Arama

ESO - Avrupa Güney Gözlemevi (European Southern Observatory) - Sayfa 18

Güncelleme: 3 Nisan 2016 Gösterim: 47.005 Cevap: 206
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
20 Ağustos 2012       Mesaj #171
Avatarı yok
Yasaklı
Merak Uyandırıcı Karanlık Bulutsu Daha Önce Hiç Böyle Görülmemişti

Sponsorlu Bağlantılar
eso1233a

Yıldızlararası tozdan oluşan karanlık bulutsu.

Tam da René Magritte’nin ünlü resminin üzerine yazdığı “Bu bir pipo değil” cümlesi gibi, bu da bir pipo değil. Öte yandan burada görülen, Pipo Bulutsusu olarak adlandırılan yıldızlararası tozdan oluşan uçsuz bucaksız bir karanlık bulutun resmi. Barnard 59’un bu yeni ve ayrıntılı imgesi, ESO’nun La Silla Gözlemevi’nde bulunan 2.2 metrelik MPG/ESO teleskobundaki Geniş Alan Görüntüleyicisi tarafından çekildi. Ne tesadüftür ki bu imge, ressam René Magritte’nin 45. ölüm yıldönümünde yayınlanıyor. Pipo Bulutsusu, karanlık bulutsuların başlıca örneklerinden biridir.

Gökbilimciler, önceleri uzaydaki bu bölgelerin yıldızsız olduklarını düşünüyorlardı. Sonradan, bu karanlık bulutsuların aslında arkalarındaki yıldızlardan gelen ışığı engelleyecek kadar kalın yıldızlararası toz bulutlarından meydana geldiklerini keşfettiler. Pipo Bulutsusu ise Samanyolu’nun merkezine yakın zengin yıldız bulutlarının bir arada bulunduğu Yılancı Takımyıldızı bölgesindedir.2.2 metrelik MPG/ESO Teleskobu’ndaki Geniş Alan Görüntüleyicisi’nin bu imgesinde görülen Barnard 59, Pipo Bulutsusu’nun “ağızlığını” oluşturmaktadır. [1] Bu garip ve karmaşık bulutsu Dünya’dan yaklaşık 600-700 ışık yılı mesafededir.

Bulutsuya adı, bulutsunun uzun poz süreli fotoğraflama kullanarak ilk sistematik gözlemlerini yapan ve tozlu doğasını ilk fark edenlerden biri olan Amerikalı gökbilimci Edward Emerson Barnard’dan dolayı verilmiştir. Barnard, tüm gökyüzünde toplam 370 karanlık bulutsuyu kataloglamıştı. Kendi kendini yetiştirmiş bu gökbilimci, ilk evini bile bir çok kuyrukluyıldızı keşfetmesinden ötürü verilmiş ödülle satın almıştı. 19. Yüzyıl sonları ve 20. Yüzyıl başlarında gökbilimin pek çok dalına katkıları bulunan Barnard, olağanüstü keskin bir görüşe sahip sıradışı bir gözlemciydi.

İlk bakışta, büyük ihtimalle dikkatiniz, bacaklarını bir yıldız ağına doğru uzatmış kocaman bir örümceğe benzeyen karanlık kıvrımlı bulutların bulunduğu imgenin merkezine çekilecektir. Bununla birlikte, biraz daha bakınca, pek çok ince ayrıntıyı fark etmeye başlarsınız. Karanlık bölgenin ortalarındakı puslu, dumanlı şekiller, oluşmakta olan yeni yıldızlarca aydınlatılmaktadır. Yıldız oluşumu, karanlık bulutsular gibi yoğun moleküler bulutların bulunduğu bölgelerde sıktır. Toz ve gaz, kütleçekiminin etkisiyle bir araya gelir ve yıldız oluşana kadar giderek daha fazla madde toplanır.

Öte yandan, diğer benzer bölgelere kıyasla, Barnard 59 bölgesinde -yoğun miktardaki toza rağmen- yıldız oluşumu nispeten daha azdır.Dikkatle bakarsanız resim boyunca saçılmış bir düzineden daha fazla mavi, yeşil ve kırmızı ufak çizikleri ayırt edebilirsiniz. Bunlar, Güneş etrafında dönen birkaç kilometre boyutlarındaki kaya ve metal yığınları olan asteroidlerdir. Bunların çoğunluğu, Mars ve Jüpiter yörüngeleri arasındaki asteroid kuşağında yer alır. Barnard 59 ise Dünya’ya bu küçük cisimlerden yaklaşık on milyon kat daha uzaktadır. [2]

En sonunda, gökyüzündeki nesnelerin bu zengin görüntüsünü içselleştirirken, bir de Dünya’dan bu bölgeye baktığınızda, Barnard 59 uzaklığında boyutları 6 ışık yılı civarlarında da olsa, tüm bu imgenin kolunuzu gökyüzüne uzattığınızda başparmağınızın ardına gizlenecek kadar ufak bir yer kapladığını düşünün.

Notlar:

[1] Tüm Pipo Bulutsusu, Barnard 59’a ek olarak Barnard 65, 66, 67 ve 78’den meydana gelmektedir. Açık havada çıplak gözle kolaylıkla görülebilir ve en iyi gökyüzünde daha yüksekte göründüğü güney enlemlerde ayırt edilebilir.

[2] Asteroidler pozlama süresince hareket ederler ve böylece imgedeki kısa çiziklere sebep olurlar. Bu resimdeki imgenin ayrı zamanlarda ve ayrı renklerdeki imgelerden oluşturulmasından ötürü, değişik renklerdeki çizikler de birbirlerine göre kayıktırlar.



Kaynak : ESO Basın Açıklaması / Görüntülü Bülten (15 Ağustos 2012)

Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
20 Ağustos 2012       Mesaj #172
Avatarı yok
Yasaklı
Bu Bir Pipo Değildir

Sponsorlu Bağlantılar
eso1233b

Barnard 59, Yılancı takımyıldızında karanlık bulutsu / ESO1233b.


Kaynak : MPG / ESO Teleskobu Gözlemi (15 Ağustos 2012)

Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
24 Ağustos 2012       Mesaj #173
Avatarı yok
Yasaklı
Yıldızlı Gökyüzünü Tarayan Lazer Rehber Yıldız

potw1234a

Lazer Işını (VLT)

Julien Girard tarafından çekilen bu muhteşem görüntüde, ESO’nun Çok Büyük Teleskobu’ndan (VLT) çıkan güçlü bir lazer ışını, Şili’de bulunan Atacama Çölü'nün üzerindeki gökyüzünü tarıyor. 30 dakikalık poz süresi boyunca Dünya'nın dönüşü ve buna göre ayarlandığından lazerin hareketi, ışının yelpaze gibi açılmasına neden oluyor. Aynı sebeple renklerinde küçük farklılıklar gösteren yıldızlar da eğri çizgiler halinde uzamıştır.

Lazer; 90 kilometre yukarıda, Dünya'nın atmosferindeki sodyum atomlarının parlamasını sağlayarak bir ışık noktası, yapay bir yıldız oluşturmak için kullanılıyor. Bu yapay rehber yıldızın ölçümleri, uyarlanabilir optik adıyla bilinen bir teknik olarak gökbilim gözlemlerinde atmosferin bulanıklaştırma etkisini gidermek için kullanılır. Yeterince parlak doğal yıldızlar uyarlanabilir optik olarak kullanılabilirken, gerektiğinde bir lazer rehber yıldızın da konumlandırılabilmesi, uyarlanabilir optiklerin gökyüzünün daha büyük bir kısmında yer alan hedefler için kullanılabileceği anlamına gelir.

Bu fotoğrafta, VLT’nin 8.2 metre Birim Teleskoplarının dört büyük kubbesi, arkadaki daha küçük olan VLT Tarama Teleskobu'yla birlikte görülmektedir. Julien, Şili’deki ESO VLT’de çalışan bir gökbilimcidir. Bu fotoğrafın çekildiği gece, en sağdaki Birim Teleskobu’nda gece gözlemcisiydi ve kontrol binasına dönerek gözleme başlamadan önce, sabit bir üç ayak üzerine kamerasını kurma fırsatını buldu.Teleskoplar arasında platform üzerinde yürüyen insanların oluşturdukları silik ışık izleri görülebilirken, uzun poz süresi boyunca teleskop binalarının hareketleri de bir karaltı halinde görülüyor.



Kaynak : ESO / Haftanın Görüntüsü (20 Ağustos 2012)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
10 Eylül 2012       Mesaj #174
Avatarı yok
Yasaklı
ALMA’dan Tatlı Bir Sonuç / Genç Yıldızın Etrafında Yaşamın Temel Yapıtaşları Bulundu

eso1234a

Genç Güneş benzeri bir yıldızın etrafındaki gaz Şeker molekülleri.

Atacama Büyük Milimetre/milimetre-altı Dizgesi’ni (ALMA) kullanan bir gökbilimciler ekibi genç, Güneş-benzeri bir yıldızın etrafındaki gaz içerisinde şeker molekülleri tesbit etti. Uzayda böyle bir yıldızın etrafında ilk kez şeker bulunuyor, ve bu keşifle, yıldızın etrafında gezegenlerle birlikte yaşamın temel yapıtaşlarının da doğru yerde, doğru zamanda oluşmakta olduğu gösteriliyor.

Gökbilimcilier IRAS 16293-2422 adlı kütle olarak Güneş benzeri genç bir çift yıldız sistemini çevreleyen gaz içerisinde glycolaldehyde — basit bir şeker formu [1] molekülleri buldular. Glycolaldehyde daha önce yıldızlararası uzayda bulunmuştu [2], ancak ilk kez Güneş Sistemi’ndeki Uranüs’ün Güneş’e olan uzaklığı ile karşılaştırılabilir bir ölçekte, Güneş-benzeri bir yıldıza çok yakın bir yerde bulundu. Keşfe göre yaşamın var olabilmesi için gereken bazı kimyasal bileşenler sistemdeki gezegenlerin oluştuğu sıralarda bulunuyordu. [3]

“Yeni oluşan yıldızı çevreleyen gaz ve toz diski içerisinde, kahvemize attığımız şekerden çok da farklı olmayan, basit bir şeker formu olan, glycolaldehyde bulduk,” diye açıklıyor araştırma makalesinin baş yazarı Jes Jørgensen (Niels Bohr Enstitüsü, Danimarka). “Bu molekül yaşamın temel taşlarından biri olan RNA’yı — DNA gibi — oluşturan malzemelerden bir tanesidir.” ALMA’nın yüksek hassasiyeti — çalıştığı en kısa dalgaboylarındaki teknik zorluklar altında bile — bu gözlemler için kritik bir önemdeydi, kaldı ki gözlemler gözlemevinin Bilimsel Doğrulama aşamasında, henüz hepsi kurulmayan antenlerin kısmi bir dizgesi ile gerçekleştirildi. [4]

“Bulgularımızda gerçekten heyecan verici olan şey ALMA gözlemlerinin şeker moleküllerinin sistemdeki yıldızlardan birine doğru düşmekte olduğunu göstermesiydi,” diyor ekip üyelerinden Cécile Favre (Aarhus Üniversitesi, Danimarka). “Su molekülleri bir gezegene varmak için sadece doğru yerde değil, aynı zamanda doğru yöne doğru da gitmekteydiler.”

Yeni yıldızları oluşturmak üzere çöken gaz ve toz bulutları oldukça soğuktur [5] ve çok miktarda gaz, toz parçacıkları üzerindeki buzu sağlamlaştırıp daha sonra bir araya getirerek daha karmaşık moleküllerin oluşmasını sağlar. Ancak dönen bir gaz ve toz bulutunun ortasında bir yıldız oluştuğunda, oda sıcaklığı civarındaki bulutun iç kısımlarını ısıtır, kimyasal olarak karmaşık molekülleri buharlaştırır ve oluşan gazların radyo dalgaları olarak yaydığı karakteristik radyasyon ALMA benzeri güçlü radyo teleskoplar kullanılarak görüntülenebilmektedir.

IRAS 16293-2422 yaklaşık 400 ışık-yılı uzaklıkta bulunmaktadır, Dünya’ya görece yakın, böylece genç yıldızların etrafındaki moleküllerin ve kimyasal yapıların çalışılabilmesi için gökbilimcilere göre mükemmel bir kaynak durumundadır. ALMA gibi yeni nesil teleskopların gücü kullanılarak, gökbilimciler gezegen sistemlerini oluşturan gaz ve yoz bulutları içerisindeki ince detayları çalışma fırsatına sahip oluyorlar.


“Büyük soru şu: bu moleküller yeni gezegenlerle birleşmeden önce ne kadar (ya da nasıl) karmaşık hale gelebiliyorlar? Bu bize yaşamın başka yerlerde nasıl başladığını söyleyebilir, ve ALMA gözlemleri bu gizemi çözmek için hayati konumda olacak”, diye sonlandırıyor Jes Jørgensen.Bu çalışma Astrophysical Journal Letters adlı dergide yayınlanmak üzere bir makale olarak hazırlanmıştır.

ALMA projesi Şili Cumhuriyeti ile işbirliğinde bir Avrupa, Kuzey Amerika ve Doğu Asya ortaklığıdır. ALMA Avrupa'da ESO tarafından, Kuzey Amerika'da ABD Ulusal Bilim Vakfı (NSF) ve Kanada Ulusal Araştırma Vakfı (NRC) ile Tayvan Ulusal Bilim Konseyi (NSC) işbirliği tarafından, Doğu Asya'da Tayvan'daki Sinica Akademisi (AS) işbirliği ile Japonya Ulusal Doğa Bilimleri Enstitüsü tarafından desteklenmektedir. ALMA'nın yapımı ve işletilmesi Avrupa kısmında ESO tarafından, Kuzey Amerika kısmında Üniversiteler Birliği Kuruluşu (AUI) tarafından yönetilen Ulusal Radyo Astronomi Gözlemevi (NRAO) tarafından, Doğu Asya kısmında Japonya Ulusal Gökbilim Gözlemevi (NAOJ) tarafından yürütülmektedir. Birleşik ALMA Gözlemevi (JAO), birleştirilmiş liderliği ve ALMA'nın oluşturulması, idaresi ve işletilmesinin yönetimini sağlamaktadır.

Notlar :

[1] Şeker küçük karbo-hidratlar grubu için yaygın bir adlandırmadır (karbon, hidrojen, ve oksijen içeren moleküller, özellikle sudaki gibi hidrojen:oksijen oranı 2:1 olan). Glycolaldehyde’in kimyasal formülü C2H4O2’dir. Yiyecek ve içeceklerde yaygın olarak kullanılan şeker sakkarozdur, bu da glycolaldehyde’den daha büyük bir moleküldür, ve bu bileşik seti için başka bir örnektir.

[2] Glycolaldehyde şimdiye kadar uzayda iki yerde tesbit edildi — ilki 2000 yılında Ulusal Bilim Vakfı’nın (NSF) Kitt Peak’teki (ABD) 12 metrelik teleskobu ile 2004’te NSF’nin Robert C. Byrd Green Bank Teleskobu (ABD) kullanılarak Gökada Merkezi’ndeki Sgr B2 bulutunda ve 2008’de IRAM Plateau de Bure Girişimölçeri (Fransa) kullanılarak yüksek kütleli sıcak G31.41+0.31‘nin moleküler merkezinde.

[3] Glycolaldehyde tarafından yayılan radyo dalgalarının kesin karakteristik laboratuvar dalgaboyu ölçümleri, ekibin molekülün uzaydaki tesbitleri için kritik önemdeydi. Glycolaldehyde’e ek olarak IRAS 16293-2422’nin de etilen glikol, metil format ve etanol gibi çok sayıda başka karmaşık organik molekül içerdiği bilinmektedir.

[4] Kısmi anten dizgesi ile erken bilimsel gözlemler 2011 yılında başlamıştır (ESO1137). Hem öncesinde hem de sonrasında gerçekleştirilen bir dizi Bilimsel Doğrulama gözlemleri ALMA’nın gereken kalitede verileri üretebilme kapasitesinde olduğunu göstermiştir ve elde edilen veriler dışarıdan kullanıma açılmıştır. Burada açıklanan bazı sonuçlarda bazı Bilimsel Doğrulama verileri de kullanılmıştır. ALMA’nın inşası 2013 yılında 66 yüksek-hassasiyetli antenin tamamen çalışır duruma gelmesi ile tamamlanacaktır.

[5] Genellikle mutlak sıfırın ortalama 10 derece üzerindedirler: yaklaşık -263 santigrat derece.



Kaynak : ESO Basın Açıklaması / Bilim Bülteni (29 Ağustos 2012)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
10 Eylül 2012       Mesaj #175
Avatarı yok
Yasaklı
Genç Yıldızın Etrafında Yaşamın Temel Yapıtaşları

eso1234b

glycolaldehyde molekülleri / ESO1234b.

eso1234c

Rho Ophiuchi yıldız oluşum bölgesi Kızılötesi görünümü / ESO1234c.

eso1234d

Yılancı takımyıldızında yer IRAS 16293-2422 / ESO1234d.



Kaynak : ESO / ALMA Dizgesi (29 Ağustos 2012)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
16 Eylül 2012       Mesaj #176
Avatarı yok
Yasaklı
Gizemli Bir Küme

eso1235a

Küresel Yıldız Kümesi Messier 4

ESO’nun Şili’deki La Silla Gözlemevi’nde elde edilen yeni bir görüntüde muhteşem Messier 4 küresel yıldız kümesi gösteriliyor. Bu on binlerce yaşlı yıldızlar topluluğu bize en yakın ve en çok araştırılan küresel kümelerden olup, küme üzerindeki son çalışmalar buradaki yıldızlardan birinin beklenmedik özelliklerini ortaya çıkarmıştır. Yıldızın sonsuz gençliğin gizemine sahip olduğu görülüyor.

Samanyolu gökadası bazıları Evrenin geçmişine kadar uzanan (ESO1141) 150'den fazla küresel kümeye ev sahipliği yapmaktadır. Yeryüzüne en yakın olan Messier 4 kümesi (NGC 6121 olarak da bilinir) olup Akrep takımyıldızı (The Scorpion) doğrultusunda bulunmaktadır. Bu parlak nesne dürbünle kolayca görülebilmekte olup, kırmızı parlak yıldız Antares'e yakındır, ve küçük amatör bir teleskopla bazı yıldızları görülebilir.

ESO'nun La Silla Gözlemevi'nde bulunan MPG/ESO 2.2-metrelik teleskobu üzerindeki Geniş Alan Görüntüleyicisi (WFI) ile elde edilen kümenin bu yeni görüntüsünde kümenin on binlerce yıldızı gözler önüne seriliyor ve küme Samanyolu'nun zengin arka fonuna karşı görüntüleniyor.

Gökbilimciler ayrıca kümedeki çok sayıda yıldızı özel olarak ESO'nun Çok Büyük Teleskobu ile inceledi. Yıldızlardan gelen ışığı bileşenlerine ayırarak onların kimyasal yapıları ve yaşları ortaya çıkarılabiliyor.Messier 4'teki yıldızlardan elde edilen yeni sonuçlar heyecan verici. Küresel kümedeki yıldızlar yaşlılar ve bu nedenle normalde ağır kimyasal elementlerce zengin olmamaları beklenir. [1] Bulunan şey bu, ancak son yapılan taramalarda bir yıldızın beklenenden çok daha fazla miktarda hafif element lityum içerdiği görüldü. Bu lityumun kaynağı ise gizemli. Normalde bu elementin zamanla yıldızın milyarlarca yıllık yaşamında yok olması gerekiyor, ancak binlercesi arasından bu yıldız sonsuz gençliğin gizemini çözmüş gibi görünüyor. Ya bir şekilde orjinal lityumunu korumayı başardı, ya da kendini yeni üretilmiş lityumla zenginleştirmenin bir yolunu buldu.

Bu WFI görüntüsü kümenin geniş bir görüntüsünü ve zengin çevresini göstermektedir. Ayrıca merkezi bölgenin yörüngedeki NASA / ESA Hubble Uzay Teleskobu ile alınan tamamlayıcı ve daha ayrıntılı bir görüntüsü Hubble Haftanın Görüntüsü serisinin bir parçası olarak yayınlanmıştır.

Notlar :

[1] Helyum'dan daha ağır olan çoğu kimyasal element yıldızlarda meydana gelir ve yıldızların yaşamının sonunda yıldızlar-arası ortama aktarılır. Bu zengin maddeler daha sonra gelecekteki yıldız nesillerinin yapı taşlarını oluştururlar. Sonuç olarak küresel kümelerdeki gibi elementler açısından kayda değer bir zenginleştirme öncesindeki bir ortamda meydana gelen çok yaşlı yıldızlar, daha sonra oluşmuş Güneş gibi yıldızlarla karşılaştırıldıklarında ağır elementlerce daha düşük bolluklara sahip oldukları bulunmuştur.



Kaynak : ESO Basın Açıklaması / Görüntülü Bülten (05 Eylül 2012)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
16 Eylül 2012       Mesaj #177
Avatarı yok
Yasaklı
Geniş Alan Görüntüleyicisi (WFI) İle Messier 4 Küresel Yıldız Kümesi

eso1235b

Scorpius ve takımyıldızında küresel yıldız kümesi Messier 4 / ESO1235b.

eso1235c

Küresel yıldız kümesi Messier 4 gökyüzünün Geniş görüş alanı / ESO1235c.

eso1235d

Messier 4 merkezinin NASA / ESA Hubble Uzay Teleskobu görüntüsü / ESO1235d.

eso1235e

Küresel yıldız kümesi Messier 4 ve meraklı bir yıldızın konumu / ESO1235e.



Kaynak : MPG - ESO Teleskobu / Geniş Alan Görüntüleyicisi (WFI) Gözlemi (05 Eylül 2012)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
17 Eylül 2012       Mesaj #178
Avatarı yok
Yasaklı
Gökyüzündeki Cadı Süpürgesi

eso1236a

Kalem Bulutsusu, garip şekilli büyük bir patlama kalıntısı.

Kalem Bulutsusu ESO’nun Şili’deki La Silla Gözlemevi’nden alınan yeni bir görüntü ile sergilendi. Bu ayrıcalıklı parlak gaz bulutu yaklaşık 11 000 yıl önce meydana gelen bir süpernova patlamasından geride kalan dev bir halkanın parçasıdır. Bu detaylı görüntü MPG/ESO 2.2 metre teleskobu üzerindeki Geniş Alan Görüntüleyicisi ile alınmıştır.

Sakinliği ve görünürde değişmeyen yıldızlı gökyüzünün güzelliği ile Evren sessiz bir yer olmaktan oldukça uzaktır. Yıldızlar sonu gelmeyen bir döngü halinde doğmakta ve ölmekte, ve bazen bir yıldızın ölümü uzaya yaydığı maddeler sayesinde gökyüzünde ilginç görünümlü şeylerin oluşmasına neden olabilmektedir.

ESO'nun Şili'de bulunan La Silla Gözlemevi'ndeki MPG/ESO 2.2 metre teleskobu üzerindeki Geniş Alan Görüntüleyicisi ile alınan bu yeni görüntüde zengin bir yıldızlı arka plana karşı Kalem Bulutsusu [1] yer almaktadır. NGC 2736 olarak da bilinen bu garip şekilli bulut, güney gökküresi takımyıldızlarından Vela (Yelken) takımyıldızındaki bir süpernova kalıntısının [2] küçük bir parçasıdır. Bu parlayan iplikçikler yaklaşık 11 000 yıl önce gerçekleşen şiddetli bir yıldız patlaması sırasında oluşmuştur. En parlak kısımlar kalemi anımsatmakta, ismi buradan gelmektedir, ancak şeklin tümü daha çok bir cadı süpürgesine benzemektedir.

Vela süpernova kalıntısı bir süpernova patlamasından geriye kalan genişleyen bir gaz tabakasıdır. Başlangıçta şok dalgaları saatte milyonlarca kilometre hızla hareket ediyordu, ancak uzay boyunca genişledikçe yıldızlar arasındaki gaz boyunca ilerledikçe yavaşlatıldı ve bulutsunun garip halini aldı. Kalem Bulutsusu bu dev tabakanın en parlak kısmıdır.

Bu yeni görüntü büyük, incecik ipliksi yapıları, daha küçük parlak gaz noktaları ve yayılmış gaz parçalarını göstermektedir. Bulutsunun parlak görünüşü süpernovanın şok dalgası ile sıkıştırılan yoğun gaz bölgelerinden gelmektedir. Şok dalgaları uzayda ilerledikçe yıldızlararası maddeye çarpmaktadır. İlk önce, gaz milyonlarca dereceye kadar ısıtılmakta, fakat daha sonra soğumaktadır ve halen görüntüde görüldüğü gibi sönük bir parlama ile ışıldamaktadır.Bulutsunun farklı renklerine bakarak gökbilimciler gazın sıcaklığını görütüleyebildiler. Bazı bölgeler halen çok sıcak olduğu için, emisyona görüntüde mavi renkli olarak gösterilen iyonlaşmış oksijen atomları hakimdir. Diğer daha soğuk bölgeler hidrojenden kaynaklanan ışıma nedeniyle kırmızı olarak görülmektedir.

Kalem Bulutsusu yaklaşık 0.75 ışık yılı genişliğindedir ve halen yıldızlararası ortamda saatte 650 000 kilometre hızla hareket etmektedir. Kayda değer biçimde, yeryüzünden ortalama 800 ışık yılı uzaklıkta olsa bile bu hızla hareket etmesi, bir insan yaşamı boyunca arka fondaki yıldızlara göre gökyüzündeki konumunu göreli olarak değiştirmesine olanak verecektir. 11 000 yıl sonrasında bile süpernova patlaması geceleyin gökyüzünün görünen yüzünü değiştirebilmektedir.

Notlar :

[1] NGC 2736 olarak da bilinen ve bazen Herschel'in Işını olarak adlandırılan Kalem Bulutsusu, 1835 yılında Güney Afrika'da iken İngiliz gökbilimci John Herschel tarafından keşfedilmiştir. Onu "sıradışı uzunlukta ince ve sönük bir ışık ışını" olarak tanımlamıştı.

[2] Bir süpernova şiddetli bir yıldız patlamasıdır, birbirine yakın bir çift yıldız sistemindeki büyük kütleli ya da bir beyaz cücenin patlaması ile meydana gelir. Patlamadan geriye kalan yapıya süpernova kalıntısı adı verilir. Bu çevredeki yıldızlararası ortama ses hızının üstünde yayılan maddelerden oluşur. Süpernovalar yıldızlararası ortamdaki ağır kimyasal elementlerin ana kaynaklarıdır, bunlar yeni nesil yıldızların ve gezegenlerin kimyasal olarak zengişleşmesine yol açmaktadır.



Kaynak : ESO Basın Açıklaması / Görüntülü Bülten (12 Eylül 2012)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
17 Eylül 2012       Mesaj #179
Avatarı yok
Yasaklı
Kalem Bulutsusu’nun Yeni Görüntüsü

eso1236b

Vela güney takımyıldızında Kalem Bulutsusu (Yelkenler) / ESO1236b.

eso1236c

Kalem Bulutsusu çevresindeki gökyüzünün Geniş görüş alanı / ESO1236c.



Kaynak : MPG - ESO Teleskobu / Geniş Alan Görüntüleyicisi (WFI) Gözlemi (12 Eylül 2012)
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
2 Ekim 2012       Mesaj #180
Avatarı yok
Yasaklı
Kozmik Martının Zengin Renkleri

eso1237a

Martı Bulutsusu başkanı yakın plan görünümü.

ESO’nun La Silla Gözlemevi’nden alınan bu yeni görüntüde Martı Bulutsusu olarak adlandırılan yıldız doğumevinin bir kısmı görülmektedir. Sharpless 2-292 olarak da bilinen bu gaz bulutu martının başını oluşturuyormuş gibi görünür ve kalbinde yatan çok sıcak genç yıldızlardan gelen enerjili ışınımdan dolayı parıldar. Bu ayrıntılı görüntü MPG/ESO 2.2-metre teleskobu üzerindeki Geniş Alan Görüntüleyicisi ile üretilmiştir.

Bulutsular geceleyin gökyüzündeki görsel en etkileyici cisimler arasında yer alırlar. Bunlar yeni yıldızların doğduğu toz, moleküller, hidrojen, helyum ve diğer iyonize gazlardan ibaret yıldızlararasu bulutlardır. Farklı şekil ve renklerde olmalarına rağmen bir çoğu ortak özelliklere sahiptir; ilk kez gözlendikleri zaman sıradışı ve başka şeylere benzeyen şekilleri gökbilimcilerin hayal güçlerini zorlayarak bunlara ilginç isimler vermelerine neden olmuştur. Bu olağanüstü yıldız oluşum bölgesi de Martı Bulutsusu lakabıyla nasibini almıştır.

Şili’de bulunan ESO’nun La Silla Gözlemevi’ndeki 2.2-metrelik MPG/ESO teleskobu üzerindeki Geniş Alan Görüntüleyicisi’nden gelen yeni görüntü Martı Bulutsusu’nun baş kısmını gösteriyor.[1] Bu, yalnızca IC 2177 olarak bilinen 100 ışık-yılından daha geniş bir alana uzanan kanatlarını açmış uçan bir martıya benzeyen daha büyük bir bulutsunun bir parçasıdır. Bu gaz ve toz bulutu Dünya’dan yaklaşık 3700 ışık-yılı uzaklıktadır. Kuşun tamamı en iyi geniş alan görüntülerinde ortaya çıkar.Martı Bulutsusu, Canis Major (Büyük Köpek) ve Monoceros (Tekboynuz) takımyıldızları arasındaki sınırda uzanır ve gökyüzündeki en parlak yıldız olan Sirius’a yakındır. Bulutsu, ünlü yıldızdan 400 kat daha uzaktadır.

Gaz ve toz karmaşası, martının gözü olarak nitelendirilebilen ve görüntünün ortasında yer alan genç parlak bir yıldız olan HD 53367’den [2] gelen güçlü morötesi ışınımdan dolayı gökyüzünde parıldayan martının başını oluşturur.Genç yıldızlardan gelen ışınım civardaki hidrojen gazının zengin kırmızı bir renkte parlamasına ve bir HII bölgesine dönüşmesine neden olur. [3] Sıcak mavi – beyaz yıldızlardan gelen ışınım da bulutsudaki küçük toz parçalarıyla saçılarak görüntünün bazı kısımlarıda mavi haleler oluşturur.Martı Bulutsu kompleksindeki parlak yığın ilk kez Alman-İngiliz gökbilimci Sir William Herschel tarafından ilk kez 1875’te gözlenmiş olmasına rağmen, burada gösterilen kısım neredeyse 100 yıl sonra fotografik olarak keşfedilmeyi beklemiştir.

Şans eseri bu bulutsu gökyüzünde, ESO’nun ‘VLT’nin Ne Gözleyeceğini Seç’ adlı yarışmasının (ann12060) kazananı Thor’un Başlığı Bulutsusu’na yakındır. Ayırt edici şekli ve sıradışı adıyla bu bulutsu ESO’nun Çok Büyük Teleskobu’nun gözlediği halk tarafından seçilen ilk cisimdir. Bu gözlemler 5 Ekim 2012’deki ESO’nun 50. yıl kutlamalarının bir parçası olacaktır. Gözlemler Paranal’daki VLT’den canlı yayınlanacaktır.

Notlar :

[1] Yıllar içerisinde bu cisim birçok isim almıştır — .bunlar Sh 2-292, RCW 2 ve Gum 1’dir. Sh 2-292, 1959’da yayınlanan ikinci Sharpless HII bölgesi kataloğundaki 292 numaralı cisim anlamına gelir. RCW numarası 1960’da yayınlanan Rodgers, Campbell ve Whiteoak’ın derlediği katalog anlamındadır. Bu isim Colin Gum tarafından derlenen güney yarım küredeki bulutsular kataloğunun ilk cismidir.

[2] HD 53367, Güneşimizden 20 kat daha büyük kütleli genç bir yıldızdır. Tayfında belirgin hidrojen salma çizgileri olan B türü bir yıldız olduğundan bir Be yıldızı olarak sınıflandırılmıştır. Bu yıldızın son derece basık yörüngede dolanan beş Güneş kütleli bir bileşeni vardır.

[3] HII bölgeleri artık elektronları protonlarına bağlı olmayan iyonize ( H ) hidrojenden ibaret oldukları için bu ismi almışlardır. HI terimi iyonize olmamış, nötral hidrojen için kullanılır. HII bölgelerinden gelen kırmızı parlama, proton ve elektronların yeniden birleştikleri ve bu esnada belli bir dalgaboyunda ya da renkte enerji yayınladıklarında meydana gelir. Başka iyi bilinen bir geçiş de bu güçlü kırmızı rengi verir (bu da hidrojen alfa ya da H-alfadır.)




Kaynak : ESO Basın Açıklaması / Görüntülü Bülten (26 Eylül 2012)

Benzer Konular

4 Aralık 2014 / Misafir Uzay Bilimleri
16 Eylül 2008 / virtuecat Coğrafya
27 Nisan 2009 / HipHopRocK Siyasal Bilimler
27 Nisan 2009 / HipHopRocK Siyasal Bilimler