Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 153

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.165.700 Cevap: 8.002
tikkymelike - avatarı
tikkymelike
Ziyaretçi
24 Şubat 2007       Mesaj #1521
tikkymelike - avatarı
Ziyaretçi
AĞLAYACAĞIM

Sponsorlu Bağlantılar
Birazdan bir yağmur başlayacak gözlerimde
Sağnak sağnak ben yine ağlayacağım
Gidişin gelecek gözlerimin önüne
Rıhtımda sana el sallayacağım
Bir hüzün şarkısı dolanacak dilime yeniden
Bir ıslık seni bölecek yalnızlığı
Bir martı havalanacak çok uzaklarda
Ve bir rüya bölünecek hıçkırık seslerimden
Yüreğimde birikecek damla damla sensizlik
İçimi dökeceğim avuçlarıma
Bir yıldız kayacak gökyüzünden
Bir ümit kervanı daha göçecek
Ve sen geleceksin tüm bunların ardından
Gidişin gelecek gözlerimin önüne
Kahırla ben yine ağlayacağım..

Harun Erdem

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Şubat 2007       Mesaj #1522
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Ömrüm

Sponsorlu Bağlantılar
Artık aynaya arada bir bakıyorsun.
Farkında mısın?
Ömrüm benden önde gidiyorsun.
Yavaşla, yavaşla biraz
Benim daha çok işim var biliyorsun.
Ben akrep kadar yavaş
Sen yelkovan kadar hızlısın.
Ben düşlerken sen yaşıyorsun,
Benden önce seviyor,
Benden önce bıkıyorsun ömrüm.
İsteklerimde geç kalıyorum sana söylemeye,
Duygularımın önünden rüzgâr gibi geçiyorsun.
Özgürlüklerimde uçmaya çalışırken ben,
Dört duvar arasına düşmeye can atıyorsun.
Yoruldum demeğe dilin varmıyor ömrüm.
Ağacın en üst ucunda bütün umutlarım,
Bana, ne yardım, ne takat olmuyorsun.
Günahları bana bıraktın gibi,
Ayrılıkları da bana,
Benden habersiz
Yanlış kavuşmalar peşindesin ömrüm.
İşaretlerin cellâtlara,
Bana hiç mi acımıyorsun.
Ömrüm dur biraz,
Soluklanacağım anlamıyorsun.
Gerçekleşsin diye adaklar adıyorum,
Tömbekiden gelip suda süzülen duman gibisine,
Derinlerde çok derinlerde içimde sakladığım
Yar dudağına buse olsun diye hayallerim.
Anka kuşunu göremedim daha ömrüm,
Benden önde nereye gidiyorsun.



Kadir Bıyıklı / 2/24/2007
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
24 Şubat 2007       Mesaj #1523
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
işin doğrusu
önce sarıyı gördüm, sonra hepsini birden
düşe dalmış bebekti gök oyuncağıyla

ilerde adamla çocuk
yürüyorlardı ikisi de tavşan uykusunda
uzaktan yakından ilgileri yoktu gökkuşağıyla

yemin ederim
içimde bir sıkıntı o günden beri
çocuğa yedi rengi
bir arada işaret edemediğimden

Akgün Akova
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Şubat 2007       Mesaj #1524
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Sarmam`mı

Çaresiz kalmışsan kullar içinde,
Senin için kanatlanıp uçmammı,
Dermanın dualarda saklıysa eğer,
Niyazlarla ellerimi açmam`mı...

Bende yazlar, sen kışlarda kalmışsan,
Senin için yar, yazları çağırmammı,
Soğuk vurmuş acıyorsa her yanın,
Hissederim avazsız bağırmam`mı...

İncinmişsen can, yüreğin pare pare,
Senin için çareler aramammı,
Fayda vermez ise bağlandıkların,
Derman olup yaraların sarmam`mı...

Aydınlanmıyorsa günün ve gecen,
Senin için ay ve güneş olmammı,
Kalabalıklarda yalnız kalmışsan,
Ardın sıra gelip seni bulmam`mı...

Ürküyorsan ayazdan, karanlıklardan,
Cemre olup üzerine yağmammı,
Seher yıldızıysa can, bizi ayıran,
Zühre olup gelir seni sarmam`mı...

Ayser ÖZBAKIR
C.A.N.D.Y - avatarı
C.A.N.D.Y
Ziyaretçi
24 Şubat 2007       Mesaj #1525
C.A.N.D.Y - avatarı
Ziyaretçi


Bende olduğundan beri
ne zaman aynaya baksam; kendimi bulamıyorum.
Gözlerimde gözlerini, dudaklarımda gülüşünü görüyorum.
Hep nefesini soluyorum, tenimde bir ürperti beliriyor.
Koca şehir susuyor sadece sesin çınlıyor kulaklarımda.
Bakabildiğim kadar ileride, dokunabildiğimce yakındasın
ama hasret kalıyorum bebek yüzlüm gülüşüne.


İstanbul gibi bakıyorsun bana, gizemli ve buğulu.
Hem içinde olup, hem yalnız yaşamak bilsen ne kadar zor geliyor.
Hayat kavgasını sürdürüyor sevdam.
Aşk can çekişiyor gecelerimde.
Tenine susuyorum Marmara’nın derinliklerinde.
Yeditepe çalıyor sanki seni benden, yavaş yavaş tüketiyor.


Gökyüzüne yıldızlarla tutunan peçesini çıkarıyorum karanlığın.
Pencereden yatağına süzülen ay ışığı olmak,
yüzünü sürdüğün yastık olup düşlerine avuç açmak için.
Bedeninde serilmeliyim gece gibi.
Meleklerin uyurken bıraktığı gülüşü seyretmeliyim başucunda.


Kalmamı istermisin, yıldızlar bir bir gömülürken sabaha?
dokunmamı istermisin ayaz düşen tenine?
Hani utanmazlığın koynunda
kendinle sevişmelerinde yanında olmamı istermisin ?


Kuruyan teninde terden boncuklar yapabilirim,
güzel bir melodideki piyano tuşları gibi dokunabilirim vücuduna,
kıvrımlarınla ahenkli yaşayabilirim seni.
Rüzgârın dağlarla kucaklaşmasını,
dalgaların kıyılara cilvelerini getir aklına.
Önce, süzülmelerini hisset kumlara köpüklerinin,
sonra kızışan rüzgârla tut ellerimi.
Tüm gücünle sarıl biçare kimliğime.
Açlığımı, susuzluğumu, sırlarımı bitir gecede.
İçimde kıpırdanışların, yüreğimde sıcaklığın, dudaklarımda
titreyişleri sevdanın, tenimin ürpertisinde nefesin olmalı...


Dağıt, hazan düşen yatağımı. Güneşim ol eylül gözlüm.
‘Seni istiyorum’ diye yutkunduğum nefesimi al dudaklarımdan,
sırlarımı çöz öpüşlerinle. Ay gibi yum gözlerini geceye,
yıldız gibi kay geç düşlerimden. Tadını bilmediğim,
tenine düşmediğim hayal olmaktan çık, dökül şehvetinle.


Söyleyemem sana yanan tenimi, kıvılcımı düştü bir kez içime.
Kıvranışlarım kadar sessiz uykusuzluğum.
Her dokunuşumda kendime, haykırışlarım suskunluğum aslında.


Kendime sarılıp yatağın bir ucunda tüm ürkekliğimle gelişini beklerim.
İçimden akan ılıklığı, sıcak sevdayı sana sunmak,
sadece hayalinle bütünleşerek yaşamak çok zor be aşkım...
‘SEN’ bendeysen, benimsen.. Neden gecelere isyanım?


Kirpikten bulutlarını arala artık, güneş gözlerinde kapalı kalmasın,
Uyan! Dünya güneşe, ben sana kavuşayım.
Seni seviyorum eylül bakışlım.




Arzu Altınçiçek


Son düzenleyen Blue Blood; 25 Şubat 2007 01:05 Sebep: bu bolume resim eklemeyin
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
24 Şubat 2007       Mesaj #1526
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Kolye

Kolye

Yaşanmamış bir sevdanın
Külleriydi savrulan.
Kum saatinin ince beline
Takılıp kaldı hayaller…

Ümitlerin bittiği yerde
Kurudu karanfiller.
Fayda vermezdi çırpınışlar!
Ok saplandı yüreğe…

Hoyrat ellerde,
Savrulup gitti mutluluklar.
Hiç gelmeyecek
Özlenen yıllar…

Gözler dalgın, sözler durgun.
Sadece acılar…
Sımsıkı tuttuğu avucunda
Bir kolye,
Sevdiğinden hediye.

Ahmet Bektaş
C.A.N.D.Y - avatarı
C.A.N.D.Y
Ziyaretçi
25 Şubat 2007       Mesaj #1527
C.A.N.D.Y - avatarı
Ziyaretçi

Beni geçmişin dehşetiyle besle
beni geleceğin özsuyuyla

Küpeler tak kulaklarıma kirazlardan
mendilimi fesleğenlerle yıka.

Bana çılgın bir gürleyiş bellet
yankısıyla kapan üstüme geceleri.

Benimle rüzgârları tanıştır
gözlerimi boralara düğümle.

Beni kankardeşi bilsin gözyaşların
beni umudunla büyüle.

Bana ıssız gecelerden yıldız kaymaları sun
beni ucu kıl birbirine sürtünen çakmak taşlarının.

Koynuma başakları yıkayan yağmurunla yağ
kasıklarımı zeytin yapraklarıyla yenile.

Ben seni esir alayım şiirlerle
Sen beni kul bil kendine...



Nihat Behram


Son düzenleyen Blue Blood; 25 Şubat 2007 01:01 Sebep: bu bolume resim eklemeyin
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Şubat 2007       Mesaj #1528
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Seviyorum diyebilmeli insan, kucak açmalı uçsuz gökyüzüne,
Sevdasını sayfalara değil gönlüne yazmalı sevdiğinin,
Yazarken narin olmalı yüreği, inciltmemeli sevdiğinin gönlünü,
Kalem değil hislerini kullanmalı,
Mürekkep yerine gözyaşlarını kullanmalı sevdasını yazarken
Gece olmamalı, güneş batmamalı bu sevda üzerine, ay gündüzde doğmalı,
Sevdaları sözlere sığdırmamalı, anlatmalı gözleriyle,
Kırmalı gönül zincirlerini, kaldırmalı prangaları
Özgür olmalı bir kuş gibi sevdaları,
Kanatlandığında sevdiğine uçmalı hisleri
Ağlayabilmeli sevdasını yaşarken
Ve haykırmalı hayata
Ben seni seviyorum, Ben seni

Hasan Demirçekiç

tikkymelike - avatarı
tikkymelike
Ziyaretçi
25 Şubat 2007       Mesaj #1529
tikkymelike - avatarı
Ziyaretçi
AYAKÜSTÜ YAŞANMIŞ AŞK HİKAYELERİ

Bildiğim kendimi bildim bileli aşık olduğum,
Bildiğim ancak aşıkken var olduğum...
İşte bu yüzden,benim için aşık olmak;
Çoktandır hasretine katlandığım yokluğum
Eğer aşktan söz edildiğini duymamış olsalar
Hiç bir zaman sevemeyecek olan insanlar vardır,
Demiş La Rochefoucauld
Benimse hep böylelerini severek başladı vurgunum...
2
Her durakta ölümsüz bir aşk edineceğim
Bir bakışdan,bir duruşdan,
Çağrışımın sonsuz hızından
Unutulmaz bir sevgili daha bırakacağım ardımda.
Belki de yaşanabilecek en güzel serüveni
Terk edeceğim daha otobüsün ilk basamağında
Kim bilebilir ki,?
Sonrayı,sonrasını kim bilebilir?
Gizli gizli veda edceğim ona;görmeyecek
Ve bu duyguyla burkulmuş yüreğim
Otobüs camına bağrında bir ok ile
Bir aşk levhası çizecek,ah min-el!
Bu da ötekiler gibi,
Kendisini ölesiye sevdiğimi bilmeden
Yaşayıp gidecek..
3
Şimdi hemen kalksam buradan
Hemen çıksam uzun sokaklardan birine
Kiminle karşılaşabilirim
Kime vurulum ölesiye,eve dönmeden
Geceme kuzguni bir cehennem gibi eklenen
Bir ölümcül sevda hangi köşe başında keser yolumu
Bir tenhaya ulak olan o suret avı bırakırmı yakamı
Haracı ödenmeden bırakırmı yakamı
Bir suretten,bir şiirden,bir hüzünden
Ak kağıda düşürülmüş
İmzasını görmeden
Bırakmazlar yakamı,bilirim,ben ölmeden
4
Hangi aşk mümkündür aşığı öldürmeden
Her aşk,her şiir
Ardından uzun uzun bakılan adı bilinmedik sevgilerden,
Küskün omuzlu terkedilmişliklerden,
Perspektifinde hep bir sokak taşıyan o sessiz
O faili mechul cinayetlerden
Resim altı sözcüklerden
Aşk mümkün olsa idi ah,aşığı öldürmeden

Bırakırmı yakamı kağıdın ölüm beyaz sureti
Elle bilenmiş sözcükler,
Yüreğime sokulan serüvenin hançer tadı
Nabzımın atışına ayak uyduran vezninde
Gece adımları şiirlerimin
Bırakır mı yakamı yaşadıklarımı
Dökmeden imgelerin giysilerine
Hayatın maskelenmiş gerçekliğine
Upuzun bir mesafeyle yeniden sokulmak için
Yeniden ve yeniden.

Murathan Mungan
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
25 Şubat 2007       Mesaj #1530
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması
mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.

Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
en güzel yerde başlatılsaydı eğer.

Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer

Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.

Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.

O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.

Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.

Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.

Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de
kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.

Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.

Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.

Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.

Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.

O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.

O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.

Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.

Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.

Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.

Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.

Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.

Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
kulağına okunacak biri olsaydı eğer.

İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de,
kartvizitinde 'onca ayrılığın birinci dereceden failidir' denmeseydi eğer.

Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.

Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
Kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.

Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
ya canım ellerini tutmak isterse...

Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer!!

CAN YUCEL

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya