Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 492

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.167.705 Cevap: 8.002
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
8 Eylül 2007       Mesaj #4911
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Yıldızlarla ağlaşırsam huzuruna al beni
Işıklarınla aydınlat mahzeninden sal beni
Sponsorlu Bağlantılar

Bu bir davettir sevgili, boynunu bükme garibin
Bahçesinde hüzün biter yaşını dökme garibin

Uçurulan güvercinin kanadında aşk yazılı
Korkutursan konmayacak, sonsuza yemin yazgılı

Adımlıyor yollarını aşk suyundan kana kana
Isırgan zehir bakışlar zehrini akıtır o'na

Mühür gözlüm yüreğimden yüreğine ör beni
Kalbinin kıyısından limanına sür beni.




mehmet yaşar genç

Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
8 Eylül 2007       Mesaj #4912
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Sadece Sen
Seni düşünmediğim zamanlarda
Sponsorlu Bağlantılar
Gözlerini görüyorum karşımda.
Gözlerini görmediğim zamanlarda,
Saçlarını okşuyorum büyük bir hazla.
Saçlarını okşayamadığım zaman da,
Seni düşünüyorum.
Anlıyacağın çok meşgulüm seninle
İlgili zamanlarda.
Kendime bir dünya kurdum.
Sadece senin olduğun,
Ve ben,
En mutlu insanım
Kendi dünyamda.

Özlem Uluğ

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
8 Eylül 2007       Mesaj #4913
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Biliyorsun

Yaşıyor muyum bilmiyorum sensiz
Peki sen nasıl yaşıyorsun bensiz
Gecelerim bile aydınlıktı seninle
Karardı sensiz gündüzlerim bile

Hani ben sensiz sen de bensiz yaşayamazdın
Ben denedim yaşanmıyor sensiz
Sen denedin mi nefes alınıyor mu bensiz
Hayatta olduğunu bilsem

Bilsem bensiz yaşayabildiğini
Gelmez miyim yanına
Bulmaz mıyım seni sanıyorsun
Ararım geceler boyu biliyorsun

Bilsem göçüp de gittiğini buralardan
Gelmez miyim sanıyorsun yanına
Dayamaz mıyım silahı kafama
Gelirim yanına biliyorsun


Bir haberin gelse, burdayım desen
Bırakamadım seni desen
Dünyanın öbür ucuna gelmez miyim
Bulmaz mıyım seni sanıyorsun
O yemyeşil gözlerine bakmak için canımı
Bütün hayatımı,yalnız seni alarak içinden
Veririm o küçücük kalbimi veririm biliyorsun

isimsiz kral
</B>
Tiglon - avatarı
Tiglon
Ziyaretçi
9 Eylül 2007       Mesaj #4914
Tiglon - avatarı
Ziyaretçi
Önce Zambakları Çaldılar Uykularımızdan
Görüyorum;
Sizinde göz bebeklerinizde sancısı aşkın
Yağmur ıslatamadığından korkuları belki;
Bakışlar şaşkın....
Nezaketini yitiren her kelime
İsyanın gün batımı dudaklarınızda
Duysanız sus azaplarını
Konuşmazdınız böyle!

......Önce zambakları çaldılar uykularımızdan
......Sonra kaybolmuş zamanlara sattılar....

Sizin de kulaklarınızda hırçınlığı sevdanın
Hep bitecek gibi sözler
Bir baharı daha solacak ellerimizde
Nur siyahı dünyanın!
Asalet baş eğiyor kirpiklerimizde
Artık,ateş çemberine takılı gözler.....
Sevseniz mutluluk anlarını
Yazamazdınız böyle!

......Önce zambakları çaldılar uykularımızdan....
......Sonra,göz yaşı diktiler rüyalarımıza...

Sizin de dudaklarınızda hicranı şarkıların
Buğulu senfonilerinde ıslanıyoruz
Düş kokulu yıldızların
Yalnızlığın omuzunda başımız
Hüzünler yer tuttu şiirlerimizde
Görseniz bahar kışlarını
Gülemezdiniz böyle!

.....Önce zambakları çaldılar uykularımızdan
.....Sonra,eskimeyen günahlara astılar....

Görüyorum;
Sizin de saçlarınızda ağırlığı hayatın
Pembe gülücükler bırakıyoruz gökyüzüne
Mutlu bir şehir kayıyor ellerimizden....
Temmuz anları donuyor sabahların....
Bilseniz can yangınlarımı
Konuşmazdınız böyle! ...

.....Önce zambakları çaldılar uykularımızdan
......Sonra,kor ateşlerde yaktılar....


Nuray ALPER
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Eylül 2007       Mesaj #4915
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Unuttuğum İstanbul



Hatırını mı sordun! İstanbul’un yıllar sonra,
Unutulacak şehir değildi o.
Oysa ondan başka hiçbir şehir şahit değildir,
Yusufçuk kuşlarının insanlarla dost olmasına!
Kız kulesinde şarap tadı kaldı damağımda.
Unutulmuş hatıraları özledim.
İstanbul’da bıraktığım çocukluğumu özledim,
Bebek sahilinde ilk ve son görüşüm idi,
Unutamadığım Mehmet amcayı.
Ah be! Mehmet amca sende olmasaydın,
Bekleyecektim günlerce,
Bir tek balık çekene kadar
Balık geçmez sahillerinde.
Ada vapurunda bayat simiti,
Bozcaada’nın sessizliğinde
Fayton seslerini bile özledim.
Oysaki o gün ne güzeldin İstanbul.
En kuytu bankında oturuyorken Gülhane’nin
Askerlere yakalanmayı özledim.
Maçka parkında yanan dudaklarımı,
Ben özlemesem bile
O günkü İstanbul mutlaka özlüyordur.
Oysaki o gün ne güzeldin sen İstanbul.
İstanbul hala sırlarını kopartamadı yüreğinden,
Günahlarla sarıldı sigaranın içine İstanbul
Gizlice içilen o içkide de vardı İstanbul.
Zaten hep İstanbul suçludur sorumsuz hayattan.
Ama iyisi ile kötüsü ile bütün sırlarımı sakladı İstanbul.
Balat sokaklarında söndürmüştüm geçmişimi,
O kırmızı kilisenin tepesinde bırakıp çocukluğumu
Son bir kez kaydım tahtadan yapılmış kızağımla,
Haliç’e kadar
Oysaki o gün ne güzeldin İstanbul.
Hangi sevgilim ile gezmiştik Kuruçeşme sahilinde,
Ne büyük hayaller kurduruyorsun İstanbul!
Hani evlenince dolmabahçe sarayında oturacaktık.
Sorgusuzca her şeyini sahiplenmiştim İstanbulun,
Çünkü o gün suyu bile bedava idi İstanbulun.
Haremde oturduğum bankı bile özledim.
Pamuk şekerimde tatlanan ve çocukluğumda son bulan
Kadıköy’ü de özledim.
Oysaki o gün şekerimi sen tatlandırmıştın İstanbul
Aşiyan yolunda ayrıldığım sevgilimi özledim,
Ayrılığımın nedenini asla unutamam
Aşiyan köprüsünden atlayan asıl aşıklar gibi
Sevemeyeceğimi anladığım an
Ayrılığın tohumları dökülmüştü gözlerimden
Oysaki o gün gökyüzü masmavi idi İstanbulda
Yaslandığım çınarı bile özler oldum,
Birde Tankların gürültülerini özledim
Zafer Bayramlarında İstanbulun.

isimsiz kral
</B>
Dark-Line - avatarı
Dark-Line
Ziyaretçi
9 Eylül 2007       Mesaj #4916
Dark-Line - avatarı
Ziyaretçi
Zamansız Ağrıyan

Zamansız geldik
cemre gibi düştük gökyüzüne ilk
Düşün ki düş gördü çocuklar zemheride
soğuk bir rüzgar ısırdı yanaklarını
Üşüdü elleri çatladı endişe
yazamadım ardına düştüğüm ezberi
Kar altında kalan yeryüzü gibi
bekledim ürpererek
Üzerinden yangın geçmiş tenimde
sakladım ateş kokusunu
koklarsın açılırsın diye
Ellerim gülden saklar korkusunu
gel çocukluk etme
Gitme
Pencere önü mahpushanede görüş günü
voltada yan yana düşen dostluklar
yoluma çıkmış gitmemiş gün çoğalması
Sevdam çeliğe su veren ustanın sevdası
sokakta okulda çocuklar
uzayan dövüşün dinmez çavlanı
ABECE öğrenir gibi öğrenilir
ölümün yalnız gidilen sır zamanı
Gelip dayanır kapımıza çıvgın
haziran yağmurları bereketli
Akşamdan sabaha yürürken leyli
daha çok can alır kurşun seli
Kimse büyütemez sessizliğini dargın
koyma beni ortalarda
zamansız gelen çiçek açmalarda
kucağına atma umarsızlığın
Gel çocukluk etme
Yağmur yağabilir kuşlar susabilir
bıyıklarım ıslanırsa üşürüm gitme
Kanlı mayıslara bırakma beni
Su gibi sabah gibi
bir mevsimlik olsun sıcaklığına sarınayım
Gel dokun alnımın çatına
Gözlerin kınalı bir mermi
vur gözlerimi
ısınayım
Munzur dağında çocukluğum kaldı
Karasu’da kanlı gömleğim
En zehir zamanımdır leylim
Geldim dayandım kapına
medet umduğum sensin sürgün ardı
Gel çocukluk etme
gitme

Babür Pınar

Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
9 Eylül 2007       Mesaj #4917
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Arkadaşlar görüyorum ki çok hoş paylaşımlar da bulunmaktasınız , fakat bu paylaşımlarda bir kaç arkadaşımız şair isimlerinin belirtilmesi konusunda hassasiyet göstermediğini görüyorum ...

Yaptığınız paylaşımlarda lütfen şair ismi belirtiniz !

Sedef 21 - avatarı
Sedef 21
Ziyaretçi
9 Eylül 2007       Mesaj #4918
Sedef 21 - avatarı
Ziyaretçi
Sabah Yıldızı

Gözlerin doğuyor zifiri gecelerime,
Nasıl da ışıldıyorum bir görsen,
Bütün yıldızlar avuçlarımın içinde,
Nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
Dudaklarımda sevdalılara ait
Eski bir mehtap şarkısı..

Ben seni unutmak için sevmedim
İşte doğduğun o virane evdesin,
Nasıl bakarsa su toprağa
Öylece bakmaktayım sana,
Yolunu gözlemekteyim senin, beklemekteyim…
Gözlerin dalgalanmakta olan bir mavi deniz
Ben dalgalı denizin kucağına aldığı
Sabah Yıldızı,
Denizin mehtap şarkısı güzel
Gece yıldızları kıskanmakta bu Sabah Yıldızı’nı,
Bütün balıklar mutludur denizlerde
Bir deniz girdabı çeker beni içine,
Çaresiz bir kuştur çırpınan ellerim
Mavi denizinde gözlerinin,
Bu tekne ben miyim mavi denizinde yüzen?
Bu rüzgar ben miyim, sarı gök yüzünü dalgalandıran?

Gözlerin doğuyor zifiri gecelerime,
Nasıl da ışıldıyorum bir görsen,
Bütün yıldızlar avuçlarımın içinde,
Nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
Dudaklarımda sevdalılara ait
Eski bir mehtap şarkısı,
Ben Sabah Yıldızı.


Zafer Şık
Tiglon - avatarı
Tiglon
Ziyaretçi
9 Eylül 2007       Mesaj #4919
Tiglon - avatarı
Ziyaretçi
Aklımdasın
WQI89141

Aklımdasın
Şimdi, şu an elimin altında
Yeşili terlemiş
Bir tabak erik
Bir bardak serin su yanında

Aklımdasın
Saksıdaki toprağımda
Yaprağında sardunyanın
Dalgalandır dalgalandır rüzgarım
Olur a ansızın alabora

Anımsayamadığım bir sözcük
Yüzünle birlikte gelen
Ama tedirgin, ama yitimsiz
Devingen
Soluk bir fotoğrafta
Zamanı geri çeken

Aklımdasın...

Ece A. Günel
Dark-Line - avatarı
Dark-Line
Ziyaretçi
9 Eylül 2007       Mesaj #4920
Dark-Line - avatarı
Ziyaretçi
Bahar

Sevgili tutmuş yularımdan beni,
develer gibi habire çeker.
Esrik devesini böyle nereye götürür,
böyle hangi katara?

Hem canımı çiğnedi benim o,
hem bedenimi çiğnedi.
Gönlümü bağladı benim o,
kırdı şişemi.

Ne iş yaptırmaya götürür, bilmem,
nereye götürür beni.

Sevgili takar beni oltasına,
atar karaya balık gibi.
Sevgili kurar gönlüme bir tuzak,
avcıdan yana çeker sürür beni.

Bakarım tabiat başlar büyük işine:
Bulutlar gelir uzaktan
katar katar, küme küme.
Bulutlar sular ovaları.
Bulutlar yürür dağlara doğru.
Uyanır açar gözlerini yeryüzü.
Gökler çalar davulunu.
Dalların gönlüne çeker gülün özü
en güzel kokusunu baharın.
Tohumun gönlü başlar vermeye tohum.
Ağaç durmadan söyler, döker içini.

Mevlana Celaleddin Rumi

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya