Arama

Prenatal Beslenme (Hamilelikte Beslenme)

Güncelleme: 2 Mart 2013 Gösterim: 28.296 Cevap: 11
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Nisan 2007       Mesaj #1
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Prenatal Beslenme
MsXLabs.org
Sponsorlu Bağlantılar

Beslenmenin, gebeliğin seyri ve sonucuna önemli etkileri vardır. Bu etkinin, günümüzde dünyanın çok yerinde vurgulandığını görmekteyiz ve iyi incelenmiş birkaç olay, gebelikte beslenmenin değerini vurgular niteliktedir. Her iki Dünya Savaşı, Avrupa'nın çeşitli bölümlerinde açlıklara yol açmıştır. İncelenebilecek kayıtların kısıtlılığına rağmen, önceleri iyi beslenmiş nüfuslarda az beslenmenin ve buna eşlik eden stresin etkileri araştınlabilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, doğum oranındaki azalmaya eşlik eden amenore artışı çarpıcıdır; birçok vakada, yaşayabilmiş yenidoğanların kiloları, kötü beslenme döneminden önce veya sonra doğanlara kıyasla düşüktür.
Her iki dünya savaşı esnasında, Almanya'da kötü beslenme çok yaygındı. 1916-1917 kışında, Almanya'nın kuşatılmış olduğu dönemde, kıtlık çok şiddetliydi ve doğum oranı belirgin olarak düşmüştü. Genç anne namzetlerinin çoğu yeterli yememekteydi; yiyebilenler, kırsal kesimde yaşayan veya yiyecek temininde önceliğe sahip olanlardı. İkinci Dünya Savaşı esnasında, Almanya, Hollanda ve Rusya'nın bazı bölgelerinde, savaş koşulları özellikle ağırdı. İkinci Dünya Savaşı esnasında Alman halkı üzerinde yapılmış olan incelemeler, infertilitede belirgin yükseliş ve neonatal kilolarda önemli düşüş kaydetmiştir. Kıtlık esnasında doğum kiloları düşükken, yaşam koşullan düzeldikçe, ortalama doğum kilosunda yükseliş kaydedilmiştir. Savaş sonrası, henüz yiyecek kaynakları kısıtlı ve yaşam koşulları bozukken, özellikle merkez sinir sistemini ilgilendiren şekil bozukluklarının insidensi belirgin olarak beklenenin üstündeydi.
İkinci Dünya Savaşı'nda, Hollanda, abluka altında bulunduğu sekiz ay içinde çok az miktarlarda yiyecekle idare etmeye mecbur kalmıştı. Bu dönemde, kadın nüfusunun yüzde ellisi adetten kesilmiş ve ancak % 30'unda menstrüel sikluslar devam etmişti. Bu "harp amenoresi", doğum oranını normalin üçte birine indirmişti. Savaş öncesi doğumlarla kıtlık dönemininkiler karşılaştırıldığında, düşükler, ölü doğumlar, neonatal doğumlar ve şekil bozukluklarında artış gözlenmişti. Gebeliğin son iki trimesterinde açlıkla karşılaşmış kadınlarda, fetusun ortalama doğum kilosu 375 g veya %9 düşüş göstermişti.
İlgili hükümetçe toplanmış kapsamlı ve sistematik verilerin incelenmesi, bu dönemde, besi yoksunluğuyla gebelik seyri ve sonucu arasındaki başlıca ilişkilerin değerlendirilebilmesine yol açmıştır. Hollanda'daki kıtlık döneminde aşağıdaki durumlar belirlenmiştir: Gebe kalış zamanının şiddetli besi azlığı koşullan sonucunda, doğum sayısı belirgin olarak düşmüştü. Birinci trimester esnasındaki açlık, prematüre doğumların, perinatal mortalitenin ve merkez sinir sistemi konjenital şekil bozukluklarının artmasına yol açmıştı. Doğum sonrası yıllarında, menenjitten ölüm oranı yükselmişti. Gebeliğin ileri evresindeki beslenme yetersizliği ile fetal büyüme geriliği sonucu, düşük doğum kilolu bebek sayısında artış saptanmıştı. Sağkalan genç erkeklerin izlenmesi, onların zihinsel, fiziksel ve sağlık statülerinin kontrollerden farksız olduğunu ortaya koymuştur. Gebeliğin son evrelerindeki beslenme bozukluklarının genç erişkinlerde, obesite frekansındaki azalış dışında, belirgin etkileri bulunamamıştır. Erken gebelik dönemindeki etkilenmeyse, merkez sinir sistemi defektlerindeki küçük artış ve obesite sıklığındaki fazlalık şeklindeydi.
İkinci Dünya Savaşı'nın diğer önemli kıtlığı, Leningrad'da, Alman işgali esnasında görüldü. Eylül 1941 ile Şubat 1942 arasında yiyecek temini engellenmişti. Hollanda'da saptandığı gibi, amenore sık görülen bir durumdu ve doğum oranı çok azalmıştı. 1942'nin başında, ortalama yenidoğan ağırlığı, önceden saptanmış olanın 500 g farkın altındaydı. 1942'de, prematüre doğum oranı da çok yükselmiş, normal olarak saptanmış % 6.5 yerine %35.5'e çıkmıştı.
Ciddi beslenme bozukluklarının gebeliğin gidişi ve sonucunu nasıl etkilediği bilinmekle beraber, bu dönemde, sınırdaki beslenme dengesizliklerinin etkisi henüz tam açıklanmamıştır.
Gebe kadınların genel beslenme durumlarıyla diyet kalitesi arasındaki ilişkiyi değerlendirip bunun gebeliğe etkisini araştırmış birkaç çalışma vardır. Bu tür araştırmaların uygulanması ve sonuçların yorumlanması oldukça güçtür. Yine de, gebe kadınların diyetlerinin fetusun gelişmesini etkileyeceği konusunda fikir birliği vardır.

HerHangiBiri - avatarı
HerHangiBiri
Ziyaretçi
13 Aralık 2008       Mesaj #2
HerHangiBiri - avatarı
Ziyaretçi
Hamilelikte Beslenme
Hamilelikte düzenli ve dengeli beslenme anne ile bebeğin sağlığı açısından büyük önem taşır.
Anne adayının hamileliği süresince fast food, dondurulmuş hazır yiyecekler, gazlı içecekler ve hazır eriştelerin tüketiminden kaçınması gerekir.

Hamilelikte Neler Yiyebiliriz?
Soya sütü: Tercihe göre çikolatalı, sade ya da vanilyalı olabilir. Bir kutu küçük soya sütünü her zaman çantanızda bulundurun. Böylelikle hamilelik sırasında ihtiyacınız olan günlük kalsiyum ve D vitamini ihtiyacınızı kolaylıkla karşılayabilirsiniz.
Hazırlanması kolay tahıl gevrekleri: Hazırları da bulunan müslileri yulaf ezmesi, kuru meyveler ve badem kullanarak kendiniz de hazırlayabilirsiniz.
Sponsorlu Bağlantılar
İyice yıkanmış salata: Dışarıda olduğunuz zamanlarda kafe ve restoranların birbirinden lezzetli salatalarıyla kendinizi ve büyümekte olan bebeğinizi şımartın.

Bir avuç kuru üzüm: Atıştırma ihtiyacınızı da giderecek kuru üzüm, günlük almanız gereken demirin dörtte birini ve protein miktarının da bir kısmını karşılar.
Yoğurt: Kaçınılmaz, hafif, doyurucu. Günlük kalsiyum ihtiyacınızın %25’ini karşılayan bu lezzetli süt ürünü; protein, çeşitli vitamin ve mineraller açısından da besleyicidir.
Havuç dilimleri: İnce ince doğrayacağınız havuçları, limonlu sos eşliğinde veya yoğurtla günün her vaktinde yiyebilirsiniz. Karnabahar, brokoli ve ıspanak gibi sebzeleri akşam yemeğine saklayın.
Az yağlı dil peyniri: Yağ oranı düşük, aynı zamanda lezzetli ve besleyici.
Portakal suyu: Günlük C vitamini ihtiyacınızın yarısını bol bol portakal suyu içerek karşılamış olursunuz. Aynı zamanda kalsiyum ihtiyacınızın da %15’i portakal suyuyla karşılanmaktadır.
Mısır gevrekleri: Ama bunların şeker kaplı olanlarından kaçının, doğal olanlarını tercih edin. İçinizin ezildiğini hissettiğiniz anlar için, bir dakika içinde hazırlayıp tadını çıkarabilirsiniz.
Az yağlı peynir çeşitleri: Günlük protein ve kalsiyum ihtiyacınızı karşıladığınızdan emin olun.


Kaçınılması Gereken Yiyecekler:
Marketlerde satılan hazır erişteler: Yağ ve tuz oranları yüksek olduğu için kaçının.
Gazlı İçecekler: Midenizi kalorisiz sıvılarla doldurduğunuzda, besleyici içeceklere yer kalmayacaktır. Bunun yerine az yağlı süt ve meyve suyu içmeyi tercih edin.
Hazır yiyecekler: Bu yiyeceklerin fast foodtan daha iyi olduğu kesin ama içerdikleri koruyucu maddeler yüzünden kaçınılması gerekenler arasında.
Dondurulmuş hazır yiyecekler: Bunlarda yağ ve tuz oranı çok yüksektir. Bunun yerine fırına atacağınız bir patatesi, eritilmiş peynir eşliğinde yiyebilirsiniz.
Göbek salata: Canınız salata çektiğinde daha besleyici olan marulu tercih edin.



MaRCeLLCaT - avatarı
MaRCeLLCaT
Ziyaretçi
21 Mart 2009       Mesaj #3
MaRCeLLCaT - avatarı
Ziyaretçi
GEBELİK BESLENME KILAVUZU


Gebelik, insan yaşamında beslenmenin en önemli devrelerden biridir. Gebelik dönemindeki beslenme şekli, anne ve doğacak bebeğin sağlığını büyük ölçüde etkiler. Bu gerçek, halk arasında gebe annenin, iki kişilik yemesi gerektiği fikrini doğurmuştur.Oysa gebelikte fazla beslenme de, yetersiz beslenme kadar anne ve bebek sağlığına zarar verir.

Kadın Doğum Doktorları ve Beslenme Uzmanları, gebelikte annenin her ay ortalama 1 kg. ağırlık kazanmasını önermektedirler.

Önerilen bu ağırlık artışının, beslenme ilkelerine uygun bir biçimde sağlanması gerekir. Bu amaçla, hangi yiyecek gruplarından, ne miktarda tüketilmesi gerektiği kılavuzumuzda belirtilmiştir.

Yiyecekler, türlerine göre vücutta çeşitli görevler yaparlar. Benzer görevleri yapan yiyecekler bir araya getirilerek aşağıdaki gruplar oluşturulmuştur. Yiyeceklerinizi bu gruplardan seçip, önerilen miktarlarda yiyerek, yeterli ve dengeli bir şekilde beslenebilirsiniz.

Yiyecek grupları:

1-Et, yumurta, peynir, kuru baklagil grubu
Bu yiyecekler beyin, kas, kemik ve dişlerin gelişimini, kan yapımını ve büyümeyi sağlarlar.

Günlük önerilen miktar :6-8 değişim.

1 Değişim Ortalama Ölçü Miktar (g)
--------------------------------- ------------------------------------- -----------------
Köfte……………………… 1 Adet………………………... 30 (g)
Pirzola (Kemiksiz)………. 1 Adet………………………... 30 (g)
Kıyma…………………….. 1 Köfte Kadar………………… 30 (g)
Kuşbaşı…………………… 3-4 parça……………………... 30 (g)
Biftek……………………... 1 orta büyüklükte…………….. 30 (g)
Balıklar……………………. ……………………………….. 30 (g)
Kümes hayvanları…………. ……………………………….. 30 (g)
Karaciğer…………………... ……………………………….. 50 (g)
Beyin………………………. 1/2 koyun beyni… …………. 50 (g)
Sosis……………………….. 1 adet………………………… 30 (g)
Salam………………………. 1 Dilim………………………. 30 (g)
Beyaz Peynir………………. 1 Kibrit kutusu………………. 30 (g)
Kaşar peyniri………………. ………………………………. 20 (g)
Yumurta…………………… 1 Adet………………………. 50 (g)
Karides…………………….. 5 Orta Büyüklükte ………….. 60 (g)
Midye……………………… 5 adet………………………... 60 (g)
Kuru Fasulye……………… 4 yemek kaşığı dolusu………. 25(g)
Nohut……………………… 4 yemek kaşığı dolusu……… 25 (g)
Kuru Barbunya……………. 4 yemek kaşığı dolusu………. 25 (g)
İç Bakla…………………… 4 yemek kaşığı dolusu………. 25 (g)
2- Süt ve Yoğurt Grubu :

Bu yiyecekler, büyüme ve gelişme için özellikle kemik ve diş gelişiminde gereklidirler.Günlük önerilen miktar :
2 değişim.

1 Değişim Ortalama Ölçü Miktar
--------------------------- ---------------------------- ----------
Süt ………………………..1 su bardağı……………………240 g
Yoğurt…………………….1 su bardağı……………………240 g

Not : Süt değişimi yemek ve tatlılarda da kullanılabilir.

3-Sebze ve Meyve Grubu :

Bu yiyecekler, büyüme ve gelişme için gerekli vitaminleri; özellikle C vitamini içerirler. Ayrıca posa bıraktıkları için, gebelikte çok sık görülen kabızlığın giderilmesinde de yardımcı olurlar.

Günlük önerilen miktar :

Meyve : 2-3 değişim – Sebze : 3-2 değişim



MEYVE DEĞİŞİMLERİ



1 Değişim Ortalama Ölçü Miktar
-------------------------------- --------------------------------------- -------------------------
Elma……………………... 1 Küçük boy…………………… 100 g
Kayısı……………………. 3 Adet ………………………… 100 g
Muz……………………… 1 küçük veya yarım büyük……. 50 g
Taze İncir………………... 1 Adet ………………………… 80 g
Kiraz…………………….. 12 Adet………………………… 75 g
Vişne…………………….. 14 Adet………………………… 80 g
Greyfurt…………………. Yarım greyfurt………………… 125 g
Turunç…………………… 1 Orta boy……………………… 100 g
Portakal………………….. 1 Orta boy……………………… 100 g
Limon……………………. 1 Orta boy …………………….. 100 g
Mandalina……………….. 1 Büyük boy…………………... 100 g
Üzüm……………………. 15 İri tane…………………….. 80 g
Yeni Dünya……………... 6 Adet……………………….. 125 g
Erik……………………… 5 Adet……………………….. 100 g
Çilek…………………….. 12 Adet………………………. 175 g
Şeftali…………………… 1 Orta boy……………………. 100 g
Armut…………………… 1 Orta boy …………………… 100 g
Ayva…………………….. 1/4 Orta boy…………………… 80 g
Nar………………………. 1/2 Küçük boy………………... 80 g
Kavun…………………… 1/8 Orta boy kavun…………... 200 g
Karpuz………………….. 1/8 Orta boy karpuz………….. 200 g
Kuru İncir………………. 1 Adet……………………….. 20 g
Kuru kayısı……………… 4 Adet……………………….. 20 g
Kuru erik……………….. 5 Adet……………………….. 20 g
Kuru üzüm……………… 1 yemek kaşığı dolusu………. 20 g
Hurma…………………... 5 Adet……………………….. 20 g
Portakal suyu……………. 1 Çay bardağı………………… 100 g
Greyfurt suyu……………. 1 Çay bardağı………………... 100 g
Elma suyu……………….. 1/3 Çay bardağı……………… 80 g
Üzüm suyu………………. 1/4 Çay bardağı……………… 60 g
Vişne suyu………………. 1/3 Su bardağı………………. 80 g
Nar suyu…………………. 1/3 Su bardağı……………… 80 g


SEBZE DEĞİŞİMLERİ



1 Değişim Ortalama Ölçütü Miktar
------------------------------ --------------------------------- -------------

Domates………………… 1 küçük boy (çiğ)…………. 100 g
Domates Suyu………….. 1/2 su bardağı (çiğ)………. 100 g
Çarliston biber ……….. 4 Orta boy (çiğ)…………... 100 g
Yeşil Sivri biber……….. 1 Orta boy (çiğ)………….. 100 g
Yeşil Dolma Biber…….. 2 Orta boy (çiğ)…….......... 100 g
Kıvırcık Salata…………. 15 yaprak (çiğ)…………… 100 g
Marul…………………... 5-6 yaprak (çiğ)………….. 100 g
Salatalık………………… 1 küçük boy(çiğ)………… 100 g
Kırmızı Turp…………… 5 Orta boy(çiğ) ……….. 100 g
Maydanoz……………… 1 orta demet(çiğ) ……… 75 g
Yeşil Soğan……………. 3-4 Orta boy (çiğ)……….. 75 g
Kuru Soğan……………. 1 Orta boy(çiğ) ………….. 75 g
Kereviz…………………. 1 küçük boy (çiğ)………… 100 g
Kırmızı Lahana…………. 1/8 Orta boy(çiğ)………… 100 g
Lahana………………….. 4 yemek kaşığı (pişmiş)….. 100 g
Karnıbahar……………... 4 yemek kaşığı (pişmiş)….. 100 g
Taze Kabak……………… 4 yemek kaşığı (pişmiş)…… 150 g
Patlıcan…………………… 4 yemek kaşığı (pişmiş)……. 125 g
Ispanak…………………… 4 yemek kaşığı (pişmiş)…….. 150 g
Pazı……………………….. 4 yemek kaşığı (pişmiş)…….. 150 g
Ebegümeci………………… 4 yemek kaşığı(pişmiş) …… 150 g
Bamya…………………….. 4 yemek kaşığı (pişmiş)……. 75 g
Taze Fasulye……………… 4 yemek kaşığı(pişmiş)…….. 150 g
Semizotu………………….. 4 yemek kaşığı (pişmiş)……. 150 g
Havuç……………………… 1 orta boy (çiğ)……………… 100 g
Havuç suyu………………... 1/2 Su bardağı (çiğ)………... 120 g
Şalgam…………………….. 1 orta boy (çiğ)……………... 150 g
Bezelye……………………. 4 yemek kaşığı (pişmiş)……... 100 g
Pırasa……………………… 5 yemek kaşığı (pişmiş)……… 150 g
Bakla……………………… 4 yemek kaşığı (pişmiş)……… 100 g
Enginar……………………. 1 orta boy....(pişmiş)………… 100 g
Bal kabağı………………… ……………………………… 100 g
4- Tahıl Grubu

Bu yiyecekler daha çok enerji sağlarlar. Büyüme ve gelişmeye de yardımcı olurlar.

Günlük önerilen miktar :

Ekmek 3-6 değişim – diğerleri 3-4 değişim.

1 Değişim Ortalama Ölçü(pişmiş) Miktar(g)(çiğ)
-------------------------------------- ---------------------------------------- --------------------
Ekmek (Buğday.Mısır,Çavdar)……1 ince dilim……………………….....……25 g
Tuzlu bisküvi………………………2 adet……………………………….....….25 g
Buğday unu (çorbada)……………..1 porsiyon………………………….....…..15 g
Mercimek unu(çorbada)…………...1 porsiyon………………………….....…..15 g
Bezelye unu (çorbada)……………..1 porsiyon……………………….........…..15 g
Tarhana unu (çorbada)……………..1 porsiyon…………………………...........15 g
Şehriye (çorbada)……………..…...1 porsiyon…………………………......….15 g
Pirinç (çorbada)…..………………..1 porsiyon………………………......…….15 g
Mercimek (çorbada)……………….1 porsiyon………………………......…….25 g
Pirinç (pilav olarak)………………..1 yemek kaşığı dolusu………………........15 g
Bulgur (pilav olarak)………………2 yemek kaşığı dolusu………………........15 g
Kuskus……………………………..2 yemek kaşığı dolusu………………........15 g
Makarna……………………………2 yemek kaşığı dolusu……………….......15 g
Erişte……………………………… 2 yemek kaşığı dolusu........………….......15 g
Yufka Böreği……………………...2 kibrit kutusu kadar………………......…...- -
Patates……………………………..1 büyük boy………………………....……90 g
Kestane……………………………2 orta boy …………………………....…..30 g
Patlamış Mısır…………………….1 su bardağı dolusu…………………....…..20 g


5- Yağ ve Şeker Grubu

Bu yiyecekler vücut için yalnızca enerji sağlarlar.Gebelik süresince bu tür yiyecekleri çok dikkatli yemek gerekir.

Günlük önerilen miktar

Yağ………………4 değişim – Şeker……………….8 değişim

1 değişim (Yağ Değişimi) Ortalama ölçü Miktar (g)
---------------------------------------- -------------------------- --------------------
Zeytin……………………..........................5 adet……………………...........…..15 g
Mayonez………………………………….1 tatlı kaşığı………………..........…...5 g
Fındık.Fıstık………………………………6 adet………………………...............- g
Kaymak…………………………………...1 yemek kaşığı……………..........….10 g
Bitkisel sıvı yağ…………………………...1 tatlı kaşığı………………..........…..5 g
Margarin (erimiş)………………………….1 tatlı kaşığı……………..........…….5 g
Margarin (erimemiş)………………………1 tatlı kaşığı……………..........…….5 g
Tereyağ,Sade yağ………………………………………………………………..
Kuyruk yağı……………………………….1 tatlı kaşığı……………..........…….5 g


ŞEKER DEĞİŞİMİ


1 Değişim Ortalama Ölçü Miktar (g)
------------------------------- ----------------------------------- ------------------------
Tozşeker…………………………….2 tatlı kaşığı silme………........…………10 g
Kesme şeker…………………...........2 Adet…………………………...............10 g
Reçel………………………………..1 tatlı kaşığı……………………........…..10 g
Bal…………………………………..1 tatlı kaşığı……………………........…..10 g
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
reyan - avatarı
reyan
Ziyaretçi
6 Ağustos 2009       Mesaj #4
reyan - avatarı
Ziyaretçi
Gebelik süresince aldıkları kiloları nasıl vereceklerini düşünür ve hamilelik sırasında az yemeye ve diyet yapmaya çalışır. Ama bu durum iyiye işaret değil. Çünkü az beslenme özürlü doğuma neden olabilir.
Prof. Dr. Nilgün Turhan, bebek bekleyen anne adaylarını uyararak, gebeliğin diyet yapılacak, kalori kısıtlamasına gidilecek zaman olmadığını söyledi. Çünkü yanlış beslenme, özürlü doğumlara sebep olabiliyor.
Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nilgün Turhan, hamilelikte fazla kilo alma endişesi ile dengesiz ve yanlış beslenmenin bedensel ve zihinsel özürlü doğumlara neden olabileceğini söyledi.
Hamilelik boyunca doğru beslenmenin anne ve bebek sağlığı açısından büyük önemi bulunduğunu anlatan Prof. Dr. Nilgün Turhan, hamilelik başlangıcında annenin beslenme alışkanlıklarını gözden geçirerek, gebelik için uygun beslenme biçimi geliştirmesi gerektiğini vurguladı.
Prof. Turhan, "Bebek, annenin besin depolarından kendisi için gerekeni seçip alarak beslenir ve büyür. Bu nedenle hamilelik, doğum sonrası eski görünüme kolayca ulaşmak için az yemek yenilecek, diyet yapılacak bir dönem değildir." dedi. Turhan, ayrıca gebelik sürecinde çok kilolu bir gebenin zayıflamak için uğraşmaması, kilosunu korumaya çalışması ve özellikle dördüncü aydan sonra kalori kısıtlamasına gidilmemesi gerektiğini ifade etti.
Turhan şunları söyledi: "Çok zayıf gebelerle birlikte, yetersiz ve dengesiz beslenen annelerde; ölü doğum, erken doğum, düşük ağırlıklı doğum, bedensel ve zihinsel özürlü doğumlar gibi tehlikelerle karşılaşılabilir. Annenin kendisinde de kansızlık, tansiyon problemleri, vücutta su tutulması, yorgunluk, diş ve kemik problemleri görülebilir."

AŞIRI DA BESLENMEYİN
Prof. Dr. Turhan, bebeğin, ihtiyacı kadar olan besini anneden kullandığını, ihtiyaç fazlası kalorinin ise kilo olarak anneye geri döndüğünü, bu nedenle hamilelik döneminde bebek iyi beslensin diye normalin çok üstünde yemek yenilmesinin de anne ve bebekte giderilemeyecek hasarlara yol açabileceğini ifade etti.
Turhan, "Aşırı beslenme annede; şeker hastalığı, hipertansiyon, gebelik zehirlenmesi olarak bilinen preeklampsi, zor doğum nedeni ile sezaryen ile doğum sıklığında artış gibi sorunlara neden olur. Bebekte ise iri bebek nedeni ile bebek ölümü, normal doğum sırasında omuz takılması gibi travmatik doğum hasarlarına yol açabilir." diye konuştu.

YAZIN GÜNDE EN AZ 10 BARDAK SU İÇİN
Hamilelik döneminde annenin protein, vitamin ve mineral ihtiyacının arttığını aktaran Prof. Dr. Turhan şöyle konuştu: "Bol su tüketimi idrar yolu enfeksiyonu, oligohidramnios (bebeğin amnion sıvısının normalden az oluşu), erken doğum eylemi, solunum yolu enfeksiyonları, kabızlık, ishal gibi pek çok durumda koruyucu veya tedavi edici olabilir. Günde en az 8-10 bardak su içilmelidir." şeklinde konuştu.


Gebelik sırasında nasıl beslenilmeli?

Prof. Dr. Nilgün Turhan, hamilelikte midenin aşırı dolmasıyla birlikte, kan şekeri oynamalarını önlemek için 3 ana ve 3 ara öğün şeklinde beslenilmesini tavsiye etti. Bu şekilde beslenmenin erken gebelikte bulantı şikâyetlerini engelleyeceğini, gebeliğin geç dönemlerinde de mide yanması ve şişkinlik şikâyetlerini azaltacağını belirterek şu örneği verdi:

SABAH: 1 bardak süt, 4 adet kuru kayısı, 2 adet ceviz, 2 dilim peynir (1 dilimi yerine 1 adet yumurta yenebilir), 1 dilim ekmek, 1 domates, 1 salatalık, maydanoz, yeşil biber, dereotu.

ARA ÖĞÜN: 1 meyve, 1 bardak ayran veya süt, 1 ince dilim ekmek.

ÖĞLE: 1 porsiyon etli kuru baklagil yemeği, 1 porsiyon pilav veya makarna, 1 bardak ayran, 1 porsiyon salata, 1 orta dilim ekmek, 1 adet meyve.

ARA ÖĞÜN: 1 dilim ekmek, 1 dilim peynir, domates ve salatalık, 1 meyve.

AKŞAM: 1 porsiyon et, balık, tavuk (sebzeli), 1 porsiyon zeytinyağlı sebze yemeği, 1 bardak ayran, 1 porsiyon salata, 1 orta dilim ekmek.

GECE: 1 su bardağı süt veya 1 porsiyon sütlü tatlı, 1 porsiyon meyve.
GüNeSss - avatarı
GüNeSss
Ziyaretçi
16 Ekim 2011       Mesaj #5
GüNeSss - avatarı
Ziyaretçi
Anne adayları! Diyetisyen Dilek Işık’ın sizler için hazırladığı özel günlük listeye mutlaka gözatın… Bu öneriler kişiye göre farklılık gösterebilir. Gazlı bir anne adayı, çabuk doyan veya doyamayan bir anne adayı ve daha sayabilecek bir sürü özellik olabilir… Telaşlanmayın. Doktorunuz yanınızda… O size bunlar arasından hangi bilgileri kullanacağınızı söyleyecektir…

Günlük Liste
SABAH: 1 dilim peynir, 2 dilim ekmek, domates, salatalık, 2-3 ceviz, 1 bardak süt

ARA: 1 bardak süt, 6 kuru erik (kaynar çok az suda ıslatılabilir), 2-3 ceviz
(ihtiyaç hissediliyorsa) ARA: 1 havuç ve bol roka ile 1 dilim ekmek. Roka ve havuç’un çok az gerçek zeytinyağı ile soslanması uygundur.

ÖĞLE: Bol rokalı ve naneli salata (çok hafif zeytinyağı ile soslanmış), 1 kase çorba, mevsim sebzesi ile yemek, 1 büyük dilim et veya etli yemek

ARA: 1 kase yoğurt, 1 adet taze mevsim meyvesi

ARA: 1 bardak süt ve tercih ettiğiniz herhengi bir tuzlu poğaça veya 1 dilim börek veya 1 kase leblebi+kuru üzüm karışımı

AKŞAM: 1 kase çorba, 1 kase yoğurt, 1 tabak mevsim sebzeli bir yemek.

ARA: 1 bardak süt, 2-3 ceviz, 4-5 adet kuru erik

ARA: Taze mevsim meyvesi

kaynak:
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SaglikON2 - avatarı
SaglikON2
Ziyaretçi
28 Aralık 2011       Mesaj #6
SaglikON2 - avatarı
Ziyaretçi
Hamilelik döneminde fazla miktarda kırmızı et tüketmek doğacak erkek çocukta sperm kalite sorunu, yetersiz düzeyde karbonhidrat tüketmek ise şişmanlık, şeker hastalığı gibi riskler yaşanması ihtimallerini artıyor.
Hamilelik döneminde annenin aldığı besinler bebeğin ileriki hayatında ayrıca Alzheimer, kalp, şeker, infertilite gibi hastalılıklara sebep olabilir.
Anne adaylarının hamilelik sürecindeki beslenmesi, bebeklerinin DNA'sında önemli değişiklikler oluşturduğu için tüm yaşamını olumsuz etkiliyor. Hamilelik süresinde yanlış beslenen, ağır metaller, kimyasal ve biyolojik toksinlere maruz kalan anne adayının bebeğinde, ileriki yaşlarda yüksek tansiyon, şeker, kalp-damar hastalığının yanısıra zeka geriliği, otizm ve davranış bozukluğu gibi sorunlar yaşanabilir. Ayrıca anne hamileyken çok fazla kırmızı et tüketirse, bebek erkek ise, bu gelecekte sperm sayısını olumsuz yönde etkileyebilir.
Çevresel kimyasal kirleticilerden PCB poliklorine bifeniller, dioksinler, kurşun, civa, bisfenol A ve perstisitler gibi endokrin bozucular çocuklarda işitme ve konuşma bozukluklarına, eğitimde başarısızlığın yanında gebelik sırasında benzer durumlara maruz kalındığında ise ileriki yıllarda bebeğin üreme sorunlarıyla karşılaşma olasılığını arttırmaktadır. Anne hamile iken çok kırmızı et tüketirse, bebek erkek ise, bu gelecekte sperm sayısını olumsuz yönde etkileyebilir. Hamileyken yetersiz düzeyde karbonhidrat tüketmek ise bebeğin genlerinde bazı unsurların değişmesine yol açıyor. Bu bebekler, yaşamlarının ileriki aşamalarında daha çok kilo alıyor. Yani anne adayı yetersiz karbonhidratlı bir beslenmeye geçerse, çocuğunun kilo alma riskini artırıyor. Anne karnındayken çocuk yetersiz beslenirse, çocuk ileride şişmanlık, şeker hastalığı gibi risklerle karşılaşabiliyor. Bu nedenle özellikle hamile kadınların beslenme ve yaşam tarzları konusunda daha bilinçli davranması gerekir.

Anne Bebeğinin Genlerini Nasıl Etkiler?
Uzmanların teorisine göre, anne karnında gelişimini sürdüren bebek, dünyaya geldiğinde karşılaşacağı ortama hazırlıklı olmaya çalışıyor ve DNA'sında buna göre değişiklikler oluyor. Karbonhidratı yetersiz bir ortamda gelişen bebeğin yeterli besin olmadığı varsayımıyla vücudunu depolamaya programlar. Daha önce hayvanlarda yapılan çalışmalarda da beslenmenin gen işlevlerinde değişiklik yaratabildiği belirlenmişti. Buna, Epigenetik değişim deniyor. Bu alana eğilen uzmanlar ise çevre ile genlerin nasıl bir etkileşim içinde olduğunu anlamaya çalışıyor. Annenin aldığı besinler ve diğer etkenler bebeğin hayatında Alzheimer, kalp, şeker, infertilite gibi hastalılıklara sebep olabiliyor. Çocuk sahibi olmak isteyen çiftlerin D vitamini, iyot, Omega 3, B12 vitamini, folik asit, A vitamini ve demir eksikliklerinin giderilmesi büyük önem taşıyor.

Epigenetik değişimlerin kısmen de olsa yaşamın ilk dönemleri ile daha sonraki hastalıklar arasında bağlantı oluşturduğuna ilişkin önemli kanıtlar vardır. Kadınların gelecek nesillerin sağlığını iyileştirebilmek için beslenme konusunda daha fazla desteğe ihtiyacı vardır.


Dr. Murat Berksoy
Bahçeci Sağlık Grubu ~ Aile Hekimi

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
5 Ocak 2012       Mesaj #7
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
Gebelikte Beslenme Rehberi

Gebelikte beslenme diğer dönemlerdeki beslenmeden çok daha önemlidir. Bebeğin tek besin kaynağı vardır: Siz.

Gebelikte beslenme hem bebeğin büyüyüp ve olgunlaşması hen de annenin gereksinimlerinin karşılanması nedeniyle dikkat edilmesi gereken bir konudur.
Uygun kilodayken gebe kalan sağlıklı bir kadında doğru beslenmeyle, gebeliğin sonunda yaklaşık 9 ile 12 kilo civarında bir ağırlık artışı görülür.
Gebeliğin değişik safhalarındaki değişik ihtiyaçlar dolayısıyla bu artış ilk üç ay içinde ayda 1 kg, ikinci ve üçüncü üçaylarda ise ayda 1 ile 1,5 kilo düzeyinde tutulmalıdır. Aşırı bir ağırlık artışı ise hem annede hem de bebekte istenmeyen sonuçlar doğurabilmektedir.
Gebelik ne beslenme alışkanlıklarının nede damak zevkinin değiştirilmesini gerektirmez. DENGELİ ve ÇEŞİTLİ beslenmek önemlidir. Yapacağınız tek şey doğal, taze ve bol çeşitli besinler almaktır.
Gebe olduğunuzu anladığınızda bunlardan hangilerini düzenli olarak yediğinizi ve yiyecekleriniz arasında bebeğe zarar verecek bir şey olup olmadığını araştırın.
Bu rehber gebeliğiniz sırasında düzenli beslenmenize ışık tutabilmek amacıyla hazırlanmıştır.

SAĞLIKLI BEBEK İÇİN BESLENME

Kalsiyum

Bebeğinizin gebeliğin 8. Haftasında oluşmaya başlayan kemik ve dişlerinin gelişimi için kalsiyum önemlidir. Gebelikte, normalde gerek duyduğunuz miktarın iki katı kadar kalsiyum gereklidir. Kalsiyum açısından zengin besinler arasında peynir, süt, yoğurt, ve yeşil yapraklı sebzeler sayılabilir. Ancak süt ürünlerinin yağ açısından da zengin olduğunu unutmayın. Bu nedenle yağı alınmış süt ve yoğurdu yeğlemelisiniz.
Günlük fazla kalsiyum gereksinimini şunlarla giderebilirsiniz : 85 gr yağsız peynir , 7 dilim beyaz ekmek, 2 bardak süt, 170 gr sardalye.
  • Beyaz Ekmek
  • Yağı Alınmış Süt
  • Yarım Yağlı Peynir
  • Lor Peyniri
  • Taze Badem
  • Sardalye
Protein
Gebelikte protein gereksinimi arttığı için protein içeren çeşitli besinleri almalısınız. Balık, et, kuru baklagiller ve sütten yapılan besinler protein açısından zengindir. Ancak hayvansal besinler yağ açısından zengin olduğu için aşırı alınmamalı, etin yağsız tarafı yeğlenmelidir.
  • Tavuk Eti
  • Yağsız Kırmızı Et
  • Balık
  • Yumurta
  • Yoğurt
  • Mercimek
  • Yer Fıstığı
  • Kaşar peyniri
  • Fıstık Ezmesi
C Vitamini
C Vitamini plasenta için yararlıdır, vücudunuzun hastalık etkenlerine karşı direncini arttırır ve demirin bağırsaklarda emilimini kolaylaştırır. C vitamini taze meyve ve sebzelerde bulunur. Vücutta depolanmadığı için her gün belli bir miktar alınmalıdır. Uzun süre saklanan ve pişirilen besinlerde C vitaminin çoğu kaybolur. Besinleri tazeyken tüketmeli, sebzeleri ya çiğ yada az haşlayarak yemelisiniz.
  • Lahana
  • Bürüksel Lahanası
  • Greyfurt
  • Portakal
  • Domates
  • Patates
  • Karnıbahar
  • Çilek
  • Kırmızı ve Yeşil biber
Lifli Gıdalar
Günlük beslenmenizin büyük bir bölümünü oluşturması gereken lifli (posalı) yiyecekler, gebelikte sık görülen kabızlığın önlenmesinde çok yararlıdır. Sebze ve meyveler lif açısından zengindir. Her gün bolca yiyebilirsiniz. Kepekli besinler de lif içerir, ancak diğer bazı besinlerin emilimini bozduğundan fazla yenmemelidir.
  • Kepekli Ekmek
  • Kuruyemiş
  • Ahududu
  • Kepekli Makarna
  • Bezelye
  • Kuru kayısı
  • Esmer pirinç
  • Pırasa
  • Kuru Üzüm
  • Folik Asit
Bebeğin merkezi sinir sisteminin gelişmesi için özellikle ilk haftalarda folik asit gereklidir. Vücutta depolanmadığı ve gebelik süresince normamden fazlasına gerek duyulduğu için her gün alınmalıdır.
Taze yeşil sebzeler folik asit kaynağıdır. Pişirme ile içlerindeki folik asit azalacağı için çiğ ya da az haşlayarak yemelisiniz.
  • Ispanak
  • Yer Fıstığı
  • Fındık
  • Karnıbahar
  • Kepekli Ekmek
Demir
Gebelikte, hem bebeğin doğumdan sonra kullanacağı demirin depolanması hem de gebelik nedeniyle artan kanınıza yeterli oksijenin taşınabilmesi için normalden fazla miktarda demire ihtiyaç vardır. Hayvansal yiyeceklerdeki demir, sebze ve kuru meyvelerde olandan daha kolay emilir. Et yemiyorsanız, demirin emilimin arttırmak için aldığınız besinlerin C vitamini açısından zengin olması gerekir. Diyet demir eksikliğini gidermek için tek başına yeterli olaz. Dolayısıyla artan demir ihtiyacını karşılamak için demir içeren ilaçların alınması gerekir. Demir, bebeğin ve annenin ana ihtiyaçlarından biridir. Demir eksikliği sonucunda yorgunluk hissi ve konsantrasyon güçlüğünün yanı sıra cilt ve mukozada solukluk, saç dökülmesi gibi bazı fiziksel belirtiler de ortaya çıkar.

Yağsız Kırmızı Et
Ton Balığı
Karaciğer

BEBEĞİNİZİ KORUYUN
Gebeliğiniz sırasında aldığınız besinler plesanta aracılğı ile bebeğinize de geçmektedir. O yüzden bebeğinize zararlı olabilecek besin maddelerinden korumanız gerekir.

Yağlar
Denğeli bir diyette toplam enerji ihtiyacının %30'u yağlar tarafından karşılanmaktadır.
Tüketilecek yağların seçiminde bitkisel kökenli olanlar (zeytin ve mısırözü yağları) hayvansal olanlara (tereyağı, iç yağı) tercih edilmelidir.

İşlenmiş Yiyecekler
Konserve gibi işlenmiş yiyeceklerden gebeliğiniz süresince uzak durmalısınız. Bu tür yiyeceklerde genellikle fazladan şeker ya da tuz katılmıştır; fazlaca yağ içerebilirler, içlerinde gereksiz koruyucu, tatlandırıcı, renklendiriciler bulunabilir. Ürünlerin etiketlerini dikkatlice okuyup yapay maddeleri içermeyenleri ya da en az içerenleri seçmelisiniz.

Dondurulmuş Yiyecekler
İşyeri yemekhanelerinden verilen sıcak yemeklerden, önceden pişirilmiş süpermarket yiyeceklerinden, yeni pişirilmiş ve sıcak olmayan tavuk etinden sakınmanız gerekir. Bunlarda bebeğinize geçip tehlike yaratabilmek bakteriler bulunabilir.

Süt ve Peynir
Tam mayalanmamış peynir ve pastörize edilmemiş süt de zararlı olabilir. Mutlaka pastörize edilmiş süt içmelisiniz.

Sıvılar
Gebelikte böbrekleri çalıştırmak ve kabızlığı önlemek için bolca sıvı içilmesi çok yararlıdır. En iyi içecek sudur. Bu nedenle gebelikte istediğiniz kadar bol su içebilirsiniz.

Çay, Kahve, Kakao

Bunların hepsinde bulunan kafeinin sindirim sistemine bazı zararları etkileri vardır. Kafein içeren içmemeniz doğru olur. Hatta dayanabilseniz, bu tür içeceklerden gebeliğiniz boyunca uzak durun. Bunların yerine bol bol maden suyu içebilirsiniz.

Bitki Çayları
Gebelik sırasında bitki çayları içmek istiyorsanız bunların etkilerini iyiçe araştırmakta yarar vardır. Paketlenmiş olarak satılan hazır bitki çaylarının bir bölümünde bebeği etkileyebilecek katkı maddeleri olabilir, ancak çoğunun bebeğe zararı yoktur. Hatta ahududu yaprağından hazırlanan çayın doğumu kolaylaştırdığına eskiden beri inanılır.

Şeker
Kek, bisküvi, reçel ve meşrubat gibi şekerli yiyecek içecekte gerekli temel besin maddeleri azdır, kilo almanıza neden olabilirler. Enerjinizi ekmek gibi karbonhidratlardan almanız, şekeri azaltmanız yararlıdır.

Tuz
Çoğu insan gereğinden fazla tuz yer. Gebelikte ise aldığınız tuzun miktarını düşürmeniz önemlidir. Fazla tuz bacaklarda şişmelere ve sonuç olarak tansiyonunuzun yükselmesine yol açar.

Aşerme
Gebelikte turşu, muz, karpuz, soğan gibi bazı yiyeceklere karşı aşırı istek doğabilir. Çok arzuladığınız bu yiyecekleri sindirim düzeninizde bozukluğa neden olmuyorsa ve şişmanlamanıza yol açmayacaksa uygun miktarda yemenizde bir sakınca yoktur.

SAĞLIĞINIZI KORUYUN

Gebelikte En Yararlı Besinler

Süt, yoğurt, peynir : Kalsiyum , protein
Yeşil yapraklı sebzeler : C vitamini, lif, folik asit
Yağsız kırmızı et : Protein , demir
Tavuk eti : Protein , demir
Sardalye : Kalsiyum, demir , protein
Balık : Protein
Kepekli ekmek : Protein , lif, folik asit

Gebelikte En Zararlı Besinler
Genel olarak tatlı ve şekerlemeler
Şekerli marmelatlar
Likörler
Gazlı ve şekerli içecekler (Kola,gazoz vb.)
Aperatifler
Kızartmalar
Çok fazla kahve ve/veya çay
İki kişilik yemek
Hastalıklardan Korunun

Gebelik süresince beslenmeye bağlı olan bazı rahatsızlıklar görülebilir.
Bunlar genellikle rahatsız edici semptomlar olmakla birlikte hamileliğin iyi neticelenmesini engelleyecek derecede değildirler. Yine de bunları kendi doktorunuzla görüşmeniz gerekir.

Bulantı
Gebeliğin ilk aylarında sıklıkla rastlanan bu rahatsızlık gastrik aktiviyeti etkileyen hormonal değişimlere bağlıdır. Bu değişiklikler kimi zaman kusmaya ve bazı gıdalardan tiksintiye yol açabilir. Böyle bir tiksinti oluşursa bu gıdalar için zorlanmayıp başka gıdalara geçilmesi gerekir.
Küçük ve sık öğünlerden oluşan hafif diyet, gastrik aktiviteyi azaltarak hazım müddetini kısaltır. Bu nedenle gün içinde dağıtılmış 5, hatta 6 küçük öğünle beslenilmesi tavsiye edilir.
Sadece ender durumlarda ve kendi doktorunuzun isteği doğrultusunda ilaca başvurmanız gerekebilir.

Mide Yanması
Bu rahatsızlık da hamilelikte sık görülür ve özellikle de büyüyen rahmin midede sıkışmaya yol açması nedeniyle tüm hamilelik müddetince devam edebilir. Bu durum için de küçük ve sık öğünler halinde beslenilmesi tavsiye edilir.

Kabızlık
Gebelikte hormonal faktörlere bağlı olarak barsak motilitesi (hareketliliği) azalmaktadır. Bu nedenle gebe kadınlara kepekli ekmek, hububat, meyva, çiğ ve pişmiş sebzeler gibi lif açısından zengin gıdaları bol miktarda almaları tavsiye edilir. Kabızlığa yönelik ilaçların kullanıımı ise tavsiye edilmez.

Kilonuzu Kontrol Edin
En az haftada bir defa olmak üzere düzenli tartılın. Tartılma işini sabahları aç karnına ve giyinmeden yapın.
Ayda ortalama 1 kiloluk bir artışla gebeliğin sonunda vücut ağırlığınızın 9 ile 12 kilodan fazla artmamış olması gerektiğini hatırda tutun. Ancak, ilk üç aylık dönemde gebeliğin normal gelişimi için herhangi bir kilo artışı gerekmediğini de unutmayın.
Özellikle de el ve ayaklarda şişme görülüyorsa, aşırı hızlı kilo artışlarını (10 günde 1 kilo gibi) derhal doktorunuza bildirin. Aynı şekilde, kilonuzda belirgin bir düşüş olursa doktorunuzu durumdan hemen haberdar edin.

GEBELİKTE ÖNERİLEN GÜNLÜK BESİN MİKTARLARI

Sabah Kahvaltısı
1 su bardağı süt (200 cl)
Beyaz peynir (1-2 kibrit kutusu kadar) 30-60 gr
1 yumurta
1 dilim ekmek
Şeker 15-30 gr.

Öğle Yemeği
1 porsiyon et
(Izgara-haşlama) 200 gr.
1 porsiyon sebze (200 gr.)
½ su bardağı yoğurt 100 gr.
1 porsiyon meyva 200-250 gr.

Akşam Üzeri Kahvaltısı
1 Su bardağı süt 200 cc.

Akşam Yemeği
1 porsiyon et veya balık (200 gr.)
1 porsiyon sebze 200 gr.
1 dilim ekmek 50 gr.
1 su bardağı meyva suyu.


Bu bölüm Abdi İbrahim İlaç Firmasının Hazırladığı "Gebelikte Beslenme Rehberi" broşüründen yararlanılarak hazırlanmıştır.


BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Sen sadece aynasin...
pergole - avatarı
pergole
Ziyaretçi
22 Nisan 2012       Mesaj #8
pergole - avatarı
Ziyaretçi
Anne adayının aldığı kiloların, bebeğin kilosunu etkilediği bilinmektedir. Ancak öncelikle vurgulanması gereken; gebelikteki kilo artışının her zaman bebeğin kilolu olmasıyla ilişkili olmayacağı ve hatta bazen tersinin beklenebileceğidir.
Bunun nedeni ise aşırı kilo alımıyla kalp, böbrek, dolaşım sistemi gibi bazı sistemlerde yetmezliklerin oluşması veya gizli kalmış şeker hastalığı gibi bazı sistemik hastalıkların gebelikte belirginleşerek bebeğe giden kan akımını (plasental perfüzyon) ve dolayısı ile ve O2 miktarını azaltarak etkileyebilmesidir. Bu nedenle vücut ağırlığı ideal kilonun yüzde 20 ve üstünde olanlara özel diyet danışmanlığı verilmeli, ancak bebeğin gelişimini daha da bozabilecek kısıtlamalardan kaçınılmalıdır.

Bununla beraber yine de düşük doğum ağırlıklı bebek (2500 gramın altında) açısından en yüksek risk taşıyan kadınlar, az kilo alan (gebeliğinde toplam 7 kilogram ve altında) ve gebeliğe düşük kilolu yani 50 kilogram altında başlayanlardır. İyi beslenme, bu anne adaylarının çocuklarının doğum kilolarında önemli artışlar sağlayabilir. Bu gebelerde erken diyet danışmanlığı mutlaka gereklidir.
Gebeliğin ilk yarısında 8. ile 20. haftalar arasında haftada maksimum 250 gram yani toplam 2-3 kilo ikinci yarısında ise haftada 500 gram kilo alımı normal sayılabilir. Bunun yanı sıra vücut kütle indeksine (BMI) göre davranmak ve kilo ayarlamak daha kesin olacaktır. Normal vücut kütle indeksine yani BMI 20-26 arası olan gebeler toplamda 11 ile 16 kg arası alabilirler. Ancak bunun sadece 9 kilogramının gebelik ile ilişkili, gerisinin yağ olduğunu bilmelilerdir. Bu nedenle en az 9 kilogram alımı normal ağırlıktaki bir anne adayında gereklidir. Bunun altındaki kilo alımlarında düşük doğum ağırlıklı bebek doğurma riski 2-3 kat artarken, ölü doğum riski de 1.5 kat artar.
Sadece obezler yani BMI 29 ve üstü gebelerde normalden az kilo alımı önerilebilir. Düşük BMI olan gebelerde ise 18 kilograma kadar toplam kilo artışına müsade edilir.

AZ YİYEN, KİLO ALMAYAN GEBELERE NE ÖNERİLİR ?
Bu durumdaki hamilelere, her 3-4 saatte bir yemek yemeleri ve kompleks karbonhidrat alımını artırmaları önerilebilir. Bunun yanında eğer yapabiliyorsa günde 5 bardak süt içmeleri veya 750 mililitreye eşdeğer miktarda süt ürünleri almaları önerilmelidir. Temel besin ihtiyacını en az 48 gramı protein olmak üzere, yani 300 kilokalori protein, 2200 kilokalori meyve sebze ve kompleks karbonhidrat almaları sağlanmalıdır. Yani gebelikte toplam 2500 kilokalori alınmalı ki, bu da normal günlük ihtiyacı olan 2200 kilokalori miktarından 300 kilokalori daha fazladır.

BULANTI KUSMASI OLAN GEBELİKLERDE NE YAPILMALI?
Bu tür sorunlar yaşayan gebeler için sık ve az yenen, yemekte sıvı alımının kısıtlandığı bir beslenme tarzı daha uygun olacaktır. Sıvı alımları yemek aralarında olursa gereksiz mide dolgunluğu ve bulantının tetiklenmesi önlenebilir. Ancak sıvı alımı kesinlikle kısıtlan-mamalı ve bir şekilde sağlanmalıdır. Gebelikteki sıvı alımı kahve, çay ve meşrubat dışında en az 8 bardak suya tekabül etmelidir. Vitamin B6 desteğinin bulantıyı azalttığı ve iştahı arttırdığı bazı çalışmalarda ileri sürülmüştür. Ancak aşırı dozlardan kaçınılmalıdır ve günlük miktar 17-20 miligram olmalıdır. Bazı hastalarda “hipere-mezis gravidarum” denilen aşırı bulantı ve kusma olur. Bu durumda hasta hiç ağızdan beslenemez ve parenteral tedavi dediğimiz damardan sıvı, bazen de temel besin ve enerji transferi yapılır. Bu durumda amaç kısır döngüyü kırarak gebenin tekrar ağızdan beslenmeye dönmesini sağlamak ve uzun süreli açlık nedeniyle oluşa-bilecek dokularda yıkım ve bunların etkilerinin gebeliğe zararını önlemektir. Böyle bir durumda hemen doktora başvurup gerekli tahlillerle gebenin açlık durumundan ne kadar etkilendiğini anlamak iyi olur.

GEBELİKTE VİTAMİN VE MİNERAL DESTEĞİ ŞART MI?
Sanıldığının aksine gebelikte vitamin ve mineral desteği çoğu hastalarda gerekli değildir. Çünkü normal bir beslenme ile tüm önerilen vitamin ve mineral ihtiyacı sağlanabilir, ancak hemoglobin yapısında eritrosit artışıyla ilişkili olarak bebek ve anne vücudunda kalacak toplam olarak yaklaşık 1 gramlık ek demir gereksinimi gıda alımı ile sağlanamadığı için demir eklenebilir. Gebe kadın günde 30 ile 60 miligram elementer demir almalıdır. Bu miktarlar gebelikte kullanılan vitaminlerin çoğunda dengeli olarak bulunmaktadır. Anne adayının gebeliğe nasıl bir demir deposu ile başladığı ve kan düzeyinin de ne olduğu, bu desteğin miktarının belirlenmesine yardımcı olur.

VİTAMİN ÖLÇÜSÜ
Yağda çözünen vitaminlerin annede seviyesinin artışı bebekte problemlere neden olabilir. Fazla miktarlarda vitamin D, yeni doğan bebeklerde nedensiz hiperkalsemiye neden olup problemler yaratabilir. Yüksek vitamin A almak ile nöral tüp defektleri, kemik anomalileri ve idrar yolları anomalileri ilişkilendirilmiştir. Bunların yanında olası toksik olabilecek diğer vitamin ve mineraller ise demir, çinko, selenyum, vitamin B6 ve vitamin C’dir. Çeşitli kaynaklarda önerilen dozlarının iki katını aşmak genellikle sakıncalıdır. Tüm vitamin ve mineral desteği için dengeli ayarlanmış vitaminler piyasada bulunmaktadır ancak bunların kontrolsüz ve yüksek doz alımı özellikle normal beslenen ve problemi olmayan gebelerde, hem gereksiz hem de sakıncalıdır.


VEJETERYAN GEBELER
Vejeteryan gebelerin diyetinde eğer özel bir kısıtlama yoksa, yani süt ürünlerini, yumurtayı, balık ve kümes hayvanlarını tüketebilen ovolakto vejeteryanlar ek besin maddesine ihtiyaç duymazlar. Ancak sadece bitki ile beslenen laktovejeteryanlarda vitamin B6 ve B12, kalsiyum ve demir desteği mutlaka yapılmalıdır. Sadece meyve yenilen Zen makribiyotik diyet ise gebelik ile bağdaşmaz ve mutlaka bu diyete son verilmelidir.

SUNİ TATLANDIRICILAR
Sıkça karşılaşılan bir soruda gebelikte aspartam gibi tatlandırıcı kullanımıdır. Bu konuda bildirilmiş kesin bir zararlı etkiden söz edilmemekle beraber, gebelikte kullanılmaması zorunlu değil ise kaçınılması tavsiye edilir.


Op. Dr. Şerife Şeniz Süpürtülü

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
http://wekolog.com
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Gülgeceler - avatarı
Gülgeceler
Ziyaretçi
26 Şubat 2013       Mesaj #9
Gülgeceler - avatarı
Ziyaretçi
Hamile Kadınlar İçin Besleyici Bir Çerez: Ayçekirdeği

aycekirdegi 3b1

Lezzetli olduğu kadar besleyici özelliği de bulunan ayçekirdeği içerdiği folik asit sayesinde hamile kadınların, fetüs gelişiminin sağlıklı bir şekilde gerçekleşmesine
katkıda bulunuyor.

Hamile kadınların, iyi bir fetüs gelişimini güvence altına almak için, ilave folik aside ihtiyacı var. Ayçekirdeği, hamile ya da hamile olmayı düşünen kadınlar için anahtar bir besin maddesi olan folik asidi, bünyesinde en çok barındıran kuruyemişler arasında yer alıyor ve bu basit çerez, vücudun ihtiyacı olan B grubu vitaminlerini yüksek miktarda karşılıyor.
Folik asitler kırmızı kan hücrelerinin oluşumuna, gelişimine ve büyümesine yardımcı olan gıda bileşenleridir. Günlük olarak alınması önerilen folik asit miktarı, yaşa göre farklılık gösteriyor.

attachmentphp?attachmentid426058&ampd1337777622&ampthumb1

Örneğin, hamilelik sırasında, kadınlar daha fazla folik aside ihtiyaç duyuyorlar, çünkü bu dönemde kan hacminde bir artış ve dolayısıyla da kırmızı kan hücrelerinde büyüme söz konusu oluyor. Bu vitaminin eksikliği, bebekte daha yavaş büyümeye ve omurilikte yetersiz gelişmeye neden olabiliyor.


Gülgeceler - avatarı
Gülgeceler
Ziyaretçi
26 Şubat 2013       Mesaj #10
Gülgeceler - avatarı
Ziyaretçi
Hamilelikte nasıl kaliteli beslenebilirsiniz?

7 d

9 ay boyunca kaliteli bir beslenme programı sayesinde, sağlıklı bir hamilelik geçirebilir ve sağlıklı bir bebek dünyaya getirebilirsiniz.
Bebek bekleyen anne adayları, her market alışverişinde buzdolabını ağzına kadar doldururlar. Böylece canlarının istediğini yiyerek mutfakla oturma odası arasında mekik dokurlar. Oysa ki kendini kontrol altına alamayıp fütursuzca yemek yemek, hem anne adayları hem de bebek için sağlıklı bir beslenme şekli değil. “Hamileyim her şeyi yiyebilirim” mantığını bir kenara bırakmak, besin değeri açısından kaliteli yiyeceklerle beslenmek en doğrusu. Hamilelik döneminde gelişi güzel beslenmek yerine Uzman Diyetisyen Dilara Koçak’ın bu dönemde kaliteli ve dengeli beslenmeniz için size sunduğu önerileri uygulamaya ne dersiniz?

Bunları tüketin
Anne adayları bu dönemde diyet yapmaktan kaçınmalıdır ve tüm besin gruplarından yeterli şekilde beslenmeye özen göstermelidir. Gün içinde; et, süt, ekmek, sebze-meyve ve yağ grubundan yeterli olacak şekilde bir beslenme programı izlemelidir. Böylece hamilelik döneminde artan besin öğesi gereksinimi, en kolay ve zahmetsiz yoldan karşılanabilir. Şu iki mineralin hamilelikte alınması çok önemlidir:
Omega-3: Bebeğin beyin gelişimi için haftada mutlaka iki kez balık tüketmeye özen gösterilmelidir. Haftada ortalama olarak 350 gram pişmiş balık, anne adayı için yeterli olan miktardır. Omega-3, bir diğer ismiyle “alfa linolenik asit”, yağlı balıklarda, ceviz, badem, soya filizi, kuru fasulye, soya fasulyesi, nohut, keten tohumu ve yeşil yapraklı sebzelerde bulunur. Anne karnındaki bebeklerin beyin, sinir sistemi ve görme yeteneklerinin sağlıklı gelişmesinde önemli rol oynar. Yeterli balık tüketimi yoksa doktorun tavsiyesi doğrultusunda takviye alınabilir.
Çinko: Bebeğin hücre büyümesinde, beyin gelişiminde ve vücut proteinlerinin yapımında çinkonun önemli rolü vardır. Kırmızı et, deniz ürünleri, süt, yoğurt ve türevleri, yumurta ve yağlı tohumların tüketilmesi çinko alımı için gerekli besinlerdir. Dikkat edilmesi gereken nokta, fazla miktarda alınan demir, çinkonun emilimini engelleyebilir. Besinler ve mineraller Hamilelik döneminde alınan besinlerin kalitesinin ölçütü, içerdiği vitamin ve mineraller bakımından zengin olmasıdır. Hem anne hem de bebek için içerik açısından önemli besin öğeleri ve kaynakları şöyledir:
Demir: Hamilelikte demir ihtiyacını yeterli miktarda sağlamak zordur. Etkin bir şekilde emilimi sağlanamaz. Bu nedenle demirden zengin bir diyete ek olarak, doktorun verdiği demir takviyesini kullanmak gerekir. Bu takviyelerin en iyi şekilde emilimini sağlamak içinse, yemeklerle birlikte değil, aç karnına veya meyve suyu ile alınması önerilir. Demir; yumurta, et ve türevleri, koyu yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller ve kuru meyvelerde bulunur.
Kalsiyum: Hamilelikte kemik yapısını oluşturan kalsiyumun yeterince alınması, bebeğin iskelet yapısını geliştirdiği gibi, annenin kemik kütlesini korumasına da yardımcı olur. Süt, yoğurt, peynir,pekmez, fındık, kuru baklagiller ve yeşil yapraklı sebzeler kalsiyum bakımından zengindir.
Folik asit: Folik asidin kaynakları; koyu yeşil yapraklı sebzeler, karnabahar, et, süt, yoğurt ve türevleri, yumurta ve tahıllar olarak sıralanabilir. Folik asidin yetersiz alımı ile düşük doğum ağırlıklı bebekler, nöral tüp defektleri ve annede magaloblastik anemi oluşabilir. Hamilelikte folik asit ihtiyacı belirgin şekilde artar ve günlük ihtiyaç iki katına çıkar. Anne adaylarının hamile kalmadan en az bir ay önce folik asit kullanımına başlaması önerilir.
B12 Vitamini: Hamilelik sırasında DNA sentezinin yapılabilmesi için B 12 vitaminine ihtiyaç vardır. Bu vitamin süt, yoğurt, yumurta, peynir ve et gibi hayvansal kaynaklı besinlerde bulunur.
A vitamini: Hem bebeğin hem de anne adayının hücre sağlığına çok önemli katkıda bulunur. Balık, süt, yoğurt, yumurta sarısı, havuç, koyu yeşil yapraklı sebzeler, domates gibi sebzelerde yüksek miktarda bulunur.
D vitamini: Anne adayının dengeli beslenmesinin yanı sıra, güneş ışığından da yararlanması büyük önem taşır. Kemiklerdeki kalsiyumun etkinliği için D vitamini gerekir.
C vitamini: Bitkisel kaynaklı besinlerde bulunan demirin vücut tarafından emilimine yardımcı olur. Hamilelikte demir ihtiyacınız yaklaşık iki katına çıktığı için C vitamini alımı sağlanmalıdır. C vitamini aynı zamanda vücudu enfeksiyonlara karşı da korur. Turunçgiller, domates, brokoli, kivi, kuşburnu ve patates C vitamini bakımından zengin kaynaklardır.

Bunlardan uzak durun
Hamilelik döneminde 9-12 kilogram almak normaldir, ancak fazla kilo ile başlandıysa 7-8 kilogram ile hamileliği tamamlamak da mümkün olabilir. Eğer ikiz bebek bekliyorsanız ortalama 17-22 kilo arası ağırlık kazanımı normal kabul edilir. Fazla enerji gereksinmenizle birlikte günlük almanız gereken toplam enerji miktarı yaklaşık 2500 kaloridir. Bebeğin gelişimini sağlayabilmek için günlük alınması gereken enerji miktarına +300 kalorilik bir enerji ilavesi yapılması yeterlidir. Böylelikle tüm gereksinimler karşılanmış ve sağlıklı olan düzeyde, vücut ağırlığındaki artış sağlanmış olur. Çok yağlı ve kızartılmış tüm yemeklerden uzak durulmalıdır. Miktar çok önemli bir kavramdır, tüm besinlerin fazlası, yağa dönüşür bu nedenle kalori sağlayan ancak besin değeri düşük besinler tüketmekten kaçının.


GIDALAR VE ÖLÇÜLER

Anne adaylarının en büyük sorunu, hamilelik dönemminde hangi besinin ne kadar alınması gerektiğidir. İşte size bu konuda ışık tutacak öneriler...

Süt-Yoğurt-Peynir

1 porsiyon miktarları:

♦ 1 su bardağı süt / kefir (200 ml)
♦ 1 kase yoğurt (200 ml) veya bu miktar yoğurttan yapılmış ayran
♦ 1 dilim az yağlı peynir (30 gram) / 2 karper / 2 yemek kaşığı labne / 1 parmak kadar dil peyniri olarak uygulanmalıdır.

Et ve Et ürünleri
♦ Tavuk-balık-hindi veya kırmızı etin yağsız, derisiz kısımları tercih edilmelidir.
♦ Kızartma veya kavurma yerine ızgara, buğulama, haşlama ya da fırında yöntemlerini uygulamalısınız.
1 porsiyon miktarları:
♦ 120-150 gram tavuk veya hindi
♦ 150-200 gram balık
♦ 100-120 gram kırmızı et olarak uygulanmalıdır.

Sebze
♦ 1 porsiyon ölçüsü 6-8 yemek kaşığıdır.
♦ 1 kilogram sebze veya kurubaklagil yemeğinde 2 yemek kaşığı zeytinyağı yeterlidir.
♦ Etli sebze yemeklerinde dışarıdan yağ ilavesi yapmanıza gerek yoktur.
♦ Çiğ yenebilen sebzeleri dilediğiniz kadar tüketebilirsiniz (domates, salatalık, biber gibi).
♦ Tüm salatalara 1 tatlı kaşığı zeytinyağı ilave edilebilir. Limon, sirke serbesttir. Bazen yağ yerine balsamik sirke veya nar ekşisi de kullanabilirsiniz.



Benzer Konular

28 Nisan 2007 / Misafir Sağlıklı Yaşam
15 Nisan 2008 / Misafir Biyoloji
26 Haziran 2011 / Misafir Taslak Konular
15 Ekim 2008 / Misafir Taslak Konular