Arama

Şiir Nehri -2- [Arşiv] - Sayfa 85

Güncelleme: 18 Ocak 2010 Gösterim: 1.169.227 Cevap: 8.002
blood_lovee - avatarı
blood_lovee
Ziyaretçi
29 Ocak 2007       Mesaj #841
blood_lovee - avatarı
Ziyaretçi
Yol Uzun

Sponsorlu Bağlantılar
Bu gece yol uzun
Ve gölge gece değil,
Karanlık, senin sesinin yokluğu.

Yön gösteren ne çok tabela.
Radyoda muhbir gürültüsü,
Acıyan bir yanım var, öbür yanımda.

Çukur uyandırır her seferinde yokluğunu.
Başım ne yanda öğrenemedim bu saatte,
Sol omzum camı kaldırır, alışamadım...

Burundan bezdiren yanık kahve kokusu.
Eğildim gövdeme, boynum biraz ağrıdı,
Sonra sol omzumun üstüne konsun istedim kokun...

Şimdi yarın olsun, yarın da sen ol.
Tebessüm gider ardından ama sen yüzün önünde yürürsün.
Amacından amaç arayışın, arayışın ve buluşun.

Kirli bir pazartesi sabahı, sen temizle bugün bu günü.
Alışsın ellerin, ellerin yaptığına.
Düşün ve sevdana seslen şimdi.
Yutkun ,yutkun...

Hakan Taşdelen
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
29 Ocak 2007       Mesaj #842
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Su

Sponsorlu Bağlantılar
Firuze rengi suların önünde diz çökmüş
bir okçu, elinde altın yayıyla.
Karalarla kaplanlarla oynuyordu,
kemanıyla oynadığı gibi.
Firuze rengi sularda yüzen
sarı güller... lerin yansıttığı
yanılsamalar... içindeyim...
O uzun siyah eldivenimle
yürüyorum sularda.
sularla evlilik akuatik yeşillerle
gri gözlerle bir anima-kadın
soluk alıp verişi
karanlık yaprakların ardında
Bir yıldız gümüş notalar fısıldıyor
onun da kulağına... dolendo...
Seslerin ve notaların gümüş
ağırlığıyla dalıyor sulara, dalıyoruz.
bir denizaltı konuşması gibi
artık kimsenin dinlemediği iki insan arasında
boğulmamak için denizin dibinde konuşmaya çalışan
İki insan gibi neredeyse
dolendo
O uzun beyaz eldivenimle
tekrar çıktığımda sulara Miras'ım,
alnıma saplanacak altın bir ok olabilir.
Erden kızların önünde eğilmiş
oturuyor olabilirim alnımda altın bir okla.
Aramızda belirli uzaklıklarla eğilmiş
şarkı söylüyor olabiliriz gri sulara.
Aramızda kristal uzaklıklarla
göğe çekilmiş olabiliriz, ağlayan ünikornlar gibi.
Orion çekimi belki de yalnızca...

Lale Müldür
MaKaLeLe - avatarı
MaKaLeLe
Ziyaretçi
30 Ocak 2007       Mesaj #843
MaKaLeLe - avatarı
Ziyaretçi
Remzi

Ne sorayım sana
Kulak dolgunluğu belediklerini mi söylersin
Uyku sersemliği göz gezdirdiğin kitaptan
Aklında kalanları mı
Çalışmadın istediğim gibi
Ya komşunun suyunu taşıdın
Bekar çamaşırı yıkarken annen
Ya da beşiğini salladın kardeşinin
Gaz yoktu belki bu gecelik
Şişesi çatlamıştı lambanın
Karşılıksız kalacak sorularım demek

Ama vakti gelince senden öğreneceğim
Makarna verildiğini karneyle
Bulgaryadan gelen kömür motorlarının
Yanaştığını Kumkapı'ya
Kulağına kar suyu kaçan toriklerin
Karaya vurduğunu Boğaz'da
Yaramasa da işimize, kahvenin
Kaça sürüldüğünü el altından
Yaz ortasında bulursun
Hasta için olduktan sonra
Limonun en sulusunu
Mahalle kırılırken uyuzdan
Sen taşırsın kükürtü
Mısır Çarşısı'ndan
Kursağına girmese de bulursun
Yumurtanın en tazesini

Her derdine koşarsın mahallenin
İnsaflısını verem doktorunun
Dişçinin en ucuzunu
Sen salık verirsin komşulara
Bildiklerin de vardı fazladan
Kalayla çivi üzerine
Biraz daha kurcalarsam
Dökersin içyüzünü nalburların

Benim bilgili becerikli çocuğum
Derse kalktığın zaman
Yüzünün kızarması neden
Üstte başta yok diye mi
Utanmak bize düşer çocuğum
Çalışmadığın içinse
Bildiklerin sana yeter
Notun önceden verilmiş
Bilmediğin şahıs zamirleri olsun

Rıfat Ilgaz |
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
30 Ocak 2007       Mesaj #844
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Bahar yaşanmalı,
sele kapılmadan.
Tutkuya dilenen sevgi,
günahı gelmeyene,
tek gecelik gitmiyorum.
Ömür olmalı aşk,
seni aramak ulaşamamak,
bulmak unutmak olmasın,
Sustum kendime.
Yazamadıklarım sendeki özlemim.
Tuzlu yanaklarında dudaklarım,
Dudağının kız kurusu yalnızlığında.



ömer şancı
Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
30 Ocak 2007       Mesaj #845
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Haber Vermeyecektin

Güneş fecre dalıp kaybolduğunda
Ben de kaybolurum her akşamüstü
Açarım göğsümü karanlıklara
Çekerim içime cıgaramın zehri
Seni düşündükçe her akşamüstü

Haber vermeyecektin giderken bana
Sarıldığını bir başkasına
Çekerdim özlemini vuslat anının
Haram katmasaydın hayallerime

Dalgalar sahile her vurduğunda
Peşinden sürükler dönen her damla
Bir ağırlık çöker omuzlarıma
İçimi dökerim uçuşan martılara
O uğursuz sahile gittiğim zaman

Haber vermeyecektin giderken bana
Sarıldığını bir başkasına
Beni avuturdu o an martılar
Haram katmasaydın ak tüylerine

Ali Ekinci
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Ocak 2007       Mesaj #846
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
Penceremde Eylül

Uyu

zifiri karanlık elimdeki şarap
bıçak kesmez gözlerimin üşümesini
aylak güvercinler pencerede çığlık
secerem kapalı
kapılar da

Düşün

cennetinde adam
aynada bulut yüzdürür
yılgın,asi
toprağa sancısı büyür...büyür

Sus

gamzende şehvet,
gece kuytuda
duvardaki resim serseridir

günaydınlar Eylül
Ekim ağıtları duraksız çiy
soyunur akşamın teni

giyin

bahçende gelincik aşk kırmızı
kirpiklerinde mavi
yağmursuz da bahtiyar

anla

bu mevsim yaşlanmanın tam sırası
cevizin yaprağı omuzunda kurşundan şiir
şarap sızıyor kıyılarıma
yüzümde koşulsuz gün ışığı

Hakan Kartal
Misafir - avatarı
Misafir
Ziyaretçi
30 Ocak 2007       Mesaj #847
Misafir - avatarı
Ziyaretçi
MUTLULUĞUN RESMİ

Bugün; bütün ağaçlar yüreğimdeydi.
Bütün çiçekler gözlerimde.
Güneş, ışıklarını dudaklarıma kondurmuştu.
Neydi kanımı kaynatan bu güzelliğin adı?
Mutluluk muydu?

Bugün,
Ne varsa hüzünden yana
denize fırlattım az önce.
Sanki beklermiş gibi hepsini,
hop hop hoplatıverdi dalgalarında.
En güzel maviliğiyle oynaşıp durdu.
"Bak" dedi "fırlattığın hüzünlerine...
İşte; onların bendeki hükmü sadece bu!"

Sonra, şakalaşırcasına
bir kaç tuzlu damlasını
sıçratıverdi yüzüme.
Gülümsedim mahcup mahcup,
onun bu neşesine...
Duruldu.
Bir deniz yıldızı bıraktı avuçlarıma.
Yoksa mutluluk bu muydu?

Herkes kalabalıkken,
içimdeki yalnızlığı
alıp, gidiverdi sihirbaz martılar!
Bir de arkasından o bildik
şen kahkahalı bağırışmalar!
Hiç bu kadar güzelini görmemiştim.
Beyazmış meğerse
beni, onlarla bütünleştiren mucize!
Kanat çırpa çırpa,
yüreğimdeki isyanları uçurdular...
Yaşamaktan aldığım tad; işte buydu!
Yoksa mutluluk bu muydu?

"Sen mutluluğun resmini
çizebilir misin Abidin?"
Evet... Adım İNSAN...
Ya, tabii ki, çizerim!

Az önce;
ağaç oldum,
çiçek oldum,
güneş oldum,
deniz oldum,
martı oldum,
ölümsüzleştim...

Meğerse, hep
yanıbaşımdaymış
bu güzel resim!
Ben çizdim. Adı umudum'du!
Yoksa tüm umutlarım
beni hiç terketmeyen
mutluluğum muydu?

* * *

Mutluluk,
hepimize sadece
kendi çizdiğimiz resimler
ve uzaklıklar kadar
yakındır!


Nedret Türer



Mystic@L - avatarı
Mystic@L
Ziyaretçi
30 Ocak 2007       Mesaj #848
Mystic@L - avatarı
Ziyaretçi
Ne sorayım sana
Kulak dolgunluğu belediklerini mi söylersin
Uyku sersemliği göz gezdirdiğin kitaptan
Aklında kalanları mı
Çalışmadın istediğim gibi
Ya komşunun suyunu taşıdın
Bekar çamaşırı yıkarken annen
Ya da beşiğini salladın kardeşinin
Gaz yoktu belki bu gecelik
Şişesi çatlamıştı lambanın
Karşılıksız kalacak sorularım demek

Ama vakti gelince senden öğreneceğim
Makarna verildiğini karneyle
Bulgaryadan gelen kömür motorlarının
Yanaştığını Kumkapı'ya
Kulağına kar suyu kaçan toriklerin
Karaya vurduğunu Boğaz'da
Yaramasa da işimize, kahvenin
Kaça sürüldüğünü el altından
Yaz ortasında bulursun
Hasta için olduktan sonra
Limonun en sulusunu
Mahalle kırılırken uyuzdan
Sen taşırsın kükürtü
Mısır Çarşısı'ndan
Kursağına girmese de bulursun
Yumurtanın en tazesini

Her derdine koşarsın mahallenin
İnsaflısını verem doktorunun
Dişçinin en ucuzunu
Sen salık verirsin komşulara
Bildiklerin de vardı fazladan
Kalayla çivi üzerine
Biraz daha kurcalarsam
Dökersin içyüzünü nalburların

Benim bilgili becerikli çocuğum
Derse kalktığın zaman
Yüzünün kızarması neden
Üstte başta yok diye mi
Utanmak bize düşer çocuğum
Çalışmadığın içinse
Bildiklerin sana yeter
Notun önceden verilmiş
Bilmediğin şahıs zamirleri olsun

Rıfat Ilgaz
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
30 Ocak 2007       Mesaj #849
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Güldüğümü gördün de mi, geldin yanıma,
İki cilve bir naz, girdin kanıma,
Ben sensiz ne mutlu, ne bahtiyar idim,
Hayatımı kararttın, kastettin canıma...


sedat sözen
arwen - avatarı
arwen
Ziyaretçi
30 Ocak 2007       Mesaj #850
arwen - avatarı
Ziyaretçi
Sensiz oturdum bu akşam penceremdeki köşeme
Başımı dayadım buhulu camlara
Dışarda soğuk bir sensizlik var yine
Bu gece simsiyah bulutlar var gözyaşı dolu sanki
İsmin var aklımda hep böle pusulu akşamlarımda dilime dolanan
Sevgin var içimde hiç bir zaman sonu olmayan
Sensizliğim var şu dört duvar odamda
Ölü umutlarım var hayata döndürülemeyen sevdiğim
Yanlızlığım var sensiz geçen her uykusuz gecemde...


ASLAN YILDIZ

Benzer Konular

2 Aralık 2006 / Misafir Genel Mesajlar
6 Ağustos 2020 / mydarling24 Genel Mesajlar
18 Temmuz 2016 / Daisy-BT Edebiyat
27 Kasım 2012 / Efulim Coğrafya