Arama

Prenatal Beslenme (Hamilelikte Beslenme) - Sayfa 2

Güncelleme: 2 Mart 2013 Gösterim: 28.359 Cevap: 11
Gülgeceler - avatarı
Gülgeceler
Ziyaretçi
26 Şubat 2013       Mesaj #11
Gülgeceler - avatarı
Ziyaretçi
Hamilelikte Önerilen Beslenme Programı
Hamile kadınların düzenli ve sağlıklı beslenmeleri hem kendi sağlıkları açısından hem de çocuğun gelişmesi açısından çok önemlidir. Fazla ve düzensiz beslenme annede gereksiz kilo alımına sebep olabildiği gibi kötü beslenme de hem anneyi zayıf bırakmakta hem de çocuğun sağlıklı büyümesini engellemektedir. Bu gün gebe kadınlar için bir günlük sağlıklı beslenme programı hazırladık
Sponsorlu Bağlantılar

Sabah kahvaltısı:
1 su bardağı süt
2 kibrit kutusu kadar beyaz peynir
1 yumurta
1 dilim ekmek ve 2-3 kaşık reçel veya bal

hamilelikte beslenme
Öğle yemeği:
1 porsiyon et (ızgara-haşlama) 200gr
1 porsiyon sebze 200gr - 1 kase yoğurt
1 porsiyon meyva (her gün değişik olabilir) 250 gr kadar
Akşamüzeri kahvaltı:
1 su bardağı süt 2-3 bisküvi
Akşam yemeği:
1 porsiyon beyaz et veya balık(200 gr)
1 porsiyon haşlamış sebze veya yağsız salata
1 dilim ekmek - 1 bardak meyva suyu

Anne adaylarına çökelek önerisi
Esenler Hayat Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Operatör Doktor Ümit Beyatlı, anne adaylarına "her gün iki kaşık çökelek yiyin" önerisinde bulundu.
Dr. Ümit Beyatlı, hamilelik sürecinde anne adaylarının sağlıklarına büyük özen göstermeleri gerektiğini söyledi. Hamilelik süresince düzenli olarak yapılan kontrollerin pek çok hastalığın belirlenmesini sağladığını kaydeden Beyatlı, Türkiye’de beslenme bozukluklarına bağlı olarak, hamile kadınların yüzde 58’inde demir yetersizliği anemisi (kansızlık) ile kan hücrelerinin yapımında gerekli olan folik asit, fiziksel ve zihinsel gelişimde etkili iyot ve kemik gelişiminde rol oynayan kalsiyum yetersizlikleri görüldüğünü bildirdi.
Anne adaylarına normal zamanda yediklerinize ek olarak, her gün en az 2 su bardağı kadar süt veya yoğurt ya da 2-3 kibrit kutusu kadar peynir veya 1-2 kaşık çökelek tüketmelerini öneren Beyatlı, çiğ süt ve bundan yapılan peynirler zararlı mikropları içerdiğinden pastörize süt ve bu sütlerden yapılan peynirlerin tercih edilmesi gerektiğini anlattı.
"Normal zamanda yediklerinize ek olarak, bir adet yumurta veya yumurta kadar et, tavuk, balık, bu besinler tüketilemiyorsa kurubaklagil yemekleri, mercimekli veya nohutlu çorbaların tüketilmesine özen gösterin" diyen Beyatlı, her öğünde düzenli olarak taze sebze ve meyve tüketilmesini istedi. Beyatlı, anne adaylarına "yemeklerde sıvı yağ kullanın ve uzun süre aç kalmayın" önerisinde bulundu.

Beyatlı’nın anne adaylarına diğer önerileri şöyle:
"-Günde en az 10 bardak su için,
-Anemiden korunmak için, yumurta, kırmızı et, kuru baklagiller, pekmez ve taze meyve-sebze gibi yiyecekleri tüketmeye özen gösterin,
-Yemeklerden bir saat öncesi ve bir saat sonrasına kadar çay veya kahve içmeyin. Açık çay tercih edin,
-Aldığınız besinlerin son kullanma tarihi ve içeriğine dikkat edin,
-Eğer evcil hayvan besliyorsanız, lazımlıklarını temizlerken mutlaka eldiven takın,
-İlk gebelik yaşınız 20’nin altında ise bu ’ani bebek ölümleri’ açısından önemli bir risk. Hamileliğiniz süresince sağlık personeli yardımı alın, doğumunuzu sağlık personeli yardımıyla yapın."
Beslenme, hamileliğin seyrini ve sonucunu önemli derecede etkiler. Hamileliğin oluştuğu andan itibaren annenin beslenmesi, bebeğin metabolik ihtiyaçlarının karşılanması ve daha sonraki durumu için son derece önemli bir faktördür. Anne organizması, bebeğin büyüme ve gelişimini sağlayacak ve aynı zamanda kendi dengesini koruyacak birtakım fizyolojik düzeltmeler yapar. Hamile bayanın dengeli beslenmesi sağlanmalı, doğal besinlerden ve takviye alınan ilaçlarla demir, folik asit, kalsiyum ve çinko ihtiyacı karşılanmalıdır. Hamilelikteki optimal kilo artışını karşılamak için, gerekli miktarda kalori tüketilmelidir. Bu kalorilere başlıca üç nedenle ihtiyaç vardır:
1) Hamileliğe bağlı yeni dokuların temini
2) Yeni dokuları koruyabilmek için artan metabolik enerji tüketiminin karşılanması
3) Hamile vücudun hareketi için gerekli enerji...
Ortalama 58 kg ağırlığındaki bir bayanın günlük kalori ihtiyacı 2000 kcal’dir. Hamilelikte ilave 300 kcal, süt verme döneminde ise 500 kcal ihtiyaç vardır. Bundan daha az kalori alınması halinde esansiyel besinlerin yetersiz alınımı söz konusudur.
Amerikan Obstetrik ve Jinekologlar Birliği, hamilelik boyunca toplam 10-12 kg alınmasını uygun bulmaktadır. Zayıf bayanların biraz daha fazla kilo alması gerekirken, şişman olanların sadece 6-9 kg almaları yeterli görülmektedir. Normalden şişman olanlar veya hamilelik boyunca aşırı kilo alanların iri bebek dünyaya getirme ihtimalleri fazladır .
Ve yine yüksek tansiyon ve şeker hastalığı gibi risklere de maruz kalabilirler. Yetersiz kilo alınımı sonucu ise düşük ağırlıkta bebek doğumu görülmüştür. Bu hastalardaki, kilo artışını normalleştirmek için özel beslenme programı ve yakın takip gerekir.
Hamilelik döneminde anne ve bebeğin normal gelişimi için protein şarttır. Ve ihtiyaç duyulan günlük protein dengeli beslenme ile temin edilebilir. Kalsiyum ve demir takviyesi de hamilelikte olduğu kadar süt verme döneminde de karşılanmalıdır. Eğer kalsiyum alınımı yetersiz olursa bebeğin ihtiyacı anne kemiklerinden karşılanır. Emzirme döneminde de annenin kalsiyum depoları kullanılabilmektedir.

Hamilelikte su içmek çok önemli
Hamilelikteki şikayetlerin başında kabızlık, idrar yolu enfeksiyonları ve hemoroid geliyor. Oysa yeterli sıvı almak, kabızlığı ve dolayısıyla hemoroid oluşumunu engelliyor. Amerikan Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum uzmanlarından Dr. Alper Mumcu, sanılanın aksine, fazla su içilmesinin de vücutta su toplanmasına yol açmadığını özellikle vurguluyor: ‘‘Yeterli sıvı alan anne adayı kendini enerjik hisseder, cilt kuruluğu gibi problemler ortaya çıkmaz. Hem annenin hem bebeğin kanındaki elektrolik dengesi kolaylıkla sağlanır.’’
Su içmeyen bir anne adayı, erken doğum ağrılarına neden olabiliyor. Vücut su kaybedince salgılanan bazı hormonlar, doğum kasılmalarını başlatan hormonu taklit ederek buna neden oluyor.
Sağlıklı bir hamilelik geçirmek için günde an az 8-10 bardak su içmek gerekiyor.

Hamilelikte krema ve sucuktan uzak durun
Çiğ et ve sütten yapılan gıdalarda mikroorganizmalar çok hızlı üreyebiliyor. Uzmanlar listeria ve toksoplazma gibi mikroorganizmaların hamile kadınlarda düşük ve ölü doğumlara yol açtığını belirtiyor.
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Tayfun Alper, ’’Hamileler, çiğ süt ve etten yapılmış gıdalardan uzak durmalı’’ dedi.
Doç. Dr. Tayfun Alper, hamilelik süresince kadınların, bebekleri ve kendilerini olumsuz etkileyebilecek gıdaları tüketmemeleri ve besinlerini dikkatle seçmeleri gerektiğini belirtti.

Körlüğe yol açabilir
Hamilelerin özellikle listeria ve toksoplazma gibi mikroorganizmalara karşı dikkatli olmaları gerektiğini vurgulayan Alper, ’’Bunların anneye ve cenine bulaşması halinde hayati tehlike, düşük ya da ölü doğum gibi istenmeyen durumlar ortaya çıkabilir.
Özellikle, pis ve sağlıksız ortamlarda üreyen listeria, ceninin etrafındaki dokulara bulaşarak düşüğe yol açabilmektedir. Ayrıca, çiğ et, iyi yıkanmamış sebze ve meyvelerde bulunan ve en çok da kedi dışkısıyla bulaşan toksoplazma ise düşük, ölü doğum ya da bebekte körlüğe kadar uzanan ciddi enfeksiyonlara neden olabilmektedir’’diye konuştu.

Ne yapmak geriyor?

Hamilelikte beslenme
Konusunda dikkat edilmesi gereken bazı kurallar bulunduğunu da hatırlatan Alper, şunları kaydetti:
’’Enfeksiyon riskini azaltmak için çiğ sebze ve meyveleri iyice yıkayın, kırmızı et, kümes hayvanları, deniz ürünleri ve yumurtayı iyi pişirin ve çabuk tüketin, hazır deniz ürünlerinden uzak durun, pastorize meyve suları ve süt için. Çiğ süt ve sütten yapılmış gıdalardan uzak durun, rokfor, beyaz peynir gibi yumuşak taze peynirler yemeyin, önceden pişirilmiş etler, sosis, sucuk, salam cinsi gıdaları yemeden önce tekrar pişirin.’’

Gebelik ve alkol kullanimi
Saglikla ilgili bilgiler, genellikle, o anda lazim degilse pek uzerinde durulmuyor. Oysa, gerekli oldugu zaman bu bilgileri elde etmeye calismak da cogu zaman gec oluyor. Bunu yazmamin nedeni birkac okurumdan gebelikte alkol kullanimi konusunda daha once yazdigim yaziyi tekrarlama yonunde istek gelmesi. Okurlarim o siralarda gebe olmadiklari icin yaziyi okumamislar. Bu istege uyarak yaziyi tekrarliyorum.
Gebe bir kadinla, doktoru arasindaki konusmalar, oncelikleceninin (anne karnindaki bebegin) sagligi, dogumun kolay olup olmama ihtimali ile baslar. Ardindan, gebelik boyunca neler yemesi gerektigi yolunda sorular gelir. Bebegin sagligi ve gelismesi acisindan yararli olan gidalar ogrenilmek istenir. Zaman zaman sorulan sorulardan biri de ‘‘Icki icebilir miyim, icebilirsem gunde ne kadar icebilirim’’ sorusudur. Ozellikle son yillarda kadinlar arasinda da alkol tuketiminin artmasi uzerine, bu sorular da sik sik sorulmaya baslandi.
Bu soruya hemen cevap vermek kolay degil. Anne karnindaki bebegin alkolden etkilenmesi sonucu ortaya cikan fetal alkol sendromu, son zamanlarda taninmaya baslayan bir kavram. Arastirmacilar uzerinde yogun calismalar yapiyorlar. Ben size, bu arastirmalardan elde edilen sonuclar hakkinda biraz bilgi vermek istiyorum.

hamileliktebeslenme

Alkolun cenine zarari

Gebenin ictigi alkol, her seferinde cenine ulasir: Alkol, anne ile bebegin iliskisini saglayan plasenta zarindan gecebilir. Duzenli olarak alkol alan bir gebenin bebeginin kaninda da ayni miktarda alkol bulunur. Eger anne, alkol eksikligi belirtileri gosteriyorsa, ayni belirtiler, karnindaki bebekte de olmaktadir. Cunku bazen anne karnindaki bebek de alkol bagimlisi olabilir. Bu bebeklerin dogumdan sonra ve ilerdeki hayatlarinda da alkolik olacaklari yolunda onemli bulgular mevcuttur. Daha da onemlisi, alkol, cocugun sakat dogmasina neden olabilir.
Gelismesini yavaslatir: Bir cenin, her gun, her saat, her dakika ve hatta her saniye gelisir. Bu gelismesini etkileyecek her olay, bebegin bir organinin ya da tumunun gelismesini bozar. Alkol beyin ve sinir sistemi uzerinde etkili bir madde oldugu icin, gebelik suresince alkol alan annelerin bebekleri, kafalari ve beyinleri kucuk olarak dogar.
Beslemeden, kalori verir: Alkol enerji vermesine ragmen hicbir besin maddesi icermez. Alkol alanlarda enerji acigi olmadigi icin, baska gidalari daha az alma ihtiyaci duyulur ki, bu da bebegin gelismesi icin gerekli besin maddelerinin eksikligi demektir.
Diger sistemler: Alkolun eriskinlerde, kalp, vucut kaslari, karaciger, sindirim sistemi gibi organlara zarar verdigi bilinen bir gercek. Ceninin henuz gelismekte olan sistemlerine daha fazla zarar verecegi de kolayca ortaya cikan bir gercektir.
Bir annenin, yeni dogmus bebegine biberonla icki icirdigini dusunebiliyor musunuz? Bu, herkesin kinayacagi bir davranistir. Cunku alkolun, bu bebege zarar verecegi bilinir. Gebelik sirasinda icki icme ise, bundan daha da kotudur. Ceninin bircok organi henuz gelisme asamasinda oldugu icin daha da cok zarar gorecektir.
Fetal alkol sendromu: Alkolden etkilenmiş bebekte görülen tabloya ‘‘Fetal Alkol Sendromu’’ adı verilir. Fetal alkol sendromlu bebeğin gözleri küçük, dar veya çok yuvarlak, burnu yassı, yukarı kıvrık, burun kökü basık, küçük ve düz yanaklı, üst dudak oldukça dar, çenesi bebeklikte küçük, ileri yaşlarda çok büyüktür. Doğumdaki kilo ve boyu normalin altındadır. Kafa ve beyin çok küçüktür. Orta derecede geri zekalılık bulunur. Bebeklikte çok yaramaz, okulda çok başarısızdır. Ayrıca kalpte doğumsal arızalar, göğüs kafesinde anormallik, cinsel organlarında, böbreklerde anormallik, kaslarda zayıflık ve buna bağlı fıtıklar, kemiklerde gelişim kusurları görülebilir.
Bu belirtilerin hepsinin birden görülmesi şart değil. Bir ya da birkaçının görüldüğü vakalar da var. Gebelik sırasında kullanılan alkol miktarı arttıkça, görülen kusurların ciddiyeti de artıyor. Alkol miktarından bahsedince, Fetal Alkol Sendromu’na (FAS) neden olan alkol miktarı hakkında da birşeyler söylemek istiyorum.
Yapılan araştırmalarda, ne kadar alkol alanda mutlaka FAS görüleceği şeklinde herhangi bir rakam belirlenemedi. Araştırmacılar ayda 45 doz içkiyi temel alarak çalışma yaptılar. Bir doz alkol olarak, bir şişe bira, bir bardak şarap ya da bir tek, yüksek alkollü içecek (Rakı, viski vb.) belirlendi. Bu miktarın üzerinde alkol alanlarda FAS çok daha sık olarak görülüyor. Ancak haftada iki doz alkol alanda da FAS belirtileri görülebildiği de rapor ediliyor. Böyle olunca, gebenin güvenle alabileceği alkol miktarı diye bir şey belirlemek olanaksız. Burada muhtemelen, sigara içimi, annenin yaşı ve beslenme alışkanlıkları da etkili olabiliyor. Ayrıca bebeğin yapısının da etken olduğu yolundaki çalışmalar da var. Bunun en tipiği, ikizler üzerindeki çalışmalar. Gebelik sırasında alkol alan annenin, ayrı yumurta ikizlerinden biri çok ağır belirtilerle doğarken, diğerindeki belirtilerin daha da az olduğu görülebiliyor. Bu da bebeğin yapısının önemini ortaya koyuyor. Ancak bilinmesi gereken bir gerçek, bebeğin yapısını önceden bilmek olanaksız olduğu için, ne kadar etkileneceği yolunda daha önceden birşey söylemenin olanaksız olduğu, diğeri de en sağlam yapılı bebeğin bile, biraz da olsa etkilendiği. Böyle olunca, gebelikte alkol kullanılmaması gerektiği açıkça ortaya çıkıyor.
Fetal Alkol Sendromu (FAS) ile doğmuş bebeklerde çok değişik belirtiler olduğunu saymıştım. Bu belirtilerin hepsinin birden olması şart değil. Belirtiler, daha doğrusu kusurlar, alkol kullanımının gebeliğin hangi döneminde olduğuna göre değişir.
9 ay süren gebelik, ceninin gelişmesi açısından, üçer aylık üç bölümde ele alınır. Şimdi de size gebeliğin dönemlerine göre alkolün etkileri konusunda bilgi vermek istiyorum.

Birinci trimester (üç aylık dönem): Döllenme anından itibaren hücre, süratle bölünmeye ve organ taslaklarını oluşturmaya başlar. Gebeliğin üçüncü haftasında beyin, kalp ve damar taslakları oluşmuştur. Gebeliğin dördüncü haftasında, cenin henüz yarım cm. boyunda iken bile kalp atmaya başlamıştır. Bu dönemde içilen alkol, organ taslaklarını tahrip ederek önemli doğumsal kusurlara neden olabilir. Bunun önemi, çoğu kadının bir ay geçmeden, gebe olduğunu farketmemesi ve bu süre içinde alkol kullanmaya devam etmesindedir. Oysa bir aylık dönemin sonunda birçok organın taslağı oluşmuş ve muhtemelen alkol kullanımına bağlı olarak zarar görmüştür.
İşte bu nedenle, anne olmayı tasarlayan kadınların, daha gebe kalmadan önce alkol kullanımına son vermeleri gerekir.
İkinci trimester: Normal koşullarda, ikinci üç ayın sonunda, yani bebek altı aylık olunca, 30 cm. boyuna ulaşır. Bu süratle gelişme döneminde alkol kullanımı gelişme geriliği nedeni olur. Ayrıca alkol kullananlarda, bu dönemde düşüklere sık rastlanır.
Üçüncü trimester: Bu dönemde beyinde süratli gelişme olur. Alkol, beynin büyümesini ve gelişmesini önler. Ayrıca tüm bedendeki gelişmeyi de yavaşlattığı, kilo ve boyu eksik çocuk doğumuna neden olduğu görülmüştür.

Alkole bağlı gelişme geriliği olanlarda, alkolü bırakınca gelişmenin yeniden hızlandığı tesbit edilmiştir. Ancak, bir kusur ortaya çıkmışsa, alkolü bırakmakla bu kusur ortadan kalkmaz.

Babanın alkol kullanımı

Alkolün erkeklerde cinsel güçsüzlüğe, kısırlığa, sperm sayısının azalmasına, cinsel hormon düzeylerinde düşmeye neden olduğu bilinir. Fetal Alkol Sendromu açısından yapılan hayvan çalışmalarında, alkol verilmiş erkek ile alkol almamış dişiden olan yavrularda doğumsal kusurlar ve gelişme gerilikleri görülmüştür. Bu nedenle, baba olmayı planlayan erkeklerin de alkol kullanımından vazgeçmeleri gerekir. Karı-koca birlikte içki içmeye alışmış ailelerde, hamilelik oluştuktan sonra kocanın da alkol içmemesi karısına destek olması açısından önemlidir.
Sağlıklı bir nesil yetiştirmek fedakarlık gerektirir. Sakat çocuklarınızın olmasını istemiyorsanız, gebe kalmadan önce alkolü bırakın ve gebelik süresince de hiç içmeyin.
Fetal alkol sendromlu bebegin gozleri kucuk, dar veya cok yuvarlak, burnu yassi, yukari kivrik, burun koku basik, kucuk ve duz yanakli, ust dudak oldukca dar, cenesi bebeklikte kucuk, ileri yaslarda cok buyuktur. Dogumdaki kilo ve boyu normalin altindadir. Kafa ve beyin cok kucuktur. Orta derecede geri zekalilik bulunur. Bebeklikte cok yaramaz, okulda cok basarisizdir.
Ayrica kalpte dogumsal arizalar, gogus kafesinde anormallik, cinsel organlarinda, bobreklerde anormallik, kaslarda zayiflik ve buna bagli fitiklar, kemiklerde gelisim kusurlari gorulebilir.
Bu belirtilerin hepsinin birden gorulmesi sart degil. Bir ya da birkacinin goruldugu vakalar da var. Gebelik sirasinda kullanilan alkol miktari arttikca, gorulen kusurlarin ciddiyeti de artiyor. Alkol miktarindan bahsedince, Fetal Alkol Sendromu’na (FAS) neden olan alkol miktari hakkinda da bir seyler soylemek istiyorum.
Yapilan arastirmalarda, ne kadar alkol alanda mutlaka FAS gorulecegi yolunda kesin bir rakam belirlenemedi. Arastirmacilar ayda 45 doz ickiyi temel alarak calisma yaptilar. Bir doz alkol olarak, bir sise bira, bir bardak sarap ya da bir tek, yuksek alkollu icecek (Raki, viski vb.) belirlendi. Bu miktarin uzerinde alkol alanlarda FAS cok daha sik olarak goruluyor. Ancak haftada iki doz alkol alanda da FAS belirtileri gorulebildigi de rapor ediliyor. Boyle olunca, gebenin guvenle alabilecegi alkol miktari diye birsey belirlemek olanaksiz. Burada muhtemelen, sigara icimi, annenin yasi ve beslenme aliskanliklari da etkili olabiliyor. Ayrica bebegin yapisinin da etken oldugu yolundaki calismalar da var. Bunun en tipigi, ikizler uzerindeki calismalar. Gebelik sirasinda alkol alan annenin ikizlerinden biri cok agir belirtilerle dogarken, digerindeki belirtilerin daha da az oldugu gorulebiliyor. Bu da bebegin yapisinin onemini ortaya koyuyor. Ancak bilinmesi gereken bir gercek, bebegin yapisini onceden bilmek olanaksiz oldugu icin, ne kadar etkilenecegi yolunda daha onceden birsey soylenemeyecegi, digeri de, en saglam yapili bebegin bile, biraz da olsa etkilendigi. Boyle olunca, gebelikte alkol kullanilmamasi gerektigi acikca ortaya cikiyor.
Fetal Alkol Sendromu (FAS) ile dogmus bebeklerde cok degisik belirtiler oldugunu saymistim. Bu belirtilerin hepsinin birden olmasi sart degil. Belirtiler, daha dogrusu kusurlar, alkol kullaniminin gebeligin hangi doneminde olduguna gore degisir.
9 ay suren gebelik, ceninin gelismesi acisindan, ucer aylik uc bolumde ele alinir. Simdi de size gebeligin donemlerine gore alkolun etkileri konusunda bilgi vermek istiyorum.

Birinci trimester (uc aylik donem); Dollenme anindan itibaren hucre, suratle bolunmeye ve organ taslaklarini olusturmaya baslar. Gebeligin ucuncu haftasinda beyin, kalp ve damar taslaklari olusmustur. Gebeligin dorduncu haftasinda, cenin henuz yarim cm. boyunda iken bile kalp atmaya baslamistir. Bu donemde icilen alkol, organ taslaklarini tahrip ederek onemli dogumsal kusurlara neden olabilir. Bunun onemi, cogu kadinin bir ay gecmeden, gebe oldugunu farketmemesi ve bu sure icinde alkol kullanmaya devam etmesindedir. Oysa bir aylik donemin sonucunda bircok organin taslagi olusmus ve muhtemelen alkol kullanimina bagli olarak zarar gormustur. Iste bu nedenle, anne olmayi tasarlayan kadinlarin, daha gebe kalmadan once alkol kullanimina son vermeleri gerekir.

Hamilelikte vitamin ilaçlarının kullanımı
Hamileliğin özellikle ilk üç ayında iştahın belirli bir şekilde azalmasının yanı sıra gebeliğe bağlı kusmalar da arttığından dolayı düzenli bir beslenme genellikle olmamaktadır. Her gün ek vitamin alınması muhtemel beslenme yetersizliğinize karşı bir güvencedir.
Yapılan çalışmalar özellikle gebeliğin ilk üç ayında alınan Folik Asit gibi bazı özel vitaminlerin çocuğun beyin gelişimini arttırdığı ve çocuğun belinde olabilecek doğumsal açıklıkları önlediği şeklindedir. Bu yüzden herhangi bir vitamini kullanmanız pek doğru olmaz. En doğrusu hamileler için özel hazırlanmış ve gerekli olan vitaminleri ihtiva eden ilaçların doktorunuzun önerisi ile kullanılmasıdır.
Hamileliğinizin ilerleyen aylarında vitamin ilaçlarınıza muhtemel bir kansızlığı engellemek için demir ihtiva eden haplar da eklenmektedir.
Hamilelik esnasında vitamin kullanırken dikkat edilmesi gereken başka bir husus da, gebeliğin ilk üç ayında vitamin alınımının bulantıları arttıracağından dolayı vitamin ilacını tok karnına alınması, üç aydan sonra da kahvaltıdan 10- 15 dakika önce aç karnına içilmesinin gerekliliğidir.



Kaynak

_İrem_ - avatarı
_İrem_
Ziyaretçi
2 Mart 2013       Mesaj #12
_İrem_ - avatarı
Ziyaretçi
Hamilelikte 16. haftadan itibaren sizdeki gelişimler nedeniyle kanınızın miktar olarak artması nedeniyle kansızlık belirtileri ortaya çıkabilir ve buna bağlı halsizlik ortaya çıkabilir.Doktorunuz yaptığı ölçümlerde eğer kansızlık eğilimi saptarsa o zaman size ekstradan demir takviyesi yani kan ilacı verebilir.Bu tür durumlarda da yine bazı anne adaylarının aklına şu gelebilir: Benim arkadaşımın doktoru ona ilaç vermedi bana doktorum ilaç verdi.Bunda da herhangi bir yanlışlık yok.Bazı doktorlar rutin olarak hiçbir şikayeti olmasa bile kansızlık olmasa bile demir takviyesi yapmayı gerekli görürler.Bazıları da demir takviyesini sadece kan ölçümlerine göre verirler.Bunların ikisi de doğrudur ve doktorunuzun önerilerine uymalısınız.

Sponsorlu Bağlantılar
Yine ilaç kullanımı konusunda bazı doktorlar rutin olarak vitamin veriyor olabilirler, bazıları vitaminleri iyi beslenmeye daha üstün tutmadıkları için gerekli görmüyor olabilirler.İkisi de doğrudur.Gereksiz yere kullanılmadığı sürece aşırı dozda kullanılmadığı sürece vitaminlerin bir zararı yoktur.

Yine bazı doktorlar Omega-3 kaynakları yani balık yağı tableti verebilirler bazıları vermeyebilirler.Bunda da bir yanlışlık yok.Ama eğer Omega-3 takviyesi almıyorsanız tablet olarak mutlaka haftada 2 kez düzenli olarak balık tüketmeye ve günde 2 tane ceviz yemeye ve yine haftada düzenli olarak 1-2 kez ıspanak, semiz otu gibi Omega-3 kaynağı yüksek olan besinlerden faydalanmayı ihmal etmemeniz lazım.

Bazı doktorlar flor takviyesi dişler için bazılarıda kalsiyum takviyesi gerekli görebilirler.Eğer doktorunuz size böyle birşey önermediyse bu da yanlış değil.Önemli olan tabi ki bunların takviyesi sonucunda şöyle bir yanılgıya kapılmamak: Ben bunları nasıl olsa takviye olarak alıyorum beslenmem o kadar önemli değil.Öyle birşey yok.Herşeyden önemlisi iyi beslenmedir.Artı eğer doktorunuz size öneriyorsa beraberinde bu takviyeleride bütün gebelik boyunca doktorunuz önerdiği şekilde devam ettirmeniz.

Benzer Konular

28 Nisan 2007 / Misafir Sağlıklı Yaşam
15 Nisan 2008 / Misafir Biyoloji
26 Haziran 2011 / Misafir Taslak Konular
15 Ekim 2008 / Misafir Taslak Konular