Arama

İslam Dininde Cennet ve Cehennem - Sayfa 3

Güncelleme: 23 Şubat 2012 Gösterim: 86.120 Cevap: 32
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
24 Mayıs 2010       Mesaj #21
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Cennet’te allah’ın görülmesi nasıl olacaktır?

Sponsorlu Bağlantılar
Cerir b. Abdullah el Becelî (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Rasûlullah (s.a.v.)’in huzurunda oturmakta idik Rasûlullah (s.a.v.) dolunay durumundaki aya baktı ve şöyle dedi Siz Rabbinizin huzuruna varacaksınız ve şu ayı gördüğünüz gibi onu görecek ve görme konusunda bir zorluk ve sıkıntıyla karşılaşmayacaksınız. Dolayısıyla gün doğmadan önceki namaza ve gün batmadan önceki namaza gücünüz yettiği sürece devam edin dedi ve şu ayeti okudu: “…Güneşin doğmasından ve batmasından önce Rabbinin sınırsız kudret ve yüceliğini tüm eksiksiz övgüleriyle an…” (Taha sûresi: 130) (Buhârî, Mevakıt: 17; Müslim, Mesacid: 27)
Tirmizî: Bu hadis hasen sahihtir.

Suheyb (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.); “İyi ve yararlı işler yapmakta devamlı ve kararlı olanlara karşılık olarak iyisi ve ondan daha fazlası vardır.” (Yunus sûresi: 26) ayeti hakkında şöyle buyurdu: Cennetlikler Cennete girdiklerinde bir tellal: Sizin için Allah’ın verdiği bir sözü vardır diye bağıracak… Cennetlikler de diyecekler ki bizim yüzümüzü ak etmedi mi? bizi ateşten kurtarmadı mı? bizi Cennete sokmadı mı? Melekler evet diye cevap verecekler bundan sonra perde açılacaktır. Rasûlullah (s.a.v.) şöyle sözünü sürdürdü: Allah’a yemin ederim ki, Allah o gün Cennetliklere kendisini görmekten daha sevimli bir şey vermemiştir. (Müslim, İman: 27; İbn Mâce, Mukadime: 17)
Tirmizî: Bu hadisi sadece Hammad b. Seleme, müsned ve merfu olarak rivâyet etmektedir. Süleyman b. Muğîre bu hadisi Sabit el Bünanî vasıtasıyla Abdurrahman b. ebî Leylâ’nın kendi sözü olarak rivâyet etmiştir.

"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
24 Mayıs 2010       Mesaj #22
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Ayetlerle Cehennem Nedir ve Nasıl Bir Yerdir ?
1-“O, yakıtı insanlar ve taşlar olan bir ateştir.”
Sponsorlu Bağlantılar
Bakara: 24, Tahrim: 66
2-“Orası ne kötü bir döşektir.”
Ali İmran: 12
3-“Küfre karşılık olarak azabedilen yerdir.”
Ali İmran: 106
4-“Kâfirlerin derilerinin pişirildiği yerdir.”
Nisa: 56
5-“Azabı çetin ve sürekli olan yerdir.”
Ta-Ha: 127
6-“Çok kötü konaktır.”
Ra’d: 18
7-“Katmerli azaptır o ateş.”
A’raf: 38
8-“Altın ve gümüşü biriktirip Allah yolunda harcamayanların azap yeridir.”
Tevbe: 34-35
9-“İrinli su içirilen fakat yutulamayan yerdir.”
İbrahim: 16-17
10-“Her taraftan ölüm geldiği halde ölünemeyen yerdir.”
İbrahim: 17, Fatır: 36
11-“Yedi kapısı olan ve her kapıdan bir grubun gireceği yerdir.”
Hicr: 44
12-“İnim inim inlenen ve bir şey işitilmeyen yerdir.”
Enbiya: 100
13-“Ateşten elbiselerin olduğu yerdir.”
Hac: 19
14-“Kaynar su ile karınların ve derilerin eritildiği yerdir.”
Hac: 20
15-“Demir kamçılarıtopuzları olan yerdir.”
Hac: 22
16-“Uğultusu ve kaynaması uzaktan duyulan yerdir.”
Furkan: 12
17-“Ehlinin yok olmayı istedikleri halde yok olamadıkları yerdir.”
Furkan: 14
18-“Ehlinin oradan çıkmak istedikleri halde çıkamadıkları ve geri çevrildikleri yerdir.”
Secde: 20
19-“Azabı ve cezası azaltılmayan yerdir.”
Fatır: 36
20-“İnsanların dünyaya tekrar geri dönmek için yalvaracakları ve tüm yalvarmanın boşuna olduğu yerdir.”
Fatır: 37, Mü’min: 50
21-“Orada döşekler de, üstlerdeki örtüler de ateştendir.”
A'raf: 41
22-“Hiçbir velinin dost ve yardımcının olmadığı yerdir.”
Şura: 44
23-“Zalimler için bir fitne olan zakkum ağacının yetiştiği yerdir.”
Saffat: 62-64
24-“Tomurcukları meyveleri şeytanların başları gibi olan ve karınların onunla doldurulacağı zakkum ağacının yendiği yerdir.”
Saffat: 65-66, Duhan: 43-46, Vakıa: 52-53
25-“Sonra zakkumun üzerine, susamış develerin suya saldırışı gibi kaynar suların içildiği yerdir.”
Saffat: 67, Vakıa: 54-55
26-“Orada içecek olarak kaynar su ile beraber irin de tattırılacaktır.”
Sad: 57, Nebe’: 25
27-“Rahat yüzü görülmeyen yerdir.”
Sad: 59
28-“Ehlinin üstlerinde de altlarında da ateşten tabakaların olduğu yerdir.”
Zümer: 16
29-“Ehlinin boyunlarındaki halkalar ve zincirler ile sürüklenecekleri yerdir.”
Mü’min: 71
30-“Ehlinin gömlekleri katrandan olan ve yüzlerini de ateşin bürüdüğü yerdir.”
İbrahim: 50
31-“Azap olarak ehlinin başlarına kaynar su dökülecek olan yerdir.”
Duhan: 48
32-“Dolmayan, çok geniş bir yerdir.”
Kaf: 30
33-“Bekçileri iri gövdeli, sert tabiatlı ve Allah’ın emrettiğini yapıp baş kaldırmayan meleklerdir.”
Tahrim: 6
34-“Bekçileri yalnız melekler olup adetleri ondokuzdur.”
Müddessir: 30-31
35-“Öfkesinden çatlayacak gibi olan yerdir.”
Mülk: 8
36-“O, insanlık için büyük uyarıcı musibetlerden biridir.”
Müddessir: 35-36
37-“Serinlik ve içilecek bir şeyin tadılamayacağı yerdir.”
Nebe’: 24
38-“Ne semirten ne de açlığı gideren kuru bir dikenden başka bir yiyeceğin olmadığı yerdir.”
Ğaşiye: 6-7
39-“Kıyamet günü ortaya getirilecek olandır.”
Fecr: 23
40-“Hutame, Allah’ın tutuşturulmuş, tırmanıp kalplerin üstüne çıkan ateşidir.”
Hümeze: 7
41-“Ehli, uzatılmış sütunlara bağlanmış vaziyette üzerlerine ateşinin kapatıldığı yerdir.”
Hümeze: 8-9



"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
27 Ekim 2010       Mesaj #23
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
1-Cennettun Aliyeh : Allah’a ulaşmayı diliyenler

88/GAŞİYE-8: Vucûhun yevmeizin nâımeh(nâımetun).

O gün, öyle yüzler de vardir ki; ni'mette (engin bir mutluluk içinde)dirler.

88/GAŞİYE-9: Li sa’yihâ râdiyeh(râdiyetun).

Harcadığı çabadan dolayı hoşnuttur.

88/GAŞİYE-10: Fî cennetin âliyeh(âliyetun).

Yüksek bir cennettedir.

69/HAKKA-22: Fî cennetin âliyeh(âliyetin).

Yüksek bir cennette

2-Cennetul Firdevs : Mürşide tabi olanlar

8/KEHF-107: İnnellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti kânet lehum cennâtul firdevsi nuzulâ(nuzulen).

Âmenû olanlar (ölmeden önce Allah’a ulaşmayı dileyenler) ve salih amel (nefs tezkiyesi) yapanlar; onların ikramı, firdevs cennetleridir

23/MU'MİNUN-11: Ellezîne yerisûnel firdevs(firdevse), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).
Onlar, firdevs cennetine varis olacaklardır. Onlar orada ebedî kalacaklardır.

3- Cennetul Huld : Ruhlarını Allah’a ulaştıranlar

50/KAF-31: Ve uzlifetil cennetu lil muttekîne gayre baîd(baîdin).
Cennet, takva sahipleri için uzak olmayarak yaklaştırıldı.

50/KAF-32: Hâzâ mâ tûadûne li kulli evvâbin hafîz(hafîzin).
İşte vaadolduğunuz şey (bu cennettir). Bütün evvab (Allah’a ruhu ulaşmış ve sığınmış) ve hafîz (başları üzerinde devrin imamının ruhunu muhafız olarak taşıyan) olanlar için.

25/FURKAN-15: Kul e zâlike hayrun em cennetul huldilletî vuidel muttekûn(muttekûne), kânet lehum cezâen ve masîrâ(masîren).
De ki: “Bu mu daha hayırlıdır, yoksa muttakilere (takva sahiplerine) vaadedilen, onlar için bir ceza (mükâfat) ve dönüş yeri olan ebedî cennet mi?

4-Cennetul Gurafa: Fizik vucudlarını Allah’a teslim edenler


29/ANKEBUT-58: Vellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti le nubevviennehum minel cenneti gurafan tecrîmin tahtihel enhâru hâlidîne fîhâ, ni’me ecrul âmilîn(âmilîne).
Ve âmenû olanları (Allah’ı ulaşmayı dileyenleri) ve salih amel (nefs tezkiyesi) yapanları mutlaka, altından nehirler akan cennette köşklere yerleştireceğiz. Orada ebediyyen kalıcıdırlar. Salih (nefsi ıslâh edici) amel işleyenlerin ecri (mükâfatı) ne güzel!

34/SEBE-37: Ve mâ emvâlukum ve lâ evlâdukum billetî tukarribukum indenâ zulfâ illâ men âmene ve amile sâlihan fe ulâike lehum cezâud dıfi bimâ amilû ve hum fîl gurufâti âminûn(âminûne).

Sizin mallarınız ve evlâtlarınız katımızda sizi, Bize yaklaştıracak yüksek değere sahip değildir. Âmenû olan ve salih amel (nefs tezkiyesi) yapanlar hariç. İşte onlar, onlar için amelleri sebebiyle kat kat mükâfat vardır. Ve onlar, yüksek makamlarda emin (emniyette) olanlardır.

5-Cennetul Meva : Daimi zikre ulaşanlar


53/NECM-15: İndehâ cennetul me’vâ.

Ki Cennet-ül Me'va onun yanındadır.

79/NAZİAT-41: Fe innel cennete hiyel me’vâ.

Artık şüphesiz cennet, (onun için) bir barınma yeridir.

32/SECDE-19: Emmellezîne âmenû ve amilûs sâlihâti fe lehum cennâtul me’vâ nuzulen bi mâ kânû ya’melûn(ya’melûne).

Fakat âmenû olanlar (Allah’a ulaşmayı dilemiş olanlar) ve salih amel (nefs tezkiyesi) yapanlar, işte onlar için yapmış olduklarından dolayı ikram olarak meva cennetleri vardır.

6-Cennetun Naim : İhlas sahibi olanlar

5/MAİDE-65: Ve lev enne ehlel kitâbi âmenû vettekav le keffernâ anhum seyyiâtihim ve le edhalnâhum cennâtin naîm(naîmi).

Eğer kitap ehli, âmenû olup (Allah’a ulaşmayı dileyip), takva sahibi olsalardı, elbette günahlarını örterdik. Ve onları mutlaka naim cennetlerine koyardık (dahil ederdik).

37/SAFFAT-40: İllâ ibâdallâhil muhlesîn(muhlesîne).

Allah’ın muhlis (halis) kulları hariç.

37/SAFFAT-41: Ulâike lehum rizkun ma’lûm(ma’lûmun).

İşte onlar; onlar için malûm (bilinen) bir rızık vardır.

37/SAFFAT-42: Fevâkih(fevâkihu), ve hum mukremûn(mukremûne).

Ve meyveler, onlar ikram olunanlardır.

37/SAFFAT-43: Fî cennâtin naîm(naîmi).

Naîm cennetlerinde.

56/VAKIA-10: Ves sâbikûnes sâbikûn(sâbikûne).

O "sabikûn" denilen sabikûnlar var ya.

56/VAKIA-11: Ulâikel mukarrebûn(mukarrebûne).

Bunlar, (Allah'a) mukarreb (yakın) olanlardır.

56/VAKIA-12: Fî cennâtin naîm(naîmi).

Naîm cennetinde olacaklardır.

7-Cennetul Adn : Salihler

1.Kat Adn cenneti

66/TAHRİM-8: Yâ eyyuhellezîne âmenû tûbû ilâllâhi tevbeten nasûhâ(nasûhan), asâ rabbukum en yukeffire ankum seyyiâtikum ve yudhilekum cennâtin tecrî min tahtihel enhâru, yevme lâ yuhzîllâhun nebiyye vellezîne âmenû meah(meahu), nûruhum yes'â beyne eydîhim ve bi eymânihim yekûlûne rabbenâ etmim lenâ nûrenâ vagfir lenâ, inneke alâ kulli şey'in kadîr(kadîrun).

Ey âmenû olanlar! Allah’a nasuh tövbesiyle tövbe edin ki; Allah, sizin günahlarınızı örtsün ve sizi, altından nehirler akan cennetlere koysun. O gün Allah, nebîleri ve onlarla birlikte âmenû olanları utandırmayacaktır. (O gün) onlar, nurları önlerinde ve sağlarında olarak yürürler ve (nasuh tövbesini yaptıkları gün): “Rabbimiz nurumuzu tamamla, bizlere mağfiret et (günahlarımızı sevaba çevir), muhakkak ki; Sen, herşeye kaadirsin.” derler.

2.Kat Adn Cenneti: Günahları örtülenler


13/RAD-22: Vellezîne saberûbtigâe vechi rabbihim ve ekâmûs salâte ve enfekû mimmâ rezaknâhum sirren ve alâniyeten ve yedreûne bil hasenetis seyyiete ulâike lehum ukbed dâr(dâri).

Onlar, sabırla Rab’lerinin vechini (Zat’ını, Zat’a ulaşmayı, Allah’ın Zat'ını görmeyi) isteyenler ve namazı ikame edenler, onları rızıklandırdığımız şeylerden gizli ve açıkça infâk edenler. Ve seyyiati, hasenat ile (iyilikle) savan kimselerdir. İşte onlar için, bu dünyanın (güzel bir) akıbeti (sonucu) vardır.

13/RAD-23: Cennâtu adnin yedhulûnehâ ve men salaha min âbâihim ve ezvâcihim ve zurriyyâtihim vel melâiketu yedhulûne aleyhim min kulli bâb(bâbin).

Adn cennetleri (vardır). Onların babalarından ve eşlerinden ve zürriyyetlerinden salâha ulaşan kimseler, ona (adn cennetlerine) girerler. Ve her kapıdan melekler, onların yanlarına girerler.

57/HADİD-19: Vellezîne âmenû billâhi ve rusulihî ulâike humus sıddîkûne veş şuhedâu inde rabbihim, lehum ecruhum ve nûruhum, vellezîne keferû ve kezzebû bi âyâtinâ ulâike ashâbul cahîm(cahîmi).

Onlar ki; Allah’a ve resûlüne, îmân sahibidirler. İşte onlar sıddîklerdir ve şahitlerdir Rab’lerinin indinde. Onların ecirleri ve nurları vardır. Kim de kâfir ise ve âyetlerimizi tekzip etti ise onlar cehennem ashabıdırlar.

3.Kat Adn Cenneti: Salah nuru verilenler, Sıddikler, Şehitler


40/MU'MİN-8: Rabbenâ ve edhilhum cennâti adninilletî vaadtehum ve men salaha min âbâihim ve ezvâcihim ve zurriyyâtihim inneke entel azîzul hakîm(hakîmu).
Rabbimiz, onlara vaadettiğin adn cennetlerine, onları ve onların babalarından, zevcelerinden ve zürriyetlerinden salâh (makamına) ulaşanları dahil et. Muhakkak ki Sen, Sen Azîz’sin, Hakîm’sin (hüküm ve hikmet sahibisin).

5/MAİDE-119: Kâlellâhu hâzâ yevmu yenfeus sâdikîne sıdkuhum, lehum cennâtun tecrî min tahtihel enhâru hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden) radiyallâhu anhum ve radû anh(anhu) zâlikel fevzul azîm(azîmu).

Allahû Tealâ şöyle buyurdu: “Bugün sadıklara, sadakatlarının kendilerine fayda vereceği bir gündür. Onlar için altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî olarak kalacakları cennetler vardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. İşte bu, fevzül azîm (en büyük fevz) dir.

10/YUNUS-2: E kâne linnâsi aceben en evhaynâ ilâ reculin minhum en enzirin nâse ve beşşirillezîne âmenû enne lehum kademe sıdkın inde rabbihim, kâlel kâfirûne inne hâzâ le sâhırun mubîn(mubînun).

Onlardan bir adama; insanları uyarması, âmenû olanları (ölmeden önce Allah’a ulaşmayı dileyenler) müjdelemesi için vahyetmemiz insanlara acaip (garip) mi geldi? Muhakkak ki; onlar için Rab’lerinin yanında (katında) sıddîkler makamı vardır. Kâfirler şöyle der: “Muhakkak ki; bu, mutlaka apaçık bir sihirbazdır.”

57/HADİD-19: Vellezîne âmenû billâhi ve rusulihî ulâike humus sıddîkûne veş şuhedâu inde rabbihim, lehum ecruhum ve nûruhum, vellezîne keferû ve kezzebû bi âyâtinâ ulâike ashâbul cahîm(cahîmi).

Onlar ki; Allah’a ve resûlüne, îmân sahibidirler. İşte onlar sıddîklerdir ve şahitlerdir Rab’lerinin indinde. Onların ecirleri ve nurları vardır. Kim de kâfir ise ve âyetlerimizi tekzip etti ise onlar cehennem ashabıdırlar.

3/AL-İ İMRAN-169: Ve lâ tahsebennellezîne kutilû fî sebîlillâhi emvâtâ(emvâten), bel ahyâun inde rabbihim yurzekûn(yurzekûne).

Allah yolunda öldürülen o kimseleri, ölüler sanmayın. Hayır, (onlar) diridirler ve Rab’leri katında rızıklanırlar

4.Kat Adn Cenneti: Günahları sevaba çevrilenler

9/TEVBE-71: Vel mu’minûne vel mu’minâtu ba’duhum evlîyâu ba’d(ba’din), ye’murûne bil ma’rûfi ve yenhevne anil munkeri ve yukîmûnas salâte ve yu’tûnez zekâte ve yutîûnallâhe ve resûleh(resûlehu), ulâike se yerhamuhumullâh(yerhamuhumullâhu), innallâhe azîzun hakîm(hakîmun).

Ve mü’min erkekler ve mü’min kadınlar, birbirlerinin dostlarıdır. Ma’ruf ile emreder ve münkerden nehyederler (yasaklarlar) ve namazı ikâme ederler ve zekâtı verirler. Allah ve O’nun resûlüne itaat ederler. İşte onlar, Allah, onlara rahmet edecek. Muhakkak ki; Allah, Azîz’dir, Hakîm’dir.

5.Kat Adn cenneti: İrşada memur ve mezun kılınanlar

9/TEVBE-72: Vaadallâhul mu’minîne vel mu’minâti cennâtin tecrî min tahtihel enhâru hâlidîne fîhâ ve mesâkine tayyibeten fî cennâti adn(adnin), ve rıdvânun minallâhi ekber(ekberu), zâlike huvel fevzul azîm(azîmu).

Allah, mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara orada ebedî kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler vaadetti. Adn cennetlerinde güzel meskenler (vardır). Ve (bunların) en büyüğü, Allah’tan bir rızadır (Allah’ın razı olmasıdır). İşte o, fevz-ül azîmdir (en büyük kurtuluştur).

18/KEHF-17: Ve tereş şemse izâ taleat tezâveru an kehfihim zâtel yemîni ve izâ garabet takrıduhum zâteş şimâli ve hum fî fecvetin minh(minhu), zâlike min âyâtillâh(âyâtillâhi), men yehdillâhu fe huvel muhted(muhtedi), ve men yudlil fe len tecide lehu veliyyen murşidâ(murşiden).

Ve güneşin doğduğu zaman mağaralarının sağ tarafından geldiğini ve battığı zaman sol taraftan onların yanlarından geçtiğini görürsün. Ve onlar, onun (mağaranın) geniş sahası içinde bulunuyorlardı. İşte bu, Allah’ın âyetlerinden (mucizelerinden)dir. Allah, kimi Kendisine ulaştırırsa, işte o hidayete ermiştir. Ve kimi dalâlette bırakırsa (kim Allah’a ulaşmayı dilemezse) artık onun için velî mürşid (irşad eden evliya) bulunmaz.

40/MU'MİN-38: Ve kâlellezî âmene yâ kavmittebiûni ehdikum sebîler reşâd(reşâdi).
Âmenû olan adam şöyle dedi: "Bana tâbî olun ki sizi irşad yoluna ulaştırayım."

20/TAHA-75: Ve men ye’tihî mu’minen kad amiles sâlihâti fe ulâike lehumud derecâtul ulâ.

Ve kim salih ameller (nefs tezkiyesi) yapmışsa ve ona (Allah’a) mü’min olarak gelirse o zaman işte onlar, onlar için yüksek dereceler vardır.

20/TAHA-76: Cennâtu adnin tecrî min tahtihel enhâru hâlidîne fîhâ, ve zâlike cezâu men tezekkâ.

İçinde ebedî kalacakları, altından nehirler akan adn cennetleri vardır. Ve işte bu, tezkiye olanların (nefs tezkiyesi ve tasfiyesi yapanların) mükâfatıdır.

61/SAF-12: Yagfir lekum zunûbekum ve yudhılkum cennâtin tecrî min tahtihel enhâru ve mesâkine tayyibeten fî cennâti adn(adnin), zâlikel fevzul azîm(azîmu).

O da sizin günahlarınızı bağışlar, sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki güzel konaklara yerleştirir. İşte 'büyük mutluluk ve kurtuluş' budur.

6.Kat Adn Cenneti : Kavim resullerinin cenneti

6/EN'AM-48: Ve mâ nursilul murselîne illâ mubeşşirîne ve munzirîn(munzirîne), fe men âmene ve asleha fe lâ havfun aleyhim ve lâ hum yahzenûn(yahzenûne).
Biz resûlleri “uyarıcılar ve müjdeleyiciler” olmaktan başka (bir şey için) göndermeyiz. Artık kim âmenû olur (Allah’a ulaşmayı dilerse) ve ıslâh olursa (nefs tezkiyesi ve tasfiyesi yaparsa) artık onlara korku yoktur, onlar mahzun da olmazlar.

16/NAHL-36: Ve le kad beasnâ fî kulli ummetin resûlen eni’budûllâhe vectenibût tâgût(tâgûte), fe minhum men hedallâhu ve minhum men hakkat aleyhid dalâleh(dalâletu), fe sîrû fîl ardı fanzurû keyfe kâne âkıbetul mukezzibîn(mukezzibîne).
Ve andolsun ki Biz, bütün ümmetlerin (milletlerin, kavimlerin) içinde resûl beas ettik (hayata getirdik, vazifeli kıldık). (Allah’a ulaşmayı dileyerek) Allah’a kul olsunlar ve taguttan (insan ve cin şeytanlardan) içtinap etsinler (sakınıp kurtulsunlar) diye. Onlardan bir kısmını, (Resûlün daveti üzerine Allah’a ulaşmayı dileyenleri) Allah hidayete erdirdi ve bir kısmının (dilemeyenlerin) üzerine dalâlet hak oldu. Artık yeryüzünde gezin. Böylece yalanlayanların akıbetinin, nasıl olduğuna bakın (görün).

14/İBRÂHÎM-4: Ve mâ erselnâ min resûlin illâ bi lisâni kavmihî li yubeyyine lehum, fe yudillullâhu men yeşâu ve yehdî men yeşâ’(yeşâu), ve huvel azîzul hakîm(hakîmu).
Hiçbir resûlümüz yoktur ki; Biz, onu kendi kavminin lisanıyla göndermiş olmayalım. Onlara (kendi lisanlarıyla) beyan etsin (açıklasın) diye. Öyleyse Allah, dilediğini (Allah’a ulaşmayı dilemeyenleri) dalâlette bırakır. Dilediğini (Allah’a ulaşmayı dileyenleri) hidayete erdirir. Ve O, Azîz’dir, Hikmet Sahibi’dir.

7.Kat Adn cenneti : Devrin imamları ; nebi ve veli resuller

1. Kapı : İmam Nebi resuller


21/ENBİYA-51: Ve lekad âteynâ ibrâhîme ruşdehu min kablu ve kunnâ bihî âlimîn(âlimîne).
Ve andolsun ki daha önce İbrâhîm (A.S)’a rüşdünü (irşad yetkisini) verdik. Ve Biz, onu (irşada ehil olduğunu) bilenlerdik

38/SAD-50: Cennâti adnin mufettehaten le humul ebvâb(ebvâbu).
Kapıları onlara açılmış olan adn cennetleri vardır.

2. Kapı :İmam Veli Resuller

25/FURKAN-74: Vellezîne yekûlûne rabbenâ heb lenâ min ezvâcinâ ve zurriyyâtinâ kurrete a’yunin vec’alnâ lil muttekîne imâmâ(imâmen).

Ve onlar: “Rabbimiz, eşlerimizden ve zürriyyetimizden bize göz aydınlığı bağışla ve bizi muttakilere (takva sahiplerine) imam kıl.” derler.
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
2 Kasım 2010       Mesaj #24
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Cennetin Çeşitleri

1) Adn Cennetleri

Allah, mü’min erkek ve mü’min kadınlara içinde daimi kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler, Adn cennetlerinde güzel meskenler vadetmiştir. Allah’ın hoşnutluğu ise, çok daha büyüktür. İşte en büyük kurtuluş da budur.”
Tevbe 72
O girdikleri yer Adn cennetleridir ki altlarından ırmaklar akar. Onlar için orada diledikleri her şey vardır...”
Nahl 31
Onların iyi amel işleyen atalarının, zevcelerinin ve çocuklarının girecekleri Adn cennetleridir. Orada meleklerde her kapıdan yanlarına girerler.”
Rad 23
İşte böyleleri için, altından ırmaklar akan Adn cennetleri vardır. Orada altın bilezik takınırlar; sedirler üzerinde oturmuş oldukları halde, ince ve kalın ipekten yeşil bir elbise giyerler. Ne güzel sevab ve ne güzel dayanak.”
Kehf 31
Onların girecekleri bu cennet) Adn cennetleri olup, Rahman’ın, kullarına gaybdeki vadidir. Onun vadi mutlaka yerine gelir.”
Meryem 61
Orada boş söz değil, ancak selam işitirler. Sabah akşam rızıklarını da orada hazır bulurlar.”
Meryem 62
İçinde daimi kalacakları, altından ırmaklar akan Adn cennetleri vardır. Bu temizlenenlerin mükâfatıdır.”
Taha 76
Bu mirasa konanlar Adn cennetine girerler. Orada altın bilezikler ve incilerle süslenirler. Oradaki elbiseleri de ipektir.”
Fatır 33
O da kendileri için kapıları açılmış Adn cennetleridir.”
Sad 50
Sizin için günahınızı bağışlar; sizi altından ırmaklar akan cennetlere ve Adn cennetlerindeki hoşa gidecek meskenlere sokar. İşte bu büyük kurtuluştur.”
Saf 12
“Rabbımız! Onları, atalarından, eşlerinden ve soylarından iyi olanları, kendilerine vadettiğin Adn cennetlerine koy. Şüphe yoktur ki daima galip olan, hikmet sahibi olan sensin.”
Mü’min 8
Bunların Rabları katındaki mükâfatları, içinde ebediyen kalacakları altından ırmaklar akan Adn cennetleridir. Allah, onlardan hoşnut olmuştur; onlarda Allah’dan hoşnut olmuşlardır. Bu mükâfat Rabbından korkan kimseler içindir.”
Beyyine 8

2) Nimet Cennetleri

1) “İman edenler ve iyi amel işleyenler ise, imanlarına karşılık Rabları onları, kendilerini altından ırmaklar akan nimet cennetlerine götürecek olan doğru yola iletir.”
Yunus 9
2) “Oradaki duaları: “Allah’ım, seni tenzih ederiz” oradaki temennileri “selam” ve son duaları da “hamd âlemlerin Rabbı Allah’a mahsustur” sözleridir.”
Yunus 10
3) “İşte o gün hükümranlık yalnız Allah’a mahsustur; aralarında o hüküm verir. İman edenler ve iyi iş işleyenler nimet cennetlerindedir.”
Hacc 56
4) “Beni nimet cennetlerinin varislerinden kıl.”
Şuara 85
5) “İman edenler ve salih amel işleyenler için nimet cennetleri vardır.”
Lokman 8
6) “...Amellerinde ihlâs sahibi olan Allah’ın kulları... İşte onlar için belirli bir rızık meyveler vardır. Onlar nimet cennetlerinde, karşılıklı sedirler üzerinde ikram olunurlar.”
Saffat40, 41, 42, 43, 44
7) “Allah’ın taatında öne geçenler, onun rahmetinde de önde olanlardır. İşte bunlar nimet cennetinde Rabları katında gözde olanlardır.”
Vakıa 10, 11, 12
8) “Eğer ölen kişi, Allah’a yaklaştırılanlardan ise o, rahatlık, bol rızık ve nimet cennetindedir.”
Vakıa 88, 89
9) “Neden şu kâfirler sağdan soldan grup grup sana doğru koşturup geliyorlar. Onların her biri, nimet cennetine mi sokulacağını ümit ediyorlar?”
Mearic 36, 37, 38
10) “İyiler şüphesiz nimet cennetlerindedirler.”
İnfitar 13
11) “Şüphe yoktur ki iyiler, nimet cennetinde ve sedirler üzerinde nimetleri seyrederler. Onları yüzlerindeki nimet pırıltısından tanırsın.”
Mutaffifîn 22, 23, 24

3) Firdevs Cennetleri

1) “İman eden ve salih amel işleyenler için kalacakları firdevs cennetleri vardır.”
Kehf 107
2) “Orada daimidirler. Oradan hiç ayrılmak istemezler.”
Kehf 108
3) “Ve bunlar (mü’minler) Firdevs cennetlerine varis olacaklar ve orada ebedi kalacaklardır.”
Mü’minun 11

4) Me’va Cennetleri

1) “İman edip de, iyi iş yapanlara gelince, onlar için yaptıklarına karşılık me’va cennetleri vardır.”
Secde 19
2) “Andolsun onu, önceden bir defa daha görmüştü. Sidretü’l-Müntehanın yanında. Cennetü’l-Me’va’da onun yanındadır.”
Necm 13, 14, 15

5) İki Cennet

1) “Rabbının makamından korkanlara iki cennet vardır. Her ikisi de çeşit çeşit ağaçlara ve meyvelere sahiptir. Her iki cennette de akıp giden iki pınar vardır. Her ikisinde de her çeşit meyveden çift çift vardır. Astarları atlastan yataklara dayanırlar. Her iki cennetinde toplanacak meyveleri çok yakındır.”
Rahman 46, 48, 50, 52, 54
2) “O cennetlerde bakışlarını yalnız kocalarına çeviren, onlardan önce hiçbir insanın ve cinnin dokunmadığı kadınlar vardır. Sanki onlar yakut ve mercan gibidirler. İyiliğin karşılığı iyiliktir.”
Rahman 56-58-60

6) İki Cennet Daha

1) “Bu iki cennetten başka iki cennet daha vardır. Hem de bu iki cennet koyu yeşildir. Her ikisinde de fışkıran iki pınar vardır.”
Rahman 62-64-66
2) “Her ikisinde de çeşit çeşit meyveler, hurma ve nar vardır. her ikisinde de güzel huylu kadınlar vardır. O kadınlar ceylan gözlü olup çadırlara hasredilmişlerdir. Onlara daha önce ne bir insan, nede bir cin dokunmuştur. Cennette yeşil yastıklara ve son derece güzel döşeklere yaslanırlar.”
Rahman 68-70-72-74-76

"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
2 Kasım 2010       Mesaj #25
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
Cehennemde soğuk azap da var mıdır? Ne tür azaplar olacaktır?

Cehennem azabı sadece ateş değildir. Birçok azap çeşitleri vardır. Birkaçı şöyledir:

1- Soğukla azap,
2- Yılan akrep gibi hayvanların sokması,
3- Başına topuzlarla vurmak,
4- Aç bırakmak,
5- Zakkum yedirerek bağırsakları parçalamak,
6- Vücutları büyültülerek azabın şiddetlendirilmesi,
7- İrinli su içirmek,
8- Gayya kuyusuna atmak,
9- Uçurumlardan yuvarlamak,
10- Zifiri karanlıkta azap,
11- Büyük azap veren pis kokulara maruz bırakmak,
12- Azapların her gün katlanarak çoğaltılması,
13- Sonsuza kadar azap edilmesi.

Kadı zade Ahmed efendi buyuruyor ki:
Cehennemde bir yere Zemherir denir, yani, soğuk Cehennemdir. Soğukluğu pek şiddetlidir. Bir an dayanılmaz. Kâfirlere, bir soğuk bir sıcak, sonra soğuk sonra sıcak Cehenneme atılarak, azap yapılacaktır. (Amentü şerhi)

Cehennemde çok soğuk Zemherir azapları bulunduğu, Kimya-i saadet ve Dürret-ül-fahire kitabında yazılıdır. Buhari, Müslim, İbni Mace ve diğer hadis kitaplarında, yazın sıcaklığı sıcak Cehennemin nefesinden, kışın soğukluğu da zemherir Cehennemin nefesinden olduğu bildiriliyor. (Örneğin: Buharî, Mevâkît: 9, Müslim, Mesâcid: 185-187; Tirmizî, Cehennem: 9.)

Reşahat kitabında deniyor ki: Zemherir denilen soğuk Cehennemin azabı çok şiddetlidir.
.

"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
2 Kasım 2010       Mesaj #26
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
CEHENNEMİN BAZI SAHNELERİ NELERDİR? SORUSUNA

BU AYETLER VE HADİS IŞIĞINDA CEVAPLAR

1) İnkârının yanında İslam’ la savaşanlara;
a) Ateşten elbiseler biçilecek,
b) Başlarının üzerinden kaynar sular dökülecek,
c) İç organları ve derileri eritilecek,
d) Demir sopalarla dövülecektir.

2) Küfrü ile ün yapan şüphecinin,
a) Başının üzerine yine kaynar su dökülür;
b) “ Tat bakalım çünkü sen zannınca kavmin arasında çok üstündün, çok şerefliydin. “ denir.

3) Kâfirler;
a) Nice devirler boyunca cehennem içinde kalacaklar,
b) Orada ne bir serinlik ne de içilecek bir şey tadacaklar,
c) Sadece bir kaynar su ve irin içecekler,

4) Mahşerde inkârcıların liderlerine; işte bu sizinle beraber cehenneme girecek topluluktur denildiğinde,
a) Liderler: “ Onlar rahat yüzü görmesinler “ derler,
b) Onlar mutlaka ateşe gireceklerdir,
c) Liderlere uyanlar ise;
a) Hayır, asıl siz rahat yüzü görmeyin, onu bize siz sundunuz,
b) Burası ne kötü bir yerdir,
c) Rabbimiz, bu azaba kim sebep olduysa onun ateşteki azabını iki kat artır derler.

5) O gün ümitsizlikten dolayı mutsuz olanlar ateştedir ki onlar için orada feci bir inilti ve soluma vardır.

6) O gün günahkârların,
a) Zincire vurulmuş olduğunu görürsün,
b) Onların gömlekleri katrandandır,
c) Yüzlerini de ateş bürümektedir.

7) O gün biriktirilen ve Allah yolunda harcanmayan altın ve gümüşler cehennem ateşinde kızdırılacak ve bu mal toplayanların;
a) Alınları,
b) Yanları,
c) Sırtları bunlarla dağlanacak ve onlara şöyle denecektir;
d) İşte bu nefisleriniz için kasalara tıkıp sakladıklarınız, artık topladıklarınızın acısını tadın bakalım denecektir.

8) İslam’ ı yaşamadığı gibi ailesine de öğretmeyenler ateşe arz olunurken;
a) Onların mahcubiyetinden ve üzüntülerinden ötürü başlarını öne eğerek göz ucuyla gizli gizli baktıkları görülecek,
b) İnananlar da; işte asıl ziyana uğrayanlar kıyamet günü kendilerini ve ailelerini ziyana sokanlardır diyeceklerdir.

9) Ateşte bulunanlar azaplarının hafiflemesi için cehennem bekçilerinden olmayacak bir yardımı isteyeceklerdir.

10) Suçlular;
a) Cehennem azabında devamlı olarak kalacaklardır,
b) Azapları hafifletilmeyecektir,
c) Artık kurtuluştan ümit kesmişlerdir,
d) O gün “ Ey Malik! Rabbin bizim işimizi bitirsin. “ diye seslenirler,
e) Malik’ de: “Siz böyle kalacaksınız.”der,
f) Allah cc de: “ Andolsun biz size hakkı getirdik fakat çoğunuz haktan hoşlanmıyorsunuz“ buyuracak.
11) H. Ş. Göre, gerçekten müflis ümmetimden mü’min olup kıyamet gününde namaz, oruç ve zekât gibi ibadetlerini tam yapmış olarak bununla beraber aynı zamanda;
a) Şuna sövmüş,
b) Buna zina iftirasında bulunmuş,
c) Şunun malını almış yemiş,
d) Bunun kanını akıtmış,
e) Bunu da dövmüş olarak huzura gelmiş,
f) Sonra da hak sahiplerine (şuna, buna hakları) verilmek üzere sevapları alınan kişidir,
g) Bu kişinin sevapları hak sahiplerine dağıtılır da yetmezse bu kere alacaklı kalanların günahları alınıp kendisine yükletilir,
h) Sonra da ateşe atılır.

"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
20 Nisan 2011       Mesaj #27
ener - avatarı
Ziyaretçi
Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & MsXLabs

Cehennem

Günah işleyenlerin öldükten sonra gideceklerine inanılan yer. İnsanın öldükten sonra dirileceği ve dünyada yaptığı kötülüklerin cezasını çekeceği inancı birçok dinde vardır. Ancak Müslümanlık'ta bu ceza, öbür dinlere göre, çok açık niteliklerle belirtilip betimlenmiştir. Bu betimleme Kuran'ın birçok yerinde değişik biçimlerde yapılır. İslâm inancına göre cehennem, yedi katmandan oluşan yedi kapılı bir kuyudur, hepsi de ateş doludur. Bu ateş yakar, öldürmez, sürekli işkence içinde kıvrandırır. Cehennemin yemişi zakkum, içkisi kızgın sıvılardır. En alt katta, Tanrı'yı yadsıyanlar sonrasız olarak kalacaklardır. İnananlar, günahlarının büyüklüğüne göre, bir süre sonra çıkacaklardır. Cehennemi yöneten meleklere zebani denir. Kimi İslâm düşünürleri, en büyük sıfatı "Acıyıcı" olan Tanrı'nın, kendi yaratığı olan bir varlığı sonu gelmez bir cezaya çarptırmayacağını savunurlar.
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
22 Nisan 2011       Mesaj #28
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Cennette insanların nefislerinin hoşuna gidecek, canlarının istediği ve arzuladıkları son derece lezzetli pek çok yiyecek olduğu Kuran'da ve Peygamberimiz (sav)'inhadislerinde bildirilir. Özellikle dünyada da makbul yiyecekler arasında olan et ve meyvenin her çeşidi cennet ehline bol bol sunulacaktır. Allah ayetlerinde cennet ehline yapılan bu ikramların güzelliğini şöyle haber verir:

Arzulayıp-seçecekleri meyveler, Canlarının çektiği kuş eti. (Vakıa Suresi, 20-21)

Yaptıklarına bir karşılık olmak üzere (onlara sunulur); (Vakıa Suresi, 24)

Hem Kuran ayetlerinde hem de hadislerde cennet ehline sunulan bazı nimetlerin dünyadakilerle benzer olduğuna dikkat çekilmektedir. Allah bu gerçeği bir ayette şöyle bildirmektedir:

(Ey Muhammed) iman edip salih amellerde bulunanları müjdele. Gerçekten onlar için altlarından ırmaklar akan cennetler vardır. Kendilerine rızık olarak bu ürünlerden her yedirildiğinde: "Bu daha önce de rızıklandığımızdır" derler. Bu, onlara, (dünyadakine) benzer olarak sunulmuştur. Orada, onlar için tertemiz eşler vardır ve onlar orada süresiz kalacaklardır. (Bakara Suresi, 25)

Cennet nimeti olarak sunulan yiyeceklerin her biri hem estetik güzelliğe sahiptirler hem de son derece lezzetli yiyeceklerdir. Bunlardan özellikle meyveler görünüşleri, renkleri, kokuları ve kendilerine has tatları ile birbirlerinden güzeldirler.

Onlar nefislerinin arzuladığı (sayısız nimet) içinde ebedi kalıcıdırlar.
(Enbiya Suresi, 102)

Örneğin çilek pek çok kişinin severek yediği, kokusundan ve lezzetinden çok hoşlandığı bir meyvedir. Fakat tüm güzelliğine rağmen çilek çok yendiği takdirde kimi bünyelerde alerjik tepkilere yol açabilir. Bu, dünya hayatına has bir eksikliktir. Dünyada tüm nimetler gibi meyvelerin de pek çok açıdan kusurlu yanları vardır. Yetiştirilmelerinden başlayarak, satın alınmalarına, yıkanmalarına, ayıklanmalarına kadar pek çok zahmetli aşamadan geçerler. Verilen tüm emeklere rağmen kimi zaman çürür, kimi zaman da tatları eksik olur. Kısacası insanlar bir şeyler yerken aslında pek çok eksikliğin, zorluğun da üstesinden gelmeye çalışırlar. Dünya hayatına mahsus olarak yiyeceklerin hepsi belli bir kusur ile yaratılarak insanların bu nimetlerin asıllarına özlem duymalarına sebep olurlar. Üstelik ne kadar sevilen bir yiyecek olursa olsun sürekli yendiği takdirde bu yiyecekten alınan zevk ilk baştaki kadar yoğun olmaz.

Cennetteki yiyecek ve meyveler ise cennet ehlinin önüne kusursuz ve zahmetsiz olarak gelirler. Allah Kuran'da "(Meyvelerin) Gölgeleri onlara pek yakın ve devşirilmeleri kolaylaştırıldıkça kolaylaştırılmış." (İnsan Suresi, 14) ayetiyle bu meyvelere ulaşmanın son derece kolay olduğunu bildirmiştir. Cennette dalından koparılan bu meyveler toz, kir olmaksızın tertemizdir ve lezzetleri de mükemmeldir. Başka ayetlerde de Allah cennet meyveleri ile ilgili olarak şöyle buyurur:

İşte, yaptıklarınız dolayısıyla mirasçı kılındığınız cennet budur. Orda sizin için birçok meyveler vardır; onlardan yiyeceksiniz. (Zuhruf Suresi, 72-73)

Peygamberimiz (sav) ise bir hadiste cennete girecek müminlere "Onu meyveleri aşağıya sarkan yüksek cennete koyun!" denildiğinden bahsetmektedir. [Büyük Hadis Külliyatı-5, s. 413/10120]

Cennette yemek ihtiyaçtan değil, Allah'tan bir nimet ve ikram olarak zevk için yenmektedir. Orada iman edenler acıkma, susama gibi dünyaya dair acizliklerden arındırılmışlardır. Muharref İncil'de de cennete layık olan kişilerden bahsedilirken, "Artık acıkmayacak, artık susamayacaklar..." ifadesi yer almaktadır. (Yuhanna'ya Gelen Esinleme, 7. bölüm, 16)

Cennet nimetlerinin ayet ve hadislerde vurgulanan bir diğer özelliği de çok bereketli olmalarıdır. Allah ahiret yurdu için, orada rızkın hesapsızca olduğunu ve tükenmenin söz konusu olmadığını Sad Suresi'ndeki ayetlerde şöyle bildirmektedir:

İşte hesap günü size va'dedilen budur. Şüphesiz bu, Bizim rızkımızdır, bitip tükenmesi de yok. (Sad Suresi, 53-54)

İncil'de de yiyeceklerin tükenmeyeceğine işaret eden bir bilgi şöyle yer alır:

Geçici olan yiyecek için değil, sonsuz yaşam boyunca kalan yiyecek için çalışın... (Yuhanna, 6. bölüm, 27)

Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
25 Nisan 2011       Mesaj #29
ener - avatarı
Ziyaretçi
Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & MsXLabs

Cennet

Günahsızların, öldükten sonra sonsuz bir mutluluğa ereceklerine inanılan yer. İnsanın öldükten sonra dirileceği ve dünyada yaptığı iyi işlerin ödülünü göreceği inancı, birçok dinlerde vardır. Ancak başka dinlerde nitelikleri pek belli ve açık olmayan bu ödüller, İslâm dininde açık olarak betimlenmiştir. Bu ödül, cennettir. Kuran'ın birçok yerinde tanıtılan cennet; içinde ırmaklar akan, sık ağaçlarla gölgelenmiş bir bahçedir. Ağaçların meyveleri kolaylıkla koparılabilir. Konutlar; altından, gümüşten, inciden yapılmıştır. Cennette güzel kızlar (huri), delikanlılar (gılman) vardır. İslâm inancına göre cennet sekiz kattır. Üst katta peygamberler, ermişler kalacaklar; öbür katlara, Tanrı katındaki değerlerine göre, diğer iyiler yerleşecektir. Hiçbir üzüntü ve sıkıntının bulunmadığı, her isteğin kolaylıkla elde edilebileceği mutluluk ülkesi olan cennet yaşamı, sonrasızdır. Halk inancına göre, cennette süt ve bal ırmakları da vardır. Cennetin en ünlü ağacı Tuba'nın; meyveleri kolayca koparılsın diye, kökü yukarda, dalları yerdedir. En ünlü çeşmesi ya da havuzu ise Kevser'dir
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
12 Ağustos 2011       Mesaj #30
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Sehl ibni Sa´d Radiyallâhu Anh, Resul-i EkremEfendimiz Sallallâhu Aleyhi Vesellemin şöyle buyurduğunu rivayet ediyor:

“Cennette Reyyan denilen bir kapı vardır. Kıyamet Gününde o kapıdan ancak oruç tutmuş olanlar girer, onlarla birlikte o kapıdan başka hiç kimse giremez.

O vakit, “Dünyada iken oruç tutmuş olanlar nerededir?” diye bir ses yükselir. Onlar gelir, Cennete o kapıdan girerler. Oruçluların en son kalanı da girince kapı kapatılır, artık başka hiç kimsenin girmesine müsaade edilmez. O kapıdan kim Cennete girerse ebedi olarak susuzluk çekmez.”
(Buhari, Savm: 4, Bed´ü´l-Halk: 9; Müslim, Sıyâm: 166; Tirmizî, Savm: 55)

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....

Benzer Konular

20 Temmuz 2014 / Misafir Soru-Cevap
17 Ocak 2013 / nötrino Müslümanlık/İslamiyet
25 Mayıs 2009 / ThinkerBeLL Din/İlahiyat
7 Aralık 2011 / lale gürsoy Soru-Cevap
2 Ekim 2008 / NightDeatH Turizm