Arama

Yalnızlığıma (Yalnızlık) - Sayfa 81

Güncelleme: 21 Ekim 2014 Gösterim: 303.756 Cevap: 1.891
NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
2 Nisan 2007       Mesaj #801
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
YALNIZLIK..

Sponsorlu Bağlantılar
Ben ne zaman yalnız kaldım, bilmiyorum
Ne tuhaf, vaktim olmazdı
yalnızlığı bunca bilirken
kendimi hiç yalnız sanmazdım
çevremde hep birileri vardı,
ben hep birilerinin yanındaydım
günler belirsiz bir gelecek için neredeyse kendiliğinden hazırlanırdı
aramızda habersiz gidip gelen gündelik armağanlarla
kendi kendini taşıyan bir ırmağın akıntısında hayat
bizi kendi sahillerimize ulaştırırdı
bazı evlerden taşınırdık, bazı insanlar girip çıkardı hayatımıza
bazı mektuplar alırdık, bazı sözler, çiçek selamları
sonraları bazı tanıdıklarımızın ölümleriyle de karşılaştık
elde olmayan nedenle
sudaki halkalar gibi genişleyen
küçük alınganlıklardan büyük dargınlıklara
vazgeçişler, unutuşlar, kayıplar
birbirimizi çok sevdik hep
yıllarla azala azala

şimdi ne zaman yalnız kaldığımı düşünsem,
yalnız olmadığımı kanıtlamak istiyorum kendime
eskiden iki albüme sığdırdığım hayatım,
şimdi sığmıyor eskilenlerle çoğalmış fotograflara
telefonun başına geçiyorum
alt alta dizilmiş onca ad arasında seken ömür parçası
gün ölüyor meşgul numaralarla
şimdi ne zaman yalnız olduğumu düşünsem,
şimdi ne kadar yalnız...
yalnız olduğumu anlamam için beni hiç yalnız bırakmadınız.

Ben ne zaman yalnız kaldım, bilmiyorum
her zaman yalnızdım, bunu biliyorum
büyücü ellerimin kara sanatı yazı
en çok ben onardım dostlukları, en çok benim elim dikiş tuttu
bağışlamasız sanarken kendimi
en çok ben unuttum kalbimin benden sakladıklarını
tığla içeri çektim takılmış kazakların ipini
denenmemiş başlangıçları göze aldım,
hafifletilmiş hasarları, görmezden gelinen enkazı
mutfağı beklemek hep bana kaldı
bir şiirden bir romandan bir filmden çıkıp
her seferinde aydınlık bir inat gibi yeniden karıştım hayata
hiç el değmemiş gibi yeniden konuk geldim
odalarınıza, ruhlarınıza
buraya

eski aşklarım neredesiniz? Hepinizi çok özledim.
Şimdi birdenbire bir köşeden çıkıp bana,
yalnızca, Merhaba, deseniz,
o zamanlar hiç mutlu etmediğiniz kadar mutlu edersiniz,
bir zamanlar bütün ağladıklarımı geri verebilirim size
sağ olun demenk isterim, sağ olun, sağ olun
sanki beni yeniden sevdiniz
ama biliyorum, pis bir yağmur başlıyor, şemsiyem yok yanımda,
yağmurda yürümekten nefret ederken, yürümekte ısrarlıyım gene de
isterseniz, kederdeki bütünlük, diyelim buna
ne kadar ıslansam, o kadar çıkacağım sanki
bir zamanlar çok daha bütün olduğumu sandığım
o yıkanmış zamanlara...

yeni değil keşfine gençlik verilmiş gerçekler
her zaman yalnızdım
kitaplar kadar yalnız
yalnızca yalnızlığımdan gürültücü bir kalabalık yaptım
herkes için farklı aldanışlar kurtarılmış hayatlar yok pahasına

her zaman yalnızdım
yanardağlar kadar yalnız
ey kafiye sevenler,
şimdi beni gökyüzünde bir yıldız sananlar, yanıldınız!

nankörlük etmeyeyim gene de,
yalnızlığımı daha az hissettiğim anlarım oldu yalnız

evimde hep aynı anda çalar telefonla kapı
gene öyle oluyor; hiç yalnız bırakmazlar beni
yalnızlık bilgisiyle çatılmış arkadaşlıkların korunaklı gölgesinde
yalnızlık için çalar telefonlar kapılar
İstersen bana uğra, ya da, Akşama buluşalım, ölmeden yapacak çok
iş var

MURATHAN MUNGAN

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Nisan 2007       Mesaj #802
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
HER GECE SEN...

Sponsorlu Bağlantılar

Her gece sen girersin rüyalarıma, her gece sen...
Paramparça olur uykularım,

Karanlığın en koyulaştığı yerde.
Kapının çalındığını duyarım.

Açınca soğuk bir rüzgar çarpar yüzüme,
SEN YOKSUN...


Kilitlenir dudaklarım,
Gözlerim karanlıklarda boşuna arar seni.
SEN YOKSUN...


Yalnızlığımı kadehlere doldurup,
Tek başıma içmeliyim bu gece,
Kırmalıyım kapıları, evleri ateşe vermeliyim.
SEN YOKSUN...


Zaman gitgide azar,
Altmış saniye bir dakika, altmış dakika bir saat
Ve sabahın olmasına daha beş saat var…
Beklemek bir çeşit ölmektir!
Bu her gece binlerce ölüm demektir.
SEN YOKSUN!!!!!!


Neden ay karşıdan yükseldiği zaman,
Başım omuzlarında olmasın?
Neden ellerim avuçlarında değil?
Neden gözlerim aradığı zaman gözlerini bulmasın?
Durup durup beni bu çaresizlik hançerliyor.
Bu yolların bir yerde ayrılması;
Uyuyan kilometreler...
O sefil anlayışsız bakışları insanların,
Dünya o eski dünya değil...
Şu uçsuz bucaksız evrende,

Ne derdimizi anlayan var; ne de dinleyen sevgimizi...
İki ömür değil, iki ayrı ve büyük yalnızlıktır yaşadığım…
Her şey aslında başka renkte,
Vernikli eşyalar, vernikli yüzler…
Altından yer yer sırıtan bir yoksulluk…
Yalan üstüne yalan, oyun içinde oyun...
Her şey bir yerde anlamsız ve boş...
Gerçek olan şimdi senin yokluğun, senin varlığın...

ÖZLEDİGİM DUYUYOR MUSUN?
Bak nasıl artıyor ellerimin sıcaklığı
Dinle bak nasıl çarpıyor yüreğim.
Bütün sokaklarında bu şehrin; sana koşuyorum...
Seni soruyorum gelip geçene …
Görmedik diyorlar,

Anlamıyorlar, seni nasıl özlediğimi;
Nasıl sevdiğimi bilmiyorlar
Volkanlar tutuşuyor, ormanlar yanıyor içimde her gece
Milyonların uyuduğu bir anda ;devler uyanıyor içimde...
Seni düşünüyorum...
Karanlıklar içinden özlemli sesin geliyor
Bir ışık yanıyor uzaklarda...
Çorak topraklarımın üzerinden bir bulut geçiyor…
Şimdi umutlarım varılmaz uçurum diplerinde...
Korkunç karanlık mağralar da hayallerim..
Derin bir kuyudan su çekercesine;

Zamandan ve mesafelerden seni çekiyor ellerim.
Sen her zaman olduğu gibi yine en tatlı o en değerli...
Benimse ellerim sıcacık, dudaklarım nemli...

Özlediğim;
Herşeyimle kopup en yüksek tepelerden,
Bir çığ gibi sana geliyorum…
Sonra dağlar çöküyor ansızın;
Ağaçlar devriliyor evler yıkılıyor altında kalıyorum...
Kırık bir heykel, parçasını arıyor her gece…
Bir şarkı notasını, bir tablo renklerini,

Ağaç yapraklarını, vazo çiçeklerini
Ve ben;

Her gece yollara düşüp yana yakıla seni arıyorum…
Mağrur gözleri ıslak.
İlk defa ağlamıyorum bizim için…
GEL diye ilk defa yalvarmıyorum kendime
Ben her gece, gözlerim tavanda bir noktaya dikilmiş

SENİ DÜŞÜNÜYORUM...
Ve sen;

O saatlerde benim görmediğim rüyaları görüyorsun…
Bir peri oluyorsun her gece sen,
Ellerini şıklat ben ordayım diyorsun...

İlk çağrışımda gel, ikincisinde geç olabilir...
Ve ben ilk çağrışında geleceğim,

Yine ikincisinde geç olabilir
Kim bilir nasılım ve nerdeyim,
Bulursan ne olur bırakma beni,
Bulamazsan aradığın yerdeyim…
Hani o toprakla asvaltın kesiştiği,

Ağaçların altına yorgun gölgelerin düştüğü,
Sevenlerin ürkek adımlarla buluştuğu o yerde...
Ben hep böyle varım, böyle kırık dökük
Ne olur beni bırakma ve ilk çağırışımda gel…
Sarsın krallığımız yeryüzünü bir ucundan bir uca....
Elini uzatsan tutacağım yakındayım…
Baksan göreceksin, görsen seveceksin,
Aradığım senden başkası değil...
FARKINDAYIM...

Benim yüreğim değil,
Kayan bir zamandır avuçlarından,
Uzat ellerini susadım,
Dostluğun eski bir şarap gibi sızıyor parmak uçlarından...

GEL DİYORUM...
İlk çağrışımda gel,
Gel ki aydınlığında bütün geceler gündüz olsun...
Dinle, uzak bir saat 12 yi çalıyor ne güç anlamıyor musun?
Bir ömür boyu arayıpta seni bulamamak....
Ben yokluğunda böyle yok! böyle yoksun...
Ben yokluğunda böyle paramparça!

Bölük pörçük ve karanlık...

SENSİZ OLMAK MI?
HİÇ OLMAMAK...
GEL..........

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
2 Nisan 2007       Mesaj #803
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Bak şu bebelerin güzelliğine
Kaşı destan
Gözü destan
Elleri kan içinde

Kör olasın demiyorum
Kör olma da
Gör beni

Damda birlikte yatmışız
Öküzü hoşça tutmuşuz
Koyun değil şu dağlarda
San kendimizi gütmüşüz
Hor baktık mı karıncaya
Kırdık mı kanadını serçenin
Vurduk mu karacanın yavrulusunu
Ya nasıl kıyarız insana

Sen olmazsan öldürmek ne
Çürümek ne zindanlarda
Özlem ne ayrılık ne
Yokluk ne yoksulluk ne
İşşiz güçsüz dolanmak ne
gün gün ile barışmalı
kardeş kardeş duruşmalı

koklaşmalı söyleşmeli
korka korka yaşamak ne

kahrolasın demiyorum
kahrolma da
gör beni

kanadık toprak olduk
çekildik bayrak olduk
döküldük yaprak olduk
geldik bugüne

ekmeği bol eyledik
acıyı bal eyledik
sıratı yol eyledik
geldik bugüne

ekilir ekin geliriz
ezilir un geliriz
bir gider bin geliriz
beni vurmak kurtuluş mu

körolasın demiyorum
kör olma da
gör beni

Hasan Hüseyin Korkmazgil
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
2 Nisan 2007       Mesaj #804
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Yalnızım aşk mıdır söyle
seni sensiz yaşamak
yokolmak sensiz sevişmelerde

uykusuz bu gece
sensizlik ülkesinin sessiz
boğucu karanlıkları içinde
sular gibi yalnızım
sular gibi kimsesiz

akıyorum toprağı ve havayı soluyarak
sensin diye

bu gece bu gece
allahlar kadar allahsızım
uzaklardan gelen köpek havlamalarına
yağmurun son damlalarına
ağaçların en incecik dallarına
tutunacak kadar yalnızım
Celal Kabadayı
NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
3 Nisan 2007       Mesaj #805
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
YalnızlıklarYeşertiyorum

Gecenin karanlığı tünerken saçlarıma
Boyası yitik bir ressamın fırçası gibi
Ayaklarım yorgunluğumu çiziyor kaldırımlara.
Hıçkırarak bulutlar ağlıyor
Islanıyor saçlarımdaki karanlık
Sığınıyorum bir durak saçağı dibine
Titreyen parmaklarım yüzümde geziniyor
Sanki kanunun hüzünlü tellerinde...
Küf kokulu gecelere
Şiirler yazıyor yüreğim
Bir çay tadında hayallerimi içiyorum
Koyu karanlıkta damla damla mısralarım düşüyor
Gem vuruyorum duygularıma ağlamamak için
Sevgimi mumyalayıp gömüyorum
El deymemiş yalnızlıklar yeşertiyorum
Yüreğimin en saf yerinde...


Celal Topo
Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
3 Nisan 2007       Mesaj #806
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
Ey benim ömre bedel yalnızlığım;
Nice baharlar,kışlar geçti de,
Nice kuşlar uçup göçtü de,
Nice ümitler,hayaller öldü de,
Bir sen kaldın terketmeyen
Şu kuş uçmaz,kervan geçmez yüreği...

Ey ayrılmaz parçam;
En ışıksız,en koyu karanlıklarda,
Gölgem bile burakıp giderken,
Elini tutarak,yolumu bulmaya çalıştığım,
Yine sen oldun

Bak,yine herkes gitti...
Kuşları sustu,çiçekleri soldu gönül bahçemizin..
Gece küstü,gün küstü,
Gülüşler,sevişler küstü..
Bu suskun yürek zaten cümlesine küs....

Gel ey iflah olmaz yalnızlığım....
Yıldızlar,güneş,ay,
Göğün mavisi kalsın da yerinde,
Biz gökyüzünün siyahını sarınıp da üstümüze,
Sokulup birbirimize,
Bir geceyi daha paylaşalım....

Şerefine yalnızlığım....
şerefine.....

Figen Mete
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
3 Nisan 2007       Mesaj #807
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Biliyorum yorgunsun.
Acıyan yanım da yorgun.
Acıyan yanım kış.
Acıyan yanım hasret.
Acıyan yanım yalnızlık.
Acıyan yanım sensin.
Sen neredesin..?

Nerede üşüyor yüreğin.?
Saçlarıma dokunan ellerin
Boşlukları mı sarıyor.?
Biliyorum aramızda yatan
Uzaklığa gülümsüyorsun.
Acıya gülmektir bu.
Acıya gülmek bizim dilimizde
Sevdadan geçmektir ..

Biliyorum yorgunsun.!
Gidişler böyle yorgun mu bırakır insanı.?
Geride kalanı böyle yalnız mı.?
Hüzün kokuyor yalnızlığım.
Ağlayışlarımı yutkunuyorum
Hüzünlü bir melodinin geçiminde..!


YALNIZLIĞIM...
YANIMDA KİMSE OLMADAĞINDAN DEĞİL...
SEN OLMADIĞINDANDIR...!!!
NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
3 Nisan 2007       Mesaj #808
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
Yalnızlıklarıma Kaçışım

Sen yoktun ya artık, gidecektim yalnızlıklarıma,
Kavgaları, savrulmaları kadehlerime eş ederek,
Gidecektim işte senden, dönmeyecektim bir daha,
Yüreğime; Sigaramdan bir duman alışı uzak olsanda...

Ağır küskün gökyüzü bana ağlıyordu,
Bana ceza, bana azap veriyordu bebeğim,
Ama ben gidecektim işte, acılara, azaplara,
Çekip gidecektim inatla yalnızlıklarıma...

Hüznü seviyordum, onsuz hiç olmadımki,
Barışmadım ben; hiçbir zaman içimdeki benle,
Kavgalıydım, savaş alanlarındaki kadar acımasız,
Kaçmalıydım, içimdeki benden yalnızlıklarıma...

Şafaklara kadar süren kavgalar senle değildiki,
İçimdeki o; kavga ettiğim benle, yüreğimleydi,
Hüznümü severken, dövüştüğüm kendimleydi,
Kaçtım; kendimden, senden kaçtım; YALNIZLIKLARIMA...


Bayram Karaali
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
3 Nisan 2007       Mesaj #809
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Kimi Şu insan bin türlü hülyaya dalar
Zerreyi katreyi sele çevirir
Kimi de boşboşa fikrini yorar
Harcanıp tükenmiş pile çevirir
Bazıları koşar bir uğraş verir
Her sözü fikriyle çamlar devirir
Kimisi uslanmaz dümen çevirir
Bazısı sırımı tüle çevirir
çicekler dökülür gelinir sona
Dallarda meyvalar can verir cana
Bir gülücük bile yeter insana
Arifler manayı dile çevirir
Vakit gelir yaprak solmaya başlar
Uğraşıp rızkını almaya başlar
Ol deyince yoklar olmaya başlar
Rahmet kesilince küle çevirir
Güz gelir tabiat çulunu soyar
Gökteki yıldızlar duramaz kayar
İnce her taşı da yerine koyar
Koca kainati sala çevirir
Sabit İnce
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
3 Nisan 2007       Mesaj #810
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Adı Yalnızlık

Gölgen gibidir yalnızlık
Gecenin ıssızlığı, karanlığı gibi boş ve soğuk.
Sarılırsın ararsın tutamazsın
yoktur çaresi.
Adı Yalnızlık
Yazılmıştır birkere
Yiğit olsan da büker bileği,
Cesur olsan da sızlatır yüreği.
İçindedir sevgi, insanın tek dileği
Ateşten gömlek misali
SEVGİ... SEVGİ... SEVGİ…

Murat İnce

Benzer Konular

27 Ekim 2008 / Misafir Genel Galeri
26 Temmuz 2009 / Misafir Genel Galeri
14 Mayıs 2007 / Misafir Genel Galeri
12 Nisan 2012 / Misafir Genel Galeri
17 Eylül 2016 / ThinkerBeLL Genel Galeri