Arama

Vitaminler - B9 Vitamini (Folik Asit)

Güncelleme: 2 Haziran 2016 Gösterim: 5.765 Cevap: 4
JuNe - avatarı
JuNe
VIP WaMPiR
5 Şubat 2008       Mesaj #1
JuNe - avatarı
VIP WaMPiR
Folik Asit ve vitamin BC gibi isimleri varsa da folik asit olarak bilinir. Vücuda girdikten sonra kimyasal yapısı değişir ve karaciğerde bir miktar depolanabilir. Depo edilen miktar 6 - 9 ay kadar eksiklik belirtilerinin çıkmasını engeller. Folik asitin içersinde barındırdığı moleküllerden PABA ve Glutamik Asit ayrı bir vitamin gibi etki gösterir, sanki vitamin içersinde vitamin gibidir. Barsak bakterileri tarafından da üretilmektedir. Dayanıksızdır, ışık, ısı, bekleme ve pişirilme esnasında tahrip olur.

Folik Asitin Etkileri

Ad:  1.jpg
Gösterim: 786
Boyut:  3.0 KB

Oldukça önemli görevleri vardır. Bazı işlevler için bulunması şarttır.

  • B-12 Vitaminine benzer etki alanları olan THFA adlı enzimin ön maddesidir.
  • Amino asit, protein ve sinir sistemi iletisinde kullanılan bazı iletken maddelerin yapımında rol alır.
  • Hücre için şart olan DNA ve RNA sentezinde görev alır.
  • Hücre bölünmesi için gereklidir. Bu etkisi ile büyümeyi de sağlar.
  • Akyuvar denilen kan hücrelerinin yapımında bulunur.
  • Anne karnındaki bebeğin sinir sisteminin gelişimi için gereklidir.
Ad:  2.jpg
Gösterim: 751
Boyut:  3.2 KB

Folik Asit Eksikliği


Eksikliği pek de nadir değildir. Belirtiler B-12 Vitamini eksikliğine oldukça benzer. Eksikliğin temelinde yatan sebepler başta taze sebze, meyveden yoksun yetersiz beslenme, sindirim sisteminden emilimin ameliyat, hastalık nedeniyle bozulması, alkol, ilaç kullanımı gibi metabolik sorunlar, stres, hastalık, gebelik gibi aşırı tüketim olmasıdır. Bunların sonucunda ;

  • Gebelik döneminde olursa ciddi sorunlara yol açar. Normale oranla gebelerde gereksinim iki katına çıkar. Bebek annenin karaciğerdeki depolarını kısa sürede boşaltır. Ortaya çıkmaya başlayan belirtiler de hamilelik ile ilgili durumlara bağlanır. Sonuçta gebelik toksemisi, erken doğum, düşük ağırlıklı bebek ile bebekte spina bifida gibi beyin - omurilik anomali ve hasarları oluşabilir.
  • Megalablastik anemi denilen bir tür kansızlık hastalığı meydana gelir. Sık görülen demir eksikliğine bağlı kansızlıktır. Folik asite bağlı olan genellikle demir vermek ile kansızlığın düzelmemesiyle anlaşılır.
  • İştahsızlık, kilo kaybı, dilde şişme ve kızarma, bulantı, kusma, ishal gibi sindirim sorunları ortaya çıkar.
  • Huzursuzluk, baş ağrısı, bitkinlik, unutkanlık gibi hafif belirtilerden sinirlilik, hırçınlık, düşmanca tavırlar, paranoya durumuna kadar uzanan ağır sinirsel sorunlar oluşabilir.
  • Enfeksiyonlara yatkınlık,
  • Çarpıntı gibi bazı kalp sorunları oluşabilir.

Folik Asit Fazlalığı

Ad:  3.jpg
Gösterim: 747
Boyut:  3.6 KB

Besinlerle fazlalığına yol açılmasa da vitamin ilacı şeklinde 2000 mikrogramın üstüne çıkıldığında sorunlar oluşur. Gebelerde bebeğe zarar verebilir. Diğer kişilerde uykusuzluk, huzursuzluk, sindirim şikayetleri, ciltte döküntü ve kaşıntı yapar.

Folik Asit Gereksinimi


Besinlerde değişik kimyasal bileşikler halinde bulunur ve bunlar vücutta değişime uğrar. Burada yazılan miktarlar vitamin olarak değerleri kapsamaktadır. Amerika'da yapılan araştırmalar halkın beslenme ile günde ortalama 220 mikro gram Folik Asit aldığını göstermiştir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 31 Mayıs 2016 08:29
Ne MUTLU TÜRKÜM Diyen !Türkiyem
ThinkerBeLL - avatarı
ThinkerBeLL
VIP VIP Üye
23 Ağustos 2011       Mesaj #2
ThinkerBeLL - avatarı
VIP VIP Üye

Folik Asit (Vitamin B9)

Ad:  folas2.jpg
Gösterim: 1380
Boyut:  27.2 KB

Folik asit (Folat-polisin, C19H19N7O6), B grubundan bir vitamindir (B9 vitamini).Kimyaca adı pteroil glutamikasit (PGA)tır. Çünkü "pteridin", "PABA" ve "glutamik asit” bileşiminden oluşmuştur.
1931 yılında araştırmacı Lucy Wills tarafından gözlemnenen folik asit, hamilelik döneminde kansızlığı önlemek için gerekli besin olarak tanımlanmıştır. 1941 yılında Mitchell ve arkadaşları ıspanak yapraklarında bu maddeyi bulmuşlardır. Bob Stokstad 1943 yılında saf kristal formunu izole etmiştir.
Kimyasal yapısı, Amerikan Cyanamid Şirketi Lederle Laboratuvarları’nda çalışırken elde edildi.
Bu tarihsel araştırma projesi, 1945 yılında saf bir kristal formu elde edildi.O günden bu yana folik asit özellikle kanser ile mücadelede çalışmalarda kullanılmaktadır.
Yeşil yapraklarda yaygın olarak bulunduğundan bu ad verilmiştir. Çünkü Latincede folum yaprak manasındadır.

B9 VitaminiKimyasal Yapısı


B9 Vitamini Biokimyasal olarak yapısı başlıca üç organik maddenin birleşmesinden meydana gelir. Bunlar Pteridin, p-Aminobenzoik-asit ve glutamik asitlerdir.Folik asidin p-Aminobenzoik ve pteridin’den oluşan kısmına Pteroik asit denilir. Bu nedenle folik asit Pteroyl Glutamik asit diye de adlandırılır.
BÇ Vitamini çeşitli sayıda glutamik asit ihtiva eden deriveleri vardır. Karaciğerde bulunan folik asit derivesi bir glutamik asit ihtiva eder, ince harsaklarda bakteriler tarafından sentez edilen folik asitte üç glutamik asit vardır. Bunlar gamma glutamil bağı ile birbirlerine bağlanmışlardır. Sentetik olarak glutamil bağı ihtiva eder. Pteroyl glutamik asit türevleri de elde edilmiştir.
B9 Vitamini 5 ve 7 glutamik asit içerenleride vardır. Hayvansal dokuda bulunan bir enzim aracılığıyla diğer pteroylglutamik asit bileşikleri monoglutamik asit şeklinde parçalanırlar. Folik asit karaciğer tarafından Sitrovorum faktör veya asit de denen indirgenmiş şekle dönüştürülür.
Ad:  Folic_acid.png
Gösterim: 1016
Boyut:  3.9 KB
B9 Vitamini Folik Asidin pteridin halkasmdaki 5,6,7,8 karbon atomları indirgenerek tetrahidrofolik (FH4) asit meydana gelmiş olur. Sitrovorum faktör, folinik asit ve tetrahidrofolikasit eş anlamda kullanılan kelimelerdir. Sitrovorum kelimesi bu maddenin “Leuconostoc Citrovorum” denen laktobacillus için gerekli bir besin faktörü olmasından dolayı kullanılmıştır. Folinik asitte ayrıca Pteridin halkasında 5 numaralı pozisyonda bulunan azot atomu hidrojen yerine bir formil gurubu bağlanmış olabilir.Folinik asidin 10 formil derivesi streptokokkus laktisde doğal olarak bulunmaktadır.
B9 Vitamini Folik Asit,Kimyaca adı pteroil glutamik asittir (PGA). Çünkü “pteridin”, “PABA" ve “glutamik asit” bileşiminden oluşmuştur. Bc faktörü de denir. Bu madde suda mızrak şeklinde kristallenen portakal sarısı renginde bir katıdır, ısıtılmakla erimez, fakat 250°C’de esmerleşerek bozunur. Serbest asit halinde az, fakat sodyum tuzu halinde suda çok çözünür. Bazik ve nötr çözeltilerinde ısıya pek dayanıklı değildir.

Eksikliği


Eksikliği sonucu megaloblastik kansızlık meydana getirir. Tropikal bölgelerde çok rastlanır. Bu eksikliğin başlıca sebebi protein-kalori eksikliğine dayanmaktadır. Normal beslenen insanlarda ancak sindirim bozukluğunda ve gebelikte görülebilir. Sarada kullanılan ilaçlar verilirken de bu vitaminin verilmesi gerekir. Bazı antibiyotikler (mesela Trimetoprim + Sulfamid kombinonyonları) bu vitamini yok edebilmektedir. Bira, şarap, rakı vs. fazla içen kimselerde bu vitamin eksikliği oldukça sık görülmektedir.
100 Gram Gıdadaki Folat Miktarı
Ad:  folik_asit.PNG
Gösterim: 1253
Boyut:  9.7 KB

Sindirimi


Bu vitamin, ince barsak epitelinde bulunan bir karbonksipeptidaz enziminin yardımıyla, besinlerde bulunan poliglutamil şeklindeki folatlar parçalanarak serbest folat şeklinde ince barsakların üst kısımlarından emilir. Bu arada bazı değişikliğe uğrayarak kanda metil tetrahidrofolat şeklinde bulunur. Karaciğerde de bu şekilde depo edilir. Bu depo 5 mg kadardır. Barsakta da ayrıca bir miktar üretilir. Bir karbon atomlu köklerin, moleküller arasındaki geçişlerinde önemli rol oynar. Bazı amino asitlerden aldığı köklerin pürin ve pirimidin sentezinde kullanılır. DNA'nın sentezinde vazife alır. Bu vazifeyi yapabilmesi için bu vitaminin 5,10- metiltetrahidrofolat halinde olması gerekir. Bu geçiş ise B12 yokluğunda mümkün olmaz. Buna göre megaloblastik kansızlığa, B12'nin, dolaylı olarak tesiri vardır.
Folik asit, megaloblastik kansızlığın tedavisinde günde 5-10 mg vererek kullanılır. Tedaviye demir de katmak gereklidir. Çocuklara koruyucu olarak 0,5 mg bu vitaminden verenler vardır. Keçi sütü bu vitamin bakımından fakirdir. Bu sütle
beslenen çocuklara bu vitamin de ilave edilmelidir. Sara hastalarına bu vitaminin B12 ile birlikte gerektiği zaman verilmesi uygun olur.

Günlük ihtiyaç ve kaynakları


Bu vitaminden günlük olarak serbest folat üzerinden 200, toplam folat üzerinden ise 300 mikrograma ihtiyaç vardır. Günde 100 mikrogram olanlarda bile eksiklik görülmemektedir. Gebelikte ihtiyaç % 50 kadar artar. Bu vitamin nebati ve hayvani gıdaların bir çoğunda bulunur.

Folik Asit ve Gebelik


Gebe kalmadan 3 ay önce ve gebeliğin 12. haftasına kadar alınması tavsiye edilen folik asit, B vitaminleri grubunda bulunuyor.

Folik asit neden önemlidir?


Gebelik süresince folik asit alımı, doğan bebeklerde merkezi sinir sistemi anomalilerini önemli ölçüde azaltmaktadır. En çok rastlanan sipina bifida (omurganın açık kalması), ensefalosel (beynin kafatası kemiğinin dışına çıkması) ve anansefali (beynin gelişmesi) gibi hastalıkların görülme olasılığını % 70 azalttığı bilinmektedir. Bunun dışında, diğer vitaminlerin de uygun dozda alınmasıyla kalp ve böbrek hastalıkları kısmen önlenebilmektedir.

Günümüzde çiftler daha bilinçli olduğu için gebelik kararı aldıkları andan itibaren kadın hastalıkları ve doğum hekimine başvururlar. En doğrusu da budur. Çünkü bebeğin merkezi sinir sistemi, henüz anne adayı gebeliğinin farkında olmadan gelişmeye başlar. Folik asit düzeyi yeterli değilse sinir borusu boyunca doku kaynaşması tam gerçekleşmeyebilir, bu da omuriliğin açıkta kalmasına ve “açık omurga” diye bilinen durumun ortaya çıkmasına neden olur. Ayrıca folik asit düzeyi yetersizliği merkezi sinir sistemi hastalıklarına, bu da bebeklerin doğumdan sonra gelişmeden ölmesine neden olabilir.

Doğal folik asit kaynakları


Ispanak, semizotu, brokoli gibi koyu yeşil yapraklı sebzeler, özellikle turunçgiller gibi kimi meyveler, kuru fasulye, nohut gibi baklagiller, buğday özü, mayalı yiyecekler, yumurta sarısı doğal folik asit kaynaklarıdır. Folik asit içeren sebzeler yenirken, buharda hafifçe pişirilmeli ya da çiğ yenmelidirler.

Tam tahıllı ekmek de doğal folik asit kaynağı


Ekmek, pirinç, makarna ve “cereal” denen kahvaltılık tahıllar da folik asitçe zengin ürünler arasındadır. Günümüzde marketlerde bulunan bazı hazır besin maddeleri de folik asit açısından zenginleştirilmiştir. Ancak bunların hiçbiri gebelik sırasında yeterli olmayabilir. Bu yüzden kadın doğum uzmanları, gebelere, folik asit preparatı kullanmalarını önerirler. Bazı gebelere, hekimleri tarafından tavsiye edilen multivitamin preparatlarında da folik asit bulunabilmektedir. Bu durumda, ek folik asit desteği almaya gerek kalmaz.

Folik asit takviyesine ne zaman başlanmalı?


Bebek gelişimi sırasında folik asit takviyesi kullanmak bebeğin normal gelişim şansını artırır. Folik asite en az 0,4 miligramlık tabletler halinde, gebe kalma kararından yaklaşık 3 ay önce başlanmalı ve gebeliğin ilk 12 haftası boyunca sürdürülmelidir. Önceden, folik asit eksikliği nedeniyle merkezi sinir sistemi hasarlı bebek doğumu yapıldıysa, bu durumda hekimin tavsiyesi ile 0,4 miligramın üstüne çıkılabilir.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 31 Mayıs 2016 02:00
Tanrı varsa eğer, ruhumu kutsasın... Ruhum varsa eğer!
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
31 Mayıs 2016       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM

FOLIK ASİT

Ad:  fa1.JPG
Gösterim: 1198
Boyut:  20.0 KB

Folik asit birçok yerde B12 vitamini ile birlikte görev görür. DNA sentezinde gerekli olduğu için hücre bölünmesinde önemli rol oynar. Folik asit eksikliğinde hücreler yeterli şekilde bölünemezler. Folik asitin fetusta, sinir sisteminin gelişmesinde oldukça önemli bir rolü vardır. Gebelikte folik asit eksikliği; ‘spina bifida’ gibi nöral tüp defektleri başta olmak üzere çeşitli doğumsal anomalilere neden olabilmektedir. Folik asit eksikliğinin ayrıca; depresyon, ateroskleroz ve osteoporozla ilişkisi olduğu gösterilmiştir.

BESĠN KAYNAKLARI


Yeşil yapraklı sebzelerde bol miktarda bulunur. Ayrıca brokolü, lahana, portakal ve tam tahıllarda da folik asitten zengindirler.
Ad:  fa2.JPG
Gösterim: 894
Boyut:  27.6 KB

EKSİKLİK SEMPTOM ve BULGULARI


Folik asit besinlerde yaygın olarak bulunmasına rağmen, dünyada en sık rastlanan vitamin eksikliği, folik asit eksikliğidir. Karaciğer hariç hayvansal gıdalar folik asitten fakir iken, bitkisel gıdalar folik asit bakımından zengindir. Ayrıca alkol ve östrojenler, sulfasalazin, barbiturat gibi ilaçlar folik asit metabolizmasını bozarlar. Folik asit çok hassas bir vitamindir. Işık ve sıcakla kolayca bozulabilmektedir.
Folik asit eksikliğinden tüm hücrelerimiz etkilenmekle birlikte, en çok hızlı bölünen dokular olan eritrositler, gastrointestinal sistem ve genital trakt hücreleri etkilenmektedir. Folik asit eksikliği sonucu büyüme yavaşlaması, ishal, kansızlık, diş eti iltihabı, depresyon, uyku bozuklukları, huzursuzluk, unutkanlık, iştahsızlık ve bulantı gelişebilir.
Folik asit eksikliğine bağlı olarak, eritrosit büyüklüğünde artışla karakterize megakaryositik anemi gelişir. Folik asit eksikliğine tanı koymak için anemi gelişmesine güvenmek, akıllıca değildir. Folik asit miktarını değerlendirmede en iyi ölçüt, eritrosit içindeki folik asit miktarıdır. Ancak, plazma homosistein seviyesini ölçmek, folat miktarını hızlıca değerlendirmede kolay ve güvenilir bir yöntemdir. B12 ve folat eksikliğinde, homosistein metiyonine dönemez. Yapılan bir çalışmada; 296 yaşlı hastanın homosistein, kobalamin ve folat miktarına bakılmıştır. Bu üç test arasında ilişki saptanmıştır. Böylece plazma homosistein seviyesinin, B12 ve folat eksikliğini belirlemek için iyi bir belirteç olduğu gösterilmiştir. Folat ve B12 replasmanı ile homosistein seviyesi normale gelmektedir.

GÜNLÜK ÖNERİLEN MİKTAR


Ad:  fa3.JPG
Gösterim: 1184
Boyut:  49.2 KB

FAYDALI ETKİLERİ


Folik asit, B12 vitaminine metil grubu vericisidir. Bunlar, DNA ve nörotransimitter sentezi gibi reaksiyonları kolaylaştırmak için metil gruplarını taşıyıp, verirler.
Folik asit desteğinin faydasının çoğu, homosistein seviyesini azaltmasına bağlıdır. Folik asit eksikliğinde, homosistein miktarı artar. Bu bileşik de, ateroskleroz ve osteoporoz gibi birçok soruna neden olmaktadır. Homosistein, direkt arter duvarına hasar vererek ve damarın bütünlüğünü bozarak ateroskleroza neden olmaktadır. Homosistein artışı kemikte kollajen oluşumunu bozarak kemik matrisinde noksanlığa yol açarak, osteoporoza neden olmaktadır.

KULLANILABİLİR FORMLARI


Folik asitin, folik asit (folat) ve folinik asit (5-metil-tetra-hidrofolat) şeklinde kullanılabilir formları vardır. Folik asiti kullanabilmek için önce tedrahidrofolata dönüştürmek sonra da metil grubu ekleyerek, 5-metil-tetra-hidrofolat oluşturmak gerekmektedir. Folinik asit vererek bu basamaklar bypass edilmektedir. Folinik asit, folik asitin en aktif formudur ve vücut depolarını doldurmakta folik asitten daha etkilidir.

TEMEL KULLANIMI


Ad:  fa4.JPG
Gösterim: 1072
Boyut:  46.2 KB
Folik asit desteği yukarıdaki tüm bozukluklarda fayda sağlayabilir. Ancak, folik asidin temel kullanım alanları nöral tüp defektlerinin oluşumunu önleme ve tedavisi, ateroskleroz, osteoporoz, servikal displazi ve depresyondur.

NÖRAL TÜP DEFEKT OLUŞUMUNU ÖNLEME:


Nöral tüp defekti fetusta embriyonik gelişim sırasında spinal kord ve beyni etkileyen gelişimsel bir bozukluktur. Fetal gelişimin erken evrelerinde, embriyonun arkasında sinir dokusundan oluşan bir çizgi vardır. Fetus büyüdükçe bu çizgiden spinal kord, vücudumuzdaki sinirler ve beyin oluşur. Tam bu sırada kemik doku peyderpey spinal kordun etrafını sarmaya başlar. Eğer büyümenin herhangi bir yerinde bozukluk olursa, bir çok anomali ortaya çıkabilir. En kötüsü beynin hiç olmamasıdır (anensefali). En sık gözüken bozukluk ise spina bifida’dır. Burada vertebra, spinal kordun etrafında tam bir çember yapamamaktadır. ABD’de yeni doğan bebeklerde % 0,1-2 oranında gözükmektedir. Gebeliğin erken evresinde folik asit desteği yapmak nöral tüp defekti insidansı oranını, % 48 ile % 80 arasında azaltmaktadır.
Folik asitin, nöral tüp defektini önlediğinin gösterilmesi oldukça önemli bir bilgidir. Sayısız çalışmada, gebelikten önce veya gebelik başladıktan sonra folik asit desteği yapmanın faydası gösterilmiştir. FDA’de doğurganlık çağındaki kadınlara günlük folik asit desteği yapmanın nöral tüp defekti riskini azaltabileceğini duyurmuştur.
1992 yılında ABD sağlık bakanlığı, gebe olma ihtimali olan her kadına 400 mikrogram/gün almasını önerdi. Hâlbuki folik asidin koruyucu etkisini gösteren ilk çift-kör çalışma 1980’lerde yapıldı. Tıp otoritelerinin bunu kabul etmesi biraz gecikmiş oldu.

ATEROSKLEROZ:


Homosistein seviyesindeki artış kalp krizi, inme ve periferal vasküler hastalık için bağımsız bir risk faktörüdür. Kalp krizi geçiren hastaların % 20-40’ında homosistein seviyesi yüksek olarak saptanmıştır. Amerika’da, 400 gg/gün folik asit desteği ile kalp krizi geçirenlerinin oranının yıllık % 10 oranında azalabileceği düşünülmektedir. Çoğu kişide tek başına folik asit homosistein seviyesini azaltabilmekte ise de homosistein metabolizmasındaki B12 ve B6 vitamininin görevi nedeniyle üçünü birlikte vermek daha çok tercih edilmelidir.

OSTEOPOROZ:


Postmenapozal kadınların kanında homosistein seviyesinde artış saptanmıştır. Bu artış kemikte kollajen oluşumunu bozarak kemik matriksinde noksanlığa yol açarak osteoproz oluşumunda rol oynayabilir. Osteoporozda kemikte, hem organik hem de inorganik yapının kaybı olduğundan, homosistein teorisi güçlenmektedir. Çünkü homosistein her ikisini de etkileyen nadir faktörlerden biridir. Folik asit desteği ile (folik asit seviyesi normal olsa bile) postmenapozal kadınlardaki homosistein seviyesi azalmaktadır.

SERVİKAL DİSPLAZİ:


Servikal displazi, serviksteki hücrelerde şekil bozukluğu olmasını tanımlar. Serviks kanseri için prekanseröz bir lezyondur. Muhtemelen gebe olan veya OKS kullananlardaki anormal raporlanan pap smearın çoğunda, gerçek displaziden ziyade folik asit eksikliği vardır. Çünkü östrojen folik asiti antagonize etmektedir. Folik asit eksikliğine en çok makrositik anemi ile tanı konsa da, servikal hücrelerdeki bozukluklar çok daha erken oluşmaktadır.
Bazı araştırmacılar, OKS’lerin folat metabolizmasını bozduğunu ve serum folat seviyesi yüksek olsa bile serviks dokusunda düşük olabileceğini düşünüyor. Bunu destekleyici olarak, serum folat seviyesi normal veya yüksek iken eritrositteki folat seviyesi düşük bulunmuştur. OKS’ler muhtemelen folik asitin hücre içine alımını inhibe eden moleküllerin sentezini artırıyor.
Klinik çalışmalarda, servikal displazisi olanlara 10 mg/gün folik asit verilmesi ile pap smear sonuçlarının düzeldiği gösterilmiştir. Tedavi almayan bayanlardaki hafif displazinin normale dönme ihtimali % 1,3 iken, orta derce displazinin normale dönme ihtimali % 0’dır. Folik asit verildiğinde ise normale dönme ihtimali bir çalışmada % 20, diğer çalışmada %100 bulunmuştur. Ayrıca tedavi verilmediğinde 4 ay içinde servikal displazinin progresyon ihtimali %16 iken, folat verildiğinde hiç progresyon saptanmamıştır. Bütün bu sonuçlar, OKS devam edilirken elde edilmiştir.
Tedavi almayan bayanlarda, hafif servikal diplaziden ‘karsinoma’ insituya geçiş ortalama 86 ay iken, ciddi servikal displazide bu süre ortalama 12 aydır ve düzelme çok nadir görülmektedir. Bu yüzden hafif orta derece servikal displazide folat desteği verip,3 ay sonra kontrol smear ve koloskopi yapılabilir. B12 desteğinin, her zaman folat replasmanına eklenmesi önerilir.

DEPRESYON:


Psikiyatrik hastaların çoğunda folik asit eksikliği bulunmaktadır. Folik sit eksikliğinin giderilmesi özellikle yaşlılar olmak üzere bazı hastalarda, zihinsel ve psikolojik semptomlarda dikkate değer düzelme sağlamaktadır. Folik asitin, hafif bir antidepresan etkisi vardır. Bu da muhtemelen metil vericisi olması ve beyindeki seratonin, s-adenozil- metionin (SAM) ve tetrahidrobiopterin seviyesini arttırmasına bağlıdır. Tetrahidrobiopterin (BH4), serotonin, dopamin gibi nörotransimitterlerin sentezinde görevli bir koenzimdir. Tekrarlayan depresyon öyküsü olanlarda, SAM ve folik asit eksikliğine bağlı olarak, BH4 sentezi azalmıştır. BH4 desteği yapılması bu hastalarda ciddi düzelme sağlamaktadır. Ancak BH4’ün ticari olarak kullanılabilir bir formu yoktur. Ancak C ve B12 vitamini ile folik asit BH4 sentezini arttırır. Bu yüzden bu vitaminlerin miktarını arttırarak beyinde, hem BH4 hem de serotonin gibi nörotransimitter sentezini arttırabiliriz.
Folik asit replasmanı, beyinde serotonin artışına neden olan metionin reaksiyonlarını arttırır. Serotonin seviyesindeki artış folik asidin antidepresan etkisinin çoğundan sorumludur. Folik asidin antidepresan etkisini araştıran klinik çalışmalarda kullanılan folik asit dozu çok yüksektir, 15-50 mg/gündür. Böyle yüksek doz folik asit kullanımı epilepsi hastaları dışında güvenlidir ve antidepresan ilaçlar kadar etkilidir. Ancak folik asitten daha etkili olan başka besin destekleri de vardır.

DOZ ARALIĞI


Ateroskleroz ve osteoporozu önlemek ve genel sağlığımız için önerilen doz: 400p/gün Servikal displazi ve depresyon tedavisi için önwerilen doz: 10 mg/gün

KULLANIM GÜVENLİĞİ


Folik asit ve B12 vitamini birlikte verilmelidir. Çünkü folik asit replasmanı yapmak altta yatan B12 eksikliğini gizleyebilir. Folik asit, B12 eksikliğine bağlı makroskopik anemiyi düzeltebilirken, nörolojik semptomları düzeltemez. Sinir hücrelerinin hasarı, B12 replasmanına cevap veremez hale gelebilir.
Folik asit iyi tolere edilir. 5-10 mg gibi yüksek dozlarda karın şişkinliği, bulantı ve iştah azalması yapabilir. Epilepsi hastalarında yüksek doz, çok dikkatlice kullanılmadır. Çünkü nöbet aktivitesini arttırabilmektedir.

ETKİLEŞİMLERİ


Folik asit B12 ve B6 vitamini, SAM, kolinle birlikte çalışır. Östrojen, alkol , kemoterapi ilaçları (özellikle metotreksat), sulfasalazin, barbituratlar ve antikonvülzan ilaçlar folik asit emilim ya da fonksiyonunu bozmaktadır.

kaynak: Ankalab
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
31 Mayıs 2016       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM

B9 Vitamini

Ad:  folas1.jpg
Gösterim: 1122
Boyut:  46.4 KB
  • Kimyaca adı pteroil glutamikasit (PGA)tır. Çünkü "pteridin", "PABA" ve "glutamik asit” bileşiminden oluşmuştur.
  • Bc faktörü de denir.
  • Bu madde suda mızrak şeklinde kristallenen portakal sarısı renginde bir katıdır ısıtılmakla erimez, fakat 250 °C’de esmerleşerek bozunur.
  • Serbest asit halinde az, fakat sodyum tuzu halinde suda çok çözünür.
  • Bazik ve nötr çözeltilerinde ısıya pek dayanıklı değildir.

Günlük İhtiyaç ve Kaynakları


  • Bu vitaminden günlük olarak serbest folat üzerinden 200, toplam folat üzerinden ise 300 mikrograma ihtiyaç vardır.
  • Günde 100 mikrogram olanlarda bile eksiklik görülmemektedir.
  • Gebelikte ihtiyaç % 50 kadar artar.
  • Bu vitamin nebati ve hayvani gıdaların bir çoğunda bulunur.
Günlük ihtiyaç yetişkin erkek ve kadında maksimum 400 mcg ‘dır.Gebe kadınlara günlük 600 emziklilere 500 mcg önerilmektedir.Bu vitaminden günlük olarak serbest folat üzerinden 200, toplam folat üzerinden ise 300 mikrograma ihtiyaç vardır. Günde 100 mikrogram olanlarda bile eksiklik görülmemektedir.

Bu vitamin nebati ve hayvani gıdaların bir çoğunda bulunur.
Karaciğer, diğer organ etleri, yeşil yapraklı sebzeler,maya, kuru baklagiller ve tahıllardır. Besinlerin hazırlanması,işlenmesi ve depolanması aşamaları folik asit kaybına neden olur. Bu nedenle sebzelerin pişirilmesi ve saklanmasıilkelerine dikkat edilmelidir.
Diğer B9 Vitamin Kaynakları Arpa, fasulye, pancar, bira mayası, dana ciğeri, koyu yeşil lifli sebzeler, yumurta, meyveler, mercimek, portakal suyu, bezelye, soya, tam buğday dır.
Ad:  fa5.JPG
Gösterim: 789
Boyut:  28.8 KB

B9 Vitamini Etkisi ve Fonksiyonları


B9 Vitamini koenzimini oluşturan enzim, tek karbon (Cj) parçasının naklinde ve kullanılmasında rol oynar. Folik asidin bu şekilde görev yapabilmesi için önce tetrahidrofolik aside dönüşmesi gerekmektedir.Bu indirgenmede NADPH hidrojen donörü olarak görev yapar.Bu enzimin adı “Folik asit redüktaz"dır. Yani folik asit redüktaz NADPye bağımlı bir enzimdir. Folinik asit tek karbon ünitelerini formil ve hidroksimetil şeklinde nakleder. Folik asit pürin halkasında yer alan C2 ve C8 atomlarının naklinde görev yapar. Folik asit yetersizliğinde pürin bazlarının ve DNA sentezi için gerekli timinin yapımı güçleşir.Sonuçda DNA sentezi ve protein sentezi bozulur. Amino-pterin (4 Aminopteroyl glutamik asit) gibi kuvvetli folik asit antagonistleri folik asit redüktaz enziminin aktivitesini yarışmalı olarak (kompetitif) inhibe ederler. Folik asidin tetrahidrofolik aside dönüşümü önlendiğinden koenzim görev yapamaz hale düşer. Tetrahidrofolik asidin formil 5-derivesi histidinin metabolik yoldan parçalanması sırasında glutamik asidin formillenmesi dışında aktif değildir. Halbuki ıo numaralı azotatomuna bağlı fıo FH4 ve 5-10 numaralı azot atomları arasında formil ihtiva eden f5~ıo FH4 deriveleri aktif halde bulunurlar ve tek karbonluların naklinde rol oynarlar. Ancak “Formil-tetrahidrofolik asit izomeraz" enzim sistemi sayesinde formil 5 formilo çevrilebilir.Organizma tek karbonlu üniteyi FH4 aracılığıyla amino veya SH gruplarına nakledebilir. Formil gurubu dışında (CHO) hidroksimetil gurubundan da tek karbon kaynağı olarak yararlanır. Hidroksimetil gurubu FH4 e bağlı olarak NADPH li enzim aracılığıyla formil gurubuna okside olur.Formil FH4 N-Formilmetionin-tRNA için de formil donörlüğü görevi yapar.
Folik asit B9 vitamini (folik asit ya da folasin denir), enerji üretimi ve güçlü bir bağışıklık sistemi için gereklidir. Folik asit B9 vitamini deri hücreleri, hücreler çizgi, küçük bağırsak, ve kırmızı ve beyaz kan hücreleri de dahil olmak üzere vücudun her hücresinde, enerji üretimi için gereklidir.Folikasitin vücutta deposu yoktur vebağırsaktaki mikroorganizmalar tarafından da sentez edilir.Vücutta görev yapabilmesi için Cvitaminine ihtiyaç vardır.

B9 Vitamini Her öğün tüketmek, kan dolaşımına toksik homosistein gibi kalp hastalıkları, damar hastalıkları, inme ve diğer tip sinirsel hastalıkların riskini azaltır . Folik asit alımı, DNA sentezi ve işleyişinde önemli bir rol oynar, çünkü kanseri önlemeye yardımcı olduğunu keşfetmişlerdir. Yüksek folik asit ile beslenme, kolorektal kanser riskini azaltmaktadır.Folik asit ilişkili doğal gıdalar kolorektal adenom riskini azaltır.
B9 vitamini ya da folik asit, depresyon ve diğer ruhsal sorunlarla ilgili kürler için önemlidir.Uyku, iştah ve ruh hali düzenlemeye yardımcı olur.
Folik asit, tüm kadınlar için gerekli olan ve gebelik için gerekli doku ve hücrelerin yapı önemli bir rol oynar. Kanser hücreleri hızlı bölünen ve folik asit ile karışabilir, bu nedenle folik asit kanser tedavisinde kullanılır. Tıbbi araştırma, aynı zamanda folik asit yüksek diyetler, pek çok kadın meme kanseri riskini azalttığını göstermektedir.

B9 vitamini ,ince barsak epitelinde bulunan bir karbonksipeptidaz enziminin yardımıyla, besinlerde bulunan poliglutamil şeklindeki folatlar parçalanarak serbest folat şeklinde ince barsakların üst kısımlarından emilir. Bu arada bazı değişikliğe uğrayarak kanda metil tetrahidrofolat şeklinde bulunur. Karaciğerde de bu şekilde depo edilir. Bu depo 5 mg kadardır. Barsakta da ayrıca bir miktar üretilir. Bir karbon atomlu köklerin, moleküller arasındaki geçişlerinde önemli rol oynar. Bazı amino asitlerden aldığı köklerin pürin ve pirimidin sentezinde kullanılır. DNA’nın sentezinde vazife alır. Bu vazifeyi yapabilmesi için bu vitaminin 5,10- metiltetrahidrofolat halinde olması gerekir. Bu geçiş ise B12 yokluğunda mümkün olmaz. Buna göre megaloblastik kansızlığa, Bi2’nin, dolaylı olarak tesiri vardır.
Folik asit, megaloblastik kansızlığın tedavisinde günde 5-10 mg vererek kullanılır. Tedaviye demir de katmak gereklidir. Çocuklara koruyucu olarak 0,5 mg bu vitaminden verenler vardır. Keçi sütü bu vitamin bakımından fakirdir. Bu sütle beslenen çocuklara bu vitamin de ilave edilmelidir. Sara hastalarına bu vitaminin B12 ile birlikte gerektiği zaman verilmesi uygun olur. sıvı üretimine olumlu etki yapar.Sperm ve kan üretimine etkilidir.

Sindirimi


  • Bu vitamin, ince barsak epitelinde bulunan bir karbon besinlerde bulunan poliglutamil şeklindeki folatlar parçalanarak serbest folat şeklinde ince barsakların üst kısımlarından emilir. Bu arada bazı değişikliğe uğrayarak kanda metil tetrahidrofolat şeklinde bulunur. Karaciğerde de bu şekilde depo edilir. Bu depo 5 mg kadardır. Barsakta da ayrıca bir miktar üretilir. Bir karbon atomlu köklerin, moleküller arasındaki geçişlerinde önemli rol oynar. Bazı amino asitlerden aldığı köklerin pürin ve pirimidin sentezinde kullanılır. DNA’nın sentezinde vazife alır. Bu vazifeyi yapabilmesi için bu vitaminin 5,10- metiltetrahidrofolat halinde olması gerekir. Bu geçiş ise B12 yokluğunda mümkün olmaz. Buna göre megaloblastik kansızlığa, B12’nin, dolaylı olarak tesiri vardır.
  • Folik asit, megaloblastik kansızlığın tedavisinde günde 5-10 mg vererek kullanılır.
  • Tedaviye demir de katmak gereklidir. Çocuklara koruyucu olarak 0,5 mg bu vitaminden verenler vardır. Keçi sütü bu vitamin bakımından fakirdir. Bu sütle beslenen çocuklara bu vitamin de ilave edilmelidir. Sara hastalarına bu vitaminin B12 ile birlikte gerektiği zaman verilmesi uygun olur. 

Eksikliği


  • Eksikliği sonucu megaloblastik kansızlık meydana getirir.
  • Tropikal bölgelerde çok rastlanır.
  • Bu eksikliğin başlıca sebebi protein-kalori eksikliğine dayanmaktadır.
  • Normal beslenen insanlarda ancak sindirim bozukluğunda ve gebelikte görülebilir.
  • Sarada kullanılan ilaçlar verilirken de bu vitaminin verilmesi gerekir.
  • Bazı antibiyotikler (mesela Irjmetoprjm + Sulfamid kombinasyonları) bu vitamini yok edebilmektedir.
  • Bira, şarap, rakı vs. fazla içen kimselerde bu vitamin eksikliği oldukça sık görülmektedir. 
B9 Vitamini Folik Asit yetersizliğinde gelişme için folik asiteihtiyaç gösteren bütün organizmalarda bu gelişme yavaşlar. Aminopterin ve bunun 9-metil derivesinin diyette kullanılmasıyla deneye tabi tutulan fare ve sıçanlar kısa zamanda ölürler. Bu çeşit antagonistlerkanserin ve özellikle löseminin tedavisinde kullanılmıştır.
Yukarıda açıklandığı gibi p-Aminobenzoik asit folik asit yapısında yer almak suretiyle önemli bir rol oynar. Folik asidi bizzat sentez etmek yeteneğinde olan organizmalar ortamda yeterli miktarda sülfamit bulunması halinde yarışmalı inhibisyon nedeniyle bundan zarar görürler.
Folik asit yetersizliği halinde başlıca aşağıda açıklanan reaksiyonlarda aksamalar görülür:
1. Pürin ve pirimidin sentezi dolayısıyla DNA sentezi bozulur.
2. Glisin ve serinin birbirlerine dönüşümü zorlaşır.
3. Metionin ile homosisteinin ilişkileri bozulur, metil guruplarının transferi zorlaşır.
4. Histidin metabolizması bozulur.
5. Formimino glutamat teşekkülü diğer tek karbona ihtiyaç gösterenmaddelerin sentezleri güçleşir.

Sonuç olarak başlıca, kan tablosunda bozukluk ve makrositeryapıda pernisiyöz anemiye benzer bir kansızlık şekli görülür.
B9 Vitamini Eksikliği sonucu megaloblastik kansızlık meydana getirir. Tropikal bölgelerde çok rastlanır. Bu eksikliğin başlıca sebebi protein-kalori eksikliğine dayanmaktadır. Normal beslenen insanlarda ancak sindirim bozukluğunda ve gebelikte görülebilir. Sarada kullanılan ilaçlar verilirken de bu vitaminin verilmesi gerekir. Bazı antibiyotikler (mesela Trimetoprim + Sulfamid kombinonyonları) bu vitamini yok edebilmektedir. Bira, şarap, rakı vs. fazla içen kimselerde bu vitamin eksikliği oldukça sık görülmektedir.
Yetersizliğinde kan yapımında azalma olmaktadır. Özellikle gebe kadınlarda ve çocuklarda yetersizlik belirtileri yaygındır. Yetersizlik nedeni; yetersiz beslenme (özellikle yetersiz sebze ve meyve tüketimi), emilim bozukluğu ve vücuttan aşırı kayıp olmasıdır. Alkoliklerde de ve gebelikte B9 Vitamini folik asit yetersizliği görülebilir.

B9 Vitamini Eksikliği Belirtileri


B9 Vitamini Folik Asit aksikliğinde Anormal ağrılar, kansızlık, dişeti kanamaları, kronik karaciğer rahatsızlığı, kabızlık, ishal, sara, unutkanlık, sindirim gazı, dil iltihabı, saçlarda beyazlama, sinirlilik, enerji azlığı, ağız kenarlarında yara, zihinsel durgunluk, sinir dokusunda kusur, solgunluk, zayıf büyüme, erken doğum, sağlıksız kırmızı kan hücresi gelişimi, uyku düzensizliği, dilde ve boğazda yara, ara sıra görünen ishal, kan zehirlenmesi, zayıflık, kilo kaybı. Yaşlı insanlarda zayıf beslenmeden dolayı B9 eksikliği görülür. Ayrıca kronik karaciğer ve sara hastalarında B9 eksikliği özellikle görülür.

B9 Vitamini Yüksek doz ve toksik etkisi


Bilinen toksik etkisi bulunmamaktadır. Yüksek doz ile ilgili yapılan bir araştırmada 5 yıl süresince günlük I5mg doz uygulanmış (günlük önerilen dozun 40 katı) ve herhangi olumsuz bir etkiye rastlanmamıştır. Aşırı Yüksek dozlarda böbreklerde kristalleşme görülebilir. Uzun süreli yüksek doz kullanımı ile anormal şişkinlik, midede gaz, iştah kaybı, bulantı ve kusma görülebilir.
B9 Vitamini Yan etkileri
  • Parlak altın sarı idrar,
  • ishal, hararet,
  • deride döküntü.
Son düzenleyen Safi; 31 Mayıs 2016 02:01
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
2 Haziran 2016       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM

B9 Vitamini (Folik Asit)


Folik asit, aminoasit metabolizması ile nükleik asit sentezinde rolü olan ve kansızlığa karşı koruyan B grubu vitaminidir. “Folat” olarak da bilinir. Folik asit , vücutta serbest duruma geçtikten sonra kullanılır. Vitamin metabolizmada etkinlik gösterebilmesi için C vitamini ve niasin koenzimi ( NADP ) yardımı ile aktif şekli olan tetrahidrofolik asite indirgenir.
Folik asit, aminoasit metabolizması ile nükleik asit sentezinde rolü olan ve kansızlığa karşı koruyan B grubu vitaminidir.
Folat olarak da bilinir. Yeşil yapraklı sebzelerde ve özellikle ıspanakta yaygın olarak bulunduğundan bu ad verilmiştir. Çünkü Latincede folum “yaprak” manasındadır. Yaprakta bulunan asit anlamına gelmektedir.
Kimyasal adı pteroil glutamik asit (pga)’tir. çünkü pteridin, para amino benzoik asit (paba) ve anino asitlerden glutamik asit bileşiminden oluşmuştur.
Ad:  b91.JPG
Gösterim: 960
Boyut:  29.3 KB
Folik asit, vücutta serbest duruma geçtikten sonra kullanılır. Folik asitin metabolizmada etkinlik gösterebilmesi için C vitamini ve niasin koenzimi ( NADP ) yardımı ile aktif şekli olan tetrahidrofolik asite (THFA) indirgenmesi gerekir.
Ad:  b92.JPG
Gösterim: 1219
Boyut:  19.7 KB

B9 Vitamininin Özellikleri


  • Suda mızrak şeklinde kristallenen portakal sarısı renginde bir katıdır.
  • Suda erir. Yüksek sıcaklığa, asit ortama, ışığa ve oksidasyona karşı dayanıksızdır.
  • Isıtılmakla erimez, fakat 250 °C'de esmerleşerek bozunur.
  • Bazik ve nötr çözeltilerinde ısıya pek dayanıklı değildir.
  • Serbest asit hâlinde az, fakat sodyum tuzu hâlinde suda çok çözünür.
  • Bir miktar bağırsak bakterileri tarafından da üretilmektedir.
  • Karaciğerde bir miktar depo edilir. Depo edilen miktar 6-9 ay kadar eksiklik belirtilerinin çıkmasını engeller.
  • Yemeklerin pişirildiği su atılırsa vitamin kaybolur.

B9 Vitamininin Vücuttaki Görevleri


  • Alyuvarların oluşumu ve proteinlerin enerjiye dönüştürülmesi için gerekli olan önemli bir vitamindir. Bağışıklık sistemin güçlenmesinde ve çalışmasında gereklidir.
  • Bazı aminoasitlerin birbirine dönüşmesini sağlar, asit amino asit metabolizmasında ve protein yapımında görev alır. 
  • Folik asidin bazı amino asitlerden aldığı kökler pürin ve primidin sentezinde kullanıldığından DNA ve RNA sentezinde görev alır.
  • Sağlıklı bir hamilelik ve bebek için gebelikte alımı hayati önem taşır. Erken doğum riskini azalttır.
  • Bebeklerde sinir sistemi ve omuriliğin gelişiminde kilit rol oynar.
  • Yüksek seviyeleri damar duvarına zarar vererek plak oluşumuna neden olan, amino asit benzeri homosistein bileşiğinin üretimini ve kullanımını düzenlediğinden kalp hastalıklarına karşı koruyucudur. Homosistein seviyelerini düşürerek depresyonu azaltır.
  • Hücre bölünmesi ve yenilenmesinde etkilidir. Özellikle akciğer, kolon, rektum ve serviks (rahim ağzı) kanserini önlemede yardımcıdır.

B9 Vitamini Kaynakları


En zengin kaynaklar; karaciğer ve diğer organ etleri, kırmızı et, alabalık, yumurta, yeşil sebzeler, domates, kuruyemişler, portakal sayılabilir. Meyveler, mısır, maya, kuru baklagiller de folik asit kaynaklarıdır.
Ad:  b93.JPG
Gösterim: 807
Boyut:  56.6 KB
Yiyeceklerin, saklama, hazırlama ve pişirme şekillerine çok dikkat edilmelidir. Çünkü yanlış uygulamalar folik asit kaybını artırmaktadır.

Gereksinimi, yetersizliği ve fazlalığında görülen bozukluklar


Folik Asit , karaciğer başta olmak üzere organ etlerinde, yeşil yapraklı sebzelerde, mayada, kuru baklagiller ve turunçgillerde çok bulunur. Günde et, yumurta, kuru baklagil üçlüsünden iki porsiyon, biri yeşil yapraklı olmak üzere sebze ve meyvelerden üç porsiyon, süt veya yoğurttan bir porsiyon alınırsa folik asit ihtiyacı karşılanmış olur.
Yetersizliğinde “megaloblastik anemi”denilen bir tür kansızlık görülür. Bu kansızlıkta akyuvar ve alyuvar sayısı azalır. Özellikle gebelik döneminde yetersiz alınması ciddi sorunlara yol açar. Erken doğum görülür. Bebekte beyin-omurilik hasarları oluşur. Bu nedenle gebelikte doktor kontrolünde ek vitamin alınmalıdır.
Normal beslenmede fazlalığı görülmez, ancak vitamin ilacı şeklinde fazla alınırsa deride kaşıntı, uykusuzluk, sindirim sisteminde bozukluk olur. Gebelikte ise bebeğe zarar verir.

kaynak: Gıda Teknolojisi
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

2 Haziran 2016 / JuNe Sağlıklı Yaşam
14 Ağustos 2017 / JuNe Sağlıklı Yaşam
15 Mart 2017 / JuNe Sağlıklı Yaşam
2 Haziran 2016 / JuNe Sağlıklı Yaşam
2 Haziran 2016 / ThinkerBeLL Sağlıklı Yaşam