Arama

Dünyada ve Türkiye'de Ekonomi Gündemi, Güncel Haberler - Sayfa 13

Güncelleme: 15 Ağustos 2018 Gösterim: 243.859 Cevap: 685
AreX - avatarı
AreX
Ziyaretçi
4 Ekim 2006       Mesaj #121
AreX - avatarı
Ziyaretçi
04 Ekim 2006

Sponsorlu Bağlantılar
TÜRKİYE-ALMANYA EKONOMİK İLİŞKİLERİ -TÜRKİYE'DE 2 BİN 384 ALMAN FİRMASI FAALİYET GÖSTERİYOR -TÜRKİYE'NİN İTHALAT VE İHRACATINDA ORTALAMA YÜZDE 12-13 PAYI OLAN ALMANYA'YA, SON 15 YILDA İHRACAT YÜZDE 176,4 ARTARKEN, İTHALATTAKİ ARTIŞ YÜZDE 319,8'E ULAŞTI -TÜRKİYE, İKİLİ TİCARETTE GEÇEN YIL 4,1, BU YILIN OCAK-TEMMUZ DÖNEMİNDE 2,9 AÇIK VERDİ


İşçi göçleri nedeniyle 10 yıl önceye kadar ''Acı Vatan'' olarak anılan Almanya ile ticari ve ekonomik ilişkiler, artık daha çok
''karşılıklı yatırıma'' dayalı olarak gelişiyor. Türkiye'de en fazla yatırım
yapan firmalar arasında Alman firmaları yer alırken, ''işçi''olarak giden Türkler
yanında, Türkiye'deki sermaye de Almanya'da yatırıma yöneldi.

Beraberinde 20 iş adamıyla birlikte yarın Türkiye'ye gelecek olan Almanya
Federal Cumhuriyeti Başbakanı Angela Merkel'in ziyareti öncesinde, Almanya'nın
halen Türkiye'nin en önemli ticari partneri olduğu görülüyor.

Dış Ticaret Müsteşarlığı (DTM) ve DEİK bünyesindeki Türkiye-Almanya İş
Konseyi'nin verilerine göre, Türkiye'nin ithalat ve ihracatında ortalama yüzde
12-13 pay ile ilk sırada yer alan Almanya'ya ihracat, son 15 yılda yüzde 176,4
artarken, bu ülkeden ithalattaki artış yüzde 319,8'e ulaştı. Bu ülke ile
ticaretinde sürekli açık veren Türkiye'nin dış ticaret açığı, geçen yıl 4,1
milyar dolar, bu yıl Ocak-Temmuz döneminde ise 2,9 milyar dolar oldu.

Verilere göre, özellikle 1980 yılından sonra Alman yatırımcıların Türkiye'ye
ilgisi büyük ölçüde arttı. 1980'lerde Türkiye'de faaliyet gösteren Alman firma
sayısı sadece 24 iken, bu yıl Temmuz ayı itibariyle sayı 2 bin 384'e ulaştı. Son
yıllarda büyük Alman firmalarının yanı sıra, orta ölçekli işletmeler de
Türkiye'de yatırım yapmaya başladı. Türkiye'deki Alman yatırımları, imalat
sanayisinde otomotiv ve yan sanayi, elektrikli aletler, metal, lastik,
kimyasallar ve gıda; hizmet sektöründe ise haberleşme, finans, ticaret,
inşaat-taahhüt ve turizm alanlarında yoğunlaşıyor.

Geçen yıl ve bu yılın Ocak-Temmuz dönemi itibariyle Türkiye'de kurulan
yabancı sermayeli firmaların yüzde 18'i Almanya menşeli. Almanya sermayeli bu
firmaların 37'si 500 bin doların üzerindeki yatırım yaptı. Geçen yıl Türkiye'ye
gelen toplam yabancı sermayenin yüzde 4,6'sını (391 milyon dolar), bu yılın
Temmuz sonu itibariyle gelen sermayenin ise yüzde 2,6'sını (196 milyon dolar)
Alman yatırımları oluşturuyor.

-TÜRK FİRMALARININ ALMANYA'DAKİ YATIRIMLARI-

Son yıllarda Almanya'daki Türk yatırımları da hızla artıyor. 1997 yılı
sonunda Türkiye'den Almanya'ya kümülatif kayıtlı sermaye ihracı 203,3 milyon
dolar, Almanya'da yerleşik Türk firma sayısı 85 iken, 2005 yılı sonu itibariyle
Almanya'ya kayıtlı sermaye ihracı 461,9 milyon ABD Doları'na, Almanya'da yerleşik
Türk firma sayısı ise 143'e yükselmiş. Sermaye miktarı açısından Türk
yatırımlarının yüzde 80'i bankacılık, yüzde 11'i imalat, yüzde 4,8'i ticaret ve
yüzde 3,5'i turizm sektöründe gerçekleştirildi.

Türkiye'nin toplam yurt dışı (kayıtlı sermaye ihracı) yatırımları içinde
Almanya, firma sayısı açısından KKTC'nin ardından 2., sermaye miktarı açısından
ise Hollanda, Azerbaycan ve İngiltere'nin ardından 4. sırada yer alıyor.

Almanya'da yerleşik Türk vatandaşlarının bu ülkede sahip oldukları yaklaşık
40 bin küçük ve orta ölçekli işletmenin, Alman ekonomisine önemli katkı sağladığı
belirtiliyor.

Dünyadaki en büyük ihracatçı ve ithalatçı ülkeleri arasında yer alan Almanya
ile ticari ve ekonomik ilişkilerin artması açısından, karşılıklı yatırımların
devamı büyük önem taşıyor. Almanya, yüksek alım gücü ve yaklaşık 3 milyon Türk
kökenli nüfus varlığı nedeniyle Türkiye'nin ticaretinin artması açısından büyük
potansiyel arz ediyor. Almanya, yılda 3-4 milyon ile Türkiye'ye en fazla turist
gönderen ülkeler arasında. Bu nedenle, Türkiye-Almanya ilişkileri, gümrük
birliğinin de ötesinde önem taşıyor.

-TİCARETTE YASAL ALTYAPI TAMAM-

DTM verilerine göre, Türkiye ile Almanya arasındaki ticari ve ekonomik
ilişkilerin yasal altyapısı tamamlandı. Ticaret ve ödeme anlaşmaları 1952'de,
yatırımların karşılıklı korunması ve teşviki anlaşması 1962'de, teknik işbirliği
anlaşması 1970'de, çifte vergilendirmenin önlenmesi anlaşması 1985'te,
karayolları ile eşya ve yolcu taşıma anlaşması 1977'de, çevre korunması alanında
işbirliği anlaşması 1992'de imzalandı.

Geçen yıl, Almanya'nın Türkiye'nin ihracatındaki payı yüzde 12,7,
ithalatındaki payı ise yüzde 12,5 oldu ve ilk sıralarda yer aldı.

Almanya'ya ihracatta, giyim eşyası ve aksesuarları, kara ulaşım araçları,
tekstil elyafı ve mamulleri, sebze-meyveler ve mamulleri, haberleşme, ses kayıt
cihazları, enerji üreten makine ve cihazlar, elektrikli makine ve cihazlar,
metallerden nihai ürünler, kauçuk ve mamulleri, çeşitli mamul eşya önemli yer
tutuyor. Özellikle tekstil ürünlerinin payı yüzde 40'a ulaşıyor.

Almanya'dan ithalatın büyük bölümünü ise kara ulaşım araçları, belirli
sanayi kollarında kullanılan makine ve cihazlar, elektrikli makine ve cihazlar,
plastikler ve mamulleri, enerji üreten makine ve cihazlar, vitaminler, hormonlar,
alkoloidler, antibiyotikler, ilaçları tıbbi eşya, demir ve çelik oluşturuyor.

Ticari ve ekonomik ilişkilerdeki yoğunluk nedeniyle, iki ülke firmaları,
karşılıklı ülkelerde düzenlenen fuarlara geniş şekilde katılıma önem veriyor.

İkili ilişkilerin geliştirilmesi, dış ticaret ve yatırım faaliyetlerinin
desteklenmesi amacıyla, iki ülke arasında, biri İstanbul, diğeri Köln merkezli
olmak üzere 1994'te Alman-Türk Ticaret ve Sanayi Odası kuruldu.

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Ekim 2006       Mesaj #122
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Dünyada ve Türkiye'de Ekonomi Gündemi, Güncel Haberler

Sponsorlu Bağlantılar
Babacan: Enflasyonda hedef % 10’nun altı
Devlet Bakanı Ali Babacan, ekonominin sağlam temellere oturduğunu ve yıl sonu enflasyonunu yüzde 10’un altında beklediklerini söyledi.


NTV-MSNBC VE AJANSLAR
Güncelleme: 00:20 TSİ 05 Ekim 2006 Perşembe

ANKARA - Eko-Diyalog programında Asaf Savaş Akat, Deniz Gökçe, Taner Berksoy ve Mahfi Eğilmez’in sorularını yanıtlayan Babacan, cari açık ve Avrupa Birliği konularında da açıklamalarda bulundu. Bütçe açığını geçmiş dönemlerle kıyaslayan Babacan, “Türkiye yüzde 17’lik bütçe açığından geçen sene yüzde 2’ye indi, borç stokumuzun gayri safi milli hasılaya oranı 2001’de yüzde 91’di, 2005’te yüzde 55... Şu anda yüzde 50 tahmin ediyoruz” dedi.
AreX - avatarı
AreX
Ziyaretçi
5 Ekim 2006       Mesaj #123
AreX - avatarı
Ziyaretçi
05 Ekim 2006

GÜNEYDOĞU'DAN İHRACAT -TÜRKİYE İHRACATININ YÜZDE 10,48 ARTTIĞI EYLÜL AYINDA, GÜNEYDOĞU'DAN İHRACAT YÜZDE 9,48 ARTIŞ GÖSTERDİ

Türkiye ihracatının yüzde 10,48 oranında arttığı Eylül ayında, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden gerekleştirilen ihracat yüzde 9,48 artış gösterdi.

AA muhabirinin Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birlikleri (GAİB) Genel
Sekreterliği verilerinden derlediği bilgiye göre, bölge illerinden Eylül 2006'da
yapılan ihracat, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 9,48 oranında artarak 176
milyon 960 bin 311 dolar oldu.

Bölge illerinden Eylül 2006'da, 125 milyon 515 bin 95 dolarlık tekstil ve
ham maddeleri, 22 milyon 645 bin 422 dolarlık hububat ve bakliyat, 377 bin 802
dolarlık canlı hayvan, su ürünleri ve mamulleri ile 12 milyon 506 bin 671
dolarlık kuru meyve ve mamulleri ihraç edildi. Diğer ürünler ihracatıyla (kombine
ihracat) da 15 milyon 915 bin 321 dolar döviz girdisi sağlandı.

Eylül 2006'da geçen yılın aynı ayına göre, tekstil ve ham maddeleri ihracatı
yüzde 11,32, kuru meyve ve mamulleri ihracatı yüzde 44,89, kombine ihracat yüzde
39,81 arttı. Hububat ve bakliyat ihracatı ise yüzde 20,53 oranında geriledi.
AreX - avatarı
AreX
Ziyaretçi
5 Ekim 2006       Mesaj #124
AreX - avatarı
Ziyaretçi
05 Ekim 2006

ADRESE DAYALI NÜFUS KAYIT SİSTEMİ... -SİSTEMİN KURULUŞ VE HAZIRLIK ÇALIŞMALARINDA GEÇİCİ PERSONEL İSTİHDAM EDİLMESİNE İLİŞKİN USUL VE ESASLARLA BU PERSONELE ÖDENECEK ÜCRETLER BELİRLENDİ

ANKARA (A.A) - Adrese dayalı nüfus kayıt sisteminin kuruluş ve hazırlık çalışmalarında geçici personel istihdam edilmesine ilişkin usul ve esaslarla, bu personele ödenecek ücretler belirlendi.

Söz konusu kişilerin 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun ilgili maddesine göre, geçici personel olarak çalıştırılmasına ilişkin usul ve esasların belirlenmesiyle bu personele ve kurum dışından bu işlerde çalıştırılacak olan kamu personeline ödenecek ücretlerin tespitine ilişkin karar, Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Buna göre, numaralama kontrolü ve yerleşim yeri adres bilgileriyle vatandaşların kimlik numarası esasına göre alanda eşleştirilmesi çalışmalarında veri derleme ve benzeri işler için bu yıl içinde Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanlığı merkez ve bölge teşkilatlarında aylık en çok 20 bin kişi geçici personel olarak çalıştırılacak.

Sistemde görev alacak geçici personelde Türk vatandaşı olmak ve kamu haklarından mahrum bulunmamak şartı aranacak. Geçici personel ayrıca, taksirli suçlar, devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlarla, yüz kızartıcı veya şeref ve haysiyet kırıcı suçlardan ya da kaçakçılık, resmi ihale ve alım şartlarına fesat karıştırma, devlet sırlarını açığa vurma suçlarından dolayı hükümlü bulunmayacak.

Personelin askerlikle ilgisi de bulunmayacak. Geçici personel, görevini devamlı yapmasına engel olabilecek vücut veya akıl hastalığı veya vücut sakatlığı ile özürlü de olmayacak.

-ÜCRETLER-

Geçici personele, tahsil dereceleri ve nitelikle dikkate alınarak aylık asgari ücret tutarının altında olmamak kaydıyla en çok; üniversite ve yüksek okul mezunlarına 17500 gösterge rakamının memur maaş katsayısı ile çarpımından elde edilecek tutarda, lise ve dengi okul mezunlarına 14400 gösterge rakamının memur maaş katsayısıyla çarpımından elde edilecek tutarda aylık ödenecek.

Parça başı ücret verilmesi halinde yerleşim yerinin özellikleri dikkate alınarak adrese dayalı nüfus kayıt sistemi bilgi formu derleyenlere form başına en fazla 1 YTL, adrese dayalı nüfus kayıt sistemi bilgi formu veri girişi yapanlara form başına en fazla 0,50 YTL olmak ve günlük en fazla 30 YTL'yi aşmamak üzere brüt ücret ödenecek.

Geçici personele belirtilen ücretler dışında herhangi bir ad altında ödeme yapılamayacak ve sözleşmelere bu yolda hüküm konulamayacak.
Ödemeler, sosyal güvenlik mevzuatına göre kişiden yapılacak kesintilerle gelir ve damga vergisi dışında herhangi bir kesintiye tabi tutulamayacak.

Geçici personelin sözleşmeleri; devlet memurları için çeşitli kanun, tüzük ve yönetmelik hükümlerinde suç sayılan ve/veya disipline aykırı fiil ve hareketlerin yapılması, görevlerinde başarısız olduklarının amirlerince tespit edilmesi hallerinde sona erdirilecek.

Söz konusu personel, tip sözleşme örneklerini Maliye Bakanlığına vize ettirecek. Vize işlemi yapılmadan sözleşme yapılmayacak ve herhangi bir ödemede bulunulmayacak.
Sistemde çalıştırılmak üzere kurum dışından görevlendirilen kamu personeline, mesai saatlerine bağlı olmaksızın eğitim çalışmalarına katılmak, soru kağıdı ve form derlemek, sayım, anket ve kontrol memurluğu yapmak bilgi formu veri girişi yapmak üzere; belediye hudutları içinde çalıştırılacaklara günde 9,5 YTL, belediye hudutları dışında çalıştırılacaklara ise günde 10,5 YTL brüt ücret ödenecek.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
5 Ekim 2006       Mesaj #125
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
YTL dalga sonrası yüzde 8.7 değerlendi 50% 75% 100% 125% 150% 175% 200% ytl002YTL eylülde TÜFE'ye göre yüzde 0.5 oranında değer kazandı Mayıs ve haziran aylarında yüzde 17 oranında değer kaybeden YTL son üç ayda yeniden yüzde 8.7 oranında değerlendi.Mayıs ve haziran aylarında yüzde 17'den fazla reel değer kaybeden Türk parası, eylülde de yüzde 0.5 oranında değer kazandı. YTL'de dalgalanma sonrasındaki toplam reel değer artışı yüzde 8.7'ye ulaştı.

Merkez Bankasının, Türk parasının 1995 yılındaki ortalama değerini 100 kabul ederek oluşturduğu TÜFE bazlı reel kur endeksi eylülde yüzde 0.5 oranında artarak 154.5'e kadar yükseldi. Ancak ÜFE bazlı reel kur endeksi ise yüzde 1.2 oranında azalarak 137.4'e geriledi.

Türkiye'deki enflasyonun yanı sıra Türkiye'nin en fazla dış ticaret yaptığı ülkelerin de enflasyon oranları ve paraları dikkate alınarak oluşturulan endekste bu yıl haziran ayından sonra ise TÜFE'ye göre yüzde 8.7, ÜFE'ye göre ise yüzde 5.9 oranında atış yaşandı. Türk parası mayıs ve haziran aylarında TÜFE'ye göre toplam yüzde 17.3, ÜFE'ye göre ise yüzde 13.8 oranında değer kaybetmişti. Temmuz, ağustos ve eylül aylarında TÜFE bazlı endekse göre yeniden değerlenen YTL'nin eylül ayı itibariyle reel değeri bu yıl nisan ayındaki düzeyinin yüzde 10.7 altında kaldı. Temmuz ve ağustosta artıp eylülde gerileyen ÜFE bazlı reel kur endeksi de nisan ayındaki düzeyinin yüzde 8.7 altında seyrediyor. TÜFE bazlı reel kur endeksi bu yıl nisan ayında 171.8 düzeyinde bulunuyordu. Mayısta 158.4'e haziranda ise 142.1'e gerileyen reel kur endeksi, temmuzda 147'ye, ağustosta ise 153.87e yükselmişti.

Merkez Bankasının hesaplamalarına göre YTL geçen yıl aralık ayındaki düzeyine göre TÜFE'ye göre yüzde 9.8, ÜFE'ye göre ise yüzde 6.7 oranında değer kaybetti. Reel değer kaybı geçen yıl eylül ayına göre ise TÜFE bazlı endeksle yüzde 4.7, ÜFE bazlı endeksle ise yüzde 5.5 olarak hesaplandı.


Reel kur endeksi (1995=100)


TÜFE ÜFE 2005
Eylül 162.2 145.4
Ekim 165.7 146.2
Kasım 170.8 147.1
Aralık 171.3 147.2

2006
Ocak 172.1 148.3
Şubat 174.6 150.5
Mart 172.9 150.9
Nisan 171.8 150.5
Mayıs 158.4 139.7
Haziran 142.1 129.7
Temmuz 147.0 133.7
Ağustos 153.8 139.1
Eylül 154.5 137.4

Değişimler(%)
TÜFE ÜFE
Son ay 0.5 -1.2
Temmuz-Eylül 8.7 5.9
Son dokuz ay -9.8 -6.7
Son bir yıl -4.7 -5.5
evo - avatarı
evo
VIP kirlenmek güseldir : )
5 Ekim 2006       Mesaj #126
evo - avatarı
VIP kirlenmek güseldir : )
TCMB'nin Eylül ayı enflasyon değerlendirmesi

"RAMAZAN'IN ETKİSİ EKİMDE DE SÜRECEK"

tcmb logo

ANKARA - Merkez Bankası, enflasyon değerlendirmesinde, Ramazan etkisinin Eylül ayı enflasyonu üzerindeki katkısının 0,2 puan civarında hesaplandığını, söz konusu etkinin Ekim ayı enflasyonu üzerinde de belirgin olarak hissedileceğinin öngörüldüğünü bildirdi.
Değerlendirmede, bunun yanında giyim fiyatlarındaki mevsimsel ayarlamalar da göz önüne alındığında, Ekim ayı enflasyonunun geçici olarak yüksek gerçekleşebileceğinin tahmin edildiği ifade edildi.
Merkez Bankası'nın ''Eylül Ayı Fiyat Gelişmeleri Raporu''nda, Eylül ayında yıllık enflasyonun yüzde 10,55 olarak gerçekleştiğini ve bir önceki aya göre yükseliş gösterdiği hatırlatıldı.
Rapora göre, söz konusu artışta, mevsimsel ürünlerdeki yüksek oranlı fiyat artışlarının etkisi hissedildi. Ramazan ayı ile birlikte gıda fiyatlarında yaşanan artışların, yeni eğitim ve öğretim yılının başlamasına bağlı olarak eğitim ve eğlence-kültür grubu fiyatlarında gözlenen artışlar ile döviz kurunun gecikmeli etkileri neticesinde, ev eşyası ve sağlık grubu fiyatlarında devam eden artışların tüketici fiyatları üzerinde olumsuz etki yaparken, enerji ve altın fiyatlarının gerilemesinin Eylül ayı enflasyonu üzerinde olumlu yönde etkide bulunduğu kaydedildi.
Değerlendirmede, Kasım ayında ise gıda fiyatlarında düzeltme niteliğinde bir hareket yaşanma olasılığının bulunduğu ve bir önceki raporda dile getirilen Ramazan ve diğer mevsimsel unsurların etkisiyle, kısa dönemde enflasyonda geçici dalgalanmalar görülebileceği görüşünün korunduğu da bildirildi.
AreX - avatarı
AreX
Ziyaretçi
5 Ekim 2006       Mesaj #127
AreX - avatarı
Ziyaretçi
05 Ekim 2006

IMF HEYETİ, ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA TÜRKİYE'YE GELİYOR -HEYET, 20 EKİM'E KADAR TÜRKİYE'DE ÇALIŞMA YAPACAK

ANKARA (A.A) - Uluslararası Para Fonu (IMF) heyetinin, Stand-by düzenlemesine ilişkin değerlendirme çalışmalarında bulunmak üzere 9 Ekim Pazartesi günü İstanbul'a geleceği bildirildi.

Hazine Müsteşarlığı'ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, 9 Ekim'de İstanbul'da özel sektör ile görüşmelere başlayacak olan IMF heyeti, temaslarına 11 Ekim 2006 tarihinden itibaren Ankara'da resmi kurum ve kuruluş yetkilileri ile devam edecek.

Değerlendirme çalışmalarının 20 Ekim 2006 tarihine kadar tamamlanması hedefleniyor.

Heyetin ziyareti kapsamında, son makro ekonomik durum ve beklentiler ile yapısal reformlar konusundaki gelişmelerin ele alınacağı kaydedildi.

Bu çerçevede, 2006 yılı program hedefleri doğrultusunda kamu maliyesi ve para politikası alanlarındaki son gelişmelerin gözden geçirileceği ve vergi, sosyal güvenlik ve mali sektör reformlarına ilişkin çalışmaların da değerlendirileceği ifade edildi.

Dünyada ve Türkiye'de Ekonomi Gündemi, Güncel Haberler

05 Ekim 2006

DEVLET BAKANI BABACAN: -''ENERJİ FİYATLARINDAKİ ARTIŞIN, CARİ İŞLEMLER AÇIĞINA ETKİSİ ÇOK BÜYÜK'' -''ENERJİ FİYATLARININ, BIRAKIN DÜŞMEYİ BU SEVİYELERDE DURMASI BİLE, HEM CARİ İŞLEMLER AÇIĞINA HEM DE ENFLASYONA OLUMLU ETKİDE BULUNUR'' -''ENERJİ FİYATLARI 2002 YILINDAN BUYANA HİÇ DEĞİŞMESEYDİ, GEÇEN YILKİ CARİ AÇIĞIN GSMH'YE ORANI YÜZDE 3,9 OLACAKTI, BU YILKİ CARİ AÇIĞI İSE YÜZDE 4 OLARAK KAPATACAKTIK'' -''İLK ALTI AYDAKİ ÖZEL SEKTÖR YATIRIMLARININ REEL ARTIŞI, GEÇEN YILA GÖRE YÜZDE 21 ORANINDA ARTIŞ GÖSTERDİ. ÖZEL SEKTÖR YATIRIMA, ARTAN ORANDA DEVAM EDİYOR'' -''ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA CUMA GÜNÜ İTİBARIYLA TARAMA SÜRECİ TAMAMLANACAK''

ANKARA (A.A) - Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, enerji fiyatlarındaki artışın, Cari İşlemler Açığına etkisinin çok büyük olduğunu söyledi.

Babacan, ''enerji fiyatlarının, bırakın düşmeyi bu seviyelerde durması bile, hem cari işlemler açığına hem de enflasyona olumlu etkide bulunur'' dedi.

Babacan, NTV Televizyonununda katıldığı Eko-Diyalog programında yaptığı konuşmada, Cari Açık üzerindeki en önemli etkinin ''enerji fiyatları'' olduğunu vurguladı.

Babacan, ''enerji fiyatları 2002 yılından bu yana hiç değişmeseydi, geçen yılki cari açığın Gayri Safi Milli Hasıla'ya (GSMH)'ye oranı yüzde 3,9 olacaktı, bu yılki Cari Açığı ise yüzde 4 olarak kapatacaktık'' dedi.

Türkiye'nin dış ticaret hacminin de arttığına dikkati çeken Babacan, ''2002'de 36 milyar dolar olan ihracatımız, bu yıl 80 milyar doları geçecek, Türk Lirası'nın son 3-4 yıl içinde değerlenmesine rağmen ihracat artıyor. İhracat, Türk Lirası'nın değer kaybettiği zamanlarda dahi bu kadar artmamıştır'' dedi.

Babacan ithalatın önemli bir kısmının yatırım mali ithalatını olduğunun altını çizerken, geçen yılki yatırım malı ithalatının 20 milyar doları geçtiğini, bu yılki rakamın ise geçen yılın çok daha üstünde gerçekleşeceğini vurguladı.
Babacan, ''geçen yıl, yatırım malı ithalatı daha aşağıda olsaydı Cari Açık ta yüzde 1,5 oranında düşük çıkardı'' dedi.

-ÖZEL SEKTÖR YATIRIMLARI YÜZDE 21 ARTTI...-

Özel sektör yatırımlarının arttığına da işaret eden Babacan, ''ilk altı aydaki özel sektör yatırımları reel olarak, geçen yıla göre yüzde 21 oranında artış gösterdi. Özel sektör yatırıma artan oranda devam ediyor'' şeklinde konuştu.

Ali Babacan, doğrudan yabancı sermaye girişiyle, uzun vadeli kredileri topladıkları zaman Cari Açığın fazlasıyla kapandığını da vurguladı.

-ENERJİ İTHALATI...-

Babacan, enerji faturasının Cari Açık üzerindeki etkisine değinirken, şunları söyledi:

''Türkiye enerji ithal eden bir ülke, petrol, petrol ürünleri, doğal gaz ve kömürden oluşan enerji ithalatımız bu yıl 28-29 milyar dolar düzeyinde olacak.Türkiye, enerji ithalatına dünyada en çok bağlı ülkelerden birisi durumunda.Enerji fiyatlarının düşmeyi bırakın bu seviyelerde durması bile, hem Cari İşlemler Açığına hem de enflasyona olumlu etkide bulunur. Enerji ithal eden bir ülke olarak, son dört yıldır, enerji fiyatlarındaki artıştan çok olumsuz etkileniyoruz.

Yeni bir çalışma yaptıklarının altını çizen Babacan, ''bu çalışmayla, enerji fiyatları, 2002 yılından buyana aynı kalsaydı, Türkiye'de Cari Açık ne olacaktı buna baktık'' dedi.

Geçen yılki Cari Açığın, GSMH'nin yüzde 6,4'ü oranında olduğunu hatırlatan Babacan, ''enerji fiyatları 2002 yılından buyana hiç değişmeseydi, geçen yılki Cari Açığın GSMH'ye oranı, yüzde 3,9 olacaktı, bu yılki Cari Açığı ise yüzde 4 olarak kapatacaktık'' dedi.

Babacan, enerji fiyatlarındaki artışın geçen yılki maliyetinin 9 milyar dolar olduğunu, bu yılki maliyetinin de 13,5 milyar dolar olmasının beklendiğini kaydetti.

-ÖZEL SEKTÖRÜN DIŞ BORCUNDA KAYGI YOK...-

Babacan bu arada, bankacılık sektöründe, içeride, kredi hacminde büyük bir genişleme bulunduğunu, tüketici kredileri, konut kredilerinin hacminin arttığına dikkati çekti.

Babacan, ''ancak bunlar Türkiye'nin GSMH düzeyine göre, hala olması gereken düzeyde değil. Türkiye'de bankacılık sektörü geliştikçe bu kredi hacmi de büyüyecek, bu gayet doğal bir gelişmedir'' şeklinde konuştu.

Borçlanmanın kamu yerine özel sektör tarafından gerçekleştirilmesinin her zaman daha iyi olduğunu, çünkü özel sektörün borçlanmada daha kontrollü olduğunu belirten Babacan, özel sektörün dış borcunun Merkez Bankası'nın rezerv denetimi açısından çok önemli olduğunu, Merkez Bankası'nın sadece kamuya değil, özel sektörün dış borcuna da baktığını ve özellikle özel sektörün kısa vadeli dış borcunun da bu çerçevede önemli olduğunu ifade etti.

Özel sektörün dış borcunun dikkatli takip edildiğini belirten Babacan, ancak özel sektörün dış borcunun artmasıyla ilgili bir kaygılarının bulunmadığını da vurguladı.

-''ENFLASYON GERİLEYECEK''

Babacan enflasyonla ilgili soruya karşılık, gıda harcamalarının etkisiyle Ekim ayında da enflasyonun yüksek çıkabileceği uyarısında bulunurken, ''enflasyonla mücadele bizim bir numaralı hedefimizdir. Merkez Bankasının bir numaralı hedefi de enflasyondur, para politikasını enflasyonla mücadele temeline göre belirler '' şeklinde konuştu.

Babacan, enflasyonla mücadele çerçevesinde, mevsimsel yükselmelere rağmen, yıl sonu enflasyonunu yüzde 10'un altında beklediklerini de kaydetti.

-AB İLE İLİŞKİLER...-

Babacan, ekonomide gerçekleştirilen reformlar ile Avrupa Birliği (AB) yolunda gerçekleştirilen reformların paralel olduğunu belirtirken, Türkiye'nin ekonomideki başarısının, AB sürecindeki pozisyonunu da güçlendirdiğini ifade etti.

Babacan, AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn'in, kendisiyle yaptığı görüşmede, müzakereleri yürüten teknik ekibin kalitesinden son derece memnun olduğunu ifade ettiğini kaydetti.

-TÜM TARAMA SÜRECİ GELECEK HAFTA TAMAMLANIYOR...

Ali Babacan, gelecek hafta, AB ile yürütülen tarama sürecinin tamamıyla bitirileceğini belirtti.
''Önümüzdeki hafta cuma günü itibarıyla tarama süreci tamamlanacak'' diyen Babacan, tarama sürecinin bitirilmesinin ardından, tek tek fasıllar üzerindeki müzakerelerin başlayacağını bildirdi.

Bu süreçte tüm üye ülkelerin tek tek onaylarının gerekeceğini anlatan Babacan, ''siyasi bir süreç olmasaydı, Türkiye 3-4 yılda tüm müzakereleri tamamlayarak tam üyeliğe hazır hale gelirdi'' şeklinde konuştu.

Babacan, Kıbrıs Rum kesiminin tutumu yüzünden Türkiye'nin müzakere sürecinin aksamasının, tüm Avrupa Birliği ve bölge ülkelerini olumsuz etkileyeceği uyarısında da bulundu.
Son düzenleyen AreX; 5 Ekim 2006 13:33 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
AreX - avatarı
AreX
Ziyaretçi
6 Ekim 2006       Mesaj #128
AreX - avatarı
Ziyaretçi
06 Ekim 2006

DEVLET YARDIMLARI, HANGİ YATIRIMLARA NASIL UYGULANACAK? -KOBİ'LERİN YATIRIMLARININ TEŞVİK BELGESİNE BAĞLANABİLMESİ İÇİN, YATIRIM TUTARININ ASGARİ 200 BİN YTL OLMASI GEREKECEK -TEŞVİK BELGESİ KAPSAMINDAKİ YATIRIM MALLARI İLE YENİ MODEL ÜRETİMİNE YÖNELİK OTOMOBİL VE HAFİF TİCARİ ARAÇ YATIRIMLARINDA, YATIRIM DÖNEMİ İÇERİSİNDE KALMAK KAYDIYLA, CKD AKSAM VE PARÇALARININ İTHALİ GÜMRÜK VERGİSİNDEN MUAF OLACAK -KÖY'LERDE YAPILACAK YATIRIMLAR İLE KOBİ YATIRIMLARI, AR-GE VE ÇEVRE YATIRIMLARI İÇİN BANKALARDAN KULLANILACAK YATIRIM KREDİSİ FAİZİNİN VEYA KÂR PAYININ YTL CİNSİ KREDİLERDE 5 PUANI, DÖVİZ KREDİLERİNDE İSE 2 PUANI BÜTÇEDEN KARŞILANABİLECEK

ANKARA (A.A) - Küçük ve Orta Boy işletmeler (KOBİ) yatırımlarının yatırım teşvik belgesine bağlanabilmesi için, sabit yatırım tutarının en az 200 bin YTL olması gerekecek.

Bakanlar Kurulunun, hangi yatırımlara, hangi koşullarda devlet desteği sağlanacağını düzenleyen ''Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararı'', Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Buna göre teşvik belgesi kapsamında yatırımlara sağlanabilecek destek unsurları, ''gümrük vergisi muafiyeti, Katma Değer Vergisi istisnası ve faiz desteği'' olarak sıralanıyor.

-SABİT YATIRIM TUTARLARI-

Bir yatırımın, yatırım teşvik belgesine bağlanabilmesi için sabit yatırım tutarının, kobi'lerin yatırımlarında asgari 200 bin YTL, azami 2 milyon YTL, kobi kapsamına girmeyen işletmelerin yatırımlarında ise asgari 1 milyon YTL olması gerekecek.

Finansal kiralama şirketleri aracılığıyla yapılacak yatırımlarda ise bu şirketler için aranacak asgari yatırım tutarı 200 bin YTL olarak belirlendi.

-NASIL MÜRACAAT EDİLECEK?-

Teşvik belgesi düzenlenebilmesi için, yatırımı gerçekleştirecek şirketi temsile yetkili kişilere ait imza sirküleri, şirket kuruluşunu ve şirketin nihai durumunu gösterir Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi veya Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Sicil Gazetesi, esasları bu Karara istinaden çıkarılacak tebliğle belirlenecek Yatırım Bilgi Formu ve eki bilgi ve belgeler ile Saymanlık hesabına yatırılan meblağa ait makbuz gerekecek.

Bunun yanında, ar-ge yatırımları, çevre yatırımları, kobi'lerin yapacağı yatırımlar, yabancı sermayeli yatırımlar ve imalat ve tarımsal sanayi sektöründe yapılacak sabit yatırım tutarı 8 milyon YTL'yi aşan yatırımlar için Müsteşarlığa, imalat ve tarımsal sanayi sektöründe yapılacak, sabit yatırım tutarı 8 milyon Yeni Türk Lirasını aşmayan yatırımlar için ise yatırımın bulunduğu yerdeki sanayi odasına veya Müsteşarlığa müracaat edilecek.

-GÜMRÜK VERGİSİ MUAFİYETİ-

Teşvik belgesi kapsamındaki yatırım malları ile yeni model üretimine yönelik otomobil ve hafif ticari araç yatırımlarında yatırım dönemi içerisinde kalmak kaydıyla CKD aksam ve parçalarının ithali, yürürlükteki İthalat Rejimi Kararı gereğince ödenmesi gereken Gümrük Vergisinden muaf olacak.

Ayrıca makine ve teçhizat bedelinin yüzde 5'ini geçmemek kaydıyla yedek parçaların ve binek araçları, otobüs, çekici, treyler, mobilya, yat, motorbot, kamyon, transmikser, beton santrali, forklift, beton pompası, inşaat malzemeleri, porselenden ve seramikten mamul sofra ve mutfak eşyasının teşvik belgesi kapsamında ithal edilmesi halinde yürürlükteki İthalat Rejimi Kararında öngörülen oranlarda Gümrük Vergisi tahsil edilecek.

Teşvik belgesi kapsamında, bölgesel ve sektörel kısıtlamalar göz önüne alınarak, ithali mümkün olan kullanılmış makine ve teçhizatın, ithaline izin verilen kullanılmış makine ve teçhizatın ve kullanılmış komple tesisin ithaline, proje bazında yapılacak değerlendirme sonucunda uygun görülmesi halinde izin verilebilecek.

-KDV VE FAİZ DESTEĞİ-

Katma Değer Vergisi Kanunu gereğince, teşvik belgesi kapsamında yapılacak makine ve teçhizat ithal ve yerli teslimleri Katma Değer Vergisinden istisna durumda bulunuyor.

Kalkınmada öncelikli yörelerde (KÖY) yapılacak yatırımlar ile kobilerin yapacağı yatırımlar, ar-ge ve çevre konularında yapılacak yatırımların gerçekleştirilmesi için bankalardan kullanılacak en az 1 yıl vadeli yatırım kredileri ile ilgili olarak ödenecek faizin veya kâr payının YTL cinsi kredilerde 5 puanı, döviz kredilerinde ise 2 puanı, Müsteşarlıkça da uygun görülmesi halinde azami ilk 4 yıl için ödenmek kaydıyla bütçe kaynaklarından karşılanabilecek.

Ar-ge konusunda yapılacak yatırımların gerçekleştirilmesi için, Müsteşarlıkça uygun görülen işletme malzemelerinin teminine yönelik olarak bankalardan kullanılacak en az 6 ay ve en çok 12 ay vadeli işletme kredileri ile ilgili, YTL cinsi kredilerde ödenecek faizin veya kâr payının 5 puanı, döviz kredilerinde ise 2 puanı bütçe kaynaklarından verilebilecek.

Proje bazında bütçe kaynaklarından karşılanabilecek azami yatırım kredisi faizi desteği miktarı, ar-ge ve çevre yatırımları için 300 bin YTL'yi, kobi yatırımları için 200 bin YTL'yi, kalkınmada öncelikli yörelerde yapılacak yatırımlar için 1 milyon YTL'yi, ar-ge yatırımlarına yönelik işletme kredisi faizi desteği ise 100 bin YTL'yi geçemeyecek.

Finansal kiralama şirketleri aracılığıyla yapılacak yatırımlar ile kullanılmış makine ve teçhizat için faiz desteği yapılmayacak.

-TURİZM YATIRIMLARI-

Belgeli turizm yatırımları veya işletmelerinin 2004 yılı Nisan ayından sonraki elektrik enerjisi giderlerinin, şantiye dönemi de dahil olmak üzere o bölgedeki mesken ve sanayi abonelerine uygulanan tarifelerden en düşüğü ile kendi abone grubuna uygulanan tarife arasındaki fark Hazinece karşılanacak.

Kararın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Hazine Müsteşarlığı tarafından yayımlanacak tebliğlerle belirlenecek.
AreX - avatarı
AreX
Ziyaretçi
6 Ekim 2006       Mesaj #129
AreX - avatarı
Ziyaretçi
06 Ekim 2006

OTOGAZIN LİTRE FİYATI 3 YKr UCUZLADI...

Otogazın rafineri çıkış fiyatında bugünden geçerli yapılan indirimin ardından, otogazın litre fiyatı 3 YKr düştü.

A.A muhabirinin edindiği bilgiye göre, yeni ayarlamayla Ankara'da otogazın
litre fiyatı 1,49 YTL'den 1,46 YTL'ye, İstanbul Anadolu yakasında 1,48 YTL'den
1,45 YTL'ye, Avrupa yakasında da 1,49 YTL'den 1,46 YTL'ye indi.

İzmir'de ise otogazın litre fiyatı 1,48 YTL'den 1,45 YTL'ye düştü.
Bu arada serbesti nedeniyle fiyatlar, otogaz dağıtım firmaları bazında küçük
çaplı değişiklikler gösterebiliyor.
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
6 Ekim 2006       Mesaj #130
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Akaryakıt cezasında Maliye devrede
EPDK’nın akaryakıt dağıtım şirketlerine kestiği rekor cezanın ödenmesi için tanınan bir aylık süre bugün doluyor. Kurum, cezaların tahsilini Maliye Bakanlığı’na devrediyor. Bakanlığın cezaları gerekirse haciz yoluyla da tahsil edebileceği belirtiliyor.


Ahmet Ergen NTV-MSNBC
Güncelleme: 14:12 TSİ 06 Ekim 2006 Cuma

ANKARA - Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), 28 akaryakıt dağıtım şirketine lisanssız bayilere akaryakıt temin etmek suçlamasıyla 1.8 milyar YTL’lik para cezası kesmişti. 31 Ağustos’ta alınan ceza kararının şirketlere tebliği ise 6-13 Eylül tarihleri arasında yapılmıştı. Şirketlere cezayı ödemek için tanınan bir aylık yasal süre bugünden itibaren dolduğundan Maliye Bakanlığı’na bildirim yapılmaya başlandı.

Benzer Konular

1 Haziran 2007 / virtuecat Ekonomi
27 Ekim 2015 / Misafir Soru-Cevap
18 Ağustos 2013 / Hi-LaL Meslekler
13 Haziran 2008 / Bia Turizm