Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 334

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.175.500 Cevap: 8.002
Nephthys - avatarı
Nephthys
Ziyaretçi
29 Nisan 2007       Mesaj #3331
Nephthys - avatarı
Ziyaretçi
İçimde Senin Hislerin

Sponsorlu Bağlantılar
Orhan ELLİSEKİZ

Bir eylül yağmurunun,
Delice yeryüzüne koşan,
Damlalarında buldum ,
Islak dudaklarının nemini...
Seni nasıl öptüysem,
Yağmuru öyle kucakladım !
Ve beni kaybettiğinde,
Neler hissettiğini.
Yağmur dinince anladım...

Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
29 Nisan 2007       Mesaj #3332
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Kurtulmuşum Hak nurunu gerçeklerde
Gördün demek kurtulmuşum
Sponsorlu Bağlantılar
Güzelliği çiçeklerde
Gördün demek kurtulmuşum
Sevda alevinde sinsin
Oyna ki bire gidesin
Hak gerçeklerde bilesin
Sordun demek kurtulmuşum
Sevda ateşi yandıkça
Gönül o yare kandıkça
Gerçek sana inandıkça
Vardın demek kurtulmuşum
Gözler konuşur sevişir
Seven bu sırra erişir
Aşka yananlar bilişir
Verdin demek kurtulmuşum
Gahi sessiz gahi azgın
Böyle sanma yarın yazgın
Sevenlerde olmaz bozgun
Erdin demek kurtulmuşum
Sevda türküsü söylensin
Yanık gönlümüz eğlensin
İnce de hakka bağlansın
yerdin demek kurtulmuşum
Sabit İnce
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
29 Nisan 2007       Mesaj #3333
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
kerevet






sedirin örtüsü ten
terinde uyur hande
dokunsam eline kırılır sedef
gözlerin
kavanozda akide

her ayrılık biraz nihavent

şekerin tadı tuzdan
benden ötesi sende esaret
düş döktüm yanağına
aynalar çıplak
aşk düze çıktı

nihayet...




Ferhat Gülsün
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
30 Nisan 2007       Mesaj #3334
arwen - avatarı
Ziyaretçi
geceyi gündüzü unuttum gitti.
rüyam da sen, hülyam da sen...
biri işledi damarlarıma kan diye seni,
beynim kapkaça kurban gitti,
bir diğeri kokunu getirdi...
gurbetten gelen mektup gibi koklar dururum şimdi,
nefes de sen, nabzım da sen...

artık hayalini görmek için
kapatmıyorum gözlerimi.
afyon çekmiş gibi yürürken
sağımda sen, solumda sen...
saat taşımıyorum artık kolumda.
sorduklarında ' saat kaç..? '
geçen de sen, kalan da sen...

kışın, üşümüyorum rutubetli teras katında.
romaztizmalarım azmıyor yağmur yağdığında.
ilacım da sen, suyum da sen...
çoktan dalmışımdır senin uykuna
sokulmuşumdur üşmüşsem yanına.
yastık da sen, yorgan da sen...

sevmenin en harbisini tattım sende.
kavuşmakla kaybetmek arasında ince çizgide
hayat da sen, ölüm de sen...
gözlerin; bir insan yarattı.bilmezsin...
hani, boğulacaksa insan 'böylesi olsun.' dediğin.
bir bakışınla kurşuna dizildiğim,
bile bile ipe gittiğim...
ferman da sen...
son arzu da sen...


cafer yılmaz
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
30 Nisan 2007       Mesaj #3335
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Ne bu, ilk batışıdır güneşin bahçemizde,
Ne bu, ilk doğuşudur ayın sinemizde.
Ne bu, kopan fırtınaların garip beldede,
Nede bu, ilk titremesidir bedenin, ürpermeyle.

Sanmayın ki şimşekler çaktılar birden bire.
Bu kara bulutlar yavaş yavaş kümelendi tepemizde.
Ya bu gidişimiz, kapılıp ta köpüklü sellere.
Yavaş yavaş çiseleyen yağmurun, etkisidir yerde.

Ne bu, son damla yaştır akan gözlerimizden.
Ne bu, son kelimelerdir dökülen dilimizden.
Ne bu, son hıçkırıktır boğazımızda düğümlenen.
Ne bu, son feryattır yükselen derinden derinden


necdet cemal ocak
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Nisan 2007       Mesaj #3336
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Mavi Yol

Küsme, sendeki sevmelerim kırılır
Bırak kelebeğin bakışlarında dönsün dünya

Tutsam ellerini, avuçlarına cennet yazılır
Su gibi ol yalansız, uzat saçlarını bahara

Bırak gözlerinde uyansın, zeytin yeşili sabahlar
Gülüşündeki her kareyi resimlesin dilimdeki ilk hece

Tutma, masallar yüzünü senden alsın
Konuş rüyalarınla

Kıskansın mum sarısı papatyalar seni
Giyinme sakın yalnızlığı bir daha

Gün doğsun neşene , hep gülümse ölüme
Alıştım seninle hızlı yürümelere

Ne olur! deyişlerin geliyor aklıma ara-sıra
Çektiğin mesajların ritimsiz ayarları

Eli cebinde yüzme hayalleri kuran deniz kızı tavırları
Yaz çiçeği kokulu, bırakma sakın kollarını gün batımına

Bak kağıttan gökyüzü yaptım sana
Düğmele dudaklarını, önce güneş eriyecek yanaklarında

Oktay ŞAFAK

scanner_11 - avatarı
scanner_11
Ziyaretçi
30 Nisan 2007       Mesaj #3337
scanner_11 - avatarı
Ziyaretçi
ALTI SANİYENİN GETİRDİKLERİ

Tam 6 saniyede yarattığın bir dünyanın
Kalbine gönderiyorsun cesedimi
Sonra sonra çekip gidiyorsun evrenin merkezine
Bir bariyerin arkasında saklanan
İlahinin peşinden koşuyorsun

Farkında değilsin halbuki,
O, cehenneminde hapsolmuş bir zalim
Ve kurtulmak için seni fayda ediyor
Ben tabutumdan çıkmış
Yeniden doğmanın mücadelesindeyken
Sen hala ona tapıyorsun

Beni unuttukça
Yaşlanıyorum.

Geriye dönüp aniden yarattığın
6 saniyelik bir dünyanın ufkunda
Ardışık ikiz yumurtaları benliğinden
Nasıl çıkıyorsa,
Beni de öyle sarıp kovalayan
Bir kabusun içinden utanç duvarını
Bulutlardan ören bir yeşil yaprağın
Gölgesinde buluyor karanlığın bakışları.

Bu bakışlar uzayıp giden bir kuyruklu
Yıldızın ardındaki derinliğin kuklası olup
Şeker meleklerinin farklı yorumlarıyla
Ortaya çıkmıştır...
Bakışlarından gömdüm
Gözlerimin yanılgısını
Yine de açılmıyor ağaçların yaprakları.

Arkanı her kolladığında
Bir uzay boşluğuna kapılan
Yari insan, yari çiçek
Bir saflığın kendisinden doğan
Bebek ağlaması

Bana her bağırışı
Bir yıldırım hızında çarpan
Kamçılayan, kovalayan
Fakat yine de seven


Saatin gerisinde kalan bir çizginin
İnceliğinde yaşanan yüz bin yılın
Taşlarına varan bir noktadan
Bana bir kuvasar kadar uzakta
Duruyorsun...
Başlangıç ve bitiş noktası arasındaki fark
Bazen fark, bazen fark etmez
Bir nefes kadar kısa
Bir yıldız kadar uzak
Fark eşit değildir zaman
Her zaman
Hız eşittir zaman
Zaman zaman.



Fikret Çalışlar




ALTI SANİYENİN GETİRDİKLERİ

Tam 6 saniyede yarattığın bir dünyanın
Kalbine gönderiyorsun cesedimi
Sonra sonra çekip gidiyorsun evrenin merkezine
Bir bariyerin arkasında saklanan
İlahinin peşinden koşuyorsun

Farkında değilsin halbuki,
O, cehenneminde hapsolmuş bir zalim
Ve kurtulmak için seni fayda ediyor
Ben tabutumdan çıkmış
Yeniden doğmanın mücadelesindeyken
Sen hala ona tapıyorsun

Beni unuttukça
Yaşlanıyorum.
Geriye dönüp aniden yarattığın
6 saniyelik bir dünyanın ufkunda
Ardışık ikiz yumurtaları benliğinden
Nasıl çıkıyorsa,
Beni de öyle sarıp kovalayan
Bir kabusun içinden utanç duvarını
Bulutlardan ören bir yeşil yaprağın
Gölgesinde buluyor karanlığın bakışları.

Bu bakışlar uzayıp giden bir kuyruklu
Yıldızın ardındaki derinliğin kuklası olup
Şeker meleklerinin farklı yorumlarıyla
Ortaya çıkmıştır...
Bakışlarından gömdüm
Gözlerimin yanılgısını
Yine de açılmıyor ağaçların yaprakları.

Arkanı her kolladığında
Bir uzay boşluğuna kapılan
Yari insan, yari çiçek
Bir saflığın kendisinden doğan
Bebek ağlaması

Bana her bağırışı
Bir yıldırım hızında çarpan
Kamçılayan, kovalayan
Fakat yine de seven

Saatin gerisinde kalan bir çizginin
İnceliğinde yaşanan yüz bin yılın
Taşlarına varan bir noktadan
Bana bir kuvasar kadar uzakta
Duruyorsun...
Başlangıç ve bitiş noktası arasındaki fark
Bazen fark, bazen fark etmez
Bir nefes kadar kısa
Bir yıldız kadar uzak
Fark eşit değildir zaman
Her zaman
Hız eşittir zaman
Zaman zaman.







Son düzenleyen scanner_11; 30 Nisan 2007 07:11 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
30 Nisan 2007       Mesaj #3338
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
MEKTUP

Yeni mektup aldim gul yuzlu yardan
Gozetme yollari, gel deyi yazmis.
Sivrialan koyunden, bizim diyardan
Daglar mor menevse gul deyi yazmis.

Beserek@te lale sumbul yurudu
Guldede@yi cayir cimen burudu
Karatas@ta kar kalmadi eridi
Akar gozum yasi sel deyi yazmis.

Eglenme gurbette yayla zamani
Mevlanayi seversen aglatma beni
Benek benek mektuptadir nisani
Gozyasim mektuptsa pul deyi yazmis.

Kokuyor burnuma Sivr(i)alan koyu
Serindir daglari, soguktur suyu
Yar mendil gondermis yadigar deyi
Gozunun yasini sil deyi yazmis.

Veysel bu gurbetlik kar etti cana
Karistir gocunu ulu kervana
Gun gecirip firsat verme zamana
Sakin uzamasin yol deyi yazmis.

Aşık Veysel
scanner_11 - avatarı
scanner_11
Ziyaretçi
30 Nisan 2007       Mesaj #3339
scanner_11 - avatarı
Ziyaretçi
ABIHAYAT VE GONCA GÜL

Bir yanda
Mavi okyanusun kucağında
Yemyeşil bir ada
Abıhayat pınarı çağlıyor ortasında
Nefsim beni çağırıyor
Çıkmaya hazır yola
Tek kişilik sandalında
Öbür yanda
Yanan ormanların bağrında
Kan kırmızı kalbim
Sen bir gonca gülsün ortasında
Gözlerin beni çağırıyor
Ölümsüz gerçek aşka
Arzulu ıslak dudaklarında

Düşünmeden ikisinin arasında
Narin bir kelebeğin kanatlarında
Uçuyorum gönül çiçeğime
Ne de olsa
Sensiz ölümü de özlerim
Seni gördükten sonra
Kapansa da olur gözlerim


NiliM - avatarı
NiliM
Ziyaretçi
30 Nisan 2007       Mesaj #3340
NiliM - avatarı
Ziyaretçi
AŞKIMA

Seviyorum seni, kabul edemesen de
Evet diyeceksin birgün, şimdi naz etsende
Mahkum olmuşum aşkına, karşılık vermesende
Razıyım beni kırsanda, yinede seni sevmeye
Aşığınım, dönüşüm yok, sonu ölümüm olsa bile

Özlüyorum seni, yanında iken bile
Zormuş aşk dedikleri, karşılık görmeyince
Tek sevdiğim sen oldun, tek sen olacaksın gönlümde
Üzme, yeter artık, aç gönlünü, bu büyük sevgime
Mutlaka benim olacaksın, yar etmem, yar etmem seni kimseye,

Aydın Güdeloğlu



Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya