Arama

Bulumia Nervosa (Kusma Hastalığı)

Güncelleme: 12 Mart 2018 Gösterim: 57.137 Cevap: 2
_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
17 Aralık 2007       Mesaj #1
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi

Bulumia Nervosa

Ad:  kusma.jpg
Gösterim: 970
Boyut:  16.0 KB
Bulumia nervosa, (kusma hastalığı) bir abur cubur seansından sonra, yani fazla yemekten sonra, kişininistemediği fazla kalorilerden kurtulmak için kusma yolunu seçtiği bir hastalıktır. Abur cubur yeme seansları kişiye göre değişir. Ancak bir kerede 1000 kaloriden 10 000 kaloriye kadar çıkabilir. Bu kalorilerden kurtulmak İçin hasta ya kusar ya da laksatif kullanır. Bir de, zayıflama hapları alma, aşırı egzersiz yapma ve bu yüzden aşırı yorgun düşme gibi yolları seçenler de vardır.

Sponsorlu Bağlantılar
Bulumikler de anoreksikler gibi kendilerinin güvenli bir ortamda yaşamadıklarını düşünürler. Yaptıkları herşeyi başkalarını rahat ettirmek için yaparlar ve duygularını sürekli saklarlar. Yemek, bu kişilerin tek güven kaynağıdır. Ayrıca kusma işlemi burada tıpkı ağlama, bağırma ya da öfke duyma gibi, bir tür duyguların dışavurumu olarak da algılanabilir.

Bu hastalık bazen rejime başladıktan sonra ortaya çıkabilir. Rejim sırasında örneğin hasta, tatlılara duyduğu aşırı iştahla kendini tutamayıp bunları tüketir sonra pişman olarak kusmayı dener. Yaptığını kendi de anlamlandıramayıp bir içine kapanış yaşayan hasta, bunu başkalarından da gizlemek ister. Bu yüzden aileler, hatta eşler bile yıllarca bu durumdan habersiz kalabilir. Bulumia nervosa'da da zayıflama pek görülmez. Tıpkı anoreksia'da olduğu gibi, bulumia da ergenlik döneminde başlar. Bu durum çoğunlukla kadınlarda görülse de, erkeklerde de rastlabilir

Yetkililer, “Özellikle genç kızlar, beğenilen ince bir vücuda sahip olma isteğiyle bilinçsizce ve kontrolsüzce çevreden duyduğu çok düşük kalorili zayıflama diyetlerini uygulayabiliyor. Ancak, bu durum büyüme ve gelişmede duraklama, adet yaşında gecikme, adet düzensizlikleri, iskelet sisteminin gelişiminde anormallik gibi pek çok sağlık probleminin ortaya çıkmasına neden olabiliyor” şeklinde konuştular.

Yetkililerden alınan bilgiye göre, bilinçsizce yapılan sağlıksız zayıflama diyetleri şu sağlık sorunlarına yol açıyor:
  • Baş ağrısı,
  • Konsantrasyon bozukluğu,
  • Yorgunluk,
  • Kalp ritminde bozukluk,
  • Tansiyon düşüklüğü,
  • Adet düzensizlikleri,
  • Kabızlık,
  • Kansızlık,
  • Ciltte kuruluk,
  • Saç dökülmesi.
Bu diyetlerin bazal metabolizma hızının düşmesine neden olduğu, diyet bırakıldıktan sonra, verilen kiloların tekrar hızla alınması nedeniyle de bu kişilerin sürekli olarak zayıflama diyeti uygular hale geldiği uyarısında bulunuldu.
Son düzenleyen Safi; 12 Mart 2018 04:33
_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
21 Eylül 2008       Mesaj #2
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi

Çağımızın yeme hastalığı: Bulimia

DIŞ görünüşün hayli önemsenmekte olduğu günümüzde, kişiler toplum içindeki yerlerini belli bir seviyede tutmak, daha çok saygı görmek, daha çok sevilmek, kendine daha çok güvenebilmek gibi çeşitli sebeplerden dolayı belli bir kilonun üstünde olmama çabasındadırlar. Bunun için sağlıksız, geçerliliği kanıtlanmamış, doktor/diyetisyen kontrolünde olmayan yüzlerce çeşit diyet uygularlar. Bu diyetler kişilerin metabolizmalarını bozup, sürekli diyette kalmadıkları sürece tekrar ciddi kilo alımlarına yol açtığı gibi kişilerin psikolojilerini de etkiler. Bu durum da kişilerin yeme bozukluğu tanısı alacak duruma gelmelerine neden olabilir. DSM IV'e (Diagnostical Statistical Manual) göre tanımlanmış 2 tür yeme bozukluğu vardır. Şimdi söz VKV Amerikan Hastanesi Psikoloji Bölümü Uzman Psikolog Aslı Akkan'da...

Sponsorlu Bağlantılar
BULİMİA NERVOSA (BN)
DSM IV'ün tanı kriterlerine göre BN:
1) Tekrarlayıcı aşırı yeme atakları.
2) Yeme periodunda yeme işlemi üzerinde kontrolu kaybetmek.
3) Aşırı yemeye ek olarak, kilo almayı engellemek için uygunsuz aşırı bir reaksiyonlar geliştirmek (Kendini kusturma, laksatif kullanma, aşırı egzersiz yapma vb.)
4) Vücut şekli, görüntü ve kilosundan memnun olmama hali.
5) Aşırı yeme ve dengeleyici karşı eylemlerin üç ay boyunca haftada en az iki kez olması.

İSTATİSTİKİ DEĞERLER
- ERGENLİK ve erken yetişkinlik dönemlerinde başlar.
- Yüzde 90'ını kadınlar oluşturur.
- Kadınlar arasındaki sıklığının yüzde 1 ile 2 arasında olduğu bilinmektedir.
- BN hastalarının yüzde 80'i kusmayı kilo kontrolü olarak kullanır.

İyileşme oranı yüksek, çünkü tedavi reddi/direnci daha az... Bulimia hastaları yardımı reddetmezler. BN tanısı konmuş hastalarının pek çoğunun aile öyküleri incelendiğinde, sorunlu aile ilişkileri göze çarpar. Uzak ve reddedici ebeveyn tanımlaması BN hastaları arasında yaygındır. Bulimia hastaları Anoreksiyadan farklı olarak dışa dönük kimselerdir. Bulimia hastalarının dürtü kontrolünde yaşadığı problemler nedeniyle madde kötüye kullanımı, emosyonel dengesizlik ve intihar girişimlerine rastlanabilir. Bulimia Nervosa hastalarının yüzde 50'sinin kesin iyileştiği, hastalığın sonucu olarak veya intahar girişimlerine bağlı olarak ölüm oranı ise yüzde 1 ile yüzde 5 arasındadır.

Psikoterapide hastanın kendi duygularını uygun bir şekilde ifade edebilmesi, yeme davranışı üzerine kurulu yanlış düşünce tarzının değiştirilmesi, vücuduna yönelik olumsuz algılamaların düzeltilmesi, özgüvenin oluşturulması, kişilerarası sorunların belirlenip, çözümüne yönelen bir yaklaşımın oluşturulmasına çalışılır.Tedavide medikal destek, davranışçı terapi, ve aile terapisi kullanılabilir. Yeme bozuklukları ciddiye alınması ve tedavisinin sağlanması gereken hastalıklardır. Tedavi sürecinin başlatılmaması veya geç kalınması ölümlerle sonuçlanabilir.
Son düzenleyen Safi; 1 Mart 2018 01:34
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
1 Ekim 2009       Mesaj #3
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Bulimia Nervosa
Bulimia Nervoza yineleyen aşırı yeme nöbetleri ve hastanın beden ağırlığını kontrol etmekle aşırı uğraşması; bu nedenle yediği yiyeceklerin şişmanlatıcı etkilerini azaltmak için aşırı çaba harcaması ile belirli bir sendromdur. Bulimia; Yunan dilinde “öküz gibi acıkmak” deyimi karşılığında kullanılmaktadır. Bu hastalık olağan dışı miktarlarda yemek tüketimi dönemlerini izleyen bilinçli dışa atım yöntemlerini de içermektedir. Kilo alımını engellemeye yönelik kullanılan bu yöntemler genellikle; çıkartma, oruç tutma, aşırı egzersiz uygulama veya laksatif kullanımından oluşur. DSM-IV Bulimia Nervosa’da oluşan zevke yönelik yeme epizodlarını; “2 saatten daha az bir sürede pek çok insanın aynı koşullarda yiyebilecekleri miktardan daha fazla yemek tüketimi” olarak tanımlamaktadır. Zevk yemeleri tipik olarak gizlilik içinde olur; genellikle bir stres faktörü tetikleyicidir, ve olumsuz duygulanımları harekete geçirir; yalnızlık, sosyal ortamlarda yeme veya kilo alımı konusunda endişelenme gibi. Bu zevke dayalı yeme, kişi rahatsızlık verecek derecede tok olana değin devam eder. Bu süre içinde kişi yeme davranışı ve tüketilen yemeğin miktarı üzerindeki kontrolünü kaybeder Bu sürede tercih edilen yemekler genelde dondurma, çikolata, pasta gibi çabuk yenebilen ve kalorili yiyeceklerdir.

Araştırmalar göstermiştir ki bulimia olgularında hastalar, tıkanırcasına yeme epizodları sırasında 2000 ile 4000 kalori almaktadır ki bu kalori miktarı sağlıklı bir kişinin bir gün boyunca aldığı kalori miktarından daha fazladır. Hastalar genellikle tıkanırcasına yeme davranışlarından utanç duyarlar ve bunu saklama çabasındadırlar. Çoğunlukla tıkanırcasına yeme epizodları sırasında kontrolü yitirdiklerinden yakınırlar. Tıkanırcasına yeme epizodunu, pişmanlık duygusu içinde iğrenme, tiksinme, huzursuzluk, kilo alma korkusu ve dışa atım çabası izler. Bulimia hastaları dışa atımı genellikle parmak yardımı ile kusarak yaparlar. Mide bulantısı ve kusma, zamanla bulimia hastalarında irade ile gerçekleşebilmekte ve parmak, çatal vb. gibi maddelere gereksinimleri dahi kalmamaktadır. Laksatif ve diüretik kötüye kullanımı, yoğun egzersiz programı veya oruç tutma gibi diğer kiloyu koruma yöntemleri de bulimia hastalarının vücut ölçülerini koruma çabası dahilinde başvurdukları diğer yöntemlerdir. Çoğu insan zaman zaman tıkanırcasına yeme nöbetlerine girebilir. 1982 yılında yayımlanan bir araştırmaya göre üniversite öğrencilerinin %50’si arada sırada meydana gelen tıkanırcasına yeme-arınma dönemleri geçirmektedir. DSM-IV kriterlerine göre bu tür davranışlara hastalık boyutunda yaklaşmak ve Bulimia tanısı koymak ancak bu dönemlerin üç ay boyunca haftada en az iki kez gerçekleşmesi sonrasında mümkündür.
Anoreksiya Nervosa’da olduğu gibi Bulimia hastaları için de kilo alımının yarattığı kaygı oldukça yüksektir. Yine Bulimia Nervosa’da da Anoreksiya’da olduğu gibi kişinin vücudunun görünüşünü algılamasında bozulmalar meydana gelmektedir ve bu kişiler normal ağırlıkta olsalar dahi kendilerinin kilolu olduklarına inanabilmektedirler.

DSM-IV Bulimia Nervosa’yı iki alt tipe ayırmaktadır: Çıkartma olan ve çıkartma olmayan tip. Çıkartma olmayan tipe eşlik eden davranışlar; oruç tutma, aşırı egzersiz yapma veya laksatiflerin kullanımıdır. Çıkartma olan tipe oranla daha sıktır. Ayrıca bu tip hastalar tıkanırcasına yeme dönemlerini daha az yaşamakta ve hastalık şiddetinin daha hafif olduğu gözlenmektedir.
Bulimia Nervosa ergenlik ve erken yetişkinlik dönemlerinde başlar. Bulimia hastalarının %90’ını kadınlar oluşturur. Kadınlar arasındaki sıklığının % 1 ile 2 arasında olduğu bilinmektedir. Bulimia hastalarının öykülerine bakıldığında pek çoğunun önceleri aşırı kilolu olduğu ve hastalık semptomlarının bir diyet dönemi ile başladığı görülür. Bulimia hastalarında abartılı yeme dönemleri olduğu için, hasta kliniğe başvurduğunda zayıflamış olması beklenmemelidir, bazen normal kiloda ve hatta fazla kilolu dahi olabilirler, oysa anoreksia hastaları kliniğe her zaman aşırı zayıflamış halde başvururlar.

Bulimia hastaları Anoreksiya’da olduğu gibi yardımı reddetmezler. Aşırı yeme ve kusma epizodlarından sonra suçluluk duymalarına ve bu davranışları gizleme çabası içinde olmalarına rağmen istekle yardım ararlar. Uzun dönem takipler Bulimia teşhisi ile tedavi edilen hastaların yarısından fazlasının beş yıl içinde sağlıklarına kavuştuklarını göstermektedir. Ancak hastalığın seyri, kusma sonucu ortaya çıkan belirtilerin şiddetine de bağlanmaktadır. Uzun süren vakalarda ilişkilerde bozulma, iş yaşamında sorunlar ve kendilik değerinde azalma görülebilmekte, bu tür etmenlerin klinik açıdan ele alınmasında fayda olduğu bilinmektedir.
Bulimia Nervosa tanısı konmuş hastalarının pek çoğunun aile öyküleri incelendiğinde, sorunlu aile ilişkileri göze çarpar. Hastalar anne-babalarını “uzak ve reddedici” olarak tanımlarlar. Yeme nöbetlerinin anne ile bütünleşmeyi temsil ettiği, ancak sonrasında anneden ayrışma ve bireyselleşme çabasının dışa atım, kusma davranışları olarak kendini gösterdiği düşünülmektedir.

Bulimia hastaları Anoreksiyadan farklı olarak dışa dönük kimselerdir. Bunun yanında kızgın ve dürtüsel oldukları da gözlenmiştir. Bulimia hastalarının dürtü kontrolünde yaşadığı problemler nedeniyle pek çok sorun da beraberinde kliniğe taşınmaktadır. Madde kötüye kullanımı, emosyonel dengesizlik ve intihar girişimlerine de bu hastaların hikayelerinde sıklıkla rastlanmaktadır. İlginç bir araştırma da Bulimianın çalma alışkanlığı ile pozitif ilişkisini ortaya koymuştur. Hırsızlık alışkanlığı olan bulimia hastalarının aynı zamanda madde bağımlılığı ve diğer suçlara da yatkınlığı gözlenmiştir. Bulimia Nervosa pek çok diğer psikiyatrik hastalık ile birlikte anılmaktadır; özellikle depresyon, kişilik bozuklukları, ve anksiyete bozuklukları. İkiz denekler kullanılarak yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre Bulimia ve depresyon genetik açıdan birbirleri ile ilişkilidirler.

Bulimia Nervoza'nın
a) yineleyen kusmalara yol açan üst gastrointestinal sistem hastalıkları
b) kişilikteki daha yaygın bir bozukluk
c) depresif bozukluk,
tan ayırt edilmesi gereklidir.
Son düzenleyen Safi; 1 Mart 2018 01:35

Benzer Konular

9 Nisan 2011 / _Yağmur_ Sağlıklı Yaşam
1 Ekim 2009 / GusinapsE Psikoloji ve Psikiyatri
19 Mayıs 2014 / Misafir Soru-Cevap
15 Temmuz 2009 / _PaPiLLoN_ Psikoloji ve Psikiyatri
18 Haziran 2013 / AndThe_BlackSky Arşive Kaldırılan Konular