Arama

Anlayana - Sayfa 72

Güncelleme: 26 Kasım 2018 Gösterim: 624.228 Cevap: 3.995
NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
3 Mart 2007       Mesaj #711
NiliM - avatarı
Ziyaretçi

Sponsorlu Bağlantılar
SEVGi iSTiYORUM

Sevgiler vardir ya hani
Lekesiz tertemiz hani saftir
Yapmacik yoktur onlarda içten bir gülüstü
Bir küçük tebesümdür spati
Birlikte aglamak ve birlikte gülmektir
El ele omuz omuza yürümektir bu yolda anlami büyüktür
Bazen bir güldür sunulan
Bazen bir sözdür s öylenen
Bazen bir gözyasidir, ayrilirken, süzülen dostça sarilan kollardir boyuna
Hani sevgi ile bakan güzel gözler var ya ondan istiyorum bir avuç olsa da
Son düzenleyen NiliM; 3 Mart 2007 00:50 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Mart 2007       Mesaj #712
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
DEDİ Kİ

Sponsorlu Bağlantılar
Güle baktı düşündü
bir görünmezi görür gibi
ılık bir rüzgâr esti
kadına dönüp gülümsedi

Ufuk kızıl, güneş battı batacak
gül aşk kokuyor
duyulmuyordu bülbülün sesi

Yavaş, hafif, yumuşak
bir başkaydı rüzgâr
adam ürperdi

Aşıkları anımsadı
bülbülü, Kerem’i, Tahir’i.
rüzgârla kıyasladı
olmadı
Ferhat’ı, Karacaoğlan’ı
ve kendini

Uzaklara uzandı gözleri
dalgın dalgın mırıldandı
bir boşluğu doldurur gibi

Ey rüzgâr!
binlerce aşık yandı narına
hangisi basabildi
uçurumda açan gülü
senin gibi bağrına.
Sen öpüp okşarken
dikeninden
yaprağının en iç kıvrımlarına
aşık mı sayılır bülbül
her seher şakımakla

Yeniden kadına döndü
vermeni istiyorum
verdiği gibi
kendini gülün rüzgâra
dedi
baktı sulara


Ali Rıza Kars

tikkymelike - avatarı
tikkymelike
Ziyaretçi
3 Mart 2007       Mesaj #713
tikkymelike - avatarı
Ziyaretçi
ANLADIM

Anladım ki zor zanaatmış sevmek,sarmak
Anladım ki kolaya kaçmakmış sevilmek,aranmak
Anladım ki en güzeliymiş değer vermek,saymak
Anladım ki ateşte yanmakmış hiç gibi unutulmak.
Anladım ki en yüce erdemiş insan kalmak
Anladım ki en zevkli duyguymuş mutlu olmak
Anladım ki altüst edermiş yangınlarla savrulmak
Anladım ki kül edermiş yüreği acıyla kavrulmak.
Anladım ki hayatta tek yolmuş,ayakta kalmak
Anladım ki gerekliymiş yere sağlam basmak
Anladım ki yetmiyormuş yalnızca aşık olmak
Anladım ki mümkün değilmiş işsiz güçsüz yaşamak.
Anladım ki çıkmalıymış merdiven basamak,basamak
Anladım ki koşmadan,gerekliymiş her adımda soluklanmak
Anladım ki pehlivan gibi,herkül gibi olmakmış yıkılmamak
Anladım ki paylaşarak mümkünmüş hayatı başarmak.

Burhan Akdağ
NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
3 Mart 2007       Mesaj #714
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
AÇIK

Biz hep açık konuştuk.
Gökyüzünden maviydi sözlerimiz.
Sığ bataklarda değildik, kuşlar gibiydik,
Uçarıydık. Gözlerimizde
Şavkıyan parıltılar gibiydik.

Biz iyiye iyi, güzele güzel dedik.
Masallardan çekerdik mısraları, tülbent gibi.
Yalnız, şiirlerde yalan söylemezdik,
Umutlarımızda, hayallerimizde de yalancı değildik.

Biz buğday tarlalarında buğday,
Ağu yeşili bahçelerde ot,
Trenlerde düdük sesiydik.
Yıldızlara çobandık, değirmenlere su,
Bozkırlara bulut gölgesiydik.

Seller aktı gitti. Biz kaldık.
Bulutlar uçtu gökyüzünden.
Rüzgarlar darmadağın etti.
Ne bahçesinden hayır var, ne güzünden.
Akıl da bulutlar gibi çekip gitti.

Nerden bilirdik, çalışmaktan
Kocayacağını sevgililerin,
Yaşamanın güzelliği kadar
Hoyratlığını, bezginliğini...
Biz kaldık, koyup gitti bahar,
Her şeyi nerden bilirdik.

Cahit Külebi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
3 Mart 2007       Mesaj #715
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar
bırakılmasaydı eğer.

Dayanılması o kadar da zor değildir,
büyük ayrılıklar bile, en güzel yerde başlatılsaydı eğer.

Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer.

Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.

Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.

O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.

Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.

Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.

Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı
belki de,
kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.

Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece
sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.

Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır
yaralamasaydı eğer.

Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.

Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.

O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.

O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.

Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.

Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.

Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.

Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipekten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.

Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.

Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
kulağına okunacak biri olsaydı eğer.

İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir
ayrılık gizlendiğine
belki de, kartvizitinde "onca ayrılığın birinci
dereceden failidir"
denmeseydi eğer.

Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.

Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle
avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.

Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
ya, canım ellerini tutmak isterse...

Evet sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
Kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
Mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa
tanıklık etmiş olmasalardı eğer!!
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Mart 2007       Mesaj #716
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

şehbâl





gün güneşe sığmazdı
olsaydı şem'inde
bir zerre Şems ışığı

şükrân
can peteğinde nur benekli arı
omzumda yalım tüylü kuş
aşk
bûselik bir kibir
kimi zaman şehlâ
kimi zaman gözyaşı

gönülde şivâz

dönmedi toprağına nevbahâr
minnetin âvâzında yokuz

üfle sûrunu ey aksâ

tende ehl-i nâr
tinde şeb-i arûs




Ferhat Gülsün
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
4 Mart 2007       Mesaj #717
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Perişan

Gözlerinde deniz, gözlerinde gemi
Gözlerinde çırılçıplak çocuklar

Rüzgar esiyor rüzgar, meltemdir
Güzel dünya üzerinde matemdir

Kalbimizin üç köşesi yangın yeri, perişan
Güzel şehir diri diri perişan

Güzel yağmur, çirkin olur yoksul gözünde
İsyan değil, arzudur, şimşek şimşek parlayan
Konuş toprak, konuş meydan
İnsanoğlu her gün daha perişan.

Cahit Irgat
HayLaZ61 - avatarı
HayLaZ61
VIP BuGS_BuNNY
5 Mart 2007       Mesaj #718
HayLaZ61 - avatarı
VIP BuGS_BuNNY
Aradığım yolu bulana dek döndüm durdum çemberin etrafında. Ne ışıklı oklara inandım, ne aşınmış patikalara kandım. Hep döndüm, hep aradım... Baktım zaman öne geçiyor ben daireler çizdikçe; o, dümdüz ilerliyor. Üşenmedim, kendi yolumu kendim açtım. Tırnaklarımla kazıyarak, saçımı süpürge ederek gibi bir sömürüye de gerek duymadan. Ne aradığını bilince yapman gereken daha net oluyor aslında.

Zaman zaman kocaman taşlar çıktı yoluma...
Zaman zaman kocaman taşlar atıldı yoluma...


Bu benim yolum, dedim ya... Sıyrıldım aralarından çoğu zaman. Yorulup oturduğumda da yardıma gelenler oldu paralel zaman yolcuları arasından. Şöyle bir etrafıma bakınmayı akıl edince de yalnız olmadığımı gördüm yolumda. Yol belli, iz belli... Her adımda bir insan, her adımda aynı amaca araç edinilmiş ayaklar. Oluk oluk akıyor taze kan damarlarımda. Tüm kılcallarında hareketi hisseden bir kalp gibi beynim. Beslendikçe kıvrılıyor, kıvranmıyor (!) . Kıvranmıyor üç kuruş minnet için maskelerini değiştirenler gibi. Kıvrılıyor ve zor güzele bürünüyor yavaş yavaş... Zamanla da çözmesi imkansız oluyor. Öylesine bir, öylesine bütün oluyor her şey ve herkes. Ama kesinlikle sonsuz başsız bir labirent değil, bir düğüm değil içinde yok olunacak.

Anlayabildiğin takdirde, zenginliğinden başını döndürebilecek bir bukleler yumağı benimkisi...
Pirana Kovalayan Çılgın Hamsi...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Mart 2007       Mesaj #719
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
sevgi032
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
5 Mart 2007       Mesaj #720
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi

Daha az seviyorum seni..
Giderek daha az..
Unutur gibi seviyorum..
Azala azala..
Aramızdaki uzaklığın karanlığında..

Geceler kısalıp..gündüzler uzuyor öyle olunca..
Daha az seviyorum seni..
Kendini iyileştiren bir yara gibi..
Daha az..
Ve zamanla..

Sen geceyi tutuyorsun..ben nöbetini..
Uzak dağ kışlalarında..
Görmüyoruz birbirimizi..
Usul usul sis iniyor..
Kopmuş yollara..
Işığı hafif..uykusu ağır koğuşlarda üzerini örtüyorum senin..
Bir çığ gibi büyüyorsun rüyalarımda..
Sevgilim sevgilim
Yıldızları daha büyüktür bazı gecelerin
Nöbet kadar yalnızken öğreneceksin bunu da..

Artık daha az seviyorum seni..
Unutur gibi..ölür gibi daha az..
Yeniden ödetiyorum kendime
Onca aşkın öğretemediğini..
Kolay değildi..
Yalnızca sevgilimi değil..evladımı da kaybettim ben..
Kaç acı birden imtihan etti beni..
Bir tek gece vardır insanın hayatında..
Ömür boyu sürer nöbeti..
Bu da öyleydi..
İyi ol..
Sağ ol..
Uzak ol..
Ama bir daha görme beni..

Murathan Mungan