Mimarlık Tarihi Bilimi
VIP VIP Üye
Mimarlık Tarihi Bilimi
Ana Britannica
Mimarlık yaratılarını kronolojik dönemler, coğrafi bölgeler, üslupsal ilkeler, yapı türleri, teknolojisi, malzemeleri, yapım yöntemleri gibi sistemlere göre inceleyen bilim dalı mimarlık tarihidir.
Mimarlık tarihinin amacı yalnız yapı üretimi alanındaki gelişmeyi göstermek değil, gerek düşünce gerek uygulama alanına geçmiş deneyimlerin katkısını sağlamaktır. Ulusal mimarlık, tarihsel canlandırmacılık, seçmecilik (eklektisizm) gibi mimarlık tarihine dayanan akımlar olduğu gibi eski yapıtların bakımı, onarımı, yenileştirilmesi, rölövesi gibi doğrudan bu bilim dalının sağladığı bilgilere dayanan çeşitli çalışma alanları da vardır.
Her kültür kendi mimarlığını hazırlayan mimarlık tarihlerini araştırır, öğrenir. Bunun belirlenmesi için kullanılabilecek en iyi ölçüt, o kültürün mimarlığını oluşturan bileşenleri göz önüne almaktır. Örnek olarak Türk mimarlığı ele alınırsa, bu mimarlığın önce Orta Asya’daki ilk örneklerden günümüze değin gelen bir yapı geleneğinin devamı olduğu görülür. Bu nedenle günümüz Türk mimarlığı için en eski dönemlerden beri çevre kültürlerin etkileri de göz önünde tutularak, Türklerin ortaya koyduğu yapıtların özelliklerini bilmek gerekir. Türkler belli bir çağdan sonra İslamı benimsemiş, bu da onların toplumsal ekonomik yapısını olduğu kadar kültürünü, sanatını, mimarlığını etkilemiştir. Bunun için İslam mimarlığının geçirdiği aşamaları da bilmek önemlidir. Türkler tarihin bir noktasında Anadolu’ya gelmişler ve burayı yurt olarak benimsemişlerdir. Anadolu’da Türklerden önce de uygarlıklar kurulmuş, mimarlık yapıtları üretilmiştir. Türk mimarlığını anlamak için bunların da özellik ve niteliklerinin bilinmesi gerekir. Son olarak da üç yüz yıla yakın bir süredir Türk toplumu Batı uygarlığına yönelmiştir. Günümüzün mimarlık gereksinimleri, yapı malzemeleri ve yapım yöntemleri, üretim, ulaşım, iletişimi eğitim araçları kendi içine kapalı olmaktan çok dünyaya açık bir mimarlık uygulaması gerektirmektedir. Bu ise Batı kültürü etkisi altında gelişen mimarlığı da bilmeyi kaçınılmaz kılmaktadır.
Mimarlık kuramı ve mimarlık tarihinin yanı sıra, bir de mimarlığın kuramsal yanını bütünleyen mimarlık eleştirisi vardır. Mimarlık eleştirir daha yakın dönem uygulamalarına eğilen, tasarım ve yapıları kuramlar, mimarlığın gelişmesi, toplumsal ve kültürel veriler açısından ele alıp değerlendiren bir disiplindir.
Ana Britannica
Sponsorlu Bağlantılar
Mimarlık yaratılarını kronolojik dönemler, coğrafi bölgeler, üslupsal ilkeler, yapı türleri, teknolojisi, malzemeleri, yapım yöntemleri gibi sistemlere göre inceleyen bilim dalı mimarlık tarihidir.
Mimarlık tarihinin amacı yalnız yapı üretimi alanındaki gelişmeyi göstermek değil, gerek düşünce gerek uygulama alanına geçmiş deneyimlerin katkısını sağlamaktır. Ulusal mimarlık, tarihsel canlandırmacılık, seçmecilik (eklektisizm) gibi mimarlık tarihine dayanan akımlar olduğu gibi eski yapıtların bakımı, onarımı, yenileştirilmesi, rölövesi gibi doğrudan bu bilim dalının sağladığı bilgilere dayanan çeşitli çalışma alanları da vardır.
Her kültür kendi mimarlığını hazırlayan mimarlık tarihlerini araştırır, öğrenir. Bunun belirlenmesi için kullanılabilecek en iyi ölçüt, o kültürün mimarlığını oluşturan bileşenleri göz önüne almaktır. Örnek olarak Türk mimarlığı ele alınırsa, bu mimarlığın önce Orta Asya’daki ilk örneklerden günümüze değin gelen bir yapı geleneğinin devamı olduğu görülür. Bu nedenle günümüz Türk mimarlığı için en eski dönemlerden beri çevre kültürlerin etkileri de göz önünde tutularak, Türklerin ortaya koyduğu yapıtların özelliklerini bilmek gerekir. Türkler belli bir çağdan sonra İslamı benimsemiş, bu da onların toplumsal ekonomik yapısını olduğu kadar kültürünü, sanatını, mimarlığını etkilemiştir. Bunun için İslam mimarlığının geçirdiği aşamaları da bilmek önemlidir. Türkler tarihin bir noktasında Anadolu’ya gelmişler ve burayı yurt olarak benimsemişlerdir. Anadolu’da Türklerden önce de uygarlıklar kurulmuş, mimarlık yapıtları üretilmiştir. Türk mimarlığını anlamak için bunların da özellik ve niteliklerinin bilinmesi gerekir. Son olarak da üç yüz yıla yakın bir süredir Türk toplumu Batı uygarlığına yönelmiştir. Günümüzün mimarlık gereksinimleri, yapı malzemeleri ve yapım yöntemleri, üretim, ulaşım, iletişimi eğitim araçları kendi içine kapalı olmaktan çok dünyaya açık bir mimarlık uygulaması gerektirmektedir. Bu ise Batı kültürü etkisi altında gelişen mimarlığı da bilmeyi kaçınılmaz kılmaktadır.
Mimarlık kuramı ve mimarlık tarihinin yanı sıra, bir de mimarlığın kuramsal yanını bütünleyen mimarlık eleştirisi vardır. Mimarlık eleştirir daha yakın dönem uygulamalarına eğilen, tasarım ve yapıları kuramlar, mimarlığın gelişmesi, toplumsal ve kültürel veriler açısından ele alıp değerlendiren bir disiplindir.
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
