Arama

Sağlıklı Yaşam ve Bilgiler - Sayfa 46

Güncelleme: 20 Ocak 2015 Gösterim: 613.691 Cevap: 719
kambis - avatarı
kambis
Ziyaretçi
18 Aralık 2007       Mesaj #451
kambis - avatarı
Ziyaretçi
Elma Sirkesi-Bal
Günlük sirke tedavisi
Sponsorlu Bağlantılar
Elma sirkesinin şifalı gücünden gerektiği şekilde istifade etmek ve vücudunuzu zehirlerden arındırmak istiyorsanız, bu süre içinde ek olarak sigara, kahve gibi zevk veren maddelerden uzak kalırsanız, birden kendinizi iyi hissettiğinizi göreceksiniz. Bir gün boyunca sadece hafif, ama kıymetli gıdalar alınız. Buna ilâveten su, bitki çayı ve meyve suyu içiniz. Kalan iki günde sadece sıvı gıdalar alınız. Günde üç kez elma sirkesi, bal karışımı, ek olarak maden suyu, bitki, meyve çayı ve sebze püresi olarak; üç günlük perhizden sonra tekrar normal hayatınıza devam edebilirsiniz.

Cilt ve saç bakımı Elma sirkesi bilhassa kozmetik sahasında tesirini ciddi şekilde göstermektedir. Çünkü pH değeri cildimizle aynı değerdedir. Tabii sirke asidiyle cildimizin tabii asit tabakası dengelenir ve cildimizin en dış tabakası altındaki kan dolaşımı harekete geçirilir. Böylece cildimiz nazik ve yumuşak kalır. Ayrıca elma sirkesi mantar ve bakterilerin gelişmesini engeller.

Duş veya banyodan sonra vücudumuzu, elma sirkesi karıştırılmış su ile ovunuz veya banyo suyuna bir bardak sirke ilâve ediniz.

Cildinizin pürüzsüz ve yumuşak kalması ve tırnaklarınızın kırılmaması için 4-6 haftalık, elma sirkesi-bal karışımı temel tedavi tavsiye edilmektedir. Kuru cilt ve çatlak tırnaklara aynı nispette elma sirkesi ve zeytinyağı sürülürse iyi gelir.

Cilt problemlerine dair püf noktaları Döküntülü kısımları olan cildin üzerine inceltilmiş sirke ihtiva eden tampon sürülürse derhal döküntü kaybolur. Diğer cilt problemleri ise daha inatçıdır. Güvenilir ev reçetesi olarak özel bir sirke macunu geliştirilmiştir. Cildinizde oluşan siğil ve nasırları elma sirkesi-tuz hulâsası ile kontrol altına alınabilirler.

Elma sirkesi tuz hulâsası
Birçok kez kullanıldığında elma sirkesi-tuz hulâsası cilt değişimlerine karşı tesirli olmakta; bereler, şişmeler iyileşmektedir. Ayrıca hemoraji (kanama)'nın yayılması önlenmekte, iltihabî süreçler de gerilemektedir. Bir ölçek mutfak tuzunu dört ölçek elma sirkesinde erittikten sonra günde birkaç kere ilgili yerlere tamponla sürüldüğü takdirde kısa sürede tesiri görülecektir.

Elma sirkesi macunu
Elma sirkesine ek olarak çörekotu tohumu ve yağı, ayrıca nar kabuğu ile hazırlanmaktadır.

1. iki bardak elma sirkesini bir bardak öğütülmüş çörekotu tohumuyla karıştırınız.

2. Altı-yedi saat bu karışım bekletilir ve bir kompres veya benzer bir şeyle süzülür. Daha sonra 24 saatliğine çökelmeye bırakılır.

3. Arta kalan sıvı kısmını dökünüz, elde edilen çökeltiyi öğütülmüş nar kabuğu ve elma sirkesiyle 4; 2; 1 nisbetlerinde karıştırıp, fırında kısa bir süre ısıtınız.

Bu macunun altına aynı miktarda saf çörekotu yağı sürünüz. Geceleyin hastalıklı bölgeye sürülen bu macun; sivilce, egzama, sedef hastalığı, ayaklarda mantar ve diğer ciltte oluşan acı veren rahatsızlıklara iyi gelmektedir.
Saç bakımı için
Parlak ve yumuşak saçlar için, saçları yıkadıktan sonra içinde ¼ ölçeğinde elma sirkesi bulunan sıcak su ile saçlarınızı durulayın. Aşırı saç dökülmesi genelde metabolizmanın düzgün işlememesinden kaynaklanmaktadır. Bu durumda da belirtilen elma sirkesi-bal karışımı iyi gelmektedir.
Her gün sağlıklı olabilmek için
Yorucu bir haftadan sonra, üzerindeki gerilimi ve bitkinliği kim gidermeyi istemez. Ne kadar yaşlanırsak, o kadar çok tahammül sınırını zorladığımızı hissederiz. Böyle bir durumda birtakım tesirli şifa kaynakları bize bahşedilmiştir. Mükemmel beslenme ve egzersizin yanı sıra elma sirkesinin günlük doğru kullanımı da önemlidir.

Enerji kaynağı olarak elma sirkesi
Ölçülü dozda alındığında elma sirkesi-bal karışımı yan tesiri göstermeyen bir hayat iksiri olup, bütün organizmamıza iyi gelmektedir. Sadece fizyolojik metabolizmaları değil, aynı zamanda bağışıklık sistemini de uyarmaktadır.

Elma sirkesi bal karışımı Bir bardak suyu birer çay kaşığı elma sirkesi ve balla karıştırınız. Bu karışımı her öğün içiniz. Mide ekşimesi, gaz ve kabızlığa karşı sindirim üzerine teskin edici özelliği gösterirken, birçok tedavi süresince hızlandırıcı özelliği görülür. Meselâ sık sık burun kanamalarına karşı kanın pıhtılaşmasını sağlar.

Ameliyat olmanız icab ediyorsa bundan dört hafta önce bu karışımı almaya başlayınız.
Akşam rahatlatıcı bir banyo

Haricen kullanıldığında elma sirkesi yorgun kasları tekrar zinde kılmaktadır. Bir küvet suya iki bardak sirke ilâve edildiğinde gergin kasları gevşetmektedir. Bütün gün ayakta kaldıktan sonra bazen ayaklarımızın şiştiğinden ve ağrıdığından şikâyet ederiz. Bu durumda, inceltilmiş elma sirkesiyle hazırlanan suda ayaklarımızın ağrılardan kurtulmasını ve dinlenmesini sağlayabilirsiniz. Banyo yapmanız müsait değilse, küvet veya bir leğene, ayak bilekleri suyun içinde kalacak şekilde, isteğe göre sıcak veya soğuk su doldurunuz. iki ve üç bardak elma sirkesi ilâve ediniz. Tamamen dinleninceye kadar, ayakları su içinde durdurup hareket ettiriniz.
Hi-LaL - avatarı
Hi-LaL
Ziyaretçi
18 Aralık 2007       Mesaj #452
Hi-LaL - avatarı
Ziyaretçi
Kurban eti nasıl tüketilmeli?
18-12-2007
Sponsorlu Bağlantılar



ANKARA (ANKA) – Sağlık Bakanlığı, Kurban Bayramı'nda, kalp-damar hastalığı, şeker hastalığı ve hipertansiyonu olanları, yağsız veya az yağlı etleri tercih etmeleri ve kısıtlı miktarda tüketmeleri konusunda uyardı.

Sağlık Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, Kurban Bayramı'nda şeker ve şekerli besinlerin yanı sıra et tüketiminin de artmasının sindirim sisteminde ve diğer organlarda çeşitli rahatsızlıklara yol açtığı belirtildi. Etlerin sebzelerle pişirilmesi veya etlerin yanında sebzelerin de tüketilmesi gerektiği vurgulanarak, kalp-damar hastalığı, şeker hastalığı ve hipertansiyonu olanlara, yağsız veya az yağlı etleri tercih etmeleri konusunda uyarıda bulunuldu. Ayrıca, barsak parazitlerinin ve hayvan hastalıklarının bulaşmasının engellenmesi için kurbanlık hayvanların güvenilir yerlerden ve kişilerden satın alınmasına ve uygun koşullarda kesiminin yaptırılmasına dikkat edilmesi gerektiği bildirildi.

Kurban etlerinin uzun bir dönem tüketilecek olması nedeniyle saklama, hazırlama ve pişirme koşullarına özen gösterilmesi gerektiği vurgulanarak şu önerilere yer verildi:
“-Kurban eti uygun koşullarda kesildikten sonra, etler hayvanın uygun yerlerinden yağlı kısımları ayrılarak parçalanmalıdır. Kesilen kurban eti mutlaka buzdolabında bir gün bekletilmelidir.

-Etler büyük parçalar şeklinde değil, kıymalık, kuşbaşılık, pirzola, biftek ve bonfilelik olarak ayrılmalı, günlük pişirilecek miktarlara bölünmeli ve buzdolabı poşetine veya yağlı kağıda sarılarak, buzdolabının buzluk kısmında veya derin dondurucuda saklanmalıdır. Bu şekilde hazırlanan etler buzlukta (-2 derece) birkaç hafta, derin dondurucu da ise (-18 derece) daha uzun süre ile saklanabilir.

-Etler çözdürülürken oda ısısında değil, mutlaka buzdolabı ısısında veya mikrodalga fırınlarda çözdürülmelidir.

-Pişirilecek miktarlarda et çözdürülmeli, çözdürülen etler hemen pişirilmeli, tekrar dondurulmamalıdır.

-Etlerin pişirilmesinde haşlama, ızgara gibi yöntemler tercih edilmeli, kızartmalardan kaçınılmalıdır. Çok yüksek ısıda uzun süre pişirme ve kızartma yöntemi çeşitli kanserojen maddelerin oluşumuna neden olabileceği için tercih edilmemelidir.

- Et ile yapılan yemekler kendi yağı ile pişirilmeli, ilave yağ eklenmemelidir”

Ayrıca şeker ve şekerli ürünleri satın alırken Tarım ve Köyişleri Bakanlığı'ndan izinli olmasına, son kullanma tarihinin geçmemiş ve ambalajının bozulmamış olmasına dikkat edilmesi gerektiği belirtilerek, tatlı tüketiminde hamurlu ve şerbetli tatlılar yerine sütlü tatlıların tercih edilmesi gerektiği vurgulandı.

_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
19 Aralık 2007       Mesaj #453
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi
Dört soruna dört bitki

Hazımsızlık, yorgunluk, kötü nefes kokusu ve reflü... Bu sorunların çaresini her zaman ecza dolabınızda mı arıyorsunuz? Bizim başka bir önerimiz var: Şifalı bitkiler.

Hazımsızlık

Çare: Melisa
Ne sağlıyor: Şifalı bitkilerle uğraşan uzmanlar, melisanın hazımsızlığa karşı birebir olduğunu söylüyorlar. Ayrıca antideprasan özelliği olan bu bitki, kendinizi kısa bir sürede iyi ve daha mutlu hissetmenizi sağlayabiliyor. Aynı zamanda, anksiyete ve uyku problemlerini gidermede de etkili olan melisanın hafızayı güçlendirdiği de biliniyor.
Bunu deneyin: Hazımsızlıktan yakınıyor ve melisanın olumlu etkilerinden faydalanmak istiyorsanız, 3–4 çay kaşığı kuru melisa yaprağıyla demlediğiniz çaydan günde 2 fincan için.

Mide bulantısı

Çare: Papatya
Ne sağlıyor: Papatya sindirim sistemi üzerinde pek çok olumlu etkiye sahip bir bitki ve mide spazm ve kramplarını da önlüyor. Bu özelliğiyle de mide bulantısının yanı sıra, şişkinlik, hafif gastrit semptomları ve gaz şikâyetlerini gidermede de etkili olabiliyor. Uzmanlar, papatyanın araba ve gemi yolculuklarında oluşan bulantıları önlemede de etkili olabileceğini belirtiyor.
Bunu deneyin: Marketlerde hazır satılan papatya çaylarını deneyebileceğiniz gibi aktarlardan kuru papatya alıp kendi çayınızı kendiniz de demleyebilirsiniz. Ayrıca büyük bir kapta demlediğiniz papatya suyuna batırdığınız minik bir havluyla karnınıza 20 dakika boyunca kompres yapmak da bulantınızı hafifletecektir.

Halsizlik

Çare: Ginseng
Ne sağlıyor: Ginseng, özellikle Uzakdoğuluların enerji kaynağı olarak kullandıkları ve asla vazgeçemedikleri bitkilerin başında geliyor. Aynı zamanda hafızayı güçlendiren, anksiyete ve huzursuzlukla da savaşan ginsengten bol bol tüketmek, oruç tutanların sık sık yaşadığı halsizlik ve yorgunluk sorununa karşı ida oldukça yi geliyor.
Bunu deneyin: Ginseng kökünü aktarlardan temin edebilir, bununla çay demleyebilir ya da yemeklerinizin içine rendeleyerek kullanabilirsiniz. (Günde yaklaşık 1 – 2 gr.) Ayrıca doğal ürünler satan mağazalardan aldığınız ginseng haplarını bir uzmana danışarak kullanabilirsiniz.

Kötü nefes kokusu

Çare: Biberiye
Ne sağlıyor: Sindirim sistemini düzenlemek için kullanılan biberiye kötü nefes kokusunu gidermede son derece etkili. Ayrıca açlık nedeniyle oluşan baş ağrılarını gidermek için de biberiye yapraklarını parmaklarınızın arasında sıkabilir elinize gelen yağı, şakaklarınıza sürüp hafifçe ovabilirsiniz.
Bunu deneyin: Taze biberiye yapraklarını salata ve et yemeklerinin üzerine lezzet vermek için serpebilirsiniz. Kurumuş biberiye yapraklarını ise çay demlemek için kullanabilirsiniz.
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
21 Aralık 2007       Mesaj #454
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
AYAKÜSTÜ BESLENME

Ayaküstü yiyeceklerle beslenen kişilerde glikoz oranının düzensiz olduğunu, şeker hastalığı riskinin ikiye katlanabildiğini gösterdi.
Hamburger türü yiyeceklerde çok fazla miktarda doymuş yağ ve tuz bulunduğu, bu yiyeceklerin düşük kalitede karbonhidrat içerdiği biliniyor. Yemekten sonra televizyon karşısında zaman harcamanın şişmanlık riskini artırırken, yemekten sonra mutlaka yürüyüş yapılması gerektiğine işaret edildi.
Büyük boy bir hamburger, patates kızartması ve kolanın 1600 kalori içerdiğine dikkat çeken araştırmacılar, bir yetişkine günde 2000 kalorinin yetebildiğini, fazla kalorinin yağa dönüştüğünü belirtti.
Araştırma sırasında, haftada iki defadan fazla ayaküstü yiyeceklerle beslenen ve her gün 2-2,5 saatini televizyon karşısında geçiren kişilerde şişmanlık riskinin üçe, şeker hastalığı riskinin ise ikiye katlanabildiği belirlendi.
Son düzenleyen Safi; 7 Mart 2016 19:26
Demir YumruK - avatarı
Demir YumruK
Ziyaretçi
22 Aralık 2007       Mesaj #455
Demir YumruK - avatarı
Ziyaretçi
Nasıl yağ depoluyoruz?

Bilim adamları, vücut hücrelerinin yağı nasıl depoladığını ortaya çıkardı.

22 Aralık 2007 Cumartesi

Bilim adamlarının bu yeni buluşu, obezite için yeni tedavi yöntemlerinin bulunması açısından önem taşıyor.Amerikalı bilim adamları araştırmalarında, yağın damlalar halinde fosfolipid ve protein tabakaları içinde depolanmasını denetleyen iki gen keşfetti. Bu süreç, hücrelerin yağı enerji kaynağı olarak kullanmasını mümkün kılıyor, ancak fazla yağ depolandığı takdirde obezite ortaya çıkıyor. Yeshiva Üniversitesi Albert Einstein Tıp Fakültesinden araştırmacılar, yaptıkları bir dizi deneyden sonra yağın depolanma sürecinde rol oynayan iki genin "FIT1 ve FIT2" olduğunu bildirdi. "Proceedings of the National Academy of Sciences" dergisinde yayımlanan araştırmayı yapan bilim adamları, genleri ve proteinleri tespit etmeleri sayesinde depolanma sürecini düzenleyebilecek ilaçların geliştirilebileceğini kaydetti.
Son düzenleyen Pasakli_Prenses; 22 Aralık 2008 18:09
_PaPiLLoN_ - avatarı
_PaPiLLoN_
Ziyaretçi
25 Aralık 2007       Mesaj #456
_PaPiLLoN_ - avatarı
Ziyaretçi
Sağlıklı Yaşam ve Bilgiler


Nar tanesi MUCİZE

Şimdi tam zamanı. Şeker hastaları için birebir. Sadece bu da değil, bakın nelere çare oluyor.

Nar şifa kaynağı. Narın şifalı özelliklerinden en iyi şekilde faydalanabilmek içinse ya meyveyi tazeyken yemeli ya da taze sıkılmış suyunu içmeli. İşte nar mucizesi...

Ordu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Turan Karadeniz, kalbi kuvvetlendiren nar suyunun, karaciğer zafiyetini giderdiğini, mide iltihabını ve ağrısını geçirdiğini söyledi.

Nar meyvesinin yüzde 15'inin karbonhidrat, yüzde 0,8'inin protein olduğunu, ayrıca B1 ve B2 vitaminleri ile kalsiyum, fosfor ve demir bakımından zengin olduğunu ifade eden Karadeniz, "Nar mideyi temizlemekte, deniz tutmasına karşı iyi gelmektedir. Ayrıca nar içindeki zarları ile yendiğinde mide ülserini iyileştirmektedir." dedi.

Nar suyunun böbrek ve karaciğer hastalıklarına karşı çok faydalı olduğuna dikkati çeken Turan Karadeniz, şu bilgileri veriyor:

• Nar suyu yüksek tansiyon hastalığının tedavisinde, kalp ağrılarında, basur hastalığının tedavisinde faydalı olmaktadır.
• Böbrek zafiyetine karşı nar suyu içilmesi yararlıdır.
• Nar suyunun harareti giderici özelliği bulunmakta, şeker ve kurdeşen hastalığına iyi gelmektedir.
• Kalbi kuvvetlendiren nar suyu, karaciğer zafiyetini gidermekte, mide iltihabını ve ağrısını geçirmektedir.
• Nar ekşisi şeker hastalarına tavsiye edilmektedir.
• Nar şırasının şekerle hazırlanan şerbetinin idrar söktürücü özelliği vardır.
• Romatizma ağrılarının hissedildiği eklem ve uzuvlara nar şırası sürüldüğünde, ağrı kesici özelliği bulunmaktadır.
• Bayılmalara karşı nar şerbeti içilmelidir. Tatlı nar suyu, ses kısıklığı ve zatürreye karşı şifalıdır.
• Narın meyvesi ve suyunun yanı sıra çiçekleri ve kabuğu da yararlarıdır. Nar çiçeği bağırsak yara ve iltihaplarını iyileştirir. Boyun tutulmasında nar çiçeği lapası boyna konursa şifalı gelir.
• Narın kabuğu çay gibi demlenerek içildiğinde, mide ve bağırsak hastalıkları ile ishal ve dizanteriye karşı oldukça faydalı olmaktadır.

Mucizevi meyvenin market raflarında satılan suları ise bu faydaları sağlamaktan uzak. Pastörizasyon işlemi ve kutuda bekleme sonucunda meyvenin besin değerinde kayıplar oluşabiliyor. Meyveyi taze olarak yemeli veya taze sıkılmış suyunu içmeli.
yaremce - avatarı
yaremce
Ziyaretçi
27 Aralık 2007       Mesaj #457
yaremce - avatarı
Ziyaretçi
Kışın Fazla Tokalaşmayın! Tokalaşmak öpüşmekten daha çok hastalık saçıyor!

Tokalaşmak öpüşmekten daha çok hastalık saçıyor




Kışın fazla tokalaşmayın !

Bilim adamlarının yaptığı çalışmaya göre nezle ve gribin yaygın olduğu dönemlerde el sıkışmanın öpüşmekten bile tehlikeli olduğu ortaya

Amerikalı ve İngiliz bilim adamlarından oluşan bir grup, el hijyeninin birçok rahatsızlık üzerindeki önemi hakkında bugüne kadar yapılmış en detaylı raporu hazırladı. British Medical Journal'da da yayımlanan rapora göre el, bakteri ve virüslerin vücudumuza girmesini engellemekte hayati bir öneme sahip. Prof. Dr. Sally Bloomfield ve Prof. Dr. Elaine Larson, "Salgınlarda ilk savunma cephesini ellerimiz oluşturuyor. El hijyenine dikkat etmediğimiz takdirde bakteri ve virüslere karşı kendimizi korumak zor" diye konuştu.


Ellerimiz Taşıyıcı

Hijyen konusunda uzman olan iki isim, samimi olmayan yanaktan küçük bir öpücüğün hijyenik bakımdan el temasından çok daha masum olduğunu söyledi. Bloomfield ve Larson "Ellerimizle gözlerimize, burnumuza dokunuyoruz başkalarıyla tokalaşınca bu mikroplar geçiyor. Bu şekilde öpüşmekten daha fazla mikrobu fark etmeden karşımızdakine bulaştırıyoruz" dedi.
Son düzenleyen Safi; 7 Mart 2016 19:26
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Aralık 2007       Mesaj #458
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Yiyeceklerin etkileri ile ilgili olarak bilinen doğru ve yanlışları haberleştiren İngiliz The Times gazetesi, acı biberin gerçekten bağımlılık yaptığını, yaşlandıkça kilo alındığı inanışının ise gerçeği yansıtmadığını yazdı.
Şeker boğaz ağrısına iyi gelir: Doğru Şeker, bal ve pekmez, boğazdaki tahriş olmuş mukus zarının üzerini kaplar ve ağrıyı hafifletir. Hardal, yabanturpu ve güçlü soğanlar da mukusu sökerek boğaz ağrısını rahatlatır.
Şeker boğaz ağrısına iyi gelir: Doğru
Şeker, bal ve pekmez, boğazdaki tahriş olmuş mukus zarının üzerini kaplar ve ağrıyı hafifletir. Hardal, yabanturpu ve güçlü soğanlar da mukusu sökerek boğaz ağrısını rahatlatır.
Bakırlı yiyecekler saçların ağarmasını önler: Yanlış
Bakır eksikliği saçların ağarmasını hızlandırsa da, bu minerali içeren yengeç, istiridye, ayçekirdeği, fıstık ve badem gibi yiyeceklerin yenmesiyle saç ağarması önlenemez. Saçlardaki pigment eksikliği renk kaybına yol açar
Acı biber bağımlılık yapar: Doğru
Acı biber yendiğinde hissedilen acı, vücudun "doğal ağrı kesici" olarak bilinen endorfin hormonunu salgılamasına yol açar. Endorfin, aynı zamanda haz hissi de verdiği için insanlar bir süre sonra bu hazzı yeniden hissetmek için daha acı biberler yemeye başlar.
Pişirmek mineralleri yok eder: Yanlış
Demir, çinko, iyot, selenyum gibi çoğu mineral, besinlerin pişirilmesiyle kaybolmaz. Yalnızca potasyum pişirme sıvısına karışır ve bu sıvı kullanılmazsa mineral yok olur.
Çekirge, ıstakozdan daha besleyici: Doğru
İki çekirgede 28 gram protein (erkeklerin günlük ihtiyacının yarısı, kadınlarınkinin yüzde 75'i) ve 6 mg demir (günlük ihtiyacın yarısı) bulunur. Bütün bir ıstakoz ise 22 gram protein, 0.8 mg demir içerir.
Pizza abur cubur grubuna girer: Yanlış
Yarım margarita pizza ve balzamik sirkeli bir salata yiyerek yalnızca 360 kalori ve 12 gram yağ tüketmiş olursunuz. Ayrıca, bir porsiyon sebze yemiş olursunuz.
Kadınlar yağlı ve tatlı yiyecekleri sever: Doğru
Birçok araştırma, kadınların bisküvi, kek gibi yağlı ve şekerli yiyecekleri, erkeklerinse cips gibi yağlı ve tuzlu yiyecekleri tercih ettiğini gösteriyor.
Yaşlandıkça kilo almak kaçınılmazdır: Yanlış
Yaşlandıkça kas kütlemiz azalsa ve kalori yakma hızımız düşse de, düzenli egzersiz yaparak bu durumun önüne geçebiliriz. Üstelik spor salonuna gitmeden evde basit hareketlerle kilo almayı önleyebilirsiniz.
Elma uçuğu iyileştirir: Doğru
Bir elmada 150 "süper besleyici" maddenin yanı sıra vitaminler, mineraller ile tansiyon ve kolesterolü düşüren pektin maddesi bulunur. Elmanın içindeki kuersetin maddesi, uçuğa yol açan virüsleri öldürür. Kuersetin maddesi kabuğun hemen altında bulunduğu için elmayı kabuğuyla yemek en iyisidir.
A.A.
Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
30 Aralık 2007       Mesaj #459
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Kalbe ilaç ararken migrene çare buldu

28 Aralık 2007

Sağlıklı Yaşam ve Bilgiler

Kalp için kullanılan bir ilacın migrene de iyi geldiğini keşfeden doktorların araştırmaları sonuç verdi.

Kalp tedavisi için kullanılan bir ilacın migrene de iyi geldiğini keşfeden İngiliz doktorun araştırmaları sonuç verdi. Kanda pıhtılaşmaya karşı kullanılan ilacın migren ağrılarını da dindirdiği belirlendi.

LONDRA’daki Guy’s Hospital London’ın kardiyoloji danışmanı olan Dr. John Chambers, kan pıhtılaşmasına karşı kullanılan "Clopidogrel" adlı ilacı, beş migren hastası üzerinde denedi. Bazı deneklerde "olağanüstü başarılı" sonuçlar veren ilaç, 280 migren hastası üzerinde daha denenecek. İngiliz doktorun ilk deneylerde aldığı sonuçlar, önümüzdeki yıl yapılacak araştırmalarda da doğrulanırsa, migrene kesin çare bulunmuş olacak.

MİGRENİN KAYNAĞI

Dr. Chambers, daha önce denenmeyen bu ilacı kullanmadan önce, migrenin kalpte oluşan küçük kan pıhtılarının beyne ulaşmasıyla oluşabileceğini öne sürdü. Bu hipoteze göre, beyne giden kan pıhtıları, kan akışını engelliyor ve migren nöbetine neden oluyor. Baş ağrısı, zonklama, mide bulantısı ve ışığa karşı hassaslık gibi belirtileri olan migren nöbeti, yaklaşık her 10 insandan birini etkiliyor. Bu tür nöbetler bazen üç gün sürebiliyor ve her yıl ortalama 13 nöbet geçiren hastalar, tüm enerjilerini günlerce kaybediyorlar. Hormonal değişiklikler nedeniyle özellikle kadınlarda daha çok görülen hastalık, hareket edilmesi halinde ağrıyı daha da artırıyor.

YAPIŞKAN TROMBOSİT

Günümüzde migrene karşı uygulanan tedavilerde tansiyon düşürücü ilaçlar, sakinleştiriciler ve ağrı kesiciler kullanılıyor; ancak bunlar kesin çözüm sağlamaktan uzak. İngiliz doktorun ilk kez kullandığı ve aslında kalp hastalarına reçeteyle verilen "Clopidogrel" adlı ilaç ise kanın daha zor pıhtılaşmasını sağlıyor. İlaç, kanda bulunan ve bir damar zarar gördüğünde pıhtılaşmaya yardımcı olan trombositi "daha az yapışkan" hale getiriyor. Alyuvar ve akyuvarlardan sonra kanda en çok bulunan madde olan trombositin fazla yapışkan olması durumunda, aşırı pıhtılaşma oluşuyor ve bu felce bile neden olabiliyor.

KALP-MİGREN İLİŞKİSİ

Trombositin, migrende çok önemli bir rol oynadığına inanan İngiliz doktor Chambers, "Kimse migrene neyin yol açtığını tam bilmiyor. Bir başka tedavi yöntemi bulmak çok yararlı olabilir. İlacı ilk denediğim hasta 20 yıldır her gün migren nöbeti yaşıyordu. Tedaviyi uyguladım ve nöbetler zamanla yok oldu. Hayatı değişti" dedi. Kalp ameliyatı olan bazı hastaların daha sonra migrene yakalandığı gerçeği de, Chambers’ın tezini doğruluyor. İngiliz doktor, yeni tedaviye cevap veren hastaların kalbinde teşhis edilmeyen çok küçük bir delik olabileceğini ve bu yüzden kanda hafif bir pıhtılaşma oluşabileceğini söylüyor.

BEYİNDEKİ MERKEZİ FRANSIZLAR BULDU

Fransız bilim adamları ise migren ağrılarının beyindeki kaynağını buldu. Gönüllü deneklerin beyin tomografilerini inceleyen Toulous’daki Rangueil Hospital uzmanları, beynin tabanındaki hipotalamus bölgesinin migren nöbetleri sırasında daha faal olduğunu keşfetti. Headache Dergisi’nde yayınlanan keşif, gelecekte daha etkili ilaçlar üretilebilmesini sağlayacak. Açlık gibi durumlarda fizyolojik tepkileri düzenleyen hipotalamusun migren konusunda da kilit bir rol oynadığı daha önce tahmin ediliyor, fakat bu kanıtlanamıyordu. Bazı bilim adamları, beynin birden fazla bölgesinin migren nöbetlerinde faaliyete geçtiğini savunuyor.
nünü - avatarı
nünü
Ziyaretçi
30 Aralık 2007       Mesaj #460
nünü - avatarı
Ziyaretçi
Amerikan ERKEK SAĞLIK dergisi, Amerikalı erkeklere 100 YIL YAŞAMANIN PÜF NOKTALARINI Verdi; işte onlar:
Ölümsüzlüğün sırrı çözülür mü bilinmez AMA uzun yaşamak kendi elinizde. İşte yapmanız gereken 12 şey

Bol bol gülün 9 yıl fazla yaşayın: Esprili kişiler hastalıklara karşı yüzde 30 daha dayanıklı. Gülmek, beyinde kanser riskini azaltan hormon salgılanmasını DA sağlıyor.

Bulmaca çözün 4.6 yıl fazla yaşayın : Zihni canlı tutmak için beyni meşgul etmek gerekiyor. Bulmaca gibi beyini çalıştıran faaliyetler ileri yaşlarda zeka gerilemelerini geciktiriyor.

Dişlerinizi fırçalayın 6.8 yıl fazla yaşayın : Yetişkinlerin yüzde 80'inde dişeti hastalıkları görülüyor ve bu kişilerin pankreas kanserine yakalanma riski yüzde 63 daha fazla.

Dua edin 3.5 yıl fazla yaşayın: Pittsburg Üniversitesi'ne göre dua Eden kişiler stresle kolay başa çıkıyor. İbadet kişileri rahatlattığı gibi hayatlarını daha anlamlı hissetmelerini sağlıyor.

Köpek alın 9.9 yıl fazla yaşayın: Evcil hayvan besleyenlerin kalp krizi geçirme riski daha düşük. Özellikle köpek sahiplerinin kolesterol ve tansiyon seviyesi daha düşük oluyor.

Spor yapın 9 yıl fazla yaşayın:Aşırı stres fiziksel hasara yol açıyor. Düzenli spor yapmak stresi azaltıyor, kasları koruyor kalp ve akciğerleri kuvvetlendiriyor.

Tansiyonunuzu ölçün 25.2 yıl fazla yaşayın: Tansiyonunu sürekli kontrol altına tutan insanlar daha fazla yaşıyor. Tansiyonu ortalama 11.5 / 7.5 olan kişiler yüksek tansiyonlu olanlara oranla 25 yıl fazla yaşıyor.

Temiz havaya çıkın 1.4 yıl fazla yaşayın: Temiz havaya sahip bir bölgede yaşamak sağlığınız için birebir. Ancak ömrünüzü gerçekten uzatmak istiyorsanız ortalama yaşam süresinin 83 olduğu Andorra'ya taşının.

Hayat arkadaşı bulun 8.5 yıl fazla yaşayın: Hayatı sevgi dolu bir eşle paylaşmak 7.5 yıl, düzenli bir cinsel hayata sahip olmak DA bunun üzerine bir yıl daha ömrü uzatıyor.

Süt için 8.2 yıl fazla yaşayın: Taze süt yaşlanmayı geciktiriyor. Cildi tazeleyen, ağrı kesici ve kas sistemini onarıcı etkisi olan sütün ayrıca sakinleştirici özelliği de bulunuyor.

Düzenli muayene olun 12 yıl fazla yaşayın: Daha uzun yaşamanın sırrı doktora gitmek için hastalanmayı beklememekte saklı. Düzenli olarak doktor kontrolünden geçenler erken teşhis imkanına sahip oluyorlar.

Güneş banyosu yapın 1.9 yıl fazla yaşayın: Gün ışığından uzak yaşayanlar depresyona daha çok giriyor. Günde 30 dakika gün ışığı alanın morali de yüksek oluyor.

Benzer Konular

7 Mart 2016 / WaRrioR Sağlıklı Yaşam
7 Mart 2016 / Ziyaretçi Cevaplanmış
7 Mart 2016 / prenses ayşe Cevaplanmış