Arama

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite - Sayfa 2

Güncelleme: 29 Kasım 2018 Gösterim: 23.408 Cevap: 22
_renkli_ - avatarı
_renkli_
Ziyaretçi
9 Ocak 2009       Mesaj #11
_renkli_ - avatarı
Ziyaretçi
slm,
yanıtınız için teşekkür ederim. elbetteki öğrenmeyle ilgili konularda yazışmak isterim. merakımı bağışlayın, ancak öncelikle alanda onlarca öğrenme yöntemleri kitabı olmasına rağmen neden özellikle yapılandırmacı öğrenme kitabını öneriyorsunuz, bunun özel bir nedeni var mı? ikincisi anladığım kadarıyla kitabı sadece gözden geçirmişsiniz, kitabı size öneren ya da derinlemesine okuyan birisi var mı? merak ediyorum. üçüncüsü, eğitim, öğrenme ve öğretim konusunda bir şeyler yazabildiğinize göre bu konularda iyi bir eğitim almış olmalısınız bunu da öğrenmek isterim. yanıtlarınız için şimdiden teşekkür ederim.
Sponsorlu Bağlantılar
kelrapunzell - avatarı
kelrapunzell
Ziyaretçi
9 Ocak 2009       Mesaj #12
kelrapunzell - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı

slm,
yanıtınız için teşekkür ederim. elbetteki öğrenmeyle ilgili konularda yazışmak isterim. merakımı bağışlayın, ancak öncelikle alanda onlarca öğrenme yöntemleri kitabı olmasına rağmen neden özellikle yapılandırmacı öğrenme kitabını öneriyorsunuz, bunun özel bir nedeni var mı? ikincisi anladığım kadarıyla kitabı sadece gözden geçirmişsiniz, kitabı size öneren ya da derinlemesine okuyan birisi var mı? merak ediyorum. üçüncüsü, eğitim, öğrenme ve öğretim konusunda bir şeyler yazabildiğinize göre bu konularda iyi bir eğitim almış olmalısınız bunu da öğrenmek isterim. yanıtlarınız için şimdiden teşekkür ederim.

Kitaba göz gezdirmedim ,okudum .İki yıldır bende . Kitapları kafamın içinde gezdirmiyorum,İhtiyacım olan bilgilerin nerede olduğunu biliyorum ve ihtiyacım olduğunda ulaşmak üzere el altında bulunduruyorum .Hiç bir zaman bilgi depolayan bir öğrenme anlayışım olmadı .Bir kitabı tüm detaylarıyla akılda tutmak derinlemesine okumak değildir.Bir konuda çok fazla bilgi yüklemek iyi eğitim anlamına gelmiyor .Zihni pasifleştiriyor.Bilgi yüklemek yerine bilgiyi oluşturmak için gerekli zihinsel becerileri kazandırmak daha önemli.
Sponsorlu Bağlantılar

Eğitim öğrenme konusunda eğitimim devam ediyor ve bu konularda yazdıklarımı Özlem Sürücü ,Ümran Korkmazlar gibi konuda uzman hocalarımla da tartışma imkanı buluyorum. Bu hocalarımızın seminerlerine katılıyorum ,mailleşiyorum .Ayrıca eski bir hiperaktif çocuk olarak eğitim sistemimizin çok ceremesini çektim .Kendi çocukluğumda yaşadığım zorluklar ve sınıflarımdaki çocukların özellikle disleksi dikkat eksikliği gibi özgül farklılıkları olan çocuklarımızın, tüm çocukların aynı tarzda öğrendiğini varsayan yöntemler nedeniyle hem öğrenmelerinin hem özgüvenlerinin sallantıda olduğunu gördüğüm için hem öğretmen hem eski hiperaktif çocuk olarak deneyimlerimi eğitimbilim kuramlarıyla bir araya getirerek çözüm bulmaya çalışıyorum .Ne yazık ki bu gün hiperaktivite denince akla davranış sorunları ve işin tıbbi yönü geliyor ,öğrenme ile ilgili sorunlar ilaç tartışmalarının arkasında kalıyor.Oysa hiperaktiflerin öğrenme konusunda da özgül sorunları olabiliyor .Dikkatin odaklanması ve hareketlilik dışında yüzde 35 oranında özel öğrenme güçlüğü,ezberleme,kısa süreli hafızadan uzun süreli hafızaya aktarma,geri bildirim ,dili kullanma,bilgiyi düzenleme gibi zihinsel becerilerde spesifik sorunlar yaşıyorlar ve onlara bu konuda rehber olacak yönlendirme ,metod gibi eksiklikler yüzünden başarısız oluyorlar.Oysa bu çocukların çok büyük kısmı normal ya da normalin üstünde zekaya sahipler.Benim öğrenme ile ilgim işte bu tip farklı öğrenen çocukların öğrenmelerinde onlara işe yarar yöntemler kullanma,bulma,geliştirme yönünde .
Yapılandırmacı eğitime niye daha fazla ağırlık verdiğimi açıkladım ,bir kez daha açıklayayım.

Bilgiyi, parça-bütün ilişkisi kurma yoluyla ona ait olan bütünle bağlantılı olarak verdiğimizde sadece hiperaktif değil her çocuk daha üst düzeyde öğrenme imkanına sahip olacak dahası öğrendiği bilgi üzerinde zihinsel kontrolü olacağı için bilgiyi kullanma konusunda zihinsel beceri de kazanabilecek .Hafızayı değil ,zihinsel becerileri kullanma ve geliştirmek için yapılandırmacılığı savunuyorum.

Bilgi alışverişi adı üstünde bir alışveriştir ve tarafların ortaya koyduğu bilgi ve fikirlerin etrafında geliştirilerek sürdürülür .Benim ilk gün mesajınızı aldığımda hissettiğim keyif ve hayecan son bulmak üzere çünkü sorularınız dışında kendinizden hiç bir şey ortaya koymuş değilsiniz .Bu şekilde bir bilgi alışverişi beyin fırtınası ya da bilimsel bir tartışma yapmamız çok zor.
kelrapunzell - avatarı
kelrapunzell
Ziyaretçi
14 Ocak 2009       Mesaj #13
kelrapunzell - avatarı
Ziyaretçi
Alıntı

aslında hiperaktivite ilgi alanıma girmiyor. çünkü özel bir alan ve özel bir eğitim alınması gerekiyor. bu nedenle hiperaktivite konusunda bilgi alışverişinde bulunabileceğimizi zannetmiyorum. benim, mesajınızda ilgilendiğim konu yapılandırmacılıktı. ben de 7 yıldır yapılandırmacılıkla ilgili araştırmalar ve yayınlar yapıyorum. ismini verdiğiniz hocalar da hiperaktiviteyle ilgileniyorlar bu nedenle ortak tartışma alanlarımızın olabileceğini doğrusu düşünmüyorum. yapılandırmacılıkla ilgili bilgi paylaşımında bulunmak isterseniz neden olmasın

Meb Bakanlığına bağlı özel ya da resmi okullarda, ana sınıfı ,ilköğretim,ortaöğretimde ve sonrasında da üniversitelerimizde hiperaktif ya da dikkat eksikliği olan çocuk ya da erişkin birey diğerleriyle birlikte eğitim görüyor.



Alıntı

“Özel (ya da özgül ) Öğrenme güçlüğü”

Zekası normal ya da normal üstü olan, herhangi bir duyusal,nörolojik, fiziksel, ruhsal ve kültürel özrü olmayan okuma – yazma, matematik, kendini ifade etme, düşünme, zaman ve mekan da yönelme alanlarından biri veya birkaçında yetersizliğe yol açan bir bozukluktur "Disleksi" okuma konusunda "disgrafi" ,yazma konusunda ,"discalculi "matemetik konusunda bireyin yaşı ve zekasının altında başarı göstermeleri ile tanımlanan özel öğrenme güçlüğüdür.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocukların yüzde 1O ila yüzde kırkında özel öğrenme güçlüğü de birlikte görülür.

Hiperaktif çocuklar eğer disleksi ,disgafi ,discalculi gibi özel eğitim gerektiren özel öğrenme güçlüğü sorunları varsa normal okullarının yanısıra bu özel eğitimi de alırlar.
Bunun dışında diğer çocuklarla birlikte aynı müfredatı okur ve aynı okullara ,sınıflara devam ederler.Ayrı bir okula gitmiyorlar.Bu yüzden her öğretmen ya da eğitimcinin sınıfında ortalama bir iki adet-görülme sıklığı ile orantılı -hiperaktif çocuk var.

Bu konu benim ilgi alanıma girmiyor dediğinize göre ben de ortak tartışma alanlarımızın olabileceğini düşünmüyorum.

Eğer isterseniz yapılandırmacılıkla ilgili ayrı bir başlık açıp bu konuda yazabilirsiniz.
_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
25 Ağustos 2009       Mesaj #14
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi
Hiperaktivitede Öğretmenler Ne Yapmalı?


Öncelikle çocuk eğer sınıf ortamına uyum sağlamakta aşırı hareketliliğinden dolayı zorluk çekiyor ve her türlü eğitsel önleme rağmen sorun devam ediyorsa okul Rehber Öğretmenine (Psikolojik Danışman) havale edilmelidir. Eğer okulun Rehber Öğretmeni (Psikolojik Danışman) yoksa bağlı bulunduğu rehberlik ve araştırma merkezine ayrıntılı gözlem formu ile müracaat etmesi sağlanmalıdır. Daha sonraki sürelerde de öğretmen bu merkezle devamlı olarak bağlantı kurmalı, yardım almalıdır.


Öğretmenler Hiperaktif çocukların eğitimlerinde nelere dikkat etmelidir:

1. Hiperaktif çocuklar sanıldığının aksine çevresinde kendisine yönelik her türlü davranışın hemen farkına varır ve hemen tepki verirler. Siz çoğunlukla çevresinde olan bitenlerden habersiz olduklarını sanırsınız ama bazen akranlarından daha çok olan bitenlerin farkındadırlar. Dolayısıyla onları gerçek anlamda yüreğinizde hissederek sevdiğiniz zaman hemen o da sizi en az sizin kadar sevecektir. Eğer korku, acıma ya da zorunluluktan dolayı ‘severseniz’ bunu hemen anlayacak ve sizden daha dürüst davranıp sizi sevmeyecektir. Severseniz işiniz o kadar kolaylaşacak ki artık çocuk sorun olmaktan kurtulacaktır. Sevmezseniz ya da çaresiz olarak ‘severseniz’ inanın sorun daha fazla büyüyecek ve “Ne yaparsam yapayım olmuyor” noktasına gelecektir.
2. En önemli sorunun dikkat eksikliği olması nedeni ile eğitimde en temel amaçlardan biri dikkatini daha uzun süreler verebileceği farklı etkinlikler yaratmak olmalıdır.
3. Sınıf içinde devamlı öğretmenin temas kurabileceği ve dikkatini dağıtmayı engelleyen bir yerde yani en ön ve pencereden uzak bir sırada oturtulmalıdır.
4. Bu çocukların eğitiminde ödev yaparken en iyi performans, ara vererek yaptıkları zaman alınır. Bu nedenle uzun süreli ödevlerde sık sık ara vermesini sağlayın. Çalışma süresi çocuktan çocuğa değişir. Bu nedenle en iyi zamanlama çocuğun sıkılmaya başladığı anda verilen aradır.
5. İçinde varolan enerjinin iyi şekilde değerlendirilmesinin yolu harekete ,açık ve geniş alana özgü oyunlardır. Bu nedenle oyunun ve teneffüsün kaldırılması ya da kısaltılması gibi uygulamalar yanlıştır. Tam aksine oyun ya da teneffüs gibi uygulamalardan daha çok yararlandırılması sağlanmalıdır. Hatta çocuğun sınıf içinde ciddi anlamda sorun yarattığı görüldüğünde, hemen sınıf dışı kısa bir görev verme ya da bahçede koşarak tek başına tur atmasına izin verme gibi uygulamalara gidilmelidir.
6. Yoğun hareket gerektiren yüzme, basketbol, futbol, folklor gibi, sosyal, sportif ya da kültürel etkinliklere katılımı sağlanmalıdır.
7. Sınıf ortamının rahat ve kurallar açısından gevşek değil; katı ve sıkıcı özelliği olmayan, ancak kesin sınırları çizilmiş kuralları olmalıdır.
8. Uzun süreli olan ödevler küçük parçalara ayrılmalı, basamaklar halinde ve neden sonuç ilişkisi ile verilmelidir.
9. Çocuğun iyi niyetli olarak yaptığı her çabayı: eğer olumlu sonuçları olmuşsa destekleyin, olumsuz sonuçları olmuşsa görün, iyi niyetinden yaptığını bildiğinizi söyleyin.
10. Ödül ve özellikle puanlara dayalı ödül motivasyonu arttırır. Bu nedenle olumlu davranışları ile ilgili başarılarını yıldız ya da grafiklerle göstermek her zaman yararlı sonuçlar doğuracaktır.
11. Her türlü talimatlar, basit, yalın, somut ve kesin olmalıdır.
12. Sık sık grup çalışması yaptırın. Bu yolla gruba kabul edilmesinin keyfini yaşayacak, motivasyonu artacak ve kurallı yaşamayı/kurallara uyum sağlamayı öğrenecektir.
13. Ders anlatırken olabildiğince görsel, işitsel ve hareketli araçlar kullanılmalıdır. Mümkünse bu araçların kurulması ve kullanılmasında ondan yardım alınmalıdır.
14. Sık sık tahtaya kaldırın ve silmeniz gereken yazıları sildirin, sınıfta dağıtılması gereken materyalleri onun dağıtmasını sağlayın.
15. Sık sık geri-bildirimde bulunulmalıdır.
16. Eyleme geçmeden önce durması, düşünmesi ve sonra uygulamaya geçmesi söylenmelidir.
17. Sık sık ders anlatırken hareketli olmaya çalışılmalı, olabildiğince durağan olmaktan kaçınılmalıdır.
18. Özellikle dikkatinin dağıldığını hissettiğiniz zaman, ona yanıt verebileceğine emin olduğunuz soruları sormalı ve sırasına yakın yerlerde bulunarak ders anlatmaya çalışılmalıdır.
19. Ders içi ya da ders dışı zihinsel ve fiziksel aktivitelere daha çok yer verilmelidir.
20. Çocuğun derste olmadığı bir zamanda diğer öğrencilere açıklama yapılmalıdır. Bu açıklamada çocukla ilgili olarak zaman zaman dikkatini toplamakta güçlük çektiğini, ancak iyi, yardımsever ve iyi niyetli olduğunu, kendilerinin de onu aralarına alarak yardım etmeleri gerektiği vurgulanmalıdır.
21. Sınavlarda dikkatinin dağınıklığı gözönüne alınarak değerlendirme yapılmalı ve sınavlarda çok sıkıldığı hissedildiği zaman ara verilerek sınav yapılmalıdır. Ayrıca sözlü sınavlarda daha başarılı olduğu gerçeği unutulmamalıdır.
22. Bu çocuk için önlem alırken kıskanılacağı olasılığı düşünülerek, mümkün olduğu kadar diğer çocukların dikkatini çekecek aşırılıktan kaçınılmalıdır.
23. Kalabalık sınıflarda ders yapabilmesi daha güçtür. Bu nedenle aile, okul seçiminde bu özellikleri de aramalı ve istekli, ilgili ve tecrübeli öğretmenin yanı sıra mevcudu az olan sınıflarda okuması sağlanmalıdır.
24. Genellikle erkek öğretmenler tarafından verilen eğitimde daha başarılı sonuçlar alınmaktadır. Bunun nedeni de erkek öğretmenin otoriteyi temsil etme özelliğinin daha belirgin olması olarak düşünülebilir.
25. Sıklıkla sınıf değişikliği yapmak, bu çocuklar için olumsuz reaksiyonlar göstermelerine neden olmaktadır. Ancak ciddi sorunların yaşandığı sınıftan gerçek anlamda yararlanabileceği bir sınıfa geçtiği zaman çok olumlu sonuçların yaşandığı da görülmektedir.


Yukarıda olabildiğince açık, yalın ve uygulaması olası önerileri sınıfımızda uygulamayı başardığımız zaman, gerçek anlamda sorun yumağı haline gelebilecek durum, daha henüz sorunlaşmadan önünü almak mümkün olacaktır.


Rehberlik ve araştırma merkezlerine ulaşan hiperaktif öğrencilerle ilgili yapılan çalışmalarda, eğer öğretmen doğruları yakalıyabilmişse sınıf içinde ciddi anlamda herhangi bir sorun yaşanmamakta ve çocuğun gelecekte çok farklı ve başarılı bir öğrenci olması avantajını da beraber getirmektedir.
Çocuğun eğitiminde özellikle ilkbaşlarda rehber öğretmen, rehberlik araştırma merkezi ve veli ile devamlı ve sıklıkla temas içinde olmakta önemli yararlar görülecektir.


Herşey, sevmek ve yardıma hazır olmakla başlar. Gerçek anlamda sevmeyi ve yardım almayı baaşardığınız zaman, bunların eğitiminin çok da zor olmadığını göreceksiniz. Kimbilir, belki de ileride insanlığa çok büyük bir armağan hediye etmenin haklı gururunu hayatınız boyunca taşıyacaksınız. Çünkü bu çocuklar da sizi sevmişlerse, birgün, nerede olursanız olun, sizi bulacak ve haklı gururunuzu yüzünüze haykıracaktır.



Kaynak
Alvarez Ocean - avatarı
Alvarez Ocean
Ziyaretçi
25 Kasım 2009       Mesaj #15
Alvarez Ocean - avatarı
Ziyaretçi
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB)

Vikipedi, özgür ansiklopedi

Alıntı

Bu maddedeki yazılar yalnızca bilgi verme amaçlıdır. Yazılanlar, doktor uyarısı ya da uzman önerisi değildir.


DEHB ya da dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (en:ADHD) toplumun yüzde 3-5'ini etkileyen ve sıklıkla nörolojik tabanlı bir gelişim bozukluğu olarak kabul edilir. Bu bozukluk tipik olarak kendini çocukluk çağında dikkatsizlik ve/veya aşırı hareketlilik (hiperaktivite), unutkanlık, tepkilerin kontrolsüzlüğü yahut ani ve dürtüsel tepkiler ve kolayca başka şeylere sapma olarak gösterir. Genellikle Dikkat eksikliği bozukluğu (DEB) olarakta anılır (en:ADD) ancak aslında bu ADHD'nin bir şeklidir.

Çocukluk döneminde başlar, ergenlikte şekil değiştirerek devam eder. 4-5 yaşlarında farkedilir ve 7 yaşından sonra başladığı görülmez. Erkek çocuklarda kızlara oranla daha sık görülür. Erkek çocuklarda genellikte hiperaktivite ve impulsivite belirtiler ön planda iken, kız çocuklarında daha çok dikkat eksikliği belirgindir.

Dikkat eksikliği (ergenlerde)

Dikkat süresi kısa ve dikkat kalitesi yetersizdir.

Aşırı hareketlilik (ergenlerde)

Kıpırtılı olmak, yaşıtlarına göra fazlaca hareketi olmak olarak tanımlanabilir. Erken çocukluk döneminde, ergenlikte görülebilir. Aşırı hareketlilik, kıpırtılık, aşırı ağır hareket etme (hipoaktivite), hareketlerde biraz kontrolsüzlük, sosyal ortamlarda sorun yaşama (ergenlerde); bilinen en bariz belirtileridir.

Dürtüsellik

Sonunu düşünmeden eyleme geçme olarak tanımlanabilir. Sabırsızlık, sırasını beklemekte güçlük çekmek, yönergeleri dinlememek, kuralları sevmezlik, kurallara ve otoriteye karşı gelmek en belirgin belirtileridir. Düşüncelerine göre hareket etmeyi sever ve yeğlerler. Ani öfkelenirler, tehlike ve macerayı severler, riskli eylem ve hareketleri severler. Bu tür davranışlar ergenin sosyal uyumunu bozar.
boritta - avatarı
boritta
Ziyaretçi
1 Kasım 2012       Mesaj #16
boritta - avatarı
Ziyaretçi
Dikkat Eksikliği belirtileri ve tedavisi konusunda Çocuk Psikiyatr Dr. Gökçe Küçükyazıcı'nın bir makalesini buldum:

Dikkat Eksikliği ifadesinden kastedilen aslında dikkatin olmaması değil daha ziyade dikkati belli bir süreyle özellikle zihinsel uğraşı gerektiren ders çalışma, problem çözme veya çocuk için çok da eğlenceli olmayan bir görev esnasında kendisini gösteren bir konsantre olamama durumudur. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocuklar tam tersi eğlenceli, ilgilerini çeken, renkli ve canlı görüntülerin olduğu televizyon ve bilgisayar oyunları karşısında saatlerce sıkılmadan durabilmektedirler.

Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna (DEHB) sahip çocukların dikkatlerinin dış uyaranlarca kolayca çelinebilmesi nedeniyle, sıklıkla bizlerin farketmedikleri ayrıntıları farkedebilir bu nedenle yanlışlıkla fazlaca dikkatli olarak değerlendirilebilirler. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan öğrencilerin öğretmenleri sıklıkla öğrencinin derste dalgın olduğunu, kendisini dinlemiyormuş göründüğü veya kalemi silgisi veya etrafıyla ilgilendiğinden şikayetçidirler.

Kaynak ve Makale Devamı: Çocuk Psikiyatrisi | Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu | Dikkat Eksikliği v
Son düzenleyen Efulim; 1 Kasım 2012 22:02
boritta - avatarı
boritta
Ziyaretçi
6 Kasım 2012       Mesaj #17
boritta - avatarı
Ziyaretçi
Dikkat Eksikliği tedavisinde neurofeedback uygulaması hakkında Nöroterapist Dr. Bora Küçükyazıcı'nın soru-cevap şeklindeki bir makalesini buldum:

Neurofeedback , EEG biofeedback ya da nöroterapi olarak adlandırılır. Neurofeedback, depresyon, anksiyete, uyku bozuklukları, öğrenme güçlükleri, dikkat eksikliği ve DEHB gibi değişmiş olan beyin dalga amplitüdleri ile ilgili rahatsızlıklarda kullanılan tedavi yöntemidir.

Neurofeedback terapisi sırasında, hatalı beyin dalga aktivitesini düzeltmek için beyninizi nasıl yöneteceğinizi ve kullanacağınızı öğrenirsiniz. Antreman yaptırdığınız bir kas gibi, beyniniz de onu doğru kullandığınız ve eğittiğiniz sürece, güçlenecektir. Daha doğru çalışan beyin dalgaları ile, daha iyi hissedecek ve Peak Performance değeriniz artacaktır.

- Neurofeedback Nasıl Çalışır?

Beyin dokusunda, farklı aktivite bölgelerine göre yerleşmiş bulunan yaklaşık bir trilyon hücre vardır. Bu hücreler, çok hızlıdan çok yavaşa doğru 4 farklı beyin dalgası oluştururlar. Son araştırmalara göre, DEHB olan kişilerin beyin dalga aktivitelerinde, dikkat kontrolü, odaklanma, düşüncenin düzenlenmesi ve hissetmeyi sağlayan alanlarda aktivite azalması gözlenmektedir.

Araştırmalar göstermektedir ki, beyin dalgaları ile doğru antreman çalışmaları yaparak, hatalı beyin dalgalarının düzenlenmesi mümkündür. Neurofeedback, beyni güçlendiren bir öğrenme sürecidir. Neurofeedback ile beynin dikkat kontrolü, duygu ve davranış alanlarını güçlendirecek beyin bölgelerine egzersiz uygulanmaktadır. Böylece, beyninizin günlük işleyişini arttıracak şekilde, beyin ritminizi kontrol etmeyi öğrenmeniz sağlanır. Neurofeedback uygulaması, piyanonun akort edilmesi ya da otomobil motorunun ayarlanması ile daha doğru ve verimli çalışmasına benzetilebilir.

- Neurofeedback Seansları Özellikleri?

Seansta bilgisayar ile bağlantılı bir neurofeedback cihazı kullanılır. Neurofeedback cihazının sensörleri, beyin dalgalarının elektriksel aktivitesini kaydetmek için hastanın saçlı derisine ve kulaklara yerleştirilir. Neurofeedback cihazı aracılığıyla bilgisayara gönderilen beyin elektrik aktiviteleri, ekranda görünür hale dönüştürülür. Bu arada danışan farklı bir ekran karşısında oturmaktadır. Danışan beyin dalgaları ile ekranda görüntülenen oyunları yönetir. Ekrandaki görüntüler, farklı düzeylerde dikkat becerisi hakkında kişiye geribildirim sunmaktadır. Neuroterapist, seans sırasında danışanın beyin dalgalarını izleyerek, gerektiğinde yönermelerde bulunarak, danışanın oyun protokollerinde başarılı olmasını sağlayacak düzenlemeleri gerçekleştirir.

- Neurofeedback Seansı Ne Kadar Sürer?

Klinik koşullar açısından neurofeedback, ilaç içeren medikal tedavisi ile birlikte ek tedavi olarak uygulandığı gibi, tek başına tedavi olarak ta kullanılabilir. Spor, topluluk önünde konuşma veya işyerinde dikkat becerisini geliştirmek gibi belirli bireysel performans geliştirmeleri için neurofeedback tedavi amaçlı uygulanır. Başlangıçta, seanslar haftada iki veya daha fazla olarak uygulanır. Seans süresi yaklaşık 30 dakika sürmektedir. Neurofeedback, geribildirim esasına dayalı olan bir öğrenme metodu olduğu için, sonuçları belirli bir zaman sonrasında ortaya çıkar. Çoğu örnekte olumlu ilerleme ve gelişmeler, yaklaşık 10-12. seans içinde görülmektedir. DEHB’nin şiddetine ve ek uygulanan diğer tedavilere göre değişiklik göstermekle birlikte, anlamlı düzelme yaklaşık 30-40 seanslar sırasında gözlenir. Beyin, kendisini düzgün kontrol etmeyi ve düzenlemeyi öğrendikten sonra, bu öğrendiklerini her zaman hatırlar ve daha verimli çalışır.

Hangi Sorunlar ve Rahatsızlıklarda Neurofeedback Kullanılır?

Neurofeedback uygulamasının etkinliğinin klinik çalışmalarla kanıtlanmış olduğu durumlar şunlardır:

- Dikkat Eksikliği
- Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu – DEHB
- Öğrenme Bozuklukları
- Depresyon
- Anksiyete
- Kronik Yorgunluk Sendromu
- Yeme Bozuklukları
- Obsesif-Kompulsif Bozukluk
- Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB)
- Uyku Bozuklukları


Neurofeedback, beynin yeterli verimde ve uygun şekilde kullanılamadığı düşünülen durumlarda fayda sağlamaktadır.

Aşağıda yer alan zihinsel, duygusal ve fiziksel fonksiyonlarda daha yüksek verim sağlamak için neurofeedback terapisi uygulanmaktadır:


- Daha net düşünmek ve zihinsel berraklığı geliştirmek
- Dikkat ve konsantrasyon artışı ile öğrenme becerisini arttırmak
- Zihinsel esneklik artışı ile bir konudan diğerine daha hızlı geçiş yapmak
- Günlük yaşam fonksiyonlarında denge sağlamak adına, duygu, düşünce ve davranışları düzenlemek
- Spor aktivitelerinde daha iyi zamanlama ayarı ve dikkat becerisini arttırmak
- Genel yaşamda daha iyi hissetmek adına, beyin fonksiyonlarını geliştirmek

Neurofeedback kişilere okulda, spor yaşamında veya iş yerinde bireysel performans artışında yardımcı olur mu?

Evet, neurofeedback bireysel performans artışında etkin şekilde fayda sağlamaktadır. Yüksek zihin performansı yaşamın bazı dönemlerinde sağlanıyor olsa da, tekrarlanması ve sürdürülebilmesi genelde zordur. Oysa beyin dalgalarını yönetmeyi ve beynini daha verimli kullanmayı öğrenen kişi, düşünce performansını geliştirme ve sürdürme konusunda becerisini arttırmıştır.

Peak Performance değerinin unsurları şunlardır:

- Eldeki göreve odaklanma ve dikkati sürdürme
- Dikkat becerisinde esneklik
- Düşüncede berraklık
- Solunum ve kas hareketlerinin doğru kontörlü
- Azalan ya da kaybolan başarısızlık korkusu
- Artan sezgi ve farkındalık
- Olaylar karşısında uygun reaksiyon ve doğru yanıt geliştirme becerisi


Herkesin yaşadığı şu nadir anlar vardır: bireysel beceri ve dikkatin birlikte çok iyi çalıştığı ve şaşırtıcı şekilde beklenenden çok daha iyi performans ortaya konulan anlar. Bu yüksek performans elde edilen nadir durumlara, sürekli ve bilinçli bir şekilde ulaşılması nasıl hissettirir? Ya peak performans durumu, artık normal düzeyiniz olsaydı?

Eğer daha çok ve daha hızlı öğrenmek istiyorsanız, öğrenme karşısındaki korku ve kaygınızı (anksiyetenizi) azaltmak istiyorsanız, yaratıcılık ve verimliliğinizi arttırmak istiyorsanız, baskı ve stres altında odaklanma becerinizi geliştirmek istiyorsanız, neurofeedback ile Peak Performance eğitimi, sahip olduğunuz potansiyelinizi üst düzeye ulaştırabilir.

Neurofeedback
Etkinliği Hakkında Bilgiler


Klinik araştırmalara göre Neurofeedback eğitimi, DEHB belirtilerini azaltmada yüksek başarı oranı sağlamaktadır. Dikkatin düzenlenmesine bağlı olarak, DEHB’li çocukların IQ skorlarını olumlu etkilemektedir. Davranış sorunları (örneğin, öfke nöbetleri, saldırganlık) gibi durumlarda, neurofeedback çocukların dürtüsel davranışlarını kontrol etmelerine yardımcı olabilir. Depresyonda, duygu durum ve enerji kademeli olarak artabilir Anksiyete durumlarında, bireylerin anksiyete sıklığında ve yoğunluğunda azalma gözlenebilir.

Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Amerikan Akademisi’ne göre Neurofeedback, şu hastalıklarda klinik tedavi kılavuzu kriterini taşımaktadır: Dikkat Eksikliği, Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), nöbet bozuklukları, anksiyete (örneğin, Obsesif Kompulsif Bozukluk, Yaygın Anksiyete Bozukluğu, Travma Sonrası Stres Bozukluğu, Fobiler), depresyon, okuma bozukluğu. Bu veri klinisyenlere yukarıdaki hastalıklarda Neurofeedback uygulamasını önermektedir. Neurofeedback uygulamasının DEHB tedavisindeki etkinliği göz önüne alındığında, DEHB tedavisinde stimülan tedavi uygulanamadığında ya da yan etkileri sebebiyle tercih edilmediğinde, Neurofeedback tedavisi tercih edilen tedavi yöntemidir. (Kaynak: Çocuk ve Ergen Psikiyatri Klinikleri Kuzey Amerika, 2005)


Neurofeedback uygulamasının klinik güncel online kaynakçası için: ISNR - Neurofeedback Therapy Through Research,Training, and Education sitesini ziyaret edebilirsiniz.

Dr. Bora Küçükyazıcı
Aile Danışmanı-Nöroterapi Uzmanı


Çocuk ve Genç
Psikolojik Danışmanlık ve Psikiyatri Merkezi
Dikkat Eksikliği | DEHB | Pedagog | Çocuk Gelişimi | Çocuk Psikiyatri
Tel: 0 216 3726602 – 0 216 3726607


Kaynak ve Makale Devamı: Neurofeedback | DEHB Tedavisinde Neurofeedback | DEHB Tedavisinde Nöroterapi Uygulama
boritta - avatarı
boritta
Ziyaretçi
20 Kasım 2012       Mesaj #18
boritta - avatarı
Ziyaretçi
Dikkat Eksikliği-Dikkat Dağınıklığı ve Hiperaktivite Bozukluğu belirtileri ve tedavisi hakkında Çocuk ve Ergen Psikiyatri Uzm. Dr. Gökçe Küçükyazıcı’nın bir makalesini buldum:

Dikkat Eksikliği -
Dikkat Dağınıklığı ve Hiperaktivite Bozukluğu, bireyin akademik başarısı, aile hayatı, sosyal ilişkileri ve benlik saygısı üzerine çeşitli olumsuz etkileri olan ve oldukça sık görülen psikiyatrik bir bozukluktur. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun çocuk ve ergenlerde görülme sıklığı %5-10, erişkinlikte %4 civarındadır.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğunun en sık gözlenen temel belirtileri şunlardır:
- Hareketlilik
- Dikkat eksikliği
- Dürtüsellik

Bozulukta her üç belirti birada görülebileceği gibi, dikkat eksikliği - dikkat dağınıklığı ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB) özellikle dikkatsizliğin ön planda olduğu ve hiperaktivite ve dürtüselliğin ön planda olduğu alt tipler şeklinde kendisini gösterebilir.
Bir kişide Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu ( DEHB ) varlığından söz edebilmek için, bu belirtilerin 7 yaştan önce başlamış olması, birden fazla ortamda görülüyor olması, sürekli olması ve kişinin günlük yaşamını etkileyecek boyutta olması gerekir.

DİKKAT EKSİKLİĞİ – DİKKAT DAĞINIKLIĞI

Dikkat Eksikliği ifadesinden kastedilen aslında dikkatin olmaması değil daha ziyade dikkati belli bir süreyle özellikle zihinsel uğraşı gerektiren ders çalışma, problem çözme veya çocuk için çok da eğlenceli olmayan bir görev esnasında kendisini gösteren bir konsantre olamama durumudur. Dikkat eksikliği - dikkat dağınıklığı ve hiperaktivite bozukluğu olan çocuklar tam tersi eğlenceli, ilgilerini çeken, renkli ve canlı görüntülerin olduğu televizyon ve bilgisayar oyunları karşısında saatlerce sıkılmadan durabilmektedirler.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna (DEHB) sahip çocukların dikkatlerinin dış uyaranlarca kolayca çelinebilmesi nedeniyle, sıklıkla bizlerin farketmedikleri ayrıntıları farkedebilir bu nedenle yanlışlıkla fazlaca dikkatli olarak değerlendirilebilirler. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan öğrencilerin öğretmenleri sıklıkla öğrencinin derste dalgın olduğunu, kendisini dinlemiyormuş göründüğü veya kalemi silgisi veya etrafıyla ilgilendiğinden şikayetçidirler.

Dikkat eksikliği - dikkat dağınıklığı ve hiperaktivite bozukluğuna sahip çocuklar sınav sırasında dikkatsizce hatalar yapma ve soruları okumadan işaretleme eğilimindedirler.

Kaynak Makale: Çocuk Psikiyatrisi | Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu | Dikkat Eksikliği v
badeland - avatarı
badeland
Ziyaretçi
3 Temmuz 2014       Mesaj #19
badeland - avatarı
Ziyaretçi
Öğrenciyi katıldığı sınavda diğer öğrencilere göre avantajlı olmasını sağlayan, dikkatini odaklama,odaklanmış dikkati sınav sonuna kadar sürdürebilme ve sınav heyecanını kontrol edebilme yeteneğidir.
Dikkati odaklama becerisi ve dikkati sürdürme becerisi herkeste eşit midir? İşte asıl fark yaratan cevap buradadır! Seviye belirleme sınavına hazırlanan bir öğrencide dikkati odaklama ve heyecanı kontrol etme becerilerinin çok önemli olduğu anlar şunlardır:
- Derste öğretmeni dinlerken
- Evde sınav alıştırması ve konu çalışmaları yaparken
- Sınav sırasında sorulara odaklanıp, dikkatini toparlarken
Özellikle seviye belirleme sınavlarında, dikkatin sürdürülebilme yeteneğinin önemi çok büyüktür. Sınav sırasında odaklanılan sorulara ve yanıtlara, sınav süresinin tamamında gereken dikkat düzeyinin sağlanması ve bu dükkatin sürdürülebilmesi öğrenci için önemli bir avantajdır.
Verimli ders çalışma becerisi ve sınavda diğer öğrencilere fark yaratılmasını sağlayan beceri, dikkatin sürdürülebilme yeteneğidir. Sınavın ilk yarısında neredeyse tüm öğrenciler odaklanmış ve soruları doğru okuyup, anlamlı yanıtlar oluştururlar. Oysa sınavların 2. Yarısında öğrenciler arasındaki önemli bir fark ortaya çıkmaya ve seviyeleri birbirinden ayırmaya başlar: Odaklanılmış Dikkatin Sürdürülebilmesi
Dikkat Becerisi ve Odaklanılmış Dikkat Süresi Nasıl Gelişir?
Dikkat becerisini kontrolü, beyin ön bölgesinde prefrontal korteksteki dikkat merkezinden yürütülür. Neurofeedback dikkat egzersiz sistemi ile, dikkati düzenleyen beyin merkezinin yaydığı beyin dalgalarının görüntülenmesi, kontrol edilmesi ve geliştirilmesi mümkün olmaktadır. Beyin dalgalarının görüntülenmesi ve ekranda kişinin kendi beyin dalgalarını kendisinin kontrol etmeyi öğrenmesi üzerine kurulu bir geri-bildirim sistemi olan Neurofeedback egzersizleri sırasında, öğrenci kendi dikkat becerisini belirleyen beyin dalgalarını görmektedir. Bu beyin dalgalarını oluşturan dikkat merkezini geliştirici egzersiz progRamları ile, öğrenci hem dikkatini toparlama becerisini geliştirmekte, hem de odaklanılmış dikkat süresini arttırmayı öğrenmektedir.

Kaynak: Dikkat Eksikliği | DEHB | Neurofeedback | Çocuk Gelişimi | Çocuk Psikiyatrisi
psikopat - avatarı
psikopat
Ziyaretçi
15 Mayıs 2015       Mesaj #20
psikopat - avatarı
Ziyaretçi
DİYET VE DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU İLİŞKİSİ
Son yıllarda birçok bozukluğun tedavisinde diyet ve bitkisel tedavi oldukça rağbet görmektedir. Görünen o ki çocuklarında ilaç kullanmak istemeyen bir çok ebeveyn dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu için de bitkisel tedavi arayışına girmektedir. Bu yazıda allerji DEHB ilişkisinden söz ettikten sonra belirli besinleri diyetten çıkarma ya da diyete ekleme yoluyla yapılan girişimlerin sonuçlarını anlatacağım.

Liduina Pelsser diyetin DEHB tedavisindeki yerini kapsamlı olarak ele alan bir tez çalışması yapmıştır. Bizde burada sunduğumuz bilgileri araştırmacının tezinden istifadeyle özetle aktarmaya çalışacağız.

psikiyatri hiperaktifivite tedavi1 300x212

Dikkat Eksikliği Hiperaktive Bozukluğu tanısı alan çocuklarda allerjik durumların %40’a kadar varan sıklıklarla görülmesi üzerine allerjiye neden olan durumların DEHB’ye de neden olabileceği ihtimali gündeme gelmiştir. Ancak başka bazı çalışmalar bunu desteklememiştir. Bu araştırmaların sonucu olarak gıdalarla DEHB arasında bir neden sonuç ilişkisi ihtimali gündeme gelmiştir. Daha sonra gıda ekleme ya da gıda kısıtlama yöntemleriyle yapılan çalışmalar takib etmiştir. Gluten, şeker, çukulata ya da katkı maddelerinin diyetten çıkarılmasıyla yapılan çalışmalar sonuca ulaşmamıştır. DEHB’nin tedavi klavuzlarından Avrupa ya da İngiltere (NICE) kriterleri bu diyetlerin faydası olmadığı ve önerilmemesi gerektiği şeklinde karar bildirmektedirler.
Çinko, demir, magnezyum, bitkisel tedaviler, omega-3 ve omega-6 yağ asitleri gibi diyete ekleme yapılarak tedavi çalışmaları da bugün itibariyle net bir sonuca ulaşamamış gibi görünmektedir. Elbette gıda endüstrisi oldukça büyük bir ekonomik getirisi olan bu türden diyet katkılarının tedavide etkisi olduğu yönünde internette bir çok yazıyı yayınlamaya devam etmektedir.
Yukarıdaki çalışmalarda belirli bir gıda ya diyetten çıkarılıyor ya da diyete ekleniyor. Daha sonra yapılan Sınırlı Eliminasyon Diyeti (Restricted Elimination Diet) çalışmalarında çocuğun yemesine izin verilen daha kapsamlı bir diyet önerilerek yapılan çalışmalarda en azından bazı DEHB vakalarında diyetin faydalı olabileceği gösterilmiştir. Henüz diyetin etkisinin hangi mekanizmayla olduğu meselesi netleştirilebilmiş değildir.
Özetleyecek olursak diyet uygulaması belirli bir besinin eklenmesi ya da çıkarılması kadar basit olmayıp her çocuk için özel olarak hazırlanmış kapsamlı bir program hazırlanmalıdır. Bu ise hazırlaması da uygulaması da ileri düzey uzmanlık gerektiren bir şeydir. İlaçların etki etmediği durumda mutlaka düşünülmelidir. İlaçlara alternatif olarak uygulanacak ise DEHB’yi değerlendiren bir psikiyatristin yönlendireceği bir diyet uzmanının kontrolünde uygulanmalıdır.

BİLGİSAYAR VE DİKKAT EKSİKLİĞİ HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU

Bazı anne babalar çocuklarına dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu tanısı konulduğunda “ama doktor bey, benim çocuğum saatlerce bilgisayar karşısında dikkatini verebiliyor” şeklinde tepki gösteriyorlar. Bu ana babaların yanıldığı nokta şudur: bilgisayardaki bir çok şey aslında dikkat toplamayı gerektirmez. Dikkatle bakarlarsa çocuklarının saatlerce bilgisayar başında vakit geçirirken aslında bir konuya, bir sayfaya odaklanamadıklarını göreceklerdir. Sürekli olarak bir internet sayfasından diğerine geçerek aslında odaklanamamaktadırlar. Ya da bilgisayar oyunları sürekli olarak yeni uyaranlar vererek çocukların dikkatini çekebilmektedir. Oysa gerçek yaşamdaki görevler bilgisayar oyunlarından farklı olarak dikkatimizi uyanık tutacak yenilikler sunmazlar bize. Hatta dahası DEHB’si olan çocuk ya da yetişkinlerin bilgisayarın bu özelliğini bir çeşit kendi kendine tedavi amaçlı olarak kullandıklarını ama bunu yaparken kolayca bilgisayar bağımlısı haline gelebileceklerini söyleyebiliriz. Nitekim bilgisayar bağımlılığı üzerinde çalışan bazı bilim adamları da bu görüşü desteklemektedir.

kaynak : profesyonel psikiyatri servisi

Benzer Konular

22 Kasım 2012 / Pasakli_Prenses Tıp Bilimleri
1 Temmuz 2012 / Misafir Soru-Cevap
6 Eylül 2008 / karayel Taslak Konular
21 Haziran 2009 / _PaPiLLoN_ Psikoloji ve Psikiyatri