Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 727

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.167.191 Cevap: 8.002
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
26 Şubat 2009       Mesaj #7261
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
TAŞRA KIZININ DELİCELERİ

Sponsorlu Bağlantılar
Gözlerim seni görünce güzel
Saçlarım senin için uzun
Tenim seninle sıcak böyle.

Sakınmaklar gereksiz
bunu yeni anladım
kırıp dikenli telleri
geldim yanına.
Dört tarafımda elle tutulan
karanlıktı-bilirsin
raylarca uzuyordu yalnızlığım
körkandil kısır anlayışlara
bir kinim vardı ,
zamanın eritemeyeceği
bir sancım vardı öylesine belirgin
yokluğun özlü çıbandı sanki
Duramadım.

Duramadım dayanılmaz isteklere
bütün bağlardan kurtulup bir an
gözlerinin büyüsüne geldim
ellerinin ateşine
Yak beni.

Sen uykusun vazgeçilmiyorsun
Seni kendim kadar seviyorum
Günlerden bir gün duysam acısını
Beni ilk öpenin sen olmasını istiyorum
Beni ilk öpenin sen olmasını.


Türkan İLDENİZ
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
26 Şubat 2009       Mesaj #7262
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
CIGARAYI ATTIM DENİZE

Sponsorlu Bağlantılar

Şimdi bir güvercinin uçuşunu bölüşüyoruz
Gökyüzünün o meşhur maviliginde
Uzun saçlı iri memeli kadınlarıyla
Bir Akdeniz şehri çıkabilir içinden
Alıp yaracak olsak yüreğini
Şimdi bir güvercinin

Şimdi sen tam çağındasın yanına varılacak
Önünde durulacak tam elinden tutulacak
Hangi bir elinden güzelim hangi bir
Bir elinde kızlığın duruyor garip huysuz
Öbür elinde yetişkin bir günışığı
Daha öbür elinde de kilometrelerce hürlük
Çalışan insanlar için akşamlara kadar
Toz duman içinde
Bir elinle de boyuna ekmek kesiyorsun

Biz eskiden de en aşağı böyleydik senlen
Bir bulut geciyorsa onu görürdük
Bir minarenin keyfine diyecek yoksa onu
Bir adam boyuna yoksulluk ediyorsa onu
Ne zaman hürlüğün barışın sevginin aşkına
Bir cıgara atmışsak denize
Sabaha kadar yandı durdu



CEMAL SÜREYA

ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
26 Şubat 2009       Mesaj #7263
ener - avatarı
Ziyaretçi
Öksüz Çocuklar Gibi

Dağların şiirini dinliyorum
Gözlerimde bir tutam yaş,
boynum bükük
Çaresizliğim diken diken avuçlarımda
Gönül kapılarım kapanmış
Ne arayan var, ne soran beni
Gözlerimde bir tutam yaş,
boynum bükük
Öksüz çocuklar gibi
Ellerim, ah ellerim
Böyle değildi eskiden
Turnalar sunamdan söz açardı
Turnalar hâlimi sorardı
Dostlar gülüşürdü çevremde
Acılı şarkılara ağlamazdım
Yüreğim taş taş oldu sevgiden uzak
Bu garip diyarın yabancısıyım
Gülücüklerini kıskanır oldum çocukların
Acıya, kedere, neş’eye
Hey, hey! diyen kuzucukların
Ellerim, ah ellerim
Böyle değildi eskiden
Bir bilinmez geceler gibi
Adı bilinmez şafaklarda umudum
Yarım elma, gönül alma
Ey güzel çocuklar n’olur alın
Ham meyvenin yarısını size sakladım
Adı bilinmez şafaklarda umudum
Gelecek günlerin neş’esine kadar
Güzel oyunlarınıza katılmayacağım
Bir köşede yaşayacağım
Gözlerimde bir tutam yaş,
boynum bükük Dağların şiirini dinleyeceğim
Bir bilinmez gecede çaresiz
Öksüz çocuklar gibi.

Alıntı
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
26 Şubat 2009       Mesaj #7264
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
SEVGİ BAYRAK OLURSA EVRENE

Dağılıp belkileri aramak öyle
Sonuçta belki şenlik belki yenik
İNSAN olmak sorunu ilk
büyük açılar bileşkesinde.

Hep kurtarmak baş tutku
Duyguları katı çarklardan
Korkusuz yaşamak hançer ucu
Şimdi yoluna ayna tutan.

Kurur savaşlar , haksızlıklar
Altı Kıta yürür el ele
Kurur şüphesiz kötülükler kökünden
Sevgi Bayrak olursa evrene

Yaklaşır arsız ve çabuk
Ölüm fırtınadır her an
Belirgin ve kesin
Tek tek başlarda esecek olan.

Yürek özgür yaşamak ister
Kimselere yüksünmeden , kızmadan
Buyurmaya açılan ağızlara bir tomurcuk
Barış Çocuklarından.


Türkan İLDENİZ
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
26 Şubat 2009       Mesaj #7265
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Birbirimizi Anlamak



Her şeyi bakıp duruyoruz,
Neden birbirimizi anlamıyoruz,
Dertleri neden dinlemiyoruz,
Yanlış mı biz aynı dili konuşuyoruz..

Duygularımızı açık anlatıyoruz,
Dillerle zar zor olsa da aktarıyoruz,
Bunları yazılarla da aktarıyoruz,
Duygularımızı dilimizle aktarıyoruz..

Hep dillerle anlatıyoruz ama
Bazen aktarılıyor yazılarla,
Bu hayatta yaşananlar da,
Aynı dilledir anlatılar da,

Anlaşmak güzeldir sözle olmasa da,
Anlatıyoruz bunu yazılarla,
Başka dille anlatmıyoruz ya,
Aynı dille anlatıyoruz anlasanıza,

Sevgiler bir şekilde anlatılacaktır,
Bazen konuşmayla, bazen yazıyladır,
Anlaşılmak bir hayat yaşamaktır,
Sevgileri aynı dille anlatmaktır.

Anlaşılmak, anlatmak güzel bir olaydır,
Ahvallerin anlaşılması güzel olacaktır.
Emelimiz bu dünyada yaşamaktır,
Meramımızı aynı dille anlatmaktır.
Yazılı ve sözlü olsa da anlatıyoruz,
Hepimiz duygularımızı yaşıyoruz,
Gönüllerde olanları aktarıyoruz,
Çünkü bunları aynı dille aktarıyoruz...


Zekeriya Başgün
Daisy-BT - avatarı
Daisy-BT
Ziyaretçi
27 Şubat 2009       Mesaj #7266
Daisy-BT - avatarı
Ziyaretçi
Aşk

Sen varken kötü diye bir şey bilmiyorduk
Mutsuzluklar, bu karalar yaşamada yoktu.
Sensiz karanlığın çizgisine koymuşlar umudu
Sensiz esenliğimizin üstünü çizmişler
Nicedir bir pencereden deniz güzel değil
Nicedir ışımayan insanlığımız sensizliğimizden.
Sen gel bizi yeni vakitlere çıkar.


İlhan BERK
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
27 Şubat 2009       Mesaj #7267
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Anlayamadığın...



Anlayamadın yine,
Senin kahrından batmıştı güneş,
Ve küresel ısınma zannettiler iç sıkıntısını,
Canımız sıkıldı, bütün buzullar eridi,
Bütün ormanlar kendini yaktı bu gece,
Sen uykunda kâbus gördün diye,
Haber bültenleri, mangalcı ziyafeti sandılar,
Ve sürmanşet vermediler, sensizliği...
Sen aynadayken hani demiştim ya
Bakmayı bilmiyorsun gökyüzüne,
Bakabilseydin görürdün,
Kâinatın kalbini.
Ürkememiştin bile,
Anlayamadığın kadardı, kaybettiğin.

Pencerene bu sefer yeminliydi, düşebilmeye,
Bir yağmur damlası buharlaşıp gelmiş gözyaşımdan,
Soluğun olmaya adamıştı kendini bir yudum oksijen parçası,
Son selamlaşmamızdaki tıkanık bir iç çekişime özenip,

Ve bir yakamoz en yakın bir deniz penceresinden kaçıp,
Senin en sevdiğin bir şarkında adının geçmesini bekleyecekti içinden, söylediğin.
Az sonra tükenecekte olsa,

Ve az sonra söneceğini bile bile bir ateş böceği,
Pencerenin saçağında son nefesini bir rengini göstermeye çalışan,
Menekşenin dalına tırmanmış,
Gözlerine son bir kez yanmaya çalışırken can veriyordu.
Az önce gücü yetmemiş gölgende uyumaya,,
Bir ipek böceğinin başucuna anlarsın diye bıraktığı,
Sevdasının yarasını anlatan kozasının yanında...


Ve biz bütün kâinatla beraber her gece senin için öldük,
Sen her yeni sabaha uyanırken,
Yeter ki anla diye bir gün aşkı...



Önder Kaç
anzu - avatarı
anzu
Ziyaretçi
27 Şubat 2009       Mesaj #7268
anzu - avatarı
Ziyaretçi
ÇOCUKSUN SEN

Dünyanın dışına atılmış bir adımdın sen
Ömrümüzse karşılıksız sorulardı hepsi bu
Şu samanyolu hani avuçlarından dökülen
Kum taneleri var ya onlardan birindeyim
Yeni bir yolculuğa çıkıyorum kar yağıyor
Bir aşk tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte

Çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum

Dönüşen ve suya dönüşen sorular soruyorsun
Sesin bir çağlayan olup dolduruyor uçurumlarımı
Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman
Birisi adres sorsa önce silaha davranıyorum
Kekemeyim en az kasabalı aşklar kadar mahçup
Ve üzgün kentler arıyorum ayrılıklar için

Bir yanlışlığım bu dünyada en az senin kadar
Ve sen kendi küllerini savuruyorsun dağa taşa
Bir daha doğmamak için doğmak diyorsun
Ölümlülerin işi bir de mutlu olanların
Onların hep bir öyküsü olur ve yaşarlar
Bırakıp gidemezler alıştıkları ne varsa

Çocuksun sen her ayrılıkta imlası bozulan

Susan bir çocuktan daha büyük bir tehdit
Ne olabilir, sorumun karşılığını bilmiyor kimse
Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman
Bir kaza olsa adı aşk oluyor artık
Aşksa dünyanın çoktan unuttuğu bir tansık
Seni bekliyorum orda, o kirlenen ütopyada

Kirpiklerime düşüyorsun bir çiy damlası olarak
Yumuyorum gözlerimi gözkapaklarımın içindesin
Sonsuz bir uykuya dalıyorum sonra ve sen
Hiç büyümüyorsun artık iyi ki büyümüyorsun
Adınla başlıyorum her şiire ve her mısrada
Esirgeyensin bağışlayansın, biad ediyorum.

Çocuksun sen ve bu dünya sana göre değil


AHMET TELLİ
ahmed - avatarı
ahmed
Ziyaretçi
27 Şubat 2009       Mesaj #7269
ahmed - avatarı
Ziyaretçi
Çıldırası Duygularım Var...




Hadi bütün olanları unut gitsin sevgili,
Ben de, silip atacağım her bir şeyi görürsün.
Bir boş şişeyi bulursun yanımda saklı,
Bir de aklım sana sarhoşluğundan kalan.
Tek nefesle göçeceğim gör sana.
Hadi, kucak açsana.
Kucaklasana beni.
Seninim senin.
Delinim..
Yok dersen..çıldırırım..!

Belli, tan fırtınalı gelir seherden önce
Sürükler her seferde.
Ve bin beteri vuran olur günün kızılı
Ve çöker mavi gök.
Geceden öp beni sevgili, karanlıktan kop
Gören sadece melekler olsun
Periler duysun hışıltıları
Kapat bütün ışıkları..
Gölgen düşerse yere..çıldıracağım..!

Dursun an, tutulsun soluk, bitsin yokluğun sarmalı
Sarılmalı ölümüne mutluluk bize.
Açılmalı sonsuza dek mavi denize, el ele
İste hele, çökeriz dibe.
Bir de..denizkızı masalını dinleriz soluksuzca
Çok uzunca yol alırız ikimiz bir can
Utanır mercan o gözlerinden.
Denizyıldızları vurur sahile
Kıskanır cinler bile..
Yoksa..çıldırırım ben..!

Sen kaldırmıştın hani, dağlar başına aklımı
Saklımı bulutlara.
Umutlarımı da vurmuştu avcı, acımasızca
Ezildi hep içimde ki karınca.
Kararınca değildi aşk belliki o sende ki.
Bende şimdi çıldırası haldeyim
Sorma nerelerdeyim?
Her yanım acı.
Hadi yabancı.
Susma şimdi.
Haykır
Kesilirse soluğun..çıldıracağım..!

Duyulsun yüreğin sesi, titresin tel tel
Çıldırası duygulara olunmaz engel
Dön gel fırtınam, an tamam
Anlatamam tutuklu dil
Sensiz lal..!
Bütün cümlelerin tek anlamı var şimdi
Tek manası aşk, gör.
Sor beni sana.
Al cevabı al.
Anla artık..çıldırası duygularım var...!


Mehmet Kesici
ener - avatarı
ener
Ziyaretçi
27 Şubat 2009       Mesaj #7270
ener - avatarı
Ziyaretçi
Senin Harflerin İçin

1.
Mırıldandığın her şeysin, sesinden öpüyorum
sessizliğine de eğiliyorum fakat neredesin
kapanınca harflerinin kapısı: Adın
şiirim!
Heceler gibi öpüyorum işte iki hecesin
adından başlıyorum öpmeye kırlara çıkmış
harflerinin arasından öpüyorum: Ağzın
cennetim!
Dilin hâlâ çocukluğun suyuyla terli
ve haylaz suyundan öpsem küskün
bir çeşmenin harflerin susuz. Dilin
cehennemim

2.
Mırıldan dur bana, senin üstüne harf
getirmem daha, ağız ağıza duruyor
harflerin: Sevmenin birinci hâli gibi
telaşlı duruyor da ben utanıyorum
üçü bakarken birini öpmeye senin!

3.
Harflerin aralanmış
sesliler sevişiyor
sessizlere bu cümlede
sıra gelmeyecek gibi

Harflerin yatışınca
belki duyarsın içinde
sessizlerin uykusuz
kaldığı o cümleyi

Aşkı seslendirirken
unuttuğun mırıltı
bizi sessizliğimizden
doğru bağışlar belki

4.
Bir ses sesini öpse
harflerin uykusuz kalır

5.
Dün sabah önünden geçtim
kağıt gibiydi harflerinin yüzü
araları açılmış olmalı
bütün gece sevişmekten

6.
Mırıldandığımız şeyler
kalmayınca aramızda
ağızda söz, gövdede ter,
bir aşk bunlarla biter

7.
Harflerin gülüştüğünü senin adında gördüm! ..


alıntı

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya