Günümüzde ülkemizde ve dünyada hipertansiyon hastaları sayısı artmaktadır. Bu yazımızda tansiyon nedir, büyük ve küçük tansiyon arasında ne fark vardır, nasıl ölçülür sorularına yanıt vermeye çalışacağız.
Vücudumuzda doğumdan ölüme kadar kan dolaşımı devam eder. Akciğerden gelen temizlenmiş oksijen bakımından zengin kanı hücrelere atardamarlarla pompalar. Kirlenmiş kan ise toplardamarlarla kalbe geri döner. Bu işlem kalbin kasılıp gevşemeleriyle olur. Tansiyon dediğimiz şey kanın damar duvarlarını zorlamasıdır, yani kanın yaptığı basınçtır. Kan pompalanırken ve toplanırken yaptığı basınçta farklılık gösterir. Pompalama sırasında ölçülen kan basıncı daha büyüktür ve buna büyük (sistolik) tansiyon denir. Kalp gevşerken ölçülen basınca ise küçük ya da diastolik tansiyon denir (1).
Tansiyon değerleri canlı türlerinde değişiklik gösterir. İnsanda sistolik basıncın 100-140 mm/cıva olması, diastolik basıncın ise 60-90 mm/cıva arasında olması normaldir (2).
Ülkemizde yetişkin her üç kişiden biri, yani yaklaşık 15 milyon kişi hipertansiyon hastası (3).Peki tansiyon neden önemli? Tansiyona kanın yaptığı basınç demiştik. Eğer tansiyonumuz artarsa kanımız daha hızlı pompalanır buda damarlarımızın zorlanması anlamına gelir. Bu zorlanma kısa zamanda etki etmez ama uzun yıllar zorlanan damarlar sertleşmeye başlar. Damar duvarı sertleşince tansiyon daha da yükselir. Damar duvarının sertleşip bozulması sonucu hücrelere pompalanan ve toplanan kanın taşınmasında aksamalar meydana gelir. Temiz kanla beslenemeyen hücrelerde görevini yerine getiremez hatta ölür. Damar sertliğinden vücudumuzun bazı yerleri daha çok etkilenir. Eğer kalbe giden damarlarımız sertleşir ve tıkanırsa “kalp krizi” denilen durum ortaya çıkar. Beyindeki damarların tıkanması sonucu “felç” oluşur. Dünyadaki ölümlerin yarısının kalp damar hastalıklarından kaynaklandığını göz önüne alırsak tansiyonun önemini daha iyi anlarız. Tansiyon insanı ölüme kadar götürebilir ama hipertansiyon hastalarının çoğunun hiçbir şikayeti yoktur. Bu yüzden tansiyona “sinsi katil” denmektedir (4).Halk arasında tansiyon veya yüksek tansiyon denilen hipetansiyon vakalarının % 90 ile % 95 inde sebep bilinmez. Ve bu tip hipertansiyona tıp dilinde esansiyel hipertansiyon veya primer ( birincil ) hipertansiyon denilir. Geri kalan % 5 veya % 10 luk hipertansiyon grubunda ise altta yatan başka bir hastalık veya hastalıklar vardır. Bu hastalıklar dolaylı olarak hipertansiyona sebep olur. Bu tip hipertansiyona tıp dilinde sekonder ( ikincil ) hipertansiyon denilir(5).
Hipertansiyona yakalanma riskini arttırabilecek faktörler:
Vücudumuzda doğumdan ölüme kadar kan dolaşımı devam eder. Akciğerden gelen temizlenmiş oksijen bakımından zengin kanı hücrelere atardamarlarla pompalar. Kirlenmiş kan ise toplardamarlarla kalbe geri döner. Bu işlem kalbin kasılıp gevşemeleriyle olur. Tansiyon dediğimiz şey kanın damar duvarlarını zorlamasıdır, yani kanın yaptığı basınçtır. Kan pompalanırken ve toplanırken yaptığı basınçta farklılık gösterir. Pompalama sırasında ölçülen kan basıncı daha büyüktür ve buna büyük (sistolik) tansiyon denir. Kalp gevşerken ölçülen basınca ise küçük ya da diastolik tansiyon denir (1).
Sponsorlu Bağlantılar
Ülkemizde yetişkin her üç kişiden biri, yani yaklaşık 15 milyon kişi hipertansiyon hastası (3).Peki tansiyon neden önemli? Tansiyona kanın yaptığı basınç demiştik. Eğer tansiyonumuz artarsa kanımız daha hızlı pompalanır buda damarlarımızın zorlanması anlamına gelir. Bu zorlanma kısa zamanda etki etmez ama uzun yıllar zorlanan damarlar sertleşmeye başlar. Damar duvarı sertleşince tansiyon daha da yükselir. Damar duvarının sertleşip bozulması sonucu hücrelere pompalanan ve toplanan kanın taşınmasında aksamalar meydana gelir. Temiz kanla beslenemeyen hücrelerde görevini yerine getiremez hatta ölür. Damar sertliğinden vücudumuzun bazı yerleri daha çok etkilenir. Eğer kalbe giden damarlarımız sertleşir ve tıkanırsa “kalp krizi” denilen durum ortaya çıkar. Beyindeki damarların tıkanması sonucu “felç” oluşur. Dünyadaki ölümlerin yarısının kalp damar hastalıklarından kaynaklandığını göz önüne alırsak tansiyonun önemini daha iyi anlarız. Tansiyon insanı ölüme kadar götürebilir ama hipertansiyon hastalarının çoğunun hiçbir şikayeti yoktur. Bu yüzden tansiyona “sinsi katil” denmektedir (4).Halk arasında tansiyon veya yüksek tansiyon denilen hipetansiyon vakalarının % 90 ile % 95 inde sebep bilinmez. Ve bu tip hipertansiyona tıp dilinde esansiyel hipertansiyon veya primer ( birincil ) hipertansiyon denilir. Geri kalan % 5 veya % 10 luk hipertansiyon grubunda ise altta yatan başka bir hastalık veya hastalıklar vardır. Bu hastalıklar dolaylı olarak hipertansiyona sebep olur. Bu tip hipertansiyona tıp dilinde sekonder ( ikincil ) hipertansiyon denilir(5).
Hipertansiyona yakalanma riskini arttırabilecek faktörler:
- şişmanlık (obesite)
- aşırı alkol kullanımı
- genetik (ailede hipertansiyon hastası bulunması)
- aşırı tuz tüketimi
- yaş
- stres
- düşük mineral (potasyum,magnezyum,kalsiyum) alımı
- insülin direnci