Arama

Dostluk Üzerine - Sayfa 18

Güncelleme: 13 Eylül 2016 Gösterim: 113.230 Cevap: 300
NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
1 Mart 2007       Mesaj #171
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
Dosta Mesaj..

Sponsorlu Bağlantılar
Uyumuş uyanmış mahmur gözleri.
Uykuya doymamış esmer güzeli...
Bir deliye sevdalı,o da özeli...
İki deli bir siteye yakışır...
Gülmeyi öğrettin ,hüzündü adım.
Sende aşklarımı gördüm yaşadım.
Aşkı yaşayın budur muradım.
Bu güzellik Metelere yakışır...
O da bir çeri atmış okunu ya...
Resim çizmeyinen olmuyor suya.
Kör ise göre, sağır ise duya...
Naz dediğin güzellere yakışır...
Dostadır sözüm,dost duya alına...
Konarsa bir şahin gülün dalına...
Bırakmazlar güzeli kendi halına...
Deliler gider ,romantikler bakışır...

AlCoLiC - avatarı
AlCoLiC
Ziyaretçi
1 Mart 2007       Mesaj #172
AlCoLiC - avatarı
Ziyaretçi


Sponsorlu Bağlantılar
Yakılmış Mektup

Sana bu mektubu uzaklardan yaziyorum
Adresini coktan unttum
Bir siirin sisesine kalbimi koyup sulara birakiyorum
Ah benim eski türküm
Ah benim hazin öyküm
Yanlisim, yenilisim

Ne yaptimsa seni mutlu edemedim
Oysa, bir kemanin vardi birde sen
Acimadin, ezdin beni, üzdün hic acimadin
Yavrusuna yanan bir anne gibi
Icime gömdüm depremlerimi
Ceketimi alip gittim
Derin derin ic cekisim bu yüzden
Inadina suskumdum oysa
Inadina vurgun gec uslandim
Sen görmedin ama
Alti mosmor gözlerimde islandim

En cok istavriti severdin
SIKIP limonu maydonaza saraba vururdun hani
Eski bir kasette bizim sarkimiz
Alip götürdü seni salas meyhanelerde
Ve kumsaldaki ayak izlerinde
Kirilan hayallerim ümitlerim
Ve seni bekleyisim her yagmur aksaminda
Daha mutluyduk o günler herseye ragmen özgürdük
Kitap alacak paramiz olmasa da
Ucuz tütün icsekde pahaliydi düslerimiz
Ne kadar cok isterdim bu sarkimi duymani
Kanayan bir gül misali
Saclarina takdigim suskun cigliklariyla inleyen su kemani
Ki, her notasi ödesmenin ve hayatla yüzlesmenin katrani

Hatirlarmisin, parasiz kalmistikda bir gün
Kardesinin kumbarasini bosaltip konsere gitmisdik
Imzasini almistik sevdigimiz sarkicinin
Birlikte fotograf cektirmistik
Bir sise gazosu ve kasarli tostu bölüsmüstük
Hey gidi hey !
Azmi siir yazdik ders kitablarina
Ötobüse biletsiz mi binmedik
Komaya mi girmedik her Besiktas macinda

Simdi bir hastene aksaminin yorgun penceresinde
Maziye dalip dalip gitmelerimsin artik
Ne kemanim var yanimda nede sen varsin
Mevsimlerden hüzün aylardan pismanlik ve karanlik

Sen ki bu mektubu saklayacaksin
Öpüp öpüp koklayacaksin belki
Ve artik gelmedigimi bile bile bekleyeceksin
Ah benim eki türküm
Ah benim hazin öyküm
Yanlisim, yanilisim
Seni hic üzermiyim
Ben bu mektubu defalarca yazmisim
Defalarca yakmisim ....


Fatih Kısaparmak

Yiğittin
Ben seni acılarda tanıdım
Ve sen fırtınada hiç bırakmadın beni
Ortak oldun gözyaşıma....
Kitaplarımı, yorgun yorganımı ve
Gözlerimin gecelere demirlenişini
Her anlatmak istediğimde sana
Elim varmadı kaleme, yazamadım, sustum
Yiğittin....

Taşa yattık seninle kar yedik,
Yağmuru içtik su diye
Soğuktan nasırlarımız çatladı
Sen ağladın yalnızca ve sessizce
Elimi oğuşturdun Yiğittin....

Çığ düştü çatımıza,
Çöktüm dedim, bittim dedim
Sen sardın beni çulunla
Ulu ekmek ettin bölüştük
Anam gibi sen taşıdın sırtında
Sıvasız duvarlarında yoksul odamızın,
Birlikte batırdık yüreğimize tırnaklarını güneşin
Acılar köprüsünde el ele yürüdük
Zemheride ilkbaharı giyindin
Yüreğini diktin beynime
Çorbamız olmasa da terketmedin Yiğittin....

Mavilerin denizinde ve son durağında yıldızların
Soldurmadın sevdamı soldurmadın umudumu
Kan kustum..Ah! çektim...için için inledin
Sarılınca kollarıma kelepçe sende sarılıp öptün
Zehirli akrebini sevdim zamanın,
Seni getirdiğinde her görüş günü

Gözyaşlarına sor beni kirpiklerine sor
Hasretin acısı küstürse de türküleri
Kavalı sevdim sazı sevdim zehri akıtır diye
Yaşlılık caddesinde taşlara sırt verdik
Yorgunluk limanında su serptin alevine kalbimin
Yiğittin......

Yosunlara bulandığımda,
Yaşamın çığlıkları beni sahile ittiğinde
Göğsümdeki fırtınalar ve titreme denizinde
Ayrılığın anası yapıştığında yakama
Yarsız koymadın beni tuz ekmedin gözüme
Yiğittin.....

Dikenin gülü de olsa hayat
yahut gülün dikeni de olsa
Mil çekmedin yüreğime
sen sevdam kadar sen toprak kadar
Yiğittin.......

Kilim oldun kahrıma,
Sır vermedin ser verdin gönül kapımda
Ben seni acılarda tanıdım
Ve sne fırtına da hiiiç bırakmadın beni
Ortak oldun gözyaşıma
Yiğittin.......
Fatih Kısaparmak

Son düzenleyen AlCoLiC; 1 Mart 2007 18:21 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
14 Mart 2007       Mesaj #173
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
ÖZELSİN
Kendimi ne zaman işe yaramaz ve aciz hissetsem, aynı hisleri
hissettiğim
bir anda,
eski bir dostun uzun zaman önce söyledikleri gelir aklıma...
Yüzümü kocaman bir gülümseme sarar..
Bana:
kendini her aciz ve işe yaramaz hissetiğinde
parmağının ucuna bak...
Demişti...
O sıra o kadar üzgün ve duygularımın içinde o denli kaybolmuştum ki,
kendi sesimi bile tanıyamaz bir halde, çok kısık bir ses tonu ile.
neden?? Demiştim...
çünkü o parmak izlerinden bu yeryüzünde başka hiç kimse de yok...
Demiş ve eklemişti.
sen özelsin!!! İNANMAZSAN PARMAKLARININ UCUNA BAK!!!
Birden sanki dirilmiştim... evet ben ÖZELDİM...
HERKES ASLINDA ÖZELDİR. AMA BENİ O GÜNDEN SONRA DİĞERLERİNDEN AYIRAN
TEK AYIRT EDİCİ ÖZELLİĞİM -KENDİMİN ÖZEL OLDUĞUNUN
FARKINDA OLMAMDI...
Hala karamsarlğa düştüğümde, bazen umutsuzluklarla boğuştuğumda o
dostumu hatırlar ve parmağımın ucuna, yüzümde büyük bir gülümseme
ile bakar ve kendi kendime:
SEN ÖZELSİN! BUNLARIN HEPSİNİ ATLATIRSIN!!! derim...
Yine aynı dostum bir karar aşamasında olduğum bir gün bana şöyle
demişti..
-Önce ne istediğini iyi belirle... Ve eklemişti..
-Sonra O istediğine ulaşmak için ne gerekiyorsa yap!!!
Sonrada elini tam üç kez gözlerimin önünde çırpmış ve bana.
-ne oldu şimdi? diye sormuştu...
bende anlamsız bakışlar ile cevap vermiştim.
-ne oldu???
-Üç saniye hayatından uçtu gitti ve hiç birşey o üç saniyeyi geri
getiremez... demişti...
Ve eklemişti
-Hayatı istediklerine ulaşmak için harca,bir gün arkana dönüp
baktığında uçup giden o saniyelerin bomboş bir ömür haline geldiğini
görmek istemiyorsan tabii!!!
Farkındasınız değil mi? Hayatlarımız saniye, dakika, saat dilimlerine
bölünmüş, akıp gidiyor.
Ve biz akan bir saniyeyi bile geri dönüp tekrar yaşayamıyoruz...
Onları
geri getiremiyoruz.
Aynaya baktığımız da hergün yeni bir beyaz saç telini ve yüzümüzde
acımasızca akıp giden dakikaların izini, birer kırışıklık olarak
aynada
seyrediyoruz.
Peki biz hayattan ne bekliyoruz? beklentilerimiz için varımız yoğumuz
ile savaşıyor muyuz, zaman denen acımasız düşmanla?
Oysa parmaklarınızın ucuna bakın bir kez... Sonrada parmaklarınızı üç
kez şıklatın..
Orada gördüğünüz parmak izleri sizden başka kimsede yok... ve
parmaklarınızın ucundan çıkan o ses hayatınızın bomboş geçmis üç
saniyesi oldu, geçti gitti işte...
Siz özelsiniz, siz yeryüzünde teksiniz...
O zaman hayattan beklediklerimizde bize layik olmalı,özel olmalı,
ulaşılması için savaşa değer olmalı... Zaman denen canavar galip
gelmeden,biz hayattan beklentilerimize ulaşmalıyız ki,Geçip
giden zamana rağmen,geriye dönüp baktığımız da kucak dolusu
mutluluk ve beklentilere ulaşmanın hazzı ile zaman zaman yüzümüzde
kocaman bir gülümse ile nanik yapabilelim...
Ellerinizi üç kez çırpın, hayattan üç saniyeniz silinip gitti işte...
Bugün özel bir insan olan kendiniz için ne yaptınız?
Beklentileriz için bir uğraş, savaş verdiniz mi?
Yoksa zamanın sizi yenmesine seyirci mi kaldınız?
Mesela özel eski bir dostu aradınız mı bugün?
Tüm bu kısa ama çok anlamlı hayat derslerini veren dostumu kaç
zamandir aramadığımı düşündüm tüm bunları yazarken...
Yerimden kalktım, internetten çıktım ve telefon ile o dostumu aradım
Çok mutlu oldu... ne zamandir sesini duymamıştım hangi dağda kurt
öldu?
Dedi..
Ben de Özel birini aramak istedim aklıma sen geldin dedim ve sonra
ekledim:
Ve ellerimi üç kez çırptım geçen zamanı geri getiremediğimi görünce
belki de seni arayacak başka bir üç saniyem olmayacak şu anda
aramazsam diyip yazdığım yazıyı yarıda bırakıp seni aradım dedim...
Çok mutlu oldu... Bir dostun mutluluğu ile bende mutlu oldum...
Dostumla telefon konuşmamı bitirip klavyenin önüne oturduğumda
yüzümde
kocaman bir gülümseme vardı.
Özel birini arayıp,dakikaları geri getiremeyeceğim bir hayat içinde
istediğim bir şeyi yapmanın huzuru ile yani mutlu bir yürekle tekrar
yazmaya başladım...
Ve zaman denen sinsi düşman a bir nanik yaptım.acımasızca akıp
gidiyorsun,ama ben seni hissediyorum ve istediğim hiç birşeyi
ertelemiyorum ve istediklerimi elde etmek için hayatla savaşıyorum
der gibi mutlu idim...
Siz hala ne duruyorsunuz? Koşun telefona, bir dostu arayın. Birine
e-mail
atın... Onu sevdiğinizi hissettirin..
Onun mutluluğu ile mutlu olun...
Ellerinizi üç kez çırpın ve düşünün hayatınızdan üç saniye boş bir
sayfa girdi koptu gitti işte.
Oysa siz özelsiniz ve size layık bir hayatı hak ediyorsunuz...
Size layık mutlulukları hak ettiğiniz gibi...
Bana inanmazsanız!!!! parmaklarınızın ucuna bakın...
Özen Kıraç
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
14 Mart 2007       Mesaj #174
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
ACILARINIZI KUMA VE İYİLİKLERİNİZİ TAŞA YAZMAYI ÖĞRENİN
Bir hikaye, iki arkadaşın çölde yürüdüğünü anlatır.
Yolculuğun bir noktasında bir münakaşa olur ve biri diğerine tokat atar. Tokadı yiyenin canı acır ama bir şey söylemeden kuma şöyle yazar : "BUGÜN EN iYi ARKADAŞIM BENi TOKATLADI".
Bir vahaya gelene kadar yürümeye devam ederler ve suya girmeye karar verirler. Tokadı yiyen bataklığa saplanır ve boğulmaya başlar ama arkadaşı kurtarir. Yarı boğulmadan kurtulduktan sonra bir taşa şöyle yazar :
"BUGÜN EN iYi ARKADAŞIM HAYATIMI KURTARDI".
Tokadı atan ve hayat kurtaran sorar : "Canını acıttığımda kuma yazdın neden şimdi taşa?" Diğeri cevaplar : "Birisi canımızı yaktığında kuma yazmalıyız ki bağışlama rüzgarı silebilsin ama biri bizim için iyi bir şey yaparsa taşa kazımalıyız ki hiç bir rüzgar silemesin.
"ACILARINIZI KUMA VE iYiLiKLERi TAŞA YAZMAYI ÖĞRENiN".

Özel bir kimseyi bulmak bir dakika alır ama unutmak ise bir ömür
NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
14 Mart 2007       Mesaj #175
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
DOST ELİ

Yine mi karardı gökyüzü?
Simsiyah bulutlarla mı kaplandı?
İnsanların çoğu düşünüsü
Yine akşam güneşinde mi
Asılı kaldı?

Hiç masmavi bir semayı
Görmeyecek miyiz?
Güneş bir gün olsun dahi
Bizim için doğmayacak mı?
Dostlar, halimizi-hatırımızı
Sormayacak mı?

Hep imrenecek miyiz başkalarına?
Ne zaman ulaşacak Tanrıya
Sonsuzluk kadar uzun çağrılarımız?
Bizi yarınlara götürecek uğraşılarımız
Kalacak mı yarıda?

Bir dost eli bekliyoruz
Bize uzansın diye.
İyilikten uzak,
Artağansız çöllerde
Bir dost eli bekliyoruz.
Gelin artık yardıma.
Dostlarım bizi kurtarın.
Bu karanlık akşamlardan
Aydınlığa ulaştırın.


ANONİM
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Nisan 2007       Mesaj #176
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
DOSTLUK= SMYRNA

baska laf demem..
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Nisan 2007       Mesaj #177
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Canım dostum benim Rainn'im...TenderKiss

Dostlar vardır; rakısız çözülmez dili, muhabbeti çekilmez;
dostlar vardır,efkarının sebebi bir bardak demli çaydır.
Dostlar vardır, omzu her derde devadır.
Dostlar vardır, iyi bir öğretmen gibi, nasıl sorulacağını öğretir.
Dostlar vardır dağ gibi vakur; toprak kadar bereketli, mert...
Dostlar vardır; ney gibi hüzünlü, saz gibi asi; şiir kadar büyük...
Dostlar vardır türkü gibi; her zaman söylenmeseler de her daim içinde taşır
sevdasını; yangınını bulaştırır bir gönülden diğerine...
Dostlar vardır baki; tanıştığın gün doğar, yittiği gün ölürsün! Zamana ve
darbelere; yollara ve hasretlere dirençli...
Dostlar vardır, közde mısır, kadehte şarap; ateşte yanmanın da, şarapla
sönmenin de tadı damağındadır.
Dostlar vardır; yüreğine kök salmış bir çınardır; hiçbir şey
deviremez;gönülden gönüle kurulmuştur köprüler; ne yaşansa atılamaz!
Dostlarımız vardır bizlere benzerler biraz... Dostluklar vardır, erken
dolar vadesi; dostluklar vardır, devam eder ahirette!
İşte böyle dostlardır; her şeye lanet ettiğin günlerde bile, yaşamını güzel
kılan...Gönül, her yerde onları arar.
Ve bulduğunda haber gönderir bize; bir sıcaklık yayılır yüreğimize;bunda
bir iş var deriz, takılırız peşine....

Unutmayin sakin ;
Hayat bumeranga benzer.
Yaptiginiz iyi,kötü hersey birgün size geri döner !...


NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
28 Nisan 2007       Mesaj #178
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
siir Dost Sesi

kime uzatsam dost diye havada kaldı ellerim
dost diyenler kırdı kanadımı kalmadı içimde sellerim
kimseye yaranamadım tüm güvenlerimi tükettim
bir dost sesi yok şimdi
*
sevdim diyenler açtı yüreğimdeki bu derin dehlizi
duygularım paramparça hepsi nokta gibi bıraktılar izi
Yarabbim insanlık ölmüş herkesde para konuşma krizi
bir dost sesi yok şimdi
*
yaşamakdan artık haz almıyorum
herkesden deli gibi kaçıyorum
şefkat tellere takılmış yaşamıyorum
bir dost sesi yok şimdi
*
mihenk taşına değdirsem yok kimsede tam bir değer
alın duygularınızı verin şiirlerimi kalmadı bende eser
mızrabı kalbime vurdum namesiz şarkılarda yaşıyacağım yeter
bir dost sesi yok şimdi

Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
28 Nisan 2007       Mesaj #179
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
dostluk10024
Pollyanna - avatarı
Pollyanna
Ziyaretçi
27 Mayıs 2007       Mesaj #180
Pollyanna - avatarı
Ziyaretçi
Gerçek Zenginlik.
Bizi yüzümüze karşı eleştiren,
Ama herkesin içinde savunan,
Başarılarımıza sevinen,
Başarısızlıklarımıza üzülen,
Bizi sıkkın görünce
Diğer dostlara haber salıp,
Bizimle ilgilenmelerini isteyen,
Birileriyle tanışmamız gerekiyorsa
O buluşmayı sessizce düzenleyen,
Bizi dikkatle izleyen ama sahiplenmeyen,
Bir başka kıtada yaşasa ve
Günde 14 saat çalışsa da ihtiyacımız olduğu anda
Yardımımıza koşan...
Gerçek dost işte budur.
Ve hayatta en büyük zenginlik böyle dostlara sahip olmaktır.







Dostluk her gün 2-3 kere telefonla konuşmak değildir... Dostluk bu yapılması gereğine inanılan telefon görüşmeleri sırasında diğer
insanların dedikodusunu yaparak karşılıklı bir şeyler paylaşıldığını zannetmek değildir...
Dostluk; dost bildiğin kişinin en ince detaylarını bilme ihtiyacı ve gereği değildir...
Dostluk; dost bildiğin kişinin senin en karışık detaylarını bilmesi gerektiği değildir...
Dostluk her hafta 3-5 kere görüşmek değildir, 1 ay, 1 sene, 5 sene seni aramayan, senin de aramadığın bir insani birdenbire arayıp, dertleşmek, hatır sormak istersen ve o insan da seni geri çevirmez ve sanki daha az
önce konuşmuşun gibi kaldığınız yerden konuşmaya devam ederse, ve daha da
önemlisi bu 1 ay, 1 sene, 5 sene ayrılığa rağmen bu insanin başı gerçekten sıkıştığında yardımına koşacak ilk insanlardan biriysen ve ayni şekilde onun da öyle olduğunu biliyorsan EMİN OL Kİ..... O kişi senin dostundur... Sen de O'nun...
" Her tur ilişki avuç içinde duran kum taneleri gibidir. Avucumuzu
sıkmadan, gevşekçe tutarsak, kum taneleri kaymaz, durur.
Avucumuzu kapatıp, sıkmaya başladığımız an kum taneleri parmaklarımızın arasından akmaya baslar. Bir kısmını tutmayı basarsanız da, çoğu akıp gider. İlişkiler de böyledir. Esneklik varsa, diğer insana saygı
duyuluyor ve özgürlük tanınıyorsa ilişkiler bozulmaz. Ama diğer insani çok bunaltırsanız ilişki de yavaş yavaş bozulur ve biter. Hayatta pek çok insanla karsılaşırsın Ama sadece gerçekdostlar senin kalbinde bir iz
bırakır.
GERÇEK DOSTLARINIZI BULUP HİÇ KAYBETMEMENİZ DİLEĞİYLE...

Benzer Konular

9 Haziran 2008 / -MaSaL- Astroloji/Fallar
29 Mayıs 2008 / the_lily Genel Mesajlar
21 Mayıs 2008 / The Unique Taslak Konular
22 Şubat 2012 / Misafir Soru-Cevap
30 Temmuz 2014 / _AERYU_ Astroloji/Fallar