Arama

Yerdeğiştirme Projesi (Claytronik)

Güncelleme: 21 Ağustos 2013 Gösterim: 4.709 Cevap: 2
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
11 Haziran 2010       Mesaj #1
Avatarı yok
Yasaklı
Yerdeğiştirme Projesi (Claytronik)

Sponsorlu Bağlantılar

Aynı Anda İki Yerde Birden Olmak
Bilim insanları, maddelerin ‘yer değiştirebileceği’ni birkaç yıl önceki bir fizik deneyinde görünce, şimdi hızla bir ‘yer değiştirme projesi’ni gerçekleştirmeye koyuldular.
Projenin adı ‘Claytronik’ Claytronik, farklı bir mekanda maddelerin (belki bir doktorun!) üç boyutlu görüntülerini gerçekmiş gibi gösterebilecek...
Işınlanmanın veya bir maddeye yer değiştirtmenin bilimsel adı teleportasyon. Ne yazık ki, günümüz insanı için ışınlanmak henüz hayal. Ancak iki bilim insanı Seth Goldstein ve Todd Mowry’ın araştırmalarının önümüzdeki yılların ilgi odağı haline geleceği de kesin. Ne yapıyor bu iki araştırmacı?
Bilgisayar bilimcisi bu ikili, insanların 3 boyutlu fiziksel görüntülerini çoğaltacak akıllı bir ürün geliştirmeye çalışıyor.
Eğer her şey yolunda giderse bir internet bağlantısı ile kendinizi bir başka mekana yansıtabilecek ve bir tutam ‘akıllı nano toz’ ile kopyanızı birleştirebileceksiniz.
Goldstein ve Mowry’nin projeleri henüz daha bebeklik aşamasında. Birbirleri ile kablosuz bağlanan nano bilgisayarlardan oluşan bu yeni ürün, anlık bir zaman dilimi içinde, muzdan insana kadar her türlü cisim ve varlığın bir kopyasını oluşturabilecek. Claytronics adı verilen bu projede atomun tek partikülleri de ‘claytronik atom’ ya da kısaca ‘catom’ diye tanımlanıyor. Gelin biraz izah etmeyle çalışalım...
Örneğin evinizdeki bir tutam catom, doktorunuzun 3 boyutlu şeklini odanın içine getirebilir ve doktorunuz nabzınızı ölçebilir. Bu arada gerçek doktor kendi muayenehanesinde kameranın önünde oturuyor ve sizin claytronik bileğinizi tutuyor... Evinizdeki doktorun muayenesi bittikten sonra görüntüsü ayrışıyor, arkasında bir sürü kristal bırakarak... Belki de bu kristal zerrecikler sonra bir hareketli heykele ya da bir sandalyeye dönüşecek.

Claytronik Cep Telefonu
Evet fiziksel olayları böyle uç noktalarda anlayabilmek, biraz bilim kurgusal düş gücü gerektiriyor. Bir masal gibi geliyor bize, çünkü örneğin cebinizde taşıdığınız ‘claytronik cep telefonu’ gereksinim duyduğunuz her şeyi dönüştürebilir olacak.
Projenin başarılı olması halinde telekonferans fiziksel bir boyut kazanacak ve tüm katılımcılar claytronik şekilde görüntülenmiş olacak; cerrahlar claytronik olarak büyütülmüş iç organlar üzerinde çalışarak son derece hassas bir şekilde robotik tele-cerrahi gerçekleştirebilecekler.
Şüphesiz bilim dünyası, tüm bu anlattıklarımızın henüz çok uzağında. Ancak bilim insanları claytronik dediğimiz projeyi yaşama geçirmek için yazılım ve donanımlar üzerinde çalışmaya başladılar. Üstelik dünyanın en büyük bilgisayar çipi üreticisi Intel’in de ilgisini çekmeyi başardılar ve bu dev şirket projenin sponsorlarından biri oldu. ABD Ulusal Bilim Vakfı ve İleri Savunma Projeleri Araştırma Ajansı da projeye katkıda bulunuyor.
Başta da belirttiğimiz gibi projenin adı claytronik, ancak isim olarak, ‘sentetik gerçek’ ya da ‘programlanabilir madde’ gibi öneriler de söz konusu.

Catomların Hareketi
Pittsburg’da Carnegie Mellon Üniversitesi‘nde bilgisayar bilimcisi Seth Goldstein ve Mowry, proje ile 3 yıl önce ilgilenmeye başladılar. Goldstein bundan önce nanoteknoloji ile ilgilenirken, Mowry, iki boyutlu telekonferans sistemlerinin geliştirilmesi üzerine çalışıyordu.
Şekilleri ya da kişileri oluşturan bu bireysel robotların her biri, ‘claytronik atom’ ya da catom. Catomların küre şeklinde ve hareket eden parçaları bulunmuyor. Elektromıknatıs ile kaplı bu catomlar kendilerini diğer catomlara bu şekilde kenetliyorlar. Catomların yüzeylerinde ışığa duyarlı diodlar bulunması öngörülüyor, çünkü bu diodlar sayesinde renk değişimi olabiliyor ve robotlar görebiliyor. Şimdi araştırmacılar bunun iki boyutlu versiyonunu geliştirmeye çalışıyorlar. Yeterli sayıda iki boyutlu catom ortaya çıktıktan sonra bu kez biçim değiştirme deneyleri başlayacak. Bunun ardından 100 tane ping pong topu büyüklüğünde ve üç boyutlu hareket eden robotlar yaratılacak.
Goldstein, ‘Bir milimetre çapında catomlar üretmek zor, ama imkansız değil’ diyor. ‘Araştırmaların çoğu, bu kadar fazla sayıda catomun nasıl kontrol altına alınacağı hususunda. Çünkü insan gibi geniş ve hareket eden bir varlık, en azından bir milyar catom demektir’ diyen Mowry, projeyi bir milyar bilgisayarlı bir internet ağına benzetiyor.

Şekil Değiştiren Robotlar
Pennsylvania Üniversitesi’nden araştırmacı Mark Yim, kendi kendine şekil değiştirebilen robot fikrini geliştirmeye çalışıyor. Bu fikrin arkasında yatan neden şu: Bir robot, görevine bağlı olarak şekil değiştirebilecek. Örneğin dar mekanlarda ya da bir borunun içinden geçilmesi gereken durumlarda robot, bir yılan gibi sürünebilirken, tırmanılması gereken alanlarda örümcek gibi ayakları uzayabilecek. Tüm bu araştırmaları zora sokan sorunlardan biri de, görüntülerin nasıl hareket edeceği... Carnegie Mellon Üniversitesi’nde robot teknolojileri uzmanı olarak görev yapan bir Türk bilim insanı da bulunuyor. Metin Sitti’nin projeye katkısı, catomların kenarlarının tropikal bir kertenkele olan gecko’nun mikroskopik tüylerini andıran ve saça benzeyen insan yapımı fiberler ile kaplanması. Sitti, saçların elektriği ileteceğini ve catomlar arasında bir elektrik bağlantısı görevini üstleneceğini savunuyor.

Amerikan Ordusu da Araştırıyor
ABD ordusunun, Uzay Yolu dizisiyle özdeşleşen ışınlama (tele-portasyon) tekniğinin askeri uygulamalarını araştırdığı ortaya çıktı. Uzay Yolu dizisinde mürettebatı bir noktadan bir noktaya transfer etmek için kullanılan teleportasyon, gelecekte tankların ve askerlerin ışınlanmasında mı kullanılacak? Daha önce radara yakalanmayan uçak ve lazer teknolojilerini ABD ordusuna kazandıran Ohio’daki Wright-Patterson Üssü laboratuvarları şimdi ışınlama teknolojilerini araştırıyor. ABD Hava Kuvvetleri ışınlama teknolojilerinin geliştirilmesi için bu konuda uzmanlaşan Warp Drive Metrics şirketi ile de bir anlaşma yaptı. Şirketin ordu için hazırladığı 78 sayfalık raporda, ‘Mevcut teknoloji insanları ve nesneleri ışınlamaktan uzaktır. Bu konuda kaydedilmesi gereken birçok gelişme var’ deniliyor.



Kaynak: Enginbilim(Medyaline)
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
buz perisi - avatarı
buz perisi
VIP Lethe
20 Mayıs 2012       Mesaj #2
buz perisi - avatarı
VIP Lethe
Claytronik

Sponsorlu Bağlantılar
Aynı anda iki yerde birden olmak ister miydiniz? Ya da uzay gemisi Atılgan’ın mürettebatı gibi ışınlanmak? Yo hayır size bir bilimkurgu öyküsü anlatmıyoruz. Bilim, maddelerin ‘yer değiştirebileceği’ni birkaç yıl önceki bir fizik deneyinde görünce, şimdi hızla bir ‘yer değiştirme projesi’ni gerçekleştirmeye koyuldu.

Claytronik, farklı bir mekanda maddelerin (belki bir doktorun!) üç boyutlu görüntülerini gerçekmiş gibi gösterebilecek...
Işınlanmanın veya bir maddeye yer değiştirtmenin bilimsel adı teleportasyon. Ne yazık ki, günümüz insanı için ışınlanmak henüz hayal. Ancak iki bilim insanı Seth Goldstein ve Todd Mowry’ın araştırmalarının önümüzdeki yılların ilgi odağı haline geleceği de kesin. Ne yapıyor bu iki araştırmacı?
Bilgisayar bilimcisi bu ikili, insanların 3 boyutlu fiziksel görüntülerini çoğaltacak akıllı bir ürün geliştirmeye çalışıyor. Eğer her şey yolunda giderse bir internet bağlantısı ile kendinizi bir başka mekana yansıtabilecek ve bir tutam ‘akıllı nano toz’ ile kopyanızı birleştirebileceksiniz.

Goldstein ve Mowry’nin projeleri henüz daha bebeklik aşamasında. Birbirleri ile kablosuz bağlanan nano bilgisayarlardan oluşan bu yeni ürün, anlık bir zaman dilimi içinde, muzdan insana kadar her türlü cisim ve varlığın bir kopyasını oluşturabilecek. Claytronics adı verilen bu projede atomun tek partikülleri de ‘claytronik atom’ ya da kısaca ‘catom’ diye tanımlanıyor. Gelin biraz izah etmeyle çalışalım...
Örneğin evinizdeki bir tutam catom, doktorunuzun 3 boyutlu şeklini odanın içine getirebilir ve doktorunuz nabzınızı ölçebilir. Bu arada gerçek doktor kendi muayenehanesinde kameranın önünde oturuyor ve sizin claytronik bileğinizi tutuyor... Evinizdeki doktorun muayenesi bittikten sonra görüntüsü ayrışıyor, arkasında bir sürü kristal bırakarak... Belki de bu kristal zerrecikler sonra bir hareketli heykele ya da bir sandalyeye dönüşecek...

Uzay yolu gerçek mi oluyor?

Yoksa yakında uzay yolundaki Atılgan’ın mürettebatı gibi ışınlanacak mıyız? Bilim maddelerin yer değiştirebileceğini fark etti. Şimdi hızlı bir yer değiştirme projesini gerçekleştirmeye çalışıyor. Biz bu güne kadar iki yerde birden olmayı sadece astral yolculuklar aracılığıyla gerçekleştirebildik. Parapsikolojide bilokasyon, dedublüman ya da teleportasyon olarak adlandırılan olgunun aslı astral yolculuktur. Yani ruh gücü ile düşünceyi belli bir noktada konsantre etmek başka bir mekana ya da zamana projekte olmak. Parapsikoloji araştırmaları, ezoterizm ve teozofi tarihçe olarak: Bedenimiz bir koltukta otururken, yatakta yatarken veya yolda giderken, düşünce gücü aracılığıyla, astral projeksiyon oluşturarak, bir başka yerde daha olmanın mümkün olduğunu anlatan yaşanmış örneklerle doludur. Bu olguda, Astral beden şuurlu ya da kendiliğinden dışarılaşır.

Teleportasyon; ruhsal enerjileriyle maddeye hakimiyet sağlayabilenlerin, bedenlerini ve eşyayı parçacıklarına ayırarak, atomize ederek, arzu ettikleri yere transfer edip tekrar oluşturulmalarına denir.
Başka bir görüş, teleportasyonu zaman ve mekan bakımından üçüncü boyutu dışına çıkılarak başka bir boyutta yolculuk etmek ya da eşyayı oradan nakletmek olarak açıklamaktadır.
Işınlanma tekniğini aşan bir özellik taşıması nedeniyle teleportasyon, her yüzyılda görülebilmiş ve kerametin kanıtlarının biri olma durumunu hiç yitirmemiştir. (Bkz: Ansiklopedik Metapsişik Terimler Sözlüğü S: 165)

Astral dublenin bedenden hafifçe uzaklaşışı ile astral yolculuk yapılır. Teozofistler ve ezoterik uygulama yapanlar, bu yolculukta astral dublenin ince bir astral kordonla bedene bağlı olduğu kabul edilir, bu yüzden de deneyimi yaşayan kişi, bedene dönmek istediğinde sadece bedende olduğunu düşünmesi yeterli olmaktadır. Ve dublenin bedenden kopması diye bir şey asla söz konusu değildir. Düşünce gücü ile projekte edilen astral duble yine düşünce gücü geri çağrılır ya da deneyime son verilir.

Astral yolculuk köken olarak astral projeksiyon yapabilme gücüdür ve herkeste saklı olarak bu doğal yetenek vardır. Bazı kişilerde çalışmayla ve bilinçli olarak astral yolculuk yaparken bazıları da farkında olmadan kendiliğinden bu projeksiyonu yaşar. Aynı anda iki yerde birden gözükmek bu şekilde mümkün olduğu gibi, bedeni hareketsiz kılarak, medidatif bir hal içinde başka zaman ve mekanlarda dolaşmak da mümkündür.

Çağlar boyunca sadece Mistiklerin, Tibetli rahiplerin, Ermişlerin gerçekleştirdiği bir olgu olarak kabul edilen astral yolculuk aslında son derece sade ve doğal bir metotla konsantre edilmiş düşünceyi yansıtma gücüdür. Ama tabii ki başarılı olmak için kişinin konsantrasyon-telkin-meditasyon-düşünceyi kontrol gibi bazı temel prensipleri biliyor ve uyguluyor olması gerekir ki, maksatlı bir projeksiyonu gerçekleştirsin.

Kendiliğinden oluşan astral projeksiyonların pek önemi yoktur çünkü kontrol edilememektedir ama o kişide böyle bir yeteneğin olduğunu, çalışırsa ilerletebileceğini göstermesi açısından yararlı olabilir. Kendisine ne gibi yarar sağlayacağı ve geliştirmek isteyip istemeyeceği konusunda da birey özgürdür.

Şimdi de bilim çağımıza uygun yeni yansıtma/projekte etme olgusunu kendi kulvarında araştırıyor. Maddelere yer değiştirme projesinin, ışınlanma şeklinde yaşama uygulandığını düşünmek bile çok güzel!...




BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
In science we trust.
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
21 Ağustos 2013       Mesaj #3
Avatarı yok
Yasaklı
Bilgi İlk Kez Başarıyla Işınlandı

7yoi

Bilim insanları, tarihte ilk kez bilgiyi bir noktadan bir noktaya ışınlamayı başardı. İsviçre’de yapılan deneyde, bir bilgisayar işlemcisine benzeyen katı hal devresinde saniyede 10,000 bitlik bigi A noktasından B noktasına aktarıldı.

‘Teleportasyon’, yani ışınlanma, bilgi aktarımı ile ilk kez gerçeğe dönüştü. Zürih’te bulunan Feeral Teknoloji Enstitüsü’nde (ETH) yapılan deneyde, saniyede 10,000 bitlik veri, aralarında 6 milimetre mesafe bulunan A ve B noktaları arasında ışınlandı. Elde edilen başarı, Uzay Yolu’nda gördüğümüz gibi henüz insan gibi büyük kütleli canlı/nesneler için geçerli olmasa da, gelecekte kuantum bilgisayarlar ile elde edilebilecek inanılmaz işlem gücüne dair önemli bir örnek sundu.

Nature dergisinde yayımlanan araştırmada, bilim insanları mikron ölçekli üç elektronik devreyi 7x7 mm’lik bir bilgisayar işlemcisi üzerine yerleştirdi. Devrelerden iki tanesi gönderici mekanizma olarak işlev görürken, geride kalan bir tanesi alıcı görevini üstlendi. Deneyde, işlemci mutlak sıfır noktasına yakın bir dereceye kadar soğutuldu ve ardından devrelerden akım geçirildi. Mutlak sıfır, termodinamik ısı ölçeğine göre bir sistemden daha fazla ısının çekilemeyeceği noktayı temsil ediyor. 0 K veya -273.15 C olarak bilinen bu sıcaklıkta, hiçbir bireysel molekülün hareket edemeyeceği kabul ediliyor.


Kuantum Bilgisayarlar Önemli Adım

Son derece küçük ölçekte ve dondurucu soğukta yapılan deneyde, devredeki elektronlar (kubit olarak adlandırılan kuantum bitleri) kuantum mekaniğine göre tepki göstermeye başladı. Çapraşık, yani bağlantılı hale gelen kubitler, fiziksel olarak birbirlerinden ayrı kaldıklarında bile aynı kuantum durumunu sergilemeye başladı.

Deneyde, gönderici devredeki kubitler, alıcı devredeki kubitlerle çapraşık duruma geldi. EHT ekibi, gönderici devrelerdeki kubitlere bilgi kodladı, ardından alıcı devredeki kubitlerin kuantum durumunu ölçtü. Araştırmacılar, gönderici devredeki kubitlerin kuantum hallerinin, anında alıcı devreye aktarıldığını tespit etti. Kısaca, bilgi iki devre arasında ışınlandı. Gerçekleştirilen yöntem, elektronları kablolar aracılığıyla veya radyo dalgalarıyla havada taşıyan bilgisayarların yaptığından çok farklı. EHT’de yapılan deneyde, tek bir veri parçası bile fiziksel olarak mesafe kat etmedi. Tersine, bir noktada yok olup, bir diğer noktada belirdi.

Geçmişte yapılan benzer deneylerde kuantum bitlerinin transferi daha büyük mesafeler için yapılmış ancak etkinlik çok düşük kalmıştı. EHT’de yapılan deneyde, saniyede 10,000 bit veri ışınlanmasıyla kuantum bilgisayarların inşa edilmesini sağlayacak bir performans elde edildi.
Discovery News’e açıklama yapan araştırma ekibinin başında yer alan Andreas Wallraff, “Bir düğmeye basarak ışınlanma işlemini her zaman yapabiliriz” ifadesini kullandı.


Kaynak: BBC / Nature (16 Ağustos 2013, 09:38)

Benzer Konular

22 Mayıs 2014 / Misafir Cevaplanmış
2 Ocak 2018 / Misafir Uzay Bilimleri
28 Nisan 2017 / _Yağmur_ Mimarlık
17 Şubat 2015 / nötrino Uzay Bilimleri
23 Mart 2016 / Safi X-Sözlük