Arama

Tarihte Bugün - Sayfa 45

Güncelleme: 6 Mart 2015 Gösterim: 457.812 Cevap: 1.759
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
28 Nisan 2007       Mesaj #441
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Tarihte bugün: 28 nisan

Sponsorlu Bağlantılar
28 Nisan, 2006 02:01:00 (TSİ)

Tarihte Bugün
mussolini2805h
Benito Mussolini en büyük müttefiki Adolf Hitler ile
İtalyan diktatör Benito Mussolini ve metresi Clara Petacci 1945 yılında kurşuna dizildi.

1883 yılında İtalya'nın Forli kentinde doğan Benito Mussolini, II. Dünya Savaşı sırasında İtalya'nın başbakanıydı ve Adolf Hitler ile birlikte faşizmin en önemli uygulayıcılarındandı.

Üniversite eğitiminin ardından öğretmenlik yaparak çalışmaya başladı. 1902'de zorunlu askerlik görevinden kaçmak için İsviçre'ye gitti.

1904'te İtalya'ya geri dönerek İtalyan Sosyalist Partisi'ne katıldı ve partinin yayın organı olan 'Avanti' gazetesinde çalıştı.

Bir süre gazetenin başyazarlığını da üstlenen Mussolini, I. Dünya Savaşı'nın başlaması üzerine orduya yazıldı. Savaşta yaralanarak Milano'ya döndü ve burada sağ görüşlü 'Il Popolo D'Italia' gazetesinin editörü oldu.

Mussolini, çökmüş bir ekonomi ve siyasi kargaşa içindeki İtalya'da çeşitli sağcı grupları kurduğu faşist partisinin bünyesinde topladı.

'Duçe' lakabını kullanan Mussolini, ülkenin problemlerini çözeceğini vaat ediyor ve eski Roma İmparatorluğu'nun ihtişamlı günlerine geri dönüleceğine söz veriyordu.

Partinin gençlik teşkilatı olarak kurulan Kara Gömlekliler Örgütü ise ekonomik durumun kargaşasında faydalanarak büyük bir sıçrama yapan komünist gruplarla ve grevci işçilerle çatışıyordu.

Ekim 1922'de Kral III. Victor Emmanuel'i yönetimini Faşist Parti'ye devretmesi için tehdit etti. Aksi takdirde 26 bin taraftarı ile Roma'ya yürüyecekti. Komünist hareketin de önüne geçmek isteyen Kral bu teklifi kabul etti.

Duçe, ilk olarak Faşist Parti dışındaki diğer partileri kapattı, sendika hareketleri kanun dışı ilan etti, kitap ve gazetelere sansür getirdi, eğitimi sıkı kontrol altına aldı.

Bu arada devlet güdümünde ekonominin faşistleştirilmesi amacıyla tüm ülke tren rayları ve otobanlarla kaplandı. Çiftçileri sürekli teşvik etti, tarım ve endüstrinin canlanmasını sağladı. Buna bağlı olarak işsizlik azaldı.

Uluslararası arenada güçlendiğini ispat etmek için 1935'te Habeşistan'a asker çıkardı. Uzun ve nedensiz bir savaş sonunda Habeşistan'ı işgal eden İtalya, 1936 yılında Nazi Almanya'sı ile Roma-Berlin Mihveri'ni kurdu.

Bu tarihten sonra devamlı Adolf Hitler'in etkisinde kalan Mussolini, 10 temmuz 1940'da müttefiklere savaş ilan etti. II. Dünya Savaşı'nda İtalyan ordusu Kuzey Afrika ve Balkanlar'da müttefik kuvvetlerine karşı mağlup oldu.

Nazi Almanya'sından aldığı destekle işgal ettiği bölgelerde direndi ancak İtalya'da gücünü kaybetmeye başladı.

Komünistler önderliğindeki direnişçilerin ülkede etkili olması ve müttefiklerin 1943'de Sicilya'ya çıkartma yapmasının ardından Kral III. Victor Emmanuel, Mussolini'yi görevden aldı.

Almanya, Kuzey İtalya'yı işgal etti ve Alman paraşütçüleri Mussolini'yi 12 eylül 1943'de Gran Sasso'da tutuklu bulunduğu otelden kurtararak uçakla Viyana'ya kaçırdı.

İtalya'da kendine bağlı birliklerle mücadeleyi sürdüren Mussolini 28 nisan 1945'de yani savaşın son günlerinde kaçmaya çalışırken İtalyan direnişine mensup partizanlar tarafından öldürüldü.

Ertesi gün Benito Mussolini'nin, metresi Clara Petacci'nin ve birkaç yandaşının cesedi Milano'daki Loreto Meydanı'nda başaşağı sallandırıldı.

Savaş öncesinde ve savaş boyunca içinde bulunduğu durumu, Nazım Hikmet, 'Taranta Babu'ya Mektuplar' isimli eserinde başarılı bir şekilde işlemişti:

"mussolini çok konuşuyor taranta - babu!
tek başına
yapayalnız
karanlıklara
bırakılmış bir çocuk gibi
bağıra bağıra
kendi sesiyle uyanarak,
korkuyla tutuşup
korkuyla yanarak
durup dinlenmeden konuşuyor.
mussolini çok konuşuyor taranta - babu
çok korktuğu için
çok konuşuyor!"

Günün diğer önemli olayları

1915: Hilal-i Ahmer Cemiyeti'nin adı Kızılay olarak değiştirildi.
1936: Mısır'da Kral Fuad'ın beklenmeyen ölümü üzerine 16 yaşındaki Prens Faruk kral oldu.
1950: Nightingale Hemşire Koleji İstanbul'da açıldı.
1960: İstanbul Üniversitesi'nde çıkan olaylarda, Orman Fakültesi öğrencisi Turan Emeksiz öldü. İstanbul ve Ankara'da sıkıyönetim ilan edildi.
1963: Topraksız köylüler Adana'da yürüyüş yaptı.
1975: CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit, Erzincan'da taşlı ve silahlı saldırıya uğradı.
1979: Sovyetler Birliği'nin ilk uçak gemisi 2Kiev 28' İstanbul Boğazı'ndan geçti.
1980: Abdi İpekçi'nin katil zanlısı Mehmet Ali Ağca, İstanbul'daki yargılamada gıyabında idama mahkum edildi.
1988: Ermeni terör örgütü ASALA'nın kurucusu Agop Agopyan, Atina'da kimliği belirlenemeyen iki kişi tarafından öldürüldü.
1993: İstanbul'daki Ümraniye çöplüğü, biriken metan gazı yüzünden patladı: 39 kişi öldü.
2003: Kıbrıs Rum kesimi ile serbest geçişler çerçevesinde 25 binden fazla Rum KKTC'ye geçti.

Tarihte bugün arşivi



Tarihte bugün: 28 Nisan

28 Nisan, 2007 01:05:30 (TSİ)

Tarihte Bugün
hastanehbr674

Nightingale Hemşire Koleji İstanbul'da 1950'de açıldı.

1915: Hilal-i Ahmer Cemiyeti'nin adı Kızılay olarak değiştirildi.
1936: Mısır'da Kral Fuad'ın beklenmeyen ölümü üzerine 16 yaşındaki Prens Faruk kral oldu.
1945: İtalyan diktatör Benito Mussolini ve metresi Clara Petacci kurşuna dizildi.
1960: İstanbul Üniversitesi'nde çıkan olaylarda, Orman Fakültesi öğrencisi Turan Emeksiz öldü. İstanbul ve Ankara'da sıkıyönetim ilan edildi.
1963: Topraksız köylüler Adana'da yürüyüş yaptı.
1975: CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit, Erzincan'da taşlı ve silahlı saldırıya uğradı.
1979: Sovyetler Birliği'nin ilk uçak gemisi 2Kiev 28' İstanbul Boğazı'ndan geçti.
1980: Abdi İpekçi'nin katil zanlısı Mehmet Ali Ağca, İstanbul'daki yargılamada gıyabında idama mahkum edildi.
1988: Ermeni terör örgütü ASALA'nın kurucusu Agop Agopyan, Atina'da kimliği belirlenemeyen iki kişi tarafından öldürüldü.
1993: İstanbul'daki Ümraniye çöplüğü, biriken metan gazı yüzünden patladı: 39 kişi öldü.
2003: Kıbrıs Rum kesimi ile serbest geçişler çerçevesinde 25 binden fazla Rum KKTC'ye geçti.

Tarihte bugün arşivi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Nisan 2007       Mesaj #442
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Tarihte bugün: 29 nisan

Sponsorlu Bağlantılar
29 Nisan, 2006 02:01:00 (TSİ)

Tarihte Bugün
muhsinertugrul2904h
Muhsin Ertuğrul, Venedik Film Festivali'nde ödül alan ilk Türk sinemacı oldu


Türk tiyatro ve sinemasının en önemli isimlerinden Muhsin Ertuğrul, 1979'da 87 yaşında vefat etti.

Türk tiyatro adamı, oyuncu, yönetmen, yönetici, eğitmen, çevirmen, makale yazarı, sinema yönetmeni, çağdaş Türk tiyatrosunun kurucusu Muhsin Ertuğrul, 1909'da profesyonel olarak sahneye çıktı.

Çeşitli tiyatro topluluklarında çalıştı. Paris ve Berlin'e gitti. 1918'de Berlin'de 'Beranien Düşesi' adlı filmde oynadı. Aynı yıl 'Samson', 'Kara Lale Bayramı' ve 'Şeytana Tapanlar' filmlerini yönetti.

1921'de Darülbedayi'de yönetmen olarak çalışmaya başladı ve ülkemizin ilk özel film yapım şirketi olan Kemal Film'in yerli film yapımına başlaması için yardımcı oldu.

Türkiye'de ilk filmini 1922 yılında ('İstanbul'da Bir Facia-i Aşk') yönetti. 1921-24 yılları arasında bu şirket adına altı film çekti.

1924'te Sovyetler Birliğine gitti. Orada 'Tamilla' ve 'Spartaküs' adlı filmleri çekti. 1923 yılında çektiği 'Ateşten Gömlek' filminde baş rolde oynayan Neyyire Neyir ile evlendi.

Türkiye'ye dönüşünde yeniden Darülbedayi'de çalışmaya başladı ve 1928'de ülkemizin ikinci büyük yapım şirketi olan İpek Film'in kurulmasına öncülük etti.

İpek Film, 10 yılı aşkın bir süre Türkiye'nin tek film yapım şirketi olarak kaldı. Yeniliğe açık olmalarıyla tanınan İpek Film, Ertuğrul'a her türlü harcama yetkisi vererek çağdaş düzeyde teknolojinin ülkemize girmesini sağladı.

Böylece Ertuğrul 1931 yılında ilk sesli Türk filmi olan 'İstanbul Sokaklarında'yı çekti. Bu filmin hemen ardından İpekçiler ilk sesli film stüdyosunu kurdu.

1928-41 yılları arasında İpek Film adına 20 film çekti. 'Aysel Bataklı Damın Kızı', 'Şehvet Kurbanı', 'Bir Kavuk Devrildi' gibi filmler ilgi gördüyse de genel olarak sinema alanında başarısız kabul edildiler.

Muhsin Ertuğrul, köklü bir tiyatro geleneğine sahip olduğu için filmlerinde daha çok teatral bir tarzla çalışıyordu. Zaten 1947'den sonra sinemadan uzaklaşmaya ve tiyatro alanında çalışmalarını yoğunlaştırmaya başladı.

1953 yılında çektiği ve büyük bir başarısızlıkla sonuçlanan ülkemizin ilk renkli filmlerinden biri olan 'Halıcı Kız', Muhsin Ertuğrul'un son sinema çalışması oldu.

Muhsin Ertuğrul'un Halide Edip Adıvar'ın 'Ateşten Gömlek' adlı romanından uyarladığı filmde kamera önüne geçen Bedia Muvahhit ve Neyyire Neyir sinema filminde oynayan ilk Müslüman Türk kadınları oldu.

Türk sineması ilk uluslararası ödülünü Muhsin Ertuğrul'un 'Leblebici Horhor' adlı filmiyle kazandı. Film, İkinci Venedik Film Festivali'nde Onur Ödülü aldı.

Kendi deyişiyle, daha düzenli, daha iyi ve daha güzel olana erişmeyi amaçlamış tiyatro anlayışını (meliorizmi) benimseyen Ertuğrul, çağdaş Batı tiyatrosunu Türkiye'de kurumsallaştıran, 60 yıllık sanat yaşamı boyunca çağdaş tiyatro kültürünü tüm kurumlarıyla getiren ve uygulayan kişi olarak anılır.

Rol aldığı filmler

'Samson' 1919, 'İstanbul'da Istırap' 1922, 'Boğaziçi Esrarı' 1922, 'Ateşten Gömlek' 1923, 'Kızkulesi Faciası' 1923, 'Ankara Postası' 1928, 'Şehvet Kurbanı' 1940, 'Kıskanç' 1943

Yönettiği filmler

'Samson' 1919, 'İstanbul'da Bir Facia-i Aşk' 1922, 'İstanbul'da Istırap' 1922, 'Boğaziçi Esrarı' 1922, 'Leblebici Horhor' 1923, 'Kızkulesi Faciası' 1923, 'Ateşten Gömlek' 1923, 'Sözde Kızlar' 1924, 'Tamilla' 1925, 'Bir Sigara Yüzünden' 1928, 'Ankara Postası' 1928, 'Kaçakçılar' 1929, 'İstanbul Sokaklarında' 1931, 'Bir Millet Uyanıyor' 1932, 'Karım Beni Aldatırsa' 1933, 'Naşit Dolandırıcı' 1933, 'Söz Bir Allah Bir' 1933, 'Leblebici Horhor Ağa' 1933, 'Cici Berber' 1933, 'Fena Yol' 1933, 'Milyon Avcıları' 1934, 'Aysel Bataklı Damın Kızı' 1934, 'Aysel Bataklı Damın Kızı' 1935, 'Aynaroz Kadısı' 1938, 'Tosun Paşa' 1939, 'Bir Kavuk Devrildi' 1939, 'Allahın Cenneti' 1939, 'Şehvet Kurbanı' 1940, 'Akasya Palas' 1940, 'Kahveci Güzeli' 1941, 'Kıskanç' 1942, 'Nasreddin Hoca Düğünde' 1943, 'Yayla Kartalı' 1945, 'Kızılırmak Karakoyun' 1946, 'Evli mi, Bekar mı' 1951, 'Halıcı Kız' 1953

Günün diğer önemli olayları

1920: TBMM, Hıyaneti Vataniye Kanunu'nu onayladı.
1938: Fransız şehircilik uzmanı Henri Prost'un hazırladığı İstanbul Nazım Planı, Şehir Meclisi'nce kabul edildi. Tarihi yarımada ve Beyoğlu kesimlerini ele alan plan; Ahırkapı ile Harem arasında da yaklaşık 2 kilometre uzunluğunda bir tüp geçit öneriyordu.
1955: Güney Vietnam'da içsavaş başladı.
1959: Spor Toto, şans oyunları arasına girdi.
1980: Gerilim ve korku sinemasının en ünlü yönetmeni Alfred Hitchcock hayata veda etti.
1992: Ressam Burhan Uygur 52 yaşında yaşamını yitirdi.
2002: Bakanlar Kurulu, Afganistan'daki ISAF Komutanlığı'nın altı ay için Türkiye tarafından üstlenilmesini kararlaştırdı.

Tarihte bugün arşivi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Nisan 2007       Mesaj #443
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Tarihte bugün: 30 nisan

30 Nisan, 2006 02:01:00 (TSİ)

Tarihte Bugün
gauss3004h
Gauss'un eserleri ve buluşları matematik dünyasında hala yaşıyor

Alman matematikçi Carl Friedrich Gauss, 1777 yılında hayata merhaba dedi.

Matematikçilerin prensi olarak anılan Gauss, 1777'de Almanya'nın Braunschweig kentinde doğdu. Dehası çok erken yaşlarda kendini gösterdi; konuşmayı öğrenmeden önce toplama ve çıkarma yapmayı öğrendi.

Güç koşullar altında sürdürdüğü eğitimini, 14 yaşında bir asilin sağladığı destekle güvence altına aldı. 16 yaşında Eukleides Geometrisi'nin alternatifi olacak yeni bir geometri tasarladı, Lagrange ve Newton'un eserlerini inceledi.

Üniversitedeyken sadece pergel ve cetvelle 17 kenarlı düzgün çokgen çizilmesi metodunu buldu. Bu buluşundan o kadar öutlu oldu ki, mezarının üzerine de çizilmesini istedi.

Sayılar teorisi üzerine yazmış olduğu ilk büyük eseri 'Disquistiones Aritmeticae' (Aritmetik Araştırmaları) ona şimdiki ününü kazandırdı. Eseri okuyan Lagrange, Gauss'a şunları yazmıştı:

"Eseriniz sizi bir anda birinci sınıf matematikçiler arasına yükseltmiştir. Uzun zamandan beri yapılmış en güzel analitik keşfi ihtiva eden son bölümü çok önemli kabul ediyorum."

Gauss'un bu yapıtı modern sayılar teorisine temel oldu. Ona göre, sayılar teorisi çok önemliydi: "Matematik, bilimlerin kraliçesi olduğu gibi, sayılar teorisi de matematiğin kraliçesidir."

1795'te liseyi bitirip Göttingen Üniversitesi'ne gireceği zaman, matematiği mi yoksa filolojiyi mi seçeceğini bilemiyordu. 18 yaşında en küçük kareler yöntemini jeodeziye soktu. Bu keşfin şerefini, 1806'da yöntemini yayımlayan Legendre ile paylaştı.

Normal dağılıma ait Gauss Kanunu ve çan eğrisi artık bilinen buluşlarıydı. 1796'da filolojiyi tamamen bıraktı ve ilk tarihi yazısı, düzgün 17 kenarlı çokgen hakkındaki keşfini deftere yazdı.

Bu hatıra defteri, Gauss'un ölümünden ancak 43 yıl sonra 1898'de, torunlarından biri tarafından Göttingen Krallık Kurumuna, incelenmek için gönderildiği zaman ortaya çıktı.

19 sayfalık bu defterde, kısa kısa yazılmış 146 tane keşif yazılıydı. Bu keşiflerin en sonuncusu 9 temmuz 1814 tarihliydi. Defter 1917'de olduğu gibi yayımlandı ve buluşların geniş bir incelenmesi yapıldı.

Eğer bu buluşlar Gauss'un zamanında yayımlansaydı, bazı kimselere şöhret kapıları açılabilirdi. Çünkü Gauss, birçok matematikçinin öncüsü ve ilham kaynağıydı. Kendisi şüphesiz böyle bir düşüncede değildi ama gerçek buydu.

Bugün, bunu kanıtlayan yazılı belgeler vardır. Defterde çok güzel cebirsel bağlılıklar görülmüştür. Gauss'un doktora tezi, bugün cebirin temel teoremi adıyla bilinen teoremdir. Yani, n dereceli bir polinomun n tane kökü vardır.

Cebirsel bir denklemin kökünün a + ib şeklinde olduğunu da Gauss göstermiştir. Böylece, karmaşık düzlemi kurmuş ve karmaşık sayılar bu düzlemde gösterilmiştir. Bu düzleme Gauss Düzlemi de denir. Ayrıca, i·i = i² = -1 gösterimini o kullanmıştır.

Gauss'un hayatının son yıllarında yazdığı mektupların büyük bir kısmı öldükten sonra yayımlandı. Ama en büyük yanlışlarından biri, Abel'de olduğu gibi genç matematikçilerin çalışmalarına kulak asmamasıydı.

Örneğin, Cauchy, karmaşık değişkenli fonksiyonlara ait ünlü ve zarif buluşlarını yayımlamaya başladığında ona karşı isteksiz ve bu yayınlardan habersizdi. Cauchy'den hiç söz bile etmedi.

Çünkü Cauchy bu konuya başlamadan yıllarca önce, Gauss problemin en can alıcı noktasına erişmişti. Fakat onun ünlü not defterinde saklı kalmıştı.

Bunun gibi daha başka örnekler de vardı. Hamilton'un kuaterniyonlar çalışması, ölümünden üç yıl önce Gauss'a sunulduğunda hiçbir şey söylemedi. Çünkü, bu sonuç da kendi not defterinde 30 yıldan beri yazılı bulunmaktaydı.

Yine bu konuda öncü olduğunu ileri sürmedi. Hamilton'un 15 yıl kadar uğraştığı buluşları için, Gauss ne kadar uğraştığını söylemiyordu.

1800-1820 arasında astronomi, 1820-1830 arasında jeodezi, yüzeyler kuramı, konform dönüşümleri, 1830-1840 arasında fizik, matematik, elekromanyetizm, yerkürenin manyetizmi, Newton kanunlarına göre çekme kuramı, 1841-1855 arasında durum geometrisi ve karmaşık değişkenli fonksiyonlar, bu fonksiyonlara bağlı geometri dallarında eserler verdi.

En ünlü jeodezi Gauss'undur. Gauss'tan önce Euler, Lagrange ve Monge bazı eğrisel yüzeyleri incelemişlerdi. Fakat Gauss daha genel olarak incelemiş ve diferansiyel geometrinin birinci büyük devresi böylece doğmuştu.

İkinci devre 1854'te Riemann geometrisiyle oldu. Eğrilik, normal ve parametrelenme önemli işlediği konulardı. Konform dönüşümler yine Gauss'a aitti. Haritacılık, enlem ve boylam üzerine çalışmaları yine Gauss tarafından bulundu.

23 şubat 1855'de Göttingen'de hayatı kaybettiğinde, Avrupa'daki tüm dostları cenazesine geldi. Eserleri ve buluşları matematik dünyasında yaşıyor.

Günün diğer önemli olayları

1030: Gazneliler Devleti'nin kurucusu Gazneli Mahmud öldü.
1563: Kral VI. Charles'ın emriyle bütün Yahudiler Fransa'dan kovuldu.
1789: George Washington ABD'nin ilk cumhurbaşkanı oldu.
1883: Emprosyonizmin kurucularından Fransız ressam Eduard Manet hayata veda etti.
1919: Mustafa Kemal, Dokuzuncu Ordu Müfettişliğine atandı.
1939: Türkiye'nin de katıldığı New York Dünya Sergisi açıldı.
1945: Adolf Hitler ve iki gün önce evlendiği Eva Braun intihar etti.
1959: İsmet İnönü'nün Uşak gezisinde olaylar çıktı. Polis, halkı dağıtmak için göz yaşartıcı bomba kullandı.
1960: İstanbul'da bir gün sokağa çıkma yasağı ilan edildi.
1960: Ali Ulvi'nin karikatürü nedeniyle Cumhuriyet gazetesi 10 gün süreyle kapatıldı.
1961: İstanbul Kartal'da iki tren çarpıştı: 16 kişi öldü, 78 kişi yaralandı.
1964: Diyanet İşleri Başkanlığı, doğum kontrolünün uygulanmasını verdiği bir fetvayla kamuoyuna açıkladı.
1967: CHP Dördüncü Olağanüstü Kurultayı sonuçlandı. Kurultay'da kabul edilen ortanın solu siyasetine karşı çıkan Kayseri Milletvekili Turhan Feyzioğlu'nun liderliğini yaptığı 33 milletvekili ve 15 senatör partiden istifa etti.
1975: Anayasa Mahkemesi tarafından 1971'de kapatılan Türkiye İşçi Partisi yeniden kuruldu.
1975: Kuzey Vietnam birlikleri Saygon'daki Bağımsızlık Sarayı'na girerek Vietnam Savaş'ını bitirdi.
1998: ABD, PKK'yı en tehlikeli terör örgütleri arasında saydı.
1998: Terör örgütü PKK, Yunanistan'ın başkenti Atina'da bazı Yunan parlamenterlerin de katılımıyla Balkanlar Bürosu'nu açtı.
1998: NATO Konseyi Kosova Bildirisi yayınladı. Şiddeti reddeden ittifak, Yugoslavya Devlet Başkanı Slobodan Miloseviç'e uyarılarda bulundu.
1999: Ankara 2 Numaralı Devlet Güvenlik Mahkemesi, Abdullah Öcalan'ın yargılamasının 31 mayıs pazartesi gününden itibaren İmralı Adası'nda kesintisiz olarak sürdürülmesine karar verdi.

Tarihte bugün arşivi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Nisan 2007       Mesaj #444
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Tarihte bugün: 1 mayıs

1 Mayıs, 2006 02:01:00 (TSİ)

Tarihte Bugün
aerbulak0105h
Altan Erbulak, Türk karikatürüne birçok tipleme kazandırdı

Karikatürist ve tiyatro sanatçısı Altan Erbulak, 1988 yılında 59 yaşındayken hayata veda etti.

Tiyatro ve sinema oyuncusu, karikatürist, gazeteci ve şovmen Altan Erbulak 11 kasım 1929'da Erzurum'da doğdu. Babasının subaylığı nedeniyle ilk ve ortaöğrenimini Anadolu'nun çeşitli kentlerinde yaptı.

1950'de Güzel Snatlar Akademisi Resim Bölümü'nü bitiren sanatçı, amatör tiyatro oyunculuğuna Bakırköy Halkevi ve Cep Tiyatrosu'nda başladı.

1957'de Dormen Tiyatrosu'nda başladı 'Kamp 17', 'Cengiz Han'ın Bisikleti', 'Bit Yeniği' gibi birçok oyunda rol aldı.

'Midas'ın Kulakları' operasında da sahneye çıkan Erbulak, Metin Serezli'yle kurduğu Çevre Tiyatrosu'nda 'Yüzsüz Zühtü', 'Deli Deli Kulakları Küpeli' oyunlarını sahneledi.

Tiyatrosunu kapattıktan sonra 1980'lerden başlayarak çeşitli tiyatro topluluklarında oyunculuk ve yönetmenlik yaptı. Güldürü tiplemeleri ve taklit yeteneği ile 1961'de İlhan İskender, 1982'de İsmail Dümbüllü ödüllerini kazandı.

Küçük yaşta karikatür çizmeye başladı, Vatan, Akşam, Tef, Akbaba, Fırt, Gırgır, Milliyet gibi çok sayıda dergi ve gazetede karikatür çizdi. Türk mizahına 'Hürmüz'le Cafer', 'Kibar Hırsız' gibi tipleri kazandırdı.

BBC'de televizyon eğitim kurslarına da katılan Erbulak, TRT için 'Alıngan Gemisi', 'Deneme Televizyonu' gibi programları hazırladı.

Sinemada çok sayıda filmde rol aldı ve ödüller kazandı. Ölümünden sonra adına, eşi Füsun, kızları Ayşe ve Sevinç Erbulak tarafından, yılın başarılı oyuncusuna verilmek üzere Altan Erbulak Ödülü konuldu.

Rol aldığı filmler

'Güneşten de Sıcak', 'Sarı Güneş', 'Homodi' 1987, 'Gülümseyen Dünya' 1984, ''Deliler Koğuşu' 1981, 'İbişo' 1980, 'Bir Annenin Gözyaşları' 1967, 'Bozuk Düzen', 'Güzel Bir Gün İçin', 'Bilen Kazanıyor' 1965, 'Cici Can', 'İki Gemi Yanyana', 'Barut Fıçısı', 'Ölüm Pazarı' 1963, 'Fosforlu Oyuna Gelmez', 'Yumurcak Faka Basmaz', 'Bardaktaki Adam', 'Geçti Buranın Pazarı' 1962, 'Bülbül Yuvası', 'Yaman Gazeteci', 'Seni Benden Alamazlar' 1961, 'Yeşil Kurbağalar' 1960, 'Feryat' 1959, 'Çitlenbik', 'Bana Gönül Bağlama' 1958, 'Gelin Ayşem' 1957

Günün diğer önemli olayları

1707: İngiltere, Galler ve İskoçya, Büyük Britanya olarak birleşti.
1889: 1 Mayıs işçilerin ortak bayramı olarak kabul edildi.
1908: 'Don Camillo'nun yaratıcısı, İtalyan mizah yazarı ve karikatürist Giovanni Guareschi doğdu.
1925: Kıbrıs, İngiltere kolonisi oldu.
1941: Orson Welles'in yönettiği 'Yurttaş Kane' filmi ilk kez gösterildi.
1948: Hürriyet gazetesi, Sedat Simavi tarafından İstanbul'da kuruldu.
1959: CHP Genel Başkanı İsmet İnönü, Uşak'ta, sayıları bine yaklaşan kalabalığın saldırısına uğradı. İnönü, atılan taşla yaralandı.
1977: İstanbul'da Taksim'deki 1 Mayıs mitingi sırasında çıkan olaylarda 37 kişi öldü, yüzlerce kişi yaralandı.
1984: Devlet Güvenlik Mahkemeleri sekiz ilde göreve başladı.
2003: Bingöl'de meydana gelen 6.4 büyüklüğündeki depremde 176 kişi öldü, 521 kişi de yaralandı.

Tarihte Bugün Arşivi

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Mayıs 2007       Mesaj #445
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Tarihte bugün: 2 mayıs

2 Mayıs, 2006 02:01:00 (TSİ)

Tarihte Bugün
leonardo0205h
Leonardo, 1502 yılında Haliç'e bir köprü yapılması için proje hazırlamıştı

Rönesansı başlatan İtalyan heykeltraş, mimar ve mühendis Leonardo da Vinci 1519'da hayata veda etti.

İtalyan mimar, müzisyen, anatomist, mucit, mühendis, heykeltraş, geometrisyen ve ressam Leonardo da Vinci, 15 nisan 1452 - 2 mayıs 1519 tarihleri arasında yaşadı.

Rönesans sanatını doruğuna ulaştırmış, sadece sanat yapıtlarıyla değil çok çeşitli alanlardaki araştırmaları ve buluşlarıyla da tanınan, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük sanatçılarından biridir.

Leonardo, genç bir noter olan Piero da Vinci'nin ve bir çiftçi kızı olan Caterina'nın evlilik dışı çocuğu olarak Floransa'ya bağlı Vinci kasabası yakınlarındaki Anchiano'da dünyaya geldi.

Modern isimlendirme kurallarından önce doğan Leonardo'nun tam ismi Vincili Piero'nun oğlu Leonardo anlamına gelen Leonardo di Ser Piero da Vinci'dir. Eserlerini Leonardo ya da 'Io, Leonardo' (ben, Leonardo) olarak imzalamıştır.

Leonardo'ya bebekliğinde annesi baktı. Birkaç yıl sonra annesi başka biriyle evlendirilerek komşu kasabaya yerleşince, babasının nadiren uğradığı büyükbabasının evinde yaşamaya başladı. Ara sıra babasının evine de giderdi.

Babasının ilk eşinden çocuğu olmadığı için aileye kabul edilebilmişti, ama hiçbir zaman meşru bir çocuk olarak görülmedi ve amcası Francesco dışında ailesindeki kimseden sevgi görmedi.

14 yaşına kadar Vinci'de yaşayan Leonardo, büyükanne ve büyükbabasının ölmesi üzerine 1466'da babası ile birlikte Floransa'ya gitti. Evlilik dışı çocukların üniversiteye gitmesi yasak olduğundan üniversite öğrenimi görme şansı yoktu.

Küçük yaşta yaptığı çizimleri babası, ünlü ressam ve heykeltraş Andrea del Verrocchio'ya gösterince, Verrochio kendisini çırak olarak yanına aldı. Lorenzo di Credi ve Pietro Perugino gibi sanatçılarla çalıştı.

Sadece resmi değil, lir çalmayı da öğrendi. Büyük ihtimalle eşcinsellikle de bu atölyede tanıştı. 1476'da oğlancılıkla suçlandığında yargılandı ve suçsuz bulundu. İdam korkusu ve utançla tanıştı.

Floransa'yı 1482'de terk ederek Milano Dükü Sforza'nın hizmetine girdi. Köprüler, silahlar, gemiler, bronz, mermer ve kilden heykeller yapabileceğini anlattığı ancak göndermediği mektup, tüm zamanların en muhteşem iş başvurusu sayılır.

1499'da şehir Fransızlar tarafından alınıncaya kadar 17 yıl boyunca Milano Dükü için çalıştı. Dük için sadece resim ve heykeller yapmak, festivaller organize etmekle uğraşmadı; aynı zamanda binalar, makineler ve silahlar geliştirdi.

1485-1490 yıllarında doğa, mekanik, geometri, uçan makineler, kiliseden kale ve kanal yapımına kadar her türlü mimari ile ilgilendi; anatomi çalışmaları yaptı; öğrenciler yetiştirdi.

1490'dan sonra deftere tutma alışkanlığı geliştirdi. Bu çizimler ve defter sayfaları, müzeler ve kişisel koleksiyonlarda toplanmıştır. Bu koleksiyonculardan biri de Bill Gates'tir.

1499'da Milano'nun Fransızlarca alınmasından sonra şehri terk eden ve yeni bir koruyucu aramaya başlayan Leonardo, 16 yıl boyunca İtalya'da seyahat etti. Pek çok kişi için çalıştı, çoğu eserini yarım bıraktı.
leonardo02051h
İnsanlık tarihinin en iyi resimlerinden biri kabul edilen 'Mona Lisa' için 1503'te çalışmaya başladığı söylenir. Bu resmi tamamladıktan sonra hiç yanından ayırmamış, tüm seyahatlerinde yanında taşımıştı.

1504'te babasının ölüm haberi üzerine Floransa'ya döndü. Miras hakkı için kardeşleri ile mücadele verdi ancak çabası sonuçsuz kaldı. Çok sevdiği amcası tüm varlığını ona bıraktı.

1506'da bir Lombardiya aristokratının 15 yaşındaki oğlu olan Kont Francesco Melzi'yle tanıştı. Melzi, hayatının geri kalanında onun en iyi öğrencisi ve en yakını oldu.

1490'da 10 yaşında iken korumasına aldığı ve Salai adını verdiği genç de 30 yıl boyunca onunla beraber oldu, ancak hiçbir sanatsal ürün veremedi. Leonardo İtalya'yı, sevgilisi oldukları da iddia edilen bu iki dostla dolaşmıştı.

1513-1516 arasında Roma'da yaşadı ve Papa için geliştirilen çeşitli projelerde yer aldı. Anatomi ve fizyoloji alanında çalışmaya devam etti. Ancak Papa, kadavralar üzerinde çalışmasını yasakladı.

1516'da koruyucusu Giuliano de Medici'nin ölümü üzerine Kral I. Francis'ten Fransa'nın baş ressam, mühendis ve mimarı olmak üzere davet aldı. Paris'in güneybatısındaki Amboise'da Kraliyet Sarayı'nın yanında hazırlanan konağa yerleşti.

Sağ koluna felç inen Leonardo da Vinci, resimden çok bilimsel çalışmalara ağırlık verdi. Kendisine dostu Melzi yardımcı olmaktaydı. Salai ise Fransa'ya geldikten sonra onu terk etmişti.

2 mayıs 1519'da hayata veda etti. Kralın kollarında can verdiği rivayet edilir. Ancak 1 mayısta kralın bir başka şehirde olduğu ve bir gün içinde oraya gelemeyeceği bilinmektedir. Mirasının büyük bölümünü Melzi'ye bıraktı.

1466-1472 arasında bilinen hiçbir eseri yoktur. Bu çıraklık döneminde atölyede boyaları karıştırdı, resimlerin küçük bazı bölümlerini boyadı. 1472'de Floransa'da bağımsız bir ressam oldu. Ancak ustasının atölyesinden ayrılmadı.

Bilinen ilk resmi 5 ağustos 1472 tarihli 'Arno Vadisi'dir. Dehasını yansıtan bu resimde derinlik arttıkça detaylar azalır, kağıdın rengi resme hakim olur. Bu teknik daha sonra yokoluş perspektifi olarak adlandırılmıştır.

1471-1475 arasında Andrea del Verrocchio'ya 'İsa'nın Vaftizi' adlı tablosunda yardım etti. Resmin ana unsurlarını Verrochio zaten çizmişti. Leonardo, diz çökmüş bir melek ile İsa'nın vücüdunu resmetti.

Melek, Verrochio'nın çizdiği figürlerden çok daha başarılıydı. Bunu gören Verrochio'nun fırçalarına bir daha asla elini sürmediği söylenir. Gerçekten de bu tablo, Verrochio'nun bilinen son tablosudur.

1478'de kendi atölyesini açtı, bu dönemde sipariş üzerine yaptığı en az iki resim vardır. İlk Floransa döneminde çizdiği en önemli tablolardan biri de 'Aziz Jerom'dur. Tamamlamış olsa 'Mona Lisa' kalitesinde olacağı tahmin edilen bu tablo şu anda Vatikan'dadır.

1481-1482 arasında aldığı bir sipariş üzerine 'Müneccim Kralların Tapınması' adlı tablo üzerinde çalıştı. Ancak 1482'de Milano Dükü'nün hizmetine girince dev tabloyu yarım bırakarak Milano'ya gitti.

Milano dönemi başında yaptığı resimlerin en önemlisi 'Kayalıkların Bakiresi'dir. İki versiyonu bulunan bu eserin biri Louvre Müzesi'nde, diğer Londra Ulusal Galerisi'nde yer alır.

'Kayalıklar Bakiresi'nin yarattığı ilgi üzerine ısmarlanan 'Erminli Kadın', günümüze kalan az sayıdaki resminden biridir. Polonya'daki Czartorisky Müzesi'ndedir.

1490'da Sforza'nın düzenlediği festival için yaptığı 'Gezegenlerin Dansı' adlı müzikali, İtalya'da ünlenmesini sağladı. 1497'ye kadar en önemli eserlerinden biri olan 'Son Yemek' üzerinde çalıştı.

'Son Yemek', Milano'da bir manastır yemekhanesinde yer alan bir duvar resmidir. Maalesef, bu büyük eseri yaparken denediği karışım başarılı olmamış, eser daha 1500'lü yıllarda bozulmuştur.

Leonardo, Milano döneminde matematikle de uğraştı ve İtalyan matematikçi Luca Pacioli'ye 'Altın Oran Üzerine' adlı yapıtını yazmasında yardım etti.

En çok vaktini alan çalışma, dükün babası onuruna yapması istenen 'Bronz At Heykeli'ydi. Dünyanın en büyük at heykeli olması planlanan bu eser için Leonordo uzun süre atların anatomisini inceledi.

1483'te başlayan çalışmaları sonunda 1493'te dev kil modeli hazırladı. Bronz heykel için tonlarca bronza ihtiyaç vardı. Bronzun hazırlanmasını beklerken 'Son Yemek' üzerinde çalıştı.

Heykel için gereken bronz, Sforza tarafından silah yapımında kullanıldığından bronz heykel yapılamadı. Fransızların Milano'yu işgalinden sonra kilden yapılmış olan heykel ise askerlerin hedef tahtası olarak parçalandı.

Milano'yu terk ettikten sonra Mantova'da dönemin ressamlarının eserlerini toplamaya meraklı Isabella d'Este'nin bir portresi üzerine çalışmaya başladı. 1501'de Venedik'e gidince Isabella d'Este'nin ısrarlarına rağmen eseri tamamlamadı.

Venedik'te çeşitli projeler (Isonzo Vadisi'nde hareketli bir bent kurmak, Osmanlı gemilerinin altını delmek için dalgıç kullanmak gibi) geliştirdi, ancak hiçbiri uygulanmayınca Floransa'ya geçti.

Bir manastır için 'Meryem ve Çocuk İsa Azize Anna ile Birlikte' adıyla bilinen ve Londra'daki Ulusal Galeri'de bulunan taslağı hazırladıysa da Cesare Borgia'dan aldığı mühedislik teklifi üzerine bu eseri de yarım bıraktı.

Papa VI. Alexander'ın oğlu Cesare Borgia hizmetinde askeri mühendis olarak çalıştı, haritalar çizdi. Cesare'den ayrıldığı sırada II. Beyazıt'a Haliç'e köprü kurma projesinden bahseden bir mektup yazdığı bilinir.

Floransa'ya döndüğünde Pisa ve Floransa arasında savaş vardı. Floransa'dan Pisa'ya akan Arno Irmağı'nın yatağını değiştirerek şehri susuz bırakmayı planladı, ama bu plan başarısız oldu.

Arno Irmağı'ndan sonra 'Anghiarai Savaşı' resmi üzerinde çalıştı. 1440'ta Floransa'nın Milano'ya karşı kazandığı zaferi konu alan bu resim üzerinde çalışırken karşı duvarda da 'Cascina Savaşı' adlı resmi için Mikelanj çalışıyordu.

Eserini henüz tamamlayamadan Fransa Kralı tarafından Milano'ya çağrılan Leonardo, bir süre iki şehir arasında mekik dokudu ve sonunda resmi yarım bıraktı. Mikelanj da Roma'ya çağrıldığı için kendi resmini yarım bırakmak zorunda kaldı.

Milano'da saray mensupları için dekoratörlük yaptı, anatomi çalışmalarına döndü. Resme yeniden ilgi duymaya başladı ve 'Mona Lisa'yı yapmaya başladı. Bu resmi ömrü boyunca yanından ayırmadı ve tüm yolculuklarında beraberinde taşıdı.

1513'te gittiği Roma'da ihtiyar bir bilge olarak saygı görmesine rağmen Rafael ve Mikelanj'ın aksine Medici ailesinden fazla sipariş almadı.

Ancak Mikelanj'ın 'Davut' adlı eserinin yerinin belirlenmesi için kurulan komisyonda yer aldı ve Mikelanj'ın isteğine aykırı olarak Floransa'daki Palazzo Vecchio'nun önüne yerleştirilmesinde etkili oldu.

1515'te Fransızların Milano'yu yenmesinden sonra Guiliano de Medici kendisinden barış görüşmelerinde Fransa Kralı'na sunulmak üzere mekanik bir aslan yapma görevi verdi.

Yaptığı aslan (Floransa'nın simgesi), yürürken kalbinden zambak (Fransa'nın simgesi) çıkarıyordu. Bir yıl sonra Guiliano de Medici ölünce, Fransa Kralı Leonardo'yu çağırtmıştı. Son yıllarını Fransa'da geçirdi.

Leonardo'nun bilim ve mühendislik alanındaki çalışmaları en az sanatsal çalışmaları kadar etkileyici ve yenilikçidir. 13 bin sayfadan oluşan defterlerinde yer alan notlar ve çizimler sanat ve bilimi kaynaştırmaktadır.

Leonardo bu notları, etrafındaki dünyayı sürekli gözleyerek, Avrupa'da yaptığı seyahatler sırasında yazmıştır. Leonardo solaktı, ve tüm yazılarını ancak ayna ile bakılınca okunabilecek şekilde, tersten yazardı.

Bilime bakış açısı gözlemseldi: Bir bilinmezliği anlamak için onu en küçük detayına kadar tarif ve tasvir ederdi, teoriye ve deneylere önem vermezdi.

Latince ve matematik eğitimi almadığı için çağdaşı akademisyenler bilimsel çalışmalarını gözardı etti. Oysaki Leonardo Latinceyi kendi kendine öğrenmişti.

İnsan anatomisi konusundaki çalışmalarına Andrea del Verrocchio'nun yanında çıraklık yaparken başladı. Çünkü Verrochio tüm öğrencilerini anatomi öğrenmeleri konusunda teşvik ederdi.

Sanat alanında başarı kazanmaya başlayınca, Floransa'daki Santa Maria Nuova Hastanesi'nde kadavralar üzerinde inceleme yapmasına izin verildi.

Daha sonra Milano'daki Maggiore Hastanesi'nde ve Roma'daki Santo Spirito Hastanesi'nde de kadavralar üzerinde çalışmalar yaptı. 1510-1511 yıllarında doktor Marcantonio della Torre ile birlikte çalıştı.

30 yılda 30 kadavra inceledi. Marcantonio ile birlikte anatomi konusunda teorik bir çalışma yayımlamak üzere çalışmalar yaptı ve 200'ün üzerinde çizim hazırladı. Bu çizimler ölümünden sonra, 1580'de 'Resim Üzerine Tezler' adıyla yayımlandı.

Birçok insan iskeleti çizimi yaptı ve omurganın çift-s formunu ilk tanımlayan kişi oldu. Pelvis ve kuyruk sokumu hakkında incelemeler yaptı ve kuyruk sokumunun beş farklı kemikten oluştuğunu belirledi.

İnsan kafatasını ve beynin kesitlerini mükemmel şekilde tariflemeyi başardı. Ciğerlerin, idrar kesesinin, cinsel organların ve hatta cinsel birleşmenin yapılarını gösteren oldukça fazla sayıda çizim yaptı.

Hamilelik mucizesini anlamak amacıyla fetusun anne karnındaki pozisyonu hakkında çizimler yapan ilk birkaç kişiden biridir. İnsan anatomisine ek olarak, çeşitli hayvanların aatomisi hakkında da çizimleri bulunmaktadır.

İnsan vücudunun sadece yapısıyla değil, fonksiyonuyla da ilgileniyordu. Bu yüzden anatominin yanısıra aynı zamanda fizyoloji çalışmaları da yaptı. Fizyolojik deformasyonu olan kişilerle ilgili de çizimleri bulunmaktadır.

Anatomi alanındaki çalışmaları, yazılı tarihteki ilk robot tasarımınına öncülük etti. Leonardo'nun Robotu adı verilen tasarım büyük olasılıkla 1495 yılında yapıldı ama ancak 1950'lerde fark edildi.

Kan dolaşımı hakkında bilgisi olmamasına rağmen, robota eklediği kalp vanaları sayesinde kanın tüketilmek üzere kaslara pompalanmasını sağladı.

Leonardo'nun yaptığı bir çizim, 2005 yılında bir İngiliz kalp cerrahına, hasar görmüş kalpleri tedavi etmek yolunda yepyeni bir yol keşfetmesi için ilham verdi.

Uçma konusuna duyduğu müthiş ilgi sayesinde kuşlar hakkında detaylı çalışmalar yaptı ve aralarında dört kişi tarafından çalıştırılabilen bir helikopter ve hafif bir hang-glider da bulunan çok çeşitli uçan makineler tasarladı.

1502'de Sultan II. Beyazıt için, Haliç'e inşa edilmek üzere 240 metrelik bir köprü tasarladı. Bu köprü inşa edilmedi, ama 2001'de Norveç'te bu tasarımı temel alan daha küçük bir köprü yapılarak vizyonu hayata geçirildi.

Savaşı en kötü insan faaliyeti olarak görse de, defterlerinde askeri mühendislik alanında da çalışmalar bulunmaktadır. Bunların arasında makineli tüfekler, zırhlı tank, bombalar, paraşütler gibi tasarımlar yer almaktadır.

Diğer buluşları arasında bir denizaltı, dişliler kullanılarak yapılmış ilk mekanik hesap makinesi ve yaylı bir mekanizmayla çalışan bir araba da bulumaktadır.

Vatikan'da bulunduğu yıllarda güneş enerjisini kullanmak için, içbükey aynalar yardımıyla suyu ısıtacak bir tasarım yapmıştır.

Her ne kadar Leonardo'nun tasarımlarının çoğu yaşadığı dönemde hayata geçirilememiş olsa da, günümüzde birçoğunun modelleri yapıldı ve Amboise'deki Chateau du Clos Luce'de bulunan Leonardo da Vinci Müzesi'nde sergileniyor.

Günün diğer öenmli olayları

1926: Atlas Okyanusu'nun iki yakası arasında ilk faks mesajı gönderildi.
1938: Ordu Süvari Ekibi, Roma'da Milletler Kupası yarışlarında altın Mussolini Kupası'nı kazandı.
1945: İtalya'daki Alman işgal birlikleri Müttefik ordularına, Berlin'deki Alman güçleri Sovyet Mareşal Jukof'un birliklerine teslim olmaya başladı.
1953: Uluslararası Tiyatro Enstitüsü Türkiye Merkezi kurucuları seçildi.
1972: Pele'nin de oynadığı Brezilya şampiyonu Santos futbol takımı İstanbul'a geldi. Santos ertesi gün Fenerbahçe'yi 6-1 yendi.
1972: ABD'den alınan TCG Oruç Reis ile TCG Uluç Ali Reis denizaltıları törenle donanmaya katıldı.
1973: Lübnan ordusunun Filistinli mültecilere saldırmasıyla Lübnan iç savaşı başladı.
1982: Falkland Adaları'nda İngiltere-Arjantin savaşı başladı.
1984: F-16 uçaklarının Türkiye'de yapılması için anlaşma sağlandı.
1986: Birinci Uluslararası Asya-Avrupa Sanat Bienali, Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi'nde açıldı.
1992: Cumhurbaşkanı Turgut Özal, ABD'de prostat ameliyatı geçirdi.
1999: Fazilet Partisi'nden Merve Kavakçı, milletvekili yemin törenine türbanla katıldı. Olay Mecliste protestolarla karşılandı.

Tarihte bugün arşivi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
2 Mayıs 2007       Mesaj #446
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Tarihte bugün: 3 mayıs

3 Mayıs, 2006 02:01:00 (TSİ)

Tarihte Bugün
ashisar0305h
Abdülhak Şinasi Hisar'ın cenazesi belediye tarafından gömülmüştü

Şair ve yazar Abdülhak Şinasi Hisar, 1963 yılında, 75 yaşındayken İstanbul'da hayata veda etti.

'Fehim Bey ve Biz' ve 'Boğaziçi Mehtapları' adlı kitaplarıyla tanınan yazar Abdülhak Şinasi Hisar, 3 mayıs 1963'te İstanbul'da hayata veda etti. Merkez Efendi Mezarlığı'na defnedildi.

1888'de Rumelihisarı'nda doğan Abdülhak Şinasi Hisar, Osmanlı döneminde yayımlanmış ilk edebiyat dergilerinden 'Hazine-i Evrak'ı çıkaran Mahmut Celalettin Bey'in oğlu, gazeteci ve yazar Selim Nüzhet Gerçek'in ağabeyidir.

Galatasaray Lisesi'ni bitirdikten sonra Paris'e gitti ve Ecole Libre des Sciences Politique'te (Siyasal Bilimler Yüksekokulu) okudu.

O yıllarda Paris'te bulunan Türk aydınları Prens Sabahattin, Ahmet Rıza, Yahya Kemal ve Dr. Nihat Reşat (Berger) ile tanıştı ve Jön Türk hareketine katıldı.

Yine Paris'te hayranlık duyduğu Fransız yazar A.France ve M.Barres'le dostluk kurdu; J.Moreas, E.Faguet, J.Costeau ve H.de Regnier gibi yazarlarla tanıştı.

Meşrutiyetin ilanından sonra İstanbul'a döndü. 1930'da Balkan Birliği Cemiyeti genel sekreterliği yaptı, Dışişleri Bakanlığı danışmanlığı sırasında Uluslararası Barış Kongresi'ne (1945) katılmak üzere ABD'ye gitti.

1948'de İstanbul'a yerleşerek ölümüne değin bazı banka ve özel kurumlarda yönetim kurulu üyeliğinde bulundu.

Ahmet Haşim, Yahya Kemal ve Yakup Kadri gibi şair ve yazarlarla aynı kuşaktan olmasına rağmen, yazmaya 'Dergah', 'Yarın', 'İleri' ve 'Medeniyet' dergi ve gazetelerinde başlayan Hisar, Cumhuriyetten sonra 'Ağaç', 'Türk Yurdu' ve 'Varlık' dergileriyle Milliyet ve Dünya gazetelerinde eleştiri ve denemeler yayımladı.

Bir üslupçu olan, romanda his ve fikri önemseyen Hisar, hüzün ve özlemle kaleme aldığı yapıtlarında mazi hayalini yaşatmış ve bu nedenle de adı Fransız romancı Marsel Proust'la birlikte anılmıştı.

Ahmet Hamdi Tanpınar, 'Edebiyat Üzerine Makaleler' adlı kitabında, "Abdülhak Şinasi'yi okurken, nesrin yazı olduğunu, konuşma olmadığını tekrar hatırladım. Nesre son zamanlarda unutur gibi olduğumuz bu mevkiini iade eden muharrirlerimizdendir" diyerek Hisar'ın Türk edebiyatındaki yerini belirlemiştir.

Yapıtları

Roman: 'Fehim Bey ve Biz' (1941. 1942 CHP Hikaye ve Roman Ödülü üçüncülüğü), 'Çamlıca'daki Eniştemiz' (1944), 'Ali Nizami Beyin Alafrangalığı ve Şeyhliği' (1952)
Anlatı: 'Boğaziçi Mehtapları' (1943), 'Boğaziçi Yalıları' (1954), 'Geçmiş Zaman Köşkleri' (1956)
Diğer yapıtlar: 'Aşk İmiş Her Ne Var Alemde' (1955-Seçilmiş mısra ve beyit antolojisi), 'Geçmiş Zaman Fıkraları' (1958), 'İstanbul ve Pierre Loti' (1958), 'Yahya Kemal'e Veda' (1959), 'Ahmet Haşim, Şiiri ve Hayatı' (1963)

Günün diğer öenmli olayları

1481: Yedinci Osmanlı padişahı Fatih Sultan Mehmet vefat etti.
1920: TBMM'nin ilk bakanlar kurulu oluşturuldu. İcra Vekilleri Heyeti, 5 mayısta Mustafa Kemal başkanlığında ilk toplantısını yaptı.
1934: Kayseri Uçak Fabrikasında yapılan ilk parti altı avcı uçağından biri, 50 dakikalık uçuşla Kayseri'den Ankara'ya geldi.
1935: 'Türkkuşu' Atatürk tarafından hizmete açıldı.
1950: Ali Naci Karacan'ın kurduğu Milliyet gazetesi yayın hayatına başladı.
1951: Demokrat Parti Meclis Grubunda din eğitiminin genişletilmesi istendi.
1960: Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Cemal Gürsel, hükümeti uyarmak için, Milli Savunma Bakanı Ethem Menderes'e mektup gönderdi.
1979: 'Demir Lady' lakaplı Margaret Thatcher, İngiltere'nin ilk kadın başbakanı oldu.
1986: Çernobil nükleer kazası sonrası oluşan radyoaktif bulutların Türkiye'ye de ulaştığı ve bazı bölgelerde radyasyonun yedi kat arttığı açıklandı.
1993: Birleşmiş Milletler, 20 aralık 1993'te her yıl 3 mayısın, Dünya Basın Özgürlüğü Günü olarak kutlanmasını kararlaştırdı.

Tarihte bugün arşivi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Mayıs 2007       Mesaj #447
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Tarihte bugün: 4 mayıs

4 Mayıs, 2006 02:01:00 (TSİ)

Tarihte Bugün
alcapone0405h
Al Capone, Alkadraz Hapisanesi'nde 11 yıl yattı

ABD'li ünlü gangster Al Capone, 1932'de 11 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Asıl adı Alphonse Capone olan İtalyan mafya lideri ve gangster Al Capone (okunuşu: Alkapon), 17 ocak 1899'da Brooklyn'de doğdu, 1947 yılında hayatını kaybetti.

ABD ekonomisinin zor günler yaşadığı 1930'larda güç kazanmaya başlayan Al Capone, dönemin yasakları ve yasakların doğurduğu fırsatları son derece profesyonel yöntemlerle karşıladı ve böylece hem maddi hem politik güçlerini artırdı.

Büyük Kriz yıllarında neredeyse hükümet kadar söz sahibi olan ünlü gangster, suç işlemeye çocukken başladığını şu sözlerle açıklamıştı:

"Çocukken her akşam yatmadan önce Tanrı'ya bana bir bisiklet vermesi için dua ederdim. Bir gün Tanrı'nın çalışma tarzının bu olmadığını anladım...

"Ertesi gün gittim kendime yeni bir bisiklet çaldım ve her akşam yatmadan önce Tanrı'ya günahlarımı affetmesi için dua ettim."

Gerçekleştirdiği en kanlı olay, rakibi Bugs Moran çetesinden yedi kişiyi polis kıyafeti giymiş adamlarına öldürttüğü katliamdı. Olayın 14 şubata denk de gelmesi enteresan bir tesadüftü.

17 mayıs 1929'da ruhsatsız silah taşımaktan bir yıl hapis cezası yedi. İşlediği diğer suçlardan dolayı bir türlü ele geçmeyen Al Capone, vergi kaçakçılığından 4 mayıs 1932 tarihinde 11 yıl hapis cezası aldı.

Vergi kaçakçılığından yakalanarak ünlü Alkadraz Hapishanesi'ne atılan Al Capone orada hastalandı ve çıktıktan kısa bir süre sonra da öldü.

Günün diğer önemli olayları

1278: Karamanoğlu Mehmet Bey, Türkçeyi devletin resmi dili olarak ilan etti.
1421: Yıldırım Beyazıt'ın, Timur'a yenilmesinden sonra parçalanma tehlikesi baş gösteren Osmanlı'yı toparlayan I. Mehmet vefat etti.
1920: Maarif Vekaleti (Milli Eğitim Bakanlığı) kuruldu.
1930: Mahatma Gandi, İngilizler tarafından tutuklandı.
1931: Mustafa Kemal Atatürk, üçüncü kez Cumhurbaşkanı seçildi.
1943: Başbakanlık, İkinci Dünya Savaşı sırasında, şeker satışlarını durdurdu. Bir yıl sonra da İstanbul'da nüfus başına iki kilo un verilmesine karar verildi.
1949: İstiklal Mahkemeleri'ne ilişkin yasa yürürlükten kaldırıldı.
1970: ABD'de, Ohio Kent Üniversitesi'nde öğrenciler Vietnam Savaşı'nı protesto etti. Gösteriye müdahale eden güvenlik güçleri dört öğrenciyi öldürdü.
1980: Yugoslavya Devlet Başkanı Mareşal Tito hayata veda etti.
1994: Filistin Kurtuluş Örgütü ile İsrail, Batı Şeria ve Gazze'de yaşayan Filistinlilere özerklik verilmesini öngören antlaşmaya imza attı.
1997: Eurovision Şarkı Yarışması'nda, Şebnem Paker'in seslendirdiği 'Dinle' adlı şarkı üçüncü oldu.
1997: Tango çalışmalarıyla tanınan Esin Engin İstanbul'da yaşamını yitirdi.
1997: Irak'tan Avrupa ülkelerine gitmek isteyen 25 kişiyi taşıyan iki tekne, Ege Denizi'nde battı: 17 kişi boğuldu, yedi kişi kayboldu.

Tarihte bugün arşivi
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
4 Mayıs 2007       Mesaj #448
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Tarihte bugün: 5 mayıs

5 Mayıs, 2006 02:01:00 (TSİ)

Tarihte Bugün
kmarx0505h
Karl Marx'ın tamamı Türkçeye çevrilemeyen eserleri toplam 50 kalın cilde ulaşıyor
Alman düşünür ve komünizmin kurucusu Karl Marx, 1818 yılında doğdu.

Alman filozof, devrimci, iktisatçı, gazeteci, filozof ve siyasetçi Karl Marx, felsefede diyalektik materyalizm akımının, ekonomik, siyasi ve felsefi bir sistem olarak da komünizmin kurucusudur.

5 mayıs 1818'de Almanya'nın Rhine eyaletinin Trier kasabasında doğdu. Orta öğretimini Trier'de tamamladı. Bonn ve Berlin üniversitelerinde hukuk öğrenimi görürken tarih ve felsefeyle ilgilendi, Hegelci E. Gans'ın derslerini izledi.

1841 yılında, 'Demokritos'un ve Epikuros'un Doğa Felsefelerinin Farklılıkları' adlı doktora tezinde, dinin materyalist felsefe açısından eleştirisini yaptı.

Sol Hegelcilere katılarak Bauer kardeşlerle dostluk kurdu. Bir yandan da Feuerbach'ın etkisinde kalıp 1842'de muhalefetteki radikal burjuvalar tarafından kurulan 'Rheinische Zeitung' gazetesinin yazı işleri yöneticiliğini yaptı.

Saint-Simon, Fourier, Proudhon gibi yazarları okuyarak Fransız sosyalizmini tanımaya çalıştı. 1843'te çocukluk arkadaşı Jenny von Westphalen ile evlendi.

'Rheinische Zeitung' 1843'te kapatıldıktan sonra Paris'e yerleşti. 1844'te 'Fransız-Alman Yıllıkları'nı yayımladı. Derginin bu ilk ve tek sayısında, 'Yahudi Sorunu' adlı yazısıyla siyasal savaşım konusundaki görüşlerini ilk kez açıkladı.

Aynı yıl Engels'le dostluk kuran Marx okurken tuttuğu notlardan oluşan '1844 El Yazmaları'nda, ana temasını yabancılaşmanın oluşturduğu hümanist bir felsefe geliştirdi.

Engels'le ortak ilk metninde ('Kutsal Aile', 1845) tarih felsefesini materyalist görüş açısından eleştirdi. 1845'te 'Vorwarts' gazetesi yazı kurulu üyeleriyle birlikte sürülünce Brüksel'e yerleşti.

Birkaç ay sonra Engels'in de Brüksel'e gitmesiyle ortak eserlerinin ikincisini ('Feuerbach Üzerine Savlar', 1845) ve üçüncüsünü ('Alman İdeolojisi', 1845-1846) yayımladı.

Kuramsal çalışmalarının yanısıra, sosyalist işçilerle ve Alman göçmenlerle ilişkilerini sıklaştırdı. Brüksel Alman İşçileri Derneği'ni kurdu ve Engels'le birlikte bir komünist yazışma ağı oluşturdu.

Komünistler Birliği'nin isteği üzerine 'Komünist Manifesto'yu yazdıkları bu yıllar, ikisi için de geçmişteki felsefi bilinçleriyle hesaplaşma ve tarihsel maddeciliği geliştirme yılları oldu. Bu yüzden, geçmişten kopuşları hem siyasi hem de kuramsaldı.

1848 İhtilali patlak verince, Belçika'dan sınır dışı edilen Marx, Köln'e yerleşerek, 'Neue Rheinische Zeitung' gazetesini çıkarmaya başladı. Bu gazetede işçilere yönelik makaleler yayımladı ('Ücretli Emek' ve 'Sermaye', 1849).

Almanya'dan, hemen sonra da yeniden Fransa'dan sınırdışı edilince, 1849 yılında, ömrünün sonuna kadar kalacağı Londra'ya yerleşti. Yoksulluk içinde yaşadığı bu dönemde iktisat incelemelerine ağırlık verdi.

Temel eseri olan 'Kapital'i hazırlamaya başladı. 1851-1861 yıllarında 'The New York Daily Tribune' gazetesinin Avrupa muhabirliğini yaptı.

1864'te Uluslararası İşçiler Derneği'nin kurucuları arasında yeraldı. Birinci Enternasyonal'in açılış konuşmasını ve tüzüğünü yazdıktan sonra, 'Kapital'in birinci cildini Almanya'da yayımlattı (1867).

Kızını görmek için gittiği Paris'te Paris Komünü'ne tanık oldu. İngiltere'ye dönünce 'Fransa'da İç Savaş' (1871) adlı eserinde bu devrim denemesini değerlendirdi.

'Kapital'i yazmayı sürdürürken, işçi partilileri programlarının oluşturulmasına da etkili biçimde katıldı; Alman, Fransız, Hollandalı, Belçikalı, Rus, ABD'li, İngiliz devrimcilerle örgütlenme çalışmasında bulundu.

Dühring'e karşı tartışmada Engels'i destekledi. 'Anti-Dühring'in (1878) bir bölümünde Engels'le çalıştıktan sonra hastalandı ve çalışmalarını büyük ölçüde yavaşlattı. 14 mart 1883'te Londra'da hayata veda etti.

Bazı eserleri

'Alman İdeolojisi' (1845-1846), 'Komünist Manifesto' (1847-1848), 'Louis Bonaparte'in 18 Brumaire'i' (1852), 'Fransa'da Sınıf Savaşımları' (1850), 'Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı' (1859), 'Kapital' (1867) (ikinci ve üçüncü ciltleri Marx'ın taslaklarına uygun olarak onun ölümünden sonra Engels tarafından düzenlenerek yayımlandı), 'Fransa'da İç Savaş' (1871), 'Gotha Programının Eleştirisi' (1875)

Türkçeye tamamı çevrilmemiş olmakla birlikte, Engels ile birlikte kaleme aldıkları bütün eserlerinin (Marx-Engels Werke) İngilizce baskısı 50 kalın cilt tutar.

Günün diğer önemli olayları

1821: Napolyon Bonapart, sürgün edildiği St. Helene Adası'nda hayata veda etti.
1834: İlk anakara demiryolu hattı Belçika'da açıldı.
1925: Atatürk Orman Çiftliği'nin kuruluş çalışmalarına başlandı.
1925: Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal'e suikast girişimi gerekçesiyle ölüm cezasına çarptırılan Manok Manukyan idam edildi.
1947: Belçika, İngiltere, Danimarka, Fransa, Hollanda, İrlanda, İsveç, İtalya, Lüksemburg, Norveç; bir araya gelerek Avrupa Konseyi'ni kurdu. Türkiye, Avrupa Konseyi'ne Ağustos 1949'da katıldı.
1952: Kibrit tekeli kalktı.
1955: Türk Kadınlar Birliği'nin girişimiyle her yıl mayıs ayının ikinci pazar gününün Anneler Günü olarak kutlanmasına karar verildi. TKB, Nenehatun'u yılın annesi seçti. Anneler Günü'ne ilişkin ilk resmi öneri, 1872'de ABD'li Julia Howe'dan geldi.
1956: Ece Özbayrak, 10'uncu Daktilografi Şampiyonası'nda, dakikada 735 vuruşla dünya rekoru kırdı.
1960: Sovyetler Birliği, bir süredir kayıp olan ABD'ye ait casus uçağı U-2'yi düşürdüğünü açıkladı.
1960: Ankara'da öğrenciler 555K (beşinci ayın beşinde saat 17.00'de, Kızılay'da) koduyla bir gösteri yaptı.
1961: Alan Shepard, ABD'nin uzaya gönderdiği ilk insan oldu.
1968: Fransa'da, Vietnam Savaşı nedeniyle ABD karşıtı gösterilerde altı öğrencinin tutuklanması üzerine Daniel Cohn-Bendit liderliğinde 30 bin öğrenci barikatlar kurarak Paris'te ayaklandı; Sorbonne Üniversitesi kapatıldı.
1990: İlk özel televizyon kanalı olan Magic Box şirketinin Star 1 televizyonu programlı yayına başladı.
1994: Naim Süleymanoğlu, Çek Cumhuriyeti'nde yapılan Avrupa Halter Şampiyonası'nda 64 kiloda dünya rekoru kırarak üç altın madalya aldı.

Tarihte bugün arşivi
CyniX - avatarı
CyniX
Ziyaretçi
5 Mayıs 2007       Mesaj #449
CyniX - avatarı
Ziyaretçi
" Avrupa Günü"

1494. Kristof Kolomb CJamaika Adasına ayak bastı ve adaya Santa Gloria adını verdi.

1920. Türkiye Büyük Millet Meclisi ilk toplantısını yaptı.

Aynı gün Nicola Sacco ve Bartolemeo Vanzetti cinayet iddiasıyla Amerika'da tutuklandı.

1925. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa'ya suikast girişimi gerekçesiyle ölüm cezasına çarptırılan Manok Manukyan idam edildi.

1930. Hindistan'da Mahatma Gandhi tutuklandı. Gandhi Nisan ayında, hükümetin tuz üretimi tekeline karşı 300 mil yürümüştü. .

1947.Belçika, İngiltere, Danimarka, Fransa, Hollanda, İrlanda, İsveç, İtalya, Lüksemburg, Norveç; bir araya gelerek Avrupa Konseyi'ni kurdular. Türkiye Avrupa Konseyi'ne Ağustos 1949'da katıldı.

1952. Kibrit tekeli kalktı.

1955. Türk Kadınlar Birliği Nene Hatun'u yılın annesi seçti.

1956. Ece Özbayrak, 10. Daktilografi Şampiyonası'nda, dakikada 735 vuruşla dünya rekoru kırdı.

1960. Demokrat Partililer hükümete destek için Ankara Kızılay'da bir gösteri düzenlemeye karar verdiler. İktidara karşı gençler de aynı gün, aynı saat, aynı yerde gösteri yaptılar. Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve başbakan Adnan Menderes alanda protestolarla karşılandı.

1961. Amerika Birleşik Devletleri uzaya insan gönderdi; Alan Shepard uzayda 15 dakika kaldı.

1963. Amerika Birleşik Devletleri'nde yapılan sivil haklar yürüyüşünde 1000 kişi tutuklandı.

1968. Fransa'da, Vietnam savaşı nedeniyle Amerikan karşıtı gösterilerde 6 öğrenci tutuklanması üzerine Daniel Cohn-Bendit liderliğinde 30.000 öğrenci barikatlar kurarak Paris'te ayaklandı; Sorbonne Üniversitesi kapatıldı.

1972. Askerin emir almadan da silah kullanabilmesi yasalaştı.

1981. IRA militanı Boby Sands cezaevinde açlık grevinde öldü.

1992 . Sait Faik Hikaye Armağanı "Elveda Alyoşa" adlı kitabıyla Oya Baydar'a verildi.

1990. Avrupa Serbest Güreş Şampiyonası'nda Metin Kaplan ve Ali Kayalı altın madalya kazandı.

1994. Naim Süleymanoğlu Avrupa Halter Şampiyonası'nda 64 kiloda dünya rekoru kırdı; 3 altın madalya aldı.

2000. Ahmet Necdet Sezer, üçüncü turda 330 oy alarak cumhurbaşkanı seçildi.



Bugün Doğanlar:

1813. Danimarkalı düşünür Soren Kierkegaard

1818. Alman düşünür ve Komünizmin kurucusu Karl Marx.

Bugün Ölenler:

1821. Fransa İmparatoru Napoleon Bonaparte.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Mayıs 2007       Mesaj #450
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Tarihte bugün: 6 mayıs

6 Mayıs, 2006 02:01:00 (TSİ)

Tarihte Bugün
owelles0605h
Bir dostunun dediği gibi, "bir Orson Welles yeterlidir. İkincisi kuşkusuz uygarlığın sonunu getirir"

Sinema tarihinin ele avuca sığmaz dahisi Orson Welles, 6 mayıs 1915'te doğdu.

"Orson Welles çocuk yüzlü bir dev, dalları kuşlarla dolu büyük bir ağaç, ipini koparıp gül bahçesinde yatan bir köpek, çalışkan bir haylaz, akıllı bir soytarı, insandan kaçan bir hümanist, sınıfta dalga geçen üstün bir öğrenci, işine geldiği zaman sarhoş gibi davranan bir taktik ustasıdır."
Jean Cocteau

Daha 25 yaşında hayatı sıradanlaşmaya yüz tutan bir adam kariyerinde en fazla ne kadar ilerleyebilmiştir sizce? Sinemanın müstesna şahsiyeti Orson Welles, yaşıtlarının kendilerine bir yol tayin etmeyi tasarladıkları evrede, birçok alanda kendini kanıtlamayı çoktan başarmış bir dahi olarak niteleniyordu.

Sinemayı, 'bir çocuğun sahip olabileceği en güzel oyuncak' olarak tanımlayan Welles'in 25 yaşında çektiği 'Yurttaş Kane' (Citizen Kane) filmi, aradan geçen onca yıla karşın birçok eleştirmen tarafından tereddütsüz ilk sıraya konur en iyi film listelerinde.

'Yurttaş Kane'

Hollywood'un kapılarını ardına kadar açarak buyur ettiği Welles'in ilk filmi olan 'Yurttaş Kane'de yaptığı, sinemanın o zamana dek geliştirdiği tüm anlatım olanaklarını, kamera hareketlerini, özel mercek kullanımlarını, ışıklandırma yöntemlerini, açı kullanımı ve çerçevelemeleri iyice özümlenmiş bir tavırla filminde yeniden kullanmaktır.

Sinema tarihinin en ünlü ve belki de en iyi filmini çeken Welles, gerçek bir sinema dahisinin, zamanın ilerisinde bir sanatçının yazgısını yaşamış, yığınlara pek sevimli gelmeyen, içerdiği yeniliklerle seyirciyi de yapımcıyı da şaşkına çeviren filmleriyle sistemin içinde kendine yer bulamamış ve ilk fırsatta dışlanmıştır.

Yapmadığı iş yok

Welles, uğraştığı diğer işlerin dışında İrlanda ve ABD'de tiyatro sahnelerinin yıldızı oldu, oyuncuların siyah olduğu bir 'Macbeth' uyarlamasının yapımcılığını üstlendi, başka bir oyunda Sezar'a faşist bir üniforma giydirdi, dergilere yazdığı yazıların yanı sıra, Shakespeare üzerine bir ders kitabı yazdı, Shakespeare prodüksiyonlarının ses kayıtlarını yaptı, radyoda 'The Shadow' şovunun 'Çikolata Puding' karakterine sesiyle hayat verdi, Mercury Tiyatrosu'nu kurdu, Mercury Tiyatrosu'nu radyoya taşıdı, piyano çaldı, pop müziğe bulaştı, resim yaptı ve hepsinden öte insanları, Marslıların dünyayı ele geçirdiğine inandırdı!

Arkadaşları ile 2 bin dolarına bahse girerek Rita Hayworth'u tavlayacağını iddia etti. 2 bin doları kazanmakla yetinmedi, beş yıl boyunca 'Gilda'yla evli kaldı.

Adam olacak çocuk!

George Orson Welles, 6 mayıs 1915 tarihinde Kenosha-Wisconsin'de dünyaya gelir. Babası ileri fikirleriyle tanınan mucit ve imalatçı Richard Head Welles, annesi ise piyanist Beatrice Ives'dır. İki yaşında okumaya, yedi yaşında Ravel ve Stravinsky çalmaya başlayan, 10 yaşında ise Shakespeare'i hatmettiği söylenen Welles, tam bir harika çocuk olarak büyür.

Altı yaşındayken anne ve babası ayrılır. Sekiz yaşında annesini, 13 yaşında babasını kaybeder. Babası sayesinde tiyatro oyuncuları ve sporcularla tanışma fırsatına kavuşur. 11 yaşına geldiğinde dünyayı iki kez dolaşmıştır bile.

Oyunculuğa 1931'de Dublin'deki Gate Tiyatrosu'nda Hamlet oynayarak başlar. Abbey Tiyatrosu'nda sahneye çıktığı İrlanda'da bir yıl kalır. İspanya ve Fas turnelerinden sonra Chicago'ya döner. 1934'te Woodstock'ta bir tiyatro şenliği düzenleyen Welles, iki yıl sonra siyahlardan oluşan bir oyuncu kadrosuyla 'Macbeth'i sahneler.

Mercury Prodüksiyon ve Marslılar

Jack Moss ile ortaklaşa kurduğu Mercury Productions Inc. ile Welles, artık işlerinin merkezinin Hollywood olacağını duyurur adeta. 30 ekim 1938'de radyoda yayınladığı ve Marslıların dünyayı ele geçirmesini konu alan Mercury Tiyatrosu yapımı 'War of the Worlds' ile binlerce insanın paniğe kapılmasına neden olur. Aslında, iletişim araçlarının etki gücünü ayan beyan ortaya koyan ilk örneklerden sayılan bu hadise, Welles'in zekasını da betimler.

Format olarak ciddi bir haber programının yayını gibi kurgulanan oyun sırasında, birden araya girilerek Marslıların New Jersey'e saldırdığı açıklanır. Bunun oyunun bir parçası olduğunu anlamayan birçok ABD'li paniğe kapılır.

"Bayanlar baylar, bu şimdiye kadar gördüğüm en tuhaf şey. Şu anda karşımda tasvir edemeyeceğim kadar acayip bir yaratık duruyor. Bir ayı kadar iri olan bu varlığa bakmamak için kendimle savaşıyorum."

Welles'in cümlelerini duyan ve bunun bir radyo oyununun parçası olduğunu hatırlatan mesajlarını kaale almayan binlerce kişi o gece, tanrının kendilerine bir mesaj yolladığını düşünür. Welles, bu sayede tüm ABD tarafından tanınan ünlü bir kişi haline gelir ve Hollywood'un kapılarını ardına kadar açar.

Welles Hollywood'da

Ekranın kendisine sunacağı imkanların sınırsız olduğunu bilen Welles tiyatrodan sonra sinema dünyasına yönelir. Bir taraftan radyo şovu için her hafta New York'a giden Welles, Hollywood'daki ilk prodüksiyonuna başlamadan önce kameramanlardan ışıkçılara kadar film stüdyosunda görev alan herkesten ders alır.

25 yaşında yönettiği 'Yurttaş Kane' hala çoğu sinema eleştirmenleri ve anketler tarafından gelmiş geçmiş en iyi film olarak gösterilmektedir. Ancak film büyük beğeni uyandırmasına rağmen yeterli gişe hasılatı gösteremez.

Filmin anlam ve önemi yıllar sonra anlaşılacaktır. Kuşkusuz bunda Welles'in filmde hayatını gözler önüne serdiği basın devi Hearst'ün, filmin dağıtımını baltalamak için gösterdiği kartelüstü çabanın payı büyüktür. 1950'lerin ilk yarısında daha özgürlükçü bulduğu Avrupa'ya giderek düşük bütçeli bağımsız filmler çeker.

Tüm hayatı boyunca, üretmeye aksatmadan devam eder, öldüğünde tamamlanmamış yüzlerce projesi olduğu söylenir.

Welles'i anlatmak kolay mı?

"Dünya'da iki tür insan vardı; verenler ve isteyenler, verip vermemek umurlarında bile olmayanlar ve isteme yürekliliğini gösteremeyenler. Belki de istemeye cüret edip ne istediğinden asla emin olmayanlar..." ('Bay Arkadin' filminden)
"Kabil'den bu yana binlerce yıl geçti dostum ve cinayet hala genellikle amatörlerin elinde olan bir iş. Hayatta kaybedenler gece avına çıkmaya başlıyor." ('Bay Arkadin' filminden)
"İtalya'da 30 yıl boyunca Borjiyalar vardı. Yani savaş, kıyım, cinayet... Ama Mikelanjelo, Leonardo ve Rönesans da aynı dönemde var oldular. İsviçre, 500 yıl boyunca demokrasi ve barışı yaşadı. Ne yaratabildiler? Sadece guguklu saat!" ('Üçüncü Adam' filminden)

Günün diğer önenmli olayları

1889: Osmanlı devletinin de katıldığı Uluslararası Paris Fuarı başladı.
1927: İstanbul Radyosu düzenli ve programlı yayınlarına başladı.
1930: Hakkari'de meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki depremde 2 bin 514 kişi öldü.
1937: Dünyanın en büyük zeplini olan Hindenburg, havalandıktan kısa süre sonra alev aldı ve yanarak yere çakıldı. 35 yolcunun öldüğü kazadan sonra bu taşımacılık yönteminden vazgeçildi.
1955: Besteci Hüseyin Saadettin Arel 75 yaşında hayata veda etti.
1972: Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan hakkındaki idam cezaları, Cebeci Sivil Kapalı Cezaevi'nde yerine getirildi.
1992: Alman asıllı ABD'li aktris Marlene Dietrich hayata veda etti.

Tarihte bugün arşivi

Benzer Konular

2 Eylül 2015 / RuffRyders Mustafa Kemal ATATÜRK
18 Kasım 2008 / asla_asla_deme Spor tr
24 Aralık 2013 / Misafir Cevaplanmış
20 Mart 2016 / LaSalle X-Sözlük