Arama

Dostluk Üzerine - Sayfa 3

Güncelleme: 13 Eylül 2016 Gösterim: 113.305 Cevap: 300
NihLe - avatarı
NihLe
Ziyaretçi
24 Aralık 2005       Mesaj #21
NihLe - avatarı
Ziyaretçi
Gerçek Dostluk
Karşılıksız seven dostların hikayesi...

Sponsorlu Bağlantılar

Savaşın en kanlı günlerinden biri... Asker, en iyi arkadaşının az
ileride kanlar içinde yere düştüğünü gördü. İnsanın başını bir
saniye bile siperin üzerinde tutamayacağı ateş yağmuru altındaydılar. Asker teğmene koştu:
- Teğmenim, fırlayıp arkadaşımı alıp gelebilir miyim?..
"Delirdin mi?" der gibi baktı teğmen...
- Gitmeye değer mi? Arkadaşın delik deşik olmuş... Büyük olasılıkla
ölmüştür bile. Kendi hayatını da tehlikeye atma sakın.
Asker ısrar etti ve teğmen "Peki" dedi.
"Git o zaman."

İnanılması güç bir mucize. Asker o korkunç ateş yağmuru altında arkadaşına ulaştı. Onu sırtına
aldı ve koşa koşa döndü. Birlikte siperin içine yuvarlandılar.
Teğmen, kanlar içindeki askeri muayene etti. Sonra onu sipere
taşıyan arkadaşına döndü:
- Sana değmez, hayatını tehlikeye atmana değmez, demiştim. Bu zaten ölmüş.
- Değdi teğmenim. dedi asker..
- Nasıl değdi? dedi teğmen. Bu adam ölmüş görmüyor musun?
- Gene de değdi komutanım. Çünkü yanına ulaştığımda henüz sağdı. Onun son sözlerini duymak,
dünyaya bedeldi benim için...

Ve arkadaşının son sözlerini hıçkırarak tekrarladı:
- Geleceğini biliyordum!.. demişti arkadaşı... Geleceğini biliyordum!..

Son düzenleyen NihLe; 24 Aralık 2005 12:18
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Aralık 2005       Mesaj #22
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Dostluk ''ihtiyacım var'' dediğinde,hatta demese bile orada,
yanında olabilmek,ince bir çizgi üzerinda gel-gitlerdeyken,iki elimiz kanda da olsa uzatılan elimizdedir.Dostluk,bir yoldur....
Sponsorlu Bağlantılar
Son düzenleyen f.L.y; 24 Aralık 2005 12:46
erman_ts - avatarı
erman_ts
Ziyaretçi
25 Aralık 2005       Mesaj #23
erman_ts - avatarı
Ziyaretçi
Dünyada En feci şey:"YALNIZLIK"En acı şey"ÖLÜM"En üzüntülü şey:"UNUTULMAK"En soğuk cevap:"HAYIR"Fakat en sıcak kelime"DOSTLUK"En güzel dost da sizlersiniz arkadaşlar
yelda23 - avatarı
yelda23
Ziyaretçi
26 Aralık 2005       Mesaj #24
yelda23 - avatarı
Ziyaretçi
Dostsuz dünya olmaz imiş,
Dost duasız kalmaz imiş,
Dostun duasını alanın,
Sırtı yere gelmez imiş.


Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
26 Aralık 2005       Mesaj #25
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
GERÇEK DOSTLUĞU YAŞAMAK Onu sevmek,özlemek ve onu onsuz yaşamaktır.
Hiç beklenmedik bir anda aklına gelmesidir insanın,
Aklına geldiğinde gün boyu;ona ihtiyacı olduğunu kafasına takmasıdır belki,

Okuduğu kitapta,yazdığı yazıda onun resmini çizmektir galiba,
Dinlediği şarkıda onun sesini duymaktır,
Ona anlatamayacağı zaman bağırıp duvarlara anlatmak,onun duyduğuna inanmaktır,
Ona kızdığı zaman içinizde bir burukluk hissetmektir,
On dört yılda iki buçuk yıl boşluk onun olmayışının sessizliğinin göstergesidir diyebilmek,
Onu gördüğünüzde içinizdeki sızının "DOSTLUK" olduğunu bilmek,
İşte bütün bunlar; GERÇEK DOSTLUĞU YAŞAMAKTIR...

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Aralık 2005       Mesaj #26
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Dostum


Yerlere vursa da kaderin seni
Ufkunda güneşin batmasın dostum
Razıyım hasretin yaksa da beni
Derunin de dertler yatmasın dostum
Anka kuşum can dost kabaran derya
Gitmesin gözünden en tatlı rüya
Üç günden ibaret kısacık dünya
Lebine zehirler katmasın dostum
Kararan bulutlar ufkun da yitsin
Us’unda kederler tükenip bitsin
Rağbet etme hüzne kovuver gitsin
Nurun karanlığı tatmasın dostum
Alnımızda gerçek her şey bahane
Zaman ayrılığı yazsa hanene
Iğıl ığıl aksa hasret sinene
Marazın kaşını çatmasın dostum

Bolat ÜNSAL
Son düzenleyen f.L.y; 30 Aralık 2005 06:26
muhlise - avatarı
muhlise
Ziyaretçi
2 Ocak 2006       Mesaj #27
muhlise - avatarı
Ziyaretçi
hala boyle dost varmıdır......




Dost

Genç adamın biri,
Dermiş babasına her gün;
'Benim de dostlarım var, sendeki dost gibi'
Baba, itiraz eder,
Olmaz öyle çok dost, hakikisi
Belki bir, belki iki,
Fazlasını bulamazsın gerçek, hakiki...
Devam eder durur konuşma...
Aralarında başlar bir tartışma,
Karar verirler bir sınava,
Dostun hakikisini anlamaya...
Bir akşam bir koyun keserler,
Ve koyarlar çuvala.
Baba der ki oğluna,
'Hadi al bu çuvalı, şimdi götür dostuna'.
Çuvaldan kanlar damlamakta,
Sanki öldürmüşler de bir adamı,
Koymuşlar çuvala,
Dıştan böyle sanılmakta.
Delikanlı sırtlar çuvalı,
Gider en iyi bildiği dostuna,
O dost, bakar ki bir çuvala
hem de kanlı,
Kapar hızla kapıyı delikanlının suratına,
Almaz içeri arkadaşını,
Böylece tek tek dolaşır delikanlı,
Kendince tanıdığı, sevdiği dostlarını.
Ne çare, hepsinde de sonuç aynıdır.
evlat geriye döner.
Ama içten yıkılır...
Babasına dönerek; haklıymışsın baba ' der.
Dost yokmuş bu dünyada ne sana, ne de bana.
Baba 'hayır Evlat 'der,

benim bir dostum var bildiğim.
Hadi, çuvalı alda bir kerede git ona.
Genç adam, çuvalı sırtlar tekrar.
Alnından ter, çuvaldan kanlar damlar...
Gider, baba dostuna. Kabul görür, sevinir.
O dost, delikanlıyı alır hemen içeri.
Geçerler arka bahçeye.
Bir çukur kazarlar birlikte,
Çuvaldaki koyunu gömerler adam diye,
Üzerine de serpiştirirler toprak.
Belli olmasın diye
dikerler sarımsak...
Genç adam gelir babasına;
'Baba, işte dost buymuş' diye konuşunca,
Babası; 'daha erken, o belli olmaz daha.
Sen yarın git O'na, çıkart bir kavga,
Atacaksın iki tokat, hiç çekinmeden ona,
işte o zaman anlaşılacak, dostun hakikisi.
Sonra gel olanları anlat bana...'
Genç adam, aynen yapar babasının dediğini,
Maksadı anlamaktır dostun hakikisini,
babasının dostuna istemeden basar iki tokadı!
Der ki tokadı yiyen DOST;
'Git de söyle babana, biz satmayız Sarımsak tarlasını böyle iki tokada'!

Sevilecek biri olmadığın zamanlarda bile Seni Sevmeli...
Sarılacak biri olmadığın zamanlarda bile Sana sarılmalı...
Dayanılmaz olduğun zamanlarda bile Sana Dayanmalı...
Dost dediğin;
fanatik olmalı;
Bütün dünya seni üzdüğünde
Sana moral vermeli.
Güzel haberler aldığında seninle dans etmeli,
Ve ağladığında, seninle ağlamalı...
Ama hepsinden daha çok;
Dost matematiksel olmali;
Sevinci çarpmalı...
Üzüntüyü bölmeli...
Geçmişi çıkarmalı...
Yarını toplamalıi...

Kalbinin derinliklerindeki ihtiyacı hesaplamalı...

Ve her zaman bütün parçalardan daha büyük olmalı...

İşi bitince seni bir tarafa atmamalı...
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Ocak 2006       Mesaj #28
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Dost Dediğin


Dost dediğin
Dostun yüreğinden geçeni bilmeli
Dost dediğin
Dostunu karşılıksız sevmeli
Dost dediğin
Verecekse almadan vermeli
Dost dediğin
Yüreği kan ağlarken, dost için gülmeli
Dost dediğin
Kara toprak gibi sadık kalabilmeli
Dost dediğin
Sığınacak yerin yoksa kucağını açabilmeli
Dost dediğin
Güne sıcak bir güneş olup doğabilmeli
Dost dediğin
Geceye parlayan yıldız olabilmeli
Dost dediğin
Sırtını yasladığın asırlık bir çınar
Dost dediğin
Gerektiğinde bir kalkan olabilmeli
Dost dediğin
Kurşuna göğsünü siper yapabilmeli
Dost dediğin
Velhasıl dost olduğunu bilmeli
Dost dediğin
İki yüreği bir beden sayabilmeli
Ben herkese dost demem
Benim dostum
Yüreğimin sesini uzaklardan duyabilmeli
Dost o zaman dosttur
Dost dediğin
Bir batında doğan kardeş olabilmeli



Salih Özalaşan

Son düzenleyen f.L.y; 2 Ocak 2006 12:41
melish - avatarı
melish
Ziyaretçi
5 Ocak 2006       Mesaj #29
melish - avatarı
Ziyaretçi
Çok samimi iki dost ve arkadaşlardı. Fakat bir tanesi çok kurnaz atılgan ve hareketli, diğeri ise çok saf, dürüst ve sessizdi. Bir gün kurnaz olan arkadaş , diğer arkadaşın yanına giderek işlerinin bozulduğunu söyler ve kendisinden para ister. Samimi dostu onu hiç kırmaz ve elindeki bütün parayı arkadaşına verir. Arkadaşı bu parayla işlerini düzeltir. Bir süre sonra kurnaz olan yine arkadaşının yanına gider ve arkadaşının evlenmek üzere olduğu nişanlısını çok
beğendiğini ve kendisine vermesini ister. Arkadaşı çok şaşırır, ne diyeceğini bilemez.Fakat aralarında o kadar kuvvetli bir sevgi vardır ki arkadaşına hayır diyemez, nişanlısını arkadaşına verir.

Zaman içinde Saf olanın işleri bozulur ve birden arkadaşı aklına gelir
ben ona sıkıştığında iyilik yapmıştım diyerek arkadaşının iş yerine gider
ve kendisine çalışması için iş vermesini ister. Arkadaşı ona iş vermez. Bizimki pişmanlık ve üzüntü içinde geri döner ama yinede arkadaşına kızamaz. Bir gün sokakta dolaşırken yanına hasta ve yaşlı bir adam yaklaşır. Fakir olduğu için ilaç alamadığını söyler. Bizimki yaşlı adamcağıza acır, istediği ilaçları alır ve adamcağıza verir. Kısa bir süre sonra yaşlı adamın öldüğünü duyar. Yaşlı adam çok zengindir ve bütün mirasını kendisine bırakmıştır.

Saf adam artık zengindir. Biraz da sevdiği dostuna olan kırgınlığıyla dostunun iş yerinin karşısında bir ev alır ve oraya yerleşir. Bir gün evinin kapısını dilenci bir kadın çalar. Yaşlı kadın çok aç olduğunu, kendisine yemek vermesini ister. Bizim saf hiç düşünmeden kadını içeri alır karnını doyurur, Kimsesi olmadığını
öğrendiği kadına; Kendisinin de yanlız olduğunu söyler ve bu evde birlikte
yaşıyalım sen evin işlerini ve yemekleri yaparsın der, yaşlı kadın hiç
düşünmeden kabul eder. Bir süre sonra yaşlı kadın bizimkine, kendine
uygun bir kız bulup evlenmesini söyler. Bizimki böyle bir kızı nasıl
bulacağını, kendisinin tanıdığı olmadığını söyler.Yaşlı kadın ona uygun bir
kız tanıdığını ve kendisiyle görüştürebileceğini söyler. Görüşmeler
sonucunda evlenmeye karar verilir ve düğün davetiyeleri basılır. Bizimkisi
kırgın olduğu halde çok samimi dostunu yinede unutamamıştır. Biraz da
geldiği konumu görmesi açısından samimi arkadaşına da davetiye gönderir .
Düğün günü gelir çatar. Saf adam düğün salonunda bir şeyler söylemek
isteğiyle mikrafonu alır ve başlar yaşadıklarını anlatmaya; Eskiden çok
sevdiğim bir dostum vardı. Bir gün işleri bozulunca benden borç para istedi elimdeki bütün parayı verdim. Evlenmek üzere olduğum nişanlımı çok beğendiğini söyleyerek benden istedi. Çok üzülerek onu da kendisine verdim . Çünkü biz gerçek dosttuk onun üzülmesini istemedim. işlerim bozulduğunda onun fabrikasına gittim ve çalışmak için kendisinden iş istedim. Bana iş vermedi. çok üzüldüm, ama yinede arkadaşıma kızmıyorum .çünkü biz gerçek dosttuk. Bu konuşma üzerine kurnaz olan arkadaşı daha
fazla dayanamaz mikrofonu eline alır ve başlar konuşmaya;
Benim de bir zamanlar çok sevdiğim bir dostum vardı.
İşlerim bozulduğunda kendisinden para istedim, bütün parasını bana verdi.
Sonra ondan nişanlısını istedim, üzülerek nişanlısını da verdi. Nişanlısını
istememin nedeni o kadının arkadaşıma layık olmamasıydı (Hayat kadınıydı)
Kendisi çok saf olduğu için arkadaşımı o kadından bu
şekilde kurtardım.İşleri bozulduğunda gelip benden iş
istedi, Arkadaşımı kendi emrimde çalıştıramazdım, o yüzden iş vermedim.
Günün birinde karşılaştığı yaşlı adam benim babamdı. Babam ölmek
üzereydi, onu arkadaşımın yanına ben gönderdim ve mirasını ona ben bıraktırdım. Evine gelen dilenci kadın benim annemdi.Ona bakıp iyi yaşamasını sağlamak için gönderdim. Şu anda evlenmekte olduğu kız de benim kız kardeşim. Onu arkadaşımla evlenmesine ben ikna ettim. Değerli misafirler, işte biz böyle dostuz.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Ocak 2006       Mesaj #30
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

Dost

Sormadım hiç dost gönüle
Neden? Niçin? Nasıl? Nerede?
Koparır bilirim, kopmaz sanılan bağı
Kalbe düşen en küçük şüphe
Yaşanmamış sayarım dostsuz geçen zamanı
İstemem dostsuz sunulan saltanatı
Bahar olur benim için tüm mevsimler
Çağlarken yanı başımda, dost pınarı
Bilemem ağlamayı dünya haline
Dost tebessümü bayramdır gözlerime
Düşman olurum geçmez de öfkem
Dost eline batan bir küçük dikene
Neyleyim dünyayı, neyleyim namı
Gönülde dost olmayınca...
Neyleyim neşeyi, neyleyim aşkı
Yanımda dost olmayınca...




Muhsin Bükücü

Son düzenleyen f.L.y; 6 Ocak 2006 19:11

Benzer Konular

9 Haziran 2008 / -MaSaL- Astroloji/Fallar
29 Mayıs 2008 / the_lily Genel Mesajlar
21 Mayıs 2008 / The Unique Taslak Konular
22 Şubat 2012 / Misafir Soru-Cevap
30 Temmuz 2014 / _AERYU_ Astroloji/Fallar