Arama

El Sanatları - Çanak Çömlek

Güncelleme: 9 Ocak 2017 Gösterim: 36.603 Cevap: 4
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
20 Mayıs 2009       Mesaj #1
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye

çanak çömlek

Ad:  çömlek1.JPG
Gösterim: 4732
Boyut:  27.0 KB

çamurdan biçimlendirildikten sonra ısıyla sertleştirilen çeşitli süs ve kullanım eşyasına verilen ad.
Sponsorlu Bağlantılar

insanların günlük yaşamda en çok kullandıkları bu tür eşya kültür ve sanat tarihinin önemli inceleme konularından biridir. Çanak, testi, küp, kavanoz, bardak, tabak, ibrik vb gibi çanak çömlek biçimlerinin, tarihin her döneminde, dünyanın çeşitli bölgelerinde değişik örnekleri üretilmiştir.

Çamur, iki belirgin özelliği nedeniyle yüzyıllar boyu çanak çömleğin ana malzemesi olagelmiştir: Yoğurulduğunda istenen biçime sokulabilir ve ısının etkisiyle sertleşerek biçimini korur. Çamur, kilin suyla karıştırılmasıyla oluşturulur, buna çanak çömlekçilikte hamur adı verilir. Ham kilin içinde kil tanecikleri, ayrışmamış feldispat, kuvars ve volkanik kayaçların içerdiği mika ile demir oksit gibi maddelere rastlanır. Çanak çömlek yapımında kullanılan kilin yapısına bağlı olarak hamurun özellikleri değişir. Hamur hazırlandıktan sonra suyu süzülür ve dinlendirilir. Daha sonra elle ya da çömlekçi çarkıyla biçimlendirilen kap, güneşte kurumaya bırakılır. Böylece karışımındaki suyun bir bölümünü kaybeder. Ama gerçek anlamda kuruması, yani kimyasal yapısındaki suyun atılması için fırınlanması gerekir. Hamur, yapısına bağlı olarak 400°C ile 600°C arasındaki bir ısıda molekül suyunu kaybetmeye başlar. 1000°C’de ise gerçek anlamda pişmiş olur, yaklaşık 1600°C’de de camlaşır. Hamurun içine daha düşük ısıda, yaklaşık 1200°C’de camlaşan başka maddeler katılarak fırınlandığında, su sızdırmayan ve saydam olmayan bir çanak çömlek türü elde edilir. Buna yarım porselen ya da gözeneksiz sert seramik (stoneware) denir. Hamura feldispat ya da sabuntaşı katıp 1200°C’den 1450°C’ye kadar fırınlanarak elde edilen yan saydam ürün ise porselen olur.

Sert seramik ile porselen arasındaki sının belirlemek oldukça zordur. Batı’da ışığa tutulduğunda yarı saydam olan çanak çömleğe porselen adı verilir. Bu özelliği göstermeyen camlaşmış çanak çömleğe de sert seramik denir. Çin’de ise, hafifçe vurulduğunda ses çıkaran her çanak çömlek porselen sayılır. Bu tanımlamalann hiçbiri yeterli değildir. Örneğin ince gövdeli ve yüksek ısıda fırınlanmış sert seramikler saydam görünümlü olabilir. Bazı kaim gövdeli porselenler ise saydam değildir. Terimlerin kullanımı çoğu kez kişisel yoruma dayanır.

Türleri.


Günümüzde bilinen en eski çanak çömlek örnekleri Anadolu’da Çatalhöyük’te ele geçen ve yaklaşık 9000 yıl önceye tarihlenen seramiklerdir. O zamandan beri tarihin her döneminde rastlanan seramik, günümüzde de yaygın olarak üretilmektedir. Seramiğin rengi açık bejden kırmızıya, griden siyaha kadar değişir. Seramik çanak çömlek ya krem kıvamındaki çamur ve su karışımı bir astarla, ya saydam sırla ya da saydam olmayan kalay sırla kaplanabilir. Kalay sırlı seramiğe majolika, fayans ya da Delft seramiği gibi adlar verilir.

Gözeneksiz seramik, gözenekli seramiğe göre daha serttir ve çoğu zaman saydam değildir. Hamur rengi kırmızı, kahverengi, gri, beyaz ya da siyah olabilir. İyi kalitede sert seramik yapımı Çin’de Shang hanedanı dönemine (İO 1400) rastlar. Bu tür seramik Kore’de İÖ 57-İS 935 arasında Silla hanedanı, Japonya’da 13. yüzyılda Kamakura hanedanı dönemlerinde yapılmaya başlamış, Avrupa’da ilk kez 16. yüzyılda Almanya’da görülmüştür. 17. yüzyılda Avrupa’ya Çin’den ithal edilen çayla birlikte sert seramik çay takımları da gelmiş, bunlar Felemenk ve Ingiltere’de kopya edilmeye çalışılmıştır. 17. yüzyıl sonlarında İngiltere’de geliştirilen tuzlu sırlı, beyaz renkli sert seramik bir süre porselenin yerini tutmuştur. 18. yüzyılda Ingiliz Josiah Wedgwood siyah ve beyaz seramikler üretmiştir. Gene İngiltere’de 19. yüzyılın başlarında sert porselen (iron- stone) denen bir tür gözeneksiz sert seramik ortaya çıkmıştır. 20. yüzyılda ise sert seramiği daha çok seramik sanatçıları üretmektedir.
Ad:  çömlek2.JPG
Gösterim: 2624
Boyut:  40.5 KB

Porselen yapımına ise ilk kez Çin’de Tang hanedanı döneminde (İS 618-907) başlanmıştır. Batı’da tanınan Çin porseleninin yapımı Yuan hanedanı (İS 1279-1368) zamanına rastlar. Avrupalı çanak çömlekçiler ortaçağda bu türün benzerlerini deneyerek yapmaya çalışmışlar, bildikleri tek saydam malzeme olan cama, kalay oksit katarak porselene benzeyen, ama yeterince saydam olmayan kaplar üretmişlerdir. Bu yöntemle yapılan porselene yapay ya da yumuşak porselen denir. 12. yüzyılda Ortadoğu’da İslam çanak çömlekçileri sır maddesini kil hamuruyla karıştırıp saydam yumuşak porselen yapımını denemişlerdir. 1575’te Dük Francesco de’ Medici’nin atölyelerinde benzer bir formülle bu tür çanak çömlek yapımı gerçekleştirilmiştir. 17. yüzyılda ise, Felemenkli çanak çömlek tüccarlarından Claude ve François Reverand, Paris yakınında Saint-Cloud’da bir imalathane kurarak yumuşak porselen üretimine başlamışlardır.

Çin’den gelenlere benzeyen gerçek porselenin sırrı 1707’de Saksonya’da, Ehrenfried Walter von Tschirnhaus’un kimyacı Johann Friedrich Böttger’in yardımıyla yumuşak porselen hamuruna cam yerine feldispat katmayı düşünmesiyle bulunmuştur. Ekonomik olmadığı için, zamanla yumuşak porselenden vazgeçilmiştir.

Biçimlendirilmesi.


Çanak çömlek yapımında önemli aşamalardan ilki biçimlendirmedir. Biçim, kullanım amacı ve kültürel yapıya göre farklılıklar gösterirse de, genellikle her kapta ağız, boyun, karın, kaide ve kulp gibi bazı ana parçalar bulunur. Bu parçaların düzeni ve bağlantı biçimleri, çanak çömleğin tipolojik gelişmesinin incelenmesinde göz önüne alınan önemli özelliklerdir. Günlük kullanımda yaygın olan biçimlerin yanında, özellikle eski kültürlerde insan biçimli (antropomorf) ve hayvan biçimli (zoomorf) dinsel amaçlı çanak çömleğe de çok rastlanır.

İlk çanak çömlekler elle biçimlendirilmiştir Japonların raku denen çay kaplan da bu yöntemle yapılır. Örneğin düz tabanlı ve küp ya da dikdörtgen prizma biçiminde kaplar oluşturmak için düz yüzeyli hamur parçaları astarla birleştirilmiştir. Hamurun avuç içinde yuvarlanmasıyla elde edilen silindirik bantlardan halkalar yapılması, sonra bunların üst üste konarak yuvarlak kaplar oluşturulması da eski bir yöntemdir.

Çömlekçi çarkının bulunması biçimlendirmede çok önemli bir aşama olmuştu. Çömlekçi çarkı daire biçimli yatay bir tabla ile bunun merkezinden çıkan bir eksenden oluşur. Başlangıçta bu merkez çevresinde elle çevrilen tabla, zamanla eksenin alt ucuna eklenen daha büyük çaplı ve ağır ikinci bir tabla aracılığıyla ayakla döndürülmeye başlamıştır. Böylece, kesintisiz döndürülebilen tabla, üstünde daha rahat çalışan çömlekçi, daha yetkin biçimler elde edebilmiştir.

Çömlekçi çarkının ilk kez ne zaman kulla nıldığı belli değildir. Arkeolojik araştırma larda çarkta üretilmiş en eski çanak çömlek örnekleri, şimdilik Mezopotamya’da Uruk'ta bulunan ve İÖ y. 3400’lere tarihlenenlerdir. İÖ y. 2400’lerde Girit’teki Minos uy garlığmda, daha sonra İÖ 1. binyılın içinde Batı Avrupa ve İngiltere’de çark kullanıl mıştır. Ama bugün bilinen başlıca biçimlerin çoğu, çarkın henüz kullanılmadığı Neolitik Çağda elle yapılan çanak çömleklerde ortaya konmuştur. Amerika Yerli kültürle rinde rastlanan çanak çömleklerde; Pueblo çanak çömleğ hiçbir zaman çarkın kullanılmamış olm? da ilginçtir. 18. yüzyıldan sonra çömlek çarkı küçük çocuklar tarafından çevrilen kullanılmaya başlamış, 19. yüzyıldaysam kanik güce bağlanmıştır. Bu ara 18. yüzyıldan sonra aynı biçimden ç sayıda çanak çömlek üretebilmek için ça larda da kalıp kullanılmıştır.
Ad:  çömlek3.JPG
Gösterim: 2547
Boyut:  38.9 KB

Kalıplama, çanak çömleğin biçimlendirilmesinde çok kullanılan yöntemlerdendir. Bunun en eski uygulamalarından biri, bir sepet ya da bez bir torbanın içinin hamurla sıvanmasıdır. Fırınlama sırasında bu tür kalıplar yanarak yok olur ve kalıbın dokusu kabın dış yüzüne geçer. Eski Yunan çanak çömleklerinde bu yöntem çok kullanılmıştır.
Biçimlendirilmiş çanak çömlek, kurumaya bırakılır. Eski çağlarda kurutma için yalnızca güneşten yararlanılırken, daha sonra fırınlar yapılmıştır. İlkel yöntemde kaplar, zeminde açılan bir çukurun içine yerleştirilip üstlerine yanacak odun yığını serilirdi. Sonradan özel odun ve kömür fırınları oluşturuldu. Günümüzde gaz ve elektrik fırınlan kullanılmaktadır.
Bezenmesi. Günlük kullanım eşyası olan çanak çömlek en baştan beri çeşitli yöntemlerle bezenmiştir. İlk bezeme tekniklerinden biri, sırsız çanak çömleğin üstüne baskı yapmaktır. Baskının ilkel türü parmak baskıdır. Japon Comon çanak çömleğinde (İÖ 1000) ip baskısı kullanılmıştır. Etrüsklerde kullanılan kabartma tekniğinde bezeme, örneklerin oyulu olduğu silindirlerin yumuşak gövde üstünde yuvarlanmasıyla yapılmıştır. Mezopotamya’da rastlanan silindir mühürler de aynı biçimde kullanılmıştır. Gövde üstüne bezeme örgelerini ayn parçalar halinde yapıştırma da (aplike etme) kabartma tekniğinin bir türüdür. Bu yöntemin en erken örneğine Akdeniz çanak çömleğinde (İS 1000) rastlanır. Kabartma desen, kabın iç yüzeyinden bastırılarak da uygulanır. Eski Roma’da bu yolla bezenmiş çanak çömleğe îerra sigillata denirdi. Barbutin tekniğinde kabartmalar nemli kabın üstüne şırınga gibi bir aletle sıkılarak ya da stampa basılarak yapılır. Mezopotamya, İran ve Suriye’de kullanılan bu teknik, Avrupa’da 3. yüzyılda kalıpla yapılan bezemenin yerini almıştır.

İlkel bezeme yöntemlerinden biri de nemli çanak çömleği sivri uçlu bir alet ya da başparmak tırnağıyla kazıyarak desen oluşturmaktır. Bazı örneklerde kazınmış desenin içi farklı renkteki bir macunla doldurularak çok renkli bir görünüm elde edilir. Kazıma tekniğiyle yapılmış bezemelere Kıbrıs’ta çıkarılan erken çağlara ait buluntularda, günümüzde de ilkel toplulukların eşyalarında rastlanır. Fırınlamadan sonra yapılan kazıma işlemi çok enderdir.

Başka bir bezeme yöntemi de kabın önce astarlanması, sonra astar üstünde desenin kazınarak gövde renginin ortaya çıkarılmasıdır (kazıma tekniği). Sgraffito da denen bu teknik İslam kültürlerinde çok kullanılmıştır. 18. yüzyıldaki mavi desenli beyaz İngiliz porselenleri de sgraffito tekniğiyl bezenmiştir.
Sgraffito tekniğine benzer başka bir teknik de astar oyma (champleve) tekniğidir. Kabın gövdesi kalın bir astar katmanıyla kaplanır, desendeki örgelerin arası oyularak astar kabartma halinde bırakılır (slip tekniği). İslam ve Çin (Song hanedanı dönemi) çanak çömleklerinde bu teknik çok kullanılmıştır. Delme tekniği fırınlanmamış kaplarda uygulanır. Çin’de Ming hanedanı döneminden kalan kapların bezenmesinde görülen bu tekniğe, yapımı zor olduğu için şeytan işi (gui gong) denmiştir.
Sgraffito ve oyma teknikleri dışında astar, boyamada ve kakma yapmada da kullanılmıştır. Örneğin Eski Mısır’daki ilk bezeme örneklerinde hayvan örgeleri, kapların kırmızı zemini üstüne beyaz astarla yapılmıştır. Amerika Yerlileri de astarı renklendirmede kullanmışlardır.

Eski çağlarda çok nitelikli hamurdan yapılmış çanak çömleğin dış yüzü açkılanarak gözeneksiz hale getirilmiştir (bak. açkı). Anadolu’da İÖ 6500’e, Mançurya’da Banshan’daki mezarlarda İÖ 2000’lere tarihilenen bu türden çeşitli örnekler bulunmuştur.
İlkel çanak çömlek fırınlansa da gözenekleri yok olmadığı için, içinde sıvı maddeleri uzun süre tutamıyor sızdırıyordu. Sızdırmazlığı sağlamak için ilk denenen yol çanak çömleklerin bir tür cilayla kaplanması olmuştur (örn. Fiji kapları). Cilalamadan daha gelişmiş bir teknikse sırlamadır. Sırlama genel anlamıyla, çanak çömleğin bir cam katmanıyla kaplanmasıdır. Fırınlanmış kap, cam tozu katılarak elde edilen sır eriyiğiyle bulanarak yeniden fırınlanır. Eriyikteki tanecikler fırınlamayla kilin içine geçerek gözenekleri kapatır, sızdırmazlığı sağlar. Sır, kabın üstüne ya fırçayla sürülür ya da püskürtülür. Bazen kap doğrudan sır eriyiğinin içine de batırılır. İyi sırın sert, büzülme özelliğinin de, üstüne sürüldüğü çanak çömlekle uyumlu olması gerekir. İkisinin büzülme hız ve oranlan, farklı olursa, fırınlamadan sonra soğuma sırasında sır çatlar. Çin’de bu tür çatlaklar bezeme olarak değerlendirilmiştir. Çanak çömleklerde genelde feldispatlı, kurşunlu, kalaylı ve tuzlu olmak üzere dört tür sır kullanılmıştır. Çağdaş teknoloji ise bunlardan farklı daha birçok yeni sır malzemesi geliştirmiştir. Feldispatlı, kurşunlu ve tuzlu sır saydam, kalaylı sır donuk beyaz bir görünüm oluşturur. İlk kez çanak çömlekte değil de, bezemeli tuğlalarda Asurların kullandığı kayalı sır, 9. yüzyılda Mezopotamya’da yeniden canlandırıldıktan sonra İspanya üzerinden İtalya’ya geçmiştir. 16. yüzyılda Floransa’da yapılan kalay sırlı seramikler bütün dünyada ün salmıştır. Başlangıçta pratik nedenlerle uygulanan sırlama işlemi, zamanla bezeme amacıyla kullanılır olmuştur. Örneğin sert seramik ve porselen camlaşma ısısına kadar fırınlandıklarından, sızdırmazlığın sağlanması için bunların sırlanması gerekmez. Sır, içine katılan çeşitli oksitlerle boyanarak çanak çömleğin renklendirilmesinde de kullanılmıştır. Seramik, sert seramik ve porselende kullanılan renkli sırların birbirine karışmasını önlemek için cuerda seca, lakabi (Kâşan seramiği) gibi teknikler uygulanmıştır.
Ad:  çömlek4.JPG
Gösterim: 2345
Boyut:  62.6 KB

Boya, çanak çömlek bezemesinde çok eski dönemlerden beri kullanılmıştır. Mezopotamya’da Ur’da İÖ 3000’e, Mançurya’da Banshan bölgesinde İÖ 2000’e tarihlenen boyalı örnekler ele geçmiştir. İlk boyalı çanak çömlekler, astarın renklendirilmesiyle yapılmıştır. Renkler önceleri, kilin doğal olarak içerdiği oksitlerle sınırlıyken, zamanla çeşitli yollarla yeni oksitler üretilip kullanılmıştır. 19. yüzyılda boya sanayisinin gelişmesine değin kalay, kobalt, bakır, demir, manganez ve antimon oksitleri belli başlı boya maddeleri olmuştur. Beyaz için kalay oksit, gri maviden laciverte kadar çeşitli maviler için kobalt kullanılmıştır. Bakır II oksitle mavi, bakır I oksitle yeşil, karbon monoksitli bakır II oksitle mavimsi kırmızı elde edilmiştir. Demir III oksitle elde edilen uçuk sandan siyaha kadar bir dizi rengin en önemlisi portakala kaçan bir kırmızı olmuştur. Demir II oksitin verdiği yeşil rengin kullanıldığı en iyi örneklere Çin seladonlarında rastlanır. Manganezle mordan siyaha yaklaşan morumsu bir kahverengi, antimonla canlı bir sarı elde edilmiştir.

Çanak çömlekte renk, sır altı ve sır üstü olmak üzere iki teknikte uygulanmıştır. Sır altı tekniğinde fınnlanmış kap sırlanmadan önce boyanır. Sır üstü tekniğinde sırlanmış ve fırınlanmış kap boyandıktan sonra bir kez daha fırınlanır. Bu iki tekniğin bir arada kullanılmasına minai tekniği denir ve ilk kez 12. yüzyılda İran seramiklerinde uygulandığı bilinir. İslam sanatçılarınca kullanılmış olan lüster tekniğinde ise (lüster sırlı seramik), sırlanıp fırınlanmış çanak çömlek üstüne altın, gümüş ya da platin tozu içeren bir eriyik sürüldükten sonra tekrar fırınlanır; böylece madeni bir pırıltı elde edilir. Benzer bir etki, çanak çömleğe altın ya da gümüş yaldız uygulanarak da sağlanır. Erken örneklerde yaldızlama, altına zeytinyağı katılarak yapılmıştır. 18. yüzyılda üretilen yaldızlı Sevres ve Chelsea porselenlerindeyse altınla bal karışımı kullanılmıştır. Çanak çömlek bezemesinde uygulanan başka bir teknik de aktarma tekniğidir.

Çanak çömlek taşınabilir bir eşya olduğundan, tarih boyunca ticaret ve göç yoluyla değişik kültür çevrelerinde kolayca yayılmıştır. Bu özelliğinden dolayı, arkeoloji ve sanat tarihi araştırmalarında çanak çömlek buluntularına büyük önem verilir. Değişik bölgelerin kültürlerinin, ekonomik gelişme aşamalarının ve üretim tarzlarının çanak farklılıkları, önemli veriler olarak değerlendirilir.
Çanak çömlek sanatı özellikle Eski Yunan, Çin, Japon, İran, Selçuklu ve Osmanlı kültürlerinde doruk noktasına erişmiştir. Doğu etkisiyle gelişen Avrupa çanak çömleği de İtalya, Almanya, Felemenk, Fransa ve Ingiltere’de gelişme göstermiştir.


Son düzenleyen Safi; 9 Ocak 2017 02:30
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
8 Ocak 2017       Mesaj #2
Safi - avatarı
SMD MiSiM

Çanak Çömlek

Ad:  pors1.JPG
Gösterim: 3187
Boyut:  73.1 KB

Kilin suyla karıştırılmasıyla oluşan çamurdan yapılan süs ve kullanım eşyasının, yüksek ısılı fırınlarda sertleştirilmesiyle çanak çömlek elde edilir.
Sponsorlu Bağlantılar

İlk çanak çömlekler elle biçimlendirilirdi. Çamur avuç içinde yılan gibi upuzun yuvarla­nır; halkalar oluşturacak biçimde dolana do­lana üst üste konarak kaplar yapılırdı. Islak çamurun üstüne parmak basılarak, daha son­raları ip ve hasır bastırarak süslemeler yapılır­dı. En çok rastlanan bezemelerden biri de kazıma ve kabartmaydı. Renklendirme ise değişik renklerdeki çamurlarla yapılıyordu. Önceleri kuruması için güneşe bırakılan çöm­lekler, daha sonra ilkel fırınlarda pişirilmeye başlandı. Yüksek ısıda pişirmek çömleklerin sert ve suya dayanıklı olmasını sağlıyordu.

Çanak çömlek yapımındaki ilk önemli ge­lişmelerden biri çömlekçi çarkıdır. Çömlekçi çarkının ilk kez ne zaman kullanıldığı bilin­memektedir. Yapılan eşyanın biçimlendirilmesinde çok önemli bir araç olan çark daire biçimli yatay bir tabla ile bunun merke­zinden geçirilen bir milden oluşur. Önceleri elle çevrilen çark zamanla, milin alt ucuna yerleştirilen ikinci bir tabla aracılığıyla ayakla döndürülmeye başlandı. Böylece her iki elini kullanabilen çömlekçi daha güzel biçimli eşya yapmaya başladı. Günümüzde elektrikle çalışan çarklar kullanılmaktadır. Çark üzerin­de biçimlendirilen çanak çömlek kurumaya bırakılır. İlkel yöntemde pişirme işlemi ateşe tutularak yapılırken, zamanla tuğla ocağı olarak bilinen fırınlar kullanılmaya başlandı. Günümüzde kullanılan fırınlar gaz ve elek­trikle çalışmaktadır. Eskiçağlarda çanak çöm­lek fırınlansa da, gözenekleri yok olmadığın­dan içindeki sıvıyı uzun süre tutamıyor ve sızdırıyordu. Zamanla sırlama tekniği gelişti­rildi. Sırlama, çanak çömleğin ince bir cam katmanıyla kaplanmasıdır. Sırlama işleminde ilk kullanılan maddelerden biri kurşun sülfür­dür. İçine renk katılan sır çömleğin daha çekici olmasını da sağlar.

Çanak Çömlekçiliğin Gelişimi

Bilinen en eski çanak çömlekler, Anadolu'da Çatalhöyük'te bulunmuştur. Bunlar yaklaşık 9.000 yıl öncesinden kalmadır. Buluntular arasında pişmiş topraktan tanrı ve insan heykelciklerinin yanı sıra, kilden yuvarlana­rak yapılan bantların halka biçiminde üst üste konmasıyla oluşmuş çömlekler de vardır. Eski Yunanlılardan gü­nümüze kalan çanak çömleklerin üzerindeki süslemeler çok güzeldir. Eski Yunanlılar ça­nak çömleklerini sır yerine özel bir çamur alaşımı ile kaplarlardı. Çanak çömlek çamu­runda bulunan demir oksidin harlı ateşte kırmızıya, isli ateşte ise siyaha dönüşme özelliğinden yararlanan Yunanlılar, vazoları­nı bu renklerle süslemişlerdir.

Eskiçağlarda Mezopotamya, Suriye ve İran'da yaşayanlar çanak çömlek yapımında oldukça ileriydiler. Sözgelimi, sırın kalay oksit ile karıştırıldığında beyaza dönüşerek saydamlığını yitirdiği; buna karşılık bakır ya da gümüşle karıştırılarak ısıtıldığında metal görünümü kazandığım biliyorlardı. Magripliler bu bilgileri İS 8. yüzyılda İspanya yoluyla Avrupa'ya ulaştırdılar. İspanyol çömlekleri gemilerle İtalya'ya götü­rüldü. Çömleklerin Mayorka Adası'ndan ge­tirildiğini sanan İtalyan tüccarlar bunlara majolika (ya da maiolika) adını verdiler. 18. yüz­yılda Faenza'da yapılan kalay sırlı sera­mikler bütün dünyada ün saldı. Fransızlar bu seramiklere fayans (faience) adını verdiler. En ünlü seramik çeşitlerinden bir başkası da Hollanda'da yapılan Delft seramiğidir. Bu seramikler 1700'lerde İngiltere'ye götürüldü.

Çanak çömlek yapımında Avrupalılardan çok daha önde olan Çinliler, ısıtıldığında beyaza dönüşen bir çamur kullanıyorlardı. Bu özel çamur kaolin ya da Çin çamuru adıyla tanındı. Çinlilerin bulduğu, petuntse ya da feldispat adıyla bilinen bir başka çamur türü, düşük ısıda fırınlandığında, saydamlaşarak camsı bir görünüm alıyordu. Kaolin ve pe­tuntse ile yapılan çanak çömleğe porselen adı verildi. Çin porselenleri, yapıldıkları dönem­de ülkeyi yöneten hanedanın adıyla anılırdı. Bunlardan en ünlüleri Tang, Sung ve Ming porselenleridir.

Ad:  pors2.JPG
Gösterim: 2589
Boyut:  74.6 KB

Avrupa'ya ulaşan Çin porselenleri büyük hay­ranlıkla karşılandı. Avrupalı çanak çömlek ya­pımcıları Çin porselenini taklit etmeyi de­nediler. 1675'te Fransız çanak çömlek yapım­cıları bildikleri tek saydam malzeme olan cama kalay oksit katarak porselene benzeyen ama yeterince saydam olmayan kaplar yaptı­lar. Bu yöntemle yapılan porselene yapay ya da yumuşak porselen adı verilir. Bu türün en ünlüsü Sevr (Sevres) porselenleridir. 1710'da Almanya'da Meissen'de, yumuşak porselen hamuruna cam yerine feldispat katarak, Çin porselenine benzeyen sert porselen elde edildi.

18. yüzyılda İngiltere'de, Çin'den gelen sert seramikler kopya edilmeye başlandı. Josiah Wedgwood adlı bir İngiliz siyah ve beyaz renkli seramikler üretmeyi başardı. 19. yüzyıl başlarında geliştirilen bir tür gözeneksiz sert seramik Chelsea, Bow Worcester, Coalport, Lovvestoft ve Derby'deki fabrikalarda üretil­meye başlandı.

Avrupa'da günlük kullanım için üretilen testi, çanak ve bardakların renklendirilmesin-de daha çok yeşil, kahverengi ve gri gibi renkler kullanılıyordu. Almanya'daki çanak çömlek yapımcıları pişirme işlemi sırasında fırına kürek dolusu tuz atarak yeni bir sırlama yöntemi keşfettiler. "Tuzlu sır" olarak bilinen bu yöntem 17. yüzyılda İngiltere'de Staffordshire'de uygulanmaya başlandı. Çin porsele­ninin kalitesine ulaşılamadıysa da, Staffordshire dünyanın en büyük çanak çömlek mer­kezlerinden biri durumuna geldi.


Çanak Çömlek Yapımının Aşamaları

Kilin suyla karıştırılmasından oluşan çamura çanak çömlekçilikte hamur adı verilir. Ça­murlar kullanılan kilin yapısına ve pişirme ısılarına karşı gösterdikleri tepkilere bağlı olarak değişik özellikler taşır. Çanak çömlek yapımında ilk basamak, türü ne olursa olsun biçimlendirilecek çamurun çakıl ya da demir oksit gibi yabancı maddelerden arındırılmasıdır. Çanak çömlek hamurunun ana malzemesi kil, feldispat, kuvars, kum ve çakmaktaşıdır. Porselen hamuru ise kaolin, feldispat, çak­maktaşı ve kuvars karışımından elde edilir. Daha camsı ve parlak görünümü olan ince porselen için bu karışıma kemik külü, beyaz­latıcı olarak da kobalt oksidi eklenir. Hazırla­nan sulu karışım sık gözenekli elekten geçiri­lerek kaba taneciklerden temizlenir. Daha sonra macun kıvamına gelene kadar yoğrularak sıkıştırılır. Hamurun içine yaklaşık 1.200°C'de camlaşan başka maddeler katıla­rak fırınlanırsa, su sızdırmayan gözeneksiz seramik elde edilir.

Biçimlendirme aşamasında değişik yöntem­ler uygulanır. Çok sayıda çanak çömlek üreti­mi için tabak gibi düz parçalar, çömlekçi çarkı yerine, ona benzeyen bir makineyle biçimlen­dirilir. Hamur yassıltılarak ters duran tabak biçiminde hazırlanmış alçı kalıba bastırılır. Sonra kalıp, döner tabla üzerine düz olarak yerleştirilir; tablanın üzerinde bulunan ikinci bir kalıp, tabla döndükçe tabağın alt tarafının biçimlenmesini sağlar.
Ad:  pors3.JPG
Gösterim: 5330
Boyut:  55.9 KB

Bir başka yöntem de, Paris sıvası denilen alçıdan yapılan kalıpların kullanıldığı kalıba dökme yöntemidir. Birkaç parçadan yapılmış olan kalıp, fırınlamadan sonra çanak çömle­ğin kalıptan ayrılabilmesini sağlar. Kalıp sıvı çamurla doldurulur. Suyu sızdıran bir madde olan alçı, çamurun suyunu emerek katılaşma­sını sağlar. Katılaşan çamur kalıbın biçimini alır. Kalıbın ortasına biriken su boşaltılarak, çamurun yeterince sertleşmesi beklenir; sonra da kalıptan ayrılır.

Çanak çömlekler biçimlendirme aşamasın­dan sonra kurutma odasında iyice kurutulur. Daha sonra geniş ve derin küvetlere yerleşti­rilerek fırına verilir. Isı ayarı çamurun türüne göre yapılır. Ev eşyası olarak yapılan çanak çömlek 1.000°C'de, daha sert ve su geçirmez özelliği olanlar 1.400°C'de bir ile üç gün arasında pişirilir. Yüksek ısıda çamur zerrele­ri birbirleriyle kaynaşır; bu da hamurun sert­leşmesini sağlar. Çömlekler, fırın soğuyana kadar içinde bekletilir.

Sırlama aşamasında önce sır eriyiği hazırla­nır. Sır, çakmaktaşı, feldispat ve kurşun oksit gibi camsı maddelerden yapılır. Toz gibi inceltilen bu maddeler suyla karıştırılarak büyük teknelere boşaltılır. Pişirilmiş olar çanak çömlek bu eriyiğin içine daldırılır. Sırlama işleminde, püskürtme, fırçalama ya da eriyiğin çanak çömleğin üzerine dökülerek yapıldığı kaplama yöntemi de uygulanır. Sır­lanan parça daha özel bir fırına yerleştirilir. Sır bu fırında eriyerek ince, camsı bir tabaka­ya dönüşür.
Renklendirme işlemi önceleri kilin doğal olarak içerdiği oksitlerle sınırlıyken, zamanla değişik yollarla yeni oksitler üretilmiş ya da aynı oksite değişik ısılar uygulanarak renklen­dirme işlemi geliştirilmiştir. Örneğin bakır oksit, değişik ısılar altında mavi, yeşil, kırmızı ya da mor renge dönüşebilmektedir.

Bezeme türleri çok çeşitlidir. Boya, çanak çömleklerin bezenmesinde çok eski zamanlar­dan beri kullanılagelmiştir. Boyamadan baş­ka, kabartma, mine, kazıma, astar, oyma gibi bezemeler vardır. Bezeme sırlan­mamış, sırlanmış ama fırınlanmamış ya da sırlama ve fırınlama işlemi bitirilmiş çanak çömleğe uygulanabilir. Fırınlama sonrasında yapılırsa, üçüncü bir fırınlama işlemi daha gerekir. Renkler, fırınlama işlemi sırasında değişebildiklerinden özenle seçilmelidir.

MsXLabs.org & Temel Britannica

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 8 Ocak 2017 21:37
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
9 Ocak 2017       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ad:  And çanak çömleği.jpg
Gösterim: 3236
Boyut:  28.7 KB

And çanak çömleği


Güney Amerika’da İspanyolların İnka topraklarını fethinden önceki dönemlerde, Orta Andlar’daki Yerlilerin ürettiği çanak çömlek.

And çanak çömlekçiliği İspanyolların gelmesinden önce birçok aşamadan geçerek gelişmiştir. Bu el sanatına bazen Orta Andlar’da Yerlilerin yaygın biçimde uyguladığı üsluplar, bazen de dışa kapalı ırmak vadilerinde geliştirilen özgün üsluplar egemen olmuştur. Kültür bakımından bir bütünlüğün olmadığı bu dönemlerde en önemli ayrım kuzeydeki vadilerle güneydekiler arasındadır.

Bütünsel bir kültürün ve yaygın bir çanak çömlek üslubunun oluştuğu bilinen en erken dönem, adını Orta Peru’daki Tarihöncesi bir dinsel merkez olan Chavm de Huântar’dan alan Chavm kültürüdür (İÖ y. 1200-400). Chavm kültürü süresince bölgede tek bir motif (kedi motifi) ve tek bir teknik uygulanmıştır. Vadilerde yaşayan Yerlilerin Chavm de Huântar’a yaptıkları hac ziyaretleri sırasında kopya edilen bu kutsal kedi motifi dönemin en belirleyici işareti olmuş ve daha sonraki And desenlerinde de kullanılmıştır. Chavm kültürü içinde yerel bir grup olan Kupiznike’ler, sonraları And çömleklerinin egemen biçimi haline gelecek emzikli kapları üretmişlerdir. Emzikler, ters “U” biçimindeki ya da yarı dairesel gövdeli kapların ortasına iki yandan “mahmuz” gibi eklenmiş ve çoğu kez kedi motifiyle bezenmiştir.

İÖ 400 - İS 400 arasında bölgesel kültürler gelişmiştir. Kuzeydeki bölgelerde teknik ve desen bakımından birçok yenilikler olmuştur. Yeni kap biçimleri, yeni geometrik desenler, kedi dışında başka hayvan motifleri ve negatif boyama tekniği geliştirilmiştir. Bu yöntemde desen kabın üstüne balmumuyla işlendikten sonra kabın yüzeyi renkli bir kil karışımıyla kaplanıyordu. Çömlek pişirildiğinde balmumu eriyip akıyor, renkli kilin üstünde kalan iz, desen olarak ortaya çıkıyordu.

Güneyde Paracas Cavernas kültüründe, daha önce bilinenlerden çok daha çeşitli kâse ve kap biçimleri geliştirilmiştir. Bezemede temel olarak parlak renklerin kullanıldığı geometrik desenler egemendir.

Klasik dönem ya da Ustalık dönemi olarak adlandırılan üçüncü dönemde (İS 400-1000) eski desen ve teknikler en yetkin biçime ulaşmıştır. Bu dönemde kuzeyde ortaya çıkan Moçika kültüründe, şaşılacak kadar ayrıntılı, gerçekçi desenleri ve zarif çizgileriyle belirginleşen çömlekler üretilmiştir. Kuzeyde kap ya da kâseler çoğunlukla döküm yoluyla üretilmiş, sonra üstüne boyayla desen çizilmiştir. Kabın gövdesine bazen bezeme olarak kilden parçalar yapıştırıldığı da görülür. Bu dönemin desenleri çok canlıdır ve o zamana değin görülmemiş biçimde hareketlilik içerir. Bu desenlerde savaşçılardan, yönetici din adamlarından ve çeşitli zanaatçılardan oluşan sınıflı bir toplum betimlenmiştir.

Güneyde, Nazca Vadisi çömlekçiliği teknik ustalık açısından Moçika’dan üstün olmakla birlikte, desen açısından daha geridir. Nazca’nın üstünlüğü kullanılan hamurun inceliğinden ve kapların biçim çeşitliliğinden kaynaklanır. Bu çömleklerin bezenmesinde çok renkli boyalar kullanılmıştır.
Gene güneyde bulunan Paracas Necropolis kültüründe de oldukça iyi yapılmış, ama bir yenilik içermeyen çömlekler üretilmiştir.
1000’den 1300’e değin Orta Andlar’ın kuzey ve güney bölgelerinde, çömlekçilik de içinde olmak üzere bütün sanat dallarında Tiahuanacu desenleri ve motifleri egemen olmuştur. Bu dönem adını Doğu Bolivya’daki dinsel bir merkezden alır. Akbaba ve puma maskları sık sık kullanılan motiflerdir. Bu motiflerin gittikçe daha biçimsel ve stilize hale geldiği izlenir.

1300’den 1438-1532 arasındaki İnka dönemine değin geçen zaman, yerel el sanatlarının ve desenlerin yaygın olduğu bir başka evredir. Kuzeyde Çimu kültürü bazı Moçika desenlerini yeniden canlandırmıştır; ama bunlar o kadar canlı değildir. Pişirilmeden önce üstlerine hayvan desenleri kazınmış ya da basılmış işlenmiş siyah kaplar, Çimu çömleklerinin en yaygın türüdür.

İnkaların, bir zanaatçı sınıfa ve bu sınıfı destekleyen karmaşık bürokrasili, büyük bir imparatorluğa sahip olmalarına karşın, İnka sanatında çömlekçilikten çok altın ve gümüş işlere, bir de görkemli taş yapılara ağırlık verilmiştir. Çömlek tekniği yetkinleştirilmekle birlikte üretilen parça sayısı çok sınırlı kalmıştır. En tipik biçimler, çift saplı Yunan aryballos'larına benzeyen büyük kaplarla kulpları yukarı kıvrık, yayvan tabaklardır. Bezeme çoğunlukla geometrik düzenlemelerden oluşur. Ancak hiçbir zaman Moçika çanak çömleklerindeki çeşitliliğe ve ayrıntı inceliğine ulaşılamamıştır.

kaynak: Ana Britannica
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
9 Ocak 2017       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM

Banshan çanak çömleği

Ad:  Banshan çanak çömleği.jpg
Gösterim: 7265
Boyut:  33.4 KB

Çin’in Neolitik Çağma ait boyalı çanak çömlekler.
İlk kez 1923’te Kuzey Çin’de Gansu bölgesindeki Banshan yerleşim yerinde bir mezarda bulundukları için bu adla anılır. Başka Neolitik bulgular gibi, Banshan’a ilişkin tarihler de kesin değildir. Ama Banshan çanak çömleğinin genellikle İÖ 2500-2000 arasında yapıldığı kabul edilmektedir. Bazı uzmanlar bu dönemi İÖ 3000’lere değin uzatmakta, bazılarıysa İÖ 1500’lerde hüküm sürmüş olan Shang hanedanı dönemi ile sınırlamaktadır. Örneklerin çoğunu geniş ölü küpleri oluşturur. Birkaç tane de derin kâse bulunmuştur. Kâselerin dış yüzeyi kırmızımsı kahverengidir.

Üzerlerine çoğunlukla siyah boyayla ve belki de fırçayla geometrik desenler ya da stilize insan, balık, kuş figürleri yapılmıştır. Sır kulanılmamıştır. Çömlekler genellikle kangal (sarmal) tekniğiyle, bazısı da ağır dönen çömlekçi çarkıyla yapılmıştır. Kulplar, küplerin alt bölümüne yerleştirilmiş ve burası bezemesiz bırakılmıştır. Yunan Geometrik dönemi öncesine ait birçok ölü küpünde de aym özellik gözlenmektedir. İlk başlarda az sayıda ele geçmesinden ötürü değerinden fazla önem verilen Neolitik Çin çanak çömleği ülkede 1950’den sonra arkeolojik etkinliklerin artmasıyla gerçek yerini bulmuştur.

kaynak: Ana Britannica
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
9 Ocak 2017       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM

ÇÖMLEKÇİLİK

Ad:  ÇÖMLEKÇİLİK.jpg
Gösterim: 5079
Boyut:  32.4 KB

Pişirilebilir gre ya da topraktan vazo, tabak, testi ve çeşitli mutfak aletleri yapımı.

—Antropol. Çömlek yapımında kullanılan kilin, pişimi sırasında daha dayanıklı olması için, bir hazırlık işleminden geçirilmesi gerekir. Saman, ot, talaş, odun külü, hayvan kılı ya da tüyü gibi organik maddelerin eklenmesiyle (bu maddeler, pişim sırasında, genellikle kara izler bırakarak yok olurlar ve hamuru daha hafif ve gözenekli duruma getirirler) kil, arıtılıp yağsızlaştırılır. Bu işlem, yağsızlaştırıcı minerallerin (çoğunlukla kum) ve kimi zaman, pişmemiş kille aynı bileşimdeki şamotların kullanılmasıyla da yapılabilir. Böylece hazırlanan mase, şekil verilmeden önce, daha iyi tutması için, yumruk ya da tokmakla yoğrulup dövülür.

Üç tür şekil verme vardır:

birincisine modlaj denir.


Bu yöntemin de çeşitli türleri vardır:
  • blok modlaj (mase topağı oyularak kenarları elle ya da tokaçla yavaş yavaş inceltilir) [zenci Afrika, Güney Amerika];
  • ayrı parçalarla modlaj (yoğrulmuş mase topakçıklarının ya da levhacıklarının eklenmesiyle);
  • kolombin tekniğiyle yapılan modlaj (çömlek, yarım silindir biçimindeki mase ve sarmal bir biçim verilerek ve kenarları perdahlanıp yükseltilerek oluşturulur) [Afrika, Melanezya ve Amerika),

ikinci şekil verme biçimi,kalıplama tekniğidir.


Gelişmiş toplumlarda (Akdeniz dünyası, Uzakdoğu) da rastlandığı için, bunun yalnızca çok eski çağlara özgü bir teknik olduğu söylenemez. Kiremit, boru ya da heykelciklerin yapımında kullanılan kalıplama tekniği, ya heykelciklerin yapımında olduğu gibi bir dışkalıbın ya da eriyen balmumu tekniğinde olduğu gibi yok olup giden bir iç kalıbın (örneğin, pişirme sırasında yok olan saman tıkaç) kullanılmasıyla gerçekleştirilir.

Üçüncü şekil verme biçimi, çekme’dir.


Bu, apayrı iki tekniği kapsar: birincisinde çömlek, şekil verildiği sürece bir eksen çevresinde ağır ağır dönen bir altlık üzerine yerleştirildiği halde, İkincisinde, sürekli olarak çok hızla dönen bir çark üzerine yerleştirilir ve maseyi yükseltip şekillendirmek için çömlekçinin parmaklarıyla hafifçe bastırması yeter. Kurutma, birçok aşamada gerçekleştirilir. Mase sertleşince, dış çıkıntılar (kulplar, vb.) eklenir, taslak cilalanır ve baskıyla ya da bir boya ya da astar uygulamasıyla süslenebilir; sır, emay ya da reçineyle sugeçirmez duruma getirilebilir. Bundan sonra pişirme işlemine geçilir. En ilkel fırınlar, toprak üzerine istiflenmiş çömleklerin, çalı çırpıyla kaplanması sonucu oluşturulur. Ama bu tür fırınlar, yüksek sıcaklıklara ulaşma ya da pişirmeyi ayarlama (Afrika) olanağı vermez. Avrupa ve Asya’da, pişirme sıcaklığını daha iyi ayarlamayı sağlayan çeşitli tipten fırınlar (yuvarlak, tünel fırın) kullanılır.

Çömlekçilik ürünlerine ilişkin çeşitli sınıflandırmalar vardır. A. Brongniart’ın sınıflandırması, masenin sertliğini, P. Munier'ninkiyse, masenin bileşim ve niteliğini göz önüne alır. Böylece, iki büyük çömlekçılik kategorisi ayırt edilir. Yumuşak i çömlekçilik, en eski çömlekçilik türüdür ve z gözenekli, çelikle çizilebilir, az çok tıkız, ama her zaman mat renkli ve yüksek sıcaklıkta pişirime dayanıksız masesiyle ’ ötekilerden ayırt edilir. Pişmiş topraktan sırsız çömlekler, sırlı çömlekler, fayans denilen çinili çömlekler, genellikle bu ad altında toplanır. Katı çömlekçilikse, yapımya da süsleme tekniklerinin büyük farklılık göstermesine karşılık, nitelikli fayanslarla greleri kapsar.

Son olarak, bir üçüncü kategoriden de söz edilebilir: İslam dünyasına özgü silisli çömlekçilik. Fransa. çömlekçilikte kullanılan toprak yatakları bakımından çok zengindir. Galya-Roma döneminden başlayarak birçok çömlekçilik merkezi etkinlik göstermiş ve ürünleri hem teknik, hem de biçim bakımından farklı birçok merkez, daha sonra bunların yerini almıştır. Daha XVI. yy. ortalannda, üstün nitelikleriyle dikkati çeken Beauvaisıs, Saintonge ve Normandiya çömleklerini bu arada sayabiliriz. Maine, Lıgron ve Courcelles çömlekçilik merkezleri, özgün ürünleri dolayısıyla XVIII. yy 'da ün kazanmışlardır. Le Berry, topraklarının bileşimi dolayısıyla, yüzyıllardan beri gre çömlekçilerinin en sevdikleri yerdir. ilkin Fransa'nın kuzeyinde başlayan nitelikli fayans yapımı, XIX yy.'da, tüm ülkeye yayılmıştır (Lunöville, Douai, Creil, Montereau).

Anadolu'da çömlekçiliğin geçmişi Yenitaş dönemine (yaklş. İ.Û. 7250-5500) değin inmektedir En önemli yenitaş dönemi yerleşmelerinden olan Çatalhöyük’ ün ilk katmanlarında el yapımı, krem renkli, perdahlı, basit kâseler, dar ağızlı çömlekler, koyu renkli, ince astarlı mutfak kapları, daha üst katmanlardaysa boyalı, kırmızı ve devetüyü renkli kaplar ele geçmiştir. Bunlar basit, az bezemeli örnekler olmakla birlikte, tekniklerinin üstünlüğüyle dikkati çekerler. Krem rengi astarlı, perdahlı Hacılar çanak çömlekleri arasında fincanlar, kâseler, hayvan biçimi kaplar vardır. Mersin Yümüktepe'de, el yapımı, tümü iyi pişirilmiş ve perdahlanmış, kimileri bezemeli kâseler, çömlekler, tabaklar, siyah, gri, kahverengi ya da kırmızı renkli kaplar bulunmuştur. Bakırtaş dönemınde de el yapımı çömlekçiliğin sürdüğü görülür. Bu dönemde Hacılar çömlekçilig, yapım tekniği ve bezemeleriyle tüm Onasya ve Ege dünyasında doruğa ulaşmıştır. Kuruçay'da ortaya çıkarılan çanak çömlekler Hacılar düzeyinde değildir. D. Anadolu'da Erzurum ve çevresinde Karaztürü bir çömlekçilik gelişmiştir. Bakırtaş döneminden ilk Tunççağ'a geçiş evresinde D. ve G.-D. Anadolu’da çokça rastlanan bu tür, siyah ya da kırmızı boyalı, astarlı, perdahlı, geniş şerit kabartmalıdır. Kaplar yuvarlak karınlı, dar ve yuvarlak dipiidir. Bir bölümünde karınlar dirsekli, ağızlar dışa taşkındır.

ilk Tunççağ'da çarkın kullanılmaya başlamasıyla çömlekçilik daha da gelişmiş, üretim artmış, dışsatım başlamıştır. Dönemin en önemli buluntu yerlerinden biri, Truva'dır. Özellikle VI A katmanında, üstün teknikte, çark yapımı, koyu buğday rengi astarlı kâseler, kadehler, meyvelikler, çift kulplu kaplar ortaya çıkarılmıştır. Özellikle çift kulplu kaplar Orta Anadolu ve G.-D. Anadolu’ya değin çok geniş bir alana yayılmıştır(Karaoğlan,Hacıbektaş, Gedikli). Truva ve B. Anadolu çömlekçileri. ana tanrıça motifim yapıtlarında çeşitli biçimlerde işleyerek, Anadolu'nun eski ana tanrıça geleneğini sürdürmüşlerdir. Bir yangınla son bulan Truva VI A katmanının üzerindeki VII B 2 katmanında, yabancı bir kültürün ürünü olan, kaba nitelikli, el yapımı çanak çömlekle karşılaşılır. Bir başka önemli merkez olan Babaköy-Yortan çanak çömleğinin önemli bölümü, ölü armağanları türünde, çeşitli büyüklükte gaga ağızlı testiler, güzellik malzemelerinin konduğu kapaklı kutular, koku şişesi biçiminde kaplardır.

Asur ticaret kolonileri çağı örnekleri, çeşitliliği ve oranlarındaki uyumla dikkati çeker. Bunların iki kulplu olanları yunan kantharoslarına, dört kulplularıysa Truva VI A kaplarına benzetilir. Kaneş karum (Kültepe) buluntularının en ilginçleri, hayvan biçiminde kült kaplarıdır. Bu dönemden Acem höyük buluntularında madeni yapıtlardan esinlenildiği görülür. Çift kulplu içki kaplarının bir bölümünde gövde ve kulplar burmalıdır.

Eski Anadolu geleneğini sürdüren hitit çanak çömlekleri, başlangıçta tek renkli ve boya bezemelidir. Dinsel işlevi olanların yapımı daha özenlidir. Hayvan biçiminde kült kapları, gaga ağızlı testiler, çift kulplu içki kapları, çoğunlukla madeni yapıtları örnek alır. Boğazköy'de bulunmuş üzüm salkımı ve kule biçimindeki tören kapları, dönemin özgün ürünleridir.

Urartular’ın parlak perdahlı, tek renkli çanak çömlekleri de Anadolu geleneğini sürdürür. Madeni yapıtların biçim ve süslemelerinden etkilenen Phrygia kapları tek ya da çok renklidir. Bunların bir bölümünde tüm yüzey geometrik motiflerle kaplanmış, bir bölümünde de bu motiflerin arasına hayvan figürleri işlenmiştir. Yandan oluk emzikli ve süzgeçli, dik yüksek kulplu kaplar dönemin özgün örnekleridir. Lydia çanak çömlekleri özellikle biçim açısından yunan etkisi gösterir. Ancak koku ve krem kabı olan lydionlar Lydia'ya özgüdür.

Anadolu çömlekçiliği Eskiçağ'dan beri gelişkin olduğu yörelerde, kısıtlı ölçülerde de olsa etkinliğini sürdürmektedir (Çanakkale, Kütahya, Nevşehir [Avanos], Erzurum [Aşkale, ispir], Diyarbakır, Elazığ, Erzincan [Tercan], Gümüşhane Tunceli, Malatya, Konya [Aksaray], Bilecik [Pazareli], vd ). Kimi küçük ayrılıklarla benzer biçimlerdeki küpler, güveçler, ibrikler, çanaklar, tencereler, mangal kapakları, kulplu ve kulpsuz bardaklar, tabaklar, kâseler, saksılar ve vazolar sırlı ya da sırsızdır. Bu kaplar yöreden yöreye değişen adlarla anılırlar (çatal, bocut, cebece, duğran, yüzlük, kürsü, petek, alibaba, aslanağzı, lenger, dağar gibi).

Kaynak: Büyük Larousse
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

11 Ekim 2009 / Misafir Cevaplanmış
9 Ocak 2017 / ThinkerBeLL X-Sözlük
9 Ocak 2017 / MaRCeLLCaT X-Sözlük
6 Şubat 2015 / parola21 Cevaplanmış
7 Haziran 2009 / Kral_Aslan Rüya Tabirleri