Ziyaretçi
Bebek Dostu Hastane


Sponsorlu Bağlantılar
Anne sütünü teşvik programları çerçevesinde temel amaç hastane doğumlarını kapsayacak şekilde anneleri doğum öncesi dönemde hazırlamak, doğumdan hemen sonra (ilk yarım saat içinde) emzirmeye başlaması ve hastaneden taburcu olduktan sonra da sağlık personeli tarafından izlenmesi , emzirmeyi en az altı ay sürdürmesi konusunda desteklenmesini sağlamak amacıyla bebek dostu hastaneler geliştirilmiştir.
Anne sütünün korunması, emzirmenin desteklenmesi, ve önerilmesi konusunda UNICEF ve Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ortak bildirisi olan başarılı emzirmede on adım, emzirmeyle ilgili temel stratejileri içermektedir.
Yapılan son araştırmalara göre bebeğin sadece anne sütüyle beslenmesinin bebek ölüm ve hastalıklarının azalmasında önemli bir rolünün olduğunu, dolayısıyla anne sütü modillerinin kullanılmasının teşvik edilmesinin gerektiğini vurgulamaktadır
UNICEF’in Misyonu
UNICEF, Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım Fonu, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından çocuk haklarının korunması adına tanıtım ve savunu çalışmaları yapmak, çocukların temel gereksinimlerinin karşılanmasına yardımcı olmak ve çocukların potansiyellerini eksiksiz biçimde gerçekleştirmek için fırsatlar yaratmak üzere görevlendirilmiş bir kuruluştur.
Çocuk Haklarına Dair Sözleşme (ÇHS) doğrultusunda faaliyet gösteren UNICEF çocuk haklarına kalıcı etik ilkeler olarak yerleşiklik kazandırmak, çocuklara yönelik davranışları uluslararası standartlara kavuşturmak için çaba göstermektedir.
Çocukların yaşatılmalarının, korunmalarının ve gelişimlerinin, insanlığın ilerlemesine içsel, kalkınma açısından evrensel ölçekte geçerli zorunluluklar olduğu konusunda ısrarlıdır.
Siyasal kararlılığı ve maddi kaynakları harekete geçirerek, başta gelişmekte olanlar olmak üzere ülkelerin kapasitelerini geliştirmelerine, böylece çocuklara Birinci Önceliği tanıyıp gerek onlara gerekse ailelerine gerekli hizmetleri sağlayabilecek duruma gelmelerine yardımcı olmaktadır.
En dezavantajlı konumda olan çocuklara, yani savaş kurbanlarına, aşırı yoksulluk içindekilere, doğal felaketlere uğrayanlara, şiddet ve sömürünün her biçiminden zarar görenlere ve özürlülere özel koruma sağlanmasına büyük önem vermektedir.
Olağandışı durumlarda çocukların haklarının korunması için harekete geçmektedir. Diğer Birleşmiş Milletler örgütleri ve insani yardım kuruluşları ile eşgüdüm içinde hareket eden UNICEF böyle durumlarda çocukların ve onlara bakanların durumlarını rahatlatmak için elindeki imkanları işbirliği yaptığı kuruluşların hizmetine sunmaktadır.
Taraf tutan bir kuruluş değildir ve ayrımcılık gözetmeden her tür işbirliğine açıktır. En dezavantajlı konumdaki çocuklarla gereksinimleri en acil olan ülkeler UNICEF’in bütün çalışmalarında öncelik taşımaktadır.
Ülke programları aracılığıyla kadınların ve kız çocukların eşit haklara kavuşmaları, topluluklarının siyasal, sosyal ve ekonomik kalkınmasına tam olarak katılmaları için çaba göstermektedir.
İşbirliği yaptığı bütün kuruluşlarla birlikte dünya topluluğunun benimsediği sürdürülebilir insani kalkınma hedeflerine ulaşılması ve Birleşmiş Milletler kuruluş bildirgesinde yer alan barış ve sosyal ilerleme vizyonunun gerçekleşmesi için çalışmaktadır.
UNICEF Nasıl Çalışır?
UNICEF, çalışmalarını beş’er yıllık program döngüleriyle yürütmektedir. Bugünkü program dönemi 2001 yılında başlamıştır ve 2005 yılına dek sürecektir.
Bu program öncesinde UNICEF, Türkiye’deki çalışmalarını gözden geçirmiş, uygulanmakta olan programların, politikaların ve stratejilerin etkililiğine ilişkin bir değerlendirme yapmıştır. Bu değerlendirme, daha sonraki çalışmaların yönünün belirlenmesine yardımcı olmuştur.
Ayrıca Türkiye’deki çocuklarla kadınların durumuna ilişkin değerlendirmeler de yapmıştır. Ülkede önemli ilerlemeler sağlanmış olsa bile Bebek Ölüm Oranı (BÖO), Beş Yaş Altı Ölüm Oranı (5YAÖO) ve Anne Ölüm Oranı (AÖO), hastalıkların önlenmesi, erken dönem çocuk gelişimi, kız çocukların eğitimi ve kadınlar arası okur yazarlık gibi alanlarda bugünkü durum kabul edilebilir olmaktan çok uzaktır.
Bu çalışmalarının yanısıra, olağandışı durumlarda da önemli roller üstlenmektedir. Türkiye nüfusunun neredeyse %70’inin deprem riskli bölgelerde yaşamaktadır. 1999 yılında meydana gelen iki büyük depremde 16,000 kişi ölmüş, 20,000 kişi de ciddi biçimde yaralanmıştır. Onbinlerce insan bir anda evsiz ve işsiz kalmış, psikolojik açıdan yıkıma uğramış, yitirilen akrabalar ve dostların ardından acılara gömülmüştür. Yaklaşık 10,000 kilometre karelik bir alanda hizmetler önemli ölçüde aksamış, yerel ekonomi sarsılmıştır. Depremlerin önlenmesi kuşkusuz mümkün değildir.
Ancak UNICEF hükümetle işbirliği halinde yürüttüğü çalışmalarda, felaketlerin kadınlar ve çocuklar üzerindeki etkilerini hafifletecek hazırlıklar yapmakta, etkili önlemler almaktadır.
Türkiye, kadınlarla çocukların sorunlarını etkili biçimde ele alıp çözme açısından büyük kapasiteye sahip bir ülkedir. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti halen kadınlara ve çocuklara yönelik olup UNICEF tarafından da benimsenen birçok politika uygulamaktadır.
Bu çerçevede UNICEF ÇHS ile CEDAW Türkiye’deki yasa ve düzenlemelere içselleştirilmesi için tanıtım-savunu çalışmalarını sürdürecek ve politikaların çocuklara yönelik olumlu somut girişimlere dönüştürülmesinde Hükümete ve sivil topluma destek olmayı sürdürecektir

Ebeveynler ve Çocuklar
Uzmanlar, çocukların pek çok nedenle yalana başvurabileceğini belirtiyor.

