Arama

Bitki Anatomisi - Kök

Güncelleme: 5 Nisan 2016 Gösterim: 14.602 Cevap: 4
virtuecat - avatarı
virtuecat
Ziyaretçi
2 Ağustos 2008       Mesaj #1
virtuecat - avatarı
Ziyaretçi
Ad:  koreni.jpg
Gösterim: 39844
Boyut:  51.0 KB
Kök
,
Bütün bitkilerin bir kökü vardır. Kök bir bitkinin gövdesinin dip kısmından aşağıya doğru büyür ve toprağın altında bir ağ gibi yayılır. Ağaçların çoğunda ana kök tektir ve diğer köklerden çok daha kalındır. Birçok bitkilerde ise birkaç tane aynı büyüklükte ana kök ve birçok yan kökler bulunur. Kökün bir görevi bitkiyi toprağa bağlamaktır Kökü ne kadar büyük ise, bitki o kadar sağlam şekilde toprağa bağlanmış olur. Bitki kökleri ayrıca toprağın da kaymasını önlerler. Hiç bir bitkinin yetişmediği topraklarda erozyon çok fazla olur. Kökün diğer bir görevi ise bitkiyi beslemektir. En ince köklerin ucunda bulunan emici tüyler, topraktan su ve suda erimiş madensel tuzları emmeye yararlar. Bu maddeler bitkinin yaşamını sürdürebilmesi için gereklidir. Suda erimiş biçimde bulunan madensel tuzlar, emici tüyler tarafından emildikten sonra sapından veya gövdesinden geçerek yapraklara kadar erişirler.
Sponsorlu Bağlantılar
Kökler sürekli olarak uzar. Genellikle boyları büyür, kalınlıkları ise artmaz. Büyüdükçe uçları yavaş yavaş, fakat büyük bir güçle toprağı iterek kendine yol açar. Kayalarda bulunan ufak çatlaklara bile girerek kayayı çatlatabilirler. Kökün ucu sürekli olarak yeni hücreler meydana getiren bir dokudan yapılmıştır. Bu doku kökün içinde de rf bulunur ve yan köklerin oluşmasını sağlar.
Bir bitkinin tohumu büyümeye başladığı zaman, ilk olarak iki tane parmak biçiminde uzantı meydana gelir. Bunlardan bir tanesi bitkinin sapını veya gövdesini oluşturacağından yukarıya doğru büyümeye başlar. Diğeri ise bitkinin köküdür ve aşağıya doğru büyür. Havuç gibi bitkilerde bu ana kök tektir. Başka bitkilerde ise kök ilkin ikiye bölünür, sonra yayılarak lif şeklindeki kök sistemini oluşturur. Yan köklerin demet gibi gelişmiş olduğu bu kök tipine saçak kök adı verilir.
Kökler sadece bu şekilde oluşmaz, örneğin, bir bitkinin sapının ucu kesilerek toprağa sokulduğu zaman veya yaprakları toprağa gömüldüğü zaman da kökler oluşabilir. Bu kökler bazen bitkinin sapının daha üst kısımlarında da oluşabilir. Sarmaşık gibi bitkiler, bu tür köklerden yararlanarak duvarlara veya yüksek yerlere tırmanabilirler. Bu köklerin üzerini kaplayan dış tabaka havadan nem alır. Bitki sapının alt kısımlarında oluşan kökler toprağa kadar erişebilir ve mısır veya şekerkamışı gibi bitkilerde bunlar dayanak görevini görür. Banyan ağacında kökler dallardan aşağı toprağa kadar sarkar ve ağaca fazladan bir destek olurlar. Büyüme mevsiminde toprak altındaki saplardan da dışarı doğru çıkarak tomurcuklanır ve yeni bitkiler oluştururlar. Patates gibi bitkiler bu şekilde büyür.
Bazı bitkiler, köklerinde besin maddeleri biriktirirler. Bu köklere yumru kök denir. Besin maddeleri kış aylarında biriktirilir ve bitki tarafından büyüme mevsimi olan ilkbaharda kullanılır. Şalgam ve havuç gibi bitkilerde büyümelerinin ilk yılında oluşan şişkin kökler bulunur. Kışın bitkinin sapları ve yaprakları ölür, sadece kök yaşar. Kök ilkbaharda yeni bir sap oluşturur. Yeni oluşan sap büyümek için kökte birikmiş olan maddelerden yararlanır. Yeni bitki çiçek açar ve tohumlar meydana getirir. Tohumlar dökülür. Dökülen tohumlardan bir sonraki ilkbaharda yeni bitkiler oluşabilir. Ana bitki ölür. Bu şekilde ekildikten iki yıl sonra gelişen ve sonra ölen bitkilere iki yıllık bitkiler denir.
Kökün iç yapısını incelemek çok kolaydır. Köke mikroskopla bakıldığı zaman, ortasında birçok damarlar görülür. Bu damarlar kökün içinde su taşınmasına yararlar. Genellikle yıldıza benzer şekillerde yayılırlar. Bitki sapının içindeki damarların ise şekli değişiktir. Bunlar bazı bitkilerde kenarlarda toplanmıştır, bazılarında ise tamamen dağınık şekildedirler.
Damarın çevresini saran kabuk dokusu kökün ağırlığının büyük bir kısmını meydana getirir. Kökün dış kabuğu ise topraktan suyu emmeye yarar.
Bitkinin kök ve saplarında ayrıca büyümeye yardımcı olan bir hormon maddesi de bulunur. Bu maddenin bitki içinde aşağıya doğru gidişini yerçekimi, yukarı çıkışını ise bitkinin dışarıdan aldığı ışık sağlar. Bu hormonun belirli bir miktarı sapın büyümesini hızlandırır. Oysa aynı miktar kökün büyümesini ve yayılmasını yavaşlatabilir.
Kökler genellikle insanlar ve hayvanlar tarafından yenebilir. Tanınmış sebzelerin çoğu köklerdir. Örneğin havuç, şalgam, pancar, patates ve yabanî havuç gibi sebzeler bitki kökleridir. Köklerden ayrıca ilâç endüstrisinde de hammadde olarak yararlanılır.

Bitkinin Toprakla İlişkisini Kuran Kök
Bir bitkinin tohumu ekildiğinde, öncelikle kök gelişir .daha sonra diğer organlar oluşur.Kök bitkiyi toprağa bağlayarak dik durmasını sağlar.Topraktaki su ve suda çözünmüş madensel tuzları emerek bitkiye kazandırır.

Kökün Görevleri
1-Bitkiyi toprağa sağlam bir şekilde bağlamak ve dik tutmak.
2-Topraktan su ve madensel tuzları emmek ve bunları gövdeye iletmek.

Kök Çeşitleri
Kökler şekil ve yapılarına göre ikiye ayrılırlar.Bunlar kazık kök ve saçak kök tür.
1-Kazık Kök
Bazı bitkilerde ana kök çok uzun ve kalındır.Yan kökler ise ana köke göre daha ince ve kısadır.böyle köklere kazık kök denir.Örnek olarak fasulye,biber,papatya,yonca,bamya gibi bitkilerin köklerini verebiliriz.
2-Saçak Kök
Bitkinin gövdesinden çıkan ve hepsi aynı boyda olan köklere saçak kök denir.Örnek olarak soğan,buğday,arpa,yulaf,mısır gibi bitkileri verebiliriz.

Tohumdan Bitkiye
Topraktaki tohum ana kök oluşturur.Ana kök su emdikçe tohum içerisindeki embriyo etrafındaki hazır besinlerle beslenir.Su tohumda sıkıştırılmış ve paketlenmiş besinleri embriyonun emebileceği şekilde parçalar.Taslak geliştikçe daha fazla suya gereksinim duyar.Ana kök dallanarak yan kökleri oluşturur.En uç kısımda da emici tüyler oluşur.Emici tüylerin,suyu kuvvetlice emme özelliği vardır.Toprak içerisinde iyice dağılarak,kökün toprakla dokunma ve emme yüzeyini arttırır.Önlerine gelen taş,kaya gibi yapıları salgıladıkları asitli maddelerle parçalarlar.Bu arada bitki gövdesi gelişir,yaprak oluşmaya başlar.

Kazık kök ve saçak kök dışında farklı görevleri yerine getiren kök tipleri vardır.
Havuç,turp,şeker pancarı gibi bitkilerdeki kazık kökler besin depo edebilir.Bu köklere depo kök denir.
Duvar sarmaşığı gibi bazı bitkilerde,gövdenin duvar veya ağaç gibi yüksek yerler tırmanması için gövdeden çıkan tutunma kökleri vardır.
Özellikle uzun boylu bitkilerde bitkinin devrilmesini engelleyen destek kökler vardır.Mısır bitkisinde destek kökleri çok belirgindir.
Oksijence fakir bataklık gibi topraklarda yetişen deve tabanı gibi bitkilerde hava almaya yarayan hava kökleri vardır.Bu kökler aynı zamanda bitkinin zemine daha sağlam tutunmasını sağlar.
Başka bitkiler üzerinde parazit olarak yaşayan ökse otu ve çin saçı gibi bitkilerde sömürme kökleri vardır.
Son düzenleyen Safi; 5 Nisan 2016 00:22
asla_asla_deme - avatarı
asla_asla_deme
VIP Never Say Never Agaın
28 Aralık 2012       Mesaj #2
asla_asla_deme - avatarı
VIP Never Say Never Agaın
Kök
Genel Morfolojisi

Sponsorlu Bağlantılar
Kökün görevi, topraktan su ve suda çözünmüş mineral tuzlarının alınmasına yardım etmek, aynı zamanda karada yaşayan bitkileri toprağa bağlamaktır.Kök, toprak içinde bulunan bir organdır ancak bazı bitki kökleri, hava veya su içerisinde de geliĢebilir. Havada geliĢen köklere hava kökleri, suda gelişen köklere su kökleri denir. Dış görünüş bakımından kökün gövdeden farkı, yaprak taşıyan nod (boğum) ve internodyumlara (boğumarası) sahip olmamasıdır. Kloroplast taşımadıkları için yeşil renkli değildirler.

Kökün Anatomik Yapısı
Genç bir kökte dört bölüm vardır. En uçta sarımsı veya kahverengi koni biçiminde kaliptra bulunur. Kaliptra, yumuşak ve nazik olan büyüme noktasının bölünür dokusunu,toprağın sert kısımlarına karşı koruyan yapıdır
Ad:  kök.png
Gösterim: 4779
Boyut:  204.4 KB
Kök ucunun boyuna kesiti
Büyüme noktasındaki meristem hücreleri, devamlı bölünme suretiyle hızla büyümeyi sağlar. Oluşan hücreler önce bir uzama devresi geçirirler ve iç içe üç tabaka oluştururlar. Dışta dermotojen, daha altta periblem, en içte plerom bulunur.
Kök tüyleri, kökün topraktan mineral madde emme görevini tam yapabilmesi için toprakla temas edici yüzeyi artıran kök epidermisinin çıkıntılarından oluşan yapıdır.
Emici tüylerin ömrü çok kısadır. Yaşlı kısımlarda emici tüyler ve epiderma parçalanır. Bu durumda yerine çeperleri mantarlaşmış tabaka oluşur. Bu koruyucu tabakaya ekzodermis denir.
Ad:  kök1.png
Gösterim: 3019
Boyut:  85.5 KB
Kökün kesiti

Kök ÇeĢitleri
Kökler üç kısma ayrılır. Bunlar;
  • Primer kök veya ana kök,
  • Sekonder kök veya yan kök,
  • Adventif kök veya ek köklerdir
Ad:  kök2.png
Gösterim: 4128
Boyut:  220.6 KB
Kök kısımları
Tohum çimlenince radikula yer çekiminin etkisiyle toprağın derinliklerine doğru büyümeye başlar. Radikuladan meydana gelen ilk kök primer kök veya ana köktür.
Primer kökten belli bir açı (45 dereceden fazla) yapacak Ģekilde çıkan köklere sekonder kök veya yan kök denir.
Bazı durumlarda primer kök, bitkinin toprak üstü organları kadar uzun ömürlü değildir. Böyle bitkilerde primer kökün yerini ömürleri bitkinin ömrü kadar uzun olmayan adventif veya ek kökler alır.

Kökler ayrıca; kazık, saçak, etli, ipliksi olarak da sınıflandırılır.

Kazık kök : Ana kök iyi gelişmiş, kalınlaşmış ve toprağın içine doğru uzanmıştır. Yan kökler ise ana köke bağlı ve fazla gelişmemiştir. Ebegümeci, fasulye, havuç, lahana, bakla, bamya, gelincik ve büyük ağaçların kökleri kazık köktür.
Ad:  kök3.png
Gösterim: 2939
Boyut:  122.3 KB
Kazık kök
Saçak kök : Ana kök fazla gelişmemiş ve yan köklerle aynı kalınlıktadır. Gövdenin kökle birleştiği yerden hemen hemen aynı uzunlukta çok sayıda yankökler çıkmıştır. Soğan, buğday, mısır, çilek, çimen, arpa ve ayçiçeği gibi bitkilerin kökleri saçak köke örnektir.
Ad:  kök4.png
Gösterim: 2559
Boyut:  50.2 KB
Saçak Kök
Etli kök : Kökler yalın, müstakil, etli bir yapıya sahiptir. Dallanma ancak yaşlanmış köklerde meydana gelir. Kökler etlidir. Her biri müstakil kök olup toprağın en fazla 20-30 cm derinliğine kadar iner ve daha çok toprak yüzünde yayılır (Örnek: sarımsak).
Ad:  kök5.png
Gösterim: 2932
Boyut:  558.8 KB
Etli Kök
Kök Metamorfozları
Kökler esas görevlerinden başka görevler yapmak için değişikliğe uğrar. Bu şekildeki değişikliğe uğramış köklere metamorfoza denir.

Yumru veya depo kök: Besin maddelerini depo etmek üzere şişkinleşmiş köklere yumru kök denir. Turp, pancar, havuç yumrulaşmış köklerdir. Yumru kökler genellikle iki yıllık bitkilerde bulunur. Birinci yılda depoladıkları besinler ile ikinci yılda yeni gövdenin gelişmesine ve çiçek açmasına neden olurlar. Ayrıca bu bitkiler insanlar için de iyi bir besin kaynağıdır.
Ad:  kök6.png
Gösterim: 2909
Boyut:  60.2 KB
Yumru veya depo kök
Assimilasyon kökleri: Bu kökler klorofil taşıdıkları için fotosentez yaparlar.
Ad:  kök7.png
Gösterim: 2545
Boyut:  104.8 KB
Assimilasyon kök
Emeç veya sömürme kökleri: Parazit bitkilerde kökler değişerek konak bitkiden öz suları emecek emeçler hâlini alırlar. Ökse otunda olduğu gibi.
Ad:  kök8.png
Gösterim: 2981
Boyut:  516.5 KB
Emeç veya sömürme kök
Hava kökleri: Hava içinde gelişen köklere hava kökleri denir. Görevleri çeşitlidir. Duvara ya da başka bir bitkiye tutunma, bazı bitkilerde destekleme, bazı bitkilerde de oksijen almaya yardımcı olurlar.
Ad:  kök9.jpg
Gösterim: 2437
Boyut:  44.5 KB
Hava kökleri
Üretken kök: Bazı bitkilerde kökler gövde verici tomurcuklar oluşturur. Bu tomurcuklardan süren yavru bitkinin ana bitkiden ayrılmasıyla eşeysiz üreme yapılır.
Ad:  kök10.png
Gösterim: 2368
Boyut:  55.0 KB
Üretken kök
Diken kökler: Savunma görevini görmek için diken hâlini almış köklere denir. Palmiyelerde görülür.
Ad:  kök11.png
Gösterim: 2348
Boyut:  454.3 KB
Diken kökler
Su kökleri: Su bitkilerinin su içerisinde gelişen köklerine denir. Kökün genel özelliklerine sahip olmakla beraber genellikle kök tüyleri bulunmaz. Kortekslerinde geniş hücreler arası boşluklar vardır. Boşluklar arasında bulunan hava bitkinin su içerisinde yüzmesini sağlar. Bazı su köklerinin içi hava doludur. Buradaki hava bitkiye oksijen sağlar.
Ad:  kök12.png
Gösterim: 2228
Boyut:  98.0 KB
Su kökleri
Çekme kökleri: Bazı bitkilerde kökler kısalarak bitkinin gövdesini toprak altına çeker.
Ad:  kök13.png
Gösterim: 2276
Boyut:  165.6 KB
Çekme kökleri
Megep

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 2 üye beğendi.
Şeytan Yaşamak İçin Her Şeyi Yapar....
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
4 Nisan 2016       Mesaj #3
Safi - avatarı
SMD MiSiM
KÖK
Bitkiyi toprağa bağlayan organdır. Tohumun çimlenmesiyle oluşan ilk kısmıdır.
Kökün görevleri:
  • Bitkiyi toprağa bağlamak
  • Bitkinin dik olarak büyümesini sağlamak
  • Topraktaki su ve mineralleri gövdeye iletmek
Emici Tüylerin Görevi:
  • Topraktaki su ve mineraller osmoz ile emici tüylere ve oradan odun borularına geçer. Bu sayede aşağıdan yukarıya doğru bir itme kuvveti doğar ve bitki yaşamını bu sayede sürdürür.
yapısı
Ad:  kök4.jpg
Gösterim: 2456
Boyut:  10.3 KB

Kök, ana kök, yan kök ve emici tüylerden oluşur.
Ana Kök
Tohumun çimlenmesiyle oluşan ilk kısımdır. Bitkiyi toprağa bağlar. Toprağın derinliklerine doğru uzayarak, bitkinin toprağa bağlanmasını sağlar. Yerçekimi doğrultusunda büyür.
Yan Kök
Toprakta kökün yayılmasını sağlayan ana köke bağlı uzantılardır. Kökün toprağa bağlanmasını sağlar.
Emici Tüyler
Yan kökün üzerinde bulunan kıl gibi ince uzantılardır. Kökün topraktaki temas yüzeyini arttırır. Emici tüyler, topraktaki su ve mineralleri emip gövdeye iletir.

BİTKİLERDE KÖK ÇEŞİTLERİ
Ad:  kök3.jpg
Gösterim: 2551
Boyut:  29.7 KB
Bitkiler kökün yapısına göre üç temel bölümde incelenir. Bunlar kazık kök, saçak kök ve depo köktür.
Kazık Kök : Köklerden biri çok gelişmiş ve kalınlaşmış, diğerleri uzantılar ana kökün yanından çıkmışsa bu kök tipine kazık kök denir. Kökten çok sayıda kazık kök çıkar. Ağaç, fasulye, biber, lahana, gelincik, sardunya, domates gibi bitkilerin kökleri kazık köktür.
Saçak Kök Ana kök iyi gelişmemiştir. Bitkinin bütün kökleri toprağın altında saçak gibi dağılıyorsa, bu kök tipine saçak kök denir. Pırasa, soğan, arpa, buğday, mısır, ayçiçeği, gibi bitkilerin kökleri saçak köktür.
Depo Kök Ana kökün gelişerek besin depo etmesiyle oluşan köklerdir.Havuç, turp, şeker pancarı, bu gruba örnek olarak verilebilir.

Bazı bitkilerde özel görevler yapan farklılaşmış kök çeşitleri de bulunur (Metamorfos)
Tutunma Kökü Bitki gövdesinin duvara ve ağaçlara tutunarak güneşe doğru uzamasın sağlar. Örnek : Sarmaşık bitkisi
Solunum Kökü Bitki köklerinin topraktan yeterli havayı alamadığı bataklık gibi yerlerde görülür. Kökler toprak yüzeyine çıkarak gaz iletimini sağlar. Örnek : Bataklık bitkileri
Sömürme Kökü Başka bitkiler üzerinde yaşarlar. Üzerinde yaşadıkları bitkinin besinini emerler. Örnek : Ökse otu

derlemedir
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
4 Nisan 2016       Mesaj #4
Safi - avatarı
SMD MiSiM
Ad:  kök6.JPG
Gösterim: 5185
Boyut:  23.4 KB
KÖK YAPISI

Tipik bir kök, dış yapıları ve iç yapıları olmak üzere iki aşamada incelenir. a) Kökün Dış Yapısı Genç bir kökün dış yapısında genel olarak yan kökler (ya da adventif kökler), kök tüyleri ve kök ucu bölgesi bulunur. Ana kökten çıkan yan kökler toprak yüzeyine yakın kısımlarda yaşlı, kök ucuna yakın kısımlarda ise gençtir. Ana kök ve yan köklerin dış yüzeyi, epidermis tabakası ile örtülmüştür. Epidermis hücrelerinin uzantıları olan kök tüyleri, kök ucunun yakınındaki bir bölgede bulunur.
Kök ucu bölgesi koni şeklinde bir yapı gösterir. Bu bölgedeki uç meristemler bölünerek kökün uzunluğuna büyümesini sağlar. Kök ucu bölgesi, yüksük şeklinde bir yapı olan kaliptra (kök şapkası) ile örtülmüştür. Kaliptra, uç meristemi fiziksel olarak korur. Uç meristem tarafından oluşturulan kaliptra hücreleri, büyümekte olan kök ucu çevresinde kaygan ve yapışkan özellikte bir polisakkarit salgılar. Bu polisakkarit, toprağı gevşetip kayganlaştırarak, kök ucunun toprak içinde kolayca ilerlemesini sağlar. Ayrıca su ve minerallerin alınmasına yardımcı olma, kök ucu bölgesinin kurumasını önleme ve kökler için yararlı mikroorganizmalara elverişli bir ortam hazırlama gibi bir kaç önemli görevi daha vardır.

Kökün İç Yapısı:
Kökün iç yapısı, kök hücrelerinin nasıl büyüdüklerini ve özelleşerek farklı görevler yapan kök dokularına nasıl dönüştüklerini açıklar.
Otsu ve odunsu bitkilerin kök uçları hücrelerin bölündüğü, uzadığı ve özelleşerek farklı kök dokularına dönüştüğü büyüme noktalarıdır. Kök ucu bölgesindeki uç meristemin bölünmesi sonucu oluşan hücreler özelleşerek kökün üç birincil doku sistemini yani örtü doku, temel doku ve iletim dokusunu meydana getirir. Bu dokulardan epidermis, genç kökün en dış yüzeyinde, iletim dokusu, genç kökün merkezi kısmı olan merkezi silindir (stele) bölgesinde yer alır. Temel doku ise, epidermis ve merkezi silindir arasında kalan kök bölgesini yani korteksi doldurur.
Ad:  kök1.PNG
Gösterim: 5019
Boyut:  9.2 KB Ad:  kök5.JPG
Gösterim: 2863
Boyut:  35.1 KB
Monokotil ve dikotil bitkilerin genç köklerinden alınan enine kesitte dıştan içe doğru; epidermis, korteks ve merkezi silindir kısımları görülür.
Epidermis: Daha önce de anlatıldığı gibi epidermis, kökü en dıştan saran örtü dokusudur.
Korteks: Epidermis ve merkezi silindir arasında kalan kök bölgesidir. Korteks parankima hücrelerinden oluşur. Parankima hücreleri, çoğunlukla nişasta depo eder ve toprak çözeltisinden köke giren minerallerin alınmasında aktif rol oynar.
Endodermis: Korteksin en iç tabakasını oluşturur. Tek sıralı hücrelerden oluşan en- dodermis tabakası, korteks ve merkezi silindiri birbirinden ayırır. Endodermis tabakası, minerallerin korteksten iletim dokusuna seçilerek girişi için son kontrol noktası olarak iş görür.
Merkezi Silindir (Stele): Kökün merkezi kısmında yer alan floem, ksilem ve bunları çevreleyen perisikl, merkezi silindiri oluşturur. Perisikl tabakası endodermisin iç, merkezi silindirin dış kısmında bulunur. Perisikl, meristematik özellik taşıyabilen ve tekrardan bölünmeye başlayabilen hücrelerden oluşan bir tabakadır. Gelişmiş bir kökte, yan kökler perisikl tarafından oluşturulur. Perisikl hücrelerinin bölünmesi sonucu oluşan bir hücre kümesinden köken alan yan kök, korteks içinde uzanarak ana kökün dışına yani yüzeye doğru çıkar. Oluşan yan kökün merkezi silindir ile ana kökün merkezi silindiri bağlantısını korur. Bu sayede, iletim dokusunun kök sisteminin tamamında devamlılığı sağlanır.
Genç bitkilerde, diziler halinde uzanan iletim dokuları iletim demetleri olarak adlandırılır. iletim demetleri, floem ve ksilem arasında enine kalınlaşmayı sağlayan meristematik hücrelerin bulunup bulunmamasına göre ikiye ayrılır.
Kapalı İletim Demeti: Floem ile ksilem dokuları arasında enine kalınlaşmayı sağlayan vasküler kambiyum bulunmaz. Bu tip iletim demeti, monokotil bitkilerin kök ve gövdelerinde bulunur.
Açık İletim Demeti: Floem ile ksilem dokuları arasında vasküler kambiyum bulunur. Bu tip iletim demetine, kök ve gövdede enine kalınlaşmanın görüldüğü dikotil ve açık tohumlu bitkilerde rastlanır.
  • Monokotil bitkilerin köklerinde, merkezi silindirin en iç kısmında öz bölgesi bulunurken, dikotil bitkilerin köklerinde yoktur. Monokotil bitkilerin köklerinde iletim demetleri öz bölgesini halka şeklinde kuşatır. Dikotil bitkilerin köklerinde ise ksilem hücreleri merkezi silindirin en iç kısmından başlayarak yıldız şeklinde iki veya daha fazla kol halinde uzanır. Floem hücreleri ksilem kollan arasında yer alır

BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM
Safi - avatarı
Safi
SMD MiSiM
4 Nisan 2016       Mesaj #5
Safi - avatarı
SMD MiSiM
BİTKİLERDE BİRİNCİL VE İKİNCİL BÜYÜME
Bitkilerde büyüme tarzı, meristemlerin konumuna bağlıdır. Köklerin uçları ve gövdelerin tomurcuklarında bulunan uç meristemler bitkinin boyca uzaması için hücre sağlar. Birincil (primer) büyüme olarak adlandırılan bu uzama, köklerin toprakta yayılmasını ve sürgünlerin ışık ve hava ile daha fazla temas kurmasını sağlar. Bazı bitkilerde birincil büyümeyle birlikte, birincil büyüme sonucu oluşan köklerin ve sürgünlerin bir ölçüde yaşlı kısımlarında ikincil büyüme görülür. İkincil büyüme, lateral meristemlerin faaliyetleri sonucu kök ve gövde kısımlarında enine kalınlaşmayı ve kabuk oluşumunu sağlar. Tüm bitkilerde birincil büyüme gerçekleşirken, ikincil büyüme sadece odunsu gövdeli bitkilerde gerçekleşir. Bitkilerde birincil ve ikincil büyüme eş zamanlı olarak ancak bitkinin farklı kısımlarında meydana gelir. Kök ve gövde gibi bitkinin temel organlarında gerçekleşen bu iki büyüme şekli, bitkinin hem boyca uzamasını hem de enine kalınlaşmayla birlikte ikincil koruyucu doku olan kabuk oluşumunu sağlar.

Kökün Birincil Büyümesi

Kökte birincil büyüme, kök ucu bölgesindeki uç meristemlerin bölünmesi ile sağlanır. Kök ucunda ardışık olarak birincil büyüme gösteren ve aralarında kesin sınırlar bulunmayan üç farklı hücre bölgesi bulunur. Kök ucunun birkaç milimetrelik kısmını kapsayan bu bölgeler, uçtan yukarıya doğru; bölünür hücreler bölgesi, uzama bölgesi ve olgunlaşma bölgesi olarak üçe ayrılır.
Ad:  kök7.JPG
Gösterim: 3629
Boyut:  68.8 KB

Bölünür hücreler bölgesi: Uç meristem bölünerek üç çeşit birincil meristem oluşturur. Aynı zamanda, kök ucunu örten kaliptra hücrelerini yeniler. Uç meristemin bölünmesi sonucu protoderm, temel meristem ve prokambiyum hücre tabakaları meydana gelir. Bu birincil meristemler daha sonra kökün birincil dokularına farklılaşırlar.
Uzama bölgesi Uzama bölgesi, bölünür hücreler bölgesi ile karışmıştır. Uç meristem tarafından oluşturulan küçük hücreler, uzama bölgesinde suyun hücre kofuluna emilmesiyle, daha çok uzunlamasına ve hızla büyürler. Bu sayede, kök ucunun ileri itilmesi yani kök uzunluğunun artması sağlanır. Bu arada, uç meristemin uzama bölgesinin en genç ucuna sürekli olarak yeni hücreler vermesi ile büyümenin sürdürülmesi sağlanır. Ayrıca uzama bölgesinde, kök hücreleri özelleşmeye yani kökün birincil dokularına farklılaşmaya başlar.

Olgunlaşma bölgesi:
Kök hücreleri bu bölgede yapı ve işlevsel yönden özelleşmelerini tamamlar. Böylece kökün birincil üç doku sistemi olan örtü doku, temel doku ve iletim dokusu oluşur. Daha önce kök sisteminde yapıları anlatılan bu doku sistemleri, kendilerine özgü işlevleri yerine getirerek birincil kök yapısını meydana getirirler.

Kökün İkincil Büyümesi:

İkincil büyüme, kökün birincil büyüme ile oluşan nispeten yaşlı kısımlarında gerçekleşir. İkincil büyüme ilk olarak merkezi silindirin ksilem kolları arasında bulunan yıldız şeklindeki vasküler kambiyumun faaliyeti ile başlar. Vasküler kambiyum bölünerek dışa doğru ikincil floemi, içe doğru ise ikincil ksilemi meydana getirir. Yeni ikincil ksilem ve ikincil floem tabakaları üretildikçe vasküler kambiyumun yıldız şeklindeki görüntüsü bozulmaya başlar. Halka şeklini alan vasküler kambiyumun iç kısmında ikincil ksilem tabakaları ile birincil büyümeden kalan birincil ksilem bulunurken, dış kısmında ikincil floem tabakaları ve birincil floem bulunur. Enine kalınlaşma devam ettikçe korteks dışa doğru itilir ve gerileme dayanamayan epidermis parçalanır. Mantar kambiyumu tarafından oluşturulan periderm ise ikincil örtü dokusu olarak epidermisin yerini alır. Kökün yaşlı kısımlarında oluşan periderm suya geçirimsiz olduğundan, su ve minerallerin emilimi kökün en genç kısımları tarafından sağlanır. Dolayısıyla, kökün yaşlı kısımları esas olarak bitkiyi toprağa bağlamada ve daha genç kökler ile gövde sistemi arasında su ve minerallerin taşınmasında iş görür. Sonuç olarak kök çok uzun yıllar içinde ikincil ksilem (odun) tabakalarının birikmesi ile odunlaşır. Vasküler kambiyumun dış kısmındaki dokulardan ise kalın ve sert bir kabuk oluşur.

Ad:  kök8.jpg
Gösterim: 2349
Boyut:  29.2 KB
Kök gelişmesine etkili olan faktörler;

Köklerin büyümesi, toprak faktörleri ve kökler ile toprak üstü organları arasında ki ilişkilere bağlı bulunmaktadır.
1. Toprak nemi: Genellikle bitki kökleri nemli topraklarda daha iyi gelişmektedir. Toprakta bulunan su miktarı bitkilerde tepe/kök ürün oranı üzerine direkt, karbonhidrat dağılışı üzerine de indirekt etkide bulunmaktadır. Topraktaki suyun yetersiz olması durumunda bitki tarafından kullanılmayan ve bitkinin tepe organlarında bulunan karbonhidratların çok büyük bir bölümü bitki köklerine taşınarak, köklerin gelişmesinde kullanılmaktadır.
2. Toprak havası: Bitki kökleri uygun havalanma koşullarında iyi bir gelişme gösterir. Normal gelişme %10 oksijenden sonra başlar, yeni kök oluşumu %12 oksijenden sonra başlar. Optimum gelişme için kök bölgesinde karbondioksit miktarı %1’in altında olmalıdır. Oksijensiz solunum sonucu oluşan Hidrojen sülfür ve metan gazlarının bulunması bitki kökleri içi zararlıdır.
3. Toprak sıcaklığı: Bitkilerin kök gelişmesi, toprak sıcaklığı tarafından önemli ölçüde etkilenmektedir. Toprak sıcaklığı bitki kök gelişmesine bir noktaya kadar olumlu etki yapmasına karşılık, belli bir düzeyin üzerinde etkileri olumsuz olmaktadır.
4. Toprak tekstürü: Köklerin büyümesi, kök sistemlerine özel bir şekil veren engeller tarafından sınırlandırılmaktadır. Bu engeller sert bir kaya parçası olabileceği gibi geçirimsiz toprak tabakası da olabilmektedir. Böyle bir engel, köklerin toprak içerisinde ilerlemesini durdurmakta ve kök gelişimi daha eski köklerin izlerinde ya da toprak canlılarının oluşturdukları galerilerde yoğunlaşmaktadır. Bitki kökleri kumlu topraklarda
5. Bitki besin maddeleri: Besine olan talebi artıran genetik bitki özellikleri ve bitki büyüme düzenleyicilerinin etkileri.Toprakta Bitki besin elementinin mutlak noksanlığına örnek ülkemizin birçok yöresinde görülen Azot ve çinko noksanlığı en iyi örnektir.
Besin elementlerinin birbirlerinin alımını engellemesine kireçli topraklarda kalsiyumun fazlalığının demir, potasyum ve magnezyum noksanlığına neden olmasını örnek verebiliriz.
6. Toprak PH'sı:
Toprağın asitlik veya baziklik derecesini ifade eder.Yüksek PH fosfor, demir çinko,mangan,bakır,bor un alınımını azaltır.Azot amonyak olarak kaybolur ve alımı azalır.Potasyum ve magnezyum Kalsiyum tarafından engellenir. Düşük PH fosforun alüminyum ve demirle çözünmeyen bileşikler oluşturur.Alınabilirliği kaybolur.Azotun nitrifikasyonu ve organik maddeden mineralizasyonu azalır.Havadan toprağa azot bağlanımı azalır.Kalsiyum magnezyum,potasyum,çinko,bakır yıkanır ,alınabilir miktarları azalır.
Düşük toprak PHsı Demir, Mangan ve alüminyumun çözünürlüğünün artırması sonucu bitkilere zehir tesiri yapmaktadır.
7. Birlikte yetiştirilen bitkiler:

8. Bitkilerin toprak üstü organları:

Kök ve Gövde Arasındaki Farklılıklar

  • Kökte kaliptra bulunur, gövdede bulunmaz.
  • Gövdeye ait yaprak ve yan dallar eksojen olarak apikal meristemden meydana gelirken lateral kökler apikal meristeme bağlı değildir ve endojendir.
  • Gövde vasküler sistemi yaprakla ilişkili olduğu halde kök vasküler sistemi lateral köklerle ilişkili değildir.
  • Kök genellikle pozitif, gövde ise genellikle negatif geotropizma gösterir.
  • Kökte vasküler silindir ile korteks ayrı ayrı meristematik hücrelerden meydana geldiği halde gövdede birbiriyle ilişkili meristematik hücrelerden meydana gelir.
  • Yaprak izleri ve öz gövde için karakteristik olduğu halde kökte yaprak izleri yoktur, öz ise genellikle yoktur.
  • Gövdede primer vasküler dokular kollateral veya bikollateral olduğu halde kökte radyaldir.
  • Primer ksilemin farklılaşma yönü gövdede sentrifugal (endark ksilem) olduğu halde kökte sentripetaldir (eksark ksilem).
  • Kök interkalar olarak uzamadığı halde gövde interkalar olarak uzar.
  • Kökün sekonder yapısında da gövdenin aksine kabuğun çok az bir kısmı liflerden meydana gelir. Sekonder yapılı kökte geniş trakeler vardır. Yine sekonder yapılı kökte floem ve ksilemde canlı hücrelerin oranı fazladır, nişasta oranı fazladır, tanen oranı azdır.
Derleme
BEĞEN Paylaş Paylaş
Bu mesajı 1 üye beğendi.
SİLENTİUM EST AURUM

Benzer Konular

20 Şubat 2018 / ThinkerBeLL Botanik
6 Nisan 2016 / virtuecat Botanik
6 Nisan 2016 / ThinkerBeLL Botanik
4 Nisan 2016 / asla_asla_deme Botanik
4 Nisan 2016 / ThinkerBeLL Botanik