Arama

Bitki Anatomisi - Yaprak

Güncelleme: 1 Ocak 2018 Gösterim: 34.105 Cevap: 10
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
2 Ağustos 2008       Mesaj #1
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  yaprak.jpg
Gösterim: 16194
Boyut:  55.8 KB

Yaprak Nedir


Genel olarak geniş ve yassı olan ve gövde veya yan daldan çıkan kısa sürgün özelliğindeki yapılara yaprak adı verilir ve yaprak fotosentez gibi çok önemli bir işlevi üstlenmiştir. Başlıca bir yaprak lamina (aya), petiol (sap) ve bazis (taban) olmak üzere 3 kısımdan meydana gelmiştir. Petiol bütün yapraklarda görülmeyebilir. O nedenle petiole sahip yapraklarda petiolat (saplı), petiolü bulunmayan yapraklara da sesil (sapsız) yapraklar adı verilir. Ayrıca yaprağın gövdeye bağlandığı yerde 2 adet küçük yaprakçık bulunur ki bu yapıya stipula (kulakçık) adı verilir.
Sponsorlu Bağlantılar
Bitkinin solunum ve besin yapmakla görevli organı yapraklardır. Yaprağın geniş ve yassı kısmına “yaprak ayası”, dala veya gövdeye bağlandığı kısmına “yaprak sapı”, yaprak sapının biraz genişleyerek gövde veya dala bağlanan ucuna “yaprak kını” , yaprak kını ile dal arasındaki kısma “tomurcuk” , yaprak ayasında iletimi sağlayan iletim borularına “damarlar” denir.
Yaprak ayası tek parçalı olan yapraklara “basit yaprak”, yaprak ayası çok parçalı olan yapraklara ise “bileşik yaprak” denir.
Yapraklar ağacın en belirgin tanımlayıcı organıdır. Temel ayrım; elimize aldığımız bir yaprağın, iğne veya pul yapraklı bir ağaca mı ait olduğu yoksa sonbahar kış aylarında yapraklarını döken bir ağaca mı ait olduğu yada herdemyeşil bir ağaca mı ait olduğuna karar vermek olmalıdır. Yaprak sürgün üzerindeki nodlara bağlı, aya, sap ve taban adı verilen üç kısımdan oluşan, genellikle geniş, yassı ve yeşil renkli organıdır.

Yaprak ayası, yaprağın yassılaşmış, az veya çok geniş yüzey oluşturan yeşil kısmıdır. Aya değişik şekillerde olabilir; iğne, ipliksi, eliptik, yumurtamsı, ters yumurtamsı, böbreksi vb. Parmaklarımızı ayanın alt ve üst yüzeyinde gezdirdiğimizde kimi yapraklarda tüyleri hissedecek, kimilerinde de bu tüylerin bulunmadığını göreceğiz. Ayanın üzerinde tüyler yoksa, bu tür ayalara çıplak aya denir.

Yaprak sapı ayayı sürgüne bağlar. Bu sap kısa, uzun, ince, kalın, kaşeli, tüylü vb. olabilir. Bazen de aya, sürgüne bir sap olmaksızın doğrudan oturur ve böyle yapraklara sapsız denir.

Yaprak tabanı, ayanın yaprak sapına bağlandığı kısımdır. Genelde taban simetrik olmakla birlikte, kimi cins ve türlerde asimetriktir. Yaprak tepesi veya ucu da değişik şekillerde olabilir; sivri, yuvarlak, küt, damla uçlu gibi. Yaprak ayasının kenarları, yapısına göre değişik adlar alırlar; düz veya tam kenarlı, dişli, testere dişli, loblu, dalgalı vb.

Yaprağın ortasından genellikle bir ana damar geçer ve bu damardan da yan damarlar ayrılır. Bir sap üzerinde tek olarak bulunan yapraklara basit yaprak denir. Aya parçalanarak ayrı ayrı bölümlere ayrılmış ise, bu tip yapraklar birleşik veya tüysü yaprak olarak adlandırılırlar. Tüysü yaprakta orta damar rachis adını alır ve orta damara bağlanan birimlere yaprakçık denir. Bir bileşik yaprakta, en ucdaki yaprakçık tek ise tek tüysü, çift ise çift tüysü olarak adlandırılır. Son olarak da yaprakların sürgün üzerindeki dizilişine bakacak olursak, sürgün üzerinde her nodda karşılıklı bir çift yaprak varsa karşılıklı, her nodda üç veya daha fazla yaprak varsa çevrel ve her nodda bir yaprak fakat iki sıra boyunca dizilmişse almaşlı olarak adlandırılır.
Yapraklar ayalarına göre; oval (kayısı), yuvarlak (ayva), iğne (çam), şerit (buğday, mısır), spatül (söğüt) ve el ayası (asma, çınar)
Yapraklar kenarlarına göre; düz kenarlı, dişli kenarlı, bölümlü kenarlı ve parçalı kenarlı
Yapraklar damarlarına göre; telek damarlı, el tarağı damarlı ve paralel damarlı
Yapraklar dizilişlerine göre; sarmal, karşılıklı ve halkalı

Yaprağın Görevleri
1. Fotosentez yoluyla besin yapar.
2. Alt kısımlarındaki gözeneklerden (stoma) solunum yapar.
3. Terleme yoluyla fazla suyu dışarı atar.
4. Yaprak dökülmesi sayesinde zararlı maddelerin dışarı atılmasını sağlar.
Son düzenleyen Safi; 1 Ocak 2018 16:57
_KleopatrA_ - avatarı
_KleopatrA_
Ziyaretçi
28 Mart 2010       Mesaj #2
_KleopatrA_ - avatarı
Ziyaretçi
YAPRAKLARIN GÖREVİ
Bitkilerin yeşil saplarında fotosentez hücreleri olduğu halde, asıl görev yapraklara düşer. Yaprakların su geçirmez kültikül tabakasını oluşturan epiderma (deri) tabakası vardır. Bu dış zarın alt yanı delik deliktir. Deliklerin herbirinin bir çift koruyucu hücresi vardır. Bu hücreler epiderma hücrelerinden basınçla gelen su ile dolar ve deliklerin açılmasını sağlar. Ufak deliklerden gün boyunca karbondioksit girer ve oksijen dışarı atılır. Yaprağın içinde su buharının yoğunlaşması, havadaki yoğunlaşmadan daha çoktur. Böylelikle, ufak gözenekler açıldığında yaprak kurumaya başlar. Gerekli nem, damarlar aracılığıyla sağlanır. Yaprağın sulama sistemini oluşturan damarlar, su ve erimiş tuz gereksinimini gövde tiplerinden elde eder.
Sponsorlu Bağlantılar
Yaprağın epiderma tabakası içinde uzun hücrelerin oluşturduğu sıralar vardır. Bunlar tıpkı bahçe çitleri gibi epiderma tabakasına dik açıda yer alır. işığa duyarlı kloroplast maddesiyle kaplı olup hücrelerarası hava boşlukları vardır ve gözeneklere bağlıdır. Hücrelerin alt ve üst tabakaları arasında, daha az kloroplast maddesi içeren daha biçimsiz hücreler vardır. Aralarında oluşan hava boşlukları daha geniştir ve yaprağın özüne süngerimsi niteliğini verir. Hava boşlukları, kara bitkierinin yeryüzünü sarmasıyla elde ettikleri ilk özelliktir. Hava boşlukları ve yaprak damarları aracılığıyla bitkilerin tüm kısımları hava ve suyla dolar. Bu temel maddeler de, fotosentez işleminin hammaddeleridir.
Doğanın Enerji Dönüşümü ve Besin Kaynağı Yaprak
Ad:  Yapragin_kisimlari.jpg
Gösterim: 15119
Boyut:  13.2 KB

Bitkinin gövde ve dallarına bağlı,genellikle yeşil renkli,yassı organlardır.Yapraklar gövde üzerine dizilirken birbirinin üstünü örtmezler.Böylece güneş ışığından tüm yapraklar en iyi şekilde yararlanır.
Odunsu gövdelerde kambiyum tabakası bulunur.Kambiyum otsu gövdelerde bulunmaz.

İletim Demetleri
Bitkilerde iki tür iletim demeti vardır.Bunlar soymuk boruları ve odunsu borular dır.
Soymuk boruları:Yapraklar tarafından üretilen besin maddelerini tüm vücuda dağıtan yapılardır.Canlı hücrelerden oluşmuştur.
Odunsu boruları:Önceden canlı olup,daha sonradan ölerek içi boşalmış hücrelerden oluşurlar.Kök tarafından alınan su ve mineraller bitkinin diğer kısımlarına odunsu borularla taşınır.
Tomurcuk- Kulakçık
Yaprak kını ile dal arasında tomurcuk vardır.Bazı bitkilerde yaprak kınına bağlı,yaprağı andıran çıkıntılar vardır.Gül ve bezelye de açıkça görülebilen bu yapılara kulakçık denir.
Yaprak üç kısımdan oluşur;
1-Yaprak kını:Yaprak sapını gövdeye bağlayan şişkince kısma denir.
2-Yaprak sapı:Yaprak ayasını gövdeye bağlayan kısımdır.
3-Yaprak ayası:Yaprağın geniş ve yassı olan kısmına denir.Ayanın üst yüzü parlak ve düz,alt yüzü ise damarlanmış şekilde görülür.

Yaprak Çeşitleri
Yapraklar,dallara dizilişlerine ve yaprak aylarının yapılarına göre iki ana grupta incelenir.Yaprak ayası tek parça halinde olan yapraklara basit yaprak denir.Yaprak ayası çok parçalı ise bileşik yaprak denir.
Basit yapraklar aya şekline göre çeşitli şekillerde incelenirler;
  • Oval (kayısı)
  • Şeritli(buğday)
  • Yuvarlak(ayva)
  • İğne biçiminde(çam)
  • Spatül şeklinde(söğüt)


Son düzenleyen Safi; 5 Nisan 2016 02:23
_Yağmur_ - avatarı
_Yağmur_
VIP VIP Üye
23 Mayıs 2011       Mesaj #3
_Yağmur_ - avatarı
VIP VIP Üye
YAPRAK

Yüksek yapılı bitkilerin ana bölümlerinden biri. Yaprakların temel ödevi fotosentez yoluyla besin üretmektir.

Kökler aracılığıyla topraktan alınan su ve madensel tuzlar, yapraklarda güneş ışığı ve karbon dioksit yardımıyla organik maddelere dönüştürülür. Su ve madensel tuzlar yapraklara iletim borularıyla taşınır ve yaprak yüzeyine dağıtılır (damarlar). Havanın karbon dioksidiyse özellikle üst yüzeyde toplanmış gözenekler (stomalar) aracılığıyla alınır.

Stomalar ayrıca su buharının atılmasını da sağlar. Fotosentez, kloroplast adı verilen ve klorofil taşıyan küçük cisimciklerde gerçekleşir. Yaprağın yeşil rengini veren de bunlardır. Aşırı su kaybını önlemek için yapraklar, su geçirmez bir tabaka, çoğunlukla da kutikulayla kaplanmıştır.

Bazı su bitkilerindeyse kutikula bulunmaz. Bir yaprak dıştan içe doğru şu tabakalardan oluşur: kutikula, epidermis hücreleri ve aralarında yer alan stomalar; palisat parankiması hücreleri ve sünger parankiması hücrelerinden oluşan mezofil; mezofil hücreleri arasında yer alan soymuk ve odun borularından oluşan iletim demetleri (damarlar).

Bir yaprak başlıca iki kısımdan meydana gelir: yaprak ayası ve sapı. Kimi yapraklarda ayrıca yaprak sapının dibini örten bir kın ve yine sapın dibinde yer alan yaprakçıklar da bulunabilir. Yapraklar, damarlarının dizilişine (paralel, tüysü vb.), yaprak kenarlarına (düz, dişli, parçalı vb.), yaprak biçimine (yumurtamsı, yürek biçiminde vb.), yaprak dizilişine (basit, bileşik vb.) ve yaprakların gövdeye bağlanışına (saplı, sapsız vb.) göre gruplara ayrılırlar.

Bazı bitkilerin yaprakları fotosentez dışında görevler de yaparlar. Örneğin kaktüs yaprakları besin ve su deposu ödevini görür. Güneşgülü gibi bazı bitkilerin yaprakları böcek kaparlar. Soğan bitkisinin etli tabakaları da besin depo eden ve tohum tomurcuğunu koruyan yapraklardan başka bir şey değildir. Çiçekler de özel görev almış yapraklardır.

MsXLabs.org & Morpa Genel Kültür Ansiklopedisi
"İnşallah"derse Yakaran..."İnşa" eder YARADAN.
Avatarı yok
nötrino
Yasaklı
12 Ekim 2012       Mesaj #4
Avatarı yok
Yasaklı
Yapraklar Neden Sonbaharda Kırmızıya Döner?
Araştırmalara göre sonbahar yapraklarındaki kırmızı pigmentler ağaçları sonbahar mevsiminin zararlı güneş ışınlarından ve böceklerden koruduğunu ortaya çıkardı.Sonbaharda bazı ağaçların yaprak renkleri sarı, turuncu ve kırmızıya dönmekte. Parlak renkler gerçekten can alıcı güzellikte. Fakat peki bu renklerin gizli bir görevi var mı?

Wisconsin Üniversitesi'nden bir yaprak fizyolojisti ve özellikle kırmızı yapraklarla ilgilenen bir profesör "Bill Hoch" şöyle diyor "Doğa o kadar verimli, o kadar düzenlidir ki bir şeyi nedensiz asla yapmaz. Her şeyin bir sebebi vardır doğada ve biz de bundan yola çıkarak aslında sonbahar yapraklarının kırmızı pigment üretmesinin altında bir şeyler yattığını düşündük ve araştırmalar sonucu bunu kanıtlar nitelikte sonuçlara vardık."

Yılın büyük bir zaman diliminde yeşil yapraklar güneş ışığını bitkiler için besin kaynağına çevirme konusunda görevliler. Sonbahar geldiğinde ise ağaçlar bu yeşil pigmentleri ve besinleri parçalayarak ihtiyaçlarını karşılarlar. Ağaçların yapraklarının renkleri değiştikçe ve döküldükçe, besinler ağaç köklerine düşer ve ilkbaharda tekrar kullanılmak üzere depolanır. Bill Hoch'un aklındaki düşünce ise bazı ağaçların bunu yapraklardaki besini güneş ışığından da korunmak için yapıyor olabileceği idi.

Bu ilişkiyi bulabilmek için kırmızı pigment üreten bir ağaç türü ile kırmızı pigment üretme özelliği olmayan bir ağaç türü üzerine bir araştırma yürütmüş.Kırmızı pigmente sahip olmayan ağaçların yapraklarının sonbahar güneşi ile daha fazla yıprandıklarını ve yapraklarında bulunan besinleri yeniden kullanma oranının kırmızı pigmente sahip olan ağaçlara göre daha az olduğuna ulaşmış.

Bir başka araştırma ise kırmızı pigmentlerin başka bir işlevi üzerine, ağacı böceklerden koruma gibi bir işleve sahip olup olmadığı üzerine yapılmış. Sonuç olarak yaprak fizyolojisti olan Wisconsin Üniversitesi'nden Bill Hoch bize tekrardan "doğada aslında her şeyin bir sebebi vardır" sloganını hatırlatarak, ağaçların besinleri kış boyunca köklerinde korumak için yapraklarının bir tür güneş kalkanı olarak kırmızıya döndüğü ve döküldüğü üzerine araştırmalar yapmıştır. Yaptığı araştırmalar kırmızı pigmentin kışın besinlerinin korunması üzerine önemli rol oynadığını ve o olmadan bitkilerin besinlerini depolama ve kullanma konusunda kırmızı pigmente sahip olan ağaç yapraklarına göre daha az verimli olduklarını göstermiştir. Tabi bir de bunun yanında bu dökülen yaprakların bir nevi böceksavar görevi gördüğüne dair bulguları da unutmamak gerekir.

Kaynak : EarthSky
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
Son düzenleyen Safi; 1 Ocak 2018 16:57
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
4 Nisan 2016       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
YAPRAK
Yaprak, bitkinin metabolik açıdan en önemli organıdır. Yaprak, çoğu bitkide fotosentez ve terlemenin yapıldığı asıl organdır. Birçok bitki türü kendine özgü tipik yaprak şekline ve yaprak yapısına sahiptir. Yapraklardaki bu çeşitliliği, bitkinin kalıtsal yapısı ve yaşadığı çevreye bağlı olarak kazandığı adaptasyonlar sağlar. Ancak çoğu bitki türünde, yaprakların gerek morfolojisi gerekse anatomisi, fotosentez görevini bulunduğu koşullarda en verimli şekilde gerçekleştirecek ve su dengesini en iyi şekilde ayarlayacak özelliklere sahiptir. Örneğin çöl bitkileri, su stresinin çok olduğu koşullarda yaşar ve su kaybından kaçınmak zorundadır. Bu yüzden çöl bitkilerinin yaprakları ileri derecede indirgenerek dikene dönüşmüştür. Ayrıca bu bitkilerin gövde yüzeyi de kalın kütikula tabakası ile örtülüdür.

Gelişmiş tipik bir kapalı tohumlu bitkinin yaprağı üç kısımdan oluşur: Yaprak ayası (Lamina) Yaprak sapı (Petiyol) Yaprak tabanı (Bazis)
Yaprak ayası (Lamina)
Yaprak ayası, yaprağın yassılaşmış, oldukça genişlemiş, ince ve yeşil kısmıdır. Yaprak ayasının şeklini ve genişliğini bitkinin ekolojik adaptasyonları ve kalıtsal özellikleri belirler. Yapraklar gövdedeki nodyumlardan çıkarlar. Yaprak sapı yaprağı gövdedeki nodyumla birleştirir. Yaprak sapı, gövdeden gelen iletim demetlerinin yaprağa uzanmasını sağlar. Ayrıca, yaprak ayasını gövdeden uzak tutarak, ışıktan en verimli şekilde yararlanılmasını sağlar. Monokotil bitkilerin çoğunda yaprak sapı bulunmaz ve yapraklar gövdeye doğrudan bağlı olduğu için sapsız yaprak olarak isimlendirilir. Yaprak sapının genişlemiş kısmı olan yaprak tabanı birçok monokotil bitkide gövde etrafını çevreleyerek yaprak kınını oluşturur.
Yaprak sapı (Petiyol)
Yaprak sapının gövdeye bağlandığı yer olan yaprak koltukları, gövdeyle belirli bir açı yapar. Yanal tomurcuklar (koltuk altı tomurcukları) yaprak koltuklarında gelişir. Büyüyen yanal tomurcuk, kendine ait bir tepe tomurcuğu, yaprakları ve yanal tomurcukları olan vejetatif bir dal oluşturur.
Yaprak morfolojisi bitki türleri arasında büyük değişiklik gösterir. Dolayısıyla bir yaprağın şekli, gövde üzerindeki düzenlenişi, damarlanma tipi ve kenar özellikleri bitkilerin teşhisinde ve sınıflandırılmasında kullanılır. Ancak yaprak morfolojisindeki değişimler daha çok yaprak ayasındaki çeşitlilik ile ilgilidir.
Bir yaprak parçalanmamış tek bir yaprak ayasına sahip ise basit yaprak adını alır. Eğer yaprak ayası iki veya daha fazla sayıda yaprakçıktan oluşuyorsa bileşik yaprak adını alır. Basit yapraklar düz, dişli veya loplu kenarlara sahiptir. Bileşik yaprakların ise "tüysü" ve "elsi" olmak üzere iki çeşidi vardır. Ayrıca basit yapraklar, bileşik yaprakları oluşturan yaprakçıklardan, yaprak sapının gövdeye bağlandığı yerde bir yanal tomurcuğu taşımasıyla ayırt edilir. Dolayısıyla bileşik yaprakların her bir yaprakçığının çıktığı noktalarda yanal tomurcuk bulunmaz.
Ad:  yaprak1.JPG
Gösterim: 12066
Boyut:  22.4 KB
Bir yaprakta damarlanma, gövdeden ayrılan iletim demetlerinin yaprak sapı aracılığıyla yaprak ayasına gelerek çeşitli şekillerde dağılması sonucu ortaya çıkar. Bu sayede, kökten gelen su ve minerallerin yaprağın tüm hücrelerine, yaprakta sentezlenen fotosentez ürünlerinin de bitkinin diğer organlarına iletimi sağlanır. Bitki türleri arasında yapraklar, farklı damarlanma örnekleri gösterir. Örneğin buğdaygiller ve zambaklar gibi çoğu monokotil bitkide paralel damarlarıma görülür. Bu tip damarlanmada yaprak ayası boyunca uzanan, hemen hemen aynı kalınlıkta paralel ana damarlar bulunur. Dikotil bitki yapraklarında ise ağsı damarlanma vardır. Ağsı damarlanmada, belirgin olarak kalın ana damardan veya ortak bir noktadan çıkıp, çok fazla dallanarak daha ince kollara ayrılmış damarlar bulunur. Bazı bitkilerde de ana damardan itibaren sürekli iki kola ayrılarak ilerleyen çatalsı damarlanma görülür.
Ad:  yaprak2.JPG
Gösterim: 9560
Boyut:  33.2 KB
Yaprak Dokularının Organizasyonu: Yaprakların anatomisi, kök ve gövdeye göre daha basit olup bitki türleri arasında değişiklik gösterebilir. Kapalı tohumlu tipik bir dikotil bitkinin yaprağında üç doku sistemi bulunur.
1- Örtü doku → Epidermis
2- Temel doku → Mezofil
3- İletim dokusu → Ksilem ve floem
Ad:  yaprak3.JPG
Gösterim: 10052
Boyut:  44.1 KB
Yaprağın alt ve üst dış yüzeyini örten epidermis, hücre arası boşlukları olmayan ve genellikle tek sıra hücreden oluşan koruyucu dokudur. Kendi derimiz gibi, yaprak epidermisi de yaprağı fiziksel hasarlara ve patojen organizmalara karşı korur. Bütün kara bitkilerinde, epidermis üzerindeki mumsu kütikula tabakası bitkinin su kaybını önleyen bir engel oluşturur. Kütikula tabakası genel olarak su sıkıntısı olan bitkilerde kalın, su sıkıntısı olmayan bitkilerde ise incedir. Epidermis tabakası yer yer stoma adı verilen açıklıklar tarafından kesintiye uğratılır. Stoma sistemleri, bekçi hücreleri adı verilen özelleşmiş epidermis hücreleri tarafından kuşatılmış küçük açıklıklardır. Stomalar, yaprak hücreleri ile çevredeki hava arasında gaz alış verişini sağlarlar. Ayrıca, bitkinin terleme (transpirasyon) adı verilen suyun buhar halinde atılması olayı stomalar yoluyla gerçekleşir. Stomalar, açılıp kapanarak terlemeyi kontrol ederler. Bitkiler, fotosentezi en verimli şekilde sürdürebilmek için geniş yaprak yüzeyine sahip olmalıdırlar. Ancak, yaprak yüzeyi geniş olunca terleme ile su kaybı kaçınılmaz olur. Ayrıca, bitkiler fotosentez için atmosferde oldukça düşük miktarlarda olan CO2'ye ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle, stomalardan mezofil hücrelerine ulaşan CO2'nin suda çözünmüş olması ve mezofil hücrelerinin daima nemli olması gerekir. İşte mezofil hücreleri nemli ve stomalar da açıksa, hava ile temas eden su molekülleri buharlaşır. O halde, fotosentezin sürdürülebilmesi için köklerden alınan suyun önemli bir miktarının terleme ile uzaklaştırılması gerekir.
Stomaların yapraktaki miktarları, derinlikleri ve sıklık dereceleri bitkinin kazandığı ekolojik adaptasyonlarına bağlıdır. Genel olarak, yaprakları su üstünde yüzen sucul bitkilerde stomalar yalnızca üst epidermiste bulunurken, su altında kalan yapraklarda stoma bulunmaz. Kurakçıl bitkilerde ise stomalar çoğunlukla yaprağın alt epidermisinde içe doğru çökük halde girintiler yapar. Bu girintilerde çok sayıda trikom (tüy) bulunur ve bunlar stoma çukurluklarındaki hava akımını kesip, nem kaybını dolayısıyla terlemeyi en aza indirgerler.
Ad:  yaprak4.JPG
Gösterim: 8564
Boyut:  61.4 KB
Bir yaprağın temel dokusu alt ve üst epidermisi arasında sıkışmıştır. Bu bölge mezofil olarak isimlendirilir. Temel doku, kloroplastlara sahip parankima hücrelerinden oluşmuş ve fotosentez için özelleşmiştir. Birçok dikotil bitki yaprağının mezofilinde birbirinden farklı palizat ve sünger parankiması olarak adlandırılan iki kısım bulunur. Palizat parankiması, bir ya da birden fazla tabaka şeklinde, genellikle hücreler arası boşlukları fazla olmayan silindirik hücrelerden oluşmuştur. Hücreleri bol kloroplastlı olup, fotosentezin en yoğun gerçekleştiği mezofil bölgesidir. Sünger parankimasında ise, hücreler seyrek dizilişli olup, düzensiz şekillere sahiptir. Hücreleri arasında geniş hava boşlukları bulunur. Bu hava boşlukları, stomalar aracılığıyla karbondioksit girişi ile oksijen ve su buharı çıkışını kolaylaştırarak, gaz alış verişini hızlandırır. Hava boşluklarındaki gazlar ve su buharı, palizat parankiması hücrelerine ya da stomalara iletilir.

Bir yaprağın iletim dokusu, gövdedeki ksilem ve floemin devamıdır. Yani yapraklarda kolayca görülen damarlar, ksilem ve floem dokularını içerir. Yaprak damarları mezofilin her yanına dağılarak, ksilem ve floemin fotosentez yapan dokularla yakın temas kurmasını sağlar. Bu nedenle, yaprak damarları monokotil bitkilerde birbirine çok yakın ve paralel uzanırken, dikotil bitkilerde çok yoğun bir şekilde alt dallara ayrılarak tüm yaprak yüzeyini bir ağ gibi kaplar.
Ad:  yaprak5.JPG
Gösterim: 8117
Boyut:  51.4 KB
Yaprak damarları parankima hücrelerinden oluşan demet kını hücreleri tarafından sarılır. Demet kını hücreleri, damar içine madde giriş çıkışını kontrol eder. Birçok yaprakta bu hücreler belirgin uzantılar yardımıyla alt ve üst epidermisle bağlantılıdır. Bu uzantılar, tıpkı bir sütun gibi görev yaparak, çevresindeki hücrelere ek bir mekanik destek sağlar. Ayrıca, iletim dokusunun daha iyi geliştiği yerlerde, kollenkima hücreleri de yaprağın orta damarı boyunca destek işi görür.
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
5 Nisan 2016       Mesaj #6
Safi - avatarı
SMD MiSiM
YAPRAK (Folium)
Ad:  yaprak1.JPG
Gösterim: 9366
Boyut:  18.5 KB

Bitkilerin canlı kalma süreci en uzun olan ve çoğunlukla bir bitkiyi tanıtıcı özellikleri bulunan organları yapraklandır. Birçok bitki, yaprağının güzel şeklinden ötürü süs olarak yetiştirildiği gibi birçok bitkinin yaprağı da gerek halk arasında gerekse eczacılıkta ilâç olarak kullanılmaktadır.
Bir yaprakta 3 kısım ayırt edilir:
  • yaprak ayası (lamına),
  • yaprak sapı (petiolus)
  • yaprak tabanı (basis).
Lamina gövdeye sap ile bağlıdır
Bir yaprağı, sadece lamina biçimi ile tanıtabilmek herzaman olası değildir. Lamina şekline ek olarak laminanm tepe ve tabanının özelliği, kenarı, damarlanma şekli, ince veya kaim, tüylü ya da çıplak olması, saplı olup olmadığı, varsa sapının ince, kalın, kısa veya uzun oluşu ve hatta bazan yaprağın gövde üzerinde dizilişi de belirtilmelidir

Basit Yapraklar

Lamina, yaprağın yassı ve genişlemiş kısmıdır; bazı bitkilerde tam, bazılarında parçalı olabilir. Buna göre laminası parçalanmamış yapraklara basit yaprak adı verilir.
Lamina Şekli
Basit yapraklarda lamina şeklini tanımlamak amacıyla, çoğunlukla, şu terimlerden yararlanılır (Şek. 5):
Ad:  yaprak2.JPG
Gösterim: 8521
Boyut:  39.1 KB
Şekil 5. Lamina tipleri. (1) P.nigra: (2) R.officinalis; (3) J.oxycedrus\ (4) C.angustifolia; (5) M.officinalis', 6)V.odorata (7) M.silvestris; 8)S.aspera: (9) C.coum (xl).

1) asikular ince, sert, ucu batıcı (Pinus nigra - kara çam).
filiform ; ince uzun ve yumuşak (Foeniculum vulgare - rezene).
(2) linear ; böyu eninin 3/6 katı, dar, kısa (Rosmarinus officinalis -biberiye).
(3) subulat; linear fakat çok dar, tepede çok ince ve batıcı bir uç ile biter (Juniperus oxycedrus - katran ardıcı).
(4) eliptik; ortada geniş, tıer iki ucu sivri (Cassia angustifolia - sinameki), oblong: dikdörtgene benzer fakat köşeleri küt-yuvarlak, karşılıklı kenarları az çok paralel.
(5) ovat: yumurtanın boyuna kesitine benzer şekilde, tabanı daha geniş, tepeye doğru daralmış (Melissa officinalis - oğulotu).
obovat: ters ovat
6)kordat: tabanda yuvarlak iki loblu,tepede dar-sivri (Viola odorata - kokulu menekşe)
obkordat: ters kalp şeklinde 
7)reniform: fasulye tanesi gibi; uçlan yuvarlaklaşmış ay biçiminde (Malva —sHvestris - ebegümeci)
8) hastat: laminamn tabanındaki loblar saptan uzaklaşmış, sapa az çok dik gibi (Smilccc aspera - sapama).
(9) orbikulat: daire şeklinde, tam yuvarlak (Cyclamen - siklamen)
Ad:  yaprak3.JPG
Gösterim: 8252
Boyut:  49.9 KB
Şekil 6. Lamina tipleri (devam). (10)S.alba\ (11) P.alba; (12) P.nigra; (l3)D.purpurea; (l4)N.alba; (15) G.biloba\ (16) Eucalyptus sp.; (17) Gladiolus sp.; (18) Arum sp.(x 1/2)

10) lanseolat: dar eliptik, ortada ve ortanın altında geniş olup her iki uca doğru çok daralır (Salix alba - aksöğüt).
(11) rombik, romboid: eşkenar dörtgen, ortada açı oluşturan elips biçiminde (Populus nigra-akkavak).
(12) deltat: eşkenar üçgen şeklinde (Populus nigra - karakavak).
(10) iaııceolatus mızrak şeklinde olmuş
(11) rhombeus eşkenar dörtgen, baklava şeklinde
(12) deltatus delta harfi A gibi
13) triangular: köşeleri yuvarlağımsı üçgen şeklinde obdeltat: tepesi aşağıda, ters üçgen şeklinde (13) spatulatroblön^a benzer fakat tabana doğru giderek daralır (Digilalis purpurea -yüksükotu).
(14)rotundat: yuvarlak olmuş (Malva silvestris,Şek. 5-7; Nymphaea alba - niİüfer, Şek. 6-14).
(15) flabellat, flabelliform (Ginkgo biloba - kızsaçı Şek.6-15; Adiantum capillus-veneris, baldırıkara. Şek. 7-22.)
(16) falkat: yüzeyi düzgün, tepeye doğru giderek daralan yay gibi kıvrık (Eucalyptus sp.- ökaliptüs Şek. 6-16).
(17)tensiform: yassı, geniş, oldukça düzgün ve tepede daralmış - (Gladiolus sp. - glayöl 17).
(18) sagitat: lamina tabanında uçları sivri ve sapa doğru uzamış iki lob var (Arum sp. Şek. 6-18).

Lamina Tepesi

Lamina tepes i'nin şeklini ve özelliğini belirtmek için kullanılan başlıca terimler şunlardır:
kullanılan başlıca terimler şunlardır:
Ad:  yaprak4.JPG
Gösterim: 7577
Boyut:  29.4 KB
Şekil 7. Lamina tepesi. (19a) T.baccala; (19b) Quercus sp.; ( 20a) B.sempervirens; (20b) C.siliqua\ (21) S.triloba; (22) A.capillus-veneris', (23) Vicia sp.; (24) Abies sp. (x 1).

(12) triangularis = üçgen şeklinde
(13) spathulatus =spatül şeklinde
(14) rotundatus = yuvarlak şeklinde
(15) flabellatus = yelpaze eklinde
(16) falcatus = orak şeklinde
(17) ensiformis, gladiatus = kılıç
(18) sagittatus = ok şeklinde
akut ( ): lamina, 90 dereceden dar bir açı yaparak birdenbire, biter (Mentha piperita-nane, Şek. 8-25).
akuminat ( ): birden daralarak uzun ve sivri bir uçla biter (Tilia - , Şek. 8-26, Populus nigra, Şek. 6-12).
(19) mukronat: ortada küçük, sivri ve sert bir iğne, diş ile biter (Taxus baccata- porsuk ağacı, Quercus sp. - meşe Şek. 7-19a, b). subulat: biz şeklinde uca doğru çok incelmiş (Juniperus, - Şek.5-3).
(20) emarginat: tepeden bir parça çıkarılmış gibi; orta kısmı az derin ve geniş girintili (Buxus sempervirens - şimşir; Ceratonia siliqua - keçiboynuzu, Şek. 7- 20a, b).
(21) obtus (obtusus): sivri değil az yuvarlak, yavaş yavaş daralarak yuvarlak bir uç ile biter; akut-rotundat arası (Salvia triloba - adaçayı Şek. 7-21).
(22) kukulat: tepede, kenarı alt yüze doğru kıvrılmış, katlanmış (Adiantum capillus-veneris - .Şek.7-22).
(23) tridentat: tepede kesilmiş (trunkat) ve 3 dişli (Vida - bakla Şek. 7-23).
(24) retus: tepede kısa ve ve dar girintili (Abies - göknar sp. Şek. 7-24). aristat ( ), aristalı, tepede ince uzun bir kılçık taşıyan, trunkat: tepe kısmı kesilip alınmış gibi, küt.

Lamina Tabanı

Lamina tabanı, laminanm yaprak sapı ile birleştiği kısmına verilen isimdir. Yaprak tabanı ise yaprak sapının, dal ( ya da gövde) ile birleştiği yerdir. Lamina tabanı yapraklar için karakteristik şekiller gösterir. Lamina şekli için kullanılan sıfatlar bazen laminanın tabanını da belirler, örneğin, kordat, reniform, hastat, sagitat gibi. Ayrıca lamina tepesi için kullanılan terimlerden lamina tabanını tanımlamada da yararlanılır, örneğin akut, rotundat, obtus gibi. Bu terimlerin yeterli olmadığı şekillerde ise aşağıdaki terimlere başvurulur:
kuneat ( ) yaprağın iki kenarı tabana doğru daralır; oluşturdukları açı 90 dereceden az ise dar kuneat (anguste cuneatus) denir (Eucalyptus - Şek. 6-16; Ginkgo Şek.6-15).
Ad:  yaprak5.JPG
Gösterim: 7193
Boyut:  25.3 KB
Şekil 8. Lamina tabanı. (25)M.piperita; {26)T.argentea-, (27)P.scolopendrium; (28)H.niger (xl/2)

(25) trunkat = (lamina tepesi için de kullanılır); laminanın bir kısmı enine kesilip alınmış gibi (Mentha piperita Şek, 8-25)
(26) asimetrik: yaprak ortadamar boyunca katlandığında iki taraf simetrik değildir (Tilia argentea - ıhlamur, Şek. 8-26).
(27) aurikulat: tabanda yuvarlak 2 lop bulunur (Phyllitis scolopendrium geyikdili Şek. 8-27).
(28) ampleksikaul: laminanın tabanı gövdeyi sarar (Hyoscyamus niger - banotu Şek. 8-28).

Lamina Kenarı
Lamina (veya yaprak) kenarı da yaprağın tanınmasına yarayacak özellikleri taşır; kenar düz olabildiği gibi az ya çok düzenli veya düzensiz şekiller de göstermektedir. Bu özelliklerin belirtilmesinde aşağıdaki terimlere kullanılır.
Ad:  yaprak6.JPG
Gösterim: 7260
Boyut:  17.8 KB
Şekil 9. Lamina kenarı, (a) Integer, (b)krenat, (c)dentat, (d)bidentat, (e)serrat, (f)biserrat, (g)undulat, (h)eros, (i)siliat.

(a) integer:
lam inada hiçbir çıkıntı veya girinti yoktur (Eucalyplus Şek.6-16)
(b) krenat: dilimli, oymalı, yuvarlak, konveks dişli (Digitalis purpurea Şek. 6-13)
krenulat: çok küçük oymalı
(c) dentat: dişler dik ve dışa doğru yönelmiş (Melissa officinalis- oğulotu Şek. 5-5).
dentikulat: çok küçük dişli
(d) bidentat: kenardaki dişler bir kez daha dişli
(e) serrat: dişlerin ucu yaprağın tepesine doğru yönelmiş (Mentha piperita-nane Şek. 8-25).
serrulat: çok küçük testere dişli
(f) biserrat: serrat olan kenarlarda bir kez daha testere dişli yapı görülür
(g) undulat: yaprak bir düzleme konduğunda kenarları düzleme her tarafından değmez, yukarı-aşağı dalgalanma gösterir (Laurus nobilis - defne)
sinuat yaprağın kenarı düz değil, almaşık olarak derin konkav girintiler ve konveks çıkıntılar var. (Hyoscyamus niger-banotu Çek. 8-28; Çfuercus cerris-meşe Şek. 12-36).
(h) eros: lamina kenarı düzensiz girintili çıkıntılı; kemirilmiş gibi
(i) siliat: laminanm kenarı çok ince, tüysü çıkıntılarla bezenmiş

kaynak: A.Ü. Farmasötik botanik
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
5 Nisan 2016       Mesaj #7
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Damarlanma Sistemi
Gövdeden yaprak sapına gelen ve lamina içine giren iletim demetleri bazen bir familyaya bazen bir sınıfa özgü olacak biçimde bir dallanma, bir dağılma gösterir, yani bir sistem meydana getirir. Özellikle ince yapraklarda iletim demetlerinin geçtiği yollar, lamina yüzeyinde çıkıntılar yani damarlar meydana getirir ki buna d amarlanma sistemi adı verilir. Damarlar, büyük bir çoğunlukla yaprağın alt yüzünde daha belirgin çıkıntılar meydana getirdiğinden, damarlanmanın yaprağın bu yüzünden incelenmesi daha uygun ve kolaydır.
Basit bir yaprakta, lamina içinde genellikle, sapın devamı gibi ilerleyen belirgin ve kuvvetli bir damar göze çarpar. Buna ortadamar adı verilir ve yaprağı iki parçaya, çoğu kez eşit olarak böler. Bazı yapraklar tek damarlıdır (Buxus Şek.7-20a); bazıları çok damarlı olabilir; çoğu kez damarsız yapraklar da vardır (örn. etli yapraklı bitkiler). Çok damarlı yapraklarda görülen

damarlanma çeşitleri şunlardır
Ad:  yaprak7.JPG
Gösterim: 7681
Boyut:  32.0 KB
Şekil 10. Damarlanma tipleri (palmat damarlanma). (29a) L. orientalis', (29b) F.carica\ (29c) M.silvestri

pennat( ) damarlanma: Laminada bir orta damar vardır vectwdallanmıştır. Orta damardan ayrılanlara yan damarlar veya sekonder damarlar denir; yaprakların çoğu bu damarlanmayı gösterir (Mentha, Melissa, Populus, - Eucalyplus v.b., Şek. 6-11,16).
29) palmat damarlanma : Saptan gelen iletim demetleri fazla sayıda ve hemen hemen eşit kuvvettedir, lamina içinde bir'elin parmakları gibi yayılmıştır (Liquidambar orientalis-ğünlük ağacı.; Ficus carica-incir; Malva silvestris-ebegümeci Şek. 10-29a, b,c).

Ad:  yaprak8.JPG
Gösterim: 7537
Boyut:  54.2 KB
Şekil 11. Damarlanma tipleri (devam). (30) H.orierıtalis', (31)R.communis; (32a) P.majör, (32b) S.aspera ; (33) D.ferruginea

(30) pedat damarlanma: Lamina tabanında orta damardan ayrılan iki yan damar, orta damardan daha iyi gelişmiş ve daha uzundur, hep sapa doğru dallanma gösterir Helleborus orientalis - çöpleme Şek. 11-30).
(31) peltat damarlanma : Yaprak sapı laminamn ortasına ya da ortaya yakın bir bölgesine bağlanmıştır, saptan gelen iletme demetleri laminada ışınsal olarak dağılır (Ricinus communis -hintyağı bitkisi Şek. 11-31).
dikotomik damarlanma ( ): Damarlar saptan başlayarak hep ikiye çatallanarak lamina içinde dağılır (Ginkgo Şek.6-15; Adiantum, Şek.7-22)
(32) paralel damarlanma : Laminası şeritsi olan yapraklarda damarlar birbirine az veya çok, paraleldir (Gramine ve Monokotil bitkilerin yapraklan). Lamina eliptik veya kordat ise damarlar lamina kenanna uyum sağlayarak yay şeklini alır (Plantago majör, Smilax aspera Şek. 11- 32a,b). Bazı yapraklarda damarlar paralel gibi görünürse de aslında pennattır: Digitalis ferruginea (11-33).
(33) retikulat damarlarıma, ağsı damarlarıma: Orta damardan çıkan yan damarların arasındaki damar sistemi ağ görünümündedir (D.purpurea Şek. 6-13).
Lamina kenarları az ya da çok derin girintili ise böyle yapraklara loblu yaprak; loblar laminanın ortasına kadar giderek birer küçük yaprakçık haline kadar bölünmüşse parçalı yaprak, yaprakçıklarına da foliol adı verilir. Yaprak kenarında tek, bazen birkaç girinti bulunur (Hyoscyamus Şek 8-28). (34) pandurat yaprağın iki kenarında birer körfez, yayvan girinti bulunur (Ficus pandurata .Şek. 12-34.)
(34) pandurat yaprağın iki kenarında birer körfez, yayvan girinti bulunur (Ficus pandurata Şek. 12-34.)

Lamina Yüzeyi
Bir yaprağın en geniş kısmı olan laminanın yüzeyi de karakteristik özellik gösterebilir; bazı yapraklar çıplaktır, yani tüy taşımaz. Yaprak eğer tüylü ise tüylerin özelliğine ince veya kalın, yumuşak veya sert, kısa veya uzun, düz veya kırışık oluşuna ve sık veya seyrek dağılışına, dik veya yatık durumuna göre değişik tüy tiplerine rastlanabilir. Büyüteç ile bakıldığında tüyün basit, pulsu veya dallanmış ya da yıldız şeklinde olduğu da ayırt edilebilir. Bitkilerde bulunan tüyler sadece örtü tüyleri değildir; yapraklarda salgı tüyleri de bulunabilir; bunlar da saplı veya sapsız; sık veya seyrek olabilmektedir.
Tüyler yaprağın ya yalnız bir yüzünde (çoğunlukla alt yüzde) veya her iki yüzünde görülür; bazen bütün yüzeye dağılmıştır, bazen yalnızca damarlar üzerinde veya damarların kesiştiği bölgede toplanmıştır.
Yaprak yüzeyini tanımlamada kullanılan terimlerin bazıları
  • glaber : tüysüz, çıplak
  • glaucus : çok irree-donuk ve mumlu bir tabaka ile kaplı
  • papillosus : büyüklükleri farklı-minik-nasır gibi çıkıntılarla kaplı
  • pilosus : ince-zayıf-kısa tüylerle kaplı
  • pubescens : çok kısa-ince-zayıf-şık tüylerle kaplı lrirtus,
  • villosus : uzun-zayıf pösteki gibi kabarık tüylü
  • tomentosus : sık-oldukça sert-kısa tüylerle kaplı; keçe gibi tüylü
  • velutinus : kadife gibi tüylü, tomentosdan daha sık
  • lanatus : yünlü; uzun-sık ve keçeleşmiş, kıvrılmış tüylerle kaplı
  • hispidus : uzun-sert kıllarla kaplı (domuz kılı gibi)
  • glandulosus : ucunda gland (bir baş) taşıyan tüylerle kaplı barbatus
  • sakallı; uzun-yumuşak tüylerle kaplı (tüyler yer yer demetler oluşturabilir) ciliatus
  • kirpikli; tüyler kirpik gibi ve yalnız kenarda


kaynak: A.Ü. Farmasötik botanik
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
5 Nisan 2016       Mesaj #8
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Parçalı Yapraklar
Bazı yapraklarda damarlarıma sistemine uygun ve onunla uyumlu olarak az ya da çok derin girintiler bulunur. Laminanın orta damara göre bir yarısı esas alınırsa, bu girintiler, az derin olabildiği gibi yarısına kadar, üçte ikisine kadar ya da orta damara kadar uzanarak yaprağı loblara ayırır, bunun sonucu olarak parçalı yapraklar meydana gelir.
Parçalı yapraklarda parçalanma derecesi, damarlanma sistemi de dikkate alınarak isimlendirilir.
Pennat damarlanma gösteren yapraklarda:
Ad:  yaprak9.JPG
Gösterim: 7229
Boyut:  50.4 KB
Şekil 12. Pennat parçalı yapraklar. (34)F.pandurata; (35)Q.pubescens; (36) Q.cerris var. cerris; (37a) Q.vulcanica; (37b) P.vulgare; (38) Brassica sp.; (39a) C.siliqua;(39b)S.molle (40)P.lentiscus; (41a) Oxalis sp.;(41b) Fragaria sp.(x 1/2).

(35)pennatilobat: lamina az derin lobludur(Querkus Rubescens Şek. 12-35; H. niger, Şek.8-28).
(36) pennatifit: lobların derinliği, lamina kenarı ile orta damar arasındaki alanın yarısına kadardır (Çuercus cerris var. cerris Şek. 12)
(37) pennatipartit: lobların derinliği, lamina yarısının üçte ikisini geçer, hemen hemen ortadamara kadar yarılmıştır (Polypodium vulgare, Çuercus vulcanica Şek. 12-37a,b).
(38) pennatisekt: loblar,orta damara kadar derinleşmiş (Brassica sp.- hardalotu). lirat (lyratus): tepedeki lobu büyük ve rotundat, kenar lopları aşağıya doğru giderek küçülen pennatifit bir yapraktır (Şek. 12-38).
(39) pennat loblar öylesine derindir ki, her biri ayrı bir yaprakçık (foliol) biçimindedir.Böyle yapraklarda, foliolün deskripsiyonverilir(Cerarow'a siliqua. -keçiboynuzu, Schinus molle- yalancı biber Şek. 12 - 39a, b).
(40) paripennat: pennat bir yaprakta yaprakçıklarm sayısı çifttir (Pistacia lentiscus - sakız ağacı; Ceratorıia siliqua - keçiboynuzu Şek. 12-39a, 40). imparipennat: pennat bir yaprakta yaprakçıklarm sayısı tektir (Rosa sp.- gül Şek. 13- 44).
(41) trifoliat: üç foliolden oluşan pennat yapraktır (Örafo.-ekşiyonca; Fragaria - çilek Şek. 12-41a, b)
Ad:  yaprak10.JPG
Gösterim: 7369
Boyut:  40.4 KB
Şekil 13. Parçalı yapraklar. (42)M.pudica; (43)A.hippocastanum (x 1/2); (44) Rosa sp. (45a)A. visrıaga; (45b)C.maculatus

(42) bipennat: pennat yaprağın yaprakçıklarında da parçalanma meydana gelir yani folioller de pennat parçalanma gösterir. Böyle bir yaprakta birinci derecedeki folioller pennat, ikinci derecedeki folioller basittir (Mimosa pudica - küstümotu). İkinci derecedeki folioller de pennat parçalanma gösteriyorsa böyle yapraklara da tripennat (tripinnatus) adı verilir (Ammi visnaga - dişotu, Conium maculatum - baldıran Şek. 13-45a, b).

Pennat damarlarıma sistemi taşıyan bir yaprağın parçalanma derecesini belirtmek amacıyla kullanılan bu terimleri, palmat damarlanma gösteren bir yaprak için de kullanılır: palmatilobat (Malva, Şek. 5-7); palmatifıt (Liquidambar, Şek. 10-29a); palmatipartit; palmatisekt ve palmat (Aesculus hippocaslanum , Şek. 13-43).

Pedat damarlanma ya da peltat damarlanma taşıyan bir yaprak da benzer şekilde tanımlanabilir : Helleborus, Ricinus (Şek. 11-30 ve 31).
Parçalı yapraklarda (pennat, palmat v.b.) yaprağın genel özellikleri söylendikten sonra lamina şekli, tepesi, tabanı... olarak foliolün özelikleri verilir.
* * *
Lamina özellikleri arasında sayılan bir karakteri de laminanın yapısı dır.
Yaprağın ince, sert veya yumuşak, etli veya derimsi oluşu bitkiyi karakterize edebilir; örneğin kışın yaprak dökmeyen bitkilerde lamina sert ve derimsidir; kurak yerlerde yetişen bitkilerde (kserofıtik) su depo etme görevini de üstlenen yapraklar etlenmiş ve suludur; bu yapıdaki yapraklara sukulent denir. Hidrofılik bitkilerde ise lamina hem ince hem de yumuşaktır
Bazı yapraklar zar gibi incedir ve ışığa karşı yarı geçirgendir, bu özelliği membranaceus sözcüğü ile belirtilir; lamina kıkırdağımsı bir yapıda ise cartilagineus sözcüğü kullanılır
* * *
Ad:  yaprak11.JPG
Gösterim: 7228
Boyut:  39.9 KB
Şekil 14. Yaprak sapı. (a) D. ferruginea, (b) Malva, (c) Eucalyptus, (d) Mentha, (e) Smilax, (f) Poaceae, (g) Citrus, (h) Rosa, (i) Ammi, (j) Pistacia, (k) Hyoscyamus.


Yaprakların bazıları saplı, (petiolat) petiolatus ( ), bazıları sapsızdır, sesil sessilis ( ). Sap silindirik ve uzun (Nymphaea Şek.6- 14); ince ve çok uzun( Şek. 14b); kısa-kalın (14c); kısa-ince (14d); sert ve kıvrık (14e) olabilir; bazen yuvarlak veya bir yüzü düzdür; bazı bitkilerde yaprak sapı kanatlıdır (14g) bazı bileşik yapraklarda da orta eksen kanatlıdır (14j).
Sapsız yapraklarda lamina, tabanı gövdeyi sarıyor gibidir ampleksikaul (amplexicaulis Şek.l4-k); perfoliat ( ) yaprakta lamina gövde tarafından delinmiş gibidir (Şek. 14-l).
Yaprak tabanında, bazen her iki yanda, bazen sadece bir tane ek bulunur; bunlara stipula (kulakçık) denir. Stipula otsu, zarımsı, pulsu, tüysü, dikensi (Şek. 14-g), sülük biçiminde (e) olabildiği gibi tamamen bir yaprak görünümünde (h) de olabilir. Stipula bazen gövdeyi kapalı veya açık bir halka biçiminde sarmış olabilir; bu halkaya okrea (ochrea) adı verilir (i).
Yaprak sapı, bazan, bir tarafı yarık bir kın biçiminde gövdeyi sarar; özellikle Poaceae (Gramineae) familyasında görülen bu kına v a g i n a adı verilir (f).

Yaprakların Dal Üzerinde Dizilişi
Ad:  yaprak 12.JPG
Gösterim: 8133
Boyut:  40.5 KB
Şekil 15. Yaprak dizilişi. (46) Salix; (47) Buxus; (48) Adiantum; (49) Mentha; (50) Rubia; (51) Ldrupacea; (52) Thuja.

Yapraklar dala veya gövdeye genellikle düğüm noktalarından (nodus) bağlanmıştır(Şek. 15).
(46) alternan dizilişte her nodustan, almaşlı olarak bir yaprak çıkar (Salix - 46)
(47) opozit: her nodusta karşılıklı 2 yaprak bulunur (Buxus, şimşir - 47).
(48) diştik: yapraklar, karşılıklı 2 sıra üzerine dizilmiştir (Adiantum - 48) tristik: yapraklar 3 sıra üzerine dizilmiştir.
(49) dekussat: bir nodustaki karşılıklı yaprak çifti, kendisini izleyen nodustaki yaprak çifti ile 90°’lik bir açı meydana getirir (Mentha, Labiatae-49)
(50) vertisillat: nodustaki yaprak sayısı 3 veya daha fazladır, dal veya eksenin etrafında toplanmış ve bir daire üzerine dizilmiş gibidir (Rubia - boyacıkökü - 50).
(51) ternus: bir nodusta 3 yaprak çevrel olarak dizilmiştir (Juniperus drupacea - andız - 51)
(52) imbrikat: yapraklar birbiri üzerine, kiremit gibi, düzenli bir biçimde kapanmıştır (Thuja - mazı - 52).
Bütün bu özellikler yardımıyla bir yaprak tanınabilir ve tanımlanabilir.


kaynak: A.Ü. Farmasötik botanik
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
5 Nisan 2016       Mesaj #9
Safi - avatarı
SMD MiSiM
YAPRAK
Genel olarak geniş ve yassı olan ve gövde veya yan daldan çıkan kısa sürgün özelliğindeki yapılara yaprak adı verilir ve yaprak fotosentez gibi çok önemli bir işlevi üstlenmiştir. Başlıca bir yaprak lamina (aya), petiol (sap) ve bazis (taban) olmak üzere 3 kısımdan meydana gelmiştir. Petiol bütün yapraklarda görülmeyebilir. O nedenle petiole sahip yapraklarda petiolat (saplı), petiolü bulunmayan yapraklara da sesil (sapsız) yapraklar adı verilir. Ayrıca yaprağın gövdeye bağlandığı yerde 2 adet küçük yaprakçık bulunur ki bu yapıya stipula (kulakçık) adı verilir. Gerek yaprakların gövde üzerinde dizilişi ve bağlanışı, gerekse de laminanın damarlanması, genel şekli, ucunun, dibinin ve kenarının yapısı özellikle tür ve daha alt sistematik kategorilerin tayininde çok kullanılır. Bu nedenle aşağıda sırasıyla bu özellikler ve bunların tipleri açıklanmıştır.

Yaprak Dizilişleri
Ad:  yap1.JPG
Gösterim: 12519
Boyut:  60.0 KB
Alternat: Almaşık, almaşlı dizilişte olan. Her nodyumda bir yaprak ve yapraklar arasında belirli bir açı bulunan yaprak dizilişidir.
Dekussat: Her nodyumda karşılıklı olarak bir çift yaprak ve birbirini izleyen nodyumlardaki yaprak çiftleri birbirine dik konumda olan çevresel yaprak dizilişi.
Distikus: İki sıralı. Yaprak ve çiçeklerin aynı düzlem üzerinde birbirlerine ters yönde sıralanması.
Equitant: Yaprak tabanlarının birbirinin üstüne bindiği iki sıralı yaprak dizilişi. Yaprak genellikle kaidede V şeklinde kuvvetli olarak kıvrılmıştır.
Fasikulat: Küçük demet. Demet şeklinde olması.
İmbrikat: Üst üste bindirmeli. Balık sırtındaki pullar veya çatı kiremitleri gibi üst üste binmiş yapılar.
Opposit: Her nodyumdan bir çift yaprağın karşılıklı olarak çıkması.
Rosulat: Gülcük. Gülcüklü yaprak kümesi. Bitişme noktası çevresinde yoğun bir şekilde kümelenmiş yaprak kümesi yada pulsu yapılar.
Vertisillat: Halkasal, dairesel, çevresel. Yaprak veya çiçek kümelerinin veya çiçeklerin bir eksen çevresine dizilmiş olması.

Yaprak Tipleri Basit yapraklar:
Tam veya loplu tek bir yaprak olup, parçalanma ana eksene kadar değildir. Basit yapraklar da kendi içlerinde tam ve parçalı olmak üzere ikiye ayrılırlar. Bileşik yapraklar: Bir çok yaprakçıktan meydana gelmiş bir yapraktır. Yaprakçıkların her biri pinnula adını alır.

Yaprak Damar Çeşitleri
Ad:  yap2.JPG
Gösterim: 17040
Boyut:  69.6 KB
Akrodrom: Damarların yaprak ayası tabanından bağımsız çıkıp uca kadar dallanmadan ve birbirlerine aşağı yukarı paralel olarak bulunmaları.
Brakidodrom: Yaprak orta damarından çıkan yan damarların yaprak kenarına birleşmeden diğer yan damar ile birleşmesi.
Kamptotrom: Yapraktaki damarlar yaprak ucuna doğru.
Kraspededrom: Ortadaki tek ana damardan ayrılan ikinci damarların kendi aralarında tekrar damarlara ayrılmadan kenarlara doğru uzanması.
Paralel: Laminanın damarlarının paralel olması.
Retikulat: Ağsı. Yaprak damarlarının ağa benzer şekilde olması.
Retikulat.pinnat: Ana damardan çıkan yan damarların pinnat olarak karşılıklı dizilmeleri ve uç kısımda retikulat bir şekilde damarlanmaları.

Yaprak Şekilleri

Basit Yapraklar
Ad:  yap3.JPG
Gösterim: 12175
Boyut:  69.5 KB
Deltat: Eşkenar üçgen şeklinde. Yaprak sapı üçgenin tabanının ortasında bulunur.
Eliptik: Elips biçiminde. Laminası elips şeklinde olan yaprak.
Ensiform: Kılıç şeklinde, kılıçsı. Ayası kılıç şeklinde olan basit yaprak.
Falkat: Oraksı, orak biçiminde. Ayası orak şeklinde kıvrılmış olan basit yaprak.
Filiform: İpliksi, iplik şeklinde ince ve uzun olan basit yaprak.
Flabellat: Yelpaze biçiminde, yelpazemsi.
Hastat: Ok şeklinde. Yaprak ayası tabandan dışarıya doğru uzamış ve lopları orta eksene hemen hemen dik bir durum almış olan basit yaprak.
Kordat: Kalp şeklinde, yüreksi yaprak.
Lanseolat: M ızrak şeklinde, mızraksı. Taban kısmında geniş, uca doğru gittikçe incelen, uzunluğu genişliğinden daha fazla olan basit yaprak.
Linear: Şerit şeklinde, şeritsi. Karşı kenarları birbirine az çok paralel olan uzun ve ince basit yaprak.
Lunat: Hilal, yarım ay şeklinde.
Obdeltat: Ters eşkenar üçgen şeklinde. Yaprak sapı üçgenin uç noktasında bulunan basit yaprak.
Obkordat: Ters kalp, ters yürek şeklindeki basit yaprak veya yaprak kaidesi.
Oblanseolat: Ters mızrak şeklinde, ters mızraksı. Taban kısmı ince, uca doğru gittikçe genişleyen ve ucu sivri, uzunluğu genişliğinden daha fazla olan basit yaprak.
Oblong: Dikdörtgensi. Uzunluğu genişliğinden daha fazla ve kenarları orta kısımlarda birbirlerine az çok paralel olan yaprak.
Obovat: Ters yumurta şeklinde, ters yumurtamsı. Sapı, yumurta kesiti şeklindeki yapının dar tarafında bulunan basit yaprak.
Orbikular: Daire şeklinde. Yaprak ayası daire şeklinde olan basit yaprak.
Ovat: Yumurta şeklinde, yumurtamsı. Yumurtanın boyuna kesiti şeklinde olan ve sapı bu yapının geniş tarafında bulunan basit yaprak.
Pandurat: Keman şeklinde. Ayası keman şeklinde olan basit yaprak.
Peltiform: Yaprak yuvarlak ve petiol laminanın ortasına bağlanmış olan yaprak tipi.
Reniform: Böbrek şeklinde. Yaprak ayası böbrek şeklinde olan basit yaprak.
Rombik: Baklavamsı yaprak. Ayanın en geniş yeri orta kısmı olup bir açı meydana getirir, kenarları yaprak ucuna ve tabanına düz bir hat şeklinde uzanır.
Rotundat: Dairemsi, daireye yakın şekilde. Yaprak ayasının daire şeklinden (orbikular) oblong (dikdörtgensi) şekle meyil etmesi.
Sagitat: Oksu, ok şeklide. Yaprak ayasının tabanda iki yana ve aşağıya doğru uzayarak meydan getirdiği ok şeklinde olan basit yaprak.
Spatulat: Spatula şeklinde. Uca doğru düzgün bir şekilde genişleyen küt uçlu basit yaprak.
Subulat: Biz şeklinde. Ucu sivri, ayası kunduracı bizi şeklinde olan basit yaprak.

Parçalı Yapraklar
Ad:  yap4.JPG
Gösterim: 13274
Boyut:  63.2 KB

Digitat: Parmaksı, parmak şeklinde. Elsi parçalanmış yaprağa benzer ancak parçalar daha dar ve tam ışınsı bir şekilde yayılmıştır.
Laserat: Y ırtıklı kenarlı. Kenarları derin ve düzgün olmayan şekilde parçalanmış loplu.
Lasinat: Uzun keskin yarıklı çok sayıda dar, derin ve lopların uçları sivri olan parçalanma ve bu şekilde parçalanmış yaprak.
Lirat: Yaprak ayasının en uçtaki lopu büyük, kenar lopları a şağı doğru gittikçe küçülen yaprak.
Palmat: Elsi, el şeklinde, elsi bileşik yaprak. Üçten fazla parçanın veya yaprakçığın yaprak sapındaki tek noktadan ışınsal olarak çıkması.
Palmatifid: Elsi bölmeli. Yaprak ayasının üçte birinden az bir şekilde parçalanması.
Palmatilopat: Elsi loplu. Yaprak ayasının hafif şekilde loplar meydana getirmesi.
Palmatipartit: Elsi parçalı, yaprak ayasının yarısından biraz fazla bir şekilde parçalanması.
Pedat: Elsi yaprağa benzemekte ancak üç ana loptan meydana gelmiş olup yanlardaki iki lop ise tekrar loplara ayrılmıştır.
Pektinat: Taraksı, tarak şeklinde. Yaprak ayasının bir tarağın dişleri gibi karşılıklı olarak ince ve derin parçalanmış olması.
Pinnatifid: Tüysü bölmeli. Yaprak ayasının orta damara doğru üçte birinden az bir şekilde parçalanması.
Pinnatilopat: Tüysü loplu. Yaprak ayasının hafif şekilde loplar meydana getirmesi.
Pinnatipartit: Tüysü parçalı. Yaprak ayasının orta damarına doğru yarıdan biraz fazla bir şekilde parçalanması.
Pinnatisekt: Tüysü derin parçalı. Yaprak ayasının orta damara kadar derin parçalanmış olması.
Runsinat: Geriye derin oymalı. Yaprak ayası derin oymalı ve lopları yaprak tabanına doğru yönelmiş basit yaprak.

Bileşik Yapraklar
Ad:  yap5.JPG
Gösterim: 10425
Boyut:  49.6 KB
Ad:  yap6.JPG
Gösterim: 11995
Boyut:  70.1 KB
Bifoliat: İki yaprakçıklı. Yaprak sapının ucunda aynı noktadan çıkmış iki yaprakçığı olan bileşik yaprak.
Bigeminat: İkinci derecedeki yaprak sapları iki yaprakçıklı olan bileşik yaprak.
Bipinnat: Çift tüysü bileşik yaprak. Birinci derecedeki yaprakçıkları pinnat, ikinci tüysü yaprakçıkları basit olan bileşik yaprak.
Biternat: Ana yaprak sapının iki sapçığa ayrılması ve her birinin tekrar üç sapçığa ayrılarak ucunda üçer yaprakçığı bulunan bileşik yaprak.
İmparipinnat: Uçlu tek yaprakçıklı. Bileşik yaprak ekseni ucunda tek yaprakçık bulunan bileşik yaprak. Bu bileşik yaprakta yaprakçık tek sayıdadır.
Paripinnat: Çift sayıda yaprakçığı bulunan tüysü bileşik yaprak. Yaprakçık adedi çift sayıdadır. Yaprakçıkların bağlı olduğu eksenin ucunda yaprakçık bulunmaz.
Ternat: Bir ana sapın üç sapçığa ayrılarak her birinin ucunda üçer yaprakçığı bulunan bileşik yaprak.
Trifoliat: Bir ana sapın ucunda üç yaprakçığı bulunan bileşik yaprak.
Tripinnat: Üçlü tüysü bileşik yaprak. Bipinnat yaprağın yaprakçıklarının pinnat olması.
Triternat: Ana yaprak sapının üç sapçığa ayrılarak o sapçıkların tekrar üçe ayrılması ve her birinin ucunda üçer yaprakçığı bulunan bileşik yaprak.


kaynak: Tohumlu bitkiler Klavuzu
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
6 Nisan 2016       Mesaj #10
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Yaprak Uçları
Ad:  yapr1.JPG
Gösterim: 8897
Boyut:  75.1 KB
Ad:  yapr2.JPG
Gösterim: 8814
Boyut:  50.6 KB
Akuminat: Uç kısma doğru aniden daralarak sivrilmiş olan.
Akut: Sivri veya keskin uçlu. Yaprak ayasının uç kısmında sivri olması.
Apikulat: Dar tepeli. Yaprağın uç kısmında ani bir daralma ile meydana gelen parça.
Aristat: Kılçıklı, aristalı. Yaprak ucunda bulunan uzun, sert, dik duruşlu yapı.
Emerginat: Yaprak ayası ucu ortada az derin çentikli ve yayık girintili olan.
Kaudat: Yaprak ucunda uzunca, yumuşak, kuyruğa benzer bir yapının bulunmasıdır.
Kuspidat: Yaprak ucu birden bire daralıp iç bükey bir durum alarak uzar ve sivri keskin bir şekilde son bulur.
Mukronat: Dikensi uçlu. Yaprak ayasının ucunda dikensi sert ve dik duruşlu bir yapı.
Mukronulat: Ufak dikensi uçlu.
Obtus: Küt uçlu. Sivri yada keskin olmayan yaprak ucu.
Retus: Yaprak ucunda kısa bir girinti bulunması.
Rotundat: Dairemsi, daireye yakın şekilde. Yaprak ayasının daire şeklinden (orbikular) oblong (dikdörtgensi) şekle meyil etmesi.
Setos: Kalın. Sert yapıdaki kıllarla kaplı olması.
Sirhos: Yaprak ucunun ince uzun olup kangal şeklinde kıvrılmış olması.
Turunkat: Yaprak ucunun veya kaidesinin kesik, yassı durumda olması.
Unsinat: Kanca, çengel şeklinde. Tüyün uç kısmının bu şekilde olması.


Yaprak Kaidesi ve Bağlantıları
Ad:  yapr4.JPG
Gösterim: 9555
Boyut:  77.2 KB
Ad:  yapr3.JPG
Gösterim: 11119
Boyut:  47.5 KB

Ampleksikaul: Gövdeyi tamamen saran. Sapsız yapraklarda, yaprak tabanındaki kulakçıkların gövdeyi sarması.
Angulat: Açı şeklinde. Yaprak kaidesi, yaprak sapında dar bir açı meydana getirecek şekilde daralmış.
Asimetrik: Bakışımsız. Bir organ veya yapının, ortasından geçen bir eksene göre iki yanda kalan parçaların birbirine benzememesi.
Atenuat: Dışbükey (konveks) kenarların yaprak sapına doğru yavaşça daralıp iç bükey (konkav) duruma gelerek yaprak sapına birleşmeleri.
Aurikulat: Kulaklı. Yaprak, brakte veya yaprak tabanının iki yanında bulunan yuvarlak veya değişik şekillerde olabilen eklentiler.
Dekurrent: Aşağı doğru sarkarak uzayan. Yaprak ayasının gövde üzerinde yapışık olarak aşağıya doğru uzaması.
Graminae yaprağı: Lamina, ligula ve vagina kısımlarından meydana gelmiştir.
Konnat: Karşılıklı iki yaprak kaidede birleşmiştir.
Kordat: Kalp şeklinde, yüreksi yaprak veya taban. Yürek şeklindeki yaprak tabanı.
Kuneat: Kama şeklinde, kamamsı. Yaprak ayasının ve petalin kaideye doğru gittikçe incelerek dar üçgen biçim alması.
Obtus: Küt uçlu. Sivri yada keskin olmayan yaprak ucu.
Okrea: Boğum kını. Kulakçıkların kaynaşması ile gövdeyi halka şeklinde saran kın.
Perfoliat: Sarıcı. Sapsız yaprak ayası tabanının gövdeyi sararak gövdenin yaprak içinden geçiyormuş gibi göründüğü basit yaprak.
Rotundat: Dairemsi, daireye yakın şekilde. Yaprak ayasının daire şeklinden (orbikular), oblong (dikdörtgensi) şekle meyil etmesi.
Trunkat: Yaprak kaidesinin kesik, yassı durumda olması.

kaynak: Tohumlu bitkiler Klavuzu
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

20 Şubat 2018 / ThinkerBeLL Botanik
6 Nisan 2016 / ThinkerBeLL Botanik
4 Nisan 2016 / asla_asla_deme Botanik
4 Nisan 2016 / virtuecat Botanik
4 Nisan 2016 / ThinkerBeLL Botanik