşılan onlar 20. yüzyılın ortalarında biliyorlarmış. Çünkü Amerikalı gen mühendisleri, bir aldatma geni buldukları iddiasındalar. Yani yüksek tansiyon, mavi göz, uzun boy, kolesterol gibi ‘aldatma alışkanlığı’ da kuşaktan kuşağa geçiyormuş. Yani ‘anasına bak kızını al’ ya da ‘babasına bak oğlunu alma’ durumları var ortada.

Aldatmanın tarihi, insanoğlunun tarihi kadar eski. Biri diğerini aldatmaya görsün, ‘can acıyor’, ‘hayatlar kararıyor’. Üstelik aldatma, dil, din, cins, milliyet, ırk, yaş ayrımı yapmadan herkesi vuruyor. Dünyanın en prestijli erkek ve kadınlarından devlet başkanlarına, işçilerden köylülere, yani topyekûn herkesi pençesine alan aldatma konusu, bilim adamlarının da araştırma sahasına girmeyi başardı.

Soru şu: “Neden aldatıyoruz ve aldatma geni var mı?” Son yıllarda her şeyin nedeni olarak DNA’ya başvuran genetik bilimi, eğer buna da cevap verebilirse; ezeli sorunumuz aldatmayı da rafa kaldırabileceğiz demektir.

Bu araştırma kapsamında çalışan İngiliz bilim adamları, yaşları 18 ile 60 arasında değişen 5 bin kadınla görüşmüşler. Bu kadınların yüzde 23’ü en az bir kere eşlerini aldattığını itiraf etmiş. Aynı araştırma kapsamında ikiz kadınlar da incelemeye alınmış ve bu inceleme sonunda görülmüş ki, ikizlerden biri ihanet ederse, diğerinin ihanet etme oranı yüzde 55. Bu çalışma, 1993’te başlayan, aynı zamanda eşcinselliğin de genetik olabileceğini düşündüren tartışmayı da alevlendirmiş.

Aldatma genetik mi?

Biyolojik psikiyatri üzerine çalışmalar yapan, Pamukkale Üniversitesi Psikiyatri Kliniği Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hasan Herken, aldatmanın geni olmayacağını ancak Batılıların bu tür söylemleri çok sevdiklerini belirtiyor. Doç. Dr. Herken’in yorumu şöyle: “Hiperseksüaliteye yol açan genlerin bulunduğunu söylüyorlar. Problem polimorfizm kavramında düğümleniyor. Bu kavramı anlayabilirsek, genlerle ilgili yapılan yorumları da anlayabiliriz. Gerçekte genetik çeşitlilikle ilgili bir kavram bu. Geçenlerde bilimsel aktüalite dergilerinde ‘İnancın geni bulundu’ dendi. Okurların burada anladığı, bu (VMAT2) gene sahip olanın dindar olduğu, bu gene sahip olmayanın ateist olduğu şeklindeydi. Oysa bu genin üç farklı şekli insanlarda bulunuyor ve soyut düşüncenin gelişimiyle ilgili bir gen bu. Bu genin bir formunda soyut düşünce gelişkin, birinde orta düzeyde, diğerinde zayıf oluyor. Soyut düşüncenin gelişkin kısmında birey tanrıya inanıyorsa, o zaman mesela Mevlânâ veya Yunus Emre gibi olaylara geniş ve değişik çerçeveden bakabilen kapsayıcı bir inanca sahip oluyor. İnançsız olursa, soyut düşüncesi yine gelişkin oluyor ve Nietcszhe, Jean Jacques Rousseau gibi oluyor. Mesela soyut düşüncesi zayıf olan grup futbol taraftarı olursa, holigan; dine takılırsa, şekilci, içerikten yoksun bir din anlayışı geliştiriyor ve yobaz oluyor. Dinde Mevlânâ, Yunus Emre anlayışı nerede, yobazlık nerede. Soyut düşüncesi gelişkin birey inançsız olursa, JJ Rousseau gibi, muhalif söylem sahiplerinin konuşabilmesi için ‘Gerekirse hayatımı veririm’ diyebiliyor. JJ Rousseau’nun ufku nerede holiganizmin ufku nerede.”

Günahın geni

Doç. Dr. Herken, daha önce de dürtüselliğin ve saldırganlığın derecesini belirleyen MAO ve COMT genlerinin günahkârlığı etkilediği yolundaki iddiaları hatırlatarak şunları söylüyor: “Burada da dindarlığın geni bulundu denildiğinde yapılan hata yapıldı. Dürtüsel ve saldırgan eğilimli (günaha meyilli) olan dindar da var, olmayanı da. ‘O geni taşıyan herkes günah işlemek zorunda’ diye bir şey yok. Bu, belki meyilli olmayı açıklayabilir. Fakat her halükârda irade esastır. Aldatma konusunda, mesela uçarı olma, daldan dala konma, sık gönül ilişkilerine girmekten bahsediyorsak, böyle bir şey başka bir ruhsal hastalığın belirtisi değilse, değerlendirmeye alınabilir. Bu genin de yüksek, orta ve hafif aktiviteli olmasına bağlı olarak seksüalitede farklılık olabilir. Ama bu, tek belirleyici olamaz. İnsanı insan yapan (diğer memelilerden ayıran) binlerce gen var. İnsan davranışı, bu karmaşık genlerin birden aktiflenmesi sonucunda iradi olarak ortaya çıkar. Yoksa insanın bir geni aktifleşip onun gereğini yapıyorsa, insanın diğer hayvanlardan farkının olmaması gerekirdi. Halbuki insan düşünen, birkaç seçenekten birine karar verebilen, verdiği kararı uygulayabilen, verdiği kararın sonuçlarına katlanması gerektiğini önceden bilen bir varlık. Konumuz aldatmanın geni olduğuna göre, bahsi geçen genin fazla, orta veya zayıf aktiviteli olmasına bağlı olarak aldatmaya fazla meyilden belki bahsedilebilir. ‘Fazla olan çok aldatır, az olan az aldatır’ denilemez. Çünkü insanın davranışını sadece genler yönlendiremez. İnsanın davranışında (aldatma da buna dahildir) biyolojik yapı, bireyin iç dünyası kadar sosyal değişkenler de etkili oluyor. İnsan davranışını belirlemeye yönelik genetik çalışmalara bu gözle bakmakta fayda var. İnsanın genetik yapısının şimdilik değiştirilebilmesi olanaklı görünmüyor, Fakat bu, sonradan etkilenemeyeceği anlamına gelmiyor. Şimdiki imkânlarla bile etkilemek mümkün. Belki yakın bir gelecekte değiştirmek de mümkün olacak.”

Yüzde 20’lik etki var

Psikiyatr Dr. Alp Karaosmanoğlu ise aldatma konusunda genlerin etkisi olabileceğini düşünüyor ve sonucun hazırlayıcısı olarak yüzde 20’lik bir etki bulunabildiğini söylüyor. Ancak birçok davranışta olduğu gibi, aldatma konusunda da yüzde 75-80 etki, farklı koşullardan geliyor. Psikiyatr Karaosmanoğlu, “Bulut olunca yağmur yağar ama her zaman yağmaz. Gen bir etken sadece. Örneğin bizim araştırmalarımızda, aldatan bireylerin aşırı şımartıcı anne ve uzak babaların çocukları olduğu görüldü.”

Genler etkili olabilir

Psikiyatr Dr. Armağan Samancı, aldatmanın genetik olup olmayacağı sorusuna karşılık; bir grup insanın ilişkilerinde daha süreksiz olduğunu, farklı ilişkilere kaydığını, buna karşılık bir grup insanın da bağımlı ilişkiler gösterdiğini belirtiyor. Dr. Samancı, “İnsanların kişilik özellikleri genler tarafından belirleniyor. Sosyal çevre, davranışlarda etkili olsa bile aldatmayı belirleyenin genetik özellikler olma ihtimali yüksek. Ancak, biliyoruz ki, hem psikiyatrik rahatsızlıklar hem kişilik özellikleri çoğul genlerin fonksiyonu olarak ortaya çıkıyor” diyor.

Psikiyatr Dr. Kemal Sayar ise aldatmanın genetik değil, aksine tamamen psikolojik nedenlerden kaynaklandığını düşünüyor. Dr. Sayar, “Çocukluk dönemindeki güvenlik ihtiyacı buna neden oluyor” diyor.

Genetik yatkınlık nedir?

New York’ta yaşayan Genetik Mühendisi Dr. Mesut Darendeli ise aldatmanın genetik olup olmayacağına ilişkin olarak şunları dile getiriyor: “Öncelikle şunu soralım, psikiyatrik bir hastalık geliştirmeye genetik olarak yatkın olabilir miyiz? Bu konudaki bir araştırma, kişinin verili bir patoloji geliştirmeye az ya da çok uygunluğunu belirleyen genom değişimlerini ortaya çıkartmaya çalışır. Bu risk etkenleri sayıca çoktur ve tanımlanmaları zaman alacaktır. Bugüne kadar, bu tür bulgular bildiren yayınlardan hiçbirinin doğrulandığı ise görülmedi. 1980’li yılların başından itibaren, moleküler biyoloji ve genetik analiz alanındaki gelişmeler, psikiyatrik hastalıkların incelenmesinde yeni bakış açıları sunmuştur. Aslında, patolojik süreçlerin ve belirtilen etkenlerin daha iyi anlaşılması, tedaviyle ilgili bazı ölçülere varmamızı sağlayabilir. Risk kavramı veya genetik yatkınlık, psikiyatrik hastalıkların da içine girdiği, çok etkenli hastalıklara özgüdür. Her şey DNA’nın ve daha özel olarak bir kişiden diğerine değişiminin analiziyle başlar. Genom haritası sayesinde, her kişi için bir çeşit kimlik kartı oluşturulabilir. Bunlar gerçekte, genetik belirteç olarak adlandırabileceğimiz, bir kişinin karakteristik DNA değişimleridir.

Yatkınlık veya risk etkenleri için nereye bakılması gerektiği bilinmediği için, bunların yerleri belirteçlere göre belirlenebilir. Bu yüzden, hastalık ve belirteçlerin aynı ailede nasıl bulunduğu üzerinde çalışılmaktadır. Eğer, klinik bulgular ve birbirinden bağımsız olarak geçmediklerini kanıtlayan verili bir belirteç arasında bir bağıntı kurulabilirse, bunun genetik bir ilişki olduğu söylenir.”

Aldatma üzerine araştırmalar

İngiltere’de yapılan bir araştırma sonuçlarına göre; kadınlar ‘âşık oldukları için’, erkekler ise ‘karşı cinsin cazibesine kapıldıkları için’ aldatıyor. Erkeklerin yüzde 44’ü karşı cinsin fiziksel cazibesine kapılıyor. Kadınlarda ise ‘aldatma sebebi’, yüzde 50’ye yakın oranla ‘aşk’.

Kadınların diğer ağırlıklı ‘aldatma sebepleri’ de evliliklerinde yaşadıkları mutsuzluk.

Aldatma, ‘sevgililer’ arasında daha çok yaşanıyor. Evli çiftlerde aldatma oranı yüzde 21.

Beraber yaşayan sevgililerde yüzde 51.

Türkiye’de durum

Psikiyatr Armağan Samancı’nın iddiasına göre, “Eşinizden başka bir erkekten hoşlandınız mı?” sorusuna ‘evliliği iyi’ kadınların yüzde 13’ü, ‘evliliği orta derecede’ kadınların yüzde 9’u ve ‘evliliği kötü’ kadınların yüzde 100’ü ‘Evet’ yanıtını veriyor. Psikiyatr Samancı’ya göre, evli kadınların yüzde 10’u eşini aldatıyor.
BuckLes - avatarı
BuckLes
Ziyaretçi
3 Eylül 2006       Mesaj #89
BuckLes - avatarı
Ziyaretçi
Eş ve sevgililer için kullanılan kumrular gibi deyiminin nerden geldiğini hiç merak ettinizmi?

*Kumru hiç bir zaman eş değiştirmez.
*Kumru kolay memnun olur.
*Kumru kendini içinde bulunduğu duruma uyarlar.
*Kumru hiç bir zaman başkasının yuvasına girmez.

Herkese kumrular gibi biir aşk ve evlilik diliyorumMsn Happy
TheGrudge - avatarı
TheGrudge
Ziyaretçi
9 Eylül 2006       Mesaj #90
TheGrudge - avatarı
Ziyaretçi
Erkekler aldatır, çünkü;

1- SEKS ZEVKLİ BİR ŞEYDİR

Erkekler seks için aldatır. Aslında aldatmanın tanımı da eşinden başkasıyla seks yapmak değil midir zaten? Bazı romantikler ruh aldatması, beyin aldatması, el aldatması, göz aldatması diye bin çeşit aldatma türü uydursalar da bana göre bunlar hikayedir. Eşinden başkasıyla yatağa giriyor ve bir süre sonra terliyorsan, eşini aldatıyorsundur. Bu kadar basit.

Ben hiç sevgilisiyle önce sinemaya giden, sonra bir yerlerde yemek yiyip sonra yanağından öperek onu evine bırakan evli erkek görmedim. Yapıyorsa bile ilk iki buluşmada belki.

Madem erkekler seks için aldatır, evde seks yok mu?

A- Yok. Ayda bir kez sevişmeye taraftar olan bir kadın var. Ama erkek daha fazlasını istiyor.

B- Ablacım hanım var ama heyecan yok sendromu: Bu en sık rastlanan durum olsa gerek. Aynı yatakta, haftada bir yada iki kez değişse de bilinen nevresim takımlarının üzerinde benzer geceliklerle seni bekleyen aynı kadın. Ne sıkıcı. (Aynı şey kadın içinde geçerli elbet) Hatta işler öyle rutine girmiş ki, haftanın hangi günleri ne şekilde sevişeceğin bile ezberde, vücutlar sanki alışkanlıktan kendileri yapıyor, sen farkında olmadan. (Evlerden ırak)

Daha bugün TV de bir Amerikan filmi izledim. Konu bir seri katille ilgiliydi, çok saçmaydı ama arka planda anlatılan hikayeler çok ilginçti. Bir adam karısını çok seviyor ama onu her fırsatta, karşısına çıkan herkesle aldatıyor. Pişman oluyor ama tekrarlamaktan kendini alamıyor. Kadın da bir süre sonra farkına varıyor. Kocasını öyle çok seviyor ki, tüm gururunu ayaklar altına alıp, kocasının kendisini aldattığı kadınlardan birine gidip, kocam sevişirken nelerden hoşlanıyor, ne yapmam lazım ki artık beni aldatmasın diyor? Kadının cevabı gayet basit: Birinci kural, en başta karısı gibi olmayacaksın.
Bunun üzerine kadın, bir peruk takıp kocasıyla oral seks yapmaya başlıyor ama erkek işin en heyecanlı kısmında, olmaz sen benim karımsın, bunu senden isteyemem diyor. Ve devreye C şıkkı giriyor.

C- Sen çocuklarımın anasının sendromu: Pek çok toplumda evlilik kutsal bir müessese ve kutsal olan şeylerde ayıp şeyler olmaz. Kutsal kitaplarda sevişme tarif edilmese de yasaklanan şekilleri var. İşte erkek, karısı ile yani helali ile yasaklanan şeyleri yapmak istemiyor. Bunu karısına, çocuklarının anasına yakıştırmıyor. Ve büyük bir fedakarlık örneği göstererek, tüm günahı üzerine alıp, başka bir yasağa yani zina’ya yöneliyor.

Konuyla çok ilgili değil ama, zina bütün dinlerde yasak. Yani günah. Ömrünü tek kadın yada erkekle geçir demiyor sana, istersen boşan evlen defalarca ama evliyken başkası ile sevişme. Bunun sebebini hiç düşündünüz mü? Ben düşündüm ve kendimce şöyle bir açıklama buldum. Dinler topluma düzen vermek için vardır. Toplumda düzenin birinci şartı da Aile olgusunun varlığıdır. Annesi babası belli çocuklardan oluşan aileler. Zina’nın tamamen serbest olduğu bir dünya düşünün, günün birinde kardeşiniz ve hatta kendi babanız ile sevgili olma ihtimaliniz hiç de az olmazdı değil mi? ( Anan mutlak anandır ama baban belki babandır- Kim söylemiş hatırlamıyorum)

Her neyse, devam edelim. Özellikle bizim toplumuzda erkekler hakikaten de kendi analarını bile babaları ile sevişirken düşünemezler. Anne, eş kutsaldır. Ama aldatılır işte.

D- Bir kereden bir şey olmaz sendromu : Hep Kenan Doğulu yüzünden, “Bir kereden bir şey olmaz, yasak aşktan kıyamet kopmaz” dedi böyle oldu. Aldatmanın ilk seferi erkek için en zor olandır. Hep öyle derler, “Bir anda oldu, nefsime yenildim, inan benim için hiçbir anlamı yoktu v.s v” Ama yalandır. Aldatma bir anda olmaz. Erkeğin kafasına aldatma fikri düştü mü bir kere, o anı yaratmak için belki de farkında olmadan, bilinç altı ile çabalar. Sonunda hakikaten bir anda olur. Sonrasında muhtemelen pişman olur. Eve gittiğinde bir süre için karısının yüzüne bakamaz. Vicdan azabı duyar. Ama insan organizması, kötü anıları unutup, güzel anları hatırlamak üzere programlanmıştır. Ve erkek de öyle yapar, aldatmanın verdiği vicdan azabını unutur, ama zevki hatırlar. Evde de her şey yolundadır. Karısının yaprak sarması hala çok lezzetlidir.

Ve aldatma onun kafasında da MEŞRULAŞMIŞTIR. Devamı gelir.

E- Bir çiçekle bahar geçmez sendromu: Tamam hak veriyorum, hakikaten bir çiçekle bahar geçmez. Ancak bahar evlenince biter, sevgili erkek arkadaşlar. Sizinki nasıl bir baharsa değil bir çiçek, bin çiçekle bile geçmiyor. Gözlemlerime göre, yaşamı boyunca sadece kocasıyla sevişmiş kadın, erkeklerin gözünde cennetlik. ULU İNSAN. Ama sadece karısıyla sevişmiş bir erkek; enayi, beceriksiz, soğan erkeği. Yok öyle bir şey. En usta aşçı bile aynı yemeği her zaman aynı lezzetle pişirmez. Biraz çabalasanız, karşılıklı bazı uğraşlar içine girseniz, karınız her akşam başka bir çiçek olan,bilir. Siz inanmayın erkek arkadaşlarınıza, onlar yalan söylüyor. Aldatmayan erkek beceriksiz değil, onurludur.

F- Her şeyim var ama doymuyorum sendromu.: Bu grup içlerinde durumu en vahim olanlardır. Adam zengindir. Çok güzel bir karısı, evi ve çocukları vardır. Herkesi özeneceği şekilde her şeyi vardır ama hayatında hep bir şeyin eksikliğini duyar. Karısını aldatır, sevgilisini de aldatır, sevgilisini aldattığı sevgilisini de aldatır. Ama yaşamındaki o boşluğu bir tülü dolduramaz. Bu durumun en basit çözümü adamın yaşamından parayı çekip çıkarmaktadır. Parasının azı karar, çoğu zarardır zira.

2- AŞK MÜKEMMEL BİR DUYGUDUR

Erkeklerin çok az da olsa bir kısmı, gerçekten karısından başka birine aşık olduğu için karısını aldatır. Ama bu grup kendi için de ikiye ayrılır.

A- Aşkı için, çocuklarının ******* boşayanlar. Helal olsun size. Hele ki karısınız boşamışsa, ona daha çok helal olsun.

B- İkisini birden idare edenler. Bu grupta eğer erkek zenginse, her iki kadın da duruma razı gelir. Züğürt bir bekarla evlenip, çamaşır makinesi taksiti ödemektense, zengin bir evli erkekle haftanın belli günleri karı-kocacılık oynamayı yeğler sevgili olan. İleride adamı razı edip bir de çocuk yaptın mı, al sana bir varis. Nikahlı eş ise, ben eşimi seviyorum, çocuklarımı babasız büyütemem der. Tercüme edersek, ben bu adamın yıllarca çamaşırını yıkadım, şimdi cebi biraz para görü. Elin şırfıntısına yedirmem ben o paraları.

Hangi şıktan olursa olsun, başka bir kadına aşık olup da eşini aldatan erkek, benim gözümde daha ilkelidir.

Evet, erkekler bana göre ya seks için yada aşk için aldatır. Ama aldatır.

Yazının başında da dediğim gibi bir erkek aldatmıyorsa, kaybedecek çok şeyi olduğundandır. Eşi, çocukları, huzuru, kurulu düzeni, saygınlığı ama bana göre en başta kendine olan saygısıdır kaybedeceği, tabi eğer varsa.


Benzer Konular

2 Temmuz 2019 / Morrigan Sağlıklı Yaşam
29 Eylül 2012 / elma_shekeri Soru-Cevap
4 Temmuz 2016 / asla_asla_deme Genel Mesajlar
6 Ocak 2010 / volture Genel Mesajlar