Arama

Kimyasal Bağlar ve Hibritleşme

Güncelleme: 15 Ağustos 2017 Gösterim: 129.851 Cevap: 7
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Aralık 2006       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

kimyasal bağ

Ad:  kimyasal bağ.jpg
Gösterim: 13114
Boyut:  42.9 KB

moleküller, iyonlar, kristaller, metaller ve öteki kararlı maddelerdeki atomları bir arada tutan etkileşimler. Birbirine yaklaşan atomların çekirdekleri ve elektronları karşılıklı etkileşime girer ve bunun sonucunda atomlar, toplam enerjileri tüm öteki diziliş biçimlerinden daha düşük olacak biçimde uzayda yerleşirler. Bir atom grubunun toplam enerjisi, grubu oluşturan tek tek atomların enerjilerinin toplamından daha düşük olduğunda bu atomlar kimyasal olarak bağlanır; aradaki bu enerji farkına bağlanma enerjisi denir. Bir atomun oluşturabileceği bağ sayısına o atomun değerliği (valans) denir.
Sponsorlu Bağlantılar

Örneğin, oksijenin değerliği iki, hidrojenin değerliği ise birdir ve iki hidrojen atomu bir oksijen atomu ile birleşerek bir su molekülü ya da iki hidrojen atomu iki oksijen atomu ile birleşerek bir hidrojen peroksit molekülü oluşturur. Bir atomun değerliği, atomun değerlik kabuğundaki, yani en dış kabuğundaki eşlenmemiş elektronların sayısına eşittir. İlk kimyasal bağ kuramlarında, molekül oluşturan bir atomun elektronlarının, asal gazlardaki gibi kararlı bir yerleşim düzenine girdiği kabul edilmişti. En basit kimyasal bağ tipi, iyon (elektro- valans) bağıdır.

Bu tür bağlarda, nötr atomlardan birinden öbürüne bir elektron aktarılır ve sonuçta oluşan yüklü parçacıklar elektrostatik çekim kuvvetiyle bir arada tutulur. Sodyum klorür (sofra tuzu) iyon bağıyla bağlanmış tipik bir bileşiktir. Kararlı neon atomundan bir fazla elektronu bulunan sodyum atomu, bu fazla elektronunu, kararlı argon atomuna benzeyebilmesi için bir fazla elektrona gerek duyan klor atomuna verir. Böylece oluşan yüklü gruplar (Na+ ve Cl“), elektrostatik kuvvetlerle bir arada tutulur. Kükürt atomunun ise argonun elektron yerleşimine ulaşmak için iki elektrona gereksinimi vardır. İki sodyum atomu ile birleşerek bu eksik elektronlarını tamamlar ve sodyum sülfürü (Na2S) ya da iki değerlik elektronu olan bir kalsiyum atomu ile birleşerek kalsiyum sülfürü (CaS) oluşturur.

İyon bağı, organik bileşiklerin çoğunun ve inorganik bileşiklerin bir bölümünün oluşumunu açıklamak bakımından yeterli değildir. Örneğin, klor atomunun değerlik elektronu sayısı yedidir ve klor molekülündeki (CI2) bağlanma bir atomdan öbürüne elektron aktarımıyla oluşmamıştır; bu tür bir aktarım bir asal gaz atomunun kararlı elektron yerleşimini kazandırmaz. İyon bağıyla bağlanma, iyonik olmayan klor molekülünün kararlılığını açıklayamaz. Bu tür bağlar, atomların arasında gerçekleşen elektron paylaşımıyla açıklanabilir ve ortaklaşım (kovalans) bağı olarak adlandırılır. Klor molekülünün kararlılığı, iki atomun bir çift elektronu ortak kullanarak her birinin argon atomunun kararlı elektron yerleşimine ulaşmasıyla açıklanabilir. Oksijen atomunun iki eşlenmemiş elektronu vardır ve değerliği ikidir. İki oksijen atomu iki çift elektronu ortak kullanarak iki ortak- laşım bağı oluşturur ve her biri kendi içinde neon atomunun kararlı elektron yerleşimine ulaşır. Oksijen molekülünün (O2), bir çift bağı vardır. Karbon atomunun ise eşlenmemiş değerlik elektronu sayısı dörttür. Asetilen molekülünde (C2H2), her karbon atomu ile bir hidrojen atomu arasında ortaklaşım bağı kurulur, karbon atomları ise kendi aralarında üç çift elektronu paylaşır; genellikle H-C=C-H açık formülüyle gösterilen asetilen, bir karbon-karbon üçlü bağı içerir.

Bazı ortaklaşım bağlı moleküllerde, elektron çifti bağındaki her iki elektronu da bileşenlerden yalnız biri sağlar. Amonyak molekülü (NH3), kararlı neon atomunun elektron yerleşimine sahiptir; azot atomunun beş değerlik elektronundan üçü, hidrojen atomlarının birer elektronu ile eşlenerek normal ortaklaşım bağları kurar, kalan iki değerlik elektronu da, bir hidrojen iyonu (H+) ile birlikte amonyum iyonu (NHJ) oluşturabilen bir yalnız çifttir.

Moleküllerin bağlanma türü biçimlerini de belirler. Metan molekülündeki karbon atomunun dört eşlenmemiş elektronu hidrojen atomları ile dört ortaklaşım bağı kurar. Oluşan bağlardaki dört elektron çifti uzayda karşılıklı itişleri en az olacak biçimde konumlanır. Bu nedenle metan dörtyüzlü yapıda bir moleküldür. Amonyak molekülü, bağ yapan üç elektron çifti ve bir bağlanmamış elektron çifti içerir; bu elektron çiftleri de yaklaşık olarak dörtyüzlü bir düzende yerleşirler. Ama hidrojen atomları ortaklaşım bağındaki elektronları azot atomlarından uzağa doğru çektiğinden, bağ kuran elektronlar arasındaki itme kuvveti yalnız çift ile bağ kuran çiftler arasındaki itme kuvvetlerinden daha azdır; bu nedenle amonyak molekülündeki (H-N—H) bağ açısı dörtyüzlünün açısından biraz daha küçüktür. Su molekülünde ise değerlik kabuğunda ortaklaşım yapan iki elektron çifti ve iki yalnız çift bulunur; yalnız çiftin etkileşimleri, yalnız çiftler ile bağ yapan çiftler arasındaki etkileşimlerden daha büyük olduğundan, suyun (H-O-H) bağ açısı amonyağın (H-N-H) bağ açısından daha küçüktür.

Moleküllerdeki bağlanmanın daha ayrıntılı tanımı kuvantum mekaniğinin ilkelerine dayalı olarak yapılır. Ne var ki moleküllerin yapısına ilişkin kuvantum mekaniği denklemleri çok karmaşık olduğundan tam olarak çözülemez. Bu nedenle değerlik bağı yöntemi ve molekül yörüngemsisi yöntemi olmak üzere iki yaklaşık yöntem kullanılır. Molekülü oluşturan atomları temel alan değerlik bağı yöntemi, kimyasal bağları elektron çiftleriyle açıklayan kuramın kuvantum mekanik biçimidir. Molekül yörüngemsisi yöntemi ise, atomdaki yörüngemsi kuramının moleküller için genelleştirilmiş biçimidir. Ne değerlik bağı, ne de molekül yörüngemsisi yöntemi kimyasal bağlanmayı tam olarak aydınlatır; ama her iki yöntem de aynı sonuçları verir.
Bazı moleküllerdeki kimyasal bağlar, atomlar arası elektron çifti bağlarıyla, yani iki merkezli bağlarla açıklanamaz. Bor hid- rürlerin çoğundaki bağlanma çok merkezli bağlarla açıklanır. Örneğin, diboranda (B2H6), dört normal ortaklaşım bağı ve bir elektron çiftinin üç atomla da ilgisinin olduğu iki B-H-B üç merkezli bağ bulunur. Bor atomları bu yolla neon atomunun kararlı elektron yerleşimine sahip olur.

Benzen gibi doymamış, eşlenik ve aromatik moleküller ise yerleşik olmayan yörüngemsilerle (yörüngemsi, moleküldeki elektronların enerjilerini ve dağılımını tanımlayan bir kuvantum mekaniği fonksiyonudur) açıklanır. Benzen molekülü düzlemsel bir moleküldür, karbon atomlanndan her biri düzgün bir altıgenin köşelerinde yer alır ve her karbon atomuna bir hidrojen atomu bağlıdır. Bu düzen her karbon atomunun dört değerlik elektronundan üçünün kullanılmasıyla elde edilebilir. Kalan altı değerlik elektronu ise tüm karbon atomları üzerindeki yörüngemsilerde hareket eder.

Kimyada en önemli bağlar iyon ve ortaklaşın! bağlan olmakla birlikte, bazı moleküllerde bulunan hidrojen bağları da önemli bir bağ türüdür. Bir ortaklaşım bağının yaklaşık onda biri kadar dayanımı olan hidrojen bağları oldukça zayıf bağlardır ve hidroksil grupları (OH) ya da amin grupları (NH2) arasında etkileşimler vardır. Proteindeki hidrojen bağları da son derece önemli bir rol oynar.

Kristal yapılı metallerin ve alaşımların çoğunda görülen bir başka çekirdeklerarası bağlanma biçimi de metal bağlarıdır ve bunlar atomlan bir arada tutan çok güçlü kuvvetlerdir.

İyonik Bağlar


Elektronegatiflikleri farkli olan iki atom arasindaki elektron alis verisi sonucunda olusan (+) ve (-) yüklü iyonlar birbirlerine iyonik baglarla baglanir. Bu iyonlar arasindaki bag elektrostatik çekim kuvvetidir. Örnek olarak NaCl verecek olursak Na (sodyum) bir elektron vererek Na+ katyonunu olusturur ve bu elektron Cl (klor) tarafindan alinir ve Cl- anyonunu olusturur. Iki zit yüklü iyon arasindaki elektrostatik çekim nedeniyle iyonik bir bag olusur. Bu kuvvetli çekim kuvvetinden dolayi erime noktalari yüksektir.

İyonik Bileşik Oluşturma Kuralları


Iki farkli cins atomun iyonik bir bilesik olusturup olusturamayacagi iyonlasma enerjisi, elektron ilgisi, elektronegatiftik gibi özelliklerinden yararlanilarak anlasilir.

İyonlaşma Enerjisi: Metalin iyonlasma enerjisi ne kadar küçükse, yani ne kadar düsük bir enerji ile elektron verebiliyorsa o kadar kolay iyonik bilesik olusturabilme yetenegi vardir. Periyodik tabloda soldan saga gidildikçe katyonun üzerindeki pozitif yük artacagi için elektronun atomdan ayrilmasi güçlesir iyonlasma enerjisi de büyür: Na+, Mg2+ , Al3+,... sirasinda sodyumun tüm bilesikleri iyonikken magnezyum ve alüminyum kovalent bagli bilesikler olusturabilir.

Elektron İlgisi: Ametalin elektron ilgisi ne kadar büyük olursa iyonik bilesigin olusumu da o derece daha kesin olur. Yine periyodik tabloda soldan saga gidildikçe anyon üzerindeki negatif yük sayisi azalir ve elektron ilgisi artarak iyonik bilesik olusturmaya egilimlenir. C 4-, N3-, O 2-, F - sirasina göre flor en yüksek iyonik bilesik yapma yetegine sahiptir.

Kristal Yapıyı Oluşturma Enerjisi: Elektron alis verisi ile katyon ve anyon olustuktan sonra bu iki iyon birbirlerini çekerek kristal yapiyi meydana getirir. Kristal yapiyi meydana getirme esnasinda bir enerji açiga çikar. Meydana gelen bu enerjiyle kristal yapiyi olusturma sansida artar.

Elektronegatiflik:
Bilesik yapan iki ayri cins atomun elektronegatiflik degerleri birbirinden çikarilir. Eger bu fark 1.7 den büyükse bag iyonik bagdir. Atomlar arasindaki elektronegativite farki 1.7 ile 0.5 arasinda ise bag polar kovalent bag, 0.5 den küçük ise bag apolar kovalent bag olarak nitelendirilir.

NaF bilesiginde, Na atomunun elektronegativitesi 0.9, Florun ise 4.0 dir.
Elektronegativite farki 4.0- 0.9 = 3.1 Bunun neticesinde NaF bilesigindeki bag iyonik bagdir.

Kovalent Bağlar


Elektronegatiflikleri birbirine yakin veya ayni olan atomlarin elektronlarini ortaklasa kullanmalari sonucunda olusan baga kovalent bag denir. H2, F2, Cl2, O2, P4 , S8 kovalent bagli moleküllerdir.

Lewis kuralina göre


Ad:  1.JPG
Gösterim: 8008
Boyut:  8.4 KB
Cl ile Cl birer elektronlarini ortaklasa kullanarak kovalent bag olusturur. Bu elektron çifti bag olarak çizgi seklinde gösterilir.
Cl-Cl
Ayni iki atom arasinda bir elektron çiftinden daha fazla elektron ortaklasa kullanilabilir. Buna çoklu kovalent bag ismi verilir. Çift bagda, iki atom arasinda iki elektron çifti, üç bagda ise üç elektron çifti bulunur.

Kovalent Bağlı Moleküllerden Oluşan Maddelerin Özellikleri


Kovalent bagli moleküllerden olusan maddeler, iyonik ve metalik bagli maddelere nazaran daha düsük kaynama ve erime noktasina ve ayrica daha düsük erime ve buharlasma isilarina sahiptirler. Çünkü bir iyonik bilesigi eritirken çok kuvvetli olan iyonik baglari kirmak için yüksek sicakliga isitmak gereklidir. Halbuki moleküllerden olusan bir kati maddeyi eritmek için iyonik baga göre çok daha zayif olan moleküller arasi çekim kuvvetlerini yenmek, gerekeceginden daha düsük bir sicakliga isitmak kafi olacaktir. Düsük yogunlukludurlar, gaz sivi ve kati haldedirler. Kati halde iken kirilganve zayif yumusak veya mumsu bir yapilari vardir. Elektrik ve isiyi çok az iletirler. Genellikle organik çözücülerle çözünebilirler.

Polar Kovalent Bağlar


Elektronegatiflikleri birbirinden farkli iki atomun olusturdugu kovalent baglarda ortak kullanilan elektron çifti esit olarak paylasilmaz. Daha elektronegatif olan atom tarafindan bu elektron çifti daha fazla çekilir ve böylece polar kovalent bag olusur.

Bazi atomlar arasindaki elektronegatiflik sirasi asagida verilmistir.
F>O>N>Cl>Br>C>I>H
Ad:  2.JPG
Gösterim: 8012
Boyut:  8.2 KB
Cl (klor) atomunun elektronegatifligi H (hidrojen) atomundan çok fazla oldugu için ortak elektronlar klor atomu tarafindan daha çok çekilir ve hidrojen kismi pozitif yükle yüklenirken, klor kismi negatif yükle yüklenir. Böylelikle dipol moment olusur.
Dipol momenti olan moleküller polardir.
H+δ à Cl-δ

Koordine Kovalent Bağlar


Bag yapmak için elektronlar tek atom tarafindan veriliyorsa, bu tür kovalent baglara koordine kovalent bag denir.
N (azot) atomu üç bag yapabilir. N atomu üzerinde bulunan ortaklanmamis elektron çifti hidrojenle dördüncü bag yapiminda kullanilir. Böylece bu bagin olusumunda elektronlar azot tarafindan saglanmis olur.

BAKINIZ
İyonik Bağ
Kovalent Bağ
Metalik Bağı
Hidrojen Bağı
İyon Nedir? İyon Çeşitleri (Katyon ve Anyon)
Molekül Yapısı - Moleküler Yapı Nedir?

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 9 Aralık 2016 05:56
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Şubat 2007       Mesaj #2
Misafir - avatarı
Ziyaretçi

HİBRİTLESME


Kovalent baglar, orbitallerin örtüsmesi sonucunda gerçeklesirler. Orbitallerinde örtüsebilmesi için, örtüsmeye katilan orbitallerin birer elektron içermesi gerekmektedir.Her atom çiftlesmemis elektron sayisi kadar bag yapabilir. Iki veya daha fazla atom orbitallerini, birbirleri ile hibritlesmeye uygun simetriye getiriler. Böylelikle olusan yeni orbitallere hibrit orbitalleri denir. Hibirtlesmenin gerçeklesebilmesi için orbitallerin enerjileri birbirine yakin olmalidir.
Sponsorlu Bağlantılar
(Sigma bağı)
Ad:  1.JPG
Gösterim: 8450
Boyut:  18.7 KB

p (pi Bağı)


P orbitallerinin dikey olarak örtüsmesi ile olur.
Ad:  2.JPG
Gösterim: 8225
Boyut:  11.0 KB

sp Hibritleşmesi


BeF2 örnegi verilerek sp hibritlesmesi açiklanabilir. Öncelikle atomlarin elektron dizilimleri yazilir.
4Be 1s22s2
Ad:  3.JPG
Gösterim: 7995
Boyut:  8.6 KB

9F 1s22s2 2p5
Be' nin 2 tane bag yapabilmesi için 2 tane yari dolu orbitalinin olmasi gerekiyor . Bu nedenle 2s2 deki 2 elektronundan birini bir sonraki kabuga uyarir. Asagidaki gibi bag yapmaya hazir 2 tane yari dolu orbital olusturur.
Ad:  4.JPG
Gösterim: 8189
Boyut:  9.2 KB
2 tane F atomunun 2pz deki elektronlari bu orbitallere yerleserek sp hibritlesmesi gerçeklestirirler.
Ad:  5.JPG
Gösterim: 8081
Boyut:  9.7 KB
BeCl2 bag açilari 180° olan dogrusal sp hibriti yapar.
Ad:  6.JPG
Gösterim: 8115
Boyut:  9.9 KB
Ad:  7.JPG
Gösterim: 8434
Boyut:  19.2 KB

sp2 Hibritleşmesi


BH3 örnegi verilerek sp2 hibritlesmesi açiklanabilir. Öncelikle atomlarin elektron dizilimleri yazilir
5B 1s2 2s22p1
Ad:  8.JPG
Gösterim: 7915
Boyut:  9.3 KB
1H 1s1
Ad:  9.JPG
Gösterim: 7821
Boyut:  8.1 KB
B nin 3 tane bag yapabilmesi için 3 tane yari dolu orbitalinin olmasi gerekiyor . Bu nedenle 2s2 deki 2 elektronundan birini bir sonraki kabuga uyarir. Asagidaki gibi bag yapmaya hazir 3 tane yari dolu orbital olusturur.
Ad:  10.JPG
Gösterim: 7837
Boyut:  9.4 KB
3 tane H atomunun da 1s1 deki elektronlari bu orbitallere yerleserek sp2 hibritlesmesini gerçeklestirirler.
Ad:  11.JPG
Gösterim: 7847
Boyut:  9.6 KB
BH3 molekülü bag açilari 120° olan üçgen düzlem yapiya sahip sp2 hibritini olustururlar.
Ad:  12.JPG
Gösterim: 8018
Boyut:  11.0 KB

sp3 Hibritlesmesi


H atomunu elektron dagilimi
1H 1s1
Ad:  13.JPG
Gösterim: 7753
Boyut:  8.1 KB

Karbon atomunun elektron dagilimi
6C 1s2 2s22p2 seklindedir.
Ad:  14.JPG
Gösterim: 7907
Boyut:  9.7 KB

Bu durumda karbon atomunun bag yapabilecek 2 tane eslesmemis elektronu gözüküyor. Fakat 4 hidrojen atomu ile bag yapmasi bekleniyor. Bu durumda 2s2 deki iki elektrondan biri 2pz orbitaline uyarilir. Böylece karbon atomunu 4 tane bag yapabilecek yari dolu orbitali olusur.
Ad:  15.JPG
Gösterim: 7821
Boyut:  9.9 KB

Böylelikle hidrojen atomu 4 tane yari dolu orbitale birer elektronunu vererek baglanma yapar.
C bir tane s ve 3 tane p orbitalini kullanarak bag açilari 109.5° olan tetrahedral sp3 hibritlesmesini gerçeklestirdi.
Ad:  16.JPG
Gösterim: 7924
Boyut:  12.0 KB
Ad:  17.JPG
Gösterim: 7881
Boyut:  18.9 KB
Bu örnekle karbon atomunun her zaman 4 bag yaptigini gördük. Diger bir gösteris sekliyle C degerlik bag elektron sayisi 4 tür (2s22p2) Buradaki4 tane elektron C atomu üzerine tek tek yerlestirilir. H atomunun degerlik elektron sayisi 1 (1s1) oldugundan ve 4 tane H atomu bulundugu için her bir H atomunun elektronu C atomunun elektronu ile eslesir.
Ad:  18.JPG
Gösterim: 7811
Boyut:  9.1 KB
Ortaklanmamis elektronlarda sigma bagi gibi düsünülür.
Buna da örnek olarak NH3 (amonyak) verebiliriz.

7N 1s2 2s22p3
Normalde N (azot) H (hidrojen) ile 3 bag yapiyor gibi gözüküyor ama eger lewis yapisini çizecek olursak,
7N 1s2 2s22p3
Ad:  19.JPG
Gösterim: 7729
Boyut:  8.1 KB
N'un 3 tane bag yapabilecek elektronu bulunmaktadir. Buda H atomunun 1 s1 orbitalindeki bir elektron ile 3 tane bag yapabilecegini gösteriyor.
Ad:  20.JPG
Gösterim: 7906
Boyut:  14.1 KB
N üzerindeki baga katilmayan ortaklanmamis elektronlarda bag gibi sayilacagindan sp3 hibritlesmesi yapacaktir. Ortaklanmamis elektron çifti çekirdege daha yakindir. Bu yüzden s karakteri artar dolayisiyla bag açisi artar.
Bag elektronlari birbirini iter. Ortaklanmamis elektron çiftinin itme kuvveti bag elektronlarinkinden daha fazladir. Ortaklanmamis elektronlarin itme kuvveti fazla oldugu için beklenen 109.5° açidan sapma gösterir.

dsp3 Hibritlesmesi


PCl5 örnegi verilerek dsp3 hibritlesmesi açiklanabilir. Öncelikle atomlarin elektron dizilimleri yazilir.
15P 1s2 2s22p63s23p3
Ad:  21.JPG
Gösterim: 7789
Boyut:  12.0 KB

17 Cl 1s2 2s22p63s23p5
P' nin 5 tane bag yapabilmesi için 5 tane yari dolu orbitalinin olmasi gerekiyor . Bu nedenle 3s2 deki 2 elektronundan birini bir sonraki kabuga uyarir. Asagidaki gibi bag yapmaya hazir 5 tane yari dolu orbital olusturur.
Ad:  22.JPG
Gösterim: 7853
Boyut:  10.1 KB
Cl atomunun da çiftlesmemis elektronlari bu orbitallere yerleserek sp3d hibritlesmesini gerçeklestirirler.

PCl5 üçgen çiftpiramit geometrisindeki hibritlesmeyi gerçeklestirir.
Ad:  23.JPG
Gösterim: 7781
Boyut:  12.6 KB

d2sp3 Hibritlesmesi


SF6 örnegi verilerek d2sp3 hibritlesmesi açiklanabilir. Öncelikle atomlarin elektron dizilimleri yazilir.
16S 1s2 2s22p63s23p4
Ad:  24.JPG
Gösterim: 7790
Boyut:  12.0 KB

S' nin 6 tane bag yapabilmesi için 6 tane yari dolu orbitalinin olmasi gerekiyor . Bu nedenle 3s2 deki 2 elektronundan birini bir sonraki kabuga uyarir. Asagidaki gibi bag yapmaya hazir 6 tane yari dolu orbital olusturur.
Ad:  25.JPG
Gösterim: 7808
Boyut:  12.1 KB

F atomunun da çiftlesmemis elektronlari bu orbitallere yerleserek sp3d2 hibritlesmesini gerçeklestirirler.
SF6 oktahedral geometrisindeki sp3d2 hibritlesmesini gerçeklestirir.
Ad:  26.JPG
Gösterim: 7834
Boyut:  12.3 KB
Ad:  27.JPG
Gösterim: 11750
Boyut:  30.4 KB
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 22 Kasım 2016 02:17
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
7 Aralık 2008       Mesaj #3
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye
Kimyasal Bağlar
Kimyasal bağ,
moleküllerde atomları bir arada tutan kuvvettir. Atomlar daha düşük enerjili duruma erişmek için bir araya gelirler. Bir bağın oluşabilmesi için atomlar tek başına bulundukları zamankinden daha kararlı olmalıdırlar. Genelleme yapmak gerekirse bağlar oluşurken dışarıya enerji verirler. Atomlar bağ yaparken, elektron dizilişlerini soy gazlara benzetmeye çalışırlar. Bir atomun yapabileceği bağ sayısı, sahip olduğu veya az enerji ile sahip olduğu veya az enerji ile sahip olabileceği yarı dolu orbital sayısına eşittir. Soy gazların bileşik oluşturamamasının sebebi bütün orbitallerinin dolu olmasıdır. Elektron yapıları farklı olan atomlar değişik biçimlerde bir araya gelerek kimyasal bağ oluştururlar;
  • Bir atomdan diğer bir atoma elektron aktarılmasıyla
  • İki atomun ortak elektron kullanmasıyla
Not: Elektron alış verişi ya da elektron ortaklaşmasının nedeni; atomların kararlı hale gelebilmek için elektron düzenlerini, soy gazlarınkine benzetme isteğidir. Soy gazların 8 değerlik elektronuna sahip oldukları için elektron sayısı 8'e tamamlanır. Buna oktet kuralı denir.

İyonik Bağlar, metaller ile ametaller arasında metallerin elektron vermesi ametallerin elektron almasıyla oluşan bağlanmadır. Metaller elektron vererek (+) değerlik, ametaller elektron alarak (-) değerlik alırlar. Bu şekilde oluşan (+) ve (-) yükler birbirini büyük bir kuvvetle çekerler. Bu çekim iyonik bağın oluşumuna sebep olur. Onun için iyonik bağlı bileşikleri ayrıştırmak zordur. Elektron aktarımıyla oluşan bileşiklerde, kaybedilen ve kazanılan elektron sayıları eşit olmalıdır.
  • İyonik katılar belirli bir kristal yapı oluştururlar.
  • İyonik bağlı bileşikler oda sıcaklığında katı halde bulunurlar.
  • İyonik bileşikler katı halde elektriği iletmez. Sıvı halde ve çözeltileri elektriği iletirler.

KOVALENT BAĞLAR


Hidrojenin ametallerle ya da ametallerin kendi arlarında elektronlarını ortaklaşa kullanarak oluşturulan bağa kovalent bağ denir. Değerlik elektronları elementin simgesi çevresinde noktalarla gösterilerek elektron ortaklaşması gösterilir. Bu tür formüllere elektron nokta formülleri denir.
  • Periyodik cetvelin A gruplarında değerlik elektron sayısı grup numarasına eşit olduğundan grup numarası, simge çevresine konulacak elektron sayısını gösterir.
  • İki atom arasına konulan noktalar her iki atom için de sayılır ve kararlı moleküller de atomların simgeleri çevresinde toplam nokta sayısı 8 ‘dir.

Moleküllerin elektron nokta formülleri yazılırken;


  • Molekülü oluşturan atomların değerlik elektronları belirlenir.
  • Yapacakları bağ sayıları saptanır, çok bağ yapanlar merkez atomu olarak alınır.
  • Merkez atomu birden fazla ise merkez atomları birbirine bağlanacak şekilde yazılır.
  • Değerlik elektronlar, atomların çevresine oktet kuralına uyacak şekilde dağıtılır.
a.Apolar Kovalent Bağ: Kutupsuz bağ, yani (+), (-) kutbu yoktur. İki hidrojen atomu elektronları ortaklaşa kullanarak bağ oluştururlar. İki atom arasındaki bağ H-H şeklinde gösterilir. Flor atomunun son yörüngesinde 7 elektronu vardır ve bir tane yarı dolu orbitali vardır. 2 flor atomu arasında elektronlar ortaklaşa kullanılarak bir bağ oluşur. Oksijenin son yörüngesinde 6 elektronu vardır. 2 tane yarı dolu orbitali vardır. Buna göre 2 tane bağ oluştururlar.

b.Polar Kovalent Bağlar: Farklı ametaller arasında oluşan bağa polar kovalent bağ denir. Elektronlar iki atom arasında eşit olarak paylaşılmadığından kutuplaşma oluşur.
Hidrojen ve Flor elektron ortaklığı ile bileşik oluşturmuş durumdadır. Florun elektron alması yani elektronu kendisine çekme gücü hidrojenden daha fazla olduğundan elektron kısmen de olsa Flor tarafındadır. Dolayısıyla Flor kısmen (-), Hidrojen ise kısmen (+) yüklenmiş olur. Bu olaya kutuplaşma denir. Bu tür bağa polar kovalent bağ denir.
Not: Bazı hallerde ortaklaşılan her iki elektron da bir atom tarafından verilir. Böyle bağlara koordine kovalent bağ denir.

BİR ATOMUN YAPABİLECEĞİ BAĞ SAYISI


Bir atomu yapabileceği bağ sayısı; o atomun sahip olduğu veya çok az enerji ile sahip olabileceği yarı dolu orbital sayısı kadardır. Bir alt yörüngeden bir üst yörüngeye elektron uyarılarak yarı dolu orbital oluşturma çok enerji istediğinden bağ yapmaya elverişli olamaz.

BAĞ ENERJİLERİ


Kimyasal bağ oluşurken açığa çıkan enerji, bu bağları kırmak için moleküle verilmesi gereken enerjiye eşittir. Bu enerjiye bağ enerjisi denir. Bağ enerjisi ne kadar büyükse oluşan bileşik o kadar sağlamdır. Moleküllerde iki atom arasındaki bağ sayısı arttıkça bağ uzunlukları azalır ve bağ enerjileri artar. Bağın iyon karakteri arttıkça, iyonlar arasındaki çekme kuvvetleri artacağından bağı koparmak daha çok enerji ister. İki atomlu moleküllerde 1 mol XY'nin ayrışması için gereken enerjiye molar bağ enerjisi denir.

Molekül Polarlığı, Molekül Geometrisi ve Hibritleşme


İki atomlu bir molekülün polar olup olmadığını tahmin etmek kolaydır. Molekül aynı cins iki atomdan meydana gelmişse atomlar arasındaki bağ ve molekül apolardır. İki atomlu molekülde atomlar farklı ise molekül ve bağlar polardır. İkiden fazla atom ihtiva eden moleküllerinin polarlığını tahmin etmek oldukça zordur. Molekülün içindeki bağlar polar olmasına rağmen, molekülün kendisi polar olmayabilir.

Hibritleşme (melezleşme):


Bir atomun son periyodundaki dolu ve yarı dolu orbitallerin kaynaşarak özdeş yeni orbitaller oluşturması olayına hibritleşme denir. yeni oluşan orbitallere hibrit orbitalleri denir. Elektronlar merkez atoma en uzakta bulunacak şekilde yerleşirler.
Not: Hibritleşme yalnız yarı dolmuş orbitallerin değil, dolu ve yarı dolu bütün değerlik orbitalleri arasında olur. Ancak merkezi atomun yapabileceği bağ sayısı onun sahip olabileceği yarı dolu orbital sayısı kadardır. Hibritleşme, kimyasal bağ sırasında gerçekleşir. Serbest haldeki atomlarda söz konusu değildir. Hibrit orbitalleri uzayda belirli şekilde yönlenirler ve bu durum molekülün geometrik biçimini belirler.

ÖZETLERSEK:

XY türü moleküller:


( 1A ile 7A, 2A ile 6A, 3A ile 5A)
Moleküller ve bağlar polardır. Molekül biçimi doğrusaldır.

XY 2 türü moleküller:


  • X: 2A Y: 7A veya hidrojen ise; Moleküller apolar, bağlar polardır. Molekül biçimi doğrusal, hibritleşme sp dir.
  • X: 4A Y: 2A veya 6A ise; Molekül apolar, bağlar polardır. Molekül biçimi doğrusal, hibritleşme sp dir.
  • X: 6A Y: 1A veya 7A ise; Molekül ve bağlar polardır. Molekül biçimi kırık doğru, hibritleşme sp ‘tür.

XY 3 türü moleküller:


  • X: 3A Y:7A veya hidrojen ise; Moleküller apolar, bağlar polardır. Molekül biçimi düzlem üçgen, hibritleşme sp ‘dir
  • X:5A Y:7Aveya 1A grubunda ise; Molekül ve bağlar polardır. Molekül biçimi üçgen piramit, hibritleşme sp ‘tür.

XY 4 türü moleküller:


Molekül apolar, bağlar polardır. Molekül biçimi düzgün dörtyüzlü, hibritleşme sp ‘tür.

İKİLİ VE ÜÇLÜ BAĞLAR


Bazı moleküllerde, iki atom birbirine iki ya da üç bağ ile bağlanabilirler. İki atom arasındaki ilk oluşan bağ sigma bağıdır. Diğer bağlar ise pi bağıdır. İki atom arasında ikili bağ varsa biri sigma, diğeri pi bağıdır. Üçlü bağ varsa bir tanesi sigma, diğerleri pi bağıdır. İki atom arasında sigma bağı olmadan pi bağı oluşamaz.

Karbon Atomunun Hibritleşmesi:


Karbon atomu 4 bağın tamamını tek bağ olarak yapmışsa, hiritleşmesi sp ‘tür. Karbon atomuna bir tane ikili bağ varsa, hibritleşmesi sp ‘dir. Yani bir pi bağı ise hibritleşme sp ‘dir. Karbon atomu üçlü bağ yapmışsa ya da her iki tarafında ikili bağ varsa hibritleşmesi sp dir. Yani iki tane pi bağı bağlı ise hibritleşme sp'dir.
Sp hibritleşmesi: Eğer karbon atomu, yalnız iki atoma bağlı ve kararlı molekül oluşturmuşsa, bu durumda karbon atomu sp hibritleşmesine uğramıştır.
Sp2 hiritleşmesi: Eğer karbon atomu başka bir atoma bir çift bağ ile bağlanmış ise karbon atomu sp2 hibritleşmesine uğramıştır.

MOLEKÜL ARASI BAĞLAR


Maddeler gaz halinde iken moleküller hemen hemen birbirinden bağımsız hareket ederler ve moleküller arasında herhangi bir itme ve çekme kuvveti yok denecek kadar azdır. Maddeler sıvı hale getirildiklerinde ya da katı halde bulunduklarında moleküller birbirine yaklaşacağından moleküller arasında bir itme ve çekme kuvveti oluşacaktır. Bu etkileşmeye molekül arası bağ denir. Maddelerin erime ve kaynama noktalarının yüksek ya da düşük olması molekül arasında oluşan bağların kuvvetiyle ilişkilidir.

Van Der Waals Çekimleri:


Kovalent bağlı apolar moleküllerde ve soygazlarda yoğun fazlarda sadece kütlelerinden kaynaklanan bir çekim kuvveti oluşmaktadır. Bu kuvvete van der waals bağları denir. Yoğun fazda sadece van der vaals bağı bulunan maddelere moleküler maddeler denir. Moleküler maddelerin mol ağırlıkları arttıkça kaynama ve erime noktaları yükselir. Sıvı ve katı halde yalnızca Van Der Waals bağları bulunduran maddeler;
  • Soygazlar (He, Ne, Ar, Kr, Xe, Rn)
  • Moleküller halinde bulunan ametaller (H 2 , O 2 , N 2 , F 2 , Cl 2 , Br 2 , I 2 , P 4 )
  • Apolar olan bileşikler (CH 4 , CO 2 , C 2 H 6 )

Dipol – Dipol Etkileşimi:


Bu tür etkileşim polar moleküller arasında görülür. Polar moleküller sürekli bir kısmı (+), bir kısmı (-) uca sahiptirler. İki polar molekül birbirine yaklaşırken birinin pozitif ucu diğerinin negatif ucuna yönelir. Böylece bir molekülün (+) ucu ile diğerinin (-) ucu arasında bir elektrostatik çekme oluşur. Ancak bu çekme zıt yüklü iyonlar arasındaki çekmeden çok zayıftır.
  • Polar moleküller arasındaki bu kuvvetler, van der Walls kuvvetlerinden daha büyüktür. Bu nedenle aynı molekül kütlesine sahip iki maddeden polar olanının erime ve kaynama noktası daha yüksektir.
  • Polar moleküllerin oluşturduğu katılar, su gibi polar çözücülerde iyi çözünürler. Bu çözünme polar etkileşimle sağlanır.

HİDROJENİN BAĞLARI


Hidrojen atomu, elektronları kuvvetli çeken N, O ve F atomları ile kimyasal bağ oluşturduğunda, elektronunu büyük ölçüde yitirir ve diğer polar moleküllerdekine göre daha etkin ir artı yük kazanır. Bu yük nedeniyle hidrojen komşu moleküllerin eksi ucuyla moleküller arası bir bağ oluşur. Bu bağa hidrojen bağı denir. Hidrojen bağı, diğer polar moleküllerdeki dipol dipol etkileşiminden farklı ve güçlüdür.
  • Hidrojen bağlarını koparmak için gereken enerji, 5 ile 10 kkal/mol dolaylarındadır. Hidrojen bağları kovalent bağlara göre çok zayıftır. Bu nedenle su ısıtılınca öncelikle hidrojen bağları kopar, gaz haline gelir. H 2 ile O 2 ‘ye ayrışmaz.
  • Hidrojen bağları, polar etkileşiminden çok daha güçlüdür. Moleküller arası yalnız van der Walls kuvvetlerine sahip olduğundan kaynama noktası çok düşüktür.

Suda Çözünme:


Hidrojen bağı oluşturabilen iki farklı molekül birbirleriyle de hidrojen bağı oluştururlar. Bu durum hidrojen bağı oluşturabilen maddelerin suda iyi çözünmelerini sağlar. Hangi tür kuvvetle bağlanırsa bağlansın oluşan katılara moleküllü katı denir. Genelde moleküllü katıların erime noktaları, katılara göre daha düşüktür.

METAL BAĞI


Metal atomlarını katı ve sıvı halde bir arada tutan kuvvetlere metal bağı denir. Değerlik elektronlarının serbest hareketleri nedeniyle metaller, elektrik akımı ve ısıyı iyi iletirler. Metal kristalinde basınç etkisiyle kristalin bir kısmının kayması asıl yapıyı bozmaz. Bu nedenle metaller dövülerek, tel ve levha haline getirilebilirler. Metallerin erime noktaları genelde moleküllü katılardan yüksektir. Oda koşullarında hemen tümü katıdır. Periyodik cetvelde;
  • Bir grupta yukarıdan aşağıya doğru atom çapı büyüdükçe genel olarak metal bağı zayıflar, dolayısıyla erime noktası düşer.
  • Bir sırada soldan sağa doğru atom çapı küçülüp, değerlik elektron sayısı arttıkça metal bağı kuvvetlenir, erime noktası yükselir.

Moleküllü katı grubuna giren ametallerle metallerin özellikleri;


Metaller;
  • Elektrik akımını ve ısıyı iyi iletirler.
  • Erime noktaları yüksektir.
  • Ametallere göre değerlik elektronları çok daha hareketlidir.
  • Dövülebilme, çekilebilme özelliğine sahiptirler ve şekil verilebilirler.
  • Ametallerle birleşirler.
  • İyonları daima artı yüklüdür.
Ametaller;
  • Isı ve elektrik akımını iyi iletmezler.
  • Erime noktaları düşüktür.
  • Metal yumuşaklığına sahip değillerdir. Kırılgandırlar.
  • Birbirleriyle ve metallerle birleşirler.

İYON BAĞI:


Elektronlarını kolay kaybeden atomlarla, kolay elektron alabilen atomlar arasında oluşan bağa iyon bağı denir. Artı ve eksi yüklü iyonlardan oluşan katılara iyonlu katı denir. İyonlu katılarda, her iyonun karşıt yüklü iyonlarla çevrildiği bir örgü bulunduğundan birkaç atomun bir araya geldiği moleküllerin varlığından söz edilemez. İyon kristallerinde elektronlar, iyonların çekirdekleri tarafından kuvvetli çekildiklerinden serbest halde bulunmazlar. Bir iyon kristalinin bir kısmının basınç etkisinde kalması durumunda iyonlar kayar ve aynı adlı elektrik yükleri birbirlerinin yanına gelir. Aynı yüklü iyonların birbirlerini itmesiyle kristal ikiye ayrılır. Buna göre metalik katılarda olduğu gibi iyonlu katılar dövülüp, tel ve levha haline getirilemezler. İyonlu katılar eritildiklerinde ya da suda çözündüklerinde elektrik akımını iletirler. Polar moleküllü maddeler ve iyon bileşikleri polar çözücülerde, apolar bileşikler apolar çözücülerde daha kolay çözünürler
Son düzenleyen Safi; 22 Kasım 2016 02:29
Quo vadis?
Tykhe - avatarı
Tykhe
VIP Tinky Winky
31 Temmuz 2012       Mesaj #4
Tykhe - avatarı
VIP Tinky Winky
Kimyasal Bağlar
Kimyasal bağ, atomları birbirine bağlayan ve bir arada kalmalarını sağlayan kuvvetlere, verilen bilimsel addır.

Kimyasal bir bağın oluşması:

Bir bağın oluşabilmesi için atomlar tek başına bulundukları zamankinden daha kararlı (az enerjiye sahip) olmalıdırlar. Genelleme yapmak gerekirse bağlar oluşurken dışarıya enerji verirler. Atomlar bağ yaparken, elektron dizilişlerini soygazlara benzetmeye çalışırlar.Bir atomun yapabileceği bağ sayısı, sahip olduğu veya az enerji ile sahip olabileceği yarı dolu orbital sayısına eşittir.

Atomlar birleştiği zaman elektron dağılımındaki değişmelerin bir sonucu olarak kimyasal bağlar meydana gelir. Üç çeşit temel bağ vardır. Bu üç bağ çeşidi şunlardır:
  • İyonik bağlar, elektronlar bir atomdan diğerine aktarıldığı zaman meydana gelen bağlara verilen addır. Tepkimeye giren elementlerden birinin atomları, elektron kaybedip pozitif yüklü iyonlara dönüşürken, diğer elementin atomları elektron kazanıp negatif yüklü iyon oluştururlar. Böylece zıt (artı-eksi) bir şekilde yüklenmiş iyonlar arasındaki elektrostatik çekim kuvveti, söz konusu iyonları bir kristal içinde tutar.
  • Kovalent bağlar, elektronların bir atomdan diğerine aktarılmaksızın ortaklaşa kullanıldığı bağlara denir. Tek kovalent bağ, iki atom tarafından bölünmüş yani ortaklaşa kullanılan bir elektron çiftinden ibarettir. Moleküller birbirlerine kovalent bağlarla bağlanmış atomlardan meydana gelir.
  • Metalik bağlar, metal ve alaşımlarda bulunan bağlardır. Metal atomları üç boyutlu bir yapı içinde düzenlenirler. Bu atomların en dış elektronları, yapının her tarafında serbestçe dolaşır ve atomların birbirlerine bağlanmasını sağlarlar.
İyonik bağ
İyonik bağ bir metal bir ametalle etkileştiği zaman elektronlar metal atomundan ametal atomuna aktarılır ve bunun sonucunda bir iyonik (veya elektrovalent) bileşik meydana gelir. Atomlardan elektron kaybıyla oluşan pozitif iyonlara ise katyon denir. Atomların elektron kazanarak oluşturdukları negatif iyonlar da anyon olarak isimlendirilir. Bu iyonlar bir araya getirildiklerinde bir kristal oluşturmak üzere birbirlerini çekerler.
A gruplarındaki elementlerin bileşikleri çoğu kez elementlerin simgeleri ile birlikte değerlik elektronlarını gösteren noktalar kullanılarak ifade edilir. Değerlik elektronları baş grup (A grubu) elementlerinin kimyasal tepkimelerinde kullanılan elektronlardır.
Örneğin;
bir sodyum atomu ile bir klor atomu arasındaki tepkimeyi ele alalım:
Sodyum 1A grubunda olup sadece bir değerlik elektronuna sahiptir. Klor atomu ise 7A grubunun bir üyesi olduğundan 7 değerlik elektronuna sahiptir. Bu iki atom arasındaki tepkimede sodyum atomu 1 elektron kaybeder. Sodyum atomunun kaybetmiş olduğu elektron klor atomu tarafından kazanılır.
Sodyum çekirdeği 11 proton (11+ yük) ve sodyum iyonu da yalnız 10 elektron (bir elektron kaybetmiş oluyor) içerdiğinden sodyum atomunun bir elektron kaybetmesiyle 1+ yüklü sodyum iyonu oluşur. Diğer taraftan, klor çekirdeği 17 proton (17+ yük) ve klor iyonu da 18 elektron (bir elektron kazanılmış oluyor) içerdiğinden klor atomunun bir elektron kazanmasıyla da 1- yüklü bir klorür iyonu meydana gelir.
Sonuç: Görüldüğü gibi, bu tepkimede, sodyum tarafından kaybedilen elektronların toplam sayısı klor tarafından kazanılan elektronların toplam sayısına eşit olmalıdır. Böylece oluşan sodyum iyonlarının sayısı ile meydana gelen klorür iyonlarının sayısı aynı olduğundan NaCl formülü bileşikte bulunan iyonların en basit oranını (1:1) verir. Bu iyonlar bir kristal oluşturmak üzere birbirini çekerler.
Sodyum klorür kristalinde bir iyonun tümüyle diğer bir iyona ait olduğu söylenemez. Aksine, kristal yapıda her bir sodyum iyonu altı klorür iyonu ile her bir klorür iyonu da altı sodyum iyonu ile çevrilmiştir. Kristal içerisinde iyonların bu şekilde düzenlenmesiyle benzer yüklü iyonların birbirlerini itmeleri, zıt yüklü iyonların birbirlerini çekmeleri tarafından bastırıldığı için net çekim kristalibir arada tutar.

Kovalent bağ

Kovalent bağ elektronları bağlamak için girilen yarışma, iyon bağında olduğu kadar şiddetli değilse atomların var olan dış elektronlar paylaşılır ve bir ortaklaşma bağı ya da kovalent bağ oluşur.Ametal atomları etkileştiği zaman kovalent bağlarda bir arada tutulan moleküller oluşur. Bu atomlar elektron çekimi bakımından birbirlerine benzediklerinden, kovalent bağların oluşması sırasında herhangi bir elektron aktarımı olmaz. Bunun yerine elektronlar ortaklaşa kullanılırlar. Kovalent bir bağ genellikle iki atom tarafından parçalanmış ters spinli bir elektron çifti içerir. Kovalent bağlar yapısına göre ikiye ayrılır:

Apolar kovalent bağ: Aynı cins iki ametal atomunun birleşmesiyle oluşur. Apolar kovalent bağa en iyi örneklerden biri, iki oksijen atomunun elektronlarını ortaklaşa kullanarak oluşturdukları bağıdır. Bu bağlarda ortaklaşa kullanılan elektronlar eşit paylaşıldığından dolayı molekülün pozitif veya negatif kutbu yoktur.
Polar kovalent bağlar: İki farklı cins atomun bir araya gelmesiyle oluşur. Bu bağlarda ametallerden biri ortaklaşa kullanıldığından dolayı molekülün bir ucu pozitif (+), diğer ucu negatif (-) yüklenir. Suyu oluşturan hidrojen ve oksijen moleküllerinin son orbitallerindeki elektronların ortak kullanılmasıyla polar kovalent bağ oluşur.
Örnek olarak, iki hidrojen atomundan oluşan bir bağ düşünülebilir. Her bir hidrojen atomu 1s orbitalinde atom çekirdeği etrafında simetrik bir dağılım gösteren tek bir elektrona sahiptir. İki hidrojen atomu bir kovalent bağ oluşturduğu zaman atomik orbitaller öyle bir şekilde üst üste binerler, böylece çekirdekler arasındaki bölgede elektron bulutları birbirlerini destekleyip bu bölgedeki elektronun bulunma olasılığını arttırırlar. Pauli dışlama ilkesine göre bağı oluşturan iki elektron mutlaka ters spinli olmalıdır.Bir kovalent bağın kuvveti, pozitif yüklü çekirdek ile bağa ilişkin negatif elektron bulutu arasındaki çekimden gelir.

Metalik bağlar
Metalik bağ metallerin iyonlaşma enerjileri ile elektro-negatiflikleri oldukça düşüktür. Bunun sonucu olarak metal atomlarının en dış elektronları nispeten gevşek tutulur. Metalik bir kristalde, en dış elektronları çıkarılmış atomlardan ibaret olan pozitif iyonlar kristal örgüde ilgili yerlerde bulunur ve en dış elektronların örgünün her tarafında serbestçe hareket etmesiyle de kristaldeki atomlar bir arada tutulur. Diğer bir deyişle örgü içersinde dağılan ve kristalin bütününe ait olan elektron bulutu ile pozitif iyonlar arasındaki elektrostatik çekim metalik bağı oluşturmaktadır.

Bant kuramı

Bant kuramı metalik bağlanma şeklini, tüm kristalin her tarafını kapsayan moleküler orbitaller cinsinden açıklayan kuram.
Metalik katıların çoğu hareketlidir. Bunun sonucu olan artı iyonlar, genişlemiş bir üç boyutlu diziliş içinde yer alırlar; ama elektronlar yöresizleşir. Bu maddelerin yüksek [ısı]], iletkenliği, dayanıklılık, yüksek kaynama noktası, yüksek yoğunluk, renk ve elektrik iletkenliği gibi özelliklerinin birçoğu, hareketli elktronlardan kaynaklanır. Yalnızca birkaç iyon yığışması şeması uygulanabilir ve X ışını çözümlemesi, metal iyonlarının genişlemiş örgülü yapı içinde kazandığı bağ uzunlukları ve geometrik şekiller konusunda ayrıntılı bilgi sağlar. Basit küp biçimi şekiller, ortada başka bir iyonun bulunduğu küp biçimi şekiller ve altıgen yığışma, en sık rastlanan şekillerdir. Metal alaşımları, erimiş haldeki metallerin karıştırıldıktan sonra dikkatlice soğutulmasıyla elde edilir. Bu yolla oluşan gereçlerin özellikleri bileşenlerinin özelliklerinden genellikle çok farklıdır.

Van der Waals Bağları

Kapalı kabuklu iki kararlı molekülde Van der Waals güçleri; London güçleri adı verilen zayıf güçler aracılığıyla etkileşmeye girebilir. İki molekülün elktron bulutları etkileştiğinde zayıf bir itme ortaya çıkar; Van der Waals gücü adı verilen bu dengesizleştirici etkileşme sonucunda, elektron dağılımı kısa süre bozulabilir ve anlık (kalıcı olmayan) bir çift kutup momenti oluşabilir. Bu geçici çift kutuplar (London güçleri) etkileştiğinde, Van der Waals itmesine alt edebilen küçük çaplı bir dengesizleşme gerçekleşir; zayıf ve kimyasal olmayan bir bağ oluşur. Bu bağlanma biçimi en çok, kapalı kabuklu ender gaz atomlarının etkileşmelerinde ve küçük moleküllerin düşük sıcaklıklarda birleşimsel bağlanmasında önem taşır. Bu bağ zayıftır (gücü genellikle ortaklaşma bağının binde biri kadardır). Sıvı azot ve helyum gibi düşük sıcaklıklı kriyojenik maddelerin ya da bunların daha da düşük sıcaklıktaki kat hallerinin özellikleri, bu tür zayıf etkileşmelerden kaynaklanır.
Son düzenleyen Safi; 22 Kasım 2016 02:31
Vefa sadece boza değildir.
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
25 Ocak 2016       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Kimyasal bağ,
Ad:  bağlar1.jpg
Gösterim: 9127
Boyut:  16.3 KB

çekirdekteki atomları bir arada tutan kuvvettir. İki ya da daha fazla atom arasında elektron alışverişi veya ortak kullanımı ile kimyasal bağlar oluşmaktadır. Atomlar tek başına bulundukları zamankinden daha düşük enerjili duruma ( daha kararlı ) erişmek için bir araya gelirler ve kimyasal bağlar sayesinde atomlar birarada, düzenli olarak belli bir geometri oluştururlar. Bu geometriyi oluştururken amaç elektron dizilişlerini soygazlara benzetmeye çalışmaktır. Birçok fiziksel özellik elektriksel bağların cinsine bağlıdır ve bu kimyasal bağlar ile farklı maddeler meydana gelmektedir. Kimyasal bağın kuvvetli olması sertliğini ve erime noktasını yükseltir.

Atomlar Neden Soygazlara Benzemek İsterler?


Soygazlar kararlı bir yapıya sahiptir ve elektron alıp verme eğilimleri yoktur. Yani denge halindedirler ve en dış elektron kabukları tamamen elektronlarla doludur.
Periyodik cetvelin en kararlı grubu olmalarından dolayı diğer bütün elementler soygazlara benzeyebilmek için elektron alışverişi veya ortak kullanımına girerler. Elementin, son yörüngesinde 2 elektron bulunan He (helyum) soygazına benzemek istemesi dublete(2’ye) varmasıdır. Diğer son yörüngelerinde 8 elektron bulunan soygazlara benzemek istemesi ise oktede (8’e) varmasıdır. Soygazların kararlı olması ve boş orbitallerinin bulunmaması normal şartlarda onlara bağ yapma özelliği vermez.

Metalik Bağ


Metal atomlarını katı ve sıvı halde bir arada tutan kuvvetlerdir ve metal atomları arasında metal bağı etkişimini oluştururlar. Metallerde değerlik(valens) elektronlar, atom çekirdekleri tarafından kuvvetli tutulmazlar. Bunun sebebi metallerin iyonlaşma enerjilerinin ve elektronegatifliklerinin oldukça düşük olmasıdır. Böylece metal atomlarının en dış elektronları nispeten gevşek tutulmaktadır. Bu bağ metal atomlarının değerlik elektronlarını bir elektron bulutuna vermesi ile oluşan bağdır ve bu şekilde elektronlar serbestçe hareket edebilmektedirler. Bu da metallerde yüksek ısı ve elektrik iletkenliğine sebep olur.
Ad:  bağlar13.jpg
Gösterim: 9257
Boyut:  8.7 KB
Ad:  535-Supercompressed_Metallic-bond.gif
Gösterim: 9311
Boyut:  9.5 KB
İyonlaşma enerjisi azaldıkça metalik bağlar zayıflamakta ve değerlik elektronları sayısı artıkça metalik bağ kuvveti artmaktadır.

Van Der Waals Bağı


Pozitif olarak yüklenmiş molekülün bir kısmı ve negatif olarak yüklenmiş ikinci molekülün bir kısmı arasındaki kısa süreli zayıf çekim kuvvetidir. Molekülde elektronların yoğun olduğu taraf kısmen negatif, diğer taraf da kısmen pozitif yükle yüklenir. Pozitif ve negatif yüklü kısımları arasındaki kuvvetlerin etkisi ile moleküller arasında oluşan bağlara van der waals bağları denilmektedir.
Ad:  bağlar15.jpg
Gösterim: 9503
Boyut:  7.0 KB
Ad:  bağlar16.jpg
Gösterim: 9225
Boyut:  6.6 KB
Oda koşullarında gaz halindeki bazı apolar moleküller soğutulduğunda ve yüksek basınç uygulandığında molekülleri birbirine yaklaşır. ve ikincil bir bağ olan van der waals bağları oluşur. Moleküler maddelerin molekül büyüklüğü arttıkça hem zayıf olan bu bağın kuvveti artmakta, hem de kaynama ve erime noktaları yükselmektedir.

Hidrojen Bağı


Hidrojenin elektron ilgisi büyük atomlarla oluşturduğu bileşiklerde, molekülleri bir arada tutan kuvvete hidrojen bağı denir. H atomunun kovalent olarak bağlandığı yüksek elektronegatiflikteki atom, bağ elektronlarını kendine doğru çeker ve bir hidrojen bağı oluşturur.
Biokimyasal sistemlerin yapıları kısmen hidrojen bağı etkileşmelerinin sonucu olarak belirlenir.
Ad:  bağlar17.jpg
Gösterim: 10463
Boyut:  4.4 KB
Son düzenleyen Safi; 22 Kasım 2016 02:32
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
22 Kasım 2016       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Kimyasal Bağlar Soruları
Soru
Ad:  1.JPG
Gösterim: 7724
Boyut:  33.9 KB
Çözüm:
Şekilde verilen elementin son katmanında 7 elektron vardır. Yani ametaldir. Ortaklaşa elektron kullanacağı elementte ametal olmak zorundadır. O zaman son yörüngesinde 5, 6, 7 elektron bulundurana bakmamız gerekir. Doğru cevap A seçeneği olur. Çünkü son yörüngesinde 6 elektron var. B ve D seçenekleri metal, C seçeneği ise soy gazdır.

Soru
Ad:  2.JPG
Gösterim: 8053
Boyut:  50.7 KB
Çözüm:
Mg 2 A grubunda Mg+2, 2.periyot 6 A grubu elementi O dur. O 6 A grubunda olduğundan O-2 değerliklidir. Mg metal- O ametal olduğun oluşacak bileşik iyonik bir bileşiktir. Mg ile O arasında oluşan bileşik için şıklara bakacak olursak MgO iyonik bağ olan A seçeneği doğrudur.

Soru
Ad:  3.JPG
Gösterim: 7947
Boyut:  50.9 KB
Çözüm:

Son yörüngesinde 1,2, 3 elektron olan ile 5,6,7 elektron bulunan arasında iyonik bağ oluşur. Seçeneklere bakarsak bu durumu karşılayan seçenek D seçeneği olur.

Soru
Ad:  4.JPG
Gösterim: 8040
Boyut:  46.6 KB
Çözüm:

Bu tip sorularda önce kovalent bağlı bileşikten başlamak gerekir. Çünkü her ikisi de ametaldir. Tabloda ML kovalent olduğundan M ve L ametaldir. KL iyonikmiş, L ametal olduğundan K metal olur. NM iyonikmiş, M ametal olduğundan N metal olur. K metal, L ametal, M ametal, N metal olan C seçeneği doğru cevaptır.

Soru
Ad:  5.JPG
Gösterim: 7840
Boyut:  32.2 KB
Çözüm:
Üçlü kovalent bağda son katmanında 5 elektron bulunması gerekmektedir.
Ad:  6.JPG
Gösterim: 7572
Boyut:  10.9 KB
Doğru cevap C seçeneği olur.

Soru
Ad:  7.JPG
Gösterim: 7866
Boyut:  62.4 KB
Çözüm:

P: 2 )1 metal
R: 2 ) 7 Ametal
T: 2 ) 6 Ametal
V : 2 ) 8 ) 1 Metal
Y : 2 ) 8 ) 6 Ametal
Z : 2 ) 8 ) 2 metal
P , V ve Z metaldir. Doğru cevap C seçeneğidir.
SİLENTİUM EST AURUM
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
14 Mart 2017       Mesaj #7
Avatarı yok
Yasaklı

Kimyasal Bağların Oluşumu!


Ad:  res23red.jpg
Gösterim: 3922
Boyut:  57.4 KB
Maddenin yapı taşları olan atomların kimyasal tepkimeler sonucunda bir araya gelerek molekülleri oluşturdukları çok uzun zamandır biliniyor. Ancak bu sürecin nasıl gerçekleştiğinin hâlâ tam anlamıyla kavranıldığı söylenemez. Uluslararası bir araştırma grubu, Stanford Doğrusal Hızlandırıcı Merkezi’nde (SLAC) yaptıkları deneylerle moleküllerdeki atomları bir arada tutan kimyasal bağların oluşum sürecinin fotoğraflarını çekerek bu konuda çok önemli bir başarıya imza attı.

Araştırmacılar, deneyler sırasında karbondioksitin (CO2) karbonmonoksitten (CO) ve oksijenden (O2) oluşum sürecini incelemiş. Sıcaklığı 3000°C’nin üzerinde olan bir katalizörün (kendisi tepkimelerde harcanmadan tepkimenin hızını artıran madde) yüzeyine tutunan maddelerin tepkimeye girmesiyle karbondioksit oluşuyor. Deneylerde kullanılan X-ışını lazerleri, femtosaniye (10-15 saniye) zaman ölçeğinde gerçekleşen bu sürecin fotoğraflarının çekilmesine imkân veriyor.

Elde edilen görüntülerde tepkimeye giren maddelerin önce bir ara ürüne dönüştüğü görülüyor. Ancak bu ara ürünlerin büyük bir çoğunluğu karbondioksite değil parçalanarak yeniden karbonmonoksit ve oksijene dönüşüyor. Bu çalışmanın sonuçlarının gelecekte yeni ürünlerin ve tepkimelerin tasarlanmasında yararlı olacağı belirtiliyor.

Kaynak: Science
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
15 Ağustos 2017       Mesaj #8
Avatarı yok
Yasaklı

Kimyasal Bağ Oluşumunu Sağlayan Kimyasal Tepkime Sınıfı Keşfedildi!


Columbia Üniversitesi'nden bilim adamları birbiriyle çarpışan 3 molekülün barındığı kimyasal tepkime sınıfı keşfetti. İlgili bilimsel çalışma sonucunda H, O2 ve H moleküllerinin her birinin kimyasal bağların oluşması ve kırılmasında kilit bir işleve sahip olduğu kimyasal tepkime sınıfının keşfedildiği bildirildi. Bu bağlamda araştırmacılar H ve O2 moleküllerinin çarpışmasıyla kısa süreliğine oluşan HO2 bileşiminin, 3. molekül H ile çarpışmak için tepkimeye girdiğini belirtti.

'Kimyasal termoleküler tepkimeler' adı verilen keşfin hipotezinin Nobel Kimya Ödülü'nü kazanan Cyril Hinshelwood ve Nikolay Semenov'un, 1920'li ve 30'lu yıllarda zincirleme reaksiyon konusundaki çalışmaları sırasında ortaya atıldığı belirtildi. Söz konusu keşfin iklim değişikliğinden sorumlu gezegen kimyasının ve yaşamı oluşturan koşulların anlaşılması, yeni motor türlerinin tasarlanması vs gibi değişik konularda açıklayıcı bir işleve sahip olabileceği bildirildi.

Kaynak: AA Bilim Teknoloji / Science (15 Ağustos 2017)

Benzer Konular

24 Haziran 2014 / Ziyaretçi Cevaplanmış
9 Aralık 2016 / Misafir Cevaplanmış