Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 717

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.167.119 Cevap: 8.002
Nisyan-ı Bâtın - avatarı
Nisyan-ı Bâtın
Ziyaretçi
9 Şubat 2009       Mesaj #7161
Nisyan-ı Bâtın - avatarı
Ziyaretçi
hadi gidiyorsun
yürekten kan gidiyor,sen gidiyorsun
Sponsorlu Bağlantılar
herşey gidiyor
gökte bulut,dağda kar,düzde kervan gidiyor
solgun bir gül oluyor insan
bir demet kır çiçeği ölüyor sen gidiyorsun
ne ucuz yaşıyorsun,ne kolay
bir kristal gibi ellerimden düşüyorsun
bakma öyle
ben kanıyorum sen üşüyorsun

kolay değil bir yalan bu
yaralayan kanayan koca bir yalan
yalan işte
sevdiğim yalan
şarkılardan arta kalan ve sabah buğusu
ve tarla faresi ve ekmek derdindeki işçi kalbi gibi
yumuşak sıcak bir yalan
ıslak gözlerimle geçiyorum
yaralı bir ceylanın kalbinden
ceplerimde kül var
bir yangından arta kalan

sorduğum adreslerde kimse olmuyor
ve kimse olmuyor ben sorduğum zaman
her şey bir yalan gibi yandığı zaman
yalnız olduğunu anlıyor insan
anladım ve geçtim
yaralı bir ceylanın kalbinden

aynamı kırdım fotoğraflarımı yaktım
nasıl da acımasızdım tafralarıma karşı
nasıl da umarsız

su gördüm düşümde
karanlıktı ve gürültüyle çağlıyordu
ceplerimde kül vardı ve yanıyordu
sonra sabah oluyor
ve bir ceylan kalbinde alem ağlıyordu

hayır diyordu bir dağ köylüsü
hiçbir şey için geç değil
ve geç değil bir şey için hiçbir şey
bişey vardı öyleyse bişey
beni çeken
gecenin duldasından uzağa
kocaman çayırlara çeken bişey
gümrah ırmaklara
sonra sıcağa sonra acıya
sonra yaralarıma merhem olmaya kapıma dayanan
bişey

tutsana beni,bırakmasana
olsun yaralasana
olsun,ağrısa da
yalan da olsa,kalsana

dağ köylüsü
aşkın olduğu yerde ben varım
sen olmasan da ben varım
yağmur yağar saçlarım filizlenir
bir yıldız düşer omuzlarıma
ıslık çalar ıslanır şarkılarımı söyler geçerim kapından
camların buğusundan ve yağmurun kokusundan
tanırlar beni
bilirler
en iyi yalanlarını ben alırım onların
adresler sorarım kimseler oturmaz orda
ve kimseler olmaz ben sordukça

dağ köylüsü
şimdi gidersen
şimdi git
kalırsan şimdi


İ.Sadri
Yalan



CelestialBody - avatarı
CelestialBody
Ziyaretçi
9 Şubat 2009       Mesaj #7162
CelestialBody - avatarı
Ziyaretçi
Sevgilinin Yakınlığı

Sponsorlu Bağlantılar
Seni düşünüyorum, güneşin ışıkları denizden aksedince
Seni düşünüyorum, ayın pırıltıları kaynaklara vurunca.
Seni düşünüyorum, uzak bir yol üstünde tozlar havalanırken,
Karanlık bir gecede, dar bir tahta köprüde bir yolcu ürperirken.
Seni düşünüyorum, boğuk uğultularla orda yükselirken dalgalar.
Kulak kesilmek için koruluktayım, sık sık her şeyin sustuğu anlar.
Uzakta olsan bile ben senin yanındayım, sende yakınımdasın.
Güneş batıyor, biraz sonra, beni ışıtacak yıldızlar ne olurdu burda
Yanımda olsaydın


Johann Wolfgang von Goethe
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
9 Şubat 2009       Mesaj #7163
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Yetmiş yedi yıl susan kardelen
öleceğini bilir de karda gün açar
de ki, temmuzdur
içimde mayıs ağlar
tutki; zemheri
yağmurlar yağar


Saymadım kaç beklemek var
ucu yanmış bozkırın
karanfil kokan kapılarında
Kaç yankı sığmış koynuma
Anladım ki; suretimden dökülen
anladım ki; bu yanlızlık sen varken


Tut ki; hiç görmedin denizi
Tut ki; tuz yanığı gözlerin

ne çıkar, aşk mavidir


Yetmiş yedi yıl susar sandım
içimde eriyen sözcükler
ilkbahar gelir
geçer karakışın öfkesi

ayak izlerine soyunur gölgeler
bekler sandım..

Tut ki; yağmurun ıslattığı saçlarım

gittiğin de ak oldu
Ne bahar vardı takvimlerde
Ne de Mayıstı
ölmedim....


Yüzümde cehennem acısı
dilsiz örümcek
ördükçe ördü ağlarını
Boğulmadım ya /daha ben ölmem
Elif Yıldız Kıratlı
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
10 Şubat 2009       Mesaj #7164
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Anne Ne Yaptın..

Anne sana kim dedi yavrunu doğurmayı?
Sanki karnında fazla yaramazlık mı ettim?
Senden istemiyordum ne tacı ne sarayı
Karnında yaşıyordum kafiydi saadetim.

Bir kere doğurdunsa sonra niçin büyüttün?
Kundakta beşikte de bir zahmetim mi vardı?
Koynundan niçin attın yavrunu bütün bütün.
Bilmiyor muydun ki o yalnızlıktan korkardı?

Sütünden tatlı mıdır anne sanki bu hayat?
Bana sorsana anne yaşamak bir hüner mi?
El aç yalvar gündüze geceye boyun uzat
Bu uğurda bir ömür çürütmeye değer mi?

Karnında yaşıyordum kafiydi saadetim
Anne istemiyordum ne tacı ne sarayı
Anne karnında fazla yaramazlık mı ettim?
Anne sana kim dedi yavrunu doğurmayı?

Cahit Sıtkı Tarancı

Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
10 Şubat 2009       Mesaj #7165
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi

İstanbul'u Dinliyorum

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Loş kayıkhaneleriyle bir yalı;
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geçiyor kaldırımdan;
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Birşey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul'u dinliyorum.

Orhan Veli Kanık
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
10 Şubat 2009       Mesaj #7166
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Alüminyum Dükkan

Bir göz atıyorum denize
Çın çın ötüyor balıklar
Bu bir giyilmiş ayakkabıdır diyorum
Bu bir sulanmış peynirdir diyorum
Bu bir haşlanmış patates elinizdeki
Bu insandaki ezgi
Bu insandaki akıl
Bu kanundur kanun
Çileğin çilek oluşu gibi.

İşte bu gerçektir diyorum siz de bilirsiniz gerçeği
Bu çivinin çakılışı
Bu ekmeğin sürülüşü
Bu aşkın, bu ayıbın, bu insanın bilinişi
Bu duymak, bu düşünmek, bu yüksünmek insanda
Bu toplum içinde, bu toplum dışında
Bu sizin durumunuz, bu tabiattaki iş
Bu akılsız çiçek
Bu bilgisiz ağaç
Bu düpedüz ileri görüş
Bu su, bu nehir, bu rüzgar
Bu taş, bu bulut, bu hava
Bu bilinen, bu bilinmeyen
Bu İsa'dan önce, bu İsa'dan sonra.

İşte bu yeninin yenisi insan
Dizilmiş kutu
Bükülmüş teneke
Alüminyum dükkan.


Edip Cansever
Axi_MeleK - avatarı
Axi_MeleK
Ziyaretçi
10 Şubat 2009       Mesaj #7167
Axi_MeleK - avatarı
Ziyaretçi
Ben Seninle Mutluyum...

İyi ki geldin bana..
Gelip boş olan yanımı doldurdun..
sonbaharın matemine dokunup da gizlice..
sol yanımda durdun..

ışıyan bir alev gibiydi gözlerin..
önce ılık bir rüzgarla sardı yüreğimi..
sonrasında volkanlar yokladı düşlerimi..
ve sen bir daha hiç gitmedin..
hep o serin güzde..
hep olacağın yerde..
yüreğimde..
sol yanımda.. bekledin..

bir gün..
‘her şeye inat kal’.. dedin..

karşı çıkıp da,
inadına alıp başını..
gitmedi…
bekledi gönül…
durdu ve bir nefes aldı…
gördüklerini göremediklerini bir bir saydı..
hepsinde esen ılık bir rüzgar vardı..
rüzgar tekrar tekrar sararken nefesini..
gitmedi..
gözlerini kapayıp onca söze inat..
bekledi..

gittiğin uzak şehirlerden..
dönüp de ellerinden tutmanı..
gelip de bahar gözlerinle bakmanı..
kavuşup da bir daha kopmamayı..
bekledi..
iyi ki de bekledi..

geldiğin gün anladı..
bitmemişti bu masal..
her ne kadar bitti dese de..
her ne kadar bitmesi gerekse de..
bitemedi..
bitmeyecek,
sonsuza dek sürecekti..

kaç baharları eskitecek..
kaç kez rüzgarlarla kanatlanıp da..
ellerime değecek..
saçlarımdan usulca öpüp
türkümüzü söyleyecekti..

iyi ki diyorum şimdi..
iyi ki sevdim,
ve seviyorum seni..


Ben böyle değildim aslında, beni sen bu hale getirdin.
Şimdi anlamsız bir korku var yüreğim de ve gitgide sarıyor ruhumu..


Bilmiyorum, neden bu kadar sevdim.
Bırakıp gitme sakın tuttuğun bu ellerimi.
Her geçen gün biraz daha ben oluyorsun,
Her geçen gün biraz daha bağlanıyorum sana.
Sakın bırakıp gitme beni…


Benliğimi bu kadar senle doldurmuşken,
O kadar doldurdun ki yüreğimi,
Gidersen dayanamaz ölürüm yaratacağın boşluğa.
Her gece senin hayalinle yumuyorum gözlerimi seninle dolu rüyalara…


Her sabah senin sevginle açıyorum gözlerimi.
Ve doğan güneşi aşkımız ilan ediyorum…


Her karanlık gecenin, her bulutlu sabahın ardından yeniden doğuyor diye...
Sakın bırakıp gitme dayanamaz ölürüm sensizliğe...


Çünkü SENİ ÇOK SEVİYORUM...
Son düzenleyen Axi_MeleK; 10 Şubat 2009 19:21 Sebep: Mesajlar Otomatik Olarak Birleştirildi
ÖmÜrCeK - avatarı
ÖmÜrCeK
Ziyaretçi
10 Şubat 2009       Mesaj #7168
ÖmÜrCeK - avatarı
Ziyaretçi
İhanet mi,Aşk mı?
İçimden geçenleri bilseydin,severmiydin seni?
Kırdığın kalbimin yerine koyabilirmisin,yeniden seni?
İhanet senin için basit,unutulması kolay.
Sevginin affedeceğini düşündüğün,
ama benim için acıların en büyüğünden biri.
İnsanın nasıl içinin acıdığını bilemezsin,
kendinden,sevgisinden,gururundan nasıl vazgeçtiğini bilemezsin.
Sanıyormusun başkalarının kollarından
bana dönerken,yitip gidenin sadece zaman olduğunu?
Dedim ya,sen bilemezsin,çünkü ben sana yaşatmadım hiç,
ihanetin acısını,sevgi yokluğunu.
Şimdi yıktığın değerler için,harcadığın biz için,
kandırdığın herkes için.
Özellikle İhanetin için,tebrik ediyorum seni.
Sen sana yakışanı yaptın,ben de bana yakışanı.
Belki biraz utansaydın,yaptığından pişman olsaydın,
kırılmazdı kalbim bu kadar.
Sen, kendimi bağışlatırım diye düşünmeye devam et,
ama ben ölsemde unutmam bu ihanetinin acısını.
Şimdi sana soruyorum,sen ihaneti ve yalanı seçerken,
nasıl beklersin benden aşkı.

Ben seni sevmekten değil,affetmekten yoruldum

(Mehmet Coşkundeniz)
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
10 Şubat 2009       Mesaj #7169
ener - avatarı
Ziyaretçi
"İki kalp arasında en kısa yol:
Birbirine uzanmış ve zaman zaman
Ancak parmak uçlarıyla değebilen
İki kol.
Merdivenlerin oraya koşuyorum,
Beklemek gövde kazanması zamanın;
Çok erken gelmişim seni bulamıyorum,
Bir şeyin provası yapılıyor sanki.

Kuşlar toplanmış göçüyorlar
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.

Cemal Süreya
Nisyan-ı Bâtın - avatarı
Nisyan-ı Bâtın
Ziyaretçi
10 Şubat 2009       Mesaj #7170
Nisyan-ı Bâtın - avatarı
Ziyaretçi
hercai zaman dur biraz
soluklan
ağzın neden zehir saçıyor
gözlerin kanlı
ayakların aksak
başında duman

süzülmüşsün bilinmeyen imbikten
kimden alırsın ferman
durmaz koşarsın meçhule
nedir seni böylesine gizemli kılan

kır prangaları
duyguları bağlayan
çöz artık kollarından kelepçeleri
azat et aciz köleleri
çaresizce sende tutuklu olan

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya