Arama

İspanya (Reino de España) ve İspanya Tarihi

Güncelleme: 8 Mayıs 2018 Gösterim: 28.047 Cevap: 12
kompetankedi - avatarı
kompetankedi
VIP Bir Dünyalı
3 Ekim 2006       Mesaj #1
kompetankedi - avatarı
VIP Bir Dünyalı

İspanya resmi adı İSPANYA KRALLİĞİ İspanyolca ESPANA ya da REİNO DE ESPANA


Avrupa’nın güneybatı ucunda, İber Yarımadasında ülke. Kıtanın en büyük ülkelerinden biridir.
Sponsorlu Bağlantılar

Ad:  ispanya1.png.jpg
Gösterim: 1446
Boyut:  21.1 KB
Yüzölçümü 504.783 km2’dir. 47° ve 36° kuzey enlemleriyle 3° doğu ve 10° batı boylamları arasında yer alır. Kuzeyden güneye 870 km, doğudan batıya 1.050 km uzanır. Kuzeydoğuda Fransa ve Andorra, doğu ve güneydoğuda Akdeniz ve Cebelitarık, güneybatıda Câdiz Körfezi, batıda Portekiz, kuzeybatı ve kuzeyde Biskay Körfeziyle çevrilidir. Doğu kıyılarının açığındaki Balear Adaları, Batı Afrika açığındaki Kanarya Adaları ve Fas’ın kuzeyindeki Septe (Ceuta) ve Melilla kentleri de İspanya toprakları arasındadır. Geçmişte sınırları geniş bir alana yayılmış bir imparatorluk oluşturduğundan, dil ve kültür bakımından Latin Amerika ve Afrika üzerinde derin bir iz bırakmıştır. Avrupa ve Afrika arasındaki konumundan dolayı, Batı Avrupa içinde kendine özgü bir kimlik taşır. Başkenti Madrid, 1991 tahmini nüfusu 39.952.000’ dir.

Doğal Yapı Yüzey Şekilleri


İspanya’nın büyük bölümünü ortalama yüksekliği 600 m olan Meseta Central (Orta Plato) adlı geniş bir iç plato kaplar. Çepeçevre sıradağlarla kuşatılmış olan platonun kuzeyinde Çantabria Dağları, kuzeydoğu ve doğusunda tber Dağları (Sistema Iberico), güneyinde Morena Dağları, kuzeybatısında da bir dizi alçak dağ yükselir. Portekiz sınırı ile İber Dağları arasında uzanan Orta Cordillera (Cordillera Carpetovetönica) platoyu ikiye ayırır. Platonun güney kesimi yumuşak bir eğimle Portekiz’e doğru alçalır; kuzeydeki geçiş kuşağı ise engebeli bir yüzeyden oluşur. Ispanyol Anakarasının en yüksek noktası güneyde Sierra Nevada’da yer alan Mulhacen (3.478 m), ülke topraklarının en yüksek noktası ise Atlas Okyanusundaki Kanarya Adalarında yer alan Teide’dir (3.718 m).

Meseta Central’ın çevresinde beş doğal bölge uzanır. Ülkenin kuzeydoğusunda yer alan Ebro Irmağı vadisini batı ve güneybatıda İber Dağları, kuzeyde Çantabria Dağlarının uzantıları ve Pireneler, doğuda da Katalonya’daki kıyı sıradağları kuşatır. Bu vadinin doğusunda Akdeniz boyunca uzanan dağlık Katalonya bölgesi bulunur. Daha aşağıda dar bir kıyı şeridiyle gerideki dağları kapsayan Valencia bölgesi yer alır. Ülkenin güneyinde, giderek genişleyen düzlüklerle Atlas Okyanusuna açılan Guadalquivir Irmağı vadisi, Akdeniz’den Penibetico (Baetic) Dağlarıyla ayrılır. Kuzeyde Pireneler'den batıya doğru dağların çevrelediği bir dizi yöreyi kapsayan beşinci bölge uzanır.

İspanya’nın yer aldığı yarımada jeolojik balamdan dağ kıvrımlarının çevrelediği büyük bir masif özelliği taşır. Geçmişte Hersiniyen dağ oluşumu sisteminin bir parçasını oluşturan bu masifin büyük bölümü Mezozoyik (İkinci) Zamanda (y. 225-65 milyon yıl önce) ortaya çıkan parçalanmalar sonucunda deniz altında kalmış, Tersiyer (Üçüncü) Dönemde (y. 65-2,5 milyon yıl önce) eski deniz birikintileri ve yatakların masif kütleyi sıkıştırmasıyla da Meseta Central’ın çevresindeki sıradağlar oluşmuştur. Bunu izleyen eğilme ve kırılma hareketleri sonucunda yarımada bugünkü biçimini almıştır. Akdeniz’de bulunan Balear Adaları 1.500 m’yi geçmeyen sıradağlardan oluşur. Atlas Okyanusundaki Kanarya Adaları ise volkanik kökenlidir.

Ad:  Tejo Nehri.JPG
Gösterim: 1099
Boyut:  34.9 KB

Akarsular ve Toprak Dokusu


İç platonun sularının, hepsi de Atlas Okyanusuna doğru akan üç ırmak sistemi toplar. İber Dağlarından doğan Duero (Douro) ve Tajo (Tejo) ırmakları doğu batı doğrultusunda hemen hemen birbirine koşut bir çığır izleyerek Portekiz kıyılarına doğru yönelir. Guadiana Irmağı ise Portekiz sınırında güneye dönerek Câdiz Körfezine dökülür. Her üç ırmağın da çok sayıda kolu vardır. Taşıdığı su miktarı bakımından yarımadanın en büyük ırmağı olan Ebro, kuzeydeki dağlardan Akdeniz’e doğru hemen hemen düz bir çığır izler ve Pireneler ile İber Dağlarından gelen birçok kolla birleşir. Doğudan güneybatıya doğru akan Guadalquivir Irmağı Morena Dağları ve Sierra Nevada’nın sularını toplar. Ülkenin güneydoğusundaki başlıca ırmaklar Jücar ve Segura’dır.

İç plato ile çevredeki havzalarda kristalli kayaçlar ağırlıktadır. Doğu ve kuzeyde ise daha çok kireçtaşı kayaçlara rastlanır. Toprak dokusu kuzeybatıda asitli ve nemli, doğu ve güneyde kireçli, Duero Vadisi ile çoğu dağlık bölgede ise silisli bir yapı gösterir. Özellikle iç platonun yüksek kesimleriyle doğu ve güney kuşağında yaygın olan erozyon, toprak verimindeki düşüşte önemli rol oynamıştır.

İklim


Ilıman kuşakta yer alan Ispanya’da Batı Akdeniz’e özgü bir iklim hüküm sürer. Yarımada yılın büyük bölümünde Atlas Okyanusundan esen batı rüzgârlarının yanı sıra Sahra’dan gelen sıcak ve kuru hava kütlelerinin etkisi altında kalır. Yaz aylarında astropik hava kütlesini İspanya üzerinde tutan Çantabria Dağları ve Pireneler iklimi belirlemede önemli rol oynar.

İspanya’da üç iklim kuşağı ayırt edilebilir. Kuzey ve doğu kıyılarında deniz etkisine açık yumuşak ve yağışlı bir iklim görülür. Kışın 9°C olan ortalama sıcaklık yazın 18°C’ye çıkar; yıllık yağış miktarı 965 mm’dir. Kara ikliminin egemen olduğu iç platoda kış ve yaz sıcaklık ortalamaları sırasıyla 4°C ve 24°C’dir; yıllık yağış miktarı ise genelde 375 mm’nin altındadır. Yüksekliğin 3.000 m’yi geçtiği kesimlerde dağ iklimi hüküm sürer.

Kış aylarında ortalama sıcaklık 0°C’nin altına düşer; yaz aylarında ise ancak ll°C’yi bulur. Yıllık yağış miktarı 1.125 mm’yi aşar; iç platonun kuzey kesimi kışın bir bölümünde karla kaplı kalır. Kara ikliminin etkisinde olan ırmak havzalarından Ebro’da havalar daha kuru ve soğuk, Guadalquivir’de ise daha ılık ve nemli geçer. Balear Adalarının son derece yağışlı, Kanarya Adalarının da astropik bir iklimi vardır.

Bitki Örtüsü ve Hayvan Varlığı


Ülkenin kuzeyindeki yağışlı bölgelerin büyük bölümünü meşe, kestane, karaağaç, kayın ve kavak gibi ağaçların oluşturduğu yaprakdöken ormanlarla geniş çayırlar kaplar. İç platoda genelde step bitki örtüsü egemendir. Güneydeki kuru bölgelerde ise çam ve ardıç gibi herdemyeşil ormanlar bulunur. Ebro Vadisiyle ülkenin güneydoğusunda yer yer yarı çöl alanlara rastlanır. Zeytinlikler, bağlar ve turunçgil bahçeleri güney ve doğuda geniş bir alana yayılmıştır.

Afrika’yla yakın bağlar ve Pireneler’in oluşturduğu doğal engel, öteki Akdeniz ülkelerinden oldukça farklı bir hayvan varlığının oluşmasına yol açmıştır. Pireneler ile kuzeydeki dağlarda hâlâ ayı ve kurtlara rastlanmakla birlikte, büyük yabanıl hayvanlar hemen hemen tükenmiştir. Aynı sonuçla karşı karşıya olan İspanya dağ keçisi, geyik ve yaban domuzu gibi türler koruma altında tutulmaktadır. Keklik, orman tavuğu, ördek ve tavşan gibi küçük av hayvanları ülkenin her yanında bol miktarda bulunur. Yalnızca Cebelitarık’ta yaşayan Berberi şebeğinin yöreye özgü bir hayvan olduğu ya da Afrika’dan getirildiği sanılmaktadır. Geçmişte Atlas Okyanusu kıyılarında bulunan zengin balık ve kabuklu varlığı, aşırı avlanma sonucunda büyük ölçüde azalmıştır. Irmaklarda alabalık, turna, sazan ve öteki tatlı su balıkları yaşamaktadır.

Yerleşme Dokusu


Doğal yapı ve tarihsel etkenlerden kaynaklanan bölgesel ayrılıklar günümüzde de canlılığını korumaktadır. 1978’deki düzenlemeyle oluşturulan özerk bölgeler genellikle tarihsel bölgelerle çakışmaktadır. Geçmişte iç platonun büyük bölümünü kapsayan Kastilya Krallığı’nm tarihsel ve kültürel birikimini yansıtan bölgeler Leön, Eski Kastilya ve Yeni Kastilya’dır. Aynı krallığın sınırları içinde yer alan kuzeydeki Bask Ülkesi, Asturias ve Galicia, Portekiz sınırındaki Extremadura, güneydeki Murcia ve Anda- lucia tarih içinde ayrı birer bölge kimliğini kazanmıştır. Geçmişte yarımadanın doğusunu içine alan Aragon Krallığı topraklarında da dört bölge ayırt edilebilir: Navarra, Aragon, Katalonya ve Valencia.

İspanya’da özellikle kıyı bölgeleriyle iç kesim arasında çok belirgin farklılıklar vardır. Bu gelişmenin temelinde yatan en önemli etken dildir. Örneğin İspanyolca dışındaki dillerin konuşulduğu Bask Ülkesi, Katalonya ve Galicia’da bölgeci eğilimler çok güçlüdür. Öte yandan İspanyolca konuşulmasına karşın toplumsal ve kültürel farklılığın öne çıktığı Andalucia, Aragon ve Kanarya Adalarında da benzer bir eğilim görülür. Bu nedenle geleneksel bölgelerin merkezî yapıya gösterdiği direniş, günümüz İspanya’ sının en önemli siyasal sorunlarından birini oluşturmaktadır.

İspanya’nın bir sanayi ülkesi özelliğini kazandığı son 50 yıl içinde kırsal kesimlerden kentlere doğru hızlı bir göç hareketi yaşanmıştır. Bunun yarattığı toplumsal değişim çok çarpıcıdır. Geleneksel kırsal yerleşme dokusu bölgeden bölgeye büyük farklılıklar gösterir. Atlas Okyanusu ile Akdeniz’e bakan kıyı bölgelerinde egemen yerleşme dokusu tarım arazilerinin çevrelediği küçük köylerdir. Buna karşılık iç platoyla Ebro ve Guadalquivir vadilerinde kırsal nüfus genellikle büyükçe kasabalarda toplanmıştır.

Nüfusun çoğunluğu 10 binin üzerindeki kentlerde yaşar. İç platonun güneyinde bulunan orta büyüklükteki kentler tarımsal bir yapı gösterirken, Bask Ülkesi ve Katalonya’daki küçük kent ve kasabalarda sanayi ağır basar. Ülkenin en büyük kent merkezleri Madrid ve Barcelona’dır. Öteki büyük metropoller Bilbao, Valencia, Zaragoza ve Sevilla’dır.

Nüfus,Etnik,Dilsel ve Dinsel Yapı


İspanya tarih boyunca Kuzey Afrika ve Batı Avrupa’dan gelen yoğun istila hareketlerine sahne olmuştur. Toplumsal yapı üzerinde en derin iz bırakan istilalar, Roma ve Arap egemenliği dönemlerine rastlar. Avrupa etkisi genelde daha ağır bastığından, İspanyol toplumu Avrupa’nın öteki Akdeniz halklarıyla büyük bir benzerlik gösterir. Etnik kökenden gelen ayrımlar uzun yıllar süren özümleme süreci içinde geniş ölçüde silindiğinden, nüfusun büyük çoğunluğu İspanyol kimliğini kazanmıştır.

Ad:  barcelona.JPG
Gösterim: 865
Boyut:  40.8 KB
Katalan, Galicia ve Bask halklarının ayrı kimlikleri daha çok dil ve kültür özelliklerine dayanır. Gerçek anlamda etnik bir azınlık oluşturan topluluk Çingenelerdir. Çok sayıda Çingenenin genel toplumsal yapıyla bütünleşmiş olmasına karşın, geleneksel göçebe yaşamı sürdürenlerin oranı önemli bir düzeydedir. Sayıları birkaç yüz bin olarak tahmin edilen Çingenelerin en kalabalık olduğu kentler Granada, Madrid, Barcelona ve Murcia’dır.

Temelde bir Roman dili olan Modern İspanyolca (Kastilya dili) ülkenin hemen her yanında konuşulur. Bununla birlikte bazı bölgesel lehçe farklılıkları da görülür. Güney Fransa’da konuşulan Oksitan diline çok yakın olan Katalan dili özellikle Katalonya, Balear Adalan ve Valencia’da yaygındır; gelişmiş bir dil olarak zengin bir edebiyatı vardır. Kastilya dilinden büyük ölçüde etkilenmiş olan Galicia dili daha çok kırsal kesimde varlığını sürdürmektedir. Çok farklı bir yapısı olan Bask dili son yıllarda belirgin bir canlanma sürecine girmiştir. Katalan, Galicia ve Bask dilleri yeni anayasayla resmî yerel diller olarak tanınmıştır.

İspanyol halkının büyük çoğunluğu Katoliktir. 1978’de resmî statüsünü kaybeden Katolik Kilisesi gene de devletten mali yardım görmektedir. Küçük Protestan mezheplerinin dışında Yehova Şahitleri’nin sayısında hızlı bir artış gözlenmektedir. Yahudiler, Hıristiyan olmayan en büyük topluluğu oluşturur.

Demografik Özellikleri


İspanya’dan Latin Amerika’ya yönelik geleneksel göç hareketi II. Dünya Savaşı’ndan sonra dururken, 1950’lerde Batı Avrupa’ya yönelik yeni bir göç dalgası başlamıştır. 1970’lerin sonlarında kesin dönüş yapanların artmasına karşın, Batı Avrupa’da çalışan İspanyolların sayısı hâlâ 250-500 bin olarak tahmin edilmektedir. İspanya’da yaşayan Latin Amerika kökenli siyasi mültecilerin sayısı birkaç yüz bini bulur.

Yoğun iç göçler nedeniyle 1930’lardan sonra çoğu kentlerin nüfusu üç kat artmıştır. Büyük kentlerin dışında turizmin geliştiği kıyı bölgelerine ve adalara da yönelen iç göç eğilimi son yıllarda yavaşlama gösterdiği gibi yer yer tersine de dönmüştür. Bir başka göç hareketi de, Basklı olmayanların giderek Bask Ülkesi’nden ayrılmalarıdır.

Nüfus yoğunluğu (1991) km2 başına 79 kişidir. Nüfusun yaklaşık üçte ikisi kıyı bölgelerinde toplandığından nüfus dağılımı oldukça dengesizdir. Bask Ülkesi, Galicia, Katalonya, Valencia ile Balear ve Kanarya adalarında nüfus yoğunluğu Batı Avrupa’ daki düzeye yakındır. Buna karşılık Navarra ve Aragon, Batı Avrupa ölçülerine göre neredeyse terk edilmiş bir görünümdedir. Kentlerde oturanların toplam nüfus içindeki oranı (1985) yaklaşık yüzde 76’dır. Doğum oranının uzun yıllardan beri bir düşüş eğilimi içinde olması nedeniyle, doğal nüfus artış hızı çoğu gelişmekte olan ülkenin gerisindedir. Kanarya Adaları, Andalucia, Murcia ve Bask Ülkesi’nde ülke ortalamasının üzerinde olan doğum oranı, özellikle Eski ve Yeni Kastilya’da düşüktür. Ülke genelinde doğum ve ölüm oranları (1988) sırasıyla binde 10,7 ve 8,2’dir. Yaşam koşullarında düzelmeye bağlı olarak, öteki Avrupa ülkelerinde olduğu gibi, yaşlıların toplam nüfus içindeki oranı artmaktadır. Ülkeye her yıl 30 milyondan fazla turist gelmesi ve hızlı sanayileşmenin yol açtığı kirlenme giderek önemli sorunlara yol açmaktadır.

Ekonomi


Ispanya’da büyük ölçüde hizmet sektörü, hafif ve ağır sanayi ile tarıma dayanan, gelişmiş bir piyasa ekonomisi yürürlüktedir. Çeşitli müdahaleci politikalar uygulayan devletin ekonomi üzerinde önemli bir ağırlığı vardır. 1960’larda ve 1970’lerin başlarında yüksek bir büyüme hızı göstererek İtalya’ya yakın bir düzeye ulaşan Ispanya, ekonomik alanda Batı Avrupa ile bütünleşme yolunda önemli adımlar atmıştır. 1986’da Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) içinde tam üye statüsü kazanan ülke, aynı zamanda Uluslararası Para Fonu (IMF), İşbirliği ve Kalkınma Ekonomik Örgütü (OECD) ile Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması (GATT) gibi uluslararası kuruluşlara da üyedir. Hızlı sanayileşmeye karşın, yatırım ve modern donanım açığı hâlâ ciddi bir sorun oluşturmaktadır. 1989 verilerine göre gayri safi milli hasılası (GSMH) 358 milyar ABD Doları, kişi başına düşen milli gelir ise 9.150 ABD Doları’dır.

Ad:  İspanya Balıkçılık.JPG
Gösterim: 894
Boyut:  14.7 KB

Tarım,Ormancılık ve Balıkçılık


İspanya’nın Batı Avrupa’nın en büyük tarım üreticileri arasında yer almasına karşın, tarım sektörünün ekonomiye katkısı sınırlı bir düzeydedir. Tarımın gelişmesinin önündeki en büyük engeller, kentlerde oturan büyük toprak sahiplerinin elindeki geniş malikânelerin (latifundium) varlığı ve toprakların genel verimsizliği ile belirsiz iklim koşullarından kaynaklanan güçlüklerdir. Daha çok Extremadura ve Andalucia’da bulunan malikâne arazilerini dağıtma yolundaki çalışmalarda henüz önemli bir ilerleme sağlanamamıştır. Buna karşılık küçük arazileri birleştirerek işletmeye elverişli çiftliklere dönüştürme konusunda ciddi başarılar elde edilmiştir. Yağışlara bağımlılığı azaltmak için büyük sulama projeleri kurmaya özellikle 20. yüzyılda önem verilmiştir.

Gayri safi yurt içi hasılanın (GSYİH) ancak yüzde 5,3’ünün yaratıldığı tarım sektöründe toplam işgücünün yaklaşık yüzde ll’i çalışır. GSYİH içindeki payının giderek azalmasına karşın, tarımsal üretimde az da olsa mutlak bir artış gözlenmektedir. En önemli tahıllar arpa ve buğdaydır. Arpa daha çok güneydoğuda, buğday ise iç plato ile Ebro Vadisinde yetiştirilir. Devletçe desteklenen mısır ye yağlı tohum üretimi sınırlı bir düzeydedir. İç platonun bir başka temel ürünü baklagillerdir. Valencia ve Ebro Deltasında pirinç ekimi yapılır. Patates ve şeker pancarı da önemli ürünlerdendir.

Akdeniz iklimi özellikle Valencia ve Castellon’da yaygın turunçgil üretimine olanak verir. Kuzey ve kuzeybatıda elma ve şeftali, Castellon ve Alicante’de incir ve badem, Murcia’da şeftali ve kayısı üretimi öne çıkar. Malikânelerin başlıca ürünü olan zeytin genellikle yağ üretiminde kullanılır. Bağların çoğu ülkenin doğusundaki tepelik alanlarda bulunur. İspanya Avrupa’nın üçüncü büyük şarap üreticisidir; ama şaraplar genellikle düşük kalitelidir. Az miktarda yetiştirilen ticari ürünler arasında kenevir, pamuk ve tütün sayılabilir. Hayvancılığın ekonomiye katkısı önemlidir; Ispanya koyun ve keçi varlığı bakımın dan Avrupa’da ilk sıralarda yer alır. Sığır daha çok kuzeydeki nemli bölgelerde, koyun iç platoda, keçi ise güneydoğuda yetiştirilir. Extremadura’nın seyrek ağaçlıklı alanlarında domuz besiciliği de önemlidir.

Ormanlar ülke topraklarının yaklaşık üçte birini kaplar. Toprak erozyonunu önlemek amacıyla yeni ağaç dikimine de önem verilmektedir. Yıllık tomruk üretimi (1989) 17 milyon m3’ün üzerindedir. Balıkçılık başta Galicia olmak üzere kuzey ve batı kıyılarında önem taşır. İspanya’nın balıkçı filosu yaklaşık 17 bin tekneyi kapsar. En çok avlanan deniz ürünleri sardalye, hamsi, berlam, morina, orkinos, çapakbalığı ve kabuklulardır.

Madencilik ve Sanayi


İspanya Batı Avrupa’nın en büyük kömür madenciliği merkezlerinden biridir. Kömür ocaklarının çoğu kuzeybatıdaki Asturias bölgesindedir.1960’ la rın ortalarındaki köklü düzenlemeyle ekonomik olmayan ocaklar kapatılarak yatırımlar potansiyeli yüksek yataklara yöneltilmiştir. Kuzeydeki Cantabria Dağlarında demir cevheri ve çinko yatakları işletilir. Güneybatıdaki Morena Dağlarında bakır ve kurşun yatakları vardır. Petrol çıkarımı sınırlı bir düzeydedir. Öteki yeraltı zenginlikleri arasında cıva, tungsten, potas, piritler ve uranyum oksitler sayılabilir.

GSYİH içindeki toplam payı dörtte biri geçen madencilik ve imalat sanayisi sektörlerinde toplam işgücünün beşte birinden fazlası çalışır. Oldukça geç bir dönemde gelişmeye başlayan sanayi 1950’lerin ortalarından sonra büyüme hızı bakımından dünyada ilk sıralara yerleşmiştir. Seramik, kâğıt, yünlü ve pamuklu dokuma gibi ürünlere dayalı geleneksel hafif sanayiler, günümüzde de eski merkezlerde yoğunlaşmıştır. Son yıllarda yüksek teknoloji gerektiren yeni sanayi dallarına geniş çaplı yatırımlar yapılmıştır. Bu alanda en çarpıcı örnek 1960’larda dünya çapında bir rekabet gücüne ulaşan gemi yapımcılığıdır. ABD otomobil şirketlerinden Ford Motor Company ve General Motors Corporation’ın giriştiği yatırımlar İspanya’da gelişkin bir otomobil sanayisinin kurulmasına önemli katkıda bulunmuştur. Sociedad Espanola de Automo- viles de Turismo (SEAT) ile Fiat’a ait olan ortak kuruluşlarda çeşitli motorlu araçlar üretilmektedir. Öteki önemli sanayi dalları demir çelik, kimyasal madde ve plastik eşya üretimi, makine, motor ve elektrikli ev aletleri yapımıyla gıda işlemedir.

Ağır sanayi kuruluşlarının çoğu, aynı zamanda metalürji merkezleri olan Bilbao, Santander ve Oviedo çevresinde toplanmıştır. Bilbao çelik sanayisinin geçmişi ortaçağa değin iner. Madrid’de makine ve metal eşya fabrikalarının yanı sıra çeşitli hafif sanayi kuruluşları da vardır. Barselona başlıca dokuma ve plastik eşya merkezidir. Gemi, çelik ve dokuma sanayilerinde yeniden yapılanma programları yürütülmektedir. Büyük bölümü ithal petrolden elde edilen yıllık elektrik üretimi (1989) 146 milyar kW-sa düzeyindedir. Yetersiz yağışlar nedeniyle, ırmaklardan hidroelektrik enerji üretimi pek gelişmemiştir.

Finans Hizmetleri ve Ticaret


Mevduat ve ticaret bankalarındaki işlemlerin çoğu devletçe düzenlenir; bu alandaki sıkı denetim son yıllarda bir ölçüde gevşetilmiştir. Anonim kuruluşların çoğu kredi için bu bankalara başvurur. Tasarruflar genellikle hisse senetleri yerine bankalara yöneldiğinden, sınırlı sorumlu şirketler mali açıdan bankalara bağımlıdır. Yatırımlar için bir başka önemli kaynak yabancı sermayedir.

İhracat büyük ölçüde makine, ulaşım araçları, ham ve işlenmiş metal ile gıda ürünlerine dayanır. Başlıca ithalat kalemleri petrol ve petrol ürünleriyle temel yatırım mallarıdır. Ayrıca tahıl ve pamuk gibi bazı tarım ürünleri de kısmen dışarıdan karşılanır. Petrole bağımlılık nedeniyle sürekli bir eğilim gösteren dış ticaret açığı, turizm gelirleri ve yurtdışındaki işçilerin gönderdiği dövizlerle kapatılır. Dış ticarette en önemli yeri ABD, AET ve Suudi Arabistan tutar.

Ekonominin Yönetimi


Devletin ekonomideki ağırlığı çeşitli altyapı ve hizmet kuruluşlarını elinde tutmasının yanı sıra 1941’de oluşturulan Ulusal Sanayi Enstitüsü’ne (INI) dayanır. Çeşitli desteklerle ağır sanayinin gelişmesinde önemli rol oynamış olan INI’nın kömür, çelik, petrokimya ve otomobil gibi sanayi dallarında önemli yatırımları da vardır. Planlamaya dayanan korumacı politikaların geçmişi 1950’lerin sonlarına değin iner. Son yıllarda devlet müdahaleciliğini azaltma yönünde bir eğilim görülmektedir. Bu çerçevede mali sistemi liberalleştirme, faiz oranlarını serbest bırakma ve fiyat denetimini gevşetme doğrultusunda bazı adımlar atılmıştır. 1980’lerdeki ekonomik durgunluk döneminin başlangıcında enflasyon oranını düşürmeye ağırlık verilmesine karşın, son yıllarda istihdamı geliştirici politikalar öne çıkarılmıştır.

Geçmişte yasadışı sayılan ve ceza yasası uyarınca kovuşturmalara uğrayan işçi sendikaları üzerindeki baskılar 1977’de kalkmıştır. Başlıca sendika kuruluşları İspanya Komünist Partisi’yle (PCE) bağları olan İşçi Komiteleri Sendika Konfederasyonu, İspanyol Sosyalist İşçi Partisi’ne (PSOE) bağlı olan Genel İşçi Sendikası (UGT) ile İşçi Sendikaları Birliği’dir (USO). Yeni çıkarılan yasalarla işçi-işveren ilişkileri daha demokratik bir temele oturtulmuştur.

Ekonominin en zayıf noktalarından biri kamu gelirlerinin önemli bir dayanağı olan vergilerin etkili bir biçimde toplanamamasıdır. Bu durum vergi sisteminin toptan gözden geçirilmesini gerektirmiştir. Öte yandan geçmişte geniş kaynakların teşvik önlemleri aracılığıyla sanayiye kaydırılması nedeniyle ihmal edilen sosyal hizmet, sağlık ve eğitim alanlarının kamu giderleri içindeki payı, 1970’lerin sonlarından bu yana önemli ölçüde artmıştır.

Ulaşım


Ülke düzeyindeki ana ve ikincil yolların yanı sıra bölgesel ve yerel yolları da kapsayan karayolları ağının toplam uzunluğu (1988) 320 bin km’ye yaklaşır. Geniş çaplı kaplama çalışmalarıyla otoyolların yapımı 1960’ların ortalarında başlamıştır. İspanya, karayollarmdaki trafik yükünün en yoğun olduğu ülkeler arasında yer alır; trafik sıkışıklığı özellikle kıyılarda belirgindir.

Öteki Avrupa ülkelerine göre oldukça geç bir tarihte başlayan demiryolu inşası 19. yüzyılın ikinci yarısında gelişmiştir. Önceleri imtiyaz verilen özel şirketlerin işlettiği demiryolları, İç Savaş (1936-39) sırasındaki büyük yıkımın ardından, 1941’de devlete devredilmiştir. Demiryolu ağının odak noktasını Madrid oluşturur. 1964’ten sonra uygulanan modernleştirme programı çerçevesinde elektrikle işleyen trenlerin sayısı hızla artmaktadır. Madrid, Barcelona ve Seviila’ da metro hatları vardır.

Dış ticaretin büyük bölümü denizyoluyla yürütülür. İspanya’nın deniz taşımacılığı filosu 1980’de toplam tonaj bakımından dünyada 13. sırada yer alıyordu. Başlıca limanlar Bilbao, Tarragona, Barselona, Santa Cruz de Tenerife, Algeciras, Cartage- na, Gijön, Las Palmas, Valencia, Huelva, Malağa ve Coruna’dır. Genelde özerk yapılı olan limanlar arasındaki eşgüdümü merkezî bir kamu kuruluşu sağlar. Ülkenin iki büyük havayolu kuruluşu Ibe- ria ve Aviaco çoğunluk hisseleri INI’nın elinde olan anonim şirketlerdir. Havalimanlarının büyük bölümü uluslararası sefer yapan uçakların iniş ve kalkışına elverişlidir. En işlek havalimanları Madrid, Palma de Mallorca ve Barcelona’dır.

Yönetsel ve Toplumsal Koşullar Devlet Yönetimi


İspanya 1978’de kabul edilen anayasa uyarınca parlamenter sisteme dayalı meşruti bir monarşidir. Kral devletin başı ve silahlı kuvvetlerin başkomutanıdır. Yasama erki iki meclisli bir organ olan Cortes Generales'in elindedir. Bu organın ağırlıklı kanadını oluşturan Temsilciler Meclisi (Câmara Baja) üyeleri dört yılda bir doğrudan ve genel oyla seçilir. Senato’da (Câmara Alta) özerk bölgeler ve ada illeri dörder üyeyle temsil edilir; Senato seçimleri de dört yılda bir yapılır. Yasa tasarısı sunma yetkisi iki meclis, hükümet ve özerk bölge meclislerine aittir; 500 bin imza toplamak koşuluyla halk tarafından da yasa tasarısı önerilebilir. Temsilciler Meclisi’nden gelen tasarıların Senato’da en çok iki ay, olağanüstü durumlarda da 20 gün içinde görüşülmesi gerekir. Temsilciler Meclisi’nin Senato’da yapılan değişiklikleri benimsememesi durumunda, tasarı onaylanarak yürürlüğe girmek üzere krala gönderilir. Senato’nun hazırladığı tasarılar Temsilciler Meclisi’nden geçerek yasalaşır.

Yasama organına karşı sorumlu olan yürütme gücünün başında başbakan bulunur. Başbakan çoğunluk partisinin önerisi üzerine kral tarafından atanır. Yasama organı dışından da seçilebilen hükümet üyeleri yasama organının ve komitelerinin toplantılarına katılabilir. Hükümet isterse güvenoyu için yasama organına başvurabilir; güvenoyu için basit çoğunluk yeterlidir. Yasama organında verilen gensorunun mutlak çoğunlukla kabul edilmesi durumunda hükümet düşer ve gensoruda belirtilen başbakan adayı kendiliğinden bu göreve gelmiş olur. Başbakan gündemde bir gensorunun olmaması koşuluyla yasama organını dağıtarak seçimlere gidebilir.

İspanya son yıllarda yerel yönetim bakımından yeni bir sistem oluşturma sürecine girmiştir. Anayasa uyarınca “ortak tarihsel, kültürel ve ekonomik özellikler taşıyan komşu iller”e bir araya gelerek özerk bölge (comunidad autönoma) oluşturma hakkı tanınmıştır. Bunun için ilgili bölgedeki belediyelerin en az üçte ikisinin başvurması gerekir; bu belediyeler nüfusun çoğunluğunu da temsil etmelidir. Özerk bölgenin statüsü söz konusu illeri temsil eden yöneticilerle yürütülen görüşmelerin ardından merkezî hükümetçe belirlenir. Geçiş döneminde yönetim ve yasama işleri merkezî hükümetin denetiminde sürdürülür. Anayasa uyarınca resmen tanınan özerk bölgeler, ulusal çıkarlara aykırı davranmamak koşuluyla, içişlerinde kendi kendini yönetme yetkisini kazanmış olur. 1992’ye gelindiğinde özerk bölgelerin sayısı 17’ye ulaşmış bulunuyordu.

Yerel düzeyde merkezî yönetime bağlı temel birimleri oluşturan iller, bir dizi belediyeyi kapsar. Her ilde, üyeleri belediye görevlileri arasından seçilen bir il temsilciler kurulu bulunur. Belediyeler, üyeleri seçimle belirlenen belediye meclisleri tarafından yönetilir. Meclisin seçtiği belediye başkanı aynı zamanda merkezî yönetimin temsilcisidir. Madrid ve Barselona gibi büyük kentlerin, yetkileri daha geniş olan özel belediye yönetimleri vardır.

Ülke genelinde siyasal yaşâm demokratik ve çoğulcu bir yapı gösterir. Başlıca siyasal partiler ılımlı sol eğilimli İspanyol Sosyalist işçi Partisi (PSOE), merkez sağda yer alan Demokratik Merkez Birliği (UCD), İspanya Komünist Partisi (PCE) ve tutucu bir ittifak olan Demokratik Koalisyon’dur (CD). Ayrıca Bask Ülkesi, Katalonya ve Andalucia’da, güçlü destekleri olan yerel milliyetçi partiler de vardır.

Yargı sistemi bağımsızdır. Anayasayla ilgili davalara Anayasa Mahkemesi bakar. Bu mahkemenin görev alanı dışında en üst yargı organı altı daireden oluşan Yüksek Mahkeme’dir. Başkam Adli Genel Kurul’un (Consejo General del Poder Judicial) önerisi üzerine kral tarafından atanan Yüksek Mahkeme’nin altında Genel Üst Mahkeme, bölge üst mahkemeleri ve il üst mahkemeleri görev yapar. Alt derece mahkemeleri genellikle hem ceza, hem hukuk davalarına bakar. Benzer bir örgütlenme sistemini izleyen özerk bölgelerdeki yargı organları da Yüksek Mahkeme’nin denetimine bağlıdır.

Savunmayla ilgili konulardan başbakan ve Ulusal Savunma Kurulu sorumludur. Silahlı kuvvetler Savunma Bakanlığı’na bağlıdır. Bütün erkek yurttaşlar için zorunlu olan askerlik hizmeti 15-18 ay arasında değişir. İçişleri Bakanlığı’na bağlı olan kolluk kuvvetleri, askeri bir örgütlenme sistemine dayanır. Silahlı kuvvetlerin bir birimi olan Guardia Civil kıyı ve sınırların yanı sıra liman, havalimanı ve hapishaneleri korumakla görevlidir.

Sosyal Refah ve Sağlık Hizmetleri


Sosyal sigorta sistemi bütün çalışanları kapsar, çalışanların ödediği primler düşük bir düzeydedir; sosyal sigorta giderlerinin büyük bölümü işverenler ve devletçe karşılanır. Başlıca sosyal haklar arasında emekli, dul ve yetim aylığıyla işsizlik, sakatlık, hastalık ve annelik yardımları sayılabilir. Hastane ve tedavi giderlerinin bir bölümü devletçe ödenir; ilaçlar parasız ya da düşük bir ücret karşılığında verilir. Son yıllarda sağlık kuruluşlarının sayıca artması ve beslenme koşullarının düzelmesi, bulaşıcı hastalıkların çoğunun denetim altına alınmasını sağlamıştır. Devlete ait sağlık kuruluşlarının yanı sıra çeşitli özel hastaneler de hizmet verir. Hastanelerde doğum sonrası bakıma özel bir önem verilmektedir. Ortalama ömür (1985-90) kadınlarda 79,7 yıl, erkeklerde 73,6 yıldır. Bebek ölüm oranı (1988) binde 8’dir. Devletin konut yapımına sağladığı desteğe karşın, kentlerde konut açığı sorunu hâlâ önemli bir boyuttadır.

Eğitim


Okuryazarlık oranı (1983) yüzde 93 düzeyindedir. 1970’te çıkarılan özel bir yasaya dayanan eğitim sistemi okul öncesi eğitimden başlayarak çeşitli aşamaları kapsar. 6-13 yaş arası çocuklar için zorunlu ve parasız olan genel temel eğitim iki aşamaya ayrılır. Bu eğitimi başarıyla tamamlayan çocuklar bachillerato denen üç yıllık ortaöğrenim programına geçerler. Bu okullara devam etmek için gerekli koşulları taşımayan çocuklar meslek eğitimi veren birinci basamak okullara girebilir. Bachillerato diploması alan öğrencilerin üniversiteye girmeleri için bir yıllık hazırlık öğrenimi görmeleri ya da ikinci basamak meslek okulunu bitirmeleri gerekir.İspanya’da üçü özerk, dördü de özel olmak üzere çok sayıda üniversite vardır. Güzel sanatlar, uygulamalı sanatlar, el sanatları, müzik ve dil gibi alanlarda öğrenim veren okullar eğitim sisteminin bir başka bölümünü oluşturur.

Kültürel Yaşam


Ortaçağda Doğu İslam ve Batı kültürlerinin buluştuğu bir nokta olan İspanya, klasik yapıtlarla Müslüman ve Yahudi kaynakların Avrupa’ya taşınmasında bir köprü işlevini gördü. Canlı ve gelişkin diliyle Avrupa’da da güçlü bir konum kazanan Ispanyol kültürü, 16. ve 17. yüzyıllarda siyaset, edebiyat ve sanatın yanı sıra ilahiyat, felsefe, hukuk ve bilim alanlarında da tam bir altın çağ yaşadı. Ama geleneksel olarak Katolikliğin damgasını vurduğu dinsel bir bakış açısına ve karaktere dayandığından 18. yüzyılda laik ve akılcı bir çizgiye yönelen Avrupa kültüründen giderek kopmaya başladı.

Bu gelişme 19. yüzyıl boyunca geleneksel yapıyı korumak isteyen ve Avrupa’ya açılmayı savunan iki eğilimin çatışmasına yol açtı. Bu arada İspanyol kültürü Yenidünya üzerinde derin bir iz bıraktı. İspanya İç Savaşı sonrasında Franco rejiminin sanat ve kültür üzerindeki baskıcı uygulamaları, belirgin bir geriliğe ve kısırlığa neden oldu. Birçok ünlü İspanyol sanatçı ve edebiyatçı uzun yıllar sürgünde yaşamak zorunda kaldı. Yakın dönemde Avrupa’daki düşünsel akımlarla daha yakın bir ilişkiye girmekle birlikte özgün kimliğini ve ulusal anlatım biçimlerini koruyan İspanyol kültüründe, bireye değer vermeyi öne çıkaran insancıl bir yaklaşımla, belirli bir seçmeciliğe ve evrenselliğe ulaşma çabası gibi ayırt edici özellikler göze çarpar.

İspanyol mimarlık geleneğinin kökleri Burgos ve Toledo’da bulunan ve yapımcıları bilinmeyen eski gotik katedrallere değin iner. Madrid ve Barselona’da F. J. S. de Oiza, A. de la Sota ve A. Gaudı gibi çağdaş mimarların tasarımını yaptığı görkemli kamu yapıları, otel ve apartmanlar günümüz İspanyol mimarlığının çarpıcı örneklerini oluşturur. Uluslararası düzeyde ün kazanmış çağdaş İspanyol mimarları arasında Pedro Muguruza ve Felix Candela sayılabilir.

20. yüzyılın ilk yarısında geliştirdikleri kişisel üsluplarla yeni bir yaratıcılık dönemi açan üç büyük heykelci P. Gargallo, J. Gonzâles ve A. Sânchez, aynı zamanda İspanyol heykel okulunun kurucusu olarak kabul edilir. Sonraki heykelcilerden Angel Ferrant biçim denemeleriyle, Pablo Serrano ise soyut ve simgesel biçimler arasında bir bileşim kurma arayışıyla dikkati çeker. İspanyol heykelciliğinin dünya çapında en ünlü temsilcisi, metal, çimento, ahşap ve kaymaktaşı figürleriyle tanınan E. Chillida’dır. Onu M. Berrocal ve başkalarının içinde yer aldığı soyut heykelciler izlemiştir. F. Lopez ve Caulonga ise heykellerinde günlük yaşamı betimlemişlerdir.

Geçmişte El Greco, Goya, Jose’de Ribera, Zurbaran ve Diego Velâzquez gibi büyük ustalarla resim sanatına önemli katkıda bulunan Ispanya’nın 20. yüzyılda bu alanda yetiştirdiği ünlü adlar Pablo Picasso, Joan Mirö ve Salvador Dalı’dir. Ayrıca Madrid okulundan Daniel Vâzquez Diaz, Benjamm Palencia ve Manuel Mampaso’nun yanı sıra 1966’da Cuenca’da Ulusal Soyut Sanat Müzesi’nin açılmasından sonra Fernando Zobel, Rafael Canogar, Manuel Millares, Luis Feito, Jose Guinovart, Antonio Saura, Mo- desto Cuixart ve Antonio Tapies gibi birçok çağdaş ressam yetişmiştir.

İspanyol müziğinin ilk büyük temsilcileri arasında besteci A. de Cabezon ve D. Scarlatti ile ünlü şan öğretmeni M. Garcia’yı izleyen seçkin besteciler Manuel de Falla, Joaqum Turina ve Ernesto Halffter sayılabilir. Günümüzde avante-garde müzik alanında uluslararası üne kavuşmuş İspanyol bestecilerden bazıları L.de Pablo, C. Bernaola, T. Marco, A. G. Abril, M. Castillo ve R.Barce’dir.

Tanınmış İspanyol yorumcuların başında piyanist ve orkestra şefi Jose Iturbi, gitarcı Andres Segovia ve Narciso Yepes, soprano Victoria de los Angeles ve orkestra şefi Rafael Frübeck de Burgos gelir. Parlak bir geleneğe dayanan Ispanyol edebiyatı geçmişte olduğu gibi günümüzde de öteki ülke yazarları üzerinde derin bir etki yapmıştır. Bunun en tipik örneği, modern romanın öncüsü sayılan Miguel de Cervarçtes’in Don Quijote (1605-15; Don Kişot, 1933, 1985) adlı başyapıtıdır. 20. yüzyılın önde gelen İspanyol edebiyatçıları arasında romancı Ramön Perez de Ayala, Ramon Jose Sender ve Camilo Jose Cela ile şair Vicente Aleixandre, Miguel Hernân- dez, Juan Ramön Jimenez ve aynı zamanda oyun yazarı olan Federico Garcıa Lorca sayılabilir.

II. Dünya Savaşı sonrasında gerileme sürecine giren İspanyol tiyatrosu son yıllarda giderek canlanmaktadır. Çeşitli amatör ve profesyonel toplulukların yer aldığı Bağımsız Tiyatro, bu gelişmede önemli rol oynamıştır. Genellikle ortak yapımlara dayanan sinema sanayisi oldukça gelişmiştir. En tanınmış film yönetmenleri Luis Bunuel, Luis Garcıa Berlanga, Juan Antonio Bardem ve Carlos Saura’dır. San Sebastian, Barcelona ve Valladolid film şenlikleri uluslararası düzeyde ilgi görür; ayrıca her yıl Gijön’da çocuk filmi, Huesca ve Bilbao’da da belgesel ve kısa film şenlikleri düzenlenir.

İspanya’da en canlı halk geleneği fiesta denen şenliklerdir. Hemen her yörenin kendi şenliği vardır. Belirli bir dinsel anlam da taşımakla birlikte toplu bir eğlence biçimini alan bu geleneğin özellikle dış etkilere daha açık olan kıyı bölgelerinde özgün biçimiyle sürmesi şaşırtıcı bir olgudur. Boğa güreşi seyirlik bir eğlence olarak İspanyol yaşamının önemli bir öğesini oluşturur. Geleneklerin güçlü olduğu bir başka alan da konut tipleridir. Giderek ortadan kalkan el sanatları koruma altına alınmıştır.

İspanyol kültürünü ayakta tutan başlıca kurumlar arasında İspanyol Enstitüsü’ne bağlı Kraliyet Dil Akademisi (1713; bugün İspanyol Kraliyet Akademisi), San Fernando Kraliyet Güzel Sanatlar Akademisi ve Kraliyet Tarih Akademisi gibi çeşitli konularla ilgili akademiler, Bilimsel Araştırma Konseyi ve İberoamerikan İşbirliği Enstitüsü sayılabilir. Büyük kentlerde bulunan kültür merkezleri sanat ve edebiyat etkinliklerini desteklemede önemli rol oynar. Daha küçük kent ve kasabalarda da konferans, sergi, konser ve kitaplık gibi hizmetlerle benzer bir işlevi yerine getiren kuruluşlar vardır.

Ülkenin çeşitli yerlerine yayılmış olan çok sayıda müze, zengin kültür ve sanat birikimini yansıtır. Madrid’de bulunan Prado Müzesi dünya çapında ünlü bir sanat galerisi ve müzedir. San Fernando Kraliyet Güzel Sanatlar Akademisi Müzesi, Ulusal Arkeoloji Müzesi (Madrid), Katalonya Güzel Sanatlar Müzesi (Barselona), Ulusal Heykel Müzesi (Valladolid), Bilbao ve Sevilla’nın güzel sanatlarla ilgili müzeleri öteki önemli müzeleri oluşturur. El Greco’nun yapıtları sonradan müzeye dönüştürülen Toledo’daki evinde sergilenir.Madrid’deki Kara ve Deniz Kuvvetleri Müzesi ileBarcelona’daki Denizcilik Müzesi de tarihsel açıdan önem taşır.

Barcelona’daki Picasso Müzesi ile Cuenca’daki Ulusal Soyut Sanatlar Müzesi’nde de önemli yapıtlar bulunur. İspanya’ nın ünlü kütüphanelerinin başında 19. yüzyıla değin öteki Avrupa kütüphanelerine örnek oluşturan El Escorial gelir. Madrid’ deki Ulusal Kütüphane’de çok sayıda eski ve değerli koleksiyon yer alır. Tarihsel belgeler dört büyük genel arşivde saklanır. Özellikle Madrid ve Barcelona’da çeşitli orkestra, opera ve tiyatrolar vardır. Özel vakıfların yanı sıra geleneksel edebiyat ödülleri de kültürel yaşama önemli katkıda bulunur.

Basın üzerinden sansürün kaldırılmış olmasına karşın belirli yasal kısıtlamalar ve gazetelere yönelik şiddet eylemleri basın özgürlüğünün geniş biçimde kullanılmasını önlemektedir. Radyo ve televizyon yayınları resmî bir kuruluş olan Radyo Televizyon Espanola’nm (RTVE) denetimindedir. Kuruluşun başında Cortes Generales’in 12 üyesinden oluşan yönetim meclisi ile üç danışma meclisi bulunur. RTVE genel müdürü yönetim meclisinin önerisi üzerine hükümetçe atanır. Ülkede bazı özel radyo istasyonları da etkinlik gösterir.

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 3 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 8 Mayıs 2018 01:05
Miriel - avatarı
Miriel
Ziyaretçi
2 Kasım 2006       Mesaj #2
Miriel - avatarı
Ziyaretçi

İspanya (İspanyolca: Reino de España)


Avrupa'nın güneybatısında İber yarımadası'nda yeralan krallıkla yönetilen bir ülkedir.
Sponsorlu Bağlantılar

Portekiz ile birlikte İber Yarımadası'nı oluşturur. Kuzeydoğusunda Pireneler ve Andorra ile Fransa'dan ayrılır.
  • Başkenti 1591'den beri Madrid'tir.
  • 1986'dan beri Avrupa Birliği'nin üyesidir.
  • 1982'den beri NATO üyesidir.
  • Başlıca kentleri: Madrid, Barcelona, Valencia, Sevilla, Zaragoza, Malaga, Murcia
  • Başlıca ırmakları: Ebro, Turia, Jucar, Segura, Miño, Duero, Tago, Guadiana,Guadalaviar, Guadalquivir
Akdeniz'e kıyısı vardır.Bu yüzden Akdeniz ülkelerinin içindedirM.Ö.1100 yıllarında Fenikeliler, İspanya topraklarında ilk yerleşme merkezleri kurmaya başladılar. Onları Keltler ve Yunanlılar takip etti. Daha sonra Kartacalıların egemenliğine girdi. M.Ö.202 yılında Romalılar Kartacalıları İberik Yarımadasından attılar. Roma İmparatorluğu bu tarihten itibaren İspanya'da birliği sağladı ve zamanla Hıristiyanlığı buraya yerleştirdi.

M.S.5. yüzyılda İspanya, Germen kabilelerinin saldırılarına hedef oldu. Sırayla Alanlar, Suevler ve Vandalların ardından Vizigotlar İspanya'ya hakim oldu. Vizigotların hakimiyeti uzun sürdü ve Hıristiyanlığı kabul eden Vizigotlar, İspanya'ya Hıristiyanlığın yerleşmesini sağladı.

711'de Afrika'dan Gelen Müslümanlar, 8. asırdan 10. asra kadar kuzeydeki birkaç bölge dışında İspanya'ya hakim oldular ve burada Endülüs medeniyetini kurdular. İlmin merkezi olan üniversiteler açarak, İslam medeniyetini buraya yerleştirdiler. Endülüs Emeviler Devletinde İmam-ı Kurtubi,Şatibi,İbn-i Hazm,Nurettin Batruci gibi birçok alim yetişti ve buradaki üniversitelerde hocalık yaptılar.

Papa ve Krallar dahil birçok Avrupalı bu üniversitelerde ilim tahsil etmişlerdir. Bugünkü birçok müsbet ilimleri batılılar bu üniversitelerden öğrendiler. On birinci yüzyılda bu ülkenin iç karışıklıklarından faydalanan Hıristiyanlar kuzeyden başlayarak yarımadayı tekrar ele geçirmeye başladılar.1276 yılında Müslümanların elinde yalnızca güneydeki Grenada kalmıştı.1469'da Aragon ve Castilla Krallıkları tek bir krallık altında birleşerek güçlü bir devlet kurdular.

1492'de Müslümanların son kalesi Grenada Krallığı yıkıldı. Aynı yıl Kristof Kolomb İspanyol hükümdarının maddi yardımıyla Amerika'ya varan ünlü gezisine çıktı. Bu yolculuk,İspanya'nın dünyanın en büyük sömürge İmparatorluklarından birini kurmasına yol açtı.1588 yılında İspanyol Armada'nın İngiliz donanmasına yenilmesini takip eden taht ve din kavgaları sonunda İspanya zayıflayarak çökmeye başladı.1640'ta Portekiz'i,1714'te ise Avrupa'daki bazı topraklarını ve Cebelitarık'ı kaybetti. On dokuzuncu yüzyılın başlarında İspanyolların Amerika'daki bütün sömürgeleri bağımsızlıklarını kazandılar.

Birinci Dünya Savaşında İspanya tarafsız kaldı, fakat savaştan büyük ölçüde etkilendi. General Primoderivera, çıkan ayaklanmaları bastırarak ülkede diktatörlük kurdu.1930 yılında iktidardan düştü. Bir yıl sonra yapılan seçimleri Cumhuriyetcilerin kazanması sonucu Kral On sekizinci Alfanso ülkeyi terk etti.1936'da yapılan seçimlerde solcuların başarılı olması üzerine ülkede iç savaş başgösterdi.

1939'da iç savaşın sona ermesiyle Franco Devlet Başkanı oldu.İkinci Dünya Savaşına de katılmayan İspanya'da ordunun desteğiyle Franco savaştan sonra da yerini korudu.1969 yılında Franco'nun ölmesiyle yerine Don Juan Carlos geçti.1976'da Başbakan Navarro'nun istifası ile Carlos kral oldu ve Abolfo Sourez'i başbakanlığa atadı.

15 Haziran 1977'de 41 yıl sonra ilk defa genel seçimler yapıldı. Sourez'in başkanı olduğu Demokratik Merkez Birliği çoğunluğu elde etti.1981'de sağcı Albay Tejero Cortes'in meclisi basarak yaptığı darbe girişimi sonuçsuz kaldı.1982 seçimlerini ise Sosyalist Parti büyük çoğunluğu elde ederek kazandı ve 46 yıl sonra İspanya'da yeniden bir sol iktidarın doğmasını sağladı.

Coğrafya ve İklim


İspanya’nın yüzölçümü 505.988 km2dir ve Avrupa kıtasının güneybatısında bulunan [[İber Yarımadası]]'nda yer almaktadır.2004 yılı verilerine göre bu yüzölçümün %34.9'u ekili alan, %14.4'ü çayır ya da otlak ve %22.7'si de ormanlık alanlarla kaplı bulunmaktadır. İber Yarımadası ile Akdeniz'deki Balear Adaları, Afrika'nın kuzeyindeki Ceuta ve Melilla Şehirleri ve Atlantik Okyanusu'ndaki Kanarya Adaları da İspanya topraklarıdır.

İspanya, dağlık bir ülke olup ortalama yüksekliği 600 m. olan dağlarıyla bu konuda Avrupa'da İsviçre'den sonra ikinci sırada yer alır. Plato ve yüksek ovaları çevreleyen dağların batı kesimleri hariç yarımadanın beşte ikisinden fazlasını sıradağlar kuşatır.Yarımadanın belli başlı nehirleri doğudan batıya doğru bir yol izleyerek Atlantik Okyanusu'na akar. Ebro nehri, Akdeniz'e dökülür. Denizciliğe elverişli tek nehir olan Guadalquivir ise Sevilla Şehri’nden geçer.

İspanya’nın en belirgin özelliklerden biri de ülkede dört mevsimin yaşanıyor olmasıdır.Atlantik Okyanusu'na bakan kısımda kışlar serin, yazlar yumuşak geçerken yağışlar yıl boyunca devam eder, Akdeniz'e bakan kısımda ise kış daha yumuşak, yaz sıcak ve kurak olup yağış oldukça azdır. İç kısımlarda kara iklimi yaşanır, kış aylarının 0 derecenin altında geçmesine karşın yaz mevsimi çok sıcak ve kuraktır, gece ve gündüz arasındaki sıcaklık farkı 20 dereceyi bulur. 1200 m.nin üstündeki dağlık kesimlerde de kara iklimi geçerlidir. Kanarya Adaları'nda tropikal bir iklim hakimdir.

Bölgeler


İspanya 17 özerk bölgeye (comunidad autónoma, çoğul comunidades autónomas) ayrılmıştır. Bu bölgeler ise toplam 50 ile ayrılmışlardır. Ayrıca iki de özerk kent vardır (Septe ve Melilla). Özerk bölgeler aşağıda sıralanmıştır:
  • Aragona (Aragón)
  • Asturyas (Principado de Asturias)
  • Balear Adaları (Islas Baleares)
  • Bask Ülkesi (País Vasco - Euskadi)
  • Kantabria (Cantabria)
  • Kastilya-La Mancha (Castilla-La Mancha)
  • Comunidad Valenciana
  • Comunidad de Madrid
  • Endülüs (Andalucía)
  • Ekstremadura (Extremadura)
  • Galisya (Galicia)
  • Kanarya Adaları (Islas Canarias)
  • Kastilya Leon (Castilla y León)
  • Katalonya (Cataluña)
  • La Rioja
  • Navarra (Comunidad Foral de Navarra)
  • Región de Murcia

Son düzenleyen Baturalp; 10 Kasım 2016 05:18 Sebep: başlık ve sayfa düzeni
sedat sencan - avatarı
sedat sencan
VIP VIP Üye
29 Mayıs 2007       Mesaj #3
sedat sencan - avatarı
VIP VIP Üye

BOĞA GÜREŞLERİ

Ad:  boga-guresi.jpg
Gösterim: 854
Boyut:  25.8 KB

Aslında ‘boğa güreşi’ adlandırması doğru mudur?
Zira güreş deyince aklımıza, teorik olarak eşit şans ve eşit ortamda yapılan mücadele gelir. Oysa boğa güreşle rinde, boğanın hem ortam hem de şans olarak kesinlikle kazanması söz konusu değildir.Onlar,içgüdüleri daha da saldırgan ve tepkiye duyarlı olacak şekilde özel olarak yetiştirilir.

Boğa güreşçisine ‘matador’ denir.Arenada görev alan kişilerin hepsi ‘torero’ olarak adlandırılır.Kullanılan giysi ve silahlar, dünyanın çoğu dillerinde orijinal adları ile ifade edilir. Örneğin capa:pelerin,banderilla:süslü kısa mızrak,picador:atlı yardımcı gibi.

Bizler için düpedüz bir öldürme olayı,bir ispanyola göre gelenek haline gelmiş sanat gösterisidir. Boğayı tahrik etmek,yaralamak ve sonuçta öldürmek,belirli kurallarla uygulanır. Öyle ki çok eski devirlerdeki ilkel insanların kurban törenlerinin dini ayinlerini andırır. Bugün için daha çok İspanya,Portekiz ve Latin Amerika’da yapılan gösterilerde yer alır.Ama uygulamaları farklıdır.Örneğin Portekiz’de güreşçi at üzerindedir ve boğa öldürülmez.
Ancak dünyaca ünlü olan ve ençok bilineni İspanya’dakidir.

Tarihte ortaya çıkışı Avrupa’nın Akdeniz kıyısına rastlayan kıyıları ve adalarıdır. Örneğin Girit adası ve Roma İmparatorluğunda yaygındı. Ama yoğunluk kazanması İber yarım adasında oldu.Bu bölgenin bazı yerlerinde erkekler cesaret ve ustalıklarını boğalar karşısında gösterirlerdi.Belirli zamanlarda tertiplenen gösterilerde hayvanlar balta veya mızraklarla öldürülürdü.Zamanla bu gösteriler büyük şehirlerin alanlarında yoğunlaştı.
18.yüzyılda hem gösteriler hem de boğa yetiştirip eğitmek iyice ticari hale geldi.Kullanılan silahlar ve giysiler ile temel kurallar belirlendi.Matadorların giysileri çorabından şapkasına dek eski devirlere ait olup oldukça gösterişlidir.

Ekibin diğer elemanları da aynı ihtişamı sergiler.Gösteride yer alanların arenaya girişi,tribünlerin önündeki yürüyüşü resmi törenler gibidir.Boğanın arenaya çıkarılışı ile gösteriye devam edilir.Hayvanın davranış eğilimleri ilk önce banderillero denilen kişi tarafından ölçülür.Örneğin boğa tek boynuzla mı,çift boynuzla mı saldırma eğilimindedir? Bu eylem tek elle bir pelerinin boğaya doğru sallanması şeklindedir.Artık sıra matadordadır.Büyük alkışlar arasında arenaya girer.Matador genellikle sabit halde durarak pelerini saldıran hayvandan kaçırır.Bütün ustalık, boynuzlara mümkün olduğunca yakın durmaktır.

Bu hareketler boğayı iyice sinirlendirir.Şimdi sıra, atlı olan picadorlardadır.Şişler ve kısa mızraklar sistemli bir şekilde hayvana saplanır.Yaralanmış olan boğa ortalıkta dört dönmekte,boynuzlarını kullanmak istemektedir. Durumu kontrol eden matador son hareketi için planını yapar.Nihayet karşılıklı olarak durdukları an gelir.Boğa yaralı olmasına rağmen kalan gücü ile saldırır.Zaten içgüdüsü böyledir veeğitimle kuvvetlendirilmiştir.

Matadorun kıpırdamadan durup hayvanı öldürmesi önemlidir.Şimdi amaç gerçekleşmiştir.Ama törenin devamı seyircilerin tatmin derecesine göre olur.Alkış varsa matador ve ekibi arenada tur atar.Seyirciler daha çok memnun olmuşsa boğanın bir kulağını alır.
Son düzenleyen Baturalp; 10 Kasım 2016 01:45 Sebep: başlık ve sayfa düzeni
DrAm3vLH - avatarı
DrAm3vLH
Ziyaretçi
1 Haziran 2007       Mesaj #4
DrAm3vLH - avatarı
Ziyaretçi

İspanya Krallığı

Ad:  Kraliyet_Sarayı1.jpg
Gösterim: 1008
Boyut:  40.5 KB

Reino de España

Resmi dil: İspanyolca
Başkent: Madrid
En büyük kent: Madrid
Kral: I. Juan Carlos
Başbakan: José Luis Rodríguez Zapatero

Kanarya Adaları (UTC+0) Ulusal marş Marcha Real İnternet alan adı .es Uluslararası telefon kodu +34 1 Bazı özerk bölgelerde Katalanca, Baskça, ve Galisya dili de resmidir; Val d'Aran'da, Oksitan dilinin Val d'Aran lehçesi de resmi dil olarak kabul edilmiştir.

Coğrafya


İspanya (Batıdaki) Portekiz ve Birleşik Krallık'a ait olan (Güneydeki) Cebelitarık ile birlikte İber Yarımadası'nda, 36° ve 43, 5° kuzey enlemleri ve (Balear Adaları, Kanarya Adaları, Septe ve Melilla'yı saymazsak) 9° batı ve 3° doğu boylamları arasında bulunur. İspanya İber Yarımadası'nın yedide altısını kaplar. Kuzeydoğusunda PirenelerAtlantik Okyanusu'ndaki Kanarya Adaları ve Kuzey Afrika kıyılarında bulunan Septe ve Melilla eyaletleri de İspanya sınırları dahilindedir.

Fransa sınırlarındaki Llívia şehri de İspanya'ya aittir. Bununla birlikte Fas kıyılarında bulunan Chafarinas Adaları, Peñón de Vélez de la Gomera, Alhucemas, Alborán ve Columbretes Adaları ve Perejil Adası da İspanya'ya aittir. boyunca Fransa ve Andorra ile İspanya arasındaki sınır uzanır.

Bununla birlikte Akdeniz'de bulunan Balear Adaları, Septe ve Melilla şehirleri Kuzey Afrika'da bulunur ve Fas gibi Akdeniz kıyısındadırlar. İspanya’nın yüzölçümü 505.988 km karedir. İspanya, dağlık bir ülke olup ortalama yüksekliği 600 m. olan dağlarıyla yükseklik açısından Avrupa'da İsviçre'den sonra ikinci sırada yer alır.

Plato ve yüksek ovaları çevreleyen dağların batı kesimleri hariç yarımadanın beşte ikisinden fazlasını sıradağlar kuşatır.Yarımadanın belli başlı nehirleri doğudan batıya doğru bir yol izleyerek Atlantik Okyanusu'na akar. Ebro nehri, Akdeniz'e dökülür. Denizciliğe elverişli tek nehir olan Guadalquivir ise Sevilla Şehri’nden geçer.

İspanya'nın en kuzeydeki noktası Esteca de Vares, en batıda Toriñana Burnu'dur, bunların ikisi de Galisya Bölgesi'ndedir. En güneydeki noktası Tarifa'daki Punta Marroquí, en doğudaki noktası ise Creus Burnu'dur. Kuzeyden güneye doğru uzanan en geniş alan 856 km, doğudan batıya uzanan en geniş alan ise 1. 020 km'dir.

İspanya'nın en büyük (ve tek) gölü 368 hektarlık bir alana yayılan ve 55 metre derinliğinde olan Lago de Sanabria'dır.

Yüzey Şekilleri


Mallorka yat limani
İspanya'daki en yüksek dağ Kanarya Adaları'na ait olan Tenerife Adası'ndaki Pico del Teide (3718 m.)'dir. Anakaradaki en yüksek dağ Granada Eyaleti'ndeki Sierra Nevada'da bulunan Mulhacén (3482 m.) dağıdır.

İspanya'nın kuzey kıyısı sadece Gijón ve Avilés ve Ribadeo ve La Coruña'nın arasında önemli çıkıntılar gösterirken, diğer yerlerde neredeyse düz bir hat şeklinde ilerler. Ülkenin diğer kıyılarına nazaran bu kıyı şeritleri dik ve aşılması zor kıyılar olarak tanımlanabilirler.
Bunun nedeni burada bulunan dağların hemen hemen her yerde denizin içine kadar girmesidir. Bu kıyı şeridine ancak nehirlerin ağzından ve denizin kıyının iç taraflarına kadar girdiği, özellikle Galisya bölgesinde sıkça bulunan kollardan (Ríalardan) mümkündür.

İspanya'nın batısı da tamamen bu kıyı özelliklerini gösterir, ama buradaki dağlar sadece burunlarda denizin içine kadar girdiklerinden ve Ría'ların arka kısımlarında genellikle düzlük alanlar bulunduğundan kuzey kadar aşılması güç bir kıyı şeridi değildir.

Güney ve Doğu kıyılarının karakteristik özelliği ise düz haliçler ve bu haliçlerin aralarında bulunan ve tepelik alanlarla sona eren çıkıntılardır. Bu şeritler kuzey ve batı kıyılarına oranla çok daha kolay aşılabilen kıyılardır. Güney kıyısındaki en önemli körfezler batıdan doğuya doğru Cádiz, Málaga, Almería ve Cartagena Körfezleri; doğu kıyısındakiler ise Bahía Alicante ve Valencia Körfezi'dir. İspanya'nın en uzun nehirleri Duero, Tajo ve Ebro'dur.

Bölgeler


İspanya 17 özerk bölgeye (comunidad autónoma, çoğul comunidades autónomas) ayrılmıştır. Bu bölgeler ise toplam 50 ile ayrılmışlardır. Ayrıca iki de özerk kent vardır (Septe ve Melilla). Özerk bölgeler aşağıda sıralanmıştır:
  • Aragona (Aragón)
  • Asturyas (Principado de Asturias)
  • Balear Adaları (Islas Baleares)
  • Bask Ülkesi (País Vasco - Euskadi)
  • Kantabria (Cantabria)
  • Kastilya-La Mancha (Castilla-La Mancha)
  • Comunidad Valenciana
  • Comunidad de Madrid
  • Endülüs Özerk Bölgesi (Andalucía)
  • Ekstremadura (Extremadura)
  • Galisya (Galicia - Galiza)
  • Kanarya Adaları (Islas Canarias)
  • Kastilya Leon (Castilla y León)
  • Katalonya (Cataluña - Catalunya)
  • La Rioja
  • Navarra (Comunidad Foral de Navarra - Nafarroa)
  • Región de Murcia

İklimi


İspanya'da hakim olan iklim kabaca aşağıdaki iklim kuşaklarına ayrılabilir:
  • Atlantik İklim: Atlantik Okyanusu kıyısındaki bölgelerde görülür: Galisya, Asturya, Kantabria,Bask Ülkesi, Navarra. Özellikle kış aylarında yağış görülür, kış ve yaz oldukça ılıman geçer.
  • Okyanus-Kıtasal İklim: İber Yarımadası'nın ortasında görülür: Kastilya Leon, Madrid, La Rioja, Kastilya-La Mancha , Ekstremadura ve Endülüs. Kışlar oldukça soğuk geçer ve özellikle kuzeyde kar yağışları görülür, yazlar ise sıcaktır.
  • Kıtasal Akdeniz İklimi: Aragona, Katalonya, Valencia (iç kısımlarında), Murcia, Kastilya-La Mancha ve ((Endülüs]]'te görülür. Yağışlar ilkbahar ve sonbahar aylarında görülürken, yazlar sıcak, kışlar ise soğuk geçer.
  • Akdeniz İklimi: Katalonya'da, Balear Adaları'nda, Valencia'da, Murcia'da ve Endülüs'te görülür. Çoğunlukla ilkbahar ve sonbahar aylarında yağış görülür. Yağışlar kuzeyden güneye doğru gidildikçe azalan bir seyirdedir (Barselona 640 mm, Tortosa 524 mm, Valencia 454 mm, Alicante 336 mm, Almería 196 mm). Kış aylarındaki hava sıcaklıkları çok düşük olmamakla birlikte yazın sıcak bir hava hakimdir.
  • Subtropikal İklim: Kanarya Adaları'nda görülür. Neredeyse bütün yıl boyunca ılıman bir iklim hakimdir (18 °C ile 24 °C arası). Kış mevsimi yok denecek kadar hafif geçer. Santa Cruz de Tenerife'deki ortalama hava sıcaklıkları Ocak ayında 17, 9 °C, Ağustos ayında ise 25, 1 °C'dir. Kanarya Adaları'nın yağış oranı bölgeden bölgeye büyük farklılıklar göstermektedir.
  • Dağ İklimi: Pireneler'in yüksek kesimlerinde ve Kastilya dağlarının yüksek yerlerinde görülen bir iklimdir. Kışlar uzun geçer, yazlar ise kısa ve ılımandır.

Nüfus


Diller
İspanya'da ağırlıklı olarak İspanyolca,Katalanca, Galiçyaca ve Baskça konuşulur. İspanyolca İspanya'nın tek resmi dili olarak kabul edilir, diğer diller ise sadece otonom bölgelerde günlük hayatta kullanılan ana dildir.

Bununla birlikte Valencia Bölgesi'nde Katalanca 'nın bir başka lehçesi olan ValensiyacaMayorka Lehçesi konuşulur. Bunların dışında küçük gruplar tarafından konuşulan azınlık dilleri de bulunur. Bunlardan birkaç tanesi Asturyasca, Aragonca ve Aranese'dir. Bununla birlikte Melilla'da yaşayan Masiriler Tamazight dilini konuşurken, Olivenza'da (Ekstremadura) hâlâ Portekizce konuşan gruplar bulunmaktadır. konuşulurken, Balear Adaları'nda da Katalanca'nın bir başka lehçesi olan Tatil sezonu başladığında Almanya'dan, Polonya'dan ve birçok Güney Amerika ülkesinden özellikle tatil yörelerine çalışmaya gelen bir çok kişi bulunuyor. Costa Blanca ya da Costa del Sol gibi bazı turistik bölgelere yerleşmiş olan birçok Alman ve İngiliz de mevcuttur.

Yabancı dil olarak İngilizce ve Fransızca konuşulur. Genç İspanyollar yabancı dil olarak daha çok İngilizceyi öğrenirken, yaşı büyük olan İspanyollar daha ziyade Fransızca bilmektedirler.
Katalonya'daki okullarda ve üniversitelerde çoğunlukla Katalanca öğretilmektedir, derslerde ve sınavlarda ise İspanyolcayı kullanmak zorundadırlar.

Dinler ve Dünya Görüşleri


Nüfusun %92'si resmi olarak Katolik'tir. Ama 2002 yılında Centro de Investigaciones Sociológicas kurumunun yaptığı bir anket sonucunda ankete katılanların sadece %80'i Katolik olduğunu söylemiştir. %12'lik kesimin ise herhangi bir dine mensup olmadığı ortaya çıkmıştır. Katolik Kilisesi Papalıkla yapılan bir anlaşmadan dolayı İspanya Hükümeti tarafından desteklenen bir kilisedir. İspanya'da Katolik Kilisesi inananlardan toplanan yardımlar sonucu ayakta kalmadığından, resmi olarak yardım toplamasına da gerek yoktur. Hıristiyanların en çok ziyaret ettiği kutsal yerlerden biri olan Santiago de Compostela da İspanya'da bulunmaktadır.
Araştırmalar sonucu İspanya'nın ikinci en büyük dininin %12'lik oranla Ateizm olduğu görülmektedir.

Nüfusun %0, 5'ini Müslümanlar, %0, 3'ünü de Protestanlar oluşturur. Yahudiler ve diğer dinlerin mensupları ise nüfusun %7, 2'sini oluşturmaktadırlar.

Büyük Şehirler


Nüfusu 100.000'in üzerine olan şehirler (1 Ocak 2005 verilerine göre)
  • İspanya'daki Şehirlerin Listesi
  • 1.Madrid – 3.155.359
  • 2.Barselona – 1.593.075
  • 3.Valensiya – 796.549
  • 4.Sevilla – 704.154
  • 5.Zaragoza – 647.373
  • 6.Málaga – 558.287
  • 7.Murcia – 409.810
  • 8.Las Palmas de Gran Canaria – 378.628
  • 9.Palma de Mallorca – 375.773
  • 10.Bilbao (bask. Bilbo) – 353.173
  • 11.Valladolid – 321.713
  • 12.Córdoba – 319.692
  • 13.Alicante – 319.380
  • 14.Vigo – 293.725
  • 15.Gijón – 273.931
  • 16.Hospitalet de Llobregat – 252.884
  • 17.La Coruña – 243.349
  • 18.Granada – 236.982
  • 19.Vitoria-Gasteiz – 226.490
  • 20.Santa Cruz de Tenerife – 221.567
  • 21.Badalona – 218.553
  • 22.Elche – 215.137
  • 23.Oviedo – 212.174
  • 24.Móstoles – 204.463
  • 25.Cartagena (España) – 203.945
  • 26.Alcalá de Henares – 197.804
  • 27.Sabadell – 196.971
  • 28.Jerez de la Frontera – 196.275
  • 29.Fuenlabrada – 195.131
  • 30.Terrassa – 194.947
  • 31.Pamplona – 193.328
  • 32.Santander – 183.955
  • 33.San Sebastian (bask. Donostia) – 182.930
  • 34.Almería – 181.702
  • 35.Leganés – 181.248
  • 36.Burgos – 172.421
  • 37.Castellón de la Plana – 167.455
  • 38.Alcorcón – 162.524
  • 39.Salamanca – 160.331
  • 40.Albacete – 159.518
  • 41.Getafe – 157.397
  • 42.Huelva – 145.150
  • 43.Logroño – 144.935
  • 44.Badajoz – 143.019
  • 45.San Cristóbal de La Laguna – 141.627
  • 46.León – 136.414
  • 47.Cádiz – 131.813
  • 48.Tarragona – 128.152
  • 49.Lleida – 124.709
  • 50.Marbella – 124.333
  • 51.Santa Coloma de Gramenet – 118.129
  • 52.Mataró – 116.698
  • 53.Jaén – 116.540
  • 54.Dos Hermanas – 112.273
  • 55.Algeciras – 111.283
  • 56.Torrejón de Ardoz – 109.483
  • 57.Ourense – 108.358
  • 58.Alcobendas – 103.149

Tarih


M.Ö.1100 yıllarında Fenikeliler, İspanya topraklarında ilk yerleşim merkezlerini kurmaya başladılar. Onları Keltler ve Yunanlar takip etti. İspanya daha sonra Kartacalıların egemenliğine girdi. M.Ö.202 yılında Romalılar Kartacalıları İberik Yarımadasından attılar. Roma İmparatorluğu bu tarihten itibaren İspanya'da birliği sağladı ve zamanla Hıristiyanlığı burada kabul ettirdi.
M.S.5. yüzyılda İspanya, Germen kabilelerinin saldırılarına hedef oldu. Sırayla Alanlar, Suevler ve Vandalların ardından Vizigotlar İspanya'ya hakim oldu. Vizigotların hakimiyeti uzun sürdü ve Hıristiyanlığı kabul eden Vizigotlar, İspanya'da Hıristiyanlığın yayılmasını sağladı.

711'de Afrika'dan gelen Müslümanlar, 8. asırdan 10. asra kadar kuzeydeki birkaç bölge dışında İspanya'ya hakim oldular ve burada Endülüs medeniyetini kurdular. İlmin merkezi olan üniversiteler açarak, burada İslam medeniyetini yaydılar. Endülüs Emeviler Devleti'nde İmam-ı Kurtubi, Şatibi, İbn-i Hazm, Nurettin Batruci gibi birçok alim yetişti ve buradaki üniversitelerde ders verdiler.

Papa ve Krallar dahil birçok Avrupalı bu üniversitelerde ilim tahsil etmişlerdir. Bugünkü birçok müsbet ilimleri batılılar bu üniversitelerden öğrendiler. On birinci yüzyılda bu ülkenin iç karışıklıklarından faydalanan Hıristiyanlar kuzeyden başlayarak yarımadayı tekrar ele geçirmeye başladılar.1276 yılında Müslümanların elinde yalnızca güneydeki Granada kalmıştı.1469'da Aragon ve Castilla Krallıkları tek bir krallık altında birleşerek güçlü bir devlet kurdular.

1492'de Müslümanların son kalesi Granada Krallığı yıkıldı. Aynı yıl Kristof Kolomb1588 yılında İspanyol Armada'nın İngiliz donanmasına yenilmesini takip eden taht ve din kavgaları sonunda İspanya zayıflayarak çökmeye başladı.1640'ta Portekiz'i,1714'te ise Avrupa'daki bazı topraklarını ve Cebelitarık'ı kaybetti. On dokuzuncu yüzyılın başlarında İspanyolların Amerika'daki bütün sömürgeleri bağımsızlıklarını kazandılar. İspanyol hükümdarının maddi desteğiyle Amerika'yı keşfettiği ünlü gezisine çıktı. Bu yolculuk,İspanya'nın dünyanın en büyük sömürge İmparatorluklarından birini kurmasına yol açtı.

Birinci Dünya Savaşı'nda İspanya ittifak devlet kaldı, fakat savaştan büyük ölçüde etkilendi. Fransa İspanya'nın bazı topraklarına saldırıp işgal etti. General Primoderivera, çıkan ayaklanmaları bastırarak ülkede diktatörlük kurdu.19301936'da yapılan seçimlerde solcuların başarılı olması üzerine ülkede iç savaş başgösterdi. yılında iktidardan düştü. Bir yıl sonra yapılan seçimleri Cumhuriyetcilerin kazanması sonucu Kral On sekizinci Alfonso ülkeyi terk etti.
1939'da iç savaşın sona ermesiyle Franco Devlet Başkanı oldu.İkinci Dünya Savaşı'na da katılmayan İspanya'da ordunun desteğiyle Franco savaştan sonra da yerini korudu.1975 yılında Franco'nun ölmesiyle yerine I. Juan Carlos geçti.1976'da Başbakan Navarro'nun istifası ile Carlos kral oldu ve Abolfo Sourez'i başbakanlığa atadı.

15 Haziran 1977'de 41 yıl sonra ilk defa genel seçimler yapıldı. Sourez'in başkanı olduğu Demokratik Merkez Birliği çoğunluğu elde etti.1981'de sağcı Albay Tejero Cortes'in meclisi basarak yaptığı darbe girişimi sonuçsuz kaldı.1982 seçimlerini ise Sosyalist Parti seçimi büyük çoğunluğu elde ederek kazandı ve 46 yıl sonra İspanya'da yeniden bir sol iktidarın doğmasını sağladı.

Son düzenleyen Baturalp; 10 Kasım 2016 05:07 Sebep: başlık ve sayfa düzeni
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
16 Ekim 2008       Mesaj #5
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın

İspanyol Kralları



FELIPE II (1527-1598). II. Felipe, İspanya kralı da olan Kutsal Roma-Germen İmpara­toru Şarlken (V. Kari) ile Portekiz Kraliçesi Isabella'nın oğludur. 1555'te babası Hollan­da'nın yönetimini ona verdi. 1556'da Şarlken kendi isteğiyle tahttan çekilince imparatorluk oğlu Fernando'ya kaldı. Felipe ise İspanya, İspanyol Amerikası, İtalya'nın bir bölümü ve Hollanda'nın yönetimini üstlendi. Felipe'nin krallığı Fransa için bir tehlike oluşturuyordu. İngiltere ise, Felipe'nin Kraliçe Mary ile evliliği dolayısıyla o sırada İspanya'nın dos­tuydu. Ne var ki, İngiliz tahtına I. Elizabeth' in geçmesiyle durum değişti. İngiltere ve Hollanda'nın Protestanlık'ı kabul etmesi, ko­yu bir Katolik olan Felipe'nin kaygılanmasına yol açtı. Kendisini Protestanlar'ı cezalandır­mak üzere Tanrı'nın seçtiği bir kimse olarak görüyordu.

Krallığının ilk yıllarında barışçı bir siyaset izleyen Felipe'nin Hollanda'da çıkan ayaklanmayı şiddet yoluyla bastırma çabası sonuç vermedi. Bu sırada İngilizler de İspanyol gemilerine saldırıyor ve Hollanda'ya destek oluyordu.Felipe, Avrupa'da Katolik inancının korun­ması için İngiltere ve Fransa'nın hedef alın­ması gerektiğine inanıyordu. Bu nedenle Fransa'daki aşırı Katolik gruplara para ve asker yardımı yaptı. Onları Huguenotlar ola­rak bilinen Protestanlar'a karşı kışkırttı.1588'de İngiltere'yi istila etmek amacıyla donattığı İspanyol Armadası büyük bir yenil­giye uğradı .Felipe sade bir yaşam süren, dinine çok bağlı bir kraldı. Herkesten kuşku duyar, kimseye güvenmezdi. Okumaya ve sanata düşkündü. İspanyol edebiyatının gelişmesi onun döneminde başladı. Öİdüğünde İspanya Krallığı hâlâ gücünü koruyordu.

MsxLabs & TemelBritannica
Son düzenleyen Baturalp; 10 Kasım 2016 00:48
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
17 Ekim 2008       Mesaj #6
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın

FERNANDO (1452 1516) VE ISABELLA (1451-1504)

, 1479 yılında Aragon ve Kastilya kral ve kraliçesi olarak tahta çıktılar. İspan­ya'nın birliğini sağlayarak güçlü bir impara­torluğun temellerini attılar.
Çok sayıda krallığa bölünmüş olan İspanya' da 1400'lere gelindiğinde en önemli üç krallık Aragon. Kastilya ve Granada'ydı. 1469'da,Aragon Kralı Fernando ile Kastilya Kraliçesi Isabella evlenince bu iki krallık birleşti ve tek krallığa doğru önemli bir adım atılmış oldu.

Kral Fernando ile Kraliçe Isabella yıllardır krallara boyun eğmeyen ve başına buyruk davranan soyluları denetim altına almayı ba­şardılar. Birçok savaşta onları yenerek kalele­rini yerle bir ettiler. Soyluları denetimleri altında tutmaya kararlı oldukları için onları yöneticilik görevlerinden uzaklaştırdılar; yer­lerine ücretli devlet memurları getirdiler.Fernando, İspanya'nın Magripliler'de ka­lan son bölgesi olan Granada Krallığı'na bir sefer düzenledi. 1492'de Granada teslim oldu .

Fernando ve Isabella Katoliklik dışındaki bütün dinleri yasakladılar. 1492'de Yahudi­ler, Hıristiyan olmak ya da İspanya'yı terk etmek gibi bir durumla karşı karşıya bırakıldı­lar. Çoğu İspanya'dan ayrılmayı seçti. Birkaç yıl sonra da Müslüman Magripliler Hıristiyan olmaya zorlandılar.

Ne var ki, onların ülkeden ayrılma olanak­ları yoktu. 1493'te papa, Aragon ve Kastilya' da İspanyol Engizisyonu'nun kurulmasına izin verdi. Bu, Katolik Kilisesi'nin öğretisini kabul etmeyen kişileri ölüm ya da işkence cezasına çarptıran bir mahkemeydi. Önceleri Müslüman ya da Yahudi iken, din değiştirmeye karşı çıkanlara bu mahkemelerde en ağır cezalar verildi. Ülke­den sürülme ve baskı uygulamaları çok geç­meden İspanya'nın güçsüz düşmesine neden oldu. Çünkü gerek Müslüman Magripliler. gerek Yahudiler becerikli ve çalışkan insan­lardı.

İspanya, Fernando ve Isabella'nın yönetim­leri sırasında, Yenidünya'da büyük bir impa­ratorluk kurma yolunda önemli adımlar attı. 1492'de Amerika kıtasını keşfeden Kristof Kolomb, bu yolculuğa Fernando ve Isabella' mn desteği ile çıkmıştı. Böylece İspanya, Yenidünya'da toprak edinen ilk ülke oldu .

MsxLabs & Temel Britannıca
Son düzenleyen Baturalp; 10 Kasım 2016 00:49 Sebep: başlık ve sayfa düzeni
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
Keten Prenses - avatarı
Keten Prenses
Kayıtlı Üye
20 Aralık 2008       Mesaj #7
Keten Prenses - avatarı
Kayıtlı Üye

İspanya Yemek Kültürü

Ad:  İspanya Yemekleri.JPG
Gösterim: 8012
Boyut:  47.7 KB

İspanya Yemekleri Akdeniz Mutfağının bütün özelliklerini taşımaktadır. İspanya Yemek Kültürü ‘nü oluşturan tüm özellikler İspanya Yemeklerinde bulunabilir.

Günümüz İspanyol mutfağı, ülkenin coğrafi konumu, zengin tarihi ve çağlar boyunca yaşadığı savaşlar, keşifler, göçler sonucunda oluşmuş zengin bir yemek kültürünü yansıtmaktadır.Tarihte İspanya zengin madenleri ve verimli toprakları nedeniyle çeşitli istilalara uğramıştır. Önce Fenikeliler ve Yunanlılar gelmiş, daha sonra da Romalılar istila etmiştir. Daha sonra Afrika’nın kuzeyinden gelen Araplar kendi yemek adetlerini, pişirme tekniklerini de getirmişler; zengin İspanyol kültürüne İslam dini ve sanatıyla birlikte Orta Doğu yemek kültürünü de katmışlardır.

Orta çağdan sonra Osmanlı etkisine giren Akdeniz’de tutunamayan İspanyollar, denizcilikteki üstünlükleri sayesinde Cebelitarık’ı geçerek okyanusa açılmışlar, Amerika kıtasının özellikle orta ve güneyini istila etmişlerdir. Bu süreçte, o tarihe kadar Avrupa’da bilinmeyen domates, mısır, patates, kırmızı biber, kabak, çeşitli fasulye türleri, vanilya ve çikolata gibi ürünleri getirerek Avrupa’ya tanıtmışlardır. Böylece İspanyolların yeni dünya arayışları hem Avrupa ürün yelpazesini geliştirmiş, hem de İspanyol yemek kültürünün Orta Amerika ülkelerine taşınmasına neden olmuştur.

Yemek yeme adetleri


İspanyol yaşam tarzı içinde oluşan İspanyol yemek kültürü, Akdeniz tarzı beslenmeyi en iyi yansıtacak şekilde, sık aralıklarla ancak azar azar yemeğe dayanmaktadır.
İspanyollar sabahın erken saatlerinde yaptıkları hafif bir kahvaltıyla güne başlarlar. Daha sonra saat 11 de ikinci bir kahvaltı, saat 13 de tapas denen küçük meze ve kanepeler, saat 2-3 arasında öğle yemeği, akşamüstü çay ve bisküvi. daha sonra tekrar tapas ve de geç saatlerde bol sohbetli uzun akşam yemekleri...

İspanya’nın Akdeniz iklimi olan yörelerinde narenciye, incir, üzüm ve zeytin bol miktarda yetiştirilir. Daha iç kısımlarda buğday, sulak arazilerde pirinç ve de kıyılarda çeşitli deniz ürünleri ve balık vardır. Bu ürünler toplumun yemek adetlerini biçimlendirir.

İspanya alan olarak büyük bir ülkedir. Bu sebeple hazırlanan yemekler o bölgenin ürünlerine göre farklılaşır. Ama yemek adetleri genellikle ülkenin her yerinde aynıdır.

Kuzey Batıda yer alan Galiçya bölgesinde et ve balıkla yapılan küçük börekler; Asturias bölgesinde fabada adı verilen meşhur fasulye yemekleri,; Basque bölgesinde balık çorbası ve çeşitli balık yemekleri; Katalan yöresinde meyvelerle birlikte hazırlanan balık ve et yemekleri İspanyol mutfağını zenginleştiren farklı lezzet ve renkleri yansıtmaktadır.

İspanyol mutfağı dendiğinde aklımıza önce Paella gelmektedir. Valensiya yöresinin bu çok meşhur yemeği neredeyse İspanyol mutfağına damgasını vurmuştur. Paella; tavuk eti, balıklar ve deniz ürünleri ile pişirilen son derece lezzetli bir pilav yemeğidir. Paella, tarih içinde İspanya’yı işgal etmiş olan Romalılar ve Arapların yemek kültürünü birleştiren bir yemek olarak tanımlanır.

Gazpacho, geleneksel çorba


İspanyol mutfağında sık sık tüketilen ve bir tür soğuk çorba olan gazpacho, özellikle Andaluciada yaygındır.
"Islatılmış ekmek" anlamındaki Arapça bir sözcükten türetilen adı, aynı zamanda da tarih boyunca Araplarla olan etkileşimin bir göstergesidir.

En sık yapılan gazpacho yemeği domates, sirke, sarmısak, zeytinyağı, ekmek içi, soğan, salatalık ile yeşil biberin pişirilmemiş ve ekmek kırıntılarıyla koyulaştırılmış karışımından oluşur. Yağda kızartılmış ekmek parçaları, doğranmış sebze ve katı yumurta ile birlikte servis edilir. Andalucia'daki Malaga ilinde yapılan ve oldukça özgün bir tadı olan gazpachonun temel malzemesi ise bademdir, ayrıca içine üzüm de konur.

Andalucia (Endülüs) spesiyaliteleri


İspanya'nın en kalabalık yöresi olan Andalucia'nın değişik kesimlerinin kendine özgü spesiyaliteleri vardır. Örneğin kıyılar boyunca deniz ürünleri çeşitleri, Sevillada paella, Cordobada nefis aromalı gaspacho bunların en bilinenleridir. Andalucianın hemen her bölgesinde ise klasik İspanyol içkisi sherrynin yanında öğlenleri sandöviç olarak, akşamları ise ördövr olarak sıcaklı soğuklu, irili ufaklı "tapas"lar sunulur. Andalucia'nın güneyinde yer alan Jerez de la Frontcra bölgesi sherrynin anavatanıdır.Tüm dünyada severek tüketilen sherrynin dört çeşidi vardır. Açık renkli ve sek olanı Fino, koyu ve daha ağdalı olanı Amontilado, hafif tatlı koyu sarı olanı Oloroso, koyu ve tatlı olanı ise Cream..

Andalucia mutfağının özellikleri


İspanyanın güney bölgesini oluşturan Andalucia (Endülüs), uzun yıllar Arap işgalinde kalmasından dolayı, İspanyol mutfağına özgün lezzetler kazandırmış.

Kuzey Afrika ülkelerinin mutfaklarından da çok etkilenen Andalucia mutfağı, bu etkiden dolayı karbonhidrat ağırlıklı besinlerden oluşurken, aynı zamanda da hem Atlas Okyanusuna hem de Akdenize olan kıyıları sayesinde, deniz ürünleri mutfaklarında büyük yer tutar. Buğday, üzüm ve zeytin geleneksel tarım ürünlerini oluşturur. Zeytinyağında yapılan kızartmalar; Andalucia mutfağının tüm dünyada Cocina de los fritos "Kızartma yemekler mutfağı" olarak tanınmasını sağlar. Akdeniz tipi beslenmenin ana malzemelerini oluşturan yumurta, domates, sarmısak, soğan, zeytin ve biber bu mutfakta da bol bol yer alır.

Özgün lezzet: Tapas


İspanyol yemek adetlerini zenginleştiren, günün belirli saatlerinde atıştırılan Tapa adlı mezeler ve kanepelerdir. Bunlar ‘tasca’ adı verilen küçük bar/restoranlarda sunulur. Bir bardak şarap veya bira eşliğinde küçük tabaklar içinde küçük porsiyonlarla sunulan tapalar çoğunlukla peynirli, etli, yumurtalı sebzeli yemeklerden yapılır. İspanyollar mahalledeki tascalarda dostlarıyla buluşur ve bu lezzetli ürünlerin yiyip sohbet ederler.

Tapas, Andalucianın çerez ve antre olarak servis edilen özgün lezzetidir.


Aperitif saatlerinde, özellikle akşamları barlarda ve lüks lokantalarda içkiyle birlikte yenmesi adettir. Adı "tepa", yani "kapak"tan gelir. Çünkü eskiden İspanyollar sherrye sinek kaçmaması için bardakların üzerlerini "tapas" adını verdikleri ekmek dilimleriyle kapatırlar, alkolü boş mideye içmemek için de bu tapasları yerlermiş. Bu adet zaman içinde bir kültüre dönüşmüş ve tapasların yüzlerce çeşidi oluşmuş.

Günümüzde mini öğün olarak turistlere sunulan tapaslar, çeşitlerine bağlı olarak kimi zaman akşam yemeği yerine de geçer. Ve kırmızı biberle tatlandırılmış jambon kübleri, fasulye piyazı, omlet, sosta pişmiş deniz ürünleri, böbrek sote, kızarmış karides, siyah zeytin, ton balığı, karnabahar salatası, kalamar, biber dolması, acılı salyangoz, mantarlı tavuk gibi yiyeceklerle servis edilir. Bu yiyecekler küçük toprak kaplarda sunulur ve elden ele geçirilerek elle veya kürdanla alınıp tapas eşliğinde yenir. Bu mönüye çoğu zaman da şarap eşlik eder.

Akdeniz mutfağının simgesi olan Zetinyağı İspanya’da da hemen hemen her yemekte ve salatada kullanılır. Bal ,badem, yumurta sarısı gibi ürünlerle hazırlanan İspanyol tatlıları uzun yıllar bu yörelerde yaşamış olan Arap yemek kültürünün etkilerini yansıtır.

Son derece renkli ve çeşitli lezzetleri barındıran İspanyol mutfağı gerçekten denemeye değer. Fırsatını bulanlara afiyet olsun....
Son düzenleyen Safi; 31 Mart 2017 22:20
Quo vadis?
Gece Prensesi - avatarı
Gece Prensesi
Ziyaretçi
8 Mayıs 2011       Mesaj #8
Gece Prensesi - avatarı
Ziyaretçi

İspanyol tarzı giyim kuşam


İspanyollar renkli, fırfırlı ve rahat bir tarza sahip. Hazır İspanyol paça da moda olmak üzereyken, ülkenin giyim kuşam kültürüne göz atmakta fayda var

İspanya hakkında bilgi verir misiniz?
İspanyollar giyim konusunda çok hassaslar. İnsanın görünüşünü, sosyal başarısının bir göstergesi olarak kabul ediyorlar. Bu yüzden de günlük hayatta iyi tasarımı olan, sade kıyafetleri tercih ediyorlar. İspanya ve giyim kuşam dendiğinde bizim aklımıza ilk gelense İspanyol paça pantolonlar. Tabii bir İspanyol için 'İspanyol paça' sözü pek bir şey ifade etmiyor. Ama nedense biz bu paçalara İspanyol demekte ısrar ediyoruz.

2008 yaz modasında D&G, Prada, Chanel gibi markaların, pantolon koleksiyonlarında İspanyol paça ve yüksek bel pantolonlara yer verdiğini de hemen hatırlatalım. Bir bakıma 70'lerin modası geri dönüyor. Ayrıca bu yaz en çok göze çarpan retro akımlarından biri de 'espadrille' ayakkabılar. İspanya'dan dünyaya yayılan espadrilleri genelde düztaban üzerine renkli kumaşlarla tanıdık. Sıcak havalarda ayakları serin tuttuğu gibi hemen her kıyafeti tamamlayacak bir havası var. Hem şık hem çok rahat hem de birçok mağazada, farklı modellerini bulmak mümkün.

Biraz da flamenko kıyafetlerinden bahsedelim. Bu kıyafetleri İstanbul'da bulmak neredeyse imkânsız. Flamenko dansçıları da kıyafet modellerini İspanya'dan getirtip buradaki terzilere diktiriyorlar. Eğer siz de bu kıyafetlerden edinmek istiyorsanız isimlerini bilmenizde fayda var.
Son düzenleyen Baturalp; 10 Kasım 2016 05:16
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
27 Mayıs 2011       Mesaj #9
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Batı Akdeniz'de, İspanya'nın doğu kıyıları yakınında ada grubu. Yüzölçümü 5.014 km2, nüfusu 702.770 (1991). Başkenti Palma de Mallorca. İspanya'nın bir yönetim bölgesini oluşturan bu adaların sayısı on altıdır. Beşi büyük (Majorca, Minorca, İbiza, Formentera ve Cabrera) ve on biri küçüktür. Uluslararası bir turizm merkezi olan bu adalarda ayrıca yemişçilik, şarapçılık ve balıkçılık da önemlidir.

Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi & MsXLabs
Son düzenleyen Baturalp; 10 Kasım 2016 00:50 Sebep: başlık ve sayfa düzeni
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
Efulim - avatarı
Efulim
VIP VIP Üye
6 Temmuz 2012       Mesaj #10
Efulim - avatarı
VIP VIP Üye
İspanyanın Yemek Kültürü

İspanya Yemekleri
İspanya'nın genelinde bölgelerde yetişen ürünlere bağlı olarak değişiklik gösteren yöresel yemek çeşitlerine rastlanir.Bu çeşitlilik tabi ki İspanyol mutfağını dünya mutfakları arasında en zenginler ve en lezizler arasına sokmaya yetiyor.

Ekmek ve Pirinç :

Ekmek ve pirinç gibi hububat ürünleri Türkiye'de olduğu gibi İspanya'da da uzun yıllar boyunca yenen yiyeceklerdir.Ekmek genelde biz Türklerde olduğu gibi yemeğin yanında lezzete eşlik eder ve özellikle zeytin yağına biraz olsun tabiri caizse banmak için kullanılır.Ekmekle yenen diğer yemeklere örnek olarak da yahni ve çorbalar verilebilir.Ekmekle yenen peynir ise vazgeçilmez bir atıştırma öğünüdür...

Valencia bölgesi İspanya'nın en tanınmış yemeğine ev sahipliği yapar,Paella'ya...Paella aslında bir tür deniz ürünleri yemeği olup paellara isimli kaplarda genelde odun ateşinde pişirilir.Sebzeler ve pirince deniz ürünleri eklenerek tavada hazırlanır.İçerdiği deniz ürünleriyle ( havyar,midye ve hatta salyangoz ) enfes bir görüntüye de sahiptir.Değişik yörelerde değişik türlerde yapılır.

Valencia yakınlarındaki sebze ve meyve yönünden zengin bir yer olan Buñol yakınlarında doğan bu yemek tarihten günümüze hala hayranlarına mucizevi tatların imkanını sunmakta.

Sebze ve Meyveler :
Yemek için kullanılan sebzelerin çoğu 1400 lü yıllarda Christopher Columbus tarafından Amerika'dan getirilmiştir.Domates,Biber,Patlıcan ve Patates diğer bütün Akdeniz ülkelerinde olduğu kadar İspanyada da çok kullanılagelmektedir.

Sebzelere değinmişken bir nevi domates çorbası olan gazpacho dan da bahsetmek gerekir.

Özellikle domates ve biberle yapılan bu çorbaların lezzeti ve doyuruculuğunun yanı sıra hazırlanışı da pratiktir.Hemen herkes yaklaşık 20 dakika içerisinde bu soğuk çorbayı yapabilir,tabi ki gazpacho da da zeytin yağı önemli bir unsur.

Zeytin ve Zeytinyağı :
Isı,sıcak iklim hemen her Akdeniz ülkesi gibi İspanya'yı da zeytin yetiştiricisi bir ülke yapıyor.Ve tabi ki bu zeytinlerin çoğu yağ yapımı için çekiliyor ve sofralara tat katıyor.Zeytin ise tıpkı ülkemizdeki gibi salamura olarak kahvaltılarda tüketiliyor ve salatalara konuyor.

Smoked paprika :
Smoked paprika,capsicum adlı bir biberden çekilmiş bir tür baharat..Paprika paellanın vazgeçilmezi olup,yemeklerde ve hatta bazı tatlılarda bile kullanılıyor...

Tortilla de patatas :
Buna Ispanyol omleti desek hata yapmış olmayız.Patatesler dilimlenir sonra soğan ve yumurta karıştırılarak yapılır.

Champiñones al Ajillo:

Kaynayan suya sarmısak ve mantar eklenerek yapılan bir yemek.

Sangria :
Sangria meyve suyunun içine çeşitli meyvelerin doğranmasıyla yapılır.Ayrıca lezzetli bir sangria için bu meyve suyunun içine şarap ve şeker eklenip karıştırılır.
Son düzenleyen Safi; 8 Mayıs 2018 00:22
Sen sadece aynasin...

Benzer Konular

2 Ağustos 2011 / asla_asla_deme Mimarlık
10 Ağustos 2011 / KisukE UraharA Mimarlık
8 Temmuz 2010 / _Yağmur_ Mimarlık
25 Haziran 2011 / AndThe_BlackSky Mimarlık