Arama

Dini Şiirler / İlahiler - Sayfa 19

Güncelleme: 6 Ağustos 2020 Gösterim: 373.371 Cevap: 528
KafKasKarTaLi - avatarı
KafKasKarTaLi
Ziyaretçi
8 Haziran 2006       Mesaj #181
KafKasKarTaLi - avatarı
Ziyaretçi
CANIM EFENDİM
Yıllarca ufkuna bakan gözlerim,
Sponsorlu Bağlantılar
Cemalini ister , canım efendim.
Seni anlatmaktan aciz sözlerim,
Her an erimekte , canım efendim.

Hayat eksenimin sonsuz odaĝı,
Ŏksüz ve yetimlerin sıĝınaĝı,
Sen sabah yıldızlarının ışıĝı,
Sen şefkat elçisi , canım efendim.

Lahuti bir sefer olsa da gitsem...
Kumlara batsam , ayaĝına düşsem,
Gül Ravzan'a varıp kendimden geçsem,
Sen sevda iksiri , canım efendim.

Ay yüzlü , güzel sözlü hem sultanım,
Fedadır can , canan ve bütün varım,
Seninle olmaktır en güzel kararım,
Sen güllerin şahı , canım efendim.

Buzlar erir içimde bitmez savaş,
Gönlümde bir hüzün , gözümde yaş,
Sensizlik içimde kordan bir telaş,
Kalbimin barışı , canım efendim.

Alemlere rahmet rüzgarısın sen,
Kur'an kiliminde en güzel desen,
Benim de rüyama bir defa gelsen,
Can dayanmaz oldu , canım efendim.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Haziran 2006       Mesaj #182
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Nur Ordusu

Sponsorlu Bağlantılar


"Sokaklar çamur ve zift", ne dersen de
Sonsuz Nur da böyle başladı işe.

Karanlıklar aydınlık, aydınlıklar karanlık
Nur süvarilerinin kılıncıyla yırtılır karanlıklar artık,

Sağda bebek ağlaması, solda anne çığlıkları
Sineme düşen kezzap masum yavruların gözyaşları

Ah oynaşan bebek, ah garib yavru
Bekliyor kapıda zalimlerin en mağruru

Korkma yavru korkma yalnız değilsin sen
Geldi Kutsiler Ordusu şafaktır bu söken

Ne zalim kalır gayri ne de ateşîn su
Yayılır ovalara yamaçlara gül kokusu

Ordumun en önünde kanatları yerde kartal
Tanrı Dağları bile haşyetle ayağa kalkar.

Hoşgeldin kutlu Nebi, alemlere rahmetsin,
Kutsilere rehber-i güzîn, insanlığa şefaatsin.

Gülmekte bebeler ve şükretmede analar
Nur Ordusu’nu bekler daha nice diyarlar.

Yolun açık olsun ey Nur Ordusu,
Şanlı kumandan İnsanlığın İftihar Tablosu!...



Muammer Bilgiç
KafKasKarTaLi - avatarı
KafKasKarTaLi
Ziyaretçi
8 Haziran 2006       Mesaj #183
KafKasKarTaLi - avatarı
Ziyaretçi
SEN DOĞDUN YA RESULULLAH

“Ve ma erselnake illa rahmeten lil alemin”

Seni anlayabilmek,
Seni anlatabilmek, Seni yaşayabilmek,
Seni canından çok sevebilmek,
Anam babam Sana feda olsun diyebilmek,
Canımı yoluna serebilmek,
Getirdiklerini benimsemek,
Ayaklarının altına aldıklarını terk edebilmek,
Seni yazabilmek,
Yürekler güç yetirdiğince,
Kalemler yazabildiğince,
Denizler mürekkep olup yettiğince,
Senden kat reler yazabilmek,
Yoksa Seni yazabilmek MÜMKÜN MÜ?
Mümkün değil YA RESULULLAH !..
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Haziran 2006       Mesaj #184
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
CAMİLER

Camilerdir alıp götüren bizi
Beyaz ülkelere, sonsuza kadar.
Camilerdir göstererek ak izi…
Bizi içimizden beyaza boyar.

Duvarında ayet ayet nakış var
Bir mana doldurmuş büyük kubbeyi.
Kandil kandil içimizde ışıklar,
Bir yanar,bir söner anarken seni.

Kimbilir kaç asırüstünden geçmiş
Sülüsler, celîler, talikler durur.
Hangi el, hangi ruh ve nasıl seçmiş?
Ki kokusu yıllar yılı duyulur.

Mihrabı, minberi, minaresiyle
Öteye açılan kapı bu mudur?
Şadırvanda şırıl şırıl sesiyle,
Durmadan yıkanan yapı bu mudur?

Bir ruhu abide yapan usta el
Taşa en ilahi manayı vermiş.
Aranan doğruluk, iyilim, güzel
Abide halinde toplanıvermiş.

Bir el ki, arkadaş olsun göklere
Diyerek kubbeyi göğe uzatmış.
Çil çil, kubbe kubbe geçtiği yere,
Altın yaldızıyla mührünü atmış.

Müezzin çıkarken fethe gökleri
Müminin elleri Hakka açılır.
Ne duydukları, ne gördükleri,
Bir nur ortalığa durmaz saçılır.

Beş vakit okunan ezan sesinde
Bambaşka dünyadan bir çağrı vardır.
Şahadet getiren minaresinde
Taşlar omuz omza yaslanmışlardır.

Ey kubbe, şadırvan, minaresiyle
Bizi içimizden kuşatan mânâ.
Ve günde beş vakit ezan sesiyle,
Bizi kavuşturan sonsuz zamana.

Camilerdir, alıp götüren bizi…
Beyaz ülkelere, sonsuza kadar.
Camilerdir, göstererek ak izi,
Bizi içimizden beyaza boyar.
Rıfkı Kaymaz
(Muştu,sh.11)
KafKasKarTaLi - avatarı
KafKasKarTaLi
Ziyaretçi
10 Haziran 2006       Mesaj #185
KafKasKarTaLi - avatarı
Ziyaretçi
KIL NAMAZINI
Ey kul! kıl namazını,yap taatini
Ne zamandır bilinmez ölüm saati
Kıldıysan namazı kazandın cenneti
Elde ettin iki cihan saadeti

Namaz dinin direğidir,temelidir
Rabbimizin kullarına bir emridir
Kim olur ki bu emri yerine getirir
O kişinin dini sağlam ve diridir

Kıl namazını ihlasla,samimiyetle
Hergün devam et sabırla,dirayetle
Hep yanyana ol camide cemaatle
Her yanın dolsun rahmetle,bereketle

Namazlar mümin kulların miracıdır
Yüzünün nuru,imanının tacıdır
Her insanın mutlaka ihtiyacıdır
Dertlerin,sıkıntıların ilacıdır

Ahrette ilk sorgu sual namazdandır
Namaz kılmak müminlerin şanındandır
Onların tahtı zümrütten,altındandır
Cennette giysisi ipek kumaştandır
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
10 Haziran 2006       Mesaj #186
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Gönlümün rosebü



Sen’i seven her ruh uludur ya Resûlallâh!
Gönlü-gözü onun doludur ya Resûlallâh!



Cemâlin pertevinden zerre şevk alan billâh,
Kapının ayrılmaz kuludur ya Resûlallâh!


Beklemez bir başka iltifât Sana erenler,
Semtin iltifat buğuludur ya Resûlallâh!


Gönül gözleriyle bir kere seni görenler,
Onlar ruhların bir koludur ya Resûlallâh!


Uçuşur ikliminde altın kanatlı kuşlar,
İklimin kuşların yoludur ya Resûlallâh!


Cennet yamaçları gibidir orda ufuklar,
Cemâlin bu ufkun tülüdür ya Resûlallâh!


Sana ermek imanlı gönüllerin rüyâsı,
Seni bilmeyenler ölüdür ya Resûlallâh!


Vuslatın, bu garip kıtmîrin her dem hülyâsı,
Bu benim gönlümün gülüdür ya Resûlallâh!
KafKasKarTaLi - avatarı
KafKasKarTaLi
Ziyaretçi
12 Haziran 2006       Mesaj #187
KafKasKarTaLi - avatarı
Ziyaretçi
BİR YOLCUYUZ BU GURBETTE

Biz yolcuyuz yaratılıştan haşire doğru,
Her insan mutlaka yürüyecek bu yolu,
Her anı insan oğlu için imtihanla dolu,
Sabır ile şükretmek kazanmanın yolu.

Acılar musibetler dikenleridir bu yolun,
Küçük günahlarına kefareti olur kulun,
Anlasa gafil insan hiç isyankar mı olur,
O kapının eşiğinden hiç uzakta mı olur.

Seni görememek asla hiç mümkün değil,
Kör,sağır olsak da bu hiç mümkün değil,
Çiçeğe bakıp seni görmeyen insan değil,
Soluk alıp da şükür etmeyen insan değil.

Bu yolculuk insanı alır, iki sona götürür,
Cennet veya cehenneme insanı götürür,
Mevla cennete şeytan ise ateşe götürür,
İnsanlık sırrına ereni,Rab’ bine götürür.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Haziran 2006       Mesaj #188
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
HİCRET. . . RRAVZA GÖNDERDİ


Elimin içine soğuğunu akıtan kurşundan bir kalem var...Ağlıyor...ve
defterin içine akıtıyor gözlerindeki nemi.
Keşke diyor, böyle nem akıttığım gibi, Peygambere atılan taşlara siper
etseydim kendimi.
Elimde ağlayan bir kalem, keşke diyor bir müşrikten dökülen kötü
sözlere, dökseydim içimi...
Elimde ağlayan bir kalem keşke diyor, Hz.Muhammed’in(s.a.v) Mekke’ye
vedasından önce, Hz.Ali’ye bıraktığı emanetler içerisinde, bir garip
gözyaşı akıtsaydım...
Yazsaydım...Ya Muhammed (s.a.v), bırakma Mekke’yi...Ya Muhammed (s.a.v)
gülüşünden mahrum bırakma merhamet iklimini




HİCRET. . . RRAVZA GÖNDERDİ


Elimin içine soğuğunu akıtan kurşundan bir kalem var...Ağlıyor...ve
defterin içine akıtıyor gözlerindeki nemi.
Keşke diyor, böyle nem akıttığım gibi, Peygambere atılan taşlara siper
etseydim kendimi.
Elimde ağlayan bir kalem, keşke diyor bir müşrikten dökülen kötü
sözlere, dökseydim içimi...
Elimde ağlayan bir kalem keşke diyor, Hz.Muhammed’in(s.a.v) Mekke’ye
vedasından önce, Hz.Ali’ye bıraktığı emanetler içerisinde, bir garip
gözyaşı akıtsaydım...
Yazsaydım...Ya Muhammed (s.a.v), bırakma Mekke’yi...Ya Muhammed (s.a.v)
gülüşünden mahrum bırakma merhamet iklimini...
Mekke’de hurma ağaçlarının gözlerinden aktı şefkatinin şerbetine
bulanmış gözyaşları...Bir yağmur yağacaktı belki, çocuklar kumdan
arabalarının arkasında, senin ayak izlerini taşıyacaklardı. Mekkenin yetimleri
asıl sen gidince yetim kaldı.
Bir çocuğa sorsan belki ağlamaktan konuşamayacaktı, sen onların başını
okşadığında rüzgar duana tutunup güneşe sarınacaktı.
Mekke sokakaları sordular sanki, Ya Muhammed (s.a.v) Cennetin sokağına
varacak olan ayaklarını, bir daha bağrımıza basamayacakmıyız.
Ya Muhammed(s.a.v), Ebubekir’le beraber gelirken sen, üzerimizde duran
şükür secdesine kapanmış taşların gözyaşlarına karışamayacakmıyız bi
daha.
Yetimliğine ağlayan şu gözyaşlarıda, şimdi gözyaşı döküyor…soruyorlar;
Mehammed nereye gidiyor...
O gece Hz.Ali ve Hz.Ebubekir biliyor gerçeği. Müşrikler kumların
üzerinde Muhammed’in kanını akıtmayı düşünürken, Hz.Ali vardı Muhammed’in
yanında.
Cebrail dedi: Ya Muhammed(s.a.v) bu gece yatağında uyuma.
Hz.Ali girdi Muhammed’in cennet döşeli yatağına, Mekke’nin gecesi
ağlıyor ve ağlayarak daha çok karanlığa gizleniyor, bütün müşriklerin
gözlerine iniyor gece, iniyor ki göremesin müşrikler Allah’ın Rasülünü.
Hz.Muhammed(s.av) ve Hz.Ebubekir sığındılar Sevr mağarasının kalbine.
Sevr heyecanlı...bir Peygamber var içinde. Servin kalbi çarpmakta ve
Peygamberi saklayacak kuşların kanat sesleri içinde yankılanmakta .
Güvercinler kanatlarını Peygamberin merhameti gibi içine aldılar.
Ve yuva kurdular bir dua gamzesi gibi kondular Sevr mağarasının
yanağına, örümcekler ağlarını nurdan bir iplikle ördüler Sevr mağarasının
yüzüne. Sevr mağarası sevinçten ağlar gibi sanki, çünki içinde bir
Peygamberi saklamakta, ve Ebubekir’in saçlarına akmakta, Sevr mağarasının
sevinç gözyaşları.
Müşrikler Sevr mağarasının önüne geldiklerinde, müşriklerin
acımasızlığına nurdan bir ağ ördü örümcekler.
Ve bilselerdi Muhammed’i bir daha göremeyecekler, yollarını değiştirip
acımasızlığın kılıcını Sevr mağarasına çekmekten vazgeçecekler...
Müşrikler gitti servin önünden, kuşlar alınlarını yeni kaldırdı şükür
secdesinden.
Hz.Muhammed Ebubekir’le çıktı servin kalbinden. Örümcekler
dediler..Ağımızı bir daha mübarek ellerin delsin. Kuşlar dediler,ya Muhammed, senin
kalbin gibi çırpalım kanatlarımızı ve Medine’ye gitki dinsin seni
bekleyenlerin kalbindeki sızı.
Kumlar Peygamberin ayakları altında ezilmek için, birbirlerini
ezdiler.Hz. Muhammed geliyordu, bunu tane tane sezdiler, Medineliler
Hz.Muhammed’i(s.a.v) beklediler hurma ağaçlarının gölgesinde ve duydular ki
Hz.Muhammed Kuba’da ve öğrendiler ki Hz.Muhammed (s.a.v) Kuba’da bir mescid
yaptırmış, alnındaki nur damlarlı dökülmüş Kubanın topraklarına ve ilk
Cuma namazı , ilk tekbirler, ilk şükürler, duaların arasından yeşeren
ilk şükür tohumları Kuba’nın bağrında. Kuba ağlıyor ve çağırıyor, gelin
eyy inananlar Hz.Muhammed (s.a.v) burada, Ebubekir burada... tekbirler
müşriklerin mühürlenmiş kulaklarında patlıyor. Allahuekber diyor
Peygamberin eline dokunan Kubanın duvarları, Allahuekber...
Medinenin ağaçları gözyaşları içinde, Medine’nin kumları ayakta,
Hz.muhammed(s.a.v) Hz Ebubekir’in yanında.Hz.Muhammed geliyor meleklerin
kucağında, Medine günlerdir bekliyor geliyor kalk Medine Hz.muhammed(s.a.v)
sana geliyor...Çocuklar indiler develerin üzerinden, koştular damlara,
develer süpürdüler eğilerek Peygamberin ayak bastığı Medine
topraklarını, kadınların dilinden dökülen şiir sanki Peygambere dökülen nurdan bir
nehir,
...Ay doğdu üzerimize veda tepelerinden....
Müslümanlar şükür secdesine kalktılar, hepsinin yüreğinden döküldü
kasvet taşları ve hepsinin gözlerinden aktı şükrün yaşları,
Ya Muhammed hoş geldin,
Ya Muhammed nurun senden önce geldi Medine’ye.
Ya Muhammed hoş geldin
Ya Muhammed hoş geldin...
Hüzün kaydı bir yıldızın kaydığı gibi hicret gecesinden.
Bu hicret unutulmayacak...Bu hicret inananların kalbinden Allah’a doğru
akan rahmet ırmaklarını hatırlatacak.
Bu hicret tane tane konuşulacak.
Bu hicret bize gelişin, bizim sana gidişimiz
Bu hicret alınların secdeye sığınması,
Bu hicret bir müşrikin kalbinde çatırdayan mührün açılışı ve kanayışı,
Bu hicret bir müminin Allah’a yakarışı...


Hicretin 1427.yılında seni düşünüyoruz.
Kalplerimizi salavatlar içine sararak, senin şefaatine nail olacağımız
günü bekliyoruz.
Ya rasulallah sen Medine’nin beklediği, Mekke’nin özlediğiydin…Seni
kalplerine mescid yapan Müslümanların kalbinde bekliyor ve özlüyoruz…


...Allahümme salli ala seyyidina Muhammed’in ve ala ali Muhammed...





555hnhn555uu
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Haziran 2006       Mesaj #189
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
ALLAH’IM

Ellerim Sana açık, kalbim Senden duacı
Affet benim günahım, dursun artık bu acı.
Yabancı her şey bana, ah bu dünya yabancı,

Şu günahkâr hâlimden kurtar beni ey Şahım.
Ayırma daim beni Senden rahim Allah’ım.

Geldim nurlu yoluna, ilâhî kelâmınla
Nasıl çıkarım Yarab, bu hâlle huzuruna.
Mağfiret kıl ilâhi, şu günahkâr kuluna,

Mağfiret kıl, bağışla dursun artık hep acım,
Göster bana doğru yol, ey benim kurtarıcım.

İstemem artık Yarab,ne eğlence, ne de mal
Bir tek istediğim var, bulsun imanım kemâl
Sensiz bana bu dünya, hem cehennem, hem zindan,

Ayırma beni Senden yol bulamam penahım,
Yardım et hem bağışla, kurtar beni Allah’ım.

YUNUS TENER
Erzincan 1968
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
12 Haziran 2006       Mesaj #190
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Gülme Gülme Ağla Gönül

Bir garibsin şu dünyada
Gülme gülme ağla gönül
Derdin dahi çoktur senin
Gülme gülme ağla gönül

Ebubekir sıddık veli
O'dur peygamberin yari
Hani Ömer, Osman, Ali
Gülme gülme ağla gönül
Birgün ola ecel gele
Kullar kulluğunda kala
Cümle mahluk toprak ola
Gülme gülme ağla gönül

İşi gücü cevru cefa
Dünya kime kıldivefa
Hani Muhammed Mustafa
Gülme gülme ağla gönül

Onlar cihane geldiler
Hep gittiler kalmadılar
Gülmediler ağladılar
Gülme gülme ağla gönül

Aşık Yunus söyler sözü
Kanlı yaşlar döker gözü
Eğer yazın eğer gözün
Gülme gülme ağla gönül

Benzer Konular

2 Ekim 2006 / Misafir Din/İlahiyat
26 Ocak 2007 / Misafir Din/İlahiyat
2 Eylül 2006 / Misafir Müslümanlık/İslamiyet
1 Mart 2007 / NihLe Taslak Konular
14 Ağustos 2006 / Misafir Taslak Konular